Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-10 KAS1M 2004 ÇARŞAMBA. CUMHURİYET SAYFA
17
IUehmel Sağlam:
"4 müyaAık hediye
mi olur?!"
Ohnaz, 1 trilyonlıık
olur!' Elektronik posta: denizsom©curohurfyetcom.tr wvsrw.defrizsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- ABD, Irak'ta yeni
bir savaş başlatmış...
"Demokrasiye başlatmavın
şimdir
CemaatAlbaraka Türk'ün
açtığı personel sı-
navında yazılıyı ka-
•*-- zanıp sözlüye giren-
lere sorulan soru: "Isken-
derpaşa cemaatinde-n
kJmleri tanıyorsunuz?"
Cumhuriyet
Istanbul'da Atatürk
Havaalanı'nın VİP
salonunda gazete
isteyenlere sırasıy-
la Zaman, Yeni Şa-
fak, Star, Vakit, Hürriyet,
Milliyet, Posta, Vatar»,
Akşam gazetesinden
hangisini istedikieri so-
rulurken, Cumhuriyet
isteyenlere "yok" deni-
yor ve nedeni de "yasak
efendim" diye açıkla-
nıyor.
evgili Atatürk... Seni bugün, aram/zdan ay-
nlışının 66. yılında özlem ve sevgi ile ve fa-
kat emanet ettiğin tam bağımsız, ulusal ege-
men cumhuriyeti yeterince koruyamamanın
utancı içinde bir kez daha anıyoruz; seni herzaman-
kinden daha çok anyoruz.
Sevgili Atatürk... Bizi şu sıralar "Türkiyeli" kimliği-
ne alıştırıyoriar. Senin "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran
Türkiye halkına Türk milleti denir" sözünü de bu ye-
ni kimliğe kılıf olarak uyduruyoriar.
Sevgili Atatürk... Emperyalizmin ve işbiriikçilerinin
amaçları ulus devlet kavramını ortadan kaldırmak.
Ulusu, küçük parçalara ayırmak ve Türk, Kürt, Laz,
Ermeni, Rum, Çerkez aynmı gözetmeden günü gel-
diğinde bizi kolay lokma olarak yutmak.
Sevgili Atatürk... Senin "Türkiye Cumhuriyeti'ni ku-
ran Türkiye halkına Türk milleti denir" sözünü cım-
bızla ayıklayıp önümüze koyanlar, senin el yazınla
kaleme aldığın satırların devamını bu halktan gizliyor-
Biz
lar... Oysa sen yüzyıllar boyu sönmeyecek bir meşa-
le gibi, bizim bugünkü tartışmalanmızı daha o gün-
den görmüş ve Afet Inan'ın bize aktardığı "Medeni
Bilgiler" kitabında şöyle yazmıştın:
"Bugünkü Türk milleti siyasi ve içtimai (toplumsal)
camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fik-
ri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propagan-
da edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlanmız var-
dır. Fakat mazinin (geçmişin) istibdat (baskıcı) devir-
leri mahsulü (ürünü) olan bu yanlış tevsimler (adlan-
dırmalar), birkaç düşman aleti, mürteci (gerici) beyin-
sizden maada (başka) hiçbir millet ferdi üzerinde te-
ellümden (eseften) başka bir tesir (etki) hasıl etme-
miştir. Çünkü, bu millet efradı (bireyleri) da umum
Türk camiası gibi aynı müşterek (ortak) maziye, tari-
he, ahlaka hukuka sahıp bulunuyorlar. Bugün içimiz-
de bulunan Hıristiyan, Musevi vatandaşlar, mukad-
derat (kader) ve talihlerini Türk milliyetine vicdani ar-
zularıyla raptettikten sonra kendilerine yan gözle ya-
bancı nazariyle bakılmak, medeni Türk milletinin asil
ahlakından beklenir mi?"
Sevgili Atatürk... Bugün aynı propagandayı yapan-
lara senin tanımınla "düşman aleti" ve "gerici beyin-
sizler" demiyorlar; el üstünde tutuyoriar, "aydın" di-
yorlar.
Sevgili Atatürk... Dün "muasır medeniyef'in tem-
silcileri olarak yurdumuzu ordularıyla işgal edenler
bugün "çağdaş uygarlık" adı altında bu kez Ameri-
kan yardımıyla, Avrupa Biriiği masalıyla, ekonomik
boyundurukla, siyasi kıskaçla, kültür yozlaşmasıyla
aynı işgali gerçekleştiriyorlar.
Sevgili Atatürk... Değil emanetine ulusal kimliğimi-
ze bile sahip çıkamadık ve artık "Türkiyeli" oluyoruz.
Bizi asla affetme!
EdevatAnıl Öçal: "Rauf
Denktaş, AB'nin
Enosis'e alet oldu-
ğunu söylemiş.
Kıbnslı Türklerin çoğun-
luğuyla, Türkiye'deki Tür-
kiyeli'ler de edevat oldu!'"
Çare
Akif Kökçe:
"AB bizi de azın-
lık kabul etsin; ulusal
değerlerimiz yerinde
kalsın!"
SESStZ SEDASIZ (!) Belediye afişlerinde başkan reklamı
Avukat Ünal Uysal, seçim öncesi
Istanbul sokaklarına asılan eski
istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Ali Müfrt Gürtuna'nın fotoğraflı
afişlerinde kamu olanaklanyla kişisel
reklam yapıldığı gerekçesiyle
Içişleri Bakanlığı'na şikâyet
dilekçesi veriyor.
Mahalli Idareler Genel Müdürlüğü,
şikâyet konusunu incelemeye alıyor
ve sonuçta şu karara vanyor:
"Büyükşehir Belediyesi sınırlan
dahilindeki bilboardlann Büyükşehir
Belediye Encümeninin karan ile aylık
315 milyar lira bedelle Istanbul Kültür
ve Sanat Ürünleri A.Ş adına
kiralandığı, Büyükşehir Belediye
kontenjanının yüzde 30 olduğu ve bu
kontenjanı Büyükşehir Belediyesi'nin
faaliyetlerinin tanıtımı için kullandığı
bu esnada eski başkan Ali Müfit
Gürtuna'nın reklamının yapıldığına
ilişkin herhangi bir afiş elde
edilemediği, belediye faaliyetlerinin
tanıtımı ile ilgili bilboard duyuru ve
afişlerinin hazırlanması için belediye
bütçesinden herhangi bir ödeme
yapılmadığının tespit edildiği, iddıa
konulan ile ilgili olarak Istanbul
Büyükşehir Belediyesi görevlileri
hakkında yasal herhangi bir işlem
yapılmasına mahal olmayacağı görüş
ve kanaatine vanldığı, valiliklerinin de
bu görüşte olduğu..."
Bu karar üzerine avukat Ünal Ünsal'a
"42 yıldır bu meslekteyim, bu şekilde
mızrağın çuvala sokulduğuna ilk defa
şahit oluyorum" demek kalıyor.
Yüksek Yerilim Hatt
Ayağını kredi kartı limitine göre uzat
1
erdincutku • yahoo.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCI
Manevi Miras
Her 10 Kasım'daki gibi bu-
gün de herkes "Atatürkçü"
olacak. Kimıleri yürekten, ki-
miien de göstermelik...
"GöstermeBk" olanlara ar-
tık ne demeli bılemem...
Dünya bu büyük insanın
evrensel değerini her geçen
yıl daha fazla anladıkça. "biz-
den" birilennin bugün içinde
bulunduğumuz sorunlan
u
O'nun mirasr olarak gös-
termelerine ya da bunu "i-
ma" etmelerine nasıl da hâlâ
dayanabiliyoruz?
Atatürk'ü yürekten ve bi-
linçle ananianmızın ise ulu-
sun ve ülke-
nın gelece-
ğinı aynı
bağlılıkla
düsünebil-
meleri için
O"nu sev-
melen, hat-
ta yok sev-
meieri ve
sevgılennı
de en göste-
rişlı yön-
temlerle i-
larıetmeleri
yetmıyor.
Ivıtekim,
yakalannda
rozetinı bile
taşyan ni-
ceknnin.
yaîamm ıçın-
de politika-
da işlerinde ve her yerde.
Atitürk'ün düşünce ve ilkele-
riye asla bağdaşmayacak tu-
tunlar içinde olmalan bunun
kaııtı değil mi?
Hatta, arkalanna O'nun en
biiaik resimlerini asıp. her i-
k j özlerinde bir O'nun adını
anp ve her ne yapıyorlarsa,
yiıe O'nun "izüıde" yaptık-
laını anlatanlann da *bu ül-
lcei Atatürk'e hasret kılan
gejşmelere" seyırci kaldıkla-
n x . destekledıklerini, hatta
inza bile attıklannı emuıim
kicendileri de biliyorlar...
Uatürk'ün en yakınlann-
"Atatürk ve Muğla"...
İbrahim Necati'den
dan olan ve yaşamı boyunca
O'nun amaç ve fikirlennı
ödünsüz savunan Nadir \adi
de işte bütün bunlar karşısın-
da dayanamayıp, sonunda
"Ben Atatürkçü değiliın.."
demek zorunda kalmamış
mıydı?...
• • •
Şimdi. böylesi bir ortam
çok daha bulanık ve çok da-
ha yürek burkan "içtensizlik-
ler" içinde sürerken, bu 10
Kasım'da Atatürk'ü anmak
için acaba neler söylemeli,
O'na olan saygımızı nasıl yi-
nelemeliyiz?
Soruyu
paylaştığım
bir arkada-
şım, belki
de 20 yıldır
sakladığı,
her Ata-
türk'ü andı-
gında açıp
hayranlıkla
okuduğu.
özellikle de
bugünkü
"derinliksiz
düşünce-
ler" sarnıa-
lmda tıka-
nıp kalanla-
ra en çarpı-
cı "dersi"
oluşturabi-
lecek bir "sö-
zünü" dosya-
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak a turk.net
sından çıkardı.
Ben de hem kendim için,
hem de Atatürk'ü yürekten
ve içtenlikle seven herkes
için, yanlanndan ayırmama-
larını dilediğim bu sözünü,
10 Kasım 2004'ün anısı yapı-
yorum.
O'nun "manevi mirasını"
taşımakJa onur duyabilmenin
temel koşulu olarak, birlikte
okuyalım.
O büyük insam, bu sözle-
riyle de birlikte yeniden. da-
ha bir bağlılıkla ve sevgimizi
"akıl ile bilimin güvencesine"
emanet ederek kucaklayalım:
"Ben manevi miras olarak hiçbirayet, hiçbir dcgma, hiç-
irdonmuş ve kabplaşnuş kııral bırakmıyorunv Benint ma-
<evimirasını, ilimdir ve akddır. Benden sonraküer, bidm aş-
takzorunda oldtığıımuzçetin veköklü zortuklarkarşısmda,
dkigayelerv tamamen erişemediğimidonayiayacaklanhr.
Zaman siimde UeHfyor. Miüetterin, topbımlaruı, Jaşilerin
mtihdukvemutsuz/ukanlayışlanbiledeğişiyor. Böyiebirdün-
mia,asladeğişmeyvcekhükihrtkrgetinUğiniidJÛjeaftek ak-
it ve ilimin geUşhnini inkâr etnıek olur.
Benün TiirkMUletiiçinyapmakistedUderim vebaşarma-
a çaüşaklanm ortadadn:
Benden sonra, benibemmsemekisteyenterbirtemeleksen
'jainde, akd ve ilmin rehbetHğini kabul edeHerse, manevi
•musçılanm oüiriar-."
Mustafa Kemal ATATÜRK
%/ıyc mvjvn'? JerbGtrfjkık/mm. Jfâg r
ÇİZGtLİK KÂMİL MiSARACI kamilmasaraci >t mynet.com
TARtHTE BUGÜN MÜM-AZARIKAN 10 Kasnu wuw.mumtaz-arikan. com
MUSTAFA KEMAL'İN SONA EREN GÖREVİ
19t8'P£ , ._ . . ,
S/Suf SAŞKAML/Sr'NOAM &ESMBM ALIfJÛl. T.PUNYA SA-
VAÇl'NIN SONUNPA MONOgOS MÜrAgE/CESf rfiPIL--
'• EKTBSİ 6ÜN, L/<L*4M I/CW SAA1PE&S'TEN BOÇA-
G/&UP KOıUf{J7WtVL/Ğ/'MA A77İAİ-
O/SPU F/LAU KAIMAM/Ş,
İ22ET P*ŞA, ÖZG- OCABAK ONA BU _
SONA E@Dt6(Nf BİLPİRMİŞ, bÖNMEStNİ
B/fS
GEMEL. CUAY &4ÇANU& Ç A SO/Ûf
.. Sağda,bupöretrsrrosırtda yaver/eny/e göru/uyor
oekinci(£( cumhuriyet.com.tr
ANMA
Kırk iki yıllık meslek yaşamında hastalarını en yakını yerine koyarak,
insan hayatını her şeyin üzerinde tutan,
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahiliye Anabilim Dalı Başkanı,
Prof. Dr. MEHMET ORAN'ıÖlümünün üçüncü yılı olan 10 Kasım'da hasretle arıyor ve anıyoruz.
SABIRLA BEKLİYORUZ.
Hiçbir zaman haketmediğini düşündüğümüz hatalann benzerlerinin
yaşanmaması ve adaletin yerine gelmesi için sürdürdüğümüz mücadelede,
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI'nın 11.07.2001 tarihinde tespit ettiği,
Hastane yetkilileri ile ilgili ihmal, tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslekte
acemilik ve evrakta sahtekarlık yapıldığına dair" raporuna ilaveten
ayrıca, Türk Tabipler Biriiği ve T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumları
tarafından da benzer ihmal ve kusurlar tespit edilmiştir.
Son olarak,
T.C. Sağlık Bakanlığı Yüksek Sağlık Şurası ve Şişli 6.Asliye Ceza
Mahkemesinin verecekleri nihaf kararı sabırla ve saygıyla bekliyoruz.
Eşi; Dr. Ülker ORAN, Oğlu; Umut ORAN, Kızı; Özlem ORAN
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
ŞidrJetd)
Geçen cumartesi günü Konya'da oynanan Kon-
yaspor-Beşiktaş maçı öncesi televizyon ekranları-
na yansıyan sokak görüntüleri gözlerimin önünden
gitmiyor. 16-20 yaş arası gençlerden oluşan kala-
balıklarbirbirlerine girmişler "ölümüne" dövüşüyor-
lar... Taşlar fırlatılıyor, kafalara, sırtlara, kollara ba-
caklara sopalar iniyor... Yere düşenler tekmeleniyor,
ağızlar, burunlar kan içinde... Bir futbol takımına
yandaş olmak insanı bu denli acımasız bir canava-
ra dönüştürebilir mi? Dönüştürebiliyor.
Aynı yaşta gençler değeri 140 milyon lira olan bir
cep telefonu için cinayet de işleyebiliyorlar. Yaşıtla-
rı olan bir genci, elinden telefonunu aldıktan sonra
dövüp hızla giden trenden aşağıya atabiliyorlar. Üç
kuruş para insanın gözünü bu denli döndürebilir
mi? Döndürebiliyor. Bu gençlerin acı, kan, gözyaşı,
ölüm karşısmda böylesine duygusuzlaşabilmeleri
hangi nedenlerden kaynaklanıyor? Bu genç insan-
lar yoksulluklannın üstesinden gelemedikleri. daha
tyı yaşama özlemlerı umarsızlığa, umarsızlıkları da
"öç"e dönüştüğü için mi böyle davranabiliyorlar?
Sanmıyorum, bu açıklama bana yeterli gelmıyor.
Insan, Istanbul'da, varsıl gençlerin gıttiği pahalı bir
gece kulübünde eğlenirken de bir cınayete kurban
gidebiliyor. Eğlenen kalabalığın ortasında boğazı
kesilerek öldürülebiliyor. Onca insanın bulunduğu
bir yerde "bir kızyüzünden" işlendiği söylenen bu
cinayeti hiç kimsenın görmemiş olması düşünüle-
bilir mi? Ama o şık giyimli, varsıl, çoğu da "iyi eği-
timli" erkeklerin, genç kadınların arasından tek bir
tanık bile çıkmıyor.
YÖK, 23 yıl önce olağanüstü bir siyasal dönem-
de ünıversite ve yüksekokullan zapturapt altına al-
mak amacıyla kuruldu. Üniversiteieri özerk bir yö-
netim yerine merkezi ve hiyerarşik bir yapı ile yö-
netmeyi öngörüyor. YÖK'le birlikte ünıversiteler
farklı düşüncenin sorgulandığı ve üretıldiği yerlerol-
maktan çıkıp daha çok benimsenmiş fikirlerin ka-
bul edildiği veögretildiği ilerı lisedüzeyine indirgen-
dıler. öğrena)er, YÖK yasasının Türkiye'yi bilgi ça-
ğına taşımakta yetersiz kaldığını görüyorlar ve bu
yasanın kaldmlmasını ya da çağdaşlaştınlmasını is-
tiyorlar. Haklılar, çünkü bu yasa onların gelecekleri-
ni olumsuz etkiliyor.
Ekranlardan izliyoruz: YÖK'ü protesto etmek üze-
re bir araya gelen öğrencilerden bir bölümü kaldı-
rım taşlarını söküp bunları küçük parçalara ayınp
kendilerine "cephane" hazıriıyorlar. Taşları polisle-
re atacaklar. Polis de üzerlerine saldırınca küçük
çapta bir sokak savaşı çıkacak. Kafalar gözler pat-
layacak, dükkân vitrınleri inecek, kaldınm kenarla-
nna park etmiş otomobiller hasar görecek, olayın dı-
şındaki insanlar, yaşlılar, kadınlar, çocuklar korku-
dan bir yerlere sinecekler. Polisler de hazırlıklı, on-
larda kalkanlan, copları ve "savaş giysileri"y\e gel-
mişler. Cenk başlıyor, ikı taraf da acımasız... Içimiz
kanayarak izliyoruz...
Şıddet, özellikle toplumumuzun genç kesımıne
egemen olmuş. Şiddete başvurmada bıreylerin sos-
yal konumları, varsıllıkları, yoksullukları, eğitımlı ya-
da eğıtımsız olmalan artık pek fark etmiyor. Konya
sokaklarında kafa göz patlatan delikanlılar yarım
saat sonra stadyumda başka kalabalıklarla bırlikle
tribünde "Tekbir" getinyorlar. Ceplerinde bılet pa-
raları var, gıyim kuşamları yerinde, ellerinde cep te-
lefonları... Hiç de "yoksul" bir görünüm sergilemi-
yorlar. Ama davranışları, "yoksul" oldukları için,
"günlük ekmekparası" için kapkaççılık yaptıklarını
söyleyen göçer çocuklarından hiç de farklı değil.
Onlann da gece kulüplerinde "kız yüzünden gırtlak
kesen" varsıl gençlerden farkları yok.
YÖK'ü protesto eden üniversitelı gençlerin de
"şiddet"\ bir araç olarak görmelerinin ardında ya-
tan gerçek tek başına "geleceğe ilişkin umutsuz-
luk"\a açıklanabilir mi? Ya aşağı yukarı aynı yaşlar-
daki polıslerin yere düşmüş, çaresizleşmış, artık "bir
şey yapamaz" durumdaki gençlere uyguladıkları
şiddet?
Yoksa genç insanlar "şiddet"\ kendi doğal çev-
relerinde onları öne çıkartan, farklı bir "kimlik" ka-
zandırarak "özel" kılan biryol olarak mı görüyorlar?
(e-posta: dkavukcuoglu <• superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
B ULMACA SEDATYAŞAYA*
1 2
SOLDANSAĞA:
1/ Kastamo-
nu'nun Cide
ilçesinde. do-
ğal güzelli-
ğiyle tanın-
mışbirkoy. 2/
Halk dilinde
soguk algın-
lığına \erilen
ad... Parlaklı-
fı geçici ola-
rak artarak
patlayan yıl-
dız. 3/ Hollanda'nın
plaka işareti... Boya
sanayiinde kullanı-
lan zehirli bir mad-
de. 4/Etilezzetlibir
balık... Tantal ele- 5
mentininsimgesi. 5/ 6
21 yaşın altındaki
oyunculardan mey-
dana gelen spor ta- 9
kımlan için kullanılan sözcük... Yelkenli birya-
nş teknesi. 6/ tki sert cismi birbirine bağlamaya
yarayan, kıvnkmetalparça... Birgözrengi. 7/İs-
tanbul'un bir semti. 8/Faiz... "Evlerinin önü — '
Yayılır turnası kazı" (Gevheri). 9/Bir Avrupa ül-
kesinin başkenti... Tıpta en gelişmiş görüntüleme
tekniğinin kısa yazıhşı.
YUKARIDAN AŞAGHA:
1/Muğla'nın Fethiye ilçesinde, doğal güzelliğiy-
le tanınmış bir koy ve orman alaru. II İnce ve süs-
lü el işi... Eski Mısır'da güneş tannsı. 3/Tavlada
"iki" sayısı... Bir kitabm sayfalannı süsleyen kü-
çük motif. 4/Birkenara ahlmış, uzaklaştınlmış...
Bir nota. 5/Bir soru sözü...Türkiye'ninplaka işa-
reti. 6/Damarlı ve yan saydam bir taş... Avuç içi.
II "Sağ yanımda yârem var/ — yana dönder be-
ni" (Türkü)... Bir sanat yapıtında işlenen konu.
8/Hem nıhtan hem de organizmadan ayn olan ve
tüm organik etkinliklerin temelindç bulunan bir
yaşam ilkesinin var olduğunu öne süren öğreti. 9/
Mezbaha... Şarkı, türkü. , .