23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 2004 PAZARTESİ EVCELEME Karma$ık bürokrasi savı Yabancıyatırım girişini beklemek hayaldlik Tavsiye metninin iiçüncü bölümünde açıkça dile getirilmeyen, ancak tlerleme Raporu'nda yer alan hususlardan biri, Türkiye'nin 2000'li yıllardaki ekonomik politikalannın başanlı olarak değerlendirilmesidir. Böylece Türkiye'nin işleyen bir piyasa ekonomisine sahip bulunduğu ve AB ortaklığının getireceği rekabetçi baskılara dayanabileceği bazen ima yolu ile bazen de özenle seçilmiş ve nitelendirilmiş sözcüklerle ifade edilmektedir. tlerleme Raporu'nun B2 alt bölümünde yer alan değerlendirmeler ışığında AB, Türkiye'nin Kopenhag ekonomik ölçütlerini sağlamadığı iddiasında bulunamaz. Bir diğer husus da anılan alt bölümde yer alan ve doğrudan yabancı sermaye yatınmlannı ilgilendiren paragraflardır. Bu paragraflarda, doğrudan yabancı yatınmlann yetersizliği "karmaşık bürokrasi ile adalet sistemindeki etkinsizlik veya fikri mülkiyec haklannm korunmasmdaki yetersizfik"e (sh. 68) bağlandığına ve bu yetersizlikler bugünden yanna ortadan kalkmayacağına göre katılım müzakereleri başlasa bile AB'den yakın gelecekte önemli yabancı yatınm ginşleri beklememek gerçekçi olur. • • •• Nüfusve insan göçu korkutuyor Türkiye'nin AB'ye katıhmının öniin- deld en önemli engellerden biri nüfu- sun fazlahğı ve insan göçünün üye ül- kelerin gözünü korkutmasıdır. Avrupa Anayasası temelinde Türkiye'nin üyeüği, özellikle orta ve büyük ülkeierin Konsey'deki oy oranlannda gerileme anlannna gelmektedir. Komisyon böylece örtülü olarak AB'nin büyük devletlerine bir uyan göndernıektedir. Aynca Avrupa BirligTni yaratan temel felsefeye karşıt olarak üye ülkeler, Türkiye kaynaklı insan gücü hareketlerine kalıcı kısıtlanıalar getirmek istediğini açıkça belirtmektedir. Türkiye'nin müzakerelere başlaması konusunda 17 Aralık'ta karar verecek olan AB'de ekonomik ve siyasi kaygılar ön plana çıktı Avrupa Birliği 'farldı' bakıyor-1- ANKARA (ANKA) -Avrupa Birliği (AB) Bakanlar Konseyi'nın Türkiye'nin AB'ye katılımı müzakerelennı başlatma veya baş- latmama karannı vereceğı 17 Aralık 2004 günü yaklaşıyor. Türkiye-AB ilişkilennın yakın gelecektekı seyrini kestirebilmek ıçin uluslararası sistemdeki güç ve çıkar ılişki- lerinden hareket eden "makro" tasanmlar ku- rulabıleceğı gibi, söz konusu gelışme, sez- gilere dayanılarak (ve özellikle ilişkileri bi- çimlendıren bireylerin davranış ve beyanla- nna bakılarak) öngörülmek istenebilir. Bu ikı uç arasında yer alan bir yaklaşım ise AB or- ganlannın çeşitli rapor ve belgelennden ha- reketle bazı çıkarsamalara yönelmektır. Bu inceleme bağlamında izlenecek yaklaşım budur. Yakın geçmişte AB Komisyonu, 17 Aralık karannı biçimlendirecek iki kapsam- lı rapor üretmiştir. Bunlardan ilki 6 Ekim ta- rihlı Ilerleme Raporu, ikincisi ise Etki De- ^gerlendirme Raporu'dur. Ne yazık ki bu ra- porlar Türk kamuoyunu ve siyasetçilerini rahatsız eden, fakat buzdağının sadece yü- zeydeki kısmını oluşturan bazı paragrafla- rına (örneğin: Azınlıklar, Güney Kıbns ve Ermenistan'la ilişkiler, Dicle-Fırat havza- sında su paylaşımı) karşı gösterilen tepkile- rin ötesinde, etraflı analiz ve tartışmalara konu olmamıştır. Uzun zamandan beri Tür- kiye'de AB olgusu alabildiğine duygusal- laştınlarak AB yandaşlığL karşıtlığı çizgi- sine oturtulmuş bulunduğundan, bu eksik- lık şaşırtıcı değildir. Kısa bir inceleme yazısmda söz konusu iki raporun aynntüanyla değeriendirilmesı müm- ldîn olmadığından, ilgimizi bu raporlara da- yanılarak hazırlanmış iki belge üzerinde yo- ğunlaştıracağız: Komisyon'un AB Konseyı ve Avrupa Parlamentosu'na (AP) Tavsiyesi (6 Ekim 2004, COM (2004) 656 fınal) ve AP raportörü Eurtings'in AP ıçin hazırladı- ğı Karar Taslağı (21 Ekim 2004 (Geçici) 2004/2182 (INT)). 17 Aralık'ta Konsey'ın ala- cagı siyasal karar, bu iki belgedeki tavsiye ve telkınlerden çok uzağa düşmeyeceğin- den anılan belgelerin dikkatle irdelenmesi ya- rarlı ve gereklidir. • • Uyellğin doğuracağı sonuçlar AB Komisyonu'nun Konsey ve AP'ye ilettiği tavsiye metni, ye- di bölümden oluşmak- tadır. Bu bölümlerin en özlü ve çarpıcı olanla- n üçüncü ve yedinci bölümleridir. "Türki- ye'nin Üyetik Perspek- tifinden Doğan Konu- larm Değeriendirilme- si" başhğını taşıyan ve hemen tümüyle Etki Değerlendirmesi Ra- poru 'ndan aktanlan üçüncü bölümde aşa- ğıdaki hususlar vurgulanmaktadır: (i) Türkiye'nin katılımı. nüfus, büyüklük, coğrafi konum ve güvenlik etkileriyle daha önceki genişlemelerden farklı olacaktır ve birçok konu AB 'nin Ortadoğu ve Kafkaslar dahil, istikrarsız ve gerilimli bölgelerde önemli bir uluslararası politika aktörü olma zorluğunu ne şekılde göğüsleyebileceğıne bağlı olarak biçimlenecektir; (ii) Ekonomisınin mütevazı büyüklüğü dolayısıyla, Türkiye'nin AB'ye katıhmının ekonomik etlasi nispeten küçük olacaktır, an- cak müzakere sürecınin başlamasınm eko- nomik istikrar, büyüme ve sosyal gelışme- ye olumlu katkıda bulunması beklenir; (iiij Orta-alt gelir grubundaki Türkiye'nin katılunı, genişleyen AB'deki ekonomik den- gesizhkleri arttıracak ve uyum politikası içm önemli bir tehlike oluşturacaknr; Eğitim reformu TÜRKİYE'NİN AB'YE KATILIMINA DOCRU İLERLEYİŞİNE İLİŞKİN KOMİSYON TAVSİYESİ: i î Avrupa BûüğTnin Türkiye hakkmda 17Arahktavereceği karardan önce Komisyon'un hazıriadıgı raporlarönemli ipuçlan vermektedir. birlerin uygulanması düşünülebılir, bunun- la birlikte Türkiye'nin nüfus dınamıkleri, AB'nin yaşlanan nüfusunu dengelemeye yardımcı olabilir; bubağlamda AB'nin Tür- kiye'deki eğitim reformu ve eğitim yatınm- lannda büyük çıkan vardır; (v) Türkiye'de çiftçilerin gelır düzeyinın düşmesini engelleyecek ve belirli tanm sek- törlerini rekabetçi hale getirebilmek için önemli bir zaman dilimine ve yardıma ihti- yaç vardır, mevcut politikalar çerçevesınde Türkiye önemli mali yardım alabilmek için gerekli özelliklere sahiptir; (vi) Türkiye'nin üyeüği, AB'nin enerjı te- dariki yollannı güvence altına almasına yar- dımcı olacaktır, su kaynaklan ve bağlantılı altyapının yöneltilmesi açısından AB yeni po- litikalar geliştirmelidir; (vıi) Türkiye'nin üyeliğinin AB bütçesi- ne etkısı, ancak 2014 sonrasındakı mali pers- pektifler kapsamında tam olarak değerlen- dirilebilır, bu etki o zamanm AB politıkala- müzakere ve tam üyelik dönemine ise AB'nin ödeyeceği (ve ödememek için şim- diden ayak sürmeye başladığı) bedeller kal- maktadır. Büyük devletlere uyan Üçüncü olarak, AB, Türkıye'ye mali yar- dımlannda bugün geçerli olan kural ve pa- rametrelere bağlı kalmayacağını, mali yar- dımlann 2014 sonrasındaki koşullar altında belirleneceğıni ima etmektedir. Dördüncü- sü, AB'yı yaratan temel felsefeye karşıt ola- rak AB, Türkiye kaynaklı insan gücü hare- ketlenne kalıcı kısıtlamalar getirmek istedi- ğini açıkça telaffuz etmektedır. Beşincı ola- rak, Avrupa Anayasası temelinde Türki- ye'nin üyelıği, özellikle orta ve büyük ülke- ierin Konsey'deki oy oranlannda genleme an- lamına gelmekte, Komisyon böylece örtülü olarak AB'nin büyük devletlerine bir uyan göndermektedir ("Türkler geHyor"). • Türkiye'nin birliğe katılımı, diğer katılımlardan farklı olacaktır ve bu farklılık müzakere süreçlerine de yansıtılmak istenmektedir. AB için Türkiye'nin önde gelen değeri, Etki Değerlendirme Raporu'nda aynntılandınlan çeşitli risklere rağmen, AB'nin küresel bir siyasal aktör olmasrnı sağlayacağı katkılarla ilgilidir; yoksa AB'nin, Türkiye'nin üyeliğinden önemli bir ekonomik kazancı yoktur. Böylesi kazançlan AB, Gümrük Birliği ve sermaye hareketleri rejimindeki serbestleşme ile esasen elde etmiş bulunmaktadır. n ve bütçe imkânlan ile katılım müzakere- leri sırasında vanlacak mutabakatlara bağlı olacaktır; (viii) Nüfus oranının Konsey oylama sıs- temine yansıması sonucunda, AB üyesi Tür- kiye, Konsey'in karar mekanizmasında önem- li yer tutacaktır. Değerlendirme (iv) Katılım sonrası gerçekleşecek göçle- rin AB işgücü piyasasında ciddi rahatsızlık- lar doğurmasını engellemek için uzun geçış dönemlen ve sürekli ihtıyatı kısıtlayıcı ted- Bu sennkanlı değerlendirmelerden ne tür sonuçlar çıkanlabilir? Ilkın, nesnel koşul- lar dolayısıyla Türkiye'nin katılımı, diğer katılımlardan farkh olacaktır ve aşağıda iz- leneceği gibi, bu farklılık müzakere süreç- lerine de yansıtılmak istenmektedir. tkincisi; AB için Türkiye'nin önde gelen değeri, Etki Değerlendirme Raporu'nda ay- nntılandınlan çeşitlirisklererağmen, AB 'nin küresel bir siyasal aktör olmasına sağlaya- cağı katkılarla ilgilidir; yoksa AB'nin Tür- kiye'nın üyeliğinden önemli bir ekonomik kazancı yoktur. Böylesi kazançlan AB, Gümrük Birliği ve sermaye hareketleri rejimindeki serbest- leşme ile esasen elde etmış bulunmakta, Komisyon Tavsiyesi'nin önemli parag- raflan Çerçeve l'e çıkanlan yedinci ve son bölümüne göre Türkiye, katılun için gerekli siyasal ölçütlen "yeterince'' karşı- lamış bulunmakta ve bu değerlendirmeler uyannca katılım müzakereîerüıin açılma- sı tavsiye edilmektedir. (bk: paragraf 1 ve 3) Müzakerelerin açılması, Paragraf 1 'de- ki yasal düzenlemelerin yürürlüğe ginne- si koşuluna bağlanmıştır. Ancak Komisyon'un önerdiği müzake- re süreci, önemli bazı yenilikler içermek- tedir: (i) Yakın gözetim: Türkiye'deki siyasal reform sürecini yakın gözetim altında tut- ması amacıyla öngörülen mekanızma, ge- lecekteki reformlann önceliğinı belirleye- cek, revıze edilmiş bir Katılım Ortaklı- ğı'dn-, gözden geçirmeler, 2005'ten itiba- ren yıllık olarak yapılacak, siyasal reform- lann seyri, müzakerelenn gelışmesini be- lirleyecektir. (Paragraf: 4) (ii) Müzakerelerin askıya alınması teh- didi: Türkiye'de temel özgürlüklerin, de- mokrasinın, insan haklanna saygının ve hukuk devleti ılkelennın cıddı ve sürekli ihlali halinde üyelik müzakerelerinin sür- meyeceği apaçık ortada iken, bunun yazı- lı metne dökülmesi Türkiye'ye köklü ve de- rin güvensizliğin işaretıdir. (Paragraf: 5 ) (iii) Özgün müzakere yöntemi: Katılım müzakereleri, kararlann oybırliği ile alın- dığı ve bütün AB üyelerinin tam katılımı ile gerçekleştirilen bir hükümetlerarası konferans çerçevesinde yürütülecektır. Ko- nu başhklan (fasıllar) ile ilgilı müzakere- lerin açılabilmesi ıçin Türkiye'nin AB müktesebatı doğrultusunda yükümlülük- lerini yerine getirmesı istenecek; Konsey, müzakere edılecek her fashn geçici olarak ve yenilerinin açılması için performans standartlan belirleyecektir. Dahası, müza- kere süreci sadece Türkiye'nin yaptıklan- na değil, AB'nin yeni üyeleri "içinesindir- me" kapasitesine bağlı olacaktır. (Parag- raf: 6) Siyasallaştınlmış, oybirliği koşulu nede- niyle tekil ülkelenn şantajlanna ve engel- lemelerine açık, fasıllarla ilgili müzake- relerin açılma ve kapanması- nı erişilmesi çok güç koşul- lara bağlayabi- lecek bu yön- tem, müzakere- leri kolaylaştır- ^ - makvesonuca bağlamaktan çok, güçleştirmek ve engellemek için ta- sarlanmışa benzemektedir. Md. 6'da mü- zakerelenn kannaşık olacağını ikrar eden Tavsiye metni yazarlan bu karmaşıklığı azaltmak ıçin çaba harcamamışlardır. (iv) Açık uçlu müzakere: Müzakerele- rin üyelikle sonuçlanmayabileceği eğer işin "doğası gereği'' ise (İcı öyledir), bilı- neni tekrarlamaya kalkmanın ve olumsuz sonuç olasılığını baştan ima etmenin ıyi ni- yetle bağdaşır yanı yoktur (Paragraf 8). Yeni bir çapa Komisyon Tavsiyesi'nin kapanış parag- rafı AB'nin niyetıni açıkça ortaya koy- maktadır: Katıhm olsun veya olmasın, Tür- kiye Avrupa kurumlanna tümüyle bağlı (kullanılan tngilizce deyimle "anchored" yani çapalanmış) kalmalıdır. Böylece ar- tık herkesin öğrendiği IMF "çapasr"na ek olarak yeni bir "çapa" AB ve Türkiye'de açıkça telaffuz edilmekle kalmamakta.. resmi belgelere de girmektedır. Yarın: Eurüngs'in karar taslağı Komisyon'un sonuç ve tavsiyeleri şu şekildedir: (1) Katılım Ortaklığı Belgesi'nde ortaya konulan öncelikler çerçevesinde, Türkiye son beş yılda, başta kapsamlı anayasal ve hukukı değişıklikler olmak üzere, siyasi reform sürecinde kayda değer bir ilerleme sağlamıştır. Bununla beraber, Demekler Kanunu, yeni Türk Ceza Kanunu, Istınaf Mahkemeleri Kanunu henüz yürürlüğe girmemiştir. Aynca, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasansı, Adli Polisin Kuruluşuna Ilışkın Kanun ile Ceza ve Tedbirlerin Infazı Hakkındakı Kanun Tasansı henüz yasalaşmamıştır. (3) Reform sürecinde kaydedilen genel ilerleme ve Türkiye'nin 1 "inci paragrafta bahsi geçen bekleyen kanunlan yürürlüğe koyması kaydıyla, Komisyon, Türkiye'nin katılun için gerekli siyasi kriterleri yeterince karşıladığını değerlendirir ve müzakerelerin açılmasuıı tavsiye eder. Reform sürecinin geri dönülmezliği ve özellikle temel özgürlükler bağlamındaki uygulamalann daha uzun bir dönem kesinlik kazanması gerekecektir. (4) Üç ayaktan oluşan bir stratejinin izlenmesi gerekmektedir. İlk ayak, özellikle Kopenhag siyasi kriterlerinin karşılanmasının süregelen bir biçimde devamını teminen, Türkiye'de reform sürecinin desteklenmesine ve kuvvetlendirihnesine yönelik işbirliğini kapsayacaktır. Bu sürecin sürdürülebilirtiğini ve geri dönülmezliğini garanti alüna almak açısından, AB siyasi reform sürecindeki fleriemeyi yalandan izlemeye devam etmelidir. Bu. müteakip reformlar açısından öncelikleri ortaya koyacak gözden geçirilmiş bir Katılun Ortaklığı Belgesi temelinde yapılacaktır. 2005 yıluıın sonundan itibaren olmak üzere siyasi reformlarda kaydedilen ilerlemelerin yıllık olarak genel bir gözden geçırilmesi yapılacaktır. Bu amaca yönelik olarak, Komisyon. Avrupa Konseyi'ne Aralık 2005'te ilk raporunu sunacaktır. Reformlann sürati. müzakere sürecinde kaydedilecek ilerlemede belirleyici olacaİcnr. (5) Birliğin temelini oluşturan, özgürlük, demokrasi, insan haklanna saygı ile temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü prensiplerinin ciddı ve sürekli bir biçimde ihlal edilmesi halinde Komisyon, müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye edecektir. Konsey, böyle bir tavsiyeye ilişkin karannı nitelikli oy çoğunluyla verecektır. (6) tkıncı ayak, Türkıye'yle katılım müzakerelerinın yürütülmesine ilişkin özgün yöntemle ilgilidir. Katılım müzakereleri, kararlann oybirtiğiyle alındığı ve bütün AB üyelerinin tam kanhmıyla gerçekleştirilen bir Hükümetlerarası Konferans çerçevesinde yüriitülecektir. Kanuni mevzuat uyumu ve AB müktesebatının yeterli ölçüde uygulandığı hususu da dahil olmak üzere, müzakere edilecek her fashn geçici olarak kapatılması ve gerektığınde yeni müzakere faslı açılması için Konseyin çıtalar (bench-mark) belirlemesı gerekecektir. ilgili fasıllarla müzakerelerin açılabilmesi için, AB müktesebatı doğrultusunda mevcut hukukı yükümlülüklerin yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Uzun geçiş dönemleri gerekli olabilecektir. Buna ilaveten, yapısal ve tanm politikalan gibi bazı alanlarda özel düzenlemeler gerekli olabilecek ve işgücünün serbest dolaşımı açısından daimi koruma hükümleri gündeme gelebileccktir. Türkiye'nin kahhmının etkisi mali ve kurumsal açıdan önemli olacaktır. Müzakerelerin tamamlanmasından önce AB, 2014 sonrası mali perspektifıni belirlemek durumundadır. Buna ek olarak, Komisyon, anlaşmanın öngördüğü ortak politikalar ve dayanışmayı göz önünde bulundurmak suretiyle, müzakereler sırasmda Birliğin, yeni üyeleri içine sindirme ve entegrasyonu derinleştirme kapashesini izlejecektir. (7) Üçüncü ayak, AB üyesi ülkeler ve Türkiye'den halldan bir araya getirecek şekilde kapsamlı bir güçlendirilmiş siyasi ve kültürel diyaloğu öngörmektedir. Bu diyalog sürecinde sivil toplum(un) en önemli rolü üstlenme(si) ve bunun AB tarafından kolaylaştınlması gerekmektedir. Komisyon, bu diyaloğun ne şekilde destekleneceğine dair gerekli önerilerde bulunacaktır. (8) (Müzakere süreci). doğası gereği, ucu açık bir süreç olup sonucunun önceden tespit edilmesi mümkün değildir. "Müzakerelerin sonucundan veya bunu izleyen onay sürecinden bağımsız olarak, Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler, Türkiye'nin Avrupa kurumlanna bütünüyle bağlüığmı sürdürmesini sağlamahdır.'* (Brüksel, COM (2004) 656 fınal kodlu belgenin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan gayri resmi çevirisi; vurgular bizimdir. Bkz. http://www.abgs.gov.tr) İ K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle