Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 EKİM 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
MGK: -AB TüHdye'ye
eşit davranmah."
Ortadoğu UBieleriyle
eşit davraruyorlar yal
Aşama
Komplo
kuramcılanndan
Doğu Ergil, Islamcı bir
televizyon kanalında
"Atatürk geçmişte
kaldı, artık O'nu
aşalım" deyince
Avrupa ADD Başkanı
Dursun Atılgan,
"Atatürk'ü aşabilmeniz
için önce O'na
ulaşabilmeniz gerekiri"
diyor...
Güvensiz
Mehmet Aytar: "Güven
kavramı yok olan
toplumlarda; insanlar
gücünü, sermayesini
bitieştirerek
Şirketleşemez,
işletmeler kuramaz, iş,
üretim yapamaz; ülkenin
kaynaklannı aile
şirketieri ve yabancılar
yer; asosyal bireyler
f
yetişir, sosyal
yaşamaktan çıkar,
kabuğuna çekilir;
dostluklar kalıcı
olmaz; değer yargılan
değişir; sivil toplum
örgütleri yaşayamaz,
büyüyemez, dolayısıyla
demokrasinin kökleri
zayıf kalır, tohumları
meyve veremez;
dayanışma olmaz,
olamaz. Örnek mi,
oturduğunuz
apartmanın genel kurul
toplantılanna bir bakın!"
Elektronik posta: denizsomecumhuriyetcom.tr Te: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Yeni kuruş ekonomiyi
canlandıracakmış...
"Millet. meteliĞe kurşun
verine kurus atacak!"
emokratik Sol Parti'den eskı Bursa Milletve-
kilı AN Rahmi Beyreli, "ağızdan kaçmak"
deyıminin genellikle istenmeden, çogu za-
man bilinçaltına yeıieşmış ya da gizlenme-
si gereken hususlann bir anlık gaflet sonucu söylen-
mesi durumunda kullanıldığını anımsattıktan sonra
sözü Posta'dan Mehmet Ali Birand'ın bir yazısına
getiriyor.
Beyreli, "Birand, AB süreci ile ilgili olarak aklı ba-
şında bırçok kişınin yıllardır söylediği, dikkat çekmek
istediği tehlikeleri tam olarak 'ağzından kaçırmış' ve
yazıya dökmüş. Birand'ın tehlike değil AB'ye girmek
için zorunlu olarak benımsememiz gerektiğini açık-
ladığı hususlar sayesinde Türk halkı AB'yi ve hızlı
AB'cileri daha iyi tanıyacak, Türkiye'yi AB'ye soka-
cağız' diyenlerin aslında Türkiye'yi nereye götürmek
istediklerini daha iyi kavrayacak" diyor.
Beyreli, Birand'ın yazısından özet çıkarmış. Bi-
rand'a göre AB'ye girmenin koşulları özetle şöyle:
Kanlı sureçUlusal egemenliğimizden vazgeçilecek; toprak bü-
tünlüğümüzü ve laık cumhuriyeti koruma alışkanlık-
lanndan vazgeçilecek; dış politikada istediğimiz po-
litikayı uygulamaktan vazgeçilecek; istediğimiz eko-
nomik kararlan aimaktan vazgeçilecek; ayrılıkçı terö-
nstlere genel af çıkartılacak ve Kürtlerin temsilcileri-
ne Meclis yolu açılacak; soykınm kabul edilerek Er-
menilerden özür dilenecek; Güney Kıbrıs resmen ta-
nınacak...
Beyreli, Birand'a aslında haksızlıkyapıyor. istenen
koşullardan egemenlik hakkı, dış politika, ekonomik
kararlar çoktan yürürlüğe girdi. AB'ye girsek de gir-
mesek de kontrol bizden çıktı. Toprak bütünlüğünü
ve laik cumhuriyeti koruma alışkanlıklan ise ABD'nin
elinde. Geriye ayrılıkçı Kürtler, Ermeniler ve Rumlar-
la olan sorunlar kalıyor...
Ermenilerden özür dilenmesi ve Kıbrıs'ın Rumlara
teslim edilmesı hiç de büyütülecek konular değil. Te-
mel sorun, binlerce şehidin kanı soğumadan ve hâ-
lâ yeni şehitler verilirken aynlıkçı Kürt teröristlere ge-
nel af çıkarılıp "Sayın Apo"nun milletvekili yapılma-
sında.
Bunun için zamana ihtıyaç var. AB ile müzakere sü-
recinin ucunu açık btrakması; süreyi uzatmak için
uyum paketlerinden biri kapanmadan ötekinin açıl-
mayacak olması; Türkiye'nin yazıya dökülmüş kriter-
leri yerine getirse bile 10-15 yıldan önce üyeliğe ka-
bul edilmeyeceğinin ve hatta yeni kriterlerin arana-
cağının söylenmesi hep bu yüzden. Şehit kanlannın
soğumasını bekleyecekler.
Bu işın piri olan Birand, sıraJadığı koşullan kabul-
lenmezsek AB ile görüşmelerin her aşamasının çok
kanlı geçeceğini söylüyor.
Çok doğru, şehit kanlarıyla olacak!
SESSÎZ SEDASIZ (!) Pratisyen hekimler kongre yapıyor
TürkTabipleri Birliği'nın (TTB) "He-
kim ve llaç Tanıtım llkeleri"nin 4.
maddesi, "Bir bilimsel toplantıda
gösterilen konukseveriik ve örnek da-
ğrtımı gibi faaliyetler, toplantının temel
hedefi olan bilgilenme amacını gölge-
ler nitelikte olmamalıdır. Hekimler top-
lantı düzenlerken bu konuya özen gös-
termelidir" diyor...
TTB'nın pratisyen hekimler kolu olan
Genel Pratisyenlik Enstitüsü ile Pratis-
yen Hekimler Derneği, aralıkayında An-
talya'da saraya özenmiş beş yıldızlı bir
tatil köyünde, beş günlüğüne yaklaşık
2 bin kişinin katılacağı Pratisyen He-
kimlik Kongresi düzenliyor.
"Mesleğimize, sağlık ocaklarımıza
sahip çıkıyoruz" sloganıyla düzenlenen
kongre için ilaç şirketieri 2 milyon dolar
ödeme yapıyor...
TTB Hekim ve llaç Tanıtım llkeleri'nin
7. maddesi, "Tüm etkinliklerin mali kay-
nakları açıklanmalı, şeffaf olmalı ve
toplantılardaki uygulamalardan ve en-
düstri-katılımcı-konuşmacıilişkilerinin
etik yönlerinden toplantı düzenleyicile-
ri sorumlu olmalıdır" diyor...
O halde, ilaç şirketieri, sağlık ocakla-
n yerine sağlık ocaklarında görevli he-
kimler için beş yıldızlı tatil köyünde beş
günlüğüne düzenlenen kongreye niye
mali destek sağlıyor? Hangi ilaç şirketi
ne kadar para veriyor? Bu destek so-
nunda pratisyen hekimlerin sağlık
ocaklarında reçete yazarken ilaç şirket-
lerinin etkisi altında kalmayacağının gü-
vencesi nedir?
Yüksek Yerilim Hattı
Aslan payını yüzde 1 ahyor;
yüzde 99 'un ekmeği aslanın ağzında!
erdincutku ' yahoo.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
Aynı' Ali Kahvesi'nde...
-Gonül ne kahve tster, ne kahve-
hane;
GönüJ bir dost ister. kahve baha-
ne_"
Bu sözün dennlığıni yaşamak
için. v olunuz Manisa'dan geçerken
kent merkezme de uğrayıp *Ayııı*
Afi Kahvea"nde bir süre dinlenme-
nizyeterlı..
Asırlarca dostluk ve banş kültü-
rüne kucak açan eski bir "der-
gâh"ın çağdaş yaşamda da nasıl
"uygarca yaşaüldığma" tanık ol-
makiçinde...
Manısa gibi tarihsel dokusunu
önemli oranda yitirmiş bir kentte
böylesine anlarnh bir "anılar evi-
nin" nasıl olabileceğini öğrenebil-
mek ıçınse önce Sultan Cami ile
Muradiye Camisinı zıyaret etme-
niz gerekıyor...
Çünku. hseli yaşıtlannın çoğu
"markalı grysüer" peşinde koşar-
ken, her boş zamanını eldeki bu
"yegâne" eskı mekânlarda geçır-
meyi yeğleyen Aml ÇamdereB de
mutlakaoralardadır.. Bızeyaptığı
gibi önce kibarca yaklaşıp bir
duğu onjinal belgeler, Mevia-
na'dan şıirler, aynı hisleri taşıyan
düşünürlerden deyişler. Hele o
renk renk nargıleler. aralarında 17.
yüzyılda kullanılanlar bıle var...
Zaten Aynı" Ali Kahvesi'nde
sohbetle birlikte TnangaMa dibek
kahvesT ya da "'nargüe" ıçılıyor.
bir de tabiı kı "sultan çayT . Tam
15 değişık bitkinın kanşımından el-
de edilen ve sadece burada buluna-
bilen sultan çayının "fonnüTünü
merak edenler ıse üşenmeden yaz-
mak durumundalar "Ihlamur, pa-
parya, tarçın. zcncefiL kuşburnu,
karanfU karabiber. yenibahar. ya-
semin, melisa, avlaca. karabaş oru.
kuşdiILr
'Dede'lerden torunlara~
Aynı' Ali'nin adeta bir "elsanat-
tan müzesTne benzer çay ocağın-
dakı gümüşten \e san pınnçten
kahvelıkleri, şekerlikleri. boy boy
cezveleri, işlemeh tepsilen inceler-
ken bunlan özenle üreten ve zaman
zaman da parlatan Izmır'deki usta-
nın adını "kutiamak" için bile öğ-
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak a turk.net
ÇİZGİLİK K.İMİL MASARACl kamilmasaraci n mynet.com
H A R B İ SEMİH POROY semihporoy(Qyahoo.com
Bu kahvede oyun masalan yok, "sohbet düzeni" var..
"merhaba" der, sonra da "hoş geW
dmiz"i ekleyerek aynı kıbarlık ıçin-
de sorar; *Aynı' AB Kah^'esi'ni de
gördünüz mü?~"
Sultan Camisi 1530'larınmirası.
Klasik Osmanlı mimarisinin özgün
örneklerinden.. Komşusu Muradi-
ye ise Mimar Sinan'ın Ege Bölge-
si'ne tek armağanı. 156O"lardanbu
yana da kentin en güçlü simgesi ve
onurkaynağı...
Bu değerlerle birlikte tanıştığı-
mız Anıl'ın tarif ettiği yoldan Aynı'
Ali Kahvesi'ne vardığımızda. ken-
dimizi bu kez aynı tarihin "duj'gu
wdüşüncedün>
ı
aa"ndabuluyoruz.
Küçük bir cami ve türbesiyle birlik-
te aynı bahçede yer alan tek kath ya-
pının dünden yanna "insan sevgi-
a"ni taşıdığı ise daha "oturma dü-
zeninden" bile hemen anlaşüıyor.
Burada. diğer kahveler gibi oyun
masalan ve televizyona yönelmiş
sandaryeler yok. Sıralar. koltuklar
ve sehpalar "sohbet nizamı" için-
deler. Çünkü burada o\oın yerine
"nmhabbet"1
, dedikodu yerine "dü-
şûnmek". maç yayıru yerine "kb-
sikTürkmüziği"* dinletılen. gürül-
tü yerine "dmginlik''. gerilim yen-
nede •'huzur" var...
Duvarlarda. raflarda ve her yer-
de ise '•Mevieviliğnı'' özgün eşya-
lan ve simgeleri... 4. Murat'a aıt
fermanların v e tuğralann da bulun-
renemıyoruz...
Çunkü. kahvenin sahibı Levent
tşanlariarorada olmayınca, görev-
liîer ser venyorlar, sır vermiyorlar...
Buna rağmen böylesi bır özemn
"snTmı1
" ise du\ardaki bir yazıda
okuyoruz. Levent Bey burayı ba-
basından devTaknış, ona da baba
yadıgân imış. Yani. Aynı' Ali Der-
gâhı "dedeterden tonuüara" yaşa-
tıhyor...
Dergâhı kuran da Horasan eren-
lerinden Avnah Ali Dede'ymiş. El-
bisesıne asarak dolaşnğı "a>r
na"la-
nnı merak edenlere; "Benim var-
hğıında, kendi öz benliğinizi scy-
redin'' dermış. ANTU' .Ali'nin duvar-
lanndakı aynalarda da aynı yan-
sıma var mıdır bılınmez. ama bu
dergâhın özelliklennden bin de Os-
manlı dönemi boyunca kadınlann
ve erkeklenn birlikte oturup söy-
leştiklen tek toplanma mekânı ol-
ması..
Bizim de bu uygarlık mekânını
tanımamızı sağla\'an Aml. bir süre
sonra yanında arkadaşlan Ayşenur
Çömlekçi ve Ali Kemal Örtülü ile
birlikte ora\a da geldi. Duvarlılık-
lanyla jureğimıze su serpen dunya
güzelı gençlenmize a\Tilırken
dedik ki "Sizin de gönlünüzden
se\gi eksik olmasm... Manisa'nın
tüm gizemleri sizkre emanet_."
oekincif.' cumhuriyet.com.tr
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAS 31 Ekim ıcıcıc.nuımtnz-arikan.com
ÇOCUKLARI ANLAMAK..
&U6LWIÜHLÜ /77V.y/tAJ YAZARl
PE AMIClS POĞDU. SEMÇLİIC YtLLAGiNOA OGÛUYA
KATILAN PEAMtÇtS, SUBAYK&J, ED£8iyftTA MERA-
*7 KJED£*JIYL£ SİVİL YAŞAMl YegUYECe&İK. AS-
KERLİK DEUeYİUİUİ AULATTI61 *LA VfM MIUTAZE*
(ASKEZUK YAŞAUVSl) KİmglN!, *LA SPAGNA*'(«"-
PANYÂ) GİBİ YOLCUUJK ANILAS.I (ZÜYECEK, SU
ARADA Şiie. VE K.ISA ÖYHUİLE& YAZACAtCTI/S.
8AZI ELEŞrİRMENLEG., KISA ÖYKÜLERİUİN ŞM
(Yİ YAPlTLARI OLDU6UUU İDDİA EDeC&Tİ. AM-
CAK.PE AA/IICIS, AS/L ÛA/ÜA/ü ÇOCUK /tirAP-
LARIYLA YAPACAKT/R. "GLI AWC/"(pCSTLA/Ç')
VE ÖZSLLİfCie "IL. CUOR£*(ÇOCUIC KAtgİ),2£
DİLE Ç£l/RİLeeBK YAYIML4NACAK-, DUYSUSAL
ANLATIMIYWI İ i
TtRE ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2003'555
Da\acı Nizamettın Kangın tarafından da%-alı Seval Türk aleybine açılan velayetın değıştirilmesı davasında,
Da\alı Se\al Türk adına çıkanlan teblıgatın bila teblığ ıade edilmesi, Cumhuriyet Savcılığf nca yapılan araştırmada da adresinin tes-
pıt edılememesı nedenıyie davalı Seval Türk'e dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğıne karar verilmiştir.
Adı geçenlenn duruşmanın ertelendığı 08.11.2004 günü saat 9.35'te mahkememizde hazır bulunması veya kendisıni bir vekille tem-
sıl ettırmesı gerektıği. duruşmaya gelmediğı veya kendisini bır vekille temsil ettırmedıği takdirde HUMK'nun 377. maddelen gereğin-
ce yargılamanın yokluğunda devam edeceği ve hûküm verileceği, 7201 sayılı kanunun 29, 30, 31 ve müteakip maddelen gereğınce da-
va dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
: 49418
PANO
DENtZ KAVUKÇUOĞLU
Çocuklar
istanbul Kitap ve Sanat Fuarlan bu akşam so-
na eriyor; kitaplar toplanacak, paketlenecek,
standlarsökülecek, katılımcılar, yazarlar, ziyaret-
çiler dokuz gün boyunca yaşadıklanndan mut-
lu.fakatepeydeyorgunayrılacaklarTÜYAPFu-
ar ve Kongre Merkezi'nden. Fuarlann coşkusu-
nu yaşamış olanlann yannki sabahla birlikte ora-
da olmayanlara, olamayanlara anlatacaklan
gözlemleri, tanıklıklan olacak. Ben de bana, "Ne-
lergördün, neleryaşadın?" diye sorduklannda
önce çocuklan, hafta içi günlerde kapılann açıl-
masıyla birlikte cıvıltıları sergi salonlannı doldu-
ran çocuklanmızı anlatacağım.
Bu yıl, geride kalan 22 yıldır görülmedik ölçü-
de çok ilköğretim ve lise öğrencisi gezdi kitap
ve sanat fuarlarını. Yüzlerce otobüs, minibüs,
on binlerce çocuğu Beylikdüzü'ne taşıdı. Ait ol-
duklan sosyal çevrelere, ailelerinin kültürel, pa-
rasaJ düzeylerine bağlı olarak ders kitaplannın dı-
şında "kitap" kavramıyla daha önce tanışmış,
düzenli kitap okuru olmuş olanlann dışında el-
lerine ilk kez bir roman, bir şiir ya da bir öykü ki-
tabı alanlar da vardı ve belki de onlann sayısı
öbürterinden daha yüksekti.
"Kitap"la tanışıklık çocuklann davranışlanna
yansıyor, kitaplara olan yakınlık ya da uzaklıkla-
rı davranışlanndan anlaşılıyor. Okuyan çocukla-
rın gözlerindekı pınltı da bir başka oluyor. Dav-
ranışlan da daha rahat ve özgür. Ne istedikleri-
ni, ne düşündüklerini daha kolay, daha düzgün,
daha anlaşılabilir dile getirebiliyortar. Çocuklar bu
ülkenin geleceği ve bu geleceğin biçimlendiril-
mesindeki rolleri onlann aileleri kadar, hatta ai-
lelerinden daha fazla okullan ve öğretmenleri ta-
rafından belirleniyor.
• • •
Fuarda birçok kez gözlemledim. Kimi öğret-
menler için toplu bir kitap ya da sanat fuan zi-
yaretinde öğrencilerinin davranışlanndaki "di-
siplin" her şeyden önemli oluyor. Bu öğretmen-
ler, sergi salonlannı dolaşırken çocuklar tek sıra
olsunlar, aralannda şakalaşmasınlar, gülüşme-
sinler, koşuşturmasınlar, kitaplara dokunmasın-
lar, standlann önünde takılmasınlar, sırayı boz-
masınlar istiyoriar. Disiplin anlayışı bu olunca ço-
cuklar da toplu fuar ziyaretini "bir an önce so-
na erdihlmesigereken birödev" olarak algılıyor-
lar. Oysa çocuklann ders kitaplan dışındaki ki-
taplarla ilk tanışmaJan gelecekleri açısından çok
önemli ve bu ilk tanışma hiç kuşkusuz disiplini
de zorunlu kılan bir toplu ziyaret çerçevesinde
de olsa belli bir davranış özgürlüğünü gerektiri-
yor.
Çocuk, kapak resmi, rengi, adı, sunumu ilgi-
sini çeken bir kitabın önünde durabilmeli, eline
alıp sayfaiannı çevirebilmeli, içine bakabilmeli,
birkaç satır okuyabilmeli, hatta kitap kâğıdının
kendine özgü o kokusunu duyabilmek için bur-
nuna götürüp koklayabilmeli. Eğer ilgisi daha da
artmışsa stand görevlisine o kitabın içeriğine,
yazanna ilişkin sorular yöneltebilmeli. Diyece-
ğim o ki, kitapla ilk tanışma hiç aceleye getiril-
memesi gereken küçük çaplı törensel bir süreç;
bilinçli ve düzenli kitap okuru yetişkinler de ço-
ğunlukla bu süreci özgürce yaşamış çocuklann
arasından çıkıyor.
• • •
Çocukları kitaplarla buluşturma bağlamında
TÜYAP 23 yıldır bir okul görevi görüyor. Yıllar ön-
ce kitap fuarlannda kitaplarla kalıcı dostluklar ku-
ran dünün çocuklan bugünün aydınlık yüzlü an-
ne babalan olarak kendi çocuklanyla geziyorlar
fuar sokaklannı. Ülkemizin geleceğini bu aydın-
lık yüzlü anne babalar, küçük yaşlannda yürek-
lerinde kitap sevgisi oluşmuş çocuklanmız, ço-
cuklanmızı bilinçli, duyarlı, özgür bireyler olarak
yetiştiren öğretmenlerimiz belirliyorlar. Bize de
bu çorbaya bir tutamcık tuz katmış olmanın mut-
luluğu kalıyor.
(e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3
SOLDANSAĞA:
1/ Pasifik
Adalan'nın
etnik yapı ve
coğrafya te-
melinde bö-
lündüğü üç a-
da grubun-
dan biri. II
Vücut ısısı...
llke. 3/Binne
dokunsun di-
ye söylenen 9
söz... Konuk
ağırlamak için özel
olarak yetiştirilmiş
Japon kadını. 4/ Pa-
muk, yün gibi şeyle- 3
ri eğirmekte kullanı-
lan araç... Bez par- 5
çalanndan dokun- 6
muş kilim. 5/ Ucu 7
sivri uzun bıçak... 8
Boynun arkası. 6/ 9
Yanağın alt kısmı... Bir renk. 7/Derinliği az me-
tal kap... Nazilerin politikasında Germen ırkından
kimselere yakışrrnlan ad. 8/Metalden yapılmış hi-
lal... Avusturya'nın ikinci büyük kenti. 9/Pasifik
Adalan'nın etnik yapı ve coğrafya temelinde bö-
lündüğü üç ada grubundan biri. (Üçüncüsü ise
Mikronezya).
YUKARIDAN AŞAĞI\'A:
1/Küçük çocuk ayakkabısı... "Hadi ver ellerini /
Ufkumdan esen — yellerine"(Behçet Necatigil).
2/ Padişah ve vezir kavuklannda bulunan tüy ya
da püskül biçimindeki sorguç... Ağaçlıklı yol. 3/
Kokmuş hayvan ölüsü... Uygun, yerinde, denk. 47
Uğraş... Bir tür yumuşak hasır şapka. 5/ Galyum
elementinin simgesi... Hayvanlara vurulan dam-
ga. 6/ Elma, armut, ayva gibi meyvelerin yenme-
yen iç bölümü... Germanyum elementinin simge-
si. 7/Zarar... Yeryüzü. 8/ "Kader kedere eş oldu /
Ağladım gözüm — oldu"(Âşık Veysel)... Tekir-
dag'ın bir ilçesi. 9/Mesafe... Vücuttaki AIDS vi-
rüsünü saptamakta kullanılan test. •