Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM 2004 ÇARŞAMBA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edırne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denızlı
B
Y
PB
Y
Y
Y
Y
PB
22
25
24
23
25
27
27
25
Sınop PB 23 Adana
Samsun B 26 Mersin
Trabzon B 23 Diyarbakır
Giresun B 24 Şanlıurfa
Ankara PB 24 Mardın
Eskışehır PB 24 Siirt
Konya B 24 Hakkâri
Sıvas B 23 Van
Zonguldak PB 21 Antalya B 28 Kars
S Açık bulutlu
Yurdun batı kesım-
len parçalı, yer yer çok
bulutlu, Marmara'nın
batısı ıle kıyı Ege sağa-
nak ve gokguruttülu
sağanak yağışlı, dığer
yerier az bulutlu ve
açık geçecek. Hava sı-
caklığı; yurdun kuzey-
doğu kesımlennde bı-
raz artacak, dığer yer-
lerde onemlı bir degı-
şıkiıkolmayacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
Y
PB
Y
PB
PB
Y
PB
4
9
2
12
12
13
12
14
Münih Y 16 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
B
Y
PB
PB
B
Y
Y
12
18
15
20
18
17
20
23
Y 15 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflıs
Kahire
Y
PB
B
Y
PB
Y
B
B
12
21
3
14
20
9
14
30
B 32
Buiutlu ^ ÇOK Dulutlu Sulu kar \ Gok gurultulu
GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK
I Baştarafı 1. Sayfada
Görüş bildiriyorlar mı? Daha çok AB raporunda
saptanan temel ilkeleri "yerinde" görmek ve irde-
lemek için buradalar ve...
Hükümetın tutumu muhalefet partilerinde bile hâ-
lâ tartışma konusu yapılmıyor. Ana muhalefet altı
üstü toplam bir kez AB raporundaki olumsuz sap-
tamalan veya dayatmalan eleştirdı. Sonra sustu.
Oysa bu hükümet çabasını, umudunu sadece ve
sadece 17 Aralık'taki zirveden müzakare tarihi al-
maya bağlamış; bu raporun ulusal yararlanmızdan
neleri alıp götürdüğünü ne ön plana çıkarıyor ne de
ön plana çıkaranlann konular etrafında açmayı ar-
zuladıklan tartışmalara yeşil ışık yakıyor.
Tarih alalım da ne olursa olsun mantığı egemen
sanki bu hükümete. Geleceğin neler getireceğini,
AB raporunun ulusal yarariarımızı birer birer silke-
ledıği kimi paragraflarla Türkiye'yi kıskıvrak bağ-
ladığını umursamıyor bile.
Dicle-Fırat'ın uluslararası birdenetime ve -tabii
içinde AB'nin de ABD'nin de olacağı- uluslarara-
sı biryönetime bırakılmasını, bu yönetime komşu
ülkelerin (öteden beri aynı tezi savunan Suriye ile
Irak'ın) katılmasını öngörüyor; ama, (hoş soran da
yok ya) bizim hükümetten, Dışişleri Bakanlığımız-
dan ufacık karşı bir açıklama yapılmıyor.
Kimine göre bugüne kadar ulusal yarariann bu
kadar ucuza pazara çıkanldığj bir zillet dönemi
yaşamadı Türkiye.
• • •
Haksız sayılmazlar.
Zira -ınceleyenlerin söylediğine göre- rapora
dikkatle bakıldığında Türkiye'yi zora sokacak ye-
ni dayatmalar ortaya çıkıyor.
Işte bir örnek daha: "Türkiye'nin Üyeliğinin
AB'ye Etkileri" başlıklı bölümün 7. sayfası:
"...1915-16 yıllanndaki trajik olaylar ve bölgede-
ki insani ıstıraplara gelince; üyelik, Ermenistan ile
ilişkilerin geliştirilmesine ve (soykınm savıyla bağ-
lantılı) olaylaıia ilgili ve zorunlu olarak iki ülkenin uz-
laşmalanna bağlıdır..." diyor.
AB'nin -özetlediğimiz paragrafta- üyeliğimizi
bağladığı koşul açıkça görülüyor. Buna göre; ya
Ermenistan bugüne kadarki savlanndan, Avrupa
Parlamentosu'ndaki söylemlerden, Fransa'nın tu-
tumunu belirleyen girişimlerden, ABD'de birçok
eyalette 24 Nısan'ı Ermeni soykırımı günü ilan et-
tiren davranışlarından vazgeçecek veya:
Türkiye soykırımı kabul edecek, özür dileyecek
ve Ermenistan'a tazminat ödeyecek!
RTE'nin Paris'teki ağırlığı Ermeni soykırımı so-
rulan içeren basın toplantısında Türkiye'nin bugü-
ne kadar izlediği politikalarda bir değişiklik yapa-
cağını gösteren bir ışarete rastlanmadığına, Erme-
nistan'ın da tarihsel savlanndan vazgeçmesi ola-
sılığı bulunmadığına göre... ucu açık müzakere
sürecinde AB'ye üyeliğimiz nasıl olacak?
• • •
Bizim AB sevenler, ne isterse verenler soruyu
hemen yanıtlayabilirler. öncelikle çocuklarımızın
geleceğini karartmayın diye duygusal bir giriş ya-
par, sonra hele müzakereler bir başlasın, orada bu
konuyu pekâlâ geçıştirebilir, lehimize çözüm bu-
labiliriz diyebilirler.
Ne var ki, müzakereler öyle al gülüm ver gülüm
biçiminden olmayacak; AB'nin (Veıtıeugen'in ye-
rine gelen) genişlemeden sorumlu üyesi Mathias
Rute açıkça söyledi: "AB müktesebatını kabul edi-
yor, evet diyorsanız, bu evet'e inanıyorsak, müza-
kere bitmiş demektir".
Ispanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkelerin mü-
zakereler başlamadan kabul ettikleri, Rute'un
müktesebat dediği, 80 bin sayfa!
AB raporundaki birer ıkişer ortaya çıkan ulusal
sakıncaiarulusa, kamuoyunaanlatılmadan geçiş-
tiriliyor.
Tarih almayı yeterli gören, ötesini boşveren po-
litikaları Türkiye'ye pahalıya mal olacak ama iş iş-
ten geçtikten sonra...
MKP-HKOL operasyonu: 3 ölü
• TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli'nin Mazgirt
ilçesi Kızılcık Köyü yakınlarında güvenlık güçle-
riyle bir grup terörist arasında çıkan çatışmada 3 te-
rörist öldürüldü. Öldürülenlerden Orhan Gül'ün
MKP-HKOL örgütü Mazgirt sonımlusu olduğu bil-
dınldi. Çatışmada öldürülen diğer teröristlenn Elif
Aslan ve Hasret Kaan Aslan olduğu öğrenildi.
Af Örgütü ABD'yi kınadı
• LONDRA (AA) - Uluslararası Af Örgütü,
ABD'nin "teröre karşı savaş"ta, ışkenceyı. zalim ve
insaru olmayan muameleyi reddetme konusundaki
yükümlülüklenni yerine getirmediğini açıkladı.
ABD'nin 11 Eylül'den sonraki tutumunu kınayan ör-
gütün raporunda, •'hükümetın benimsediği savaş zih-
niyetı, savaş yasalanna saygı gösterme taahhüdüyle
uyuşmuyor. Hükümet bu yolda temel insan haklan
ilkelenni göz ardı etti" denildi. Raporda Washington,
ulusal güvenlik ve "askeri gereklilık" gerekçesiyle
temel haklan ayaklar alhna almakla suçlandı.
Sezer'den 12 sözleşmeye onay
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer, çeşitli anlaşma, söz-
leşme ve protokollerin uygun bulunduğuna dair 13
yasayı onayladı. Yasalar arasında Türkıye ile Suri-
ye Arap Cumhunyeti arasında yapılan petrol, gaz
ve maden kaynaklannın çıkanlmasında işbirliği
yapılmasma ilişkın protokol de yer alıyor.
50 milyar dolariık iıracat
• ANKARA (ANKA) - Devlet Bakara Kürşad Tüz-
men, Türkiye'nin yıl başından 23 Ekim'e kadar olan
dönemdeki ihracatuun yüzde 33.2 artarak 50.2 mil-
yar dolara ulaştığını bildirdi. Sanayi üriinleri ihracatı
yüzde 34.1 artarak 43 5 milyar dolara, tanm üriinleri
ihracatı yüzde 25.9 artarak 5.8 milyar dolara yükse-
lirken madencilik ihracatı 1 milyar dolara yaklaştı.
_1 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Tayyip Erdoğan, Almanya'da aldığı 25 bın Euro de-
ğerindeki ödülünü üstün zekâhlara ve engellilere
bağışladı. Erdoğan, Batı ıle Islam dünyası arasın-
daki ilişkilerin geliştinlmesine dönük çabalanndan
dolayı Berlin'de "Die Quadriga" ödülünü almıştı.
Schröder: Müzakere tarihi verilebilir. Chirac: Son söz Fransız halkının
Liderler net konuşmadıGÜNER YÜREKLtK
BERLtN - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Fransa Cum-
hurbaşkanı Jacque$ Chirac,
Fransa Başbakanı Jean-Pierre
Raffarin ve Almanya Başbaka-
m Gerhard Schröder'in katıl-
dığı zirveden memnun aynldı.
Ancak zirvenin ardından yapıl-
ması planlanan basın toplantısı
iptal edildi. Türkiye'ye müzake-
re tarihi verileceğinin işaretini
veren Schröder, üyelik müzake-
relerini "tam üyelik hedefiyle"
yapmaya kararh olduklarmı söy-
ledi. Chriac ise üyelik müzake-
relerinin 10-15 yıl sürebileceği-
ni yineleyerek "Son söz Fransız
halkının olacak. Imanm oza-
man bu tartışma daha az rut-
kuyla yapdır" dedi.
ORTAK BASEN
TOPLANTISI ÎPTAL
Fransa'daki Türki-
ye'nin üveliği tarrış-
malan hükümet için
endişe kaynağı olmayı
sürdürürken dün ak-
şam Schröder, Chirac
ve Erdoğan'ın katıb-
mıyla yapılacak ortak
basın toplanfısının ip-
tai edilmesi dikkat
çekti. Chirac'ın Türki-
ye'nin AB üyeliğine so-
ğuk bakması nedeniyle
basının karşısına çık-
mak istemediği öğ-
renüdi. (REUTERS)
Chirac'ın Türkiye ile üyelik
müzakerelerinin başlatılrnası
için "ikna zirvesi" olarak da ni-
telenen toplantı dün Alman-
ya'nın Başkenti Berlin'de ger-
çekleşti. Erdoğan, Schröder ve
Chirac zirvesınden sonra yapıl-
ması plananan basın toplantısı
"Chirac'ın basının karşısına
çıkmak istememesi" üzerine ip-
tal edildi. Zirveye Türkiye'den
Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ab-
dullah Gül ve Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan katılırken Dı-
şişleri Bakanlığı bürokratlannm
ahnmaması dikkat çekti.
Zirveden önce, Almanya-
Fransa Bakanlar Konseyi toplan-
tısına katılan Shcröder ve Chi-
rac, basının karşısına çıktı. Tür-
kiye'ye müzakere tarihi verile-
ceğinin işaretini veren Schröder,
müzakereleri tam üyelik hede-
fıyle yapmaya kararlı olduklan-
m söyledi. Schröder, Alman-
ya'daki Birlik partilerinin Türki-
ye'nin AB üyeliğine ilişkin tutu-
munu da eleştirdi. Schröder,
"Türkiye, kendi üzerine düşen
görevleri vapmalı. Biz, üyelik
müzakerelerine başlanması
için evet diyeceğimizi söylemiş-
tik" dedi. Chirac ise, 17 Ara-
lık'taki zirvede Avrupa Konse-
yi'mn, Avrupa Komisyonu'nun
Türkiye'ye müzakere tarihi ve-
rilmesi yönündeki karanna uya-
cağuu "tahmin ettiğini" söyle-
di. Chirac, "Müzakereler 10-15
yıl sürecektir. Fransa'da refe-
randum o zaman gündeme ge-
lecektir. Polemiğin anlamı yok.
Bu iyi niyetli bir tutum olmaz"
diye konuştu. Chirac, Le Monde
AP'de Türkiye tartışmasıSTRASBOURG (.AA) - Avrupa Parlamento-
su Dışişlen Komisyonu'nda dün görüşülen Tür-
kiye raporu, müzakerelere başlanmasmm gecik-
tirilmesine yönelik olduğu gerekçesiyle özellik-
le Sosyalist, Yeşil ve Liberal gruptan parlamen-
terlerin sert eleştirilerine uğradı.
Sosyalist Grup milletveküi ve eski Fransa baş-
bakanlanndan Michel Rocard, Hollandalı par-
lamenter Camiel Eurlings tarafindan kaleme
alman raporun "adil ve dengeli" olmadığını
söyledi. Rocard, "Müzakerelerin başlaması,
Türkiye'de insan haklan ve demokrasinin ge-
lişmesine de katkıda bulunacak" dedi. Libe-
ral Grup üyesi Italyan parlamenter Emma Bo-
nino ise raporu "saldırgan. kabul edilemez ve
MCK bugün toplanıyor
AB süreci ve
Irak masada
utandıncı bulduğunu" belirtti ve daha sonra
yapılacak oylamalarda raporu önerge yağmuru-
na tutacağım söyledi. AB Komisyonu adına gö-
rüşlerini açıkJayan Genel Müdür Fabitso Bar-
boso, Türkiye'nin müzakerelere başlamak için
Kopenhag kriterlerini yeten kadar yerine getir-
diğıni söyledi. Yunan \e Hıristiyan Demokrat
Grup üyesi parlamenterlerin, müzakerelerin baş-
laması karşısında ta\ır alan konuşmalar yaptık-
lan gözlendi. Bu arada, KKTC'ye yapılacak ma-
li yarduna yönelik AB füzüğüyle ilgili rapor, Dı-
şişleri Komisyonu'nda oylamaya sunulan deği-
şiklik önergeleriyle kabul edildi. Tüzüğün müm-
kün olan en kısa zamanda genel kurulda tar-
tışılarak oylanması görüşü benimsendı.
gazetesinde yer alan ve Fran-
sa'nın "müzakerelerin bir yıl
ertelenerek ön müzakere yapıl-
ması ardından yeniden değer-
lendirmede bulunulması" yö-
nündeki haberleri yalanladı.
Erdoğan memnun
THY'nin 36 adet Airbus tipi
yolcu uçağı satın ahnasına ilişkın
protokolün imza töreninden ay-
nlırken gazetecilerin sorularmı
yanıtlayan Erdoğan, Türk gaze-
tecilerin, "Zirveden memnun
musunuz" şeklindeki sorusuna,
gülümseyerek "Yüzümüzden
beUi olmuyor mu?" yanıtım ve-
rerek memnuniyetini dile getirdi.
5 nofctada görü? birllğl'
Schröder tarafindan onuruna
verilen akşam yemeğine katılan
Erdoğan, "AB sürecinde müş-
terek neler yapabileceğimizi
konuştuk. Olumlu bir süreç,
gayet memnunuz" dedi. Schrö-
der de yemek sonrasında "Ara-
lık ayında 3 noktayı gerçekleş-
tirebileceğimiz konusunda gö-
rüş birliğine vardık. Birincisi,
17 Arahk'ta Türkiye ile üyelik
müzakerelerine başlanması
yönünde karar alınmasını sağ-
layabileceğimizi konuştuk.
Hem de tam üyeUk hedefiyle.
tkincisi, bu müzakerelere baş-
lanması için tarih de alabilece-
ğimizi düşünüyorum. Bu 2005
yılı içinde olacak. Üçüncüsü
müzakereler 'sonucu açık' sür-
dürülecek, ancak belirli bir sü-
re içinde kendimize koyduğu-
muz hedefe ulaşacağımız ko-
nusunda i\imserim" diye ko-
nuştu.
A\Tupa Parlamentosu Millet-
vekili Vural Öger. "Komisyon
tavsiyede bulunursa müzakere-
lere hemen başlanır diye. Chi-
rac attığı imzayı tanımaya mec-
bur" dedi. Türk-Alman Sanayi
ve Ticaret Odası Başkanı Kemal
Şahin de Schröder'in Türkiye'ye
müzakere tarihi verileceğinden
emin olduğunu belirterek "Her-
halde Chirac 'bu iş olur" demiş
ki Schröder bu kadar açık ve
net konuştu" dedi. Şahin, "Er-
doğan çok sevinçliydi. Chi-
rac'la da görüşme olumlu geç-
miş. Zannediyorum başka en-
gel kalmadı" diye konuştu.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Milli Gü-
venlik Kurulu'nun
(MGK) ekim ayı olağan
toplantısı bugün Cum-
hurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer başkanlığında
gerçekleştirilecek. Top-
lantıda, Türkiye'nin AB
süreci ve Irak'taki geliş-
meler değerlendirilecek.
MGK'yeKaraKuvvet-
leri Komutanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt, Jan-
darma Genel Komutanı
Orgeneral Fevzi Türkeri
ile MGK Genel Sekrete-
ri Yiğit Alpogan ilk kez
katılacak. MGK'nin ya-
zılı gündem maddeleri
Irak'taki gelişmeler ve
Türkiye-AB sürecindeki
son durumdan oluşuyor.
ABD işgalindeki Irak'ta
yapılması gündemde
olan nüfus sayımı ve se-
çün konulan Türkiye'yi
yakmdan ılgilendinyor.
Irak'm kuzeyindeki Kürt
gruplann Kerkük'ün nü-
fus yapısmı değiştirmek
amacıyla gerçekleştirdik-
leri faaliyetlerden Türki-
ye rahatsızlık duyuyor.
Türkiye'nin AB ile iliş-
kilerinde gelinen süreç,
Başbakan ile Dışişleri
Bakanı'nın Avrupa'dakı
temaslan sonucunda ge-
linen aşama yine
toplanhda masaya yatın-
lacak. Son dönemdeTürk
kamuoyunu meşgul eden
azınlık konusunun da
toplantıda gündeme gel-
mesi beklenivor.
Kök hücre arastırması
Dışişleri'nde yeni görevlendirme
Atina'ya'şahin'
büyükelçi atandı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Ba-
kanlığı'nda yapılan yeni atamalarla Atina, Bağdat
ve Pekin gibi önemli merkezlerde büyükelçiler
değiştirildJ. Kıbns konusunda "şahin" görüşle-
riyle bilinen Ortadoğu dairesi sorumlusu Büyü-
kelçi Tahsin Burcuoğlu Atina'ya atandı. Dışişleri
Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Uğur Ziyal de
Türkiye'nin yeni Roma Büyükelçisi oldu. Resmi
Gazete'de yayımlanan karamameye göre, Türki-
ye'nin Roma Büyükelçisi Necari Utkan merkeze
dönüyor, yerine Ziyal gidiyor. Ziyal'den boşalan
göreve de Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ali
Tuygan'ın atanması öngörülüyor. ABD'nin Irak
operasyonu sürecinde Ortadoğu dairesinde kritik
bir görev üstlenen Burcuoğlu, Türkiye'nin Atina
Büyükelçisi olarak atandı. Türkiye'nin Bakû Bü-
yükelçisi Ünal Çeviköz, Bağdat'a atanırken Tür-
kiye'nin Azerbaycan nezdindeki yeni Büyükelçisi
Turan Moralı oldu. Öteki atamalar şöyle: Türki-
ye'nin Norveç nezdindeki Büyükelçisi Berhan
Ekinci merkeze, Dünya Ticaret Örgütü nezdinde-
ki Daimi Temsilci Mehmet Kazım Görkay Nor-
veç'e, Bakanlık Müşaviri Deniz Bölükbaşı da
Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki büyükelçiliğe
getinldi. Türkiye'nin Isviçre nezdindeki BüyükeJ-
çisi Metin Örnekol merkeze dönerken bu göreve
Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Alev Kılıç atandı.
Meksika nezdindeki Bü>âikelçi Mehmet Nuri
Ezen merkeze, Genel Müdür Ahmet Sedat Ban-
guoğlu da Ezen'den boşalan göreve getirihrken
merkeze dönen Türkiye'nin Brezilya nezdindeki
Büyükelçisi Sevinç Dalyanoğlu'nun yerine BM
Cenevre Ofısi nezdindeki Türkiye Daimı Temsil-
ciliği'nde müsteşar olarak görev yapan Ahmet
Gürkan atandı. Türkiye'nin Finlandiya nezdinde-
ki Büyükelçisi tlhan Yiğirbaşıoğlu'nun ataması
merkeze çıkarken bu göreve bir süre önce Irak'tan
dönen ve halen merkezde bulunan Türkiye'nin es-
ki Bağdat Büyükelçisi Osman Paksüt getinldi.
Türkmenistan nezdindeki Büyükelçi Mehmet
Bahattin Gürsöz merkeze, bakanlıkta genel mü-
dür yardımcısı olarak görev yapan Elçi Hakkı
Akil ise bu göreve atandı. Türkiye'nin Çin nez-
dindeki Büyükelçisi Rafet Akgünay merkeze dö-
nerken Genel Müdür Oktay Özüye Türkiye'nin
yeni Pekin büyükelçisi oldu. Romanya nezdindeki
Büyükelçi Ömer Zeytinoğlu merkeze atanırken
Bakanlık Müşaviri Ahmet Rıfat Ökçün bu göre-
ve; Arnavutluk nezdindeki Büyükelçi Mehmet
Murat Oğuz yine merkeze atanırken bu göreve
de Genel Müdür Yardımcısı Elçi Süphan Erkuia
getinldi. Türkiye'nin Isveç nezdindeki Büyükelçi-
si Tomur Bayer merkeze dönerken yeni Stock-
holm Büyükelçisi Genel Müdür Yardımcısı Elçi
Necip Egüz oldu. Türkiye'nin Kuveyt nezdindeki
Büyükelçisi Çetiner Karahan merkeze atanırken
bu göreve de Genel Müdür Yardımcısı Elçi Şakir
Faloh getinldi. Kırgızistan nezdindeki Büyükelçi
Muzaffer Eröktem merkeze dönerken bu göreve
Daire Başkanı Fatma Serpil Alpman atandı.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
"...Mılâp' Tek, Anti/ Empepyalist, Ulusal ve Demokratiktip..."
Görme engelliler
için unıııt ışığı
• Baştarafı 1. Sayfada
hücre var. Bu, görmeyi
sağlayan hücrelere
"ışık reseptörü" deni-
liyor. Kanadah uzman-
lar kadavralardan aldık-
lan retina kök hücreleri-
ni hayvanlara naklettik-
lerinde bunlann, yeni-
den üretilerek ışık re-
septörüne dönüştügünü
gözlemledi. Londra'da-
ki King's College'daki
kök hücre laboratuvan-
nın direktörü Dr. Step-
hen Minger, Kana-
da'daki Ulusal Bilimler
Akademisi'nin yayım-
ladığı dergide bir maka-
lesi yeralan ekibin çalış-
malannı "mükemmel"
olarak nitelendirdi.
...peki o münasebetle, ne demişim. şu-
nu mu?
"...Anadolu Ihtilâli 'kadrosu'nun, bana
sorarsanız, en vahim ve tehlikeli çelişki-
si şudur. Batı'yı giyimde, kuşamda, sof-
rada (yaşamakta) taklit etmeyi, 'medeni
olmak' sanıyor; bu taklit eğilimini Anado-
lu'ya, 'bizzat' Batılılann soktuğunu unu-
tuyordu..." (Cumhuriyet, 18 Ekim 2004)
Kaç Cumhuriyet Kuşağı, 'Atatürk Inkı-
lâplan' diye neyi öğrenmiştir? Harf Inkılâbı,
Şapka Inkılâbı, Kıyafet Inkılâbı, vs. Gerçek-
te ortada, ulusal ve radikal, tek bir inkılâp
vardı: 'Ulusal Demokratik Devrimi'; o da,
anti/Emperyalist bir 'Kurtuluş Savaşı'yla
birfikte gerçekleştirilmiş; Anadolu halkı-
na, 'tam bağımsız' bir uygarlık bileşimi-
ne ulaşmak yolunu açmıştı. Bu açıdan
baktık mı, adına 'inkılâplar' dediğimiz,
üstyapı değişikliklerinin topuna, denilse
denilse, ancak 'Küttür Devrimi' denilebi-
lirdi; ki, bilindiği üzere, 'a/ryap;s/n;'geliştir-
mekte gecikmiş toplumlarda, üsyapının sü-
ratle değişmesi için, bazı yönetimler bu me-
toda başvurabilir; meselâ Çin Halk Cum-
huriyeti'nde Maozedung böyle bir 'Kültür
Devrimi'ne girişmiş; o dönemde, dillere
destan olmuştu.
Gâzi'nin 'Anadolu Ihtilâli', henüz ta-
rımsal -üstelik yarı sömürge- bir 'üm-
met toplumu' niteliğini taşıyan Anado-
lu halkını; 'uluslaşmış' bir 'endüstri top-
lumuna' dönüştürmek istiyordu; inkı-
lâp diye, sadece üstyapıyı değiştirmek
amacını gütmüyordu, zaten güdemez-
di, zira böyle bir üstyapı, toplumsal ve
ekonomik devrimle, kendi kendine za-
ten değişecekti; eğer Türkiye, beş yıllık
sanayileşme planlarıyla, istedigi gibi bir
sanayi toplumuna hızla dönüşebilse, -'kı-
yafet inkılabı'ndan, 'şapka inkılâbı'rta,
hepsi- kendiliğinden, yâni yasa çıkarmak-
sızın oluşacaktı.
Amma da atıyor muyum? Acaba?
Pantolon ihtilâli'
(Tartışma/1 Meraklısı bilir: Margot, yü-
zü handiyse Marlene Dietrich makyajlı,
saçlan erkek tıraşı, ressam bir kadındı; 50'li
yıllar Paris'inde, tepeden tırnağa 'erkekgi-
yinir'; Raspail Bulvan'nda, piposunun du-
manını savurarak dolaşırdı. Garip bir 'istis-
na' oluşturduğu söylenince, cevabı hiç de-
ğişmiyordu "-...biraz acele ettiğim söyle-
nebilir, fakat elli seneye kalmayacak, Ba-
tı'da kadınlar erkek kılığmda dolaşacak-
tır!.." Doğrusu, elli yıl gerekmedi; on yıl ka-
dar sonra, yine Paris'ten Yön dergisine
yazdığım bir yazının, başlığı aynen şudur:
"Pantolon Ihtilâli!.."
Artık gelişmiş Batılı toplumlar, giyimde
kuşamda, kadın/erkek tefrikini, handiyse
bütünüyle ortadan kaldırmış görünmüyor
mu? Neden ve nasıl? Bunu anlamak için,
sanırım ünlü Marie Antoinette filmini; o
filmde, kadın ve erkek oyuncuların, nasıl gi-
yindiklerini hatırlamalısınız: Fırfırlı etekler,
anıtsal peruklar, pul pul yaldızlı taytlar, pon-
ponlu yelekler vs... Kadınîa erkek, süste
püste, adeta yarışmaktadır; hatta, makyaj-
da da, namlı bir karakter oyuncusunun (Jo-
seph Schilkaudraut) pudralı yüzünü, ka-
lemle çizilmiş kaşlarını, hiç unutmam! Bilir-
siniz elbet, Fransız toplumu, o kılık kıyafet-
ten, günümüzdeki kılık kıyafete gelmek için,
yasa masa çıkarmamış; yasakfilan koyma-
mıştır; çünkü çiftçi derebeyi toplumundan,
sanayileşmiş burjuva toplumuna geçiş, ha-
yatı olduğu kadar, giyim kuşamı da etkili-
yor; her şeyi değiştiriyordu.
Amma da yaptım mı? Hele bir düşünse-
nize, sanayileşme, gevşek ve rahat 1e-
odal toplumun kuralsızlığını; örgütlü ve
sistematik fabrika düzenine sokuyor; sa-
ate bağlı yaşamak kurallaşıyor; sabahın
bilmem kaçında iş başı yapabilmek, o
fırfırlı kılıklaria, pudralı peruklarla, zarif
pabuçlarla nasıl mümkün olacak? Saç-
lar kesildi, sakallar tıraş edildi, hareket ser-
bestliği getiren, pantolon-ceket düzenine
geçildi. Kadınlar, biraz daha beklemek zo-
runda kaldılar, bu doğru! Ancak, I. Dünya
Savaşı, onlan da fabrika yaşantısına sü-
rükleyince, eşleri gibi, onlar da saçlarını ke-
sip, süsü püsü gevşettiler, ufak ufak, pan-
tolona doğru kaydıklan görüldü. O halde,
Türkiye Cumhuriyeti, eğer o tarihte yarı
feodal yan sömürge kırsallıktan, tam ba-
ğımsız ve özgür bir sanayi toplumuna
geçebilseydi kılık kıyafet değiştirmek
için yasalara gerek kalmayacak, o iş
kendiliğinden olacaktı. Bunun örneği de
yok değıl: Bıldiğim kadarıyla, feodal kılıkla-
n, Avrupa'nınkinden süste hiç de aşağı kal-
mayan Japonların, Meiji Devrimi'nden
sonra, adım adım sanayi toplumuna doğru
gitmeleri, aynen Batı toplumlanndaki gibi,
onlan da, daha pratik, daha modern bir gi-
yim kuşam mantığına getirmiştir.
Peki, bu neyi kanıtlıyor?
Pantolon ihtilâli'
neyi gösterir?
(Tesbit/1. "...herşeyden önce, Anado-
lu Ihtilâli'nin yapısı itibarıyla, bir giyim
kuşam, bir yaşama biçimi, bir kültür ih-
tilâli olmadığını kanıtlıyor; önce (Ulusal)
anti/emperyalist bir demokratik devrim,
yani kırsaldan sanayi toplumuna akmak
isteyen, sosyal ve ekonomik, radikal bir
değişme çabası!.. Eğer değişme o doğ-
rultuda, aynı hızla sürseydi, üstyapının
zaten kendiliğinden değişmiş olacağı,
hem Avrupa'daki hem Asya'daki örnek-
leriyle, meydanda!.."
"...hal böyle olunca, Anadolu Ihtilâli n/
döndürûp dolaştınp, Batılı gibi giyinmek,
Batlı gibi yaşamak şeklinde anlamak; ger-
çekte bu üst/yapının, ancak ulusal ve tam
bağımsız bir sosyal ve ekonomik altyapının,
gerçekleştirilmesi sayesinde oluşabileceği-
ni, unutmak anlamına geliyor ki; bunu an-
cak 'Batılı Beyaz ve Hıristiyan' Emperya-
lizm bize telkin edebilirdi; çünkü Osman-
h'ya böyle yapmıştı, sömürgelerinde böyle
yapıyordu: Giyim kuşam, yiyip icme bah-
sinde kendine benzettiği yerli aydınları
kullanarak, ülkeyi ve asıl halkı, 'medeni
bir şekilde' bir güzel soyuyordu.
Peki, Anadolu Ihtilâli nin lideri, böyle tel-
kine inanır mıydı? Inanmamıştır; hem kılık
kıyafet bahsinde ciddi uyarılan vardı; hem
de, Batı'nın asıl amacının ne olduğu konu-
sunda, çok açık konuşmuştur. Nasıl mı?
Ona da bakarız.
e-mail.'tilahart(fl isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr
/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88