23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2EKİM2004CUMA CUMHURİYET SAYFA AVRUPA BİRLtGI Fransız araştırmacı Prof. Dr. Colas: Laik devlet yurttaşmı din baskısmdan korumalı r E R D O Ğ A N P A R Î S , TE 'Türbanpropagandadır' Türkiye'de "demokratikleşme kriteri" olarak okulda türban >asağının kaldınlması savunulurken AB üyesi Fransa, "laiklik" ilkesi gereği okullarda türbanı yasakladı. Fransa'da türban takmak % 'din propagandası" olarak yorumlamyor ve dinler arası çatışmaya zemin hazırlayacağı düşünülüyor. Ö2GÜRERBAŞ T ürkiye'de üniversitede türban takmanın "bak ım". "propaganda mı* olduğu tartışılırken Fransa'da türban yasağı "laikfik" ilkesiyle açıklandı. Paris Siyasal Araştırmalar Enstıtüsü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Dominique Colas. türbanın bunu takan kişilerin doğnıdan kasü olmasa bile propaganda olduğunu, laik devletin ise yurrtaşlannı din baskısından koruma yükümlülüğü bulunduğunu söyledi. Fransız Kültür Merkezi ve Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası Ilişkiler Bölümü'nün ortak davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Colas, Yıldız Teknik Üniver- sitesi'nde "SivilTophım Nedir?" başlıklı bir konferans verdi. Ortaçağdan bu yana dahi devlet ile yeryüzü devleti arasındaki çatışmalar sonucunda oluşan laiklik ilkesinin, sivil toplumun temel taşı olduğunu belirten Prof. Colas, "Hıristiyanhk kendisini dönüştürüp modern dürtyaya uyum sağtech. Neden Islarniyet de belli bir dönüşüm geçinnesinr sorusuyla Türkiye'de de süregiden bir tartışmaya değindi. Prof. Dr. Dominique Colas konferansın ardından sorulanmızı yanıtladı. 'KuRALLARI KOYAN DEVLETTİR' - Laiklik ve hukuk devtetinin sivil toptumun obnazsa obnaz koşuDan olduğunu söytediniz. Sivil toptum ideal bir kapitanst devlet modeli mi? DOMINIQUE COLAS - Sivilın iki anlamı var. Bunlardan ilki, sendikalar ve örgütlerden oluşan si\il toplum. Bunun içinde dini topluluklar da olabilir; insanı, kültürel amaçlı olanlar da. Bu bütüne biz sivil toplum diyoruz. Ama bu biraz belirsiz bir ka\Tam. Diğer yandan sosyoloji tarihi vepolitik felsefede Marx, HegeL Gramsci gibi büyük düşünürler de bu kavramı kullandı ve ekonomik faaliyet alanı olarak tanımlandı. Kanunlar ve kurallarla belirlenmiş bir ekonomik alan. Bunu yapan da devlettir, çünkü kurallan koyan devlettir. Sanayinin gelişmesı tüm dünyada kurallara gereksinim olduğunu ortaya koymuştur. Ancak vahşi kapitalizmden bahsedersek, endüstri ve kapitalizmin kanunla düzenlenmesi tercihedilirbir durumdur. - AB'nin shü toplum ideanyouındabir aşama olduğu kabul ediürse Kopenhagkriterleri bunu yaratmaya yetiyor mu? CÖLAS - kopenhag kriterleri, global kriterler. Demokrasiyi, insanlann seçimlere giderek oy kullandıklan bir sistem olarak da algılayabilirsüüz, vatandaşlann sosyal hayata katıhmıru amaçlayan bir sistem olarak da. İsviçre Avrupa'nın en esİci demokrasisi, ancak AB üyesi değil. tsviçre'de çok sık referandum yapılır. Bunlardan sonuncusu İsviçre'de yaşayan yabancılann vatandaşlığa alınmasına ilişkindı ve reddedildi. Fransa'da ise ölüm cezası parlamento tarafından kaldınldı, ancak referandum yapılsaydı büyük olasılıkla kaldınlmazdı. Neyin demokrasi olmadığım söylemek kolay. ama neyin demokrasi olduğunu söylemek zor. A M A Ç BİREYİ KORUMAK - Fransa'daki okuuardatürbanyasaklandı. Türkiye'de bu yasağm gerekçesi "kamusal alarTı korumakolarak tanımlanrvor. Fransa neyi korumak için türbanı yasakladı? COLAS - Fransa'da hiçbir zaman üniver- sitelerde dini elbiselerin giyilmesi yasak olmadı. Çünkü üniversitede eğitimcilerin ifade özgürlüğü olduğu düşünülür. Bugün Fransa'daki üniver- sitelerde artık dini giysiyle gezen rahibe ve rahipler yok, sivil geziyorlar. Bazı genç kızlar ise türban takıyor. Sorun kendini ilköğretım ve lisede gösteriyor. Devletin laiklik ilkesi söz konusu ve bu ilke, devletin dinleri tehdit etmesi değil, tüm dinlere karşı nötr olmasıyla ilgili. Bu nedenle devlet, bir bireyi dini baskıdan korumakla mükellef. Türban ve çok büyük haçlar takmak propagandadır. Diğer öğrenciler üzerinde etkisi vardır ve dinler arası çatışmaya neden olabilir. Bu nedenle son 10 yıldır genç kızlar ve küçük kız çocuklannın "çok manidar'' biçimde türban takmalan tartışmalara neden oldu. Türbamn en ateşli savunuculan ise Türk imamlanydı. Yine de Müslümanlar bir araya gelip yeterli parayı bularak özel okul açabilirler. Gelecek öğrenci de bulurlarsa bu öğrenciler çarşafla da .pkula gıdebılır. Dominique Colas. Fransız hükümeti türbanyasasını uygulamakta kararlılık gösterirken ülkede zaman zaman karşrt gösteriler de yapjlıyor. Türbanlı öğrencilerin okullardan uzaklaştırılmasına yenileri eklendi Fransa'danödünyokUĞURHÜKÜM PARİS-Fransa'da, 2004- 2005 öğretim yıhndayürür- lüğe giren "laiklik yasa- a" ödün venlmeden uy- gulamyor. Orne bölgesindeki Flers kenti lisesinin kız öğrencilerinden biri, okul yöneticileri- nin ısranna karşm "sıkmabaşörtüsünü* çı- karmaması üzerine, önceki gün "disiptin kurulu" karanyla okuldan uzaklaştınldı. Fransa'nın doğusundaki Villeurbanne'dabir kolejde bir öğrencinin okuldan atılması ka- rarlaştınldı. Yerel eğitim yetkılileri. karann disiplinkonseyi toplantısının ardından alın- dığını belirtti. Geçen salı da Mulhouse'taki ortaokuldan yasalara aykın giyinmeye de- vam eden iki Kuzey Afhkalı Arap-Fransız çocuk, disiplin kurulu karanyla uzaklaştı- nlmıştı. Yine Flers kentı lise ve ortaokulla- nnda yasa ve yönetmeliklere aykın olarak okula gelmeye devam eden Türkiye köken- li üç gençle ilgili kararlann yakında ahnma- sı bekleniyor. Fransız hükümeti 15 Mart 2004 tarihli ya- sa ve 18 Mayıs 2004 tarihli genelgeyle ilk ve ortaöğretimkurumlannda dinive siyasiinanç- lanru dışa yansıtan tüm simgelerin okul için- de taşınmasını yasaklamıştı. TÜRBAN VAKASI AZALDI Yasa, 2004-2005 öğretim yılında uygula- mayakondu. Milli EğitimBakanhğı'ndanya- pılan açıklamaya göre, 2003-2004 dönemin- de 1500'ün üstünde "türbanh" çocuk ve genç kız saptanmışken 6 Eylül'denberi yan- sıyan "•türban" vakasi sayısı 635. Bu öğren- cilerin 534'ü okula yasaya uygun kılıklarla girmeyi kabul etmiş. Resmi makamlar Türk basınında çıkan haberlerde, "saçlanıu kazı- tarakokulagitriğiiçinkendinicanavargibihis- settiğT behrtilen Cennetadlı Türk-Fransız öğ- rencinin "göz veya oda hapsine ahndığr yö- nündeki savlann ise tamamen kasıtlı ve asıl- sız olduğunu açıkladı. Son düzenlenen (CSA kurumu-Le Parisi- en gazetesi 18 Ekim) kamuoyu araştırmala- nna göre, Fransızlannyüzde 84'ü yasa ve uy- gulamasından memnun. 15 Mart yasası yal- rıızca okullardakıhk-kıyafet düzenkmekle ye- tınmiyor. Uygulamada, kimlikkartı fotoğraf- lan, acil ve özel durumlarda müdahale gibi maddeleri de içeriyor. Milli Eğitim Bakanı François Fflon hafta başında yaptığı konuşmada, son gelişmele- ri "Laildikkazanmıştır'' diye değerlendirdi. Gül: Eşit muamele iti AP YeşillerGrubu'nunsonuçbildirgesi yayımlandı Insan lıaklaıi uyarısı EBRL ERDOĞAN Avrupa Birliği (AB) Türkiye KarmaParlamentoKomisyonuEş- başkanı Joost Lagendijk. Türkiye ekonomisininpatlaması, müzake- relerin çok iyi gitmesi halinde bi- le insanhaklannınher zamangün- demde tutulacagını söyledi. Avrupa Parlamentosu (AP) Ye- şiller^TiFA Grubu'nun Hilton'da yapılan "AB'deki Türkije: Ortak Bir Getecek" toplanûsının üçün- cü ve son gününde bir sonuç bil- dirgesi yayımlandı. AP Yeşiller GrubuBaşkaru MonkaFrassoniile Lagendijk tarafmdan açıklanan so- nuç bildirgesinde, dört noktaya dikkat çekildi. İlk konuşmayı ya- pan Lagendijk, Türkiye hüküme- tinin aynntılarda kaybolmayıp "gö- zünütoptanayırmamasıT> gerekti- ğini söyledi. Türkiye'nin, daha faz- la çeşitliliği pekiştirmesi gerekti- ğini vurgulayan Lagendijk, Türki- ye'de eskiden beri süre gelen tek tip Türk olduğunun, Avrupa'ya unutturulması gerektiğini söyledi. Lagendijk farklı insanlann yaşadı- ğı Türkiye'nin. AB'ye daha kolay gireceğini de sözlerine ekledi. Frassoniise 1995'te Türkiye'nin gümrük birliği üyeliğine Yeşiller Grubu'nun karşı çıktığını ifade ederek "Değlşen biz değffiz. 10 yü önce ne söyiüyorsak bugün de ay- ru şeyleridile getiriyoruz" dedı. Kadın haklannın önemine vur- gu yapan iki konuşmacı da AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'nin des- tekçisi olduklannı yinelediler. Toplantı, bugünkü oturumlarda, bazı eylem ve protestolara sahne oldu. Doğa Savaşçüan Çevre Ör- gütü Başkanı Zafer Murat Çetin- taş. "tanm alanlannın askeri tat- bikatlariçinkullanıbpkuDandma- dığır ' yönündeki sorusuna yanıt alamadığı için sabahki oturumda gerginlikyaşandı. Çetintaş, kauhm- cılann sorulardan korktuklannı, bu toplantının da Türkiye Cum- huriyeti aleyhıne düzenlenmiş ol- duğunuöne sürdü. Ftipi cezaevin- den yeni tahliye edilen tbrahim HaulŞahin de ilerlemeden bahse- dilecekse, önce insanm önemin- denbahsedilmesi gerektiğini söy- ledi Şahin. "Tecrit son bulmah, ölümkrdurdurulmah'' sloganı eş- lığınde toplantıyı protesto ederek salonu terk etti. Toplantınınyapıldığı otelinönü- ne gelen EzilenlerinSosyalist Plat- formu üyeleri de insan haklan ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. istiyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı AbduBahGüLAB'nin 2005'ın ilk yansında Türkiye ile müzakerelere geçmesini istediklenru belirterek "AB'den avncahk değil, eşit muamele talep edryoruz" dedi. AB'nin Türkiye'yle müzakereler konusunda önceki ömeklerden farklı bazı uygulamalar öngördüğünü ifade eden Gül, bunlann değiştiriknesini ABTi ortaklanyla ele aldıklannı kaydetti. Hükümet, AB Komisyonu"nun katı şartlar içeren müzakerelere başlama önerisini yumusatabiVmek için temaslannı sürdürüyor. Başbakan Recep fa»ip Erdoğan'ın temaslarının ardından bu kez Dışişleri Bakam Abdullah Gül Paris"e gidiyor. 24-25 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek Akderuz Forumu toplantısına katılacak olan Gül'ün, bu çerçevede Fransa Dışişleri Bakanı Mkhel Barnier ile bir araya gelmesi bekleniyor. Güİ-Barnier görüşmesi, Türkiye'nin aralık ayına ilişkin beklentilerini aktarması ve Fransa'nın yaklaşımını en üst düzeyde anlatması açısından önem taşıyor. Bakan Abdullah Gül'ün Paris'te, Yunan, Ispanyol ve îtalyan meslektaşlanyla da ikili görüşmeler gerçekleştirmesi planlanıyot 'Ertelemeye talıaııımül kalmadı' Haber Merkezi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin AB'nin temsil ettiği tüm değerleri berümsediğini, Türk halkının da bu değerlere güçlü destek verdiğini belirtirken AB Konseyi'nin 17 Aralık'ta alacağı karann yalruzca Türkiye-AB ilişkileri için değil, yeni dünya düzeni açısından bir "müat" olacağına inandığını söyledi. Erdoğan, Paris'te Ekonomik Işbirligi ve Kalkınma Teşkilatı'nı (OECD) ziyaretinde yaptığı konuşmasında, Türkiye'nin AB ile gerçekleştirmekte olduğu katüım sürecinin basit bir ortaklıktan öte anlamlar taşıdığını vurguladı. Erdoğan, "Türkiye olarak AB'nin temsil ettiği tüm ortak değerleri benimsiyoruz. Bu değerierin ülkemizde yerieşmesi de halkmuz tarafından kuvvetie desteklenen hedeflerdir. Dünyadaki en yüksek standarüara AB çaüsı alünda ulaşabikceğirnizin binnciiKkviz" dedi. Katüım müzakerelerinin gecikmeksizin başlatılmasını beklediklerini de anlatan Başbakan, "Bundan kasturuz, müzakere sürecinin 2005'in ilk birkaç ayında resmen, en geç Temmuz 2005'te de fnien açümasKhr" dedi. Türkiye ile müzakerelerin başlatılmasııun kritik öneme sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin bu sürecin ertelenmesine tahammülü ohnadığını, 17 Aralık'ta karar verecek olan Avrupalı liderlerin de en az Türkiye kadar bu gerçeğin biüncinde olarak hareket edeceklerine ve müzakere sürecini güvence altına alacak bir karar veTeceklerine inandığını söyledi. Erdoğan, "Türkiye çahşmalannı yürütmüş ve bütün ödevterini yerine getirnüştir. Arük test edilme sıraa ABülkeierindedir''dedi. CHP LtDERl BAYKAL: Türkiye'ye lıaksızhk yapdıyor ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AB üyelik süreci içindeki müzakere yönteminin, anlaşmak üzere bir masa etrannda oturanlan bile anlaşmazhğa sürükleyeceğini açıkladı. Antalya'da partililer ve basın mensuplanyla bir araya gelen Baykal, konuşmasının ağtrlıkh bölümünü AB üyelik süreci ve uyum raporuna ayırdı. Dış dünyada Türkiye'ye büvük haksızhkuklar yapıldığını savunan Baykal, "Hayaltankhğıyaratö.Bekkdiğime: bud^ldLBurapor.üyeİikmüzakerekrinin, kesinlikk tam üyeSkk sonuçjanacağmı anlatmıyor. Doğal geûşim içinde müzakerelerin tam üyeolde sonuçjandn-rimasnu bekhyoruz. Müzakere yöntemi, anlaşmaküzere bir masa etrafina oturanlan bile birbirine düşürür" dedi. Konuşmasında, AB dışında alternatif birük projelerinin çok akücı oknayacağıru vurgulayan Baykal, şunlan söyledi: "Türkiye tarihinden gelen avantajlan en rvi şeküde değeriendirmen. Kafkaslar, Ortadoğu'yia ffişld kurma şansı var. Ama bu ne AB'ye ne ABD'ye alternatifgibi düşünülmemefi. Biz karşı değü, yanuıda olmahyız. Alternatif birnkprojea gerçekçideğiL*1 IRAKLI ÇtFT GERİ ÇEVRİLDİ Pasaportta ^Kürdistan' Haber Merkezi - The Guardian gazetesi, Ingiliz pasaportunda doğum yeri "Kürdfetan" yazılı Irakîı bir kankocanın Istanbul Atatürk Havalimanı'ndan geri gönderildiğini yazdı. Haberde, Türk yetkililerin, pasaportlanndaki doğum yeri hanelerinde "Künüstan" yazan yolculann ülkeye girmelerine izin vermedikleri kaydedildi. Haberde, doğum yerleri olan, Irak'ın kuzeyindeki Süleymaniye kentine girmek üzere Istanbul'a 28 Ağustos'ta giden Suzan ve Honar tbrahim çiftirun, Atatürk Havalimanrndan Londrâ'ya geri gönderildiği kaydedildi. Bu arada konuyla ilgili bir açıklama yapan tstanbul Vali Yardımcısı ve Atatürk Havalimanı Mülki îdare Amiri \fedat Müftüoğlu olayı doğrulayarak "bu kişilerin 'seyahat belgesi' ile Türkiye içinde dolaşım izni alabildikkrini, ancak Londrâ'ya geri gönderikn löşflerin ısrarla bu pasaportia tstanbul'a giriş yapmakfetediklerini''kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle