19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 KASIM 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASEV ABD Başkanı'nın Ortadoğu'da banşı sağlayabileceğine inanan tngiltere Başbakanı düş kınklığma uğrayabilir Blair, Bush'a fazla güveniyorIngiltere Başbakanı Tony Blair, ABD Başkanı Bush'un Filistin- îsrail sorununa çözüm bularak Ortadoğu'ya banş getireceğine inanıyor. Bu, ya çok büyük bir saflık ve ahmaklıktan kaynaklanır ya da gözü doğrulan görmeyecek kadar fazla iyimser olmaktan. JONATHAN FREEDLAND S olcu ve sağcı siyasi görüşün farkı geçmiş- te şöyle özetlenirdi: Solcular insan yapı- sının iyi, olumlu yanlannı görür ve bura- dan yola çıkar. Sağcılar ise kötümser açıdan bakarak dünyaya yaklaşır. Eğer temel fark buy- sa burada çok önemli bir haber var: Ingiltere Baş- bakanı Tony Blair sol kesimin adamı. En azından konu Ortadoğu olduğunda, geçen hafta ABD Başkanı GeorgeVV. Bush'la VVashıng- ton'da yaptığı görüşmeden ve yaptığı açıklama- lardan kesin olarak anlaşılan bir şey var, o da başbakanın bu bölgeye eşine ender rastlanan bir iyimserlikle yaklaştığı. Başkalan şüpheci bak- sa da o, Bush'un Ortadoğu'ya banş getirmeye kendini adadığına kesinlikle inanıyor. ABD Başkanı'nın geçmişte de banş sözleri ettiğini anımsamalıyız. 2003 Nisanı'nda Belfast'a geldiğinde Blair'in Kuzey Irlanda için olduğu gibi Ortadoğu'ya banş getirme içın elinden ge- leni yapacağına dair söz verrnişti. Ancak sözü- nü tutmadı. tki ay sonra ise Ürdün'de farklılık- lannı banşçıl yolla çözene kadar Filistinlileri de îsraillileri de hizaya getireceğini söyledi. Bu- nu da yapmadı. Bu Blair'i üzmedi. Başbakanın makamının bu- lunduğu Dovvning Sokağı yetkilileri, Bush yö- netiminin sonunda Filistin-Israil sorununun tüm dünya için, özellikle de Arap Dünyası için ina- nılmaz büyük önem taşıdığını şimdi anladığı- nı söylüyor. Blair, Ortadoğu sorununun çözül- mesinin küresel güvenlik açısından büyük önem taşıdığının altını çizmeyi de ihmal etmiyor. Beyaz Saray'da Bush'la birlikte yaptıklan ba- sın toplantısında sürekli Filistin'in demokra- tikleşme adına reform yapması ya da demok- ratik kurumlar oluşturması gerektigini söyledi- ler. Bu, geçmişte sık dile getirdikleri bir şey de- ğildi. Onlara göre Israil in, Filistin birdevlet ol- duğu takdirde, sınır komşusunun ikinci bir Su- riye olmayacağından emin olması gerektigini söylediler. Israil'in bu konudaki kaygısını Bush da Blair de kabul etmişti. Şimdi de Londra'nın bakış açısına göz ata- lım. Yaser Arafat'ın ölümü yenı bir liderliğin tLK KUTLAYAN LİDER - 2 Kasım'daki seçimden zaferie çıkıp Beyaz Saray'da ikinci dönem için vize alan George Bush'u ilk zharet eden \e kutlayan yabancı Mer Tony Blairoldu. Ikili.l 2 kasım'dakirjuhış^nanmaniıiKİ^ yolunu açtı. Israil Başbakanı Ariel Şaron Gaz- ze'den ve Batı Şeria'nın kuzeyindeki bazı böl- gelerden çekiliyor. Bush, önündeki seçilmeme sorununu atlattı, ikinci dönem için vize aldı. En önemli adım Filistin seçlmleri Condoleezza Rice'ın Dışişleri Bakanı olarak atanması da yardımcı bir unsur. ABD'nın en yük- sek rütbeli diplomatı olan ve Başkan'a çok ya- kın olduğu bilinen Rice, Coiin POvveUdan çok daha etkili olacaktır. Bundan sonraki en önemli adım Filistin'de 9 Ocak'ta düzenlenecek seçim olacaktır. Kötüm- serler işgal altındaki topraklarda nasıl özgür, de- mokratik ve hakça bir seçımın düzenlenebile- ceği konusunda kaygılılar. Ancak Blair bu ko- nuda pek kaygılı gibi görünmüyor. Bush geçen hafta, "Biz bu seçimin başanlı olması konusun- da ısrarh ve istekfiyiz" dedi. Bu mesaj lsrail'e verilen bir mesajdı. Ilımlı olarak bılınen Ebu Mazen El Fetih'in gönlünde yatan devlet başkanı adayı olsa da konuya kaygılı bakan çevrelerin onun istekle- rini yapabileceğıne dair şüpheleri var. Onda ke- sinlikle Arafat'ın kişiliği yok. Nasıl Islami Ci- hafla, Hamas'la, yolsuzlukla başa çıkacak ya da yan-devlet olmanın bile ön şartı olan tek bir güç oluşturmayı başaracak? Blair'in ve çevre- sinin yanıtı yine iyimser. O, geçen hafta Bush'la yaptığı açıklamada belirttikleri "plan"a atıfla bulunuyor. Bu sorunun yanıtını ararken, ikili, (George Bush ve Tony Blair) Filistinlilerin bağımsız bir devlet kurmak için gereken eko- nomik, siyasi, güvenlik alanlanndaki yapılan- maya ilişkin bir planı uygulamak konusunda ulus- lararası destek sözü verdiler. Ancak, bu planın detaylan açıklanmadı. Sadece bu kez Filistin- lilerin yalnız olmayacağı vurgulandı. Bu planda güvenlik unsuru îsraillileri en çok ilgilendiren unsur. Bu konuda da iyimserlik rüzgârlan egemen. Geçmişte banş sözü edildi- ğinde taraflar ateşkes yapar, sonrasında genel- likle bir taraf diğerini ateşkesi bozmakla suç- lardı. Ve tüm çabalar çöpe giderdi. Şimdi ise Londra, uluslararası kamuoyunun gözünün iki tarafın da üzerinde olacağına ve bunun yeterli olacağına inanıyor. Bu görüşe muhalif olanlar sadece silahlı uluslararası hakemlerin geçerli- liğini savunuyor. Ancak Downing Sokağı, silahlı olmayan da- nışman ve uzmanlarla işin hallolacağını düşü- nüyor. Muhalifler aynca, Bush yönetiminin si- yasi açıdan çok büyük bedel ödettirebilecek bir konu olduğu için, soruna çok da fazla burnunu sokmak, işin direkt içinde olmak istemediğini düşünüyor. Başkan. bölgeye özel bir elçi bile atamayı reddetti. Başbakan Blair bunu da hoş karşılıyor. Londra, elçi atamamanın ABD'nin yeni dışişleri bakanının konuya daha çok ilgi göstermesine neden olacağı için olumlu bir şey olduğunu düşünüyor. Ya ahmak ya asırı lylmser Planın istendiği gibi uygulanabildiğıni varsa- yalım. ABD ve tngiltere nin ortak tutumuna şüpheci yaklaşanlar sözü edilen plan uygulan- sa bile tsrail halkının sonuçta gerekecek feda- kârhklan yapmayacağını düşünüyor. Şaron'un Gazze'den çekilmek için bile karşılaştığı zor- luklan anımsatıyorlar. Ancak Blairin bu konuda da hiçbır şüphe ve kaygısı yok. Demokratik bir Filistin'in masaya oturduğunu gördüğünde Şaron'un ve Israil'in komşusunu kucaklayacağını düşünüyor! Bu tür bir psikoloji ya çok büyük bir saflık ve ahmaklıktan kaynaklanır -kendisini döven bir sevgiliye sürekli geri dönen bir kadınınki gibi; her seferinde "Belki bu kez düzenr" iyi niyeti ve inancıyla- ya da gözü doğrulan görmeyecek kadar fazla iyimser olmaktan. Son 30 yıldaki banş girişimlerinin nasıl so- nuçsuz kaldığı anımsandığında birinci tez da- ha geçerli gibi görünüyor. Ancak, Blair, îsra- ıl'e iyice yaklaşıp bir Arap ülkesini işgal ede- rek Ortadoğu diplomasisindeki tüm kurallan ih- lal etmiş bir ABD Başkanının daha dikkatli ve diplomatik alanda başanlı olan geçmiş başkan- lann yapamadığını yapabileceğını düşünerek ku- mar oynuyor. Benim görüşüm, onun aşırı derecede ümitli ve iyimser olduğu yönünde. Yanılıyor olmayı çok ısterdim. (The Guardian, Ingiltere, 17 Kasım) Rusyönetimi otokrasisevdasında PASTL FELGENHAUER R usya, Sovyet İmparatorluğu'nun yı- kıntısından oluştu; sınırlan da stra- lejik çıkarlan da belirsiz bir ülke ola- rak. Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından he- men sonra Moskova'da izole edilmışlik ve izole etme kültürü hâkimdi. 1991 sonunda hatta 1992 yılının başında yeni kurulan cum- huriyetlerdeld Rus askerierini gen çekme ko- nusu tartışmaya bile açılmıyordu. Sovyetler sonrası Rusya yapılanmaya çalışırken enteg- rasyondan yana olan sesler yükselmeye hat- ta egemen olmaya başladı. Rusya'nın hemen hementüm cumhuriyetlerde askerleri var. Rus garnızonlan Gürcistan ve Moldova'da bu ülkenin liderlerinin itirazına rağmen varlık- lannı sürdürüyor. Moskova, Sovyetler Birliği 'nın yerini Rus- ya'nın lideri olduğu bir federasyonun alma- sı isteğiyle yarup rutuşuyor. Ve bu isteğini gerçek yapmak için ne mümkünse yapıyor. Rusya'nın, 10 yılı aşkın sü- cistan Abhazya yönetiminde egemen olan bir ülkedir- işlemeye başladı. Kremlln in istedigi olmadı Tüm bunlara rağmen seçmen, oyunu Had- zimba'dan değil muhalefet lideri SergeyBa- gapş'tan yana kullandı. Abhazya'daki savaş öncesinde, 1990'lann başında ülke nüfusu- nun yansı Gürcülerden oluşuyordu. Ancak şimdi bunlann çoğu sürgünde ve oy kulla- namadı. Hadzimba da Bagapş da Rusya'yla ilşkileri iyileştirmek istiyorlar. Moskova'nın favorisi Hadzimba, Abhazya'yı uyuşturucu üretıcisi ve kanunsuzluklar ülkesine çeviren yolsuzluklan ve çeteleri temsil eden bir si- yasi. Tabii, Kremlin seçim sonucuna itiraz et- ti. Bagapş'ı Moskova'ya çağınp seçimin ıp- tal edilmesini, yenisinin düzenlenmesini is- tedi. tsteklerini kabul etmezse Abhazya'yı boykot etmekle suçladı. Ancak. Abhaz lider bunu kabul etmedi. Krem- • Putİn yönetimi, lin'in baskısı altında oldu-rediryeni kurulan cumhuri- S f Ş T o S S yurtiçindeözgürlüklen gj^-^Nj™. parmağı var. Belarus'la bir baskl altinda tutmakla THE GUARDİAN ABD yönetiminin çifte standartları GUIDO HECVEN I rak'ta ABD'li işgal kuv- vetlerinin imajı açısından kâbusa dönüşebilecek bir şey oldu. Bir ABD askeri, ya- ralı ve savunmasız ele geçi- rilmiş bir Iraklıyı kafasına ateş ederek öldürdü. Ve bu sahne bir televızyon muhabi- ri tarafından görüntülendi ve yayımlandı. Vietnam, Ebu Carlb... Vietnam'da kafasına silah dayananlan, Guantanamo ve Ebu Garib'de yaşananları anımsıyor insan. Bu fotoğraflarda korkula- cak ve kaygılanılacak nokta, tetiğı çekene odaklanıyor. Ba- tılı anlamda özgürlük ve kül- tür için savaş, yakın mütte- fiklerimizin askerlerine... De- ğer yargılarımıza, savaşta ya- rah veya sağlam olarak ele geçirilen hiç kimsenin hiçbir koşulda öldürülmemesi ge- rektiği dahil olmalı. Felluce gi- bi cehenneme dönüşmüş bir kent için de bu kural geçerli. Irak'ta insan haklan için sa- vaştıklannı iddia edenler bu olup bitene izin vermemeliy- di. Bundan sonra da unuttur- maya çalışmamalı. ABD savunmaya geçti. Çünkü insan haklan kavra- mından anndınlmış ve soyut- lanmış olan mekânı Guanta- namo'da, bu uluslararası an- lamda geçerli olan, tutuklu- nun, yakalananın öldürülme- sine karşı gelen kuralı siste- matik olarak ihlal edebilece- ğini kanıtladı. Bu hakkın ge- çerliliğinin duruma, ortama ve kişilere göre değişebilece- ğini göstermiş oldu. Konuya bu açıdan yakla- şırsak ortadaki sorunun bir imaj sorunu değil. temel bir sonın olduğunu görürüz. (Dk Wett,Ahtuwya, 19Kasım) birlik anlaşması imzalandı. Ancak işlevi olmayan bir devlet ortaya çıktı. Diğer ül- kelerle de ekonomik, sosyal ve askeri alanlarda işbırliğı anlaşmalan yapıldı. Ancak bunlardan da pek sonuç alındığı söy- lenemez. Moskova son olarak da seçimlere kanşarak liderlik konumunu garantiye alma yoluna gitmeyi seçti. Bu taktık çok geçerli olmaya başladı. Kremlin, Çeçenıstan, In- guş Cumhuriyeti ve başka ülkelerde kendi- sinden yana liderleri ülke yönetimine seç- tirmeyi başardı. Ancak Gürcistan ve Uk- rayna'da istedigi kadar başanlı olamadı. Rus yönetimi, geçen hafta Abhazya'da yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde eski KGB görevlısi, ülkenin eski başbakanı Raul Had- zimba'yı destekledı. Moskova'dan başkent Suhumi 'ye giden kampanya görevlilen kent sokaklannı Hadzimba'nın Rusya Devlet Başkam Madimir Putin'le el sıkışırken fo- toğrafının yer aldığı posterlerle donattı. 1992'den ben işlemeyen Suhumi-Moskova tren hattı Gürcıstan'ın izni olmadan -ki Gür- yetinmiyor, komşu ülkelerde de baskı rejimi uygulamaya çalışıyor. Suhumi'de Mosko- va aleyhine gösteriler yaptı. Bunu bir darbe girişimi ola- rak nitelendıren ve ülkede "banş gücü" bulunan Mos- kova Abhaz lideri görevden uzaklaştırmak için "güç" kullanmakla tehdit etti. Ama sonuçta Bagapş şimdilik de olsa koltuğun- da kaldı. Ukrayna'da yapılacak devlet baş- kanlığı seçıminde de Moskova yanlısı oldu- ğu bilinen eski başbakan VTktor Yanuko- viç'i destekliyor Putin. Ve eğer adayı seçil- mezse Abhazya'da denediği yollan dene- meye kalkışabilır. Rus yönetimi. Belarus'ta da devlet başkanı Aleksander Lukaşen- ko'nun ıstediğı kadar koltuğunda kalması- nı sağlayan. usulsüzlük kanşan bir referan- dumun sonuçlannı geçerli saydı. Uzun lafın kısası Putin yönetimi. yurtiçin- de özgürlükleri baskı altında tutuyor. Ve ya- vaş yavaş sınırlannın yakınlanndakı ülke- lerde de baskı rejimı uygulamaya çalışıyor. Rus otokrasisı sadece kendine benzer re- jimlerle entegre olabilır! (Moscmv Tımes, Rusya, 16 Kasım) Iran, Avrapa'nın desteğini hak etti I ran, uranyumu zenginleştirme çalışmalanna son vermekle çok iyi bir şey yaptı. Bu karar, Ulus- lararası Atom Enerjısi Ajansf nın Iran'ın nük- leer silah üretmeye çalışmadığını açıklamasının ar- dından geldi ve Iran'a birçok yarar sağlayacak. Ülkenin A\rupa'daki kritikleri Almanya, Fransa ve Ingiltere, nükleer silah konusunda Iran'ın işbir- liği yapmadığmdan yakınamayacaklar artık. Ve, Iran'ın Avrupa Birliği'yle imzalaması planlanıp uzun zamandır imzalanamayan anlaşmanın önü açıl- mış oldu. Böylece Iran, Avrupa Birliği'nden banş- çıl amaçlar için nükleer teknolojı de alabılecek. Nükleer teknolojı İran'a daha iyi ticari ilişkileri de içeren bir paketle birlikte gelecek. Uranyumu zen- ginleştirme çalışmalannın dondurulmasının en önemli olumlu yanı da konunun Birleşmiş Millet- ler Güvenlik Konseyi'ne aktanlmayacak olması. ABD konuyu konseye taşımak ve tran aleyhtan bir karar çıkartabilmek içın uğraşıyordu. Şimdi, Was- hıngton'ın bu işi BM'ye taşıması zorlaştı. Bir sözcünün de aktardığı gıbı Iran, uranyumu zen- ginleştirme çalışmalannı durdurmaya yönelik ka- ran, gönüllü bir iyi niyet adımı olarak aldı ve bu ka- rann ülke üzerinde hiçbır yaptınmı yok. ABD cep- Iran çahşmalara son venöğini açıklamadan önce Buşehr Reaktörii ABD'nin korkuluriiyasıhalim? gelmişti. (AP) hesinden bakıldığında ise hâlâ mınldanmak için ne- den var. Pazartesi günü Uluslararası Atom Enerji- si Ajansı'nın yaptığı açıklama. Tahran'a "banndır- dığı maddeleri deklare etnıek konusunda şerTaflık" onayı veriyor. Ancak açıklamaya, deklare edilme- yen maddelerin olup olmadığı ve bu nedenle de Iran'ın gızli bir nükleer silah programını sürdüre- bıleceği çekıncesinı de ekledı. ABD bu çekınceyı kullanıp Iran'ın gizli olarak nükleer silah programı çalışmalan yürüteceği konusunda ısrar edebilir. Artık Iran'ın nükleer silah programına ilişkin kay- gılar bir kenara bırakılmah. Programın odak nok- tası. Rusya'nın inşa ettiği, Buşehr'deki reaktördü. ABP ve İsrail elini çeksin Şimdi Tahran'la Moskova, Iran'ın nükleer silah üretiminde kullanılabilecek, kullanılmış mazot çu- buklannı geri göndermesi için anlaşma yapmak üzere. Burdann uranyumu zenginleştirmede kulla- mldığı düşünülürse, Moskova'ya gönderilmeleri, Iran'ın nükleer silah üretmeme konusundaki karar- lılığının göstergesi kabul edilmeli. Gelişmekte olan bir ülke olarak İran'ın nükleer teknolojiye sahip olma hakkı var. Uranyumu zen- ginleştirme çalışmalannı durdurma karanyla da AB'nin yardımını hak ediyor. Ancak ABD'nin Is- rail tarafından körüklenen Iran takıntısı, sonu gel- mekte olan bir krizi tetikliyor. tsrail Iran'ı nükleer reaktörlerine saldınnakla tehdit etti. ABD'nin şim- di yapması gereken, Iran ve Avnıpa'daki u üçlii"yü, iki tarafı da memnun edecek şekilde sorunlannı çözebilmeleri için kendi hallerine bırakmak... (Dawn, PakLstan, 19 Kasım)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle