25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EKİM 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mesudiyedeki YIBO SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk 6 Türk büyüklerTnde Ata'nın resmi yok ERDOĞANERİŞEN ORDU-Ordu'nun Mesudiye ılçesinde, müdür- Kiğünü AKP'nin belediye başkan adayı İsa Gül'ün yaptığı yatılı bölge ilköğretim okulunda (YÎBO) ramazan boyunca öğretmenler odasında sigara ve çay içilmesi yasaklandı. Okula ait yurt binasının girişinde oluşturulan "TûrkBüyükleri'" köşesin- de Atatürk'ün resminin bulunmaması tepki çek- ti. Belediye başkanlığını kazanamayınca AKP tarafindan Mesudiye YÎBO'ya müdür olarak ata- nan Isa Gül, oruç tutmayan öğretmenlere yeni ku- rallar getirdi. Öğretmenleri ramazan ayı boyun- ca odalannda sigara ve çay içmeme konusunda uyaran Gül, itirazlar üzerine bu kez öğretmenler odası girişine bu yasağı belirtir bir yazı yazdı. Oruç tutmayan öğrermenlerin çaylannı hizmetliler oda- smda içebileceklerini belirtti. YlBO'ya ait öğrenci yurdunun girişinde oluş- turulan "Tûrk Büyükleri Köşesi"nde de Ata- türk'ün resminin bulunmaması dıkkat çektı. En üstte AtiDa ile GöktürkBey, altlarda ise Mehmet Aldf Ersoy, Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süley- man, Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, EvtivaÇe- lebi, Yavuz Sultan Setim, Ibni Sina ve Cengiz Han'ın resimleri ve özgeçmişleri yer aldı. "Yur- dun Türk Büyükleri KÖşesTnden daha iç kısım- larda ve az görünen bir yerinde ise küçük bir "Atatürk Köşes" bulunuyor. - BEN, "TÜRKİYE AB'NİNDİR" SANIYORDUM. Türkiye'nin ithal etmek için yılda 100 milyon dolar harcadığı kansızlık ilacının hammaddesi ODTÜ'de üretildi Biliıııiıı fendi fahiş fîyab yendiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ortadoğu Teknik Üniversıtesı (OD- TÜ) Biyolojik Bilimler Bölümü Öğ- retim Üyesi Doç. Dr. Fatih tzgü ve be- raberindeki ekip, kendi laboratuvarla- nnda, Türkiye'de çok tüketilen ve yıl- lık 100 milyon dolara mal olan kan- sızlık ilacımn hammaddesini ürettı. tzgü, SSK'ye fahiş fiyatla satıldığı savlanna neden olan "Eritropoietin* etken maddeli ilaçlann, kansızlık, böb- rek yetmezliğı, çok kanamalı hastalık- larda, ameliyat sonrası kansızlığın gi- derilmesi için kullanıldığını ve çoku- luslu ilaç firmalannca Türkiye'ye ge- tirildiğini belirtti. Izgü, biyoteknolojik olan ilacın kul- lanım alanmın çok genış ve maliyeti- nin yüksek olması nedeniyle hammad- desini üretmeyi düşündüklerinı ve 3 yıl önce çalışmalara başladıklanru anla- tarak yapılan çalışmalar sonunda ila- cın hammaddesini üretmeyi başardık- lannı kaydetti. MALİYETİ ÇOK DÜŞÜK "Eritropoietin"' etken maddeli ilaç- lan üreten 2 uluslararası firma bulun- duğunu belirten Izgü, "Tekeloldukla- n için ilaçian çok büyük üyaüara sa- Faustina Kapısı yeniden doğuyor • tZlVtiR(AA)- Agora Kazılan Başkanı ve Izmir Müzelen Müdürü Mehmet Taşlıalan, dünyanın en büyük bazilikasına sahip Izmir Agorası'nda bulunan ve kentin giriş kapılanndan biri olan "Faustina Kapısf "nın, aslına uygun olarak yeniden yapılacağını ve yıl sonuna kadar yerine yerleştirileceğini ifade etti. Taşlıalan açıklamasında, Agora kazılannda çalışan ünlü Fransız arkeolog-mimar DidierLaroche'un, Faustina Kapısf nm rekonstrüksiyon projelerini hazırladığını ve sütunlann imalatımn sürdürüldüğünü de belirtti. FanatikbeUe oMuiar • HÜYÜK(AA)- Çamlıca Belediye Başkanı Ahmet Doğan, Konya'mn en yoksul beldelerinden biri olan Çamlıca'da imkânsızhklar nedeniyle yoksulluğa çare olacak projelere kaynak bulamadıklarmı. Fenerbahçe'nin desteğini almayı hedeflediklerini söyledi. Bu kapsamda Konya'mn Hüyük ilçesine bağlı beldede "Fenerbahçe Kulübü"nün desteğinin sağlanması amacıyla yeni yapılacak bütün yapılar "san- lacivert" renklerle boyanacak. Ses bombası elinde patladı • İZMİR (Cıunhuriyet) - Selçuk'ta ses bombası elinde patlayan 13 yaşındaki E.K.'nin parmaklan koptu. E.K., belediye tarafindan iftar saatinde patlatılmak üzere su deposu yanındaki toprağa gömülen ses bombasını buldu. E.K.'nin topraktan çıkarmak istediği bomba aniden patlayarak sağ elinin parmaklannın kopmasına neden oldu. öyoriar. Bunlar diğer ülkelerde üreti- lemez, çünkü teknoiojileri yok diyor- lar, ama arûk bizim teknotojimiz var ve bunu karuüadık" dedi. Biyolojik Bilimler Bölümü'ndeki ilaç biyoteknolojisine göre dizayn edil- miş özel laboratuvarlannda 4 kışilik bir ekiple hammaddeyi ürettiklerini ve çok ucuza mal ettiklerini kaydeden tzgü. bu hammaddenin yerli ilaç fir- malannın yatınmıyla ilaca dönüşebi- leceğını ifade etti. tzgü, "Bizim yap- üğuruzfizibiliteçalışmalan sonucun- da ilacın maliyeti 20 dolar civannda çı- kryor. Ama ilaçlar pryasada 200 dola- ra saühyor" dıyekonuştu. SSK" nın 2000'de 3 bın 889,2001 'de 10 bın 391, 2002"de 15 bin 647, ge- çen yıl ise 9 bin 560 kutu Neorecor- mon aldığı açıklanmıştı. Fotoğraf Günleri başlıyor I" stanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Demeği (İFSAK) tarafin- dan 19 yıldır düzenlenen tstanbul Fotoğraf Günleri 1 Kasım Pa- zartesi günü kapılannı açıyor. Kasım ayı boyunca sürecek etkinlik- lerde saydam gösterileri, fotoğraf sergileri, söyleşiler, konferanslar ve atölye çalışmalan yer alacak. Bu yılki fotoğraf günlerinin yaban- cı konuklan Magnum Ajansı'nın fotoğrafçılanndan Raghu Rai ve Ajans Vu fotoğrafçılanndan Stanley Greene. Yurtiçinden ise (zzet Keribar'ın "Anadolu 2005", Özer Kanburoğ- Ju'nun "Mimariter", Yalçın Savuran'ın "Yüzde 100", Vedat Ozan'ın "Pat!", Nazan Tunajnın "Ooğu'da Kadın Olmak", Onur Çakmak'ın "Eldiven- siz", Zenin Ünalan'ın "Ahraz", Kenji Kavvamoto'nun "Yemek Yemek" ve Lorrain Field'ın "Kanada Manzaralan/Çin Malı" sergileri izlenebi- lir. Aynntılı bilgi için telefon numarası şöyle: (0 212 292 42 01) larihm ustune otopark yapdıyor HaberMerkezi-Tarihi Gelibolu Mil- li Parkı içinde yer alan ve Çanakkale Savaşı'nda süngü süngüye savaşlann ya- şandığı "BombaSffü" mevkiinde oto- park inşasına başlandı. Atatürk, "Türk askerinin yüksekruhunu vurgulamak* için Bomba Sırtı'ndaki sıcak çatışma- lan örnek olarak göstermişti. NTV'nin haberine göre Tarihi Mil- li Park içinde kalan 57. Alay Şehitli- ği'nin bulunduğu bölgedeki Bomba Sırtı'na ziyarete gelen araçlar için 4 bin metrekare alan üzerine otopark yapı- mı bitirilmek üzere. Otapark inşasını gören yurttaşlar tepki gösterirken böy- le tarihi bir yere otopark yapılmasını doğru bulmadıklarmı belirttiler. Ata- • Çanakkale Savaşı sırasında göğüs göğüse çarpışmalann yaşandığı Bomba Sutı'nda, bölgeyi ziyarete gelenlerin araçlan için otopark yapıhyor. türk, Çanakkale Şavaşf nı anlatırken Bomba Sırtı'ndaki çatışmalara özel önem atfederek bir demecinde şunla- n kaydetmişti: "Karşdıkh siperler arasmdaki mesa- fe 8 metre; yani ölüm muhakkak. Bi- rinci siperdekDerin hiçbirisi kurtuhna- macasına, hepsi düşüyor. tkinci siper- dekikr onlannyerine gidiyor. tşte Türk askerkrindeki üstün ruh kuvvetinigös- teren hayretve ve tebrikedeğer örnek." Öğretmenler hakkında tecavüz davası acıldı Haber Merkezi - Adana'da 9 yaşın- daki erkek öğrenciye tecavüz iddıasıy- la 7'si aynı okulda öğretmen olmak üze- re toplam 25 kişi hakkında 25'er yıl ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. Tecavüz iddiası, öğrenci G'nin başı- na gelenleri geçen haziranda annesine anlatmasıyla ortaya çıktı. Aile polise başvurduktan sonra tecavüz iddialan- m soruşturan Cumhuriyet Savcısı Er- tenTamoglu. Adli Tıp Kurumu'ndan ve- rilen raporda öğrencinin tecavüze uğ- radığı belirlenince 25 kişi hakkında da- va açtı. Tecavüzle suçlananlar arasında 7'si aynı okulda müdüryardımcısı ve öğ- retmen olmak üzere, polis memuru, ast- subay ve işadamlan da bulunuyor. Gaziantep'te ise Sosyal Hizmetler îl Müdürlüğu yaparken devleti 1 trilyon 500 milyar lira zarara uğrattıgı iddi- asıyla görevden ahnan Turhan Kelleci, Tunceli'ye öğretmen olarak atandı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Cumhuriyet Dediğimiz Dün, Cumhunyetimizin kunjluşunun 81. yılını kut- ladık. Hepimize kutlu olsun. Cumhuriyetımizi kutladık ama, cumhunyet kavra- mının doğru tanımını yapan ve için'ın nasıl doidurul- ması gerektiği konusunda net bir düşüncesı olan in- san sayısı, maalesef çok fazla değil. özellikle "cum- huriyet" ve "demokrasi" kavramlan, inanılmayacak şekilde ve en yüksek düzeylerde kanştınlıyor. Bu ka- rışıklık; kimi zaman düşüncesizlikten, kımi zaman bilgisizlikten kaynaklandığı gibi; kimi zaman da, bi- linçli bir biçimde yaratılıyor. Bu konu, yanı kavramlann kanştınlması, toplumsal bilimlerde ve toplumsal konularda, bizlere çok cıddi sorunlar çıkartıyor. Hemen tüm konferanslarımın başlangıcında dile getırdığim üzere kimi zaman, aynı kavramla farklı şeyter dile getiriliyor; kimi zaman aynı şey, farklı kavramlarla açıklanmak istenıyor. Ve so- nunda bızim tartışmalanmız, sohbetlerimiz, insanla- nn karşısındakini anlamadığı ve kendini karşısındaki- ne anlatamadığı, "sağıriar diyaloğuna" dönüşüyor. Çok yazık... • • • özellikle "Türkiye Cumhuriyeti Tarihi" bilım dalın- da doçentlik sözlü sınavına giren genç akademis- yenlenn, aynı kavram kargaşasını yaşaması benı çok üzer. Bu genç ve değerlı meslektaşlanmız hemalde hıç düşünmedikleri için, yıllarca sormaktan bıkmadı- ğım "Cumhuriyet nedır, kısaca tanımlar mısınız?" sorusuna doğru cevap verememişlerdi. Son yıllarda bu konuda doğru cevaplar alryorum. Çünkü sınava giren adaylar, bu soruyu dile getireceğimi biliyoriar. Bu soruya geneilikle, "halkın kendi kendini yönet- mesi" ya da "halkın kendi kendini, temsilcilen vası- tasıyla yönetmesı" gibisınden yetersız demokrasi ta- nımlanyla yanıt veriliyor. Doğrusunu istersenız; bana kalırsa her demokrasiye cumhunyet olmak, her cumhuriyete de demokrasi olmak yakışır. Fakat ger- çek yaşamda maalesef farklı şeyler yaşanıyor. Avrupa'nın köklü demokrasılenne baktığımız za- man, bunlardan büyük bir çoğunluğunun monarşi olduğunu görürüz. Orneğın; fngıltere, Isveç, Norveç, Danımarka, Hollanda, Belçıka, Ispanya (eğer devlet sayarsak) Lüksemburg, bırer monarşi. Başta kraliar ya da kralıçeler oturuyor. Bunlann cep harçlıklannı bile halkın seçtiğı parlamentolar beiirlemesıne rağ- men; şunun ya da bunun çocuğu olmanın, insanlara böyle bir ayncalık vermesini içime sindiremiyorum. Ister sembolik olsun ıster turistik olsun böyle bir manzara beni sinırlendiriyor. Buna karşılık, kendine cumhuriyet adını layık gö- ren devletlerin önemli bir bölümü, demokrasiden hiç nasibi olmayan totaliter rejimler, hatta eli kanlı dikta- törlükler biçiminde karşımıza çıkıyor. O zaman, bun- lan bırbirinden ayırmak gerekıyor. • • • Cumhuriyet, çok basit bir biçimde tanımlanır: "Monarşik olmayan tüm yönetimler, cumhuriyettir". Yani yönetım erkinin bir hanedan içinde, bir aile için- de elden ele geçtiği, anneden, babadan oğula ya da kıza, kardeşten kardeşe, amcadan, haladan, da- yıdan, teyzeden yeğenlere intikal etmeyen tüm yö- netimler, birer cumhuriyettir. Ama nasıl bir cumhuri- yet? Sadece cumhuriyet demek yetmez. Bunun na- sıl bir cumhuriyet olduğunun da açıklanması gerekır. örneğin, Iran da bir cumhuriyettir, Irak da Sad- dam zamanında bir cumhuriyetti. Hindistan da bir cumhunyettir, Çin de bir cumhuriyettir, Fransa da bir cumhuriyettir, Türkiye de btr cumhuriyettir. Fakat bu cumhuriyetler arasında, asla uzlaşmaz farklılıklar vardır. Iran bir Islam cumhuriyetıdir, Islam şeriatı ıle yönetıldiğı iddiasındadır. Saddam'ın Irak'ı, tarıhte görülen en kanlı yönetimlerden biriydi. Hindistan, fe- deral bir cumhunyettir. Çin sosyalist bir cumhuriyet- tir. Fransa, merkezi üniter bir cumhuriyettir. Yani bunlann "nası/"ını, açıklamak gerekir. Pekı, Türkiye nasıl bir cumhuriyettir? Türkiye, üç ayak üzerinde duran bir cumhuriyettir. Bu üç ayak, hem cumhuriyetımizin kuruluş felsefesıni betimler hem de cumhunyetimizin vazgeçilmez, değişmez, değiştırilemez ve hatta değiştirilrnesi teklıf bıle edile- mez ılkeleridir. Bunlar "halk egemenliği", "laiklik" ve "çağdaşlıktır". Yani Türkiye Cumhuriyeti, "halk egemenliğine da- yanan, laik ve çağdaş bir cumhuriyettir". • • • Demokrasi ve cumhuriyet kavramlan, köken ola- rak da çok farklıdır. Demokrasi yaygın bir biçimde bılındiği üzere, eskı Yunancadakı demos" ve "kra- tos" sözcüklerınin bırleşimınden oluşmaktadır. Ve demos halk, kratos yönetım olduğuna göre, de- moskratos halkın yönetimi demektir. Cumhuriyet sözcüğü ise eski Roma döneminde Latincedeki, "Res Pub/ıca" sözcüklerinin biıieşme- sıyle oluşur. Publıca, halka ait demek olduğuna göre ve res de bu anlamı kuvvetlendirdiği için respublica, halka ait demektir. Yani; bir tarafta, "halka ait", öte tarafta "halkın yö- netimi"... Bunlan kanştırmamak gerekir. • • • Aslında bunlan, ben daha önceden de zaman za- man yazdım. Fakat öyle anlaşılıyor ki bıkmadan, usanmadan yınelememız gerekıyor. Nedim Arat toprağa verildi İstanbuTda önceki gün yaşamın yiriren emekli Kıır- ma\ Alba\ Nedim Arat son yokuhığuna askeri tö- renle uğurlandL Arat, Yeşiryiırt Camii'nde kıhnan öğlen namazının ardmdan Kozlu Mezarhğfnda top- rağa verildi Nedim Arat'm Türkbayrağma sanh na- aşının askerler tarafindan taşındığı törene eşi Prof. Dr. Necla Arat, yakuüan, dosüan, askerler kaûldı. 78yaşmda hayata veda eden Arat, 12 Mart 1971 mub- ürasuun hemen ardmdan ordudan tasfhe edilen 13 subay arasında yer aldı. Arat, Dhıiği Kültür Mer- kezi, Atatürkçü Düşünce Dernefp tstanbul Merkez veBakırköy şubelerinin başkanhğı görevlerinde bu- hmdu. (Fotoğraf: ERHAN KEMAI. ÖZMEN) ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle