19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 2004 PA. HABERLER DIÖVY4DA BUGÜN TBMM gündemindeki Ceza înfaz Yasa Tasansı'nın cezaevlerinde gerginliklere yol açabileceği vurgulan ALİ SİRMEN Ttosîs Facit Venemum' KALKAN - Sevgili, Cumhuriyet Bayramı tatilinden yararianarak, üç günümü Kalkan'da bir okul arkadaşımda geçir- dim. Doğrusu yafelekten yadakıştan gün çalmak di- yebunadenir. Sanki mekân içındedeğil de, zaman içindeyolculuk yapmış, sonbahardan birden gele- cek yılın yazına atlamış gibiydik. Kasımın eli kula- ğındayken, ısıtan bir güneş altında yatıyor, sonra Kalkan'ın tertemiz lacivert sulanna dalabiliyorduk. TuJu Türk'ün, kartal yuvası gibi Kalkan'a tepe- den bakan villasınagecevardım, sabah güneş doğ- duğunda hemen uyanıp, ayakianmızjn altında uza- nan manzaraya baküm. Gecehayalgörmemiştim, muhteşem bir görüntüydü ve çok şükür yerii ye- rinde duruyordu. Velhasıl, havanın güzelliği, denizin hoşluğu, manzaran/n ihtişamıyla bir rüya gibiydi her şey... Kalkan'a ilk kez, bir mavi yolculuk çerçevesin- de, deniz yoluyla 27yılöncegelmiştim. Böyle, anı- lan kulaçladığım degil, lacivert sularda saatlerce yüzdüğüm yıllardı onlar. 0 sıralarda küçücük bir köydü Kaikan, sahilde uğradığımız kahvenin sahibi, Kaytıan Sağlamer ile benim gazeteci olduğumu ögrenince tuttur- muştu: - Gelin buradan bir ev ya da arsa alın, bizi de yazarsınız, meşhur oluruz, turist gelir. • • * Bizde ne öyle akıl ne de para vardı. Ev ya da ar- sa alamadık. Ama Kalkan gelişti, şirin bir kasaba oldu, yaz aylannda da özellikle Ingiliz turistler ta- rafından mekân tutuldu. Kışırt 1500 olan belde nüfusu, turizm mevsi- minde onla katlan/yormuş. Tabii ülkemizde artık adeta yazgı haline gelmiş olan bir olgu bir kez daha düşüvermiş gündeme: Betonlaşma ve kirlilik. Bütün gelişmiş yerlerimiz gibi, burada da bak- tığınızda artan betonlaşmayı hemen görüyorsu- nuz. Herne kadariki kattanfazlaya müsaade edil- miyorsa da resmen, orada burada dikilmiş apart- manlar da var. Bermutaten büyükbeton bloku da devlet yapmış. Zaten bizdeçevreyi korumasıgereken devleten büyük kirletici konumundadır. Neyse ki, Kalkan henüz Bodrumlaşmamış. Hâ- lâ nefes alınıyor, betonlaşma yine de kaldınlabilir birdüzeyde, yani miktarhenüz zehri doğurmamış. "Dosis facit venemum" (zehri miktar doğurur) deyimini, Aydın Boysan'ın son kitabı "Nerede Yaşıyoruz?"unda okudum. Sevgili Boysan, çevre kirliliğini ele aldığı bölüm- de şöyle anlatıyor olguyu: "...Çokbasitbirömekle, çokkısa veberrakaçık- lamasışöyledir:Birinsan 20 - 25litrepınlpınlkay- nak suyu bile içse çatlar." Yapı kaçakçılannın bol- luğu, kentlerimizi öldüresiye zehirlemektedir. Gerçekten de, öyle umanm ki, bir kez daha gö- rüp hayran kaldığım Kalkan'da beton miktan zeh- ri doğurmadan durur. Ya da hiç değilse yapılar ge- niş alanlarda, küçük oranlaria dağılır da yeşil ile bina birbirini kucaklar. • • • Sevgili Aydın Boysan'ın da belirttiği gibi, konu yalnız miktarla sınırlı kalmıyor, birde malzeme so- runu var. Dilersen bunu da A. Boysan'ın kalemin- den okuyalım: "... Çevrekirlenmesiderdururuz. Bununanla- mını deşmek zorundayız. Çünkü kir denen şey- de ille de bir iğrençlik olduğunu sanırtz çoğuza- man... Oysa çok temizmalzemeyle de kirletmek olasıdır. Çünkü 'kir'"ın bilimsel tanımı şöyledir: 'Kir yanlış yerde bulunan malzemedir'. Tanım bütün bilimse! anlatımlarda olduğu gi- bi, olağanüstü sade ve açıktır. örneğin içilen bir şehriye çorbasının içindenbirsaç kılı çtkarsa mi- de bulandınr. Isterse bu kıl, biraz önce mis gibi yıkanmış sevgilinin saçından olsun. Ama öteyan- dan düşlere dalaraksevgilisinin saçlannayumu- lan birâşıkeğerosaçlararasında birşehriyepar- çasıgörürse, dünyasınışaşınr. Çünkübuda yan- lışyerde bulunan malzemedir." Aydın Boysan'ın her iki tanımı da ne kadar sa- de ve açık değil mi Sevgili? Ama neyazıkki, rantvemülkiyetduygusuylagöz- leri kararmış olanlara bunu anlatmak zor oluyor. Zamanla belki anlarfar drye düşünmeye de im- kân yok. Çünkü biraz daha zaman geçerse mik- tar zehri doğurmuş olacak bile... asirmen(a cumhuriyet.com.tr Gülen'in okulunda iftar yemeğî Çelik: YÖK, zamanı BURSA (Cumburi- yet)-MilHEğitünBaka- nı Hüseyin Çefik, Bur- sa'da, orucunu Fethıd- bh Giilen cemaatine ait olduğuöne sürülenÖzel llkbahar llköğretim Okulu'nda il protoko- lüyle birlikte açtı. Çe- lik, YÖK konusunu ra- fa kaldırmadıklannı, 'günügekfigızarnançöz- nek üzerenadasabırak- ıkJannT açıkladı. Çelik dün Bursa'da bir ıağazanın açılışını ger- îkieştirdikten sonra if- r için Fethullah Gülen amaatineaitolduğuile- sürûlen Özel fikbahar :öğretim Okulu'nu ter- ı etti. Bursa protoko- fle birlikte iftara kati- :Çelik okulunyöneti- aiylesohbef etti. Çe- lik, iftar sonrasında Bir- ük Vakfi'mn Bursa Şu- besi'ne de uğradı. AKP Bursa11Merkezi'nde so- rulan yanıtiayan Çelik, YÖK 'Vasası'nm rafekal- dınlmadığını,nadasabı- rakıldığını açıkladı. Çe- lik, "Bunlan udaşmay- Ja, kavga gürüJtüye, pa- üruyameydanvenneden Türkrve'nin ihtivaçlan, kamunun varan çerçe- vesinde günii geldigi za- man vapmak zorunda- yız. Diğer anayasal ku- ruluslaria, meseteninta- rafi ve paydasj olan ku- rulusjarla görüşerekçö- zeceğiz.Başbakannn,hn- kümeumbananezaman talimat verirse ben ha- ariargetiririm.Ama bu- gün için acil gûndetnde değü* diye konuşru. Hükümete 'tektip' ıryansjİLHANTAŞa AIVKARA - 12 Eylül'ün ardından cezaevlerinde ölümlere yol açan ^ k tipefbise" düzeniemesinin Ceza Infaz Yasası Tasansıileyenidengündemege- tirilmesinincezaevlerindeyeni gergin- liklere yol açabileceği belirtildi. 12Eylül'ün ürünü olan cezaevlerin- de tek tip elbise uygulaması, 20 yıl sonrayeniden CezaInfaz Yasası Tasa- nsı ilegündemegetirildi.İlk uygulan- maya baslandığı 1984 yılında ölüm oruçlannda4 kişinin ölûmününardın- dan uygulamadanvazgeçildi. Ancakye- niden gündeme getinlen ve 17 Aralık tarihinekadaryasalaştınlması öngörii- len uygulamarun gerekçesının "Ken- dizevtöıegöreelbisegrvüınesibüküm- lükrarasmda disipJinin bozuimasuıa • Türkiye İnsan HakJan Vakfı Başkam Yavuz Önen, "Tek tip elbiseyi dayatmak zorbalıktır. Mahkûmlan JdmJiksizleştirmeye dönük bir girişimdir" derken Insan HakJan Derneği Genel Başkanı Hüsnü ÖndüJ de uyguJama nedeniyle cezaevierinde yeni acılar yaşanabileceği kaygısını taşıdıklannı söyledi. jwl açabilir vcfirariankolaviaşûrabi- fcmez" dedı. İnsan Haklan Derne|ı kişiJüderine müdaiıaJe aniamına (İHD) GenelBaşkanı HüsnüÖndül ba-fir" olarak açıklanması dikkat çektı. TürkiyeİnsanHaklan Vakri (TÎHV) Başkanı Yavuz Önen, cezaevlennde onlarca sorun çözüme kavuşturulma- mışken tek tip kıyafetin dayatılması- nın, cezaevlerindeyenigerguiliklere ne- den olabilecegini \aırguladı. 'Müdahale edilemez' "Tek tip eJbiseyida\v a£makzorbahk- ür" diyen Önen, "Mahkûmlan kim- liksizkştirme\edönükbir girişHndJr.İn- sanlarmnegrvip gfvmevecekferikonu- sundakiözgürhUderinemüdahaleedi- zı ülkelerde tek ö'pelbısenin uygulan- dığını belirterek "Ama is atöhekrin- de gryilmesişekünde. Turukfulânnge- çirecekkri bütün zaman dilimlerinde özel giysilerie donaöbnaJarını insan onuruna aykın buhj\oruz" şeklinde konuşru. Giysi tercihinin özel yaşama girdiğini anımsatan Öndül. "largıç cüppe.hekünbevuzgömJek,asker üni- formagibitek Opkrvafetgijer.Ama bu onlann işlemieilgiİidir. TuruJduJarise devlet tarafindan suç işledigi iddiasrv- la orada tutulan kişiİerdir. Bu onlann yor" dedı. ÖndüJ, rutukJu yakınlan ve avukatlann anlatımJanna göre, tek tip kıyafet uygulamasına geçılmesinin ce- zae\lennde gerilimlere yol açacağını bıldirdi. ÖndiD, uygulama nedeniyle ce- zaevinde yeni acılar yaşanabileceğı kaygısuu taşıdıklannı söyledi. Tek tlpin ifk eytemclsi Tek tip elbise uygulamasının ilk kez gündemegeririJdiğı 1984 yilında, mah- kemede topluca protesto edenler ara- sında gazeteci Rahmi V ıldınm da bu- lunuyordu. Yıldınm, 14 Ocak 1984 tarihindeMetris Cezaevi'nde önce e biselerin toplandığını belirterek 1 Ocak'ta topluca çıktıklan mahkeme de ilk protestonun gerçekleştirildiğin anlattt. Yıldınm, tek tip ile amaçlana nı ve tepkininnedenını şöyleaçıkladı "Devietinpolitikasısaltcezaviçektir- mek değiLSİvasi tutukiulan,hem kişi- likoJarakyoketmekbenıdefiakiola- rafc Devtedncezaevipotitikasmınözün- de bu vaöjior. Tek tip elbise bir simge- dir. Dayaanakda bir simgedir.ona kar- sı direnmek de simgedir. Devlet imha anlajTşını degistirmedikçc takun elbi- se de giydirse sorunJar çözülmez." Adalet Bakanı CemilÇiçekyapılmak ıstenenin <\B standartlannın gerisinde kalmamak oldugunu savunarak "Ora- sınnıcezaeviolduğunuunutmamakJa- zım. Oradabaa kurallarolacak"dedi. EĞİTİM-SEN'DENSUÇ DUYURUSU Sendikalaruı kadrolaşma isyanı biiyüdü • Eğitim-Sen Eskişehir Şubesi, keyfi atamalar yaptığı gerekçesiyle Milli Eğitim Müdürü Ekrem TokJucu hakkında suç duyurusunda bulunurken Sağlık Emekçileri Sendikası da II Sağlık Müdürü'nü istifaya çağırdı. CANHAOOGLÜ ESKİŞEHtR - Eskişehir'de eğıtim ve sağlık alanında yaşanan AKP kadrolaşması tepJd çekiyor. Eğitim-Sen Şube Başkanı Kadir Ana, keyfi atamalar yaptığı gerekçesiyle Milli Egitim Müdürü Ekrem Toklucu hakkında suç duyurusunda bulunurken Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Şube Başkanı YaJçm Mutiu da İI Sağlık Müdürü AJaattin Ünsal'ı istifaya çağırdı. Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Kadir Ana, savcılığa verdiği dilekçesinde Ekrem Toklucu"yu "yönetmeüği hiçe saydığı ve kejfl atamalaryapogı w gerekçesiyle tt dSktatör"e benzettı. Toklucu'nun herhangi bir okula müdür j;ardnncısı olma şartlannı taşımayan Bülent Üzmez'i önce müdür yardımcılığı sonra da şube müdürlüğıi görevıne getirdiğinı iddia eden Ancı şöyle dedi: *Oğrermenevı müdürü, müfetâş raporuna rağmen görevden alınmadı. Yunus Emre Lisesi Müdür Y'arduncüığı görevıne kejfi atama yapıldı. Bilişim lisesi'ne Yapı Bölüm ögretmeni Ismaıl Sağtekin, müdür vekili olarak atandL Oysa okulda yapı bölüm dersleri okutuhnuyor. Fatib SuJtan Menmetİlköğretim Okulu'nda müdür degişiklikJeri ve öğretmen atamaJan keviî yapıldı." Ancı, idari yargmm atama kararlannı iptal etmesine karşın uygulamalann devam ettiğmi \iırguladı. Safllıfcta tehdlt ve baskı Iddlası SES Şube Başkam Yalçm Muflu da sağlık alanmdaki kadrolaşmadan yakındı. Sağlık Müdürü Doç. Dr. AJaattin UnsaJ'ı istifaya davet eden Mutlu, çalışanlara baskı, tehdit ve keyfi denetlemeler yapıldığını ileri sürdü. Atamalann uydurma yönetmeliklerle yapıldığmı iddia eden Mutlu, "İşine geldigüıde Idşfleri istediğiyere sürgünegönderdj. Sünlüğü insanlan sahiplenen balkm topladığı 5 bin imzavı görmedikten gekfi. Eldp anlajTsmı doktor, hemşire ve hiznıetlrve indirip diğer çalışanlara düşman muamelesi yapıldın diye konuşru. AJaattin Ünsal'm çalışma banşuıı bozduğunu vurgulayan Mutlu, "Bn camiadan olma>an. üniversitede doçentlik görcvini bırakarak gelen, bu uygulamalann başında olarak çalışma ortamını bozan, daha sonra rabatça görevıne geri dönecek olan Doç. Dr. AJaattin L nsai ekibi ile beraber istifa eOnebdir'' şeklinde konuştu. ADANA Kutan, Papa 5. Siîrusun en büyükhayalinin Türkleridünya üzerinden sflmek olduğunu söyiedi(Fotoğraf: AP) Papa'nın heykeli önündeki imza töreni Kutan'ı kızdırdı Saadet'in eleştirdiğitablo AJVKAJIA (Cumhuriyet Bürosu) - Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Recai Kutan, Başbakan Tay>ipErdofan"ın katıldığı AB Anayasası imza töreni için "Papa'nın heykeli ö'nünde yapılmasının ne anJama geldigini halkımıza bıratayorum" dedi. Kutan, partisinin il başkanlan toplantısımn açılışmda yaptığı konuşmada, Başbakan'ın imzaladığı AB Anayasası hakkmda kimsenin bilgisi olmadığını sa\oındu. Kutan, "tmza töreni, 1585-1590 vıUan arasında Papalık yapan ve en büyük hayali Türkleri dünya üzerinden silmek olan Papa 5. Sotus heykefa' ö'nünde inızalandı. Bir gazeteci, elde edebildiğJ bilgilere göre misyonerlerin faaüyetlerinin serbest olduğunu, pek çok maddede muğlak ifadeler bulunduğunu belirtiyor" dedi. AB llerleme Raporu'nda da rencide edici hükümler bulunduğunu belirten Kutan, "Hedef, bizi biz yapan, bizi güçJü ve üstün yapan, millL manevi ve ahlaki değerlerimizi eroz>ona uğratmak, 'light Islam, ılımh Islam' talepleriyle Islamı ProtestanJaştırmakür" görüşünü dile getirdi. Mirabüsle Kuran yayııu • Adana'da son günlerde sokaklan dolaşan bir minibüsten yapıJan Kuran yayını yurttaşİann tepkisinı çekti. ADAıNA (Cumhurivet Bürosu) - Adana "da son birkaç gündür bir minibüsün, hoparlörden Kuran yayını yaparak kent içinde dolaşması dikkat çekerken yurttaşlar, "Kuran her ortamda, her dunımda dinlenmez. Yanlış yapı>orlar" diyerek tepki gösterdi. Adana kent merkezinde günlerdir bir ' minibüsün hoparlörden Kuran yayını yaparak tur atması dikkatlerin yanı sıra tepki de çekti. MCV etklnlffll Kuran"ın ancak belli durumlarda ve belli yerlerde okunup dinlenebileceğûıi belirten yurttaşlar. "Kuran her ortamda ve her zaman okunamaz. Yanhş yapnorlar. Insanianmız haarhksız olabilir. İşin manevi yönünü düşünmehier" şeklinde tepki gösterirken bugüne dek Adana'da böyle bir olaym yaşanmadığmı da vurguladılar. Öte yandan, Kuran yayını yaparak kent içinde dolaşan minibüsün, Milli Gençlik Vakfı 'nın düzenlediği belirlenen ve bugün 12.30'da Mimar Sinan Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşecek "Kuran Ziyafeti" adlı etkinlikle ilgili olduğu, aynı etkinlikle ilgili çok sayıda afişin de yine kentin çeşitli yerlerine yapıştınldığı gözlendi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] 196O'lıyjllannortaJanndaVıetnam Sa- vaşı'nın ateşleri tüterken, 68 kuşağını etkileyen bir başka nokta Filistin so- runuydu. Filistin topraklarında sürdü- rülen özgürlük mücadelesi, ytireğimi- zin orta yerinde dururdu. Gençlik ey- lemleri içindesivriten 68 kuşağının ön- cülerinin gözlerini ilk diktiği yer, El Fe- tih kamplanydı. 0 kamplardan gelmiş geçmişçok devrimdarkadaşımız var- dı. Deniz Gezmiş'ten Mihri Belli'ye kadarbu kamplaragitmişolan devrim- cilerin listesıni ç/karmaya kalksak sa- yılan yüzleri geçer. Bora Gözen, Ca- fer Topçu, Kerim Öztürk, Ahmet Özdemirgibı68'li 10arkadaşımızj 12 Martaskeri müdahatedöneminde Lüb- nan'da Nahr El Bared kampına yapı- lan bir Israil saldınsı sırasında yitirmiş- tik. Filistin kurtuluşhareketı içinde 19687i yıllarda Marksistçizgiden Maccu çiz- giyekadardeğişik sosyalist akırnlann etkisi vardı. Havatme, Habaş gibi Fi- listinliönderier, bu hareket içindeki sol Yaser Arafat ve Filistin akımların önemli isimleriydi. Yaser Arafat, o zaman El Fetih'in başınday- dı. 0 yıllarda diğer sol akımlara göre El Fetin daha sağda kabul ediliyordu, ama her zaman kitlesel niteliği önem- lıydi. Israil'te, Filistinlilerarasındaki çatış- ma ve mücadele, on binlerce insanın yaşamına mal oldu. Henüz bir çözü- me de ulaşamadı. Ortadoğu'nun han- gi ülkes/ne gitseniz, 1948 yılında Isra- il tarafindan topraklarından çıkarılmış Filıstınlilerlekarşılaşırsınız. HiçbirArap ülkeside dışandangörüldüğünün ak- sine Filistinlileredoğrudürüstdavran- maz. Birçok ülkede aradan geçen uzun yıllara rağmen hâlâ yurttaş sayılmaz- lar. Oturmave çalışmahaklan bile yok- tur. Yoksul, çaresizbirşekildeyaşam- lannı sürdürmeye calışrlar. Beyrut, önemli Filistinli yerleşim yer- lerinden biridir. Geçen mayıs ayında "Doğu Konferansı" heyetiyle yaptığı- rraz ziyaret sırasında Beyrut'ta Sab- ra'daki Filistin kamplannıziyaretetmiş- tik. Bu kamplarda, büyük bir yoksul- luk ve çaresizlik içinde yaşıyorfardı. Kampın bir bölümünü 1982 yılında Is- rail baskınında öldürülen yüzlerce Fi- listiniinin anısına parkhaline getirmiş- lerdi. 0 baskının başında, şimdiki Is- rail BaşbakanıArielŞaron vardı. Ken- dısi bu nedenle bölgede "Sabra-Şa- tila Kasabı" olarak anılıyor. Şatila'daki Filistin mahallesini dola- şırken evlerin duvarlannda yakın tarih- lerde öldürülen Hamas liderleri Şeyh Ahmet Yasin'in ve Rantisi'n/n fotoğ- rafları yer alıyordu. Çaresiz Filistinliler içinde dini kimlikleriyle tanınan, daha şiddetli mücadele metotlannı savu- nan, örgütler ve liderler öne geçmiş- lerdi. • • • Şimdi ölümle boğuşan YaserAra- fat, Filistin hareketinin son 50 yılına damgasını vurmuş, birçok tehlike- yi ve tehdidi bertarafedebilmiş, ef- sanevi siyasi liderlerden birisiydi. Israil-Filistin sorunu kangren haline geldikçe, her iki tarafta da "barış- çı" eğilimler arka plana gitti. Sertlik yanlılan güç kazandı. An- cak Yaser Arafat, büyük siyasi de- hası ve zor durumlarda bile çözüm üretebilen tecrübesiyle, bütün bu süreçte etkisini hep koruyabilmişti ve neredeyse tek lider olarak ayak- ta kalmıştı. Yaser Arafat, Filistin davasının sembolüydü. Filistin içindeki farklı eğilimleri birarada tutmayı başara- bilen birotoriteye sahipti. Onun çok ağır sağlık sorunlan nedeniyle bo- ğuştuğu şu günlerde, herkesin ka- fasındaki soru şu: "Arafat'sız Filis- tin nasıl olabilir?" Gerçekten, bu büyük siyaset ustasının gidişiyle bo'lgedeki bütün taşlaryerinden oy- nayabilir. Ortadoğu'da bilmediğimiz yeni senaryolar gündeme gelebilir. ömeğin, Arafat olmazsa dini kim- liği ön plana çıkaran Hamas tek ba- şına Filistin'e egemen olabilir mi? Böyle biregemenlik ne gibi yeni so- nuçlar doğurabilir? Israilli sertlik yanlılan, Arafat'ı so- runun çözümünün önündeki en bü- yük engel olarak görüyorlardı. Bü- yük bir olasılıkla artık Arafat olma- yacak. Görelim bakalım ne gibi çö- zürnler üretilebilecek? Arafat'la birlikte, bir önemli dö- nemin kapandığını da söyleyebiliriz. Artık Filistin- Israil çatışması Arafat olmadan bir yerlere gidecek. Yaser Arafat'ın görüntülere yansıyan has- ta yüzünü görünce, çok uzak bir geçmişe doğru yolculuğa çıktım. Deniz Gezmiş'in El Fetih gerillası çizmeleri ve parkasıyla Ankara'ya döndüğü günleri hatırladım. Deniz öldürüleli 32 yıl olmuş. Yani bir ta- rih. Arafat bir tarihi temsil ediyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle