17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM 2004 ÇARŞAMBA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edırne Kocaelı Çanakkale Izmır Manısa Aydın Denızlı B Y PB Y Y Y Y PB 22 25 24 23 25 27 27 25 Sınop PB 23 Adana Samsun B 26 Mersin Trabzon B 23 Diyarbakır Giresun B 24 Şanlıurfa Ankara PB 24 Mardın Eskışehır PB 24 Siirt Konya B 24 Hakkâri Sıvas B 23 Van Zonguldak PB 21 Antalya B 28 Kars S Açık bulutlu Yurdun batı kesım- len parçalı, yer yer çok bulutlu, Marmara'nın batısı ıle kıyı Ege sağa- nak ve gokguruttülu sağanak yağışlı, dığer yerier az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı; yurdun kuzey- doğu kesımlennde bı- raz artacak, dığer yer- lerde onemlı bir degı- şıkiıkolmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn B Y PB Y PB PB Y PB 4 9 2 12 12 13 12 14 Münih Y 16 Zürih Berlın Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y B Y PB PB B Y Y 12 18 15 20 18 17 20 23 Y 15 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahire Y PB B Y PB Y B B 12 21 3 14 20 9 14 30 B 32 Buiutlu ^ ÇOK Dulutlu Sulu kar \ Gok gurultulu GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK I Baştarafı 1. Sayfada Görüş bildiriyorlar mı? Daha çok AB raporunda saptanan temel ilkeleri "yerinde" görmek ve irde- lemek için buradalar ve... Hükümetın tutumu muhalefet partilerinde bile hâ- lâ tartışma konusu yapılmıyor. Ana muhalefet altı üstü toplam bir kez AB raporundaki olumsuz sap- tamalan veya dayatmalan eleştirdı. Sonra sustu. Oysa bu hükümet çabasını, umudunu sadece ve sadece 17 Aralık'taki zirveden müzakare tarihi al- maya bağlamış; bu raporun ulusal yararlanmızdan neleri alıp götürdüğünü ne ön plana çıkarıyor ne de ön plana çıkaranlann konular etrafında açmayı ar- zuladıklan tartışmalara yeşil ışık yakıyor. Tarih alalım da ne olursa olsun mantığı egemen sanki bu hükümete. Geleceğin neler getireceğini, AB raporunun ulusal yarariarımızı birer birer silke- ledıği kimi paragraflarla Türkiye'yi kıskıvrak bağ- ladığını umursamıyor bile. Dicle-Fırat'ın uluslararası birdenetime ve -tabii içinde AB'nin de ABD'nin de olacağı- uluslarara- sı biryönetime bırakılmasını, bu yönetime komşu ülkelerin (öteden beri aynı tezi savunan Suriye ile Irak'ın) katılmasını öngörüyor; ama, (hoş soran da yok ya) bizim hükümetten, Dışişleri Bakanlığımız- dan ufacık karşı bir açıklama yapılmıyor. Kimine göre bugüne kadar ulusal yarariann bu kadar ucuza pazara çıkanldığj bir zillet dönemi yaşamadı Türkiye. • • • Haksız sayılmazlar. Zira -ınceleyenlerin söylediğine göre- rapora dikkatle bakıldığında Türkiye'yi zora sokacak ye- ni dayatmalar ortaya çıkıyor. Işte bir örnek daha: "Türkiye'nin Üyeliğinin AB'ye Etkileri" başlıklı bölümün 7. sayfası: "...1915-16 yıllanndaki trajik olaylar ve bölgede- ki insani ıstıraplara gelince; üyelik, Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesine ve (soykınm savıyla bağ- lantılı) olaylaıia ilgili ve zorunlu olarak iki ülkenin uz- laşmalanna bağlıdır..." diyor. AB'nin -özetlediğimiz paragrafta- üyeliğimizi bağladığı koşul açıkça görülüyor. Buna göre; ya Ermenistan bugüne kadarki savlanndan, Avrupa Parlamentosu'ndaki söylemlerden, Fransa'nın tu- tumunu belirleyen girişimlerden, ABD'de birçok eyalette 24 Nısan'ı Ermeni soykırımı günü ilan et- tiren davranışlarından vazgeçecek veya: Türkiye soykırımı kabul edecek, özür dileyecek ve Ermenistan'a tazminat ödeyecek! RTE'nin Paris'teki ağırlığı Ermeni soykırımı so- rulan içeren basın toplantısında Türkiye'nin bugü- ne kadar izlediği politikalarda bir değişiklik yapa- cağını gösteren bir ışarete rastlanmadığına, Erme- nistan'ın da tarihsel savlanndan vazgeçmesi ola- sılığı bulunmadığına göre... ucu açık müzakere sürecinde AB'ye üyeliğimiz nasıl olacak? • • • Bizim AB sevenler, ne isterse verenler soruyu hemen yanıtlayabilirler. öncelikle çocuklarımızın geleceğini karartmayın diye duygusal bir giriş ya- par, sonra hele müzakereler bir başlasın, orada bu konuyu pekâlâ geçıştirebilir, lehimize çözüm bu- labiliriz diyebilirler. Ne var ki, müzakereler öyle al gülüm ver gülüm biçiminden olmayacak; AB'nin (Veıtıeugen'in ye- rine gelen) genişlemeden sorumlu üyesi Mathias Rute açıkça söyledi: "AB müktesebatını kabul edi- yor, evet diyorsanız, bu evet'e inanıyorsak, müza- kere bitmiş demektir". Ispanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkelerin mü- zakereler başlamadan kabul ettikleri, Rute'un müktesebat dediği, 80 bin sayfa! AB raporundaki birer ıkişer ortaya çıkan ulusal sakıncaiarulusa, kamuoyunaanlatılmadan geçiş- tiriliyor. Tarih almayı yeterli gören, ötesini boşveren po- litikaları Türkiye'ye pahalıya mal olacak ama iş iş- ten geçtikten sonra... MKP-HKOL operasyonu: 3 ölü • TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli'nin Mazgirt ilçesi Kızılcık Köyü yakınlarında güvenlık güçle- riyle bir grup terörist arasında çıkan çatışmada 3 te- rörist öldürüldü. Öldürülenlerden Orhan Gül'ün MKP-HKOL örgütü Mazgirt sonımlusu olduğu bil- dınldi. Çatışmada öldürülen diğer teröristlenn Elif Aslan ve Hasret Kaan Aslan olduğu öğrenildi. Af Örgütü ABD'yi kınadı • LONDRA (AA) - Uluslararası Af Örgütü, ABD'nin "teröre karşı savaş"ta, ışkenceyı. zalim ve insaru olmayan muameleyi reddetme konusundaki yükümlülüklenni yerine getirmediğini açıkladı. ABD'nin 11 Eylül'den sonraki tutumunu kınayan ör- gütün raporunda, •'hükümetın benimsediği savaş zih- niyetı, savaş yasalanna saygı gösterme taahhüdüyle uyuşmuyor. Hükümet bu yolda temel insan haklan ilkelenni göz ardı etti" denildi. Raporda Washington, ulusal güvenlik ve "askeri gereklilık" gerekçesiyle temel haklan ayaklar alhna almakla suçlandı. Sezer'den 12 sözleşmeye onay • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, çeşitli anlaşma, söz- leşme ve protokollerin uygun bulunduğuna dair 13 yasayı onayladı. Yasalar arasında Türkıye ile Suri- ye Arap Cumhunyeti arasında yapılan petrol, gaz ve maden kaynaklannın çıkanlmasında işbirliği yapılmasma ilişkın protokol de yer alıyor. 50 milyar dolariık iıracat • ANKARA (ANKA) - Devlet Bakara Kürşad Tüz- men, Türkiye'nin yıl başından 23 Ekim'e kadar olan dönemdeki ihracatuun yüzde 33.2 artarak 50.2 mil- yar dolara ulaştığını bildirdi. Sanayi üriinleri ihracatı yüzde 34.1 artarak 43 5 milyar dolara, tanm üriinleri ihracatı yüzde 25.9 artarak 5.8 milyar dolara yükse- lirken madencilik ihracatı 1 milyar dolara yaklaştı. _1 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, Almanya'da aldığı 25 bın Euro de- ğerindeki ödülünü üstün zekâhlara ve engellilere bağışladı. Erdoğan, Batı ıle Islam dünyası arasın- daki ilişkilerin geliştinlmesine dönük çabalanndan dolayı Berlin'de "Die Quadriga" ödülünü almıştı. Schröder: Müzakere tarihi verilebilir. Chirac: Son söz Fransız halkının Liderler net konuşmadıGÜNER YÜREKLtK BERLtN - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cum- hurbaşkanı Jacque$ Chirac, Fransa Başbakanı Jean-Pierre Raffarin ve Almanya Başbaka- m Gerhard Schröder'in katıl- dığı zirveden memnun aynldı. Ancak zirvenin ardından yapıl- ması planlanan basın toplantısı iptal edildi. Türkiye'ye müzake- re tarihi verileceğinin işaretini veren Schröder, üyelik müzake- relerini "tam üyelik hedefiyle" yapmaya kararh olduklarmı söy- ledi. Chriac ise üyelik müzake- relerinin 10-15 yıl sürebileceği- ni yineleyerek "Son söz Fransız halkının olacak. Imanm oza- man bu tartışma daha az rut- kuyla yapdır" dedi. ORTAK BASEN TOPLANTISI ÎPTAL Fransa'daki Türki- ye'nin üveliği tarrış- malan hükümet için endişe kaynağı olmayı sürdürürken dün ak- şam Schröder, Chirac ve Erdoğan'ın katıb- mıyla yapılacak ortak basın toplanfısının ip- tai edilmesi dikkat çekti. Chirac'ın Türki- ye'nin AB üyeliğine so- ğuk bakması nedeniyle basının karşısına çık- mak istemediği öğ- renüdi. (REUTERS) Chirac'ın Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlatılrnası için "ikna zirvesi" olarak da ni- telenen toplantı dün Alman- ya'nın Başkenti Berlin'de ger- çekleşti. Erdoğan, Schröder ve Chirac zirvesınden sonra yapıl- ması plananan basın toplantısı "Chirac'ın basının karşısına çıkmak istememesi" üzerine ip- tal edildi. Zirveye Türkiye'den Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ab- dullah Gül ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan katılırken Dı- şişleri Bakanlığı bürokratlannm ahnmaması dikkat çekti. Zirveden önce, Almanya- Fransa Bakanlar Konseyi toplan- tısına katılan Shcröder ve Chi- rac, basının karşısına çıktı. Tür- kiye'ye müzakere tarihi verile- ceğinin işaretini veren Schröder, müzakereleri tam üyelik hede- fıyle yapmaya kararlı olduklan- m söyledi. Schröder, Alman- ya'daki Birlik partilerinin Türki- ye'nin AB üyeliğine ilişkin tutu- munu da eleştirdi. Schröder, "Türkiye, kendi üzerine düşen görevleri vapmalı. Biz, üyelik müzakerelerine başlanması için evet diyeceğimizi söylemiş- tik" dedi. Chirac ise, 17 Ara- lık'taki zirvede Avrupa Konse- yi'mn, Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'ye müzakere tarihi ve- rilmesi yönündeki karanna uya- cağuu "tahmin ettiğini" söyle- di. Chirac, "Müzakereler 10-15 yıl sürecektir. Fransa'da refe- randum o zaman gündeme ge- lecektir. Polemiğin anlamı yok. Bu iyi niyetli bir tutum olmaz" diye konuştu. Chirac, Le Monde AP'de Türkiye tartışmasıSTRASBOURG (.AA) - Avrupa Parlamento- su Dışişlen Komisyonu'nda dün görüşülen Tür- kiye raporu, müzakerelere başlanmasmm gecik- tirilmesine yönelik olduğu gerekçesiyle özellik- le Sosyalist, Yeşil ve Liberal gruptan parlamen- terlerin sert eleştirilerine uğradı. Sosyalist Grup milletveküi ve eski Fransa baş- bakanlanndan Michel Rocard, Hollandalı par- lamenter Camiel Eurlings tarafindan kaleme alman raporun "adil ve dengeli" olmadığını söyledi. Rocard, "Müzakerelerin başlaması, Türkiye'de insan haklan ve demokrasinin ge- lişmesine de katkıda bulunacak" dedi. Libe- ral Grup üyesi Italyan parlamenter Emma Bo- nino ise raporu "saldırgan. kabul edilemez ve MCK bugün toplanıyor AB süreci ve Irak masada utandıncı bulduğunu" belirtti ve daha sonra yapılacak oylamalarda raporu önerge yağmuru- na tutacağım söyledi. AB Komisyonu adına gö- rüşlerini açıkJayan Genel Müdür Fabitso Bar- boso, Türkiye'nin müzakerelere başlamak için Kopenhag kriterlerini yeten kadar yerine getir- diğıni söyledi. Yunan \e Hıristiyan Demokrat Grup üyesi parlamenterlerin, müzakerelerin baş- laması karşısında ta\ır alan konuşmalar yaptık- lan gözlendi. Bu arada, KKTC'ye yapılacak ma- li yarduna yönelik AB füzüğüyle ilgili rapor, Dı- şişleri Komisyonu'nda oylamaya sunulan deği- şiklik önergeleriyle kabul edildi. Tüzüğün müm- kün olan en kısa zamanda genel kurulda tar- tışılarak oylanması görüşü benimsendı. gazetesinde yer alan ve Fran- sa'nın "müzakerelerin bir yıl ertelenerek ön müzakere yapıl- ması ardından yeniden değer- lendirmede bulunulması" yö- nündeki haberleri yalanladı. Erdoğan memnun THY'nin 36 adet Airbus tipi yolcu uçağı satın ahnasına ilişkın protokolün imza töreninden ay- nlırken gazetecilerin sorularmı yanıtlayan Erdoğan, Türk gaze- tecilerin, "Zirveden memnun musunuz" şeklindeki sorusuna, gülümseyerek "Yüzümüzden beUi olmuyor mu?" yanıtım ve- rerek memnuniyetini dile getirdi. 5 nofctada görü? birllğl' Schröder tarafindan onuruna verilen akşam yemeğine katılan Erdoğan, "AB sürecinde müş- terek neler yapabileceğimizi konuştuk. Olumlu bir süreç, gayet memnunuz" dedi. Schrö- der de yemek sonrasında "Ara- lık ayında 3 noktayı gerçekleş- tirebileceğimiz konusunda gö- rüş birliğine vardık. Birincisi, 17 Arahk'ta Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanması yönünde karar alınmasını sağ- layabileceğimizi konuştuk. Hem de tam üyeUk hedefiyle. tkincisi, bu müzakerelere baş- lanması için tarih de alabilece- ğimizi düşünüyorum. Bu 2005 yılı içinde olacak. Üçüncüsü müzakereler 'sonucu açık' sür- dürülecek, ancak belirli bir sü- re içinde kendimize koyduğu- muz hedefe ulaşacağımız ko- nusunda i\imserim" diye ko- nuştu. A\Tupa Parlamentosu Millet- vekili Vural Öger. "Komisyon tavsiyede bulunursa müzakere- lere hemen başlanır diye. Chi- rac attığı imzayı tanımaya mec- bur" dedi. Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Kemal Şahin de Schröder'in Türkiye'ye müzakere tarihi verileceğinden emin olduğunu belirterek "Her- halde Chirac 'bu iş olur" demiş ki Schröder bu kadar açık ve net konuştu" dedi. Şahin, "Er- doğan çok sevinçliydi. Chi- rac'la da görüşme olumlu geç- miş. Zannediyorum başka en- gel kalmadı" diye konuştu. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Milli Gü- venlik Kurulu'nun (MGK) ekim ayı olağan toplantısı bugün Cum- hurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer başkanlığında gerçekleştirilecek. Top- lantıda, Türkiye'nin AB süreci ve Irak'taki geliş- meler değerlendirilecek. MGK'yeKaraKuvvet- leri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Jan- darma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri ile MGK Genel Sekrete- ri Yiğit Alpogan ilk kez katılacak. MGK'nin ya- zılı gündem maddeleri Irak'taki gelişmeler ve Türkiye-AB sürecindeki son durumdan oluşuyor. ABD işgalindeki Irak'ta yapılması gündemde olan nüfus sayımı ve se- çün konulan Türkiye'yi yakmdan ılgilendinyor. Irak'm kuzeyindeki Kürt gruplann Kerkük'ün nü- fus yapısmı değiştirmek amacıyla gerçekleştirdik- leri faaliyetlerden Türki- ye rahatsızlık duyuyor. Türkiye'nin AB ile iliş- kilerinde gelinen süreç, Başbakan ile Dışişleri Bakanı'nın Avrupa'dakı temaslan sonucunda ge- linen aşama yine toplanhda masaya yatın- lacak. Son dönemdeTürk kamuoyunu meşgul eden azınlık konusunun da toplantıda gündeme gel- mesi beklenivor. Kök hücre arastırması Dışişleri'nde yeni görevlendirme Atina'ya'şahin' büyükelçi atandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Ba- kanlığı'nda yapılan yeni atamalarla Atina, Bağdat ve Pekin gibi önemli merkezlerde büyükelçiler değiştirildJ. Kıbns konusunda "şahin" görüşle- riyle bilinen Ortadoğu dairesi sorumlusu Büyü- kelçi Tahsin Burcuoğlu Atina'ya atandı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Uğur Ziyal de Türkiye'nin yeni Roma Büyükelçisi oldu. Resmi Gazete'de yayımlanan karamameye göre, Türki- ye'nin Roma Büyükelçisi Necari Utkan merkeze dönüyor, yerine Ziyal gidiyor. Ziyal'den boşalan göreve de Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ali Tuygan'ın atanması öngörülüyor. ABD'nin Irak operasyonu sürecinde Ortadoğu dairesinde kritik bir görev üstlenen Burcuoğlu, Türkiye'nin Atina Büyükelçisi olarak atandı. Türkiye'nin Bakû Bü- yükelçisi Ünal Çeviköz, Bağdat'a atanırken Tür- kiye'nin Azerbaycan nezdindeki yeni Büyükelçisi Turan Moralı oldu. Öteki atamalar şöyle: Türki- ye'nin Norveç nezdindeki Büyükelçisi Berhan Ekinci merkeze, Dünya Ticaret Örgütü nezdinde- ki Daimi Temsilci Mehmet Kazım Görkay Nor- veç'e, Bakanlık Müşaviri Deniz Bölükbaşı da Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki büyükelçiliğe getinldi. Türkiye'nin Isviçre nezdindeki BüyükeJ- çisi Metin Örnekol merkeze dönerken bu göreve Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Alev Kılıç atandı. Meksika nezdindeki Bü>âikelçi Mehmet Nuri Ezen merkeze, Genel Müdür Ahmet Sedat Ban- guoğlu da Ezen'den boşalan göreve getirihrken merkeze dönen Türkiye'nin Brezilya nezdindeki Büyükelçisi Sevinç Dalyanoğlu'nun yerine BM Cenevre Ofısi nezdindeki Türkiye Daimı Temsil- ciliği'nde müsteşar olarak görev yapan Ahmet Gürkan atandı. Türkiye'nin Finlandiya nezdinde- ki Büyükelçisi tlhan Yiğirbaşıoğlu'nun ataması merkeze çıkarken bu göreve bir süre önce Irak'tan dönen ve halen merkezde bulunan Türkiye'nin es- ki Bağdat Büyükelçisi Osman Paksüt getinldi. Türkmenistan nezdindeki Büyükelçi Mehmet Bahattin Gürsöz merkeze, bakanlıkta genel mü- dür yardımcısı olarak görev yapan Elçi Hakkı Akil ise bu göreve atandı. Türkiye'nin Çin nez- dindeki Büyükelçisi Rafet Akgünay merkeze dö- nerken Genel Müdür Oktay Özüye Türkiye'nin yeni Pekin büyükelçisi oldu. Romanya nezdindeki Büyükelçi Ömer Zeytinoğlu merkeze atanırken Bakanlık Müşaviri Ahmet Rıfat Ökçün bu göre- ve; Arnavutluk nezdindeki Büyükelçi Mehmet Murat Oğuz yine merkeze atanırken bu göreve de Genel Müdür Yardımcısı Elçi Süphan Erkuia getinldi. Türkiye'nin Isveç nezdindeki Büyükelçi- si Tomur Bayer merkeze dönerken yeni Stock- holm Büyükelçisi Genel Müdür Yardımcısı Elçi Necip Egüz oldu. Türkiye'nin Kuveyt nezdindeki Büyükelçisi Çetiner Karahan merkeze atanırken bu göreve de Genel Müdür Yardımcısı Elçi Şakir Faloh getinldi. Kırgızistan nezdindeki Büyükelçi Muzaffer Eröktem merkeze dönerken bu göreve Daire Başkanı Fatma Serpil Alpman atandı. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN "...Mılâp' Tek, Anti/ Empepyalist, Ulusal ve Demokratiktip..." Görme engelliler için unıııt ışığı • Baştarafı 1. Sayfada hücre var. Bu, görmeyi sağlayan hücrelere "ışık reseptörü" deni- liyor. Kanadah uzman- lar kadavralardan aldık- lan retina kök hücreleri- ni hayvanlara naklettik- lerinde bunlann, yeni- den üretilerek ışık re- septörüne dönüştügünü gözlemledi. Londra'da- ki King's College'daki kök hücre laboratuvan- nın direktörü Dr. Step- hen Minger, Kana- da'daki Ulusal Bilimler Akademisi'nin yayım- ladığı dergide bir maka- lesi yeralan ekibin çalış- malannı "mükemmel" olarak nitelendirdi. ...peki o münasebetle, ne demişim. şu- nu mu? "...Anadolu Ihtilâli 'kadrosu'nun, bana sorarsanız, en vahim ve tehlikeli çelişki- si şudur. Batı'yı giyimde, kuşamda, sof- rada (yaşamakta) taklit etmeyi, 'medeni olmak' sanıyor; bu taklit eğilimini Anado- lu'ya, 'bizzat' Batılılann soktuğunu unu- tuyordu..." (Cumhuriyet, 18 Ekim 2004) Kaç Cumhuriyet Kuşağı, 'Atatürk Inkı- lâplan' diye neyi öğrenmiştir? Harf Inkılâbı, Şapka Inkılâbı, Kıyafet Inkılâbı, vs. Gerçek- te ortada, ulusal ve radikal, tek bir inkılâp vardı: 'Ulusal Demokratik Devrimi'; o da, anti/Emperyalist bir 'Kurtuluş Savaşı'yla birfikte gerçekleştirilmiş; Anadolu halkı- na, 'tam bağımsız' bir uygarlık bileşimi- ne ulaşmak yolunu açmıştı. Bu açıdan baktık mı, adına 'inkılâplar' dediğimiz, üstyapı değişikliklerinin topuna, denilse denilse, ancak 'Küttür Devrimi' denilebi- lirdi; ki, bilindiği üzere, 'a/ryap;s/n;'geliştir- mekte gecikmiş toplumlarda, üsyapının sü- ratle değişmesi için, bazı yönetimler bu me- toda başvurabilir; meselâ Çin Halk Cum- huriyeti'nde Maozedung böyle bir 'Kültür Devrimi'ne girişmiş; o dönemde, dillere destan olmuştu. Gâzi'nin 'Anadolu Ihtilâli', henüz ta- rımsal -üstelik yarı sömürge- bir 'üm- met toplumu' niteliğini taşıyan Anado- lu halkını; 'uluslaşmış' bir 'endüstri top- lumuna' dönüştürmek istiyordu; inkı- lâp diye, sadece üstyapıyı değiştirmek amacını gütmüyordu, zaten güdemez- di, zira böyle bir üstyapı, toplumsal ve ekonomik devrimle, kendi kendine za- ten değişecekti; eğer Türkiye, beş yıllık sanayileşme planlarıyla, istedigi gibi bir sanayi toplumuna hızla dönüşebilse, -'kı- yafet inkılabı'ndan, 'şapka inkılâbı'rta, hepsi- kendiliğinden, yâni yasa çıkarmak- sızın oluşacaktı. Amma da atıyor muyum? Acaba? Pantolon ihtilâli' (Tartışma/1 Meraklısı bilir: Margot, yü- zü handiyse Marlene Dietrich makyajlı, saçlan erkek tıraşı, ressam bir kadındı; 50'li yıllar Paris'inde, tepeden tırnağa 'erkekgi- yinir'; Raspail Bulvan'nda, piposunun du- manını savurarak dolaşırdı. Garip bir 'istis- na' oluşturduğu söylenince, cevabı hiç de- ğişmiyordu "-...biraz acele ettiğim söyle- nebilir, fakat elli seneye kalmayacak, Ba- tı'da kadınlar erkek kılığmda dolaşacak- tır!.." Doğrusu, elli yıl gerekmedi; on yıl ka- dar sonra, yine Paris'ten Yön dergisine yazdığım bir yazının, başlığı aynen şudur: "Pantolon Ihtilâli!.." Artık gelişmiş Batılı toplumlar, giyimde kuşamda, kadın/erkek tefrikini, handiyse bütünüyle ortadan kaldırmış görünmüyor mu? Neden ve nasıl? Bunu anlamak için, sanırım ünlü Marie Antoinette filmini; o filmde, kadın ve erkek oyuncuların, nasıl gi- yindiklerini hatırlamalısınız: Fırfırlı etekler, anıtsal peruklar, pul pul yaldızlı taytlar, pon- ponlu yelekler vs... Kadınîa erkek, süste püste, adeta yarışmaktadır; hatta, makyaj- da da, namlı bir karakter oyuncusunun (Jo- seph Schilkaudraut) pudralı yüzünü, ka- lemle çizilmiş kaşlarını, hiç unutmam! Bilir- siniz elbet, Fransız toplumu, o kılık kıyafet- ten, günümüzdeki kılık kıyafete gelmek için, yasa masa çıkarmamış; yasakfilan koyma- mıştır; çünkü çiftçi derebeyi toplumundan, sanayileşmiş burjuva toplumuna geçiş, ha- yatı olduğu kadar, giyim kuşamı da etkili- yor; her şeyi değiştiriyordu. Amma da yaptım mı? Hele bir düşünse- nize, sanayileşme, gevşek ve rahat 1e- odal toplumun kuralsızlığını; örgütlü ve sistematik fabrika düzenine sokuyor; sa- ate bağlı yaşamak kurallaşıyor; sabahın bilmem kaçında iş başı yapabilmek, o fırfırlı kılıklaria, pudralı peruklarla, zarif pabuçlarla nasıl mümkün olacak? Saç- lar kesildi, sakallar tıraş edildi, hareket ser- bestliği getiren, pantolon-ceket düzenine geçildi. Kadınlar, biraz daha beklemek zo- runda kaldılar, bu doğru! Ancak, I. Dünya Savaşı, onlan da fabrika yaşantısına sü- rükleyince, eşleri gibi, onlar da saçlarını ke- sip, süsü püsü gevşettiler, ufak ufak, pan- tolona doğru kaydıklan görüldü. O halde, Türkiye Cumhuriyeti, eğer o tarihte yarı feodal yan sömürge kırsallıktan, tam ba- ğımsız ve özgür bir sanayi toplumuna geçebilseydi kılık kıyafet değiştirmek için yasalara gerek kalmayacak, o iş kendiliğinden olacaktı. Bunun örneği de yok değıl: Bıldiğim kadarıyla, feodal kılıkla- n, Avrupa'nınkinden süste hiç de aşağı kal- mayan Japonların, Meiji Devrimi'nden sonra, adım adım sanayi toplumuna doğru gitmeleri, aynen Batı toplumlanndaki gibi, onlan da, daha pratik, daha modern bir gi- yim kuşam mantığına getirmiştir. Peki, bu neyi kanıtlıyor? Pantolon ihtilâli' neyi gösterir? (Tesbit/1. "...herşeyden önce, Anado- lu Ihtilâli'nin yapısı itibarıyla, bir giyim kuşam, bir yaşama biçimi, bir kültür ih- tilâli olmadığını kanıtlıyor; önce (Ulusal) anti/emperyalist bir demokratik devrim, yani kırsaldan sanayi toplumuna akmak isteyen, sosyal ve ekonomik, radikal bir değişme çabası!.. Eğer değişme o doğ- rultuda, aynı hızla sürseydi, üstyapının zaten kendiliğinden değişmiş olacağı, hem Avrupa'daki hem Asya'daki örnek- leriyle, meydanda!.." "...hal böyle olunca, Anadolu Ihtilâli n/ döndürûp dolaştınp, Batılı gibi giyinmek, Batlı gibi yaşamak şeklinde anlamak; ger- çekte bu üst/yapının, ancak ulusal ve tam bağımsız bir sosyal ve ekonomik altyapının, gerçekleştirilmesi sayesinde oluşabileceği- ni, unutmak anlamına geliyor ki; bunu an- cak 'Batılı Beyaz ve Hıristiyan' Emperya- lizm bize telkin edebilirdi; çünkü Osman- h'ya böyle yapmıştı, sömürgelerinde böyle yapıyordu: Giyim kuşam, yiyip icme bah- sinde kendine benzettiği yerli aydınları kullanarak, ülkeyi ve asıl halkı, 'medeni bir şekilde' bir güzel soyuyordu. Peki, Anadolu Ihtilâli nin lideri, böyle tel- kine inanır mıydı? Inanmamıştır; hem kılık kıyafet bahsinde ciddi uyarılan vardı; hem de, Batı'nın asıl amacının ne olduğu konu- sunda, çok açık konuşmuştur. Nasıl mı? Ona da bakarız. e-mail.'tilahart(fl isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr /ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle