Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 2004 CUMARTESİ
HABERLER
D U N Y 4 D A BUGLÖV ' CHP'li Ateş, AKP'nin özelleştirme mantığına uygun yeni bir kamu çalışanı tipi yaratmayı hedeflediğini söyledi
ALÎ StRMEN
Memleketimden Savaş
Manzaraları...
28 Ekim Perşembe sabahı kalkar kalkmaz her
zaman olduğu gibi, dairenin kapısını açıp, eşikte-
ki gazeteleri aldım. Cumhuriyet'in birinci sayfa-
sında yine bir sokak savaşı resmi vardı; önce Bağ-
dat sandım, değildi, "Filistin olmalı" diye düşün-
düm.
Biraz daha dikkatli bakınca gördüm ki yanılmı-
şım. Sokak savaşı Pendik'te geçiyormuş. Ertuğ-
rul Gazi Mahallesi'nin kahraman sakinleri, gece-
kondu yıkımına karşı, kendilerini veya komşulan-
nı koruyorfarmış.
Fotoğraflar, gazete haberleri ve ekranda izledi-
ğimiz görüntüler, tıpkı Irak ya da Filistin'deki so-
kak savaşlannı andınyordu.
Ama bu defaki savaş manzarası benim memle-
timden geliyordu. Çok partili demokratik yaşamı-
mızın ne ilk sokak savaşıydı bu, ne de sonuncu-
su olacaktı.
Pek yakında, Armutlu savaşlanna da tanık ola-
biliriz pekâlâ.
Pendikte Ercan Gürür llköğretim Okulu'na ek bi-
na yapılması için aynlan 4290 metrekarelik arazi
üzerine vatandaş, gecekondu oturtmuştu. Milli
Eğitim Bakanlığı bu durumda binayı yapamıyor-
du. Yıkım yapılacaktı ki, inşaata başlanabilsin.
Çatışma bundan çıkmıştı. Vatandaş devletin
arazisini, okul yapması için vermeyi reddediyor-
du.
• • •
İlk bakjşta vatandaş haksızdı.
Kimin arazisini kime vermiyordu ki?
Şimdi birde başkatüriü düşünelim. Bugünede-
ğin egemen olan talan, yağma ve avanta ekono-
misini Pendik'teki vatandaş, tek başına egemen
hale getirebilir miydi?
Pendik'in E-5'ten yukanda kalan kısmının tümü
gecekondu değil miydi?
Gecekondu sistemi, devletin yasama ve yürüt-
me erkini ellerinde tutan politikacılartarafından, ko-
nut sorununa çözüm olarak görülmemiş miydi?
Çaresız insanlar ekmeklerini kazanamadıklan
yerierden büyük kentlere göç etmeye başladıkla-
nnda, kamunun hangi kuruluşu, devletin hangi bi-
rimi, onlann konut sorunlannı düşünmüş ve çözüm
üretmeye çalışmıştı?
Günü kurtaran, ama aslında çözüm olmayan çö-
zümlar topluma umar olarak sunulmamış mıydı?
Yıllardır, yurdun havasını, toprağını, suyunu yağ-
malayarak yaşamıyor muyduk?
Emeğin ytice değer olduğu, üretimin temel oluş-
turduğu birekonomiyi ve demokrasiyi kuramamış
insanlann toplumunda, "gemisinikurtaran kaptan",
"her koyun kendi bacağından asılır" etiğinin ege-
men olduğu bir ortamda, söyler misiniz bana, ga-
rip vatandaş ne yapsındı?
• • •
Pendik'teki olay ilk bakışta görülebildiğinden de
daha vahimdir. Çünkü insanlar, talan ekonomisi-
ni özümsemişler ve bir hak olarak görmeye baş-
lamışlardır.
Mahallelinin evleri yıkılanlarla dayanışması, yı-
kımdan hemen sonra, imece usulü ile binalann
yeniden yapılmaya başlanması bunun en güzel gös-
tergesidir.
Umarsız vatandaş, emeğiyle, alnının teriyle, ya-
şam savaşımını sürdürmek olanağına sahip ola-
mayınca bu yola başvuruyor.
Kimi zaman bunun insanı, ağlatması gerekirken
kahkahayla güldüren örneklerine de rastlıyoruz.
On yıl kadarönce, Fatih Köprüsü'nün çıkışında
Karayollan, tesislerini genişletmek istemektedir.
Zaten orada arazisi de vardır.
Gelin görün ki, arazi vatandaş tarafından, gece-
kondu tabir edilen binalan yapmak için kullanılmış-
tır. Karayollan üzerinde politikacılar baskı yapar-
lar
- Vatandaşı mağdur etmeyin!
Vatandaş) mağdur etmemek için yol da bulunur,
Karayollan, kendisine ait olan araziyi istimlak ede-
cektir.
İstimlak bedeli belirlenir, vatandaş bunu az bul-
maktadır, itiraz eder.
0 sırada Bayındıriık ve Iskân Bakanı'nın danış-
manı olan akademisyen arkadaşım, G.Ş. bu tavır
üstüne dayanamaz ve der ki:
- Insaf edin arkadaş/ar, arazi zaten sizin değildi,
buna rağmen istimlak parası veriyorlar, onu da
beğenmiyorsunuz.
Aldığı cevap onu da hayrete düşürür. Arazi sa-
hiplerinden biri solcu arkadaşıma, karşılığında gık
diyemeyeceği şu yanıtı verir
- Bizim de insanca yaşama hakkjmız yok mu
abi?!..
Talanla insanca yaşamaya çalışan insanlann ül-
kesi, AB kapısının eşiğinde bekiemeye, IMF'ye el
açmaya, bölgede ABD petrol jandarmalığı yapma-
ya mahkûmdur.
Üzgünüm ama maalesef gerçek bu.
asirmen@cumhuriyetcom.tr
YUNANiSTAN ?00aAHK.*TWA.Pȣ,l!O(*n
P
MN(UWV*U) M / #
UKOToeusall \\Mum I,H],;,|İ;,;Aİ>H
Turkıye Gazetecıier Cemıyetı'nın yayınlaöığı günlük
Bizim Cazete
Üfke soaınlanna ılışkın raporianyla, araştırmalanyla,
köşe yazılanyla, tarafsız habertenyie sıvil toplumların gazetesı.
Düzerılı okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212.511 08 75
'Sendikalartehditaltında'TÜREYKÖSE
ANKARA - Kamu kesiminde çalı-
şan 2 milyon 750 bin kışiyi ilgilendi-
ren kamu yönetimi taslağıylakamu ça-
lışanlannın sayısını, işini, ücretini "es-
nekleştirerT yeni bir sisteme geçil-
mesi öngörülüyor. TaslaJda iJgili bir
rapor hazırlayan CHP Gazıantep Mil-
letvekili Abdülkadir Ateş, "gelenek-
sd memurtipolojisinin değiştirileceği-
ni, özeüeştirme manhğına uygun. gi-
rişimci yeni bir kamu çalışanı yaratıl-
mak istendiğini,sendikanın, işgü ven-
cesmin olmadığı bu Japon modetüıin
iktidannrahatkadrolaşması ve yan-
daşlannı kayırmasmı sağlayacağuu"
söyledi.
Abdülkadir Ateş, kamu personel
rejimi taslağıyla ilgili bir raporhazır-
ladı. Ateş, taslakla ilgili sorulanmıza
şuyanıtlan verdi:
- Bu taslak kaç kişhi ilgilendiriyor?
- Kamu kesımınde sıvıl statüde ça-
• CHP Milletvekili Abdülkadir Ateş, 2 milyon 750 bin kişiyi ilgilendiren
kamu yönetimi taslağının getirdiği, sendikamn, iş güvencesinin olmadığı
'esnek' Japon modelinin, iktidann rahat kadrolaşması ve yandaşlannı
kayırmasını sağlayacağını söyledi.
lışan 2 milyon 750 bin insaru doğru-
dan ilgilendiriyor. Bu sayının yüzde
63'ü (1 milyon 750 bin) memur, yüz-
de 15'i (410 bin) geçici işçi, yüzde 12'si
(317 bin) sürekli işçi ve yüzde 7'sı de
(200 bin) sözleşmeli personeldir. Ya-
sa, çok genış bir kesimi ilgilendirdi-
ği için önümüzdeki dönemde muaz-
zam tepkilere gebe.
- Taslakta öngörülen temel düzen-
Jemekr neler? Bu düzentemelerle sık
sk vinek*nen "devletin şişkinliği*", "aşı-
n merkezhetçiük"' gibi sorunlara bir
çözüm bulunacak mı?
- Kamu hizmetlerinin maliyetlerini
kısma bahanesiyle kamu hizmetleri-
ni ticarileştirme ve özelleştirme kül-
türüyle uyum içerisinde, ticarileştir-
me ve özelleştirme kültürüne aşina
bir kamu yönetimi anlayışı öngörülü-
yor. Kamu hizmerini yerine getiren
geleneksel memur tıpolojısi ve örgüt
kültürü yerine "ghTşimci", özel çıka-
nnı -istese de ıstemese de- iş güven-
cesindenyoksunluğu içerisinde öne çı-
karan yeni bir kamu çalışanı tipoloji-
si getirecek.
Turgut Özal döneminde başlatılan
yaklaşımın birdevamı olacak. Sözleş-
meli personel, perförmans değerlen-
dirmesı ve sicil sistemi, sendikalaşma-
nın önünü kesecek, memur sendika-
lannıyok olma noktasınagetirecek ve-
ya en iyi ihtimalle işveren sendıkacı-
İığını yükseitecektir. Kamu kesimin-
de çalışan 2 milyon 750 bin kişi ilk ba-
kışta yüksek bir rakam gibi görünü-
yor. Bu sayı. toplam nüfusun yüzde 4'ü,
istihdam edilebilir nüfusun ise yüzde
9'u seviyesınde olup öteki ülkelere
nazaran düşüktür. Devletin şişkinliği
saptaması, personel sayısı açısından
geçerli görünmüyor.
Başan ödemesi
-Taslakta "esnekkştirme" kavTamı
öne çıkıyor^
- Taslagın genel gerekçesınde öne
çıkan "girdi odakh değil, çıkû odakh
kamu yönetimi" kavramının ardında
yatan anlayış, maliyetlerin azaltılma-
sı, verimliliğin arttınlması düşünce-
sidir. Bunun araçlan da sayısal, işlev-
sel ve ücret esnekJiğidir. Çalıştınlan
'Soruları yumuşatın1
Soru önergesine
Meclissansürü
• CHP Milletvekili Erdal
Karademir'den, TRT
hakkmda verdiği soru
önergesinde içinde "şeriatçf'
sözcüğünün de yer aldığı bazı
sorulan "yumuşatması" istendi.
tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
ANKARA (ANKA)-
CHP Izmir Milletvekıli
Erdal Karademir'ın TRT
haklonda hazırladığı so-
ru önergesi, TBMM Baş-
kanlığı'nın sansürüne uğ-
radı.
Karademir, TRT'de ya-
şanan görevden almalar,
bazı programlann yayın-
dan kaldmlması ve gö-
revden alınan bürokrat-
ların konulanyla ilgili ol-
mayan işlerde görevlen-
dirilmesıni, hazırladığı
soru önergesiyle TBMM
gündemine taşıdı. Ancak
Karademir'ın önergesi
TBMMBaşkanlığı 'ndan
geri döndü.
Karademir, Başbakan
Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın yanıtlaması iste-
miyle hazırladığı önerge-
siyle ilgili gelişmeler hak-
kında bilgi verdi. Kara-
demir, geçen hafta içinde
TBMM Başkanlığı Ka-
nunlarve Kararlar Daire-
si'nden gelen bir telefon-
la, önergesindeki sorular-
dan bazılannm "yuınu-
şatılması gerektiği"nın
kendisine iletildiğini söy-
ledi. Karademir, "Ben-
den önergemde yer alan
sonılanmdan bazılannı
yumuşatmamı istediler.
Ben de bunlann ne oldu-
ğunusoniDca, banaöner-
gemin l'inci, 4'üncü ve
7'nci maddelcrini \nmu-
şatmam gerektiği söyien-
di Ben de butekBfibana
yazılı olarak gönderme-
lerini istevip, teklifi geri
çevirdim'' dedi.
Önergeninhafta başuı-
da Karademir'e iade edi-
Ieceöi, ancak Karade-
mir'ın de önergesini de-
ğiştirmeyeceği öğrenildi.
Önergesinde TRT'de
programlan yayından kal-
dınlan ve görevden alı-
nan kişilerin Atatürk ilke
ve devrimlerini özümse-
miş. laik ve demokrat ki-
şiler olduğunu anlatan Ka-
rademir'den "yumuşat-
maa" ıstenen sorular şöy-
le: "- Türkrve'nin üniter
yapısmı savunan ve Ata-
türkflkeve de\Timlerine
sahip çıkan kişilere ait
programlann yayından
kaldınlmasuıın,TRTGe-
nel Müdürii'nün kamu-
oyuna yansıdığı gibi şeri-
ai yanlisı ania>işıilebiril-
gisi var mıdır?
- Hakkmda 'Zimmet,
kamu taşıma biletlerinde
kalpazanlık, resmi e\-rak
ve kayıtlarda sahtecilik
ve suç işlemek için örgüt
oluşturmak'tan da\"a gö-
riilen TRT Gend Müdü-
rii'nün 'kamuoyunu doğ-
ru bilgilendirme, haberle-
rin \enlmesi ve yayım-
lanmasındatarafsızlık ve
doğruluk ilkelen'ni ihlal
ettiği ve TRTyasasma a\-
lan davrandığı konusun-
daki iddialara katüıyor
nıusunu/?
- Attüâ Ühan'm,Seynan
Levent'in ve Nurzen
Amuran'm programlan-
nın ya\mdan kaldmlma-
smm; çağdaşhukukunye-
rine din kuraUanna da-
yah de\1et kurmayı, top-
lumumuzunCumhuriyet
dönemindeekleeöiğirüm
çağdaş kazanımlan yok
etmeyi amaçlavan unsur-
lan cesaretiendiniiğini dû-
şüniryor musunuz?"
kişi sayısının esnek olması öngörülü-
yor, bu ancak iş güvencesinin olma-
dığı bir sistemde olabilir. Çekirdek
bir kadroyla gerektiğinde çalıştınla-
cak değişken bir çe\Te işgücü isteni-
yor. Sözleşmeli personel yaygınlaştı-
nlmak isteniyor. 657 sayılı yasada
herkesingörevi bellidir. Işlevsel esnek-
likle birden çok fonksiyonu görebile-
cek bir işçi tanımı geliyor. Uzmanlaş-
ma kalkıyor. Ücretin bir bölümünün
temel ücret, kalanının işveren gözün-
deki perförmans ve uyuma göre ödül-
lendirme, prim gibi değişken bölüm-
ler olması öngörülüyor. "Başan öde-
mesi'' diye bir düzenleme öngörülü-
yor Performansı "iji" ya da "pekiyr
olanlarabaşan ödemeleri yapılması ön-
görülüyor.
- Perförmans değertendirmesinin
objektifohıpolaınayacağıtarüşma ko-
nusu. Bu, iktidarlara sübjektif dav-
ranma. kendilerinden yana olanlan
ka>ırma olanagı sağJamaz mı?
- Bu sistemi savunanlar
objektif olduğunu, nesnel
ölçütler temelinde çalışa-
nın performanstnın değer-
lendırileceğinı söylüyor.
Esinlenilen Japonya'da de-
ğerlendirmenin gayetsüb-
jektif olduğu, daha doğru-
su işveren gözüyle ve iş-
veren çıkarlan açısından
tammlanmış olduğu bilin-
mektedir. Işçilerin üretim
performansı değil, işve-
renin arzu ettiği kişiliğe
sahip olup olmadığı da de-
ğerlendirilmektedir. Işçi-
nin kişiliğini incitici, onur
kıncı şartlar altında dahi
itaatkâr olması, muhalif
sendikal örgütlenme giri-
şimlerinden uzak durma-
sı değerlendirme notunu
arttınyor.
Kadrolaşma yolu
AKP'liler belediye başkan yardımcılarmın atanmasına itiraz etti
CHP'li başkana soruşturma
AHIVIETŞEFİK
TRABZON - Belediye başkan
yardımcılannı yasadışı yollardan
atadığı ileri sürülen Trabzon'un
CHP'li Belediye Başkanı Volkan
Canaüoglu hakkında Içişleri
Bakanlığı'nca soruşturma izni
verildi. Canalioğlu, kusurlu
bulunması halınde l yıla kadar
hapisle cezalandınlacak.
Canalioğlu, muhalif
belediyelerin bu tür
baskılara
uğrayabileceğini
belirterek "Aslanlar gibi
göğus gereriz" dedi.
Trabzon'da seçimlerden
bu yana çoğunluğunu
AKP'lilerin oluşrurduğu
belediye meclisiyle CHP'li
kullanılmasına karşın CHP
döneminde yasaya uygun olarak
3 başkan yardtmcıhğı kadrosu
dolduruldu. Canalioğlu, CHP'li
belediye meclisi üyeleri Rahman
Yurduseven. Orhan baslan ve
Gursel Gençsoy'u başkan
yardımcısı olarak atadı. Ancak
AKP'liler, atamanın meclis
onaymdan geçmesi gerektiğini
• Yasadışı bir iş yapmadıklannı.
herhangi bir endişe taşımadıklannı
açıklayan Canalioğlu,
"Muhalefet belediyesi olarak
birtakım soruşturmalara
uğrayacağız. Bunlara aslanlar gibi
göğüs gereriz" dedi.
Başkan Canalioğlu arasındaki
çekişme sona ermedi. Canalioğlu,
bazı önemli konularda da AKP'li
meclis çoğunluğunun engeliyle
karşılaştı. Bu tartışmalann en
büyüğüyse başkan yardımcılıklan
konusunda yaşandı.
AKP döneminde yasadışı
biçimde 6 başkan yardımcıhğı
belirterek karara itiraz etriler.
AKP Grup Başkanı tsmail
Kemerkava da uygulamaya son
vermemesi nedeniyle
Canalioğlu'nu Trabzon
Valiliği'ne şikâyet etti. Valiliğin
görüş sorduğu Içişleri Bakanlığı
da Canalioğlu hakkında
soruşturma açılması için izin
verdi. Başkan kusurlu bulunması
halinde l yıla kadar hapis
cezasuıa çarptınlabilecek.
Karan değerlendiren Canalioğlu,
yasadışı bir iş yapmadıklannı,
herhangi bir endişe
taşımadıklannı açıkladı.
Canalioğlu, "Muhalefet belediyesi
olarak birtaknn soruşturmalara
uğrayacağız. Bunlara aslanlar gibi
göğüs gereriz. Halkm
verdiği yetki
dognürusunda
çahşmalannuzı
sürdüreceğiz.
Baskılarbizi
yıldıramayacak''
dedi. Başkan
yardımcılanyla ilgili
tartışma, bütçe
görüşmelerine de
yansıdı. Önceki AKP belediye
yönetiminin aldığı kararlan
aynen sürdûren CHP yönetimi,
başkan yardımcısı ödeneklerini 2
milyar 800 milyon lira olarak
belirledi. Ancak AKP çoğunluğu
yüksek belirlendiği gerekçesiyle
ödenekleri l milyar 800 milyon
liraya indirdi.
Yasa taslağı, eski sicil
sistemine, yeni perför-
mans değerlendirmesi sis-
temini ekliyor. Sicil ra-
porlannda çalışanlann
"kişilikleriyle genel du-
nun ve davTanışlan" ba-
kımından olumlu ve
olumsuz nitelikleri hak-
kında görüş bildirilecek.
Bu raporlan verecek amir-
lerin adil ve tarafsız ol-
masmı beklemek gülünç-
tür. Artık kamu kurumla-
nnda etek boyu kavgala-
rından sendikalı üyelerin
aynmcılığa uğramasına
dek pek çok sorun yaşa-
nacak. Öctidara kadrolaş-
ma ve yandaşlannı kolla-
ma olanağı getirilecek.
-tşgüvencesi açısından
ne tür bir yaklaşım sergi-
leniyor?
- Bir yanda, istihdam
güvencesine sahip ohna-
yan sözleşmeli personel
var. Diğer yanda, işvere-
nin gözünde "akılhveus-
lu" olduğu koşullarda, sü-
rekli sözleşmeli pozisyo-
na geçme vaadi var. Bu,
sözleşmeli personelin ka-
rakterini iyi yönde etkile-
mesi beklenmeyen, sendi-
kal örgütlenme gibi giri-
şimler karşısında, ya sen-
dikasızlığı ya da işveren
sendikacılığW dayatan bir
tehditöğesidir. Sayısal, iş-
levsel esneklik düzenle-
meleri de iş güvencesini
ortadan kaldumaktadır.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalfslar@cumhuriyetcom.tr
Avrupa Birliği llerleme Raporu'nun
ortaya çıkmasından bu yana "azıntık-
lar" konusunda tartışmalann birisi bi-
tiyor, diğeri başlıyor. Avrupa Alevi Bir-
likJeri Federasyonu, TürkiyeAlevi Bek-
taşi Biriikleri Federasyonu ortak basın
açıklaması yaptılar. Bu açıklamalanyla
"Cemevleri yasal statüye kavuşturul-
malıdır" başltğı altında bir imza kam-
panyasını gündeme getirdiler.
Avrupa Alevi Biriikleri Federasyonu
Genel Başkanı Turgut Öker, bu konu-
da başlattıklan kampanyayı anlatan bir
mektupyolladı. öker mektubunda şun-
lan söylüyor:
• 'CEMEVLERİ Yasal Statüye Kavuş-
malıdır' imza kampanyasında sizin de
desteğinizeihtiyacımız var! Geçtiğimiz
günlerde, AB sürecini ve llerleme Ra-
poru'nu değerlendiren Avrupa Alevi
Birlikleri Konfederasyonu (AABK) ve
TürkiyeAleviBektaşiBirliklen Federas-
yonu (ABF)birlikte ortakbirbasınaq>k-
lamasıyaparakAlevileıin inançmerkez-
leriolan Cemevleri'nin, Cami, Mescit,
Kilise, Sinagoggibiyasalçerçevede ta-
nınmasınayönelik birimza kampanya-
Laik Devlet, Aleviler ve 'Asli Unsur'
sı başlattılar."
10 Aralık 2004 tarihine kadar süre-
cek imza kampanyası sonucu topla-
nacak imzalar, Türkiye'de Cumhurbaş-
kanlığı ve Başbakanlık makamına, Av-
rupa'da da Avrupa Parlamentosu'na
ve ilgili kurumlarasunulacaktır. Demok-
ratik bir Türkiye'nin AB'ye üye olmasi-
na 'evet' diyen kurumlanmız Avrupa'da
AABK, gerekse de Türkiye'deABF, de-
mokratik bir Türkiye'de her inancın, her
kültürün yasalar ve vicdanlar nezdinde
eşit olması için çalışmaktadır.
"Farklı kültürierin, farklı inançlann ta-
nınması, ülkemizin de önünü açacak,
daha dazenginleştirecektir. Bu çerçe-
vede, 'Avrupa'da en az 100 bin imza'
hedefıyle başlattığımız imza kampan-
yasına sizin de katılmanızı bekler, ve-
receğiniz imzanın bizi daha da güç-
lendireceğini belirtiriz."
Alevilerin çağnsı geç kalmış bir hak-
sızlığın giderilmesi çağrısıdır. Aleviler
daha düne kadar derneklerinde Alevi
sözcüğünü bile kullanamıyorlardı. Ale-
viler, cemevlerinin birer inanç merkezi
olduğunu söylüyorlar ve orada inanç-
lannın gereğini yerine getiriyorlar. Bu
noktadan sonratartışılacak bir şeyyok-
tur. Cemevleri birer inanç merkezidir.
Eğer Türkiye laik bir devletse, bu laik
devletin içindeAlevilerin de kendi inanç-
ları doğrultusunda saygı görmeleri,
inanç merkezlerinin tanınması gereki-
yor.
Başbakan Tayyip Erdoğan bir TV
programındacemevlerini bir ibadet ye-
ri olarak değil bir kültür merkezi olarak
değerlendirdiğini belirtti. Kendisi yurt-
taş Tayyip Erdoğan olarak böyle düşü-
nebilir, ancak cemevlerinin inanç mer-
kezi olup olmayacağına karar vermek,
başbakan olarak onun yetkisinde de-
ğildir. Çünkü bir inanç topluluğu kendi
inançyerini kendisi belirter, bunao inanç
topluluğundan olmayan kimseler ka-
rar veremez.
AB llerleme Raporu'nun yayımlan-
masının ardından "azınlık"sözcüğü ko-
nusunda sol milliyetçi Kızıl Elmacılar
en çok eleştirenlerin başında geliyor. 0
zaman, Aleviler, yıllardır uğradıklan hak-
sızlıklardan nasıl kurtulacaklar? Onla-
ra kuaı kuru "asli unsur" demekle ol-
muyor. Bunun gereğinin yapılmasıdır
aslolan. Aleviler, bugüne kadar Lozan
Antlaşması'nda "azınlık" sayılan toplu-
luklarkadarbile bir hakka sahip olama-
dılar Çokyakınzamana kadarkorku için-
de yaşadılarve kimliklerini gizlemek ih-
tiyacı duydular. BaşbakanTayyip Erdo-
ğan, cemevlerini ibadetyeri olarak say-
mıyor, bu tutumunu şimdi llerieme Ra-
poru sonrası değiştirmek zorunda ka-
lacaktır. Peki onlarcayıldırAlevileri yok
sayan yalnızca Islamcılar mıydı? Bunun
da üzerinde düşünülmesi vebir özeleş-
tiri yapılması gerekmiyor mu?
Türkiye'deki Diyanet Işteri Başkanlı-
ğı'nın tutumu ve kuruluş yapısı, laik bir
deviet anlayışına terstir. Çünkü laik bir
devlette, devlet bir resmi kurum yoluy-
la bir dinin ve bir mezhebin propagan-
dasını yapamaz. Türkiye'de Diyanet Iş-
leri Başkanlığı Sünni-Hanefi ekolünü
temsil ediyor. Bütün din adamlan bu
mezhebe bağlıdıriar ve bu mezhebin
propagandasını yapıyoriar, bütün din ki-
taplan da aynı anlayış doğrultusunda
hazırianryor.
Bu noktada, laikliği savunanlann da
Islamalann da önemli bir kesimi Diya-
net Işleri'nin bu haliyle görevine devam
etmesini istiyorlar. Okullarda Sünni-Ha-
nefi propagandası yapılması, iki taraf-
tanda dolaylı yada dolaysız destek gö-
rüyor.
Aleviler azınlık mı değil mi, tartışma-
sının ötesinegeçelim veonlann hâlâ bu
ülkede kendi kimlikleriyle, kendi inanç-
lanyla yaşamak konusunda özgür ol-
madıklannı kabul edelim. O nedenle
Avrupa Biriiği llerieme Raporu'na gi-
ren sözcükleri, "vay" diye bağırarak
karşılamak yerine, bu inanç topluluğu-
nun haklannın verilmesini savunalım.
Alevilerin, "Cemevleriyasal statüye
kavuşturulmalıdır" kampanyasını gönül-
den destekJiyorum.