23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 EKM 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur(â cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SÜNAYAKEV Çav Bella'nın karşı tarafiAmerika'nın Irak'ı işgalini alkışlayan, des- tekleyen, binlerce masum insanın katledılmesi- ne çanak tutan ülkemızdekı kımi köşe yazarla- r nnın ellı, altmış yıl sonra bu sorumluluktan ka- \ çıp kaçamayacağını merak ediyorum. Emin ol- duğum bir şey varsa, bu savaşın yıllar sonra da olsa, mutlaka insanlık suçu olarak yargılanaca- ğıdır. 2054 yılında yaşayan bır araştırmacı, Irak katliamını yazarken "O sırada Türldye'de kimler Amerika'ya destek oluyordu?" diye merak edip sözünü ettiğimız yazılan bulsa ve yazısına katsa, o yazılann sorumlusu olan ve yaşayan bır yazar da insanlık suçu olan katliam yapmakJa suçlandığını söylese ve mahkemeye başvursa hâkımin karan ne olurdu? Demirden blr el Biz, bu sorumuzu bir bumerang gibi o yılla- ra firlatalım; ama belli mi olur, bakarsınız yaşa- dığımız günlerde de ellı yıl öncesinin bır bume- rangı çıkıverır karşunıza!.. 194O'lı yıllann başında, Naziler tarafından. kendilerine bağlı bir Türk lejyonunun kurulma- sına karar verilir. Bu konuda, SS subayı Berger, Hitler'in danışmanı Grothmann a 24 Kasım 1943 tanhli bir rapor sunar Raporda şunlar ya- ahdır: "Türk lejyonu sorunu bizim için çok önemlidir. Biz, Batı Müslüman (!) bir ordu- ya karşı, Doğu Miislüman bir ordu çıkarabi- lirsek, o zaman 220 milyon Miislüman için de önemli, büyük bir müfttiyle birlikte çalışma- mız başarı açısından selamlanacak bir du- rumdur!" Berger"in sözünü ettiği "Batı Müslüman" ordusu, şüphesiz ki bizım ordumuzdur. Nazile- rin bu planı o yıllarda başanlı olamamıştır; ama Amerika'nın Sovyetler Bırliğıne karşı Usame bin Ladin'e verdiği destek ve sonrasındakı ge- lişmeler, sömürgecı, "mandacı" anlayışın ay- nı taşı 50 yıl sonra oyuna soktuğunu göstermi- yor mu? Berger şöyle devam edıyor raporuna: "Bu noktada bizim için zorluklar olacağı açıktır. Bu çapulculann (!) çetelerin bölgesinde dev- reye sokulması gerekir. Eğer başarısız olur- larsa onları kurşuna dizeriz. Bizim için ko- lay bir iş!.." Tatarlar, Kafkasyalılar ve Türklerden oluşan "Türkistan Lejyonu"na katılanlan "çapulcu" olarak tanımlayan Nazılenn, kendı saflanna çek- meye çalıştıklan "ari ırk"tan olmayanlan ne gözle gördükleri, Berger'ın raporundan bir kez daha günümüzü aydınlatıyor! Türkistan Lejyonu, 458 kandınlmış "çapul- cu''dan oluşuyordu ve başında da Nazi General Mayer-Mader bulunuyordu. Bu örgütün sımge- si, önceleri Semerkant'takı "Şah Sinda Ca- mü"yken sonradan ok ve yay olmuştur. Ordu- nun, mavı ve böğürtlen kırmızısı olan bayrağı- na Alman subay Ernecke tarafindan Nazilerin simgesi olan gamalı haç da konulur; elbette üs- tüne tünemiş kartalıyla birlikte!.. Ne var ki son- radan bu amblem bayraktan kaldınlır. Mayer-Maden, ordudan kaçanlar olduğunu, böylelikle güvensizlerden annıldığını belirtir. Lejyondaki askerlerin teca\r üz ve yağma olay- larına çokça kanştığının, bu yüzden üstlerinde "demirden bir el" olması gerektiğinin de öne- mini vurgular!.. Türlclstan nireee, ttalya nlre?.. Olzscha adlı bir başka Nazi de 1944 yılında, Turancılar ile Nazilerin ılışkısını şöyle acıldar: "SSCB dışmdaki Pao Türk harekeri anribol- şevik eğilimler taşıdığı için onların dayanış- ması AJmanJann çıkarlanyla uyum içinde- dir: Doğu'daki düşmanın güçsüzleştirilmesi amacına kadar!" Olzscha bu görüşünü 30 Ekım 1944 tarihin- de yazdığı "Turan Düşüncesi" adlı raporunda açıklar. Açıkça görülüyor kı Naziler, mıllıyetçi duygulannı sömürerek kandırdıklan ınsanlan bırpaspas olarak görmekte, ayaklannı sildikten, yanı "amacına" ulaştıktan sonra kaldınp at- mayı düşünmektedır. Bu arada, Nazi ırk öğretı- sinin mimarlanndan Hans F. K. Günther de At- tilla ve Timurlenk gibı tanhı kımlikleri SS an- layışıyla sunmak çabasmdadır. Bu arada, îstan- bul'da neler oluyor? Bır Nazi olan Dr. Scuria, Türkıye'dekı Almanlan tek tek fişlemektedır. 7 Aralık 1942 tanhli "Vatan" gazetesi yasakla- nıyor. Bunun nedenı. sayfalarından birinde Chariie Cbaplin'in Hıtler'le alay eden bir fo- toğrafinın yayımlanmasıdır. 4 Mayıs 1942'de ise Anadolu Ajans 'ta çalışan 26 Yahudi yurttaşımız ışten atılıyor! Bu örnekler bile, Nazi propa- ganda dalgasının yandaşları sayesinde ülkemiz- dekı etkisini göstermek için yeterlıdir. Türkistan Lejyonu hıç savaştı mı?.. Evet, Nazilenn eğittiğı "çapulcu'Mar, Ital- ya'da, faşizme karşı dırenen Partizanlann önü- ne atıldılar... Türkistan nireee, îtalya nıre?.. ttalyan direnişçilenn ünlü "Çav Bella" şar- kısı var ya... Demek, o şarkı soylenirken karşı tarafta "bizimkiler" \armış!" Tiyatro Kedi 'Kamelyalı Kadın'ı müzikal olarak sahneliyor Safve imkânsız aşkın hikâyesi • Yazıldığı 1848 yılından buyana, onlarca ülkede milyonlarca okuru etkileyen yapıt bu sezon îstanbullu tiyatroseverlerle buluşacak. Kültür Servisi - 19. yüzyılın ikinci ya- nsının Parıs'ınde geçen oyunda, Ale- xandre Dumas - Fils; 156 yıldır ölüm- süzlüğü yakalamış olan 'Kamelyalı Ka- dın' ile gizem dolu Marguerite Gaulti- er'in ve onun kısacık yaşamındaki tek aşkı Armand Duval'in benzersız aşkla- nnın öyküsünü anlatırken; döneminin ahlak değerlerini çağının çok ilerisinde bır perspektifte tartışıyor. Tiyatro Ke- di'nin sahnelediğı bu ölümsüz yapıtta; Deniz Türkali, Kartal Kaan, Selen Öz- tflrk, Beste Tok, Serhan Süsler, Çağn Şensoy, Muharrem Özcan, Sertaç Ekinci, Elif Ongan Tekçe, Onuryay Evrentan ve Nurten Helik rol alıyor. 15 özgün şarkının yer aldığı müzikal- de şef Onder Bali (piyano, klarnet) yö- netimındekı Kedi Quartet, Yavuz Gü- ney(davul) Mutlu Doğan'dan (bas gi- tar), Kağan Yavuz (elektro / klasik gi- tar) oluşuyor. 1848 de yazıldı Hakan Altıner'in sahneye koyduğu 'Kamelyalı Ka- dın'da yer alan öz- gün besteler Cenk Taşkan'a aıt. Yazıldığı 1848 yılından bu yana, onlarca ülkede mil- yonlarca okuru et- kileyen yapıt bu se- zon îstanbullu ti- yatroseverlerle bu- luşacak. Marguerite Gaul- tier'in inanılmaz teklıflere ve baş döndürücü iltifatla- ra kapattığı kalbini; saf ve imkânsız bir aşka teslim edişi- nin övküsünü anla- Hakan Alnner'in yönettiği oyunda Deniz Türkali, Kartal Kaan rol alıyor. tan müzikal, Tiyatro Kedi'nın Profilo Kültür Merkezı'ndeki sahnesınde her P.erşembe 21.00, Cuma 21.00, Cumarte- si 15.00 ve 21.00, Pazar 15.00 ve 18.30'da sahneleniyor. Kamelyalı Kadın 23 Kasım'da Yunus Emre Kültür Merke- zi'nde, 26 ve 27 Kasun tarihleri arasın- da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde izleyicıyle buluşacak. Bilet fiyatları; tam 20 milyon TL, öğ- renci, emekli ve öğretmen 15 milyon TL olarak belirlendi. Rus besteci Sergei Rahmaninov Kilerdeki kayıp senfoni B Kültür Servisi - Rus besteci Sergei Rahmaninov'un ıkincı senfonısınin kayıp elyazması îsviçre'de birkilerde bulundu. îngiliz Daıly Telegraph gazetesi müzik eleştirmenı Geoffrey Norris, 7 Aralık'ta Londra'daki Sotheby s Müzayede Evi'nde 800 milyar-1.3 tnlyon lira arasında bir fiyata satışa sunulacak elyazmalanna nasıl ulaşhğını yazdı. Rahmaninov uzmanı Norris. e-postayla başvuran koleksiyoncunun îsviçre'de küçük bir tren istasyonunda kendisini karşılayıp bir süpermarket poşetindeki elyazmasını gösterdiğini anlattı. Rahmaninov'un orkestral veriminin doruk noktasını oluşturduğuna inanılan 2'nci Senfoni bestecinin geç-romantik döneminin bir ürünü sayılıyor. Senfoni 1908'de Dresden'de tamamlanıp basıldı. Elyazmasının Petersburg ve Moskova'da 1907-8'deki ilk iki yorum sonrasında Rahmaninov tarafindan düzeltildiği sanılıyor. Besteci Rusya'dan aynlırken yanına bu elyazmasını almadı, Rusya'da Glinka Müzesi'ndeki eserleri arasına da bırakmadı. Sotheby's'in müzik elyazmalan uzmanı Dr. Simon Maguire keşıf hakkında. "Senfonik müzik dünvasının en sıra dışı keşiflerinden biri. Rahmaninov'un ürerim sürecini incelemek için elimizde başka s hiçbir kaynak yok. rüm müzikseverier için I önemi büyük olan bir keşif" dedi { Cumhuriyef kitap kulübü* İMZA GÜNÜ 31 Ekim Pazar Kemal Ateş 74.00 - 75.30 Oral Çalışlar 76.00 - 77.30 Tüyap 23. İstanbul Kitap Fuarı - Beylikdüzii 4. Salon Stand No: 301 Cumhurryef kitap kulübü ORAL ÇALIŞLAR PORTRELER Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 (34334) Cağaloğlu-Istanbul Tel:(0212) 514 01 96 Cumhuriyet kitap kulübü ÖĞRETEMEDİĞtMİZ TÜRKÇR Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 (34334) Cağaloğlu-îstanbul Tel:(0212) 514 01 96 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL 'Şiipsiz Uşüpiim...' Dağlarca yla ne zaman konuşsam içimdeki tüm kara bulutlar dağılır, insana ilişkin, ülkeme ilişkin, yeryüzüne ilişkin umutlanm yeriıden kanatlanır. Yine öyle oldu. Hafta başında, 30. yıldönümünü kutlayan Türkiye Yazariar Sendikası'nın "Dağlarca 90 Yaşında" etkin- liğine katılmıştı. Ardından özel Bi/fen Okulları'nın Cumhuriyetin 81 'inci yıldönümü kutlamalannda, şa- irin özel eşyalarının yer aldığı "Dağlarca Ocfes/'nın açılışını yaptı. Her iki törenin de keyfini çıkarmıştı. Yıllar geçse de, 90. yaşını sürse de, iki şeyi hiç mi hiç elden bırakmıyor Fazıl Hüsnü Dağlarca. Bin şiir, öteki yeryüzüyle birlikte soluk alıp vermek... Nasıl bunca dinç kalıyorsunuz diye sorduğumda, yanıtı hazırdı bile: "Ata'yı sevmek insanı diri tutuyor". Şiire ve yeryüzüne döneceğiz, ama önce bir Ata- türk tanımlaması: "Türkiye büyük birgölse, Atatürk ona yansımış gücûmüz... Bir maden, bir nakil kitle- si. Geçmişimizide, geleceğimizideyansıtıyor." Dağlarca yeryüzüyle birlikte soluk alıp veriyor. "In- sanın hayatı kendinin fiziksel ağırlığı değil. Benim ha- yatım yeryüzûnün birparçası." Dünyanın derdi onun da derdi. Dünyanın öbür ucundaki açlık onun da açlığı, yeryüzündeki her yan- gın onun içini de yakıyor. "lletişimin gelişmesiyle, şimdi, hepimiz hepimizi daha iyi görmekteyiz. Sömürgen uluslar, kirleriniak- lamak için ünlü planlaria niyetlerini gizlemeye çalışı- yorlar" diyor... AB'yi düşününce, aslan postu giyen eşeğin öyküsünü hatıriıyor... Bush için "Birçakmak çaktı, dünya yanıyor" diyor... Fransa'daki tartışma- lar içinse "1789'u yapan Fransa bu mu" diye sor- maktan ve "1789'dan utansınlar" demekten kendi- ni alamıyor... "Bu uluslar bunca düşünür, bunca fi- lozofyetiştirmış, bunca düşünce, bunca kitap üret- miş, ama bunlardan hiç ders almamışlar" diye öfke- leniyor. Eleştiri oklanndan Türkiye de nasibini alıyor. Biz- dekı demokrasiyi, "Başbakantn dudaklannidaki de- mokrasi" diye tanımlayip "Böyledemokrasiolurmu" diye soruyor; Başbakan'ın kraldan çok kralcı oldu- ğundan, Meclis'i yok saymasından dem vuruyor. Yaş doksan ve hiç tükenmeyen enerjisiyle hanl ha- nl şiir yazıyor Dağlarca. Türkçem söylûyor, ben yazıyorum" diyen o değil miydi... Nasıl unutabilirim içimden hiç çıkmayacak şu sözlerini: "Her şiirden sonra sana yüz sopa deseler vanm. öyle severim şiiryazmayı, bir türiü doyamam. Ikipar- mak, bir gözüm kalıncaya dek her şeyimi vermeye hazınm şiir için. İki parrhak kalem tutmaya, bir göz okuyup yazmaya." "Şiir benim yakamı bırakmaz. Geceleri uyutmaz. Şiirsiz üşürüm. Ne giysem üzerime şiirsiz ısına- mam..." Şimdilerde şiirinde yeni bir evreye girdiğini söylü- yor Dağlarca. Beni kırmadı. Son zamanlarda yazdı- ğı iki de şiirini paylaştı: "Kırmızı Ev": (Kendisi noktalama işareti kullanmı- yor. Ama siz okurken lütfen her dizede "korkunç" sözcüğünden sonra duraklamayı ihmal etmeyin.) "Bu oda korkunç onu tanımak I Bu oda korkunç onu beğenmek I Bu oda korkunç onu unutamamak I En korkuncu bu o da onu sevmek." "Çağn" başlıklı şiiri ise şöyle: "Birses vardır/Ka- dında erkekte birbinni duyurmadıklan I Kendilerine bile I Duyurmak istemedikleri." En az sözcüğe, en çok anlamı sığdırma ustası Dağlarca... Çalışkan, üretken Dağlarca... Konuşur gi- bi şiir besteieyen Dağlarca... Her daim "âşık" Dağ- larca... Nerden mi çıktı şimdi "âşık Dağlarca?" "Yazma Olayı" adlı şiirini bilmez misiniz? "Yazarken I Değdirirgibiyim I Yüzümü I Seninyü- züne." Şiir yazmayı böylesine aşkla bütünleyen kaç dize biliyorsunuz? Şiz siz olun, şiirsiz kalmayın. Üşümeyin. e:posta: 2eynepCazeynep0ral.com Faks: (0212) 25716» Arif Damar TÜYAP'ta • Külrür Servisi - Şaır Arif Damar bugün TÜYAP Kitap Fuan kapsamında 13.00-15.00 saatlen arasında 'Günden Güne', 'tstanbul Bulutu', 'Kedi Aklı'. 'Saat 8'i Geç Vurdu', 'Alıcı Kuş', "Seslerin Ayaksesleri', 'Ölüm Yok ki', 'Ay Ayakta Değildi', 'Yoksulduk Dünyayı Sevdik', 'Onanrken Kendıni' ve yeni kitabı 'Aynanın Önünde'yi bir araya getiren 'Külliyen Red' adlı toplu şiirlenni Bilim-Sanat Galerisi Kitap Standı'nda imzalayacak. Aynca kitapta Arif Damar için yazılan Ühan Berk'in, Orhan Alkaya'nın, Amira Almasri'nın ve Kemal Durmaz'ın şıirleri de yer alıyor. Kitabın girişinde, 1941'de yazdığı ıkı ve 1942'de kaleme aldığı bir şiiri, aynca kitabın içınde fotoğraflar, resimler ve Reşat Fuat Baraner'ın bır mektubu yer almakta. İSTANBUL ÇUMOK İMZA GÜNÜ 31.10.2004 ERDOĞAN AYDIN (Araştırmacı - Yazar) Saat 15.00 TÜYAP 23. İstanbul Kitap Fuarı Beylikdüzü CUMOK Standı Salon 5-6 No:308-c ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo-2003 917 Davacı Ahmet Balcı tarafindan davalı Gülümser BaJcı aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yargılamasında verılen ara karan uyannca, Davalı Gülümser Balcı'nın AkıncıJar 647 I. Sokak No.57 Buca-lzmir adresıne çıkaıtı- lan teblıgatların teblığ edilemedigi ve adreslerinin de zabıta- ca yapılan araşnrmada tespit edilemediginden adı geçen da- valinm duruşma gunü olan 11 01 2005 gûnü saat 09.40'ta rüm deliller ile birlıkte mahkememızde hazır bulunması ve kendisini bir vekılle lemsıl ettirmesı. aksı takdırde durusma- lara yokluğunuzda devam edileceğı ve karar verilece|i HUMK'nun 509. maddesı gereğince tebliğ yenne kaim ol- mak ûzere ılanen teblığ olunur. Basın: 49437
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle