Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 2004 PAZARTESİ
EVCELEME
Karma$ık bürokrasi savı
Yabancıyatırım girişini
beklemek hayaldlik
Tavsiye metninin iiçüncü
bölümünde açıkça dile
getirilmeyen, ancak tlerleme
Raporu'nda yer alan
hususlardan biri, Türkiye'nin
2000'li yıllardaki ekonomik
politikalannın başanlı olarak
değerlendirilmesidir. Böylece
Türkiye'nin işleyen bir piyasa
ekonomisine sahip bulunduğu
ve AB ortaklığının getireceği
rekabetçi baskılara
dayanabileceği bazen ima
yolu ile bazen de özenle
seçilmiş ve nitelendirilmiş
sözcüklerle ifade
edilmektedir. tlerleme
Raporu'nun B2 alt
bölümünde yer alan
değerlendirmeler ışığında
AB, Türkiye'nin Kopenhag
ekonomik ölçütlerini
sağlamadığı iddiasında
bulunamaz. Bir diğer husus
da anılan alt bölümde yer
alan ve doğrudan yabancı
sermaye yatınmlannı
ilgilendiren paragraflardır. Bu
paragraflarda, doğrudan
yabancı yatınmlann
yetersizliği "karmaşık
bürokrasi ile adalet
sistemindeki etkinsizlik veya
fikri mülkiyec haklannm
korunmasmdaki yetersizfik"e
(sh. 68) bağlandığına ve bu
yetersizlikler bugünden
yanna ortadan
kalkmayacağına göre katılım
müzakereleri başlasa bile
AB'den yakın gelecekte
önemli yabancı yatınm
ginşleri beklememek
gerçekçi olur.
• • ••
Nüfusve
insan göçu
korkutuyor
Türkiye'nin AB'ye katıhmının öniin-
deld en önemli engellerden biri nüfu-
sun fazlahğı ve insan göçünün üye ül-
kelerin gözünü korkutmasıdır.
Avrupa Anayasası temelinde
Türkiye'nin üyeüği, özellikle orta ve
büyük ülkeierin Konsey'deki oy
oranlannda gerileme anlannna
gelmektedir. Komisyon böylece
örtülü olarak AB'nin büyük
devletlerine bir uyan
göndernıektedir. Aynca Avrupa
BirligTni yaratan temel felsefeye
karşıt olarak üye ülkeler, Türkiye
kaynaklı insan gücü hareketlerine
kalıcı kısıtlanıalar getirmek
istediğini açıkça belirtmektedir.
Türkiye'nin müzakerelere başlaması konusunda 17 Aralık'ta karar verecek olan AB'de ekonomik ve siyasi kaygılar ön plana çıktı
Avrupa Birliği 'farldı' bakıyor-1-
ANKARA (ANKA) -Avrupa Birliği (AB)
Bakanlar Konseyi'nın Türkiye'nin AB'ye
katılımı müzakerelennı başlatma veya baş-
latmama karannı vereceğı 17 Aralık 2004
günü yaklaşıyor. Türkiye-AB ilişkilennın
yakın gelecektekı seyrini kestirebilmek ıçin
uluslararası sistemdeki güç ve çıkar ılişki-
lerinden hareket eden "makro" tasanmlar ku-
rulabıleceğı gibi, söz konusu gelışme, sez-
gilere dayanılarak (ve özellikle ilişkileri bi-
çimlendıren bireylerin davranış ve beyanla-
nna bakılarak) öngörülmek istenebilir. Bu ikı
uç arasında yer alan bir yaklaşım ise AB or-
ganlannın çeşitli rapor ve belgelennden ha-
reketle bazı çıkarsamalara yönelmektır. Bu
inceleme bağlamında izlenecek yaklaşım
budur. Yakın geçmişte AB Komisyonu, 17
Aralık karannı biçimlendirecek iki kapsam-
lı rapor üretmiştir. Bunlardan ilki 6 Ekim ta-
rihlı Ilerleme Raporu, ikincisi ise Etki De-
^gerlendirme Raporu'dur. Ne yazık ki bu ra-
porlar Türk kamuoyunu ve siyasetçilerini
rahatsız eden, fakat buzdağının sadece yü-
zeydeki kısmını oluşturan bazı paragrafla-
rına (örneğin: Azınlıklar, Güney Kıbns ve
Ermenistan'la ilişkiler, Dicle-Fırat havza-
sında su paylaşımı) karşı gösterilen tepkile-
rin ötesinde, etraflı analiz ve tartışmalara
konu olmamıştır. Uzun zamandan beri Tür-
kiye'de AB olgusu alabildiğine duygusal-
laştınlarak AB yandaşlığL karşıtlığı çizgi-
sine oturtulmuş bulunduğundan, bu eksik-
lık şaşırtıcı değildir.
Kısa bir inceleme yazısmda söz konusu iki
raporun aynntüanyla değeriendirilmesı müm-
ldîn olmadığından, ilgimizi bu raporlara da-
yanılarak hazırlanmış iki belge üzerinde yo-
ğunlaştıracağız: Komisyon'un AB Konseyı
ve Avrupa Parlamentosu'na (AP) Tavsiyesi
(6 Ekim 2004, COM (2004) 656 fınal) ve
AP raportörü Eurtings'in AP ıçin hazırladı-
ğı Karar Taslağı (21 Ekim 2004 (Geçici)
2004/2182 (INT)). 17 Aralık'ta Konsey'ın ala-
cagı siyasal karar, bu iki belgedeki tavsiye
ve telkınlerden çok uzağa düşmeyeceğin-
den anılan belgelerin dikkatle irdelenmesi ya-
rarlı ve gereklidir.
• •
Uyellğin doğuracağı sonuçlar
AB Komisyonu'nun Konsey ve AP'ye
ilettiği tavsiye metni, ye-
di bölümden oluşmak-
tadır. Bu bölümlerin en
özlü ve çarpıcı olanla-
n üçüncü ve yedinci
bölümleridir. "Türki-
ye'nin Üyetik Perspek-
tifinden Doğan Konu-
larm Değeriendirilme-
si" başhğını taşıyan ve
hemen tümüyle Etki
Değerlendirmesi Ra-
poru 'ndan aktanlan
üçüncü bölümde aşa-
ğıdaki hususlar vurgulanmaktadır:
(i) Türkiye'nin katılımı. nüfus, büyüklük,
coğrafi konum ve güvenlik etkileriyle daha
önceki genişlemelerden farklı olacaktır ve
birçok konu AB 'nin Ortadoğu ve Kafkaslar
dahil, istikrarsız ve gerilimli bölgelerde
önemli bir uluslararası politika aktörü olma
zorluğunu ne şekılde göğüsleyebileceğıne
bağlı olarak biçimlenecektir;
(ii) Ekonomisınin mütevazı büyüklüğü
dolayısıyla, Türkiye'nin AB'ye katıhmının
ekonomik etlasi nispeten küçük olacaktır, an-
cak müzakere sürecınin başlamasınm eko-
nomik istikrar, büyüme ve sosyal gelışme-
ye olumlu katkıda bulunması beklenir;
(iiij Orta-alt gelir grubundaki Türkiye'nin
katılunı, genişleyen AB'deki ekonomik den-
gesizhkleri arttıracak ve uyum politikası içm
önemli bir tehlike oluşturacaknr;
Eğitim reformu
TÜRKİYE'NİN AB'YE KATILIMINA
DOCRU İLERLEYİŞİNE İLİŞKİN
KOMİSYON TAVSİYESİ:
i î
Avrupa BûüğTnin Türkiye hakkmda 17Arahktavereceği karardan önce Komisyon'un hazıriadıgı raporlarönemli ipuçlan vermektedir.
birlerin uygulanması düşünülebılir, bunun-
la birlikte Türkiye'nin nüfus dınamıkleri,
AB'nin yaşlanan nüfusunu dengelemeye
yardımcı olabilir; bubağlamda AB'nin Tür-
kiye'deki eğitim reformu ve eğitim yatınm-
lannda büyük çıkan vardır;
(v) Türkiye'de çiftçilerin gelır düzeyinın
düşmesini engelleyecek ve belirli tanm sek-
törlerini rekabetçi hale getirebilmek için
önemli bir zaman dilimine ve yardıma ihti-
yaç vardır, mevcut politikalar çerçevesınde
Türkiye önemli mali yardım alabilmek için
gerekli özelliklere sahiptir;
(vi) Türkiye'nin üyeüği, AB'nin enerjı te-
dariki yollannı güvence altına almasına yar-
dımcı olacaktır, su kaynaklan ve bağlantılı
altyapının yöneltilmesi açısından AB yeni po-
litikalar geliştirmelidir;
(vıi) Türkiye'nin üyeliğinin AB bütçesi-
ne etkısı, ancak 2014 sonrasındakı mali pers-
pektifler kapsamında tam olarak değerlen-
dirilebilır, bu etki o zamanm AB politıkala-
müzakere ve tam üyelik dönemine ise
AB'nin ödeyeceği (ve ödememek için şim-
diden ayak sürmeye başladığı) bedeller kal-
maktadır.
Büyük devletlere uyan
Üçüncü olarak, AB, Türkıye'ye mali yar-
dımlannda bugün geçerli olan kural ve pa-
rametrelere bağlı kalmayacağını, mali yar-
dımlann 2014 sonrasındaki koşullar altında
belirleneceğıni ima etmektedir. Dördüncü-
sü, AB'yı yaratan temel felsefeye karşıt ola-
rak AB, Türkiye kaynaklı insan gücü hare-
ketlenne kalıcı kısıtlamalar getirmek istedi-
ğini açıkça telaffuz etmektedır. Beşincı ola-
rak, Avrupa Anayasası temelinde Türki-
ye'nin üyelıği, özellikle orta ve büyük ülke-
ierin Konsey'deki oy oranlannda genleme an-
lamına gelmekte, Komisyon böylece örtülü
olarak AB'nin büyük devletlerine bir uyan
göndermektedir ("Türkler geHyor").
• Türkiye'nin birliğe katılımı, diğer katılımlardan farklı olacaktır ve bu farklılık
müzakere süreçlerine de yansıtılmak istenmektedir. AB için Türkiye'nin önde gelen
değeri, Etki Değerlendirme Raporu'nda aynntılandınlan çeşitli risklere rağmen,
AB'nin küresel bir siyasal aktör olmasrnı sağlayacağı katkılarla ilgilidir; yoksa
AB'nin, Türkiye'nin üyeliğinden önemli bir ekonomik kazancı yoktur. Böylesi
kazançlan AB, Gümrük Birliği ve sermaye hareketleri rejimindeki
serbestleşme ile esasen elde etmiş bulunmaktadır.
n ve bütçe imkânlan ile katılım müzakere-
leri sırasında vanlacak mutabakatlara bağlı
olacaktır;
(viii) Nüfus oranının Konsey oylama sıs-
temine yansıması sonucunda, AB üyesi Tür-
kiye, Konsey'in karar mekanizmasında önem-
li yer tutacaktır.
Değerlendirme
(iv) Katılım sonrası gerçekleşecek göçle-
rin AB işgücü piyasasında ciddi rahatsızlık-
lar doğurmasını engellemek için uzun geçış
dönemlen ve sürekli ihtıyatı kısıtlayıcı ted-
Bu sennkanlı değerlendirmelerden ne tür
sonuçlar çıkanlabilir? Ilkın, nesnel koşul-
lar dolayısıyla Türkiye'nin katılımı, diğer
katılımlardan farkh olacaktır ve aşağıda iz-
leneceği gibi, bu farklılık müzakere süreç-
lerine de yansıtılmak istenmektedir.
tkincisi; AB için Türkiye'nin önde gelen
değeri, Etki Değerlendirme Raporu'nda ay-
nntılandınlan çeşitlirisklererağmen, AB 'nin
küresel bir siyasal aktör olmasına sağlaya-
cağı katkılarla ilgilidir; yoksa AB'nin Tür-
kiye'nın üyeliğinden önemli bir ekonomik
kazancı yoktur.
Böylesi kazançlan AB, Gümrük Birliği
ve sermaye hareketleri rejimindeki serbest-
leşme ile esasen elde etmış bulunmakta,
Komisyon Tavsiyesi'nin önemli parag-
raflan Çerçeve l'e çıkanlan yedinci ve
son bölümüne göre Türkiye, katılun için
gerekli siyasal ölçütlen "yeterince'' karşı-
lamış bulunmakta ve bu değerlendirmeler
uyannca katılım müzakereîerüıin açılma-
sı tavsiye edilmektedir. (bk: paragraf 1 ve
3) Müzakerelerin açılması, Paragraf 1 'de-
ki yasal düzenlemelerin yürürlüğe ginne-
si koşuluna bağlanmıştır.
Ancak Komisyon'un önerdiği müzake-
re süreci, önemli bazı yenilikler içermek-
tedir:
(i) Yakın gözetim: Türkiye'deki siyasal
reform sürecini yakın gözetim altında tut-
ması amacıyla öngörülen mekanızma, ge-
lecekteki reformlann önceliğinı belirleye-
cek, revıze edilmiş bir Katılım Ortaklı-
ğı'dn-, gözden geçirmeler, 2005'ten itiba-
ren yıllık olarak yapılacak, siyasal reform-
lann seyri, müzakerelenn gelışmesini be-
lirleyecektir. (Paragraf: 4)
(ii) Müzakerelerin askıya alınması teh-
didi: Türkiye'de temel özgürlüklerin, de-
mokrasinın, insan haklanna saygının ve
hukuk devleti ılkelennın cıddı ve sürekli
ihlali halinde üyelik müzakerelerinin sür-
meyeceği apaçık ortada iken, bunun yazı-
lı metne dökülmesi Türkiye'ye köklü ve de-
rin güvensizliğin işaretıdir. (Paragraf: 5 )
(iii) Özgün müzakere yöntemi: Katılım
müzakereleri, kararlann oybırliği ile alın-
dığı ve bütün AB üyelerinin tam katılımı
ile gerçekleştirilen bir hükümetlerarası
konferans çerçevesinde yürütülecektır. Ko-
nu başhklan (fasıllar) ile ilgilı müzakere-
lerin açılabilmesi ıçin Türkiye'nin AB
müktesebatı doğrultusunda yükümlülük-
lerini yerine getirmesı istenecek; Konsey,
müzakere edılecek her fashn geçici olarak
ve yenilerinin açılması için performans
standartlan belirleyecektir. Dahası, müza-
kere süreci sadece Türkiye'nin yaptıklan-
na değil, AB'nin yeni üyeleri "içinesindir-
me" kapasitesine bağlı olacaktır. (Parag-
raf: 6)
Siyasallaştınlmış, oybirliği koşulu nede-
niyle tekil ülkelenn şantajlanna ve engel-
lemelerine
açık, fasıllarla
ilgili müzake-
relerin açılma
ve kapanması-
nı erişilmesi
çok güç koşul-
lara bağlayabi-
lecek bu yön-
tem, müzakere-
leri kolaylaştır-
^ - makvesonuca
bağlamaktan
çok, güçleştirmek ve engellemek için ta-
sarlanmışa benzemektedir. Md. 6'da mü-
zakerelenn kannaşık olacağını ikrar eden
Tavsiye metni yazarlan bu karmaşıklığı
azaltmak ıçin çaba harcamamışlardır.
(iv) Açık uçlu müzakere: Müzakerele-
rin üyelikle sonuçlanmayabileceği eğer
işin "doğası gereği'' ise (İcı öyledir), bilı-
neni tekrarlamaya kalkmanın ve olumsuz
sonuç olasılığını baştan ima etmenin ıyi ni-
yetle bağdaşır yanı yoktur (Paragraf 8).
Yeni bir çapa
Komisyon Tavsiyesi'nin kapanış parag-
rafı AB'nin niyetıni açıkça ortaya koy-
maktadır: Katıhm olsun veya olmasın, Tür-
kiye Avrupa kurumlanna tümüyle bağlı
(kullanılan tngilizce deyimle "anchored"
yani çapalanmış) kalmalıdır. Böylece ar-
tık herkesin öğrendiği IMF "çapasr"na ek
olarak yeni bir "çapa" AB ve Türkiye'de
açıkça telaffuz edilmekle kalmamakta..
resmi belgelere de girmektedır.
Yarın: Eurüngs'in karar taslağı
Komisyon'un sonuç ve
tavsiyeleri şu şekildedir:
(1) Katılım Ortaklığı
Belgesi'nde ortaya konulan
öncelikler çerçevesinde,
Türkiye son beş yılda, başta
kapsamlı anayasal ve hukukı
değişıklikler olmak üzere,
siyasi reform sürecinde kayda
değer bir ilerleme sağlamıştır.
Bununla beraber, Demekler
Kanunu, yeni Türk Ceza
Kanunu, Istınaf Mahkemeleri
Kanunu henüz yürürlüğe
girmemiştir. Aynca, Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu
Tasansı, Adli Polisin
Kuruluşuna Ilışkın Kanun ile
Ceza ve Tedbirlerin Infazı
Hakkındakı Kanun Tasansı
henüz yasalaşmamıştır.
(3) Reform sürecinde
kaydedilen genel ilerleme ve
Türkiye'nin 1 "inci paragrafta
bahsi geçen bekleyen
kanunlan yürürlüğe koyması
kaydıyla, Komisyon,
Türkiye'nin katılun için
gerekli siyasi kriterleri
yeterince karşıladığını
değerlendirir ve
müzakerelerin açılmasuıı
tavsiye eder. Reform
sürecinin geri dönülmezliği
ve özellikle temel özgürlükler
bağlamındaki uygulamalann
daha uzun bir dönem kesinlik
kazanması gerekecektir.
(4) Üç ayaktan oluşan bir
stratejinin izlenmesi
gerekmektedir. İlk ayak,
özellikle Kopenhag siyasi
kriterlerinin karşılanmasının
süregelen bir biçimde
devamını teminen, Türkiye'de
reform sürecinin
desteklenmesine ve
kuvvetlendirihnesine yönelik
işbirliğini kapsayacaktır. Bu
sürecin sürdürülebilirtiğini ve
geri dönülmezliğini garanti
alüna almak açısından, AB
siyasi reform sürecindeki
fleriemeyi yalandan izlemeye
devam etmelidir. Bu.
müteakip reformlar açısından
öncelikleri ortaya koyacak
gözden geçirilmiş bir Katılun
Ortaklığı Belgesi temelinde
yapılacaktır. 2005 yıluıın
sonundan itibaren olmak
üzere siyasi reformlarda
kaydedilen ilerlemelerin yıllık
olarak genel bir gözden
geçırilmesi yapılacaktır. Bu
amaca yönelik olarak,
Komisyon. Avrupa
Konseyi'ne Aralık 2005'te ilk
raporunu sunacaktır.
Reformlann sürati. müzakere
sürecinde kaydedilecek
ilerlemede belirleyici
olacaİcnr.
(5) Birliğin temelini
oluşturan, özgürlük,
demokrasi, insan haklanna
saygı ile temel özgürlükler ve
hukukun üstünlüğü
prensiplerinin ciddı ve sürekli
bir biçimde ihlal edilmesi
halinde Komisyon,
müzakerelerin askıya
alınmasını tavsiye edecektir.
Konsey, böyle bir tavsiyeye
ilişkin karannı nitelikli oy
çoğunluyla verecektır.
(6) tkıncı ayak, Türkıye'yle
katılım müzakerelerinın
yürütülmesine ilişkin özgün
yöntemle ilgilidir. Katılım
müzakereleri, kararlann
oybirtiğiyle alındığı ve bütün
AB üyelerinin tam kanhmıyla
gerçekleştirilen bir
Hükümetlerarası Konferans
çerçevesinde yüriitülecektir.
Kanuni mevzuat uyumu
ve AB müktesebatının yeterli
ölçüde uygulandığı hususu da
dahil olmak üzere, müzakere
edilecek her fashn geçici
olarak kapatılması ve
gerektığınde yeni müzakere
faslı açılması için Konseyin
çıtalar (bench-mark)
belirlemesı gerekecektir. ilgili
fasıllarla müzakerelerin
açılabilmesi için, AB
müktesebatı doğrultusunda
mevcut hukukı
yükümlülüklerin yerine
getirilmiş olması
gerekmektedir. Uzun geçiş
dönemleri gerekli
olabilecektir. Buna ilaveten,
yapısal ve tanm politikalan
gibi bazı alanlarda özel
düzenlemeler gerekli
olabilecek ve işgücünün
serbest dolaşımı açısından
daimi koruma hükümleri
gündeme gelebileccktir.
Türkiye'nin kahhmının etkisi
mali ve kurumsal açıdan
önemli olacaktır.
Müzakerelerin
tamamlanmasından önce AB,
2014 sonrası mali
perspektifıni belirlemek
durumundadır. Buna ek
olarak, Komisyon, anlaşmanın
öngördüğü ortak politikalar
ve dayanışmayı göz önünde
bulundurmak suretiyle,
müzakereler sırasmda
Birliğin, yeni üyeleri içine
sindirme ve entegrasyonu
derinleştirme kapashesini
izlejecektir.
(7) Üçüncü ayak, AB üyesi
ülkeler ve Türkiye'den halldan
bir araya getirecek şekilde
kapsamlı bir güçlendirilmiş
siyasi ve kültürel diyaloğu
öngörmektedir. Bu diyalog
sürecinde sivil toplum(un) en
önemli rolü üstlenme(si) ve
bunun AB tarafından
kolaylaştınlması
gerekmektedir. Komisyon, bu
diyaloğun ne şekilde
destekleneceğine dair gerekli
önerilerde bulunacaktır.
(8) (Müzakere süreci). doğası
gereği, ucu açık bir süreç olup
sonucunun önceden tespit
edilmesi mümkün değildir.
"Müzakerelerin sonucundan
veya bunu izleyen onay
sürecinden bağımsız olarak,
Türkiye ile AB arasındaki
ilişkiler, Türkiye'nin Avrupa
kurumlanna bütünüyle
bağlüığmı sürdürmesini
sağlamahdır.'*
(Brüksel, COM (2004) 656
fınal kodlu belgenin Dışişleri
Bakanlığı tarafından yapılan
gayri resmi çevirisi; vurgular
bizimdir. Bkz.
http://www.abgs.gov.tr)
İ K