Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22EKİH2004CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Harrankapı'daki son çulcu Mustafa Kırmızıdere hem sanayileşmeden hem kibarlıktan yakınıyor
Tarihinnarin tikırtısırakineleşme Anadolu'nun tüm
| bölgelerinde olduğu gibi bir
iönem el sanatlannrn
ekononıiye can verdiği Urfa'da da
tezgâhkn işlevsiz kılıyor... Turistik kentte
lomi üriinler anı, kimileri de nostalji
uğruna son dönemini yaşıyor... Otantik
üriinler son ustalannın elinde var olmaya
çahşıyor... Urfa'nın son çulculanndan
Mustafa Kırmızıdere de kibarlaşmanın
mesleği öldürdüğünden yakınıyor...
MEHMETFARAÇ
Urfa'yı bir dönem çe\Teleyen surlan ara-
layan kent girişlerinden Harrankapı, ge-
cekondulann arasından verimli ovalara açılıyor..
Kapının eyvanlı geçişinin iki yanında sırala-
nan dükkânlar artık tarihin yorgunluğunu ya-
şıyor... Daracık sokaklarda dizili evlerden biri-
nin altındaki 3 metrekarelik bir dükkânda ise
tahta bir tezgâhın narin tikırtısı zamana direni-
yor... Kentin son cülhacılanndan 70 yaşındaki
Mustafa Kmnmdere bu ritmik sese tam 40 yıl-
dır can verirken çulculuk mesleğini de var et-
meye çahşıyor...
Teknoloji el sanatlannı bir bir tarihin çöp-
lüğüne atıyor... Geride analann işlemeli san-
dıklannda birer antika gibi saklanan el eme-
ği, göz nuru üriinler kalıyor... Daha düne ka-
dar tahta tezgâhlarda var edilen ve aynalı do-
laplan süsleyen birçok ürün artık mazinin bir
parçası sayılıyor...
VEFALI USTALAR
El sanatlannın bir dönem oldukça yaygın ol-
duğu Urfa'da da, eski yöntemlerle yavan ekmek
parasına ısrarla sürdürülen meslekler birer bi-
rer yok oluyor:
Keçe artık güç koşullarda bir iki ustanın elin-
de desen bulmaya çahşıyor...
Kentin tarihi çarşısında bu- dönem 200 usta-
nın sürdürdüğü bakırcılık, alüminyuma karşı di-
reniyor...
Taşçıhğa yahıızca restorasyon işleri nefes al-
dınyor...
Hayvan derilerinden kışlık giysi üretilen
kürkçülük, birkaç vefali ustanın elinde var-
lık savaşı veriyor...
Cülha tezgâhında çul işleyen son ustalardan Mustafa Kırmızıdere, Harrankapı'daki
küçük dükkânında mekik sallamaya devam ediyor.
Ipeğin elle bükülerek işlenmesinden oluşan
kazazhk. anılann siyah beyaz fotoğraflannda
yer alıyor...
Urfa'da ünlü Arap atlanna giydirilen "meğ-
rege"nin (eyer) üreticileri bile artık yaşamı-
yor... Kentin eski mahalleleri arasuıda betonar-
meye direnen nahit taşlı evler ıle onlann dibi-
ne sıkışmış kımı dükkânlarda ipler arasında
mekik dokuyan Cülhacılar (bez dokumacılan)
ise ıç turizmin getirdiği devinimden ekmek ye-
meye çahşıyor...
CÜLHA TEZCÂHINDA ÇUL
Kadınlann boy örtüsü ehram. genç kızlar için
pamuk ihğinden üretilen fita. genelde kadın
örtüsü olmasına karşın köylü erkeklerin de
kullandığı neçek ve çefiye son ustalann insa-
fına sığınıyor... Ustalar. hışvan, şakalh, kuru
hafiz, ahmedhe, direkü, dümbüllü \ e puşu adı
altında üretilen yamşah çeşitlenni gündemde
tutmaya çabalıyor...
Cülha tezgâhlannda kadın ve erkek boy ör-
tüsü olarak kullanılan aba ise artık üretilemi-
yor... Bu tezgâhlar son dönemde artık "çaput
çuTolarak adlandınlan kilün dokunmasında
kullanılıyor... Acem halılannın zengin evlerini
süslediği, keçe ve kilimin ahnamadığı, makine
halılarının ise henüz sanata darbe vunnadığı dö-
nemlerde, yoksullann yer örtüsü olan çaput çul-
lar, bir iki ustanın cülha tezgâhında ilmiklen-
meye devam ediyor...
Harrankapısı'ndaki köhne dükkânında tahta
tezgâha bıkmadan usanmadan mekik sallayan
Mustafa Kırmızıdere de son çulculardan biri ola-
rak anıhyor... Kırmızıdere, babasuıdan öğren-
diği 50 yıllık meslek yaşamının son 20 yıhnda
sürekli çul ürettiğuıi anlatıyor... Yurttaşlar es-
ki giysileri ya da bez parçalannı makasla kese-
rek şerit haline getirdıkten sonra Kırmızıde-
re'ye teslim ediyor... O da tahta çıknkla ipliğe
dönüştürdüğü bezleri tezgâhmda dokuyarak
renkli çullar haline getiriyor. Çulun kilosunu 3
Urfa'yı çevreleyen sur kapılanndan
HarrankapL
milyona işliyor. 3-4 kilo ıpten bir çul üretiyor...
Tüm geçimını günde ancak bir çul işleyerek
sağlayabiliyor...
T E Z C Â H DA DİRENİYOR, USTA DA
Mesleğin atasının Hz. Âdem'in oğlu Sit ol-
duğunu öne sürüyor... Abadan çul üretimine
geçişine, "milletin ldbarlaşmasınıL" gerekçe
gösteriyor Mustafa dede; "Meslek tehlikede,
şagirt (çırak) yetişmiyor.. Tezgâhlar da benim
gibi direnen birkaç ustadan sonra susacak" di-
ye sitem ediyor...
Asırlık sanatlann otantik ürünlerini nostal-
jikbir anıya dönüştüren sanayileşme, Anado-
lu'nun tüm bölgelerinde olduğu gibi el sanat-
lannın bir dönem kent ekonomisini ayakta
tuttuğu Urfa'da da tezgâhlara kilit vuruyor...
Şimdilerde yalnızca turizmin nefes aldırdığı
birkaç meslek türü, çırak da yetişmediği için
son ustalanmn yaşam süresine kilitlenmiş, bir
bilinmeyene doğru gıdıyor...
Katledilişinin 5. yılmda öğrencileri, dostlan ve ailesi yine bir arada, yine kol kolaydı
KışLah'yıözleıııle andık
İstanbuldaKışlalı içintören
Fikirlerine
sahip -
çıkacağı7
İstanbul Haber Servisi - Aydınlanma
savunucusu, gazetemiz yazan Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışbn, katledilişinin 5. yüdönümünde
mezun olduğu Kabataş Erkek Lisesi'nde ve
Avcılar'da törenlerle anıldı. Kabataş Erkek
Lisesi öğrencileri tarafindan düzenlenen anma
töreni, Atatürk ve bütün devrim şehitleri için
saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı.
Ardından, Kışlalı'nın 1996'da okulda yapüğı
bir konusma kendi sesınden sunuldu.
Kışlah'nın özeUikle Atatürk, demokrasi ve
laıkhk konulanndaki düşüncelerini dile getiren
öğrenciler, onun, hayatı boyunca Atatürk ve
devTİmlerinin yılmaz savunucusu olduğunu
vurguladdar. Kışlah'nın "Aydm obnanm bir
sonunluluğu var. Aydm otanak, ma>ina basma
tehükesini bile bile o yolda yürümekten geçer"
yönündeki sözlerini anımsatan öğrenciler,
sunumlannı Kışlah'nın "Ben Demokrat
DeğUinr başlıklı yazısıyla bitirdiler.
Öğretllerl beynimizde
ADD Avcüar Şubesi'nin Ahmet Taner Kışlalı
Caddesi'nde düzenlediği törende konuşan şube
başkanı F. Murat Demir, "Laik Cumhuriyetin
ödünsüz savunucusu. Atatürkçütitğün
öğretmeni, bifim adamı Kışlah'nuı fikirierine
sahip çıkacağız" diye konuştu. Çağdaş Yaşamı
ı DesteklemeDerneği'ndenyapılanaçıklamada,
"Kışlah'nuı öğretikri beyıumizde, yüreğhnizde
olarak Türldye'nin geleceği için hep onn
anarak ve onun yaıumızda olduğuâu
düşünerekçahşıyoruz"denıldi. Trakya
j Üniversitesi Rektörü Prof. Enver Duran da
; yaptığı açıklamada, Kışlah'yı saygı ve
• sevgiyle andıklannı ve yapılan haince
i saldınyı bir kez daha kınadıklannı belirtti.
Haber Merkea- Gazetemiz ya-
zan Prof Dr. Ahmet Taner Kış-
lah, katledilişinin 5. yıhnda yur-
dun çeşitli yerlerinde düzenlenen
törenlerle anıldı. Gün boyu süren
etkinhklerin tümünde cumhuri-
yet kazanımlannın "ödünsüz sa-
vunulacağT vurgulandı.
Kışlalı için ilk tören, bombah sal-
dın sonucu yaşamını yitirdiği Çay-
yolu'ndaki Kışlalı Sokağı'nda bu-
lunan evınin önünde düzenlendi.
Kışlah'nın öğrencileri. dostlan,
okurlan ve ailesi sabah erken sa-
atlerde sokakta toplandı. Törene,
milletvekillleri, beledıye başkan-
lan ve akademisyenler de katıldı.
Kemallst bir kale'
Çankaya Belediye Başkanı Prof.
Muzaffer Eryimaz. yapüğı konuş-
mada, Kışlalı'nın "Kemaüst bir
kate" olduğunu vurguladı. Gaze-
temizin Ankara temsilcisi Mus-
tafa Balbay da, Kışlah'yı katleden-
lerin "hedefi tam on ikiden vur-
duklannı" belirterek "Bugünk-
ri düşünün, AB sürednidüşünün,
yazdanlan, çizSenleri. ortaya aü-
lan iddialan düşünün, olaylara
Türkiye penceresinden bakan ne
kadar az aydın kakh" dedi. Prof.
Sina Akşin, Kışlalı'nın Atatürk-
çülüğün ideoloji olarak geliştiril-
mesine önemli katkılarda bulun-
duğu için öldürüldüğünü söyledi.
Konuşmalann ardından, törene
kahlanlar, ellerindeki karanfille-
ri, Kışlah'nın öldürüldüğü yere
bırakarak adınm venldiği ve hey-
kelinin bulunduğu parka yürüdü-
ler. Prof. Kurthan Fişek burada
yaptığı konuşmada. "'Cinayetiaz-
mettirenler buhuunadı; onlanbul-
makiçinbirazdaha derinlere bak-
mak laznn" dedi. Törenin ardın-
dan Ahmet TanerKışlalı Spor Sa-
lonu'nda "Kışlah Köşesi" açıldı.
Törenler, Kışlalı "nın mezannın
ziyaret edıhnesıyle sürdü.
Kışlalı anısına Ankara Üniver-
sitesi Siyasal Bilgiler Fakülte-
si'nde "Atatürk'e Saldırmaıun
Dayanılmaz Hafıfliği"' konulu pa-
nel düzenlendi. ADD Genel Baş-
Törene katılanlar
ellerindeki
karanfilleri, Kışlalı'nın
öldürüldüğü yere
bırakarak adının verildiği
ve heykelinin bulunduğu
parka yürüdüler.
Buradaki törene
Kışlalı'nın eşi Nilüfer
Kışlalı ve küçük kızı
Nilhan katıldı.
(Fotoğraflar. SERDAR
ÖZSOY/AA)
kanı Ertuğrul Kazancı, Türki-
ye'de "Kubilay'dan Kışlah'ya gi-
den onuriu bir süreç" yaşandığı-
nı söyledi. Kazancı, "Bu neden-
le. son dönemde füdrleri için kat-
ledüenlerin hepsiKemalisttir"' de-
di. Emperyahzmin son dönemde
küreselleşme adı altında önüne
çıkan engelleri bir bir ortadan kal-
dırdığını kaydeden Prof. Alpaslan
Isıkh, "Kemaüzm bununönünde
bir engeldir. Kışlah, bunu iyi kav-
ranuş ve mücadelesini \ermistir''
diye konuştu. Prof. Asker Karta-
n da, Kışlah'yı "bir cumhuriyet
öğreOneniM
olarak değerlendir-
mek gerektiğini belirtti. Prof.
Birgül Ayman Güler de, son dö-
nemde cumhuriyet kazanımlan-
na zarar vermeye dönük girişim-
lerin arttığmı söyledi.
Türkülerie selamlandı
Kışlalı anısına Hacettepe Üni-
versitesi salonunda konser dü-
zenlendi. Konserden önce gaze-
temiz yazan Işık Kansu'nun ha-
zırladığı "YurtseverHk Öğretme-
ni" adh belgesel gösterildi.Kon-
seri, aralannda Devlet Opera ve
Balesi Genel Müdürü RemziBu-
harah ile eski Yargıtay Başsavcı-
sı Viıral Savaş' ın da aralannda ol-
duğu Kışlalı'nın ailesi, dostlan
ve sevenleri izledi.
Kışlah, Izmir'de "Kubflaj'dan
KışJah'yaDevTİm Şehftkri" etkın-
liğiyle. Adana'da da gazetemiz
bürosunda açılan anı defterine
duygulannı aktarmak için gelen
Cumhuriyet okurlannca anıldı.
Baykal dan mesaj
CHP Genel Başkanı DenizBay-
kaL gazetemiz Imtiyaz Sahibi D-
han Selçuk ve Ankara Temsilcisi
Mustafa Balbay a mesaj göndere-
rek Kışlah'yı saygı ve özlemle
andıklannı behnti. Baykal, Kışla-
h'nın Cumhuriyetin temel değer-
lerine, insan haklanna ve sosyal
hukuk devletine inancını, bu de-
ğerlere yönelik saldınlar karşısın-
da kararh mücadelesini bir kez
daha selamladıklannı ifade etti.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Baskın Rapor....
Genç bir gazeteci, dûn yazısına "Kürdüm, ki-
şisel olarak ne unsur ne de kurucu olmak is-
tiyorum" diye başlamış. Ünlü Azınlık Haklan Ra-
poru'nu yazan Prof. Baskın Oran da, hiçbir kim-
liğin üste çıkanlamayacağını, hıçbirine asli kurucu
unsur olarak bakılamayacağını söylüyor aynı ga-
zetede.
Ben bu ülkenın bir bireyi ve bu devletin bir va-
tandaşı olduğumu biliyorum. Yaşım 70'i geçti. Bu-
güne değin, ne soy ağacı peşinde koştum ne de
etnik kökenim ya da mezhebimi mercek altına al-
mayı düşündüm. Ortaokul sıralarında okuduğum
Yurttaşlık Bilgisi kitabının gerçek yazannın Ata-
türk olduğunu, kitabı manevi kızı Prof. Afet Inan'a
Dolmabahçe Sarayı'nda dikte ettirdiğini yetişmiş
yaşlarda öğrendim. Ama, yurttaşlık bilgisinde bi-
ze ders olarak öğretilen ulus tanımını kolayiıkla
özümsedim. Orada "Türkiye Cumhuriyeti'ni ku-
ran Türkiye halkına, Türk ulusu denir" sözü, bü-
tün yaşamım boyunca adım adım izlediğim bir il-
ke oldu.
Haftaya bugün 81. yıldönümünü kutlayacağı-
mız Cumhuriyeti kuran insanın, biryazgünü Istan-
bul Boğazı'nın hemen yanında, yeni kuşaklara
ders olarak öğretilmesi için yaptığı bu tanım, isim-
lerinin önünde çeşitli akademik kimlikler taşıyan-
lann, birkaç yıldan beri tersyüz etmeye çalışması-
na karşın, dünyanın her türtü bilım ya da politika
platformunda savunulacak cıddi ve gerçekçi bir an-
iatımı içeriyor. Üstelik ders kıtaplanna da geçen o
anlatım, dört yıl süren bir savaşta ve tüm dünya-
nın gözü önünde sergilenmıştir. Bu olguyu bilerek,
Türkiye ilerleme raporunun malzemeleri ile harman
yapmanın nedeni olmalı.
Yeni derin devletçiler!
Başbakanlık İnsan Haklan Danışma Kurulu de-
nilen oluşumun nasıl yaşama geçirilmiş olduğunu
bilenler varsa, anlatsınlar da hepimiz yararlanalım.
O 87 "çokdeğertiinsanı"m\z\ kimler, hangi ölçüt-
lerle görevtendirmiştir? Bunu acaba Başbakan mı,
yardımcılan mı, yoksa Başbakanlık Müsteşan Ömer
Dinçer mi biliyor? Yoksa Atatürk Cumhuriyetini
81 'inci yılındatörpüleyip temellerinden sarsmak is-
teyen bir yeni derin devlet operasyonu ıle mi kar-
şılaşmak üzereyiz?
24 Nisan 2004 öncesinde Kıbns'ta taraflara ün-
lü Annan Planı'nı empoze etmek için var güçleri
ile senaryolar hazırlayanlar KKTC'de de bir ana-
yasa değişikliğine gitmek için Soros Vakfı'nın
şemsiyesi altında çalıştılar. Pişirip kotarmak iste-
dikleri mönü için, hukuka bağlı kimseler yasal ko-
şullardan söz ediyorlardı. Ancak Cumhuriyet Mec-
llsi'nin öyle bir anayasa değişiktiğini yapabilece-
ğini söylüyorlardı. Oysa hukuku sadece kendi di-
ledikleri zaman ve kendi inançlan doğrultusunda
algılayan dış güçler ile adadaki uzantılan, resmi öy-
le görmediler. Anayasa dedikleri raporu, bir komis-
yondan geçirtip Annan Raporu'na ek olarak BM
Genel Sekreteri'nin belgeleri arasına koyuverdiler.
öylece 24 Nisan oylamasını da bütün dünyanın göz-
leri önünde AB'nin istediği gibi yapmakta sakın-
ca gömnediler.
Galiba, şimdi aynı hazıriığın bir başka versiyo-
nu, 17 Aralık öncesi Türkiye için masaya getirilmek
isteniliyor. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle
bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir diyen ana-
yasa hükmünün değiştırilmez olduğuna aldınş et-
meyen kafalar, 87 kişiden oluşması gereken bir ku-
rulda devlet ajanı olarak 24 kişinin onayı ile kamu-
oyunun önüne bir deli yumağını atmaktan çekin-
miyoriar. Tartışın, medya bizi ne kadar tutarsa,
arkamızda o kadar destek olur diyorlar. öyle-
ce "ucu açık" görüşmelerin yapılacağı platform-
lara malzeme hazırlayarak karşımızdakilerın eline
on, belki de on beş yıl sonra kullanılmak için yeni
gerekçeler vermeyi planlıyorlar.
önce bu raporun asıl sahipleri ortaya çıkmalı. Kim-
ler, hangi gerekçelerie sözü edilen komisyonda gö-
revlendirildiler? Bilinmeli. Kaçar para yıkılması
amaçlanan bu devletin hazinesinden bu çalışma
karşıiığında kendilerine yol ve konaklama giderle-
ri de dahil ödendi? Açıklanmalı.
Sonra elbette kendilerine sadece çok özenerek
referans gösterdikleri AB ülkelerinde, söyledikle-
rinin tam tersine devletlerin bölünmez bütünlüğü-
nün, devlet dilinin ne olduğunu anlatacaklar çıkar.
Bunun dışında, Türkiye Cumhuriyeti'nin masa üs-
tünde değil kanla kurulduğun ve aynı yollardan
parçalanabileceğine inanmış olanlann ise var ol-
duklannı anlatmak isteyenlere de gerekirse, daha
sonra sıra gelebihr.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit a e-kolay.net
Engelli gençler yarışıyor
Yaşama sporla
bağlaniyorlar
GURSUKUNT
ANTALYA - Antalya bugün başlayacak Özel
Olimpiyatlar A\Tupa Futbol Şampiyonası'na ev
sahipliği yapıyor. 10 ülkeden 11 takımın
katıldıgı şampiyona, zihinsel engelli gençlerin,
kendilerine olan güvenlerinin arttınhtiasını,
toplum ıçinde yasamlannı kolaylaşhrma>ı
amaçhyor. 1967 yılında Amerika'da 26 dalda yaz
kampı olarak başlatılan ve 2001 'de olimpiyat
oyunlanna çevnlen etkinliğe Belçika, Bosna
Hersek, Güney Kıbns. Danimarka, Macaristan,
Polonya, Rusya, Avusturya ve Makedonya'nın
yanı sıra Türkiye A. B ve C Ulusal Takımlan
katılıyor. Başannanın ve kazanmanın çok özel
duygusunu hep birlikte yaşayacak olan engelli
gençler, bugün ve 23-24 Ekim'de düzenlenecek
turnuvalarda karşı karşıya gelecek. Etkinlikler
25 Ekim'deki kapanış töreniyle son bulacak.
Konuyla ilgili olarak şampiyona
sponsorlanndan Kemer Resort Otel'de
düzenlenen basm toplantısında konuşan
Özel Sporcular Spor Eğitim ve Rehabilitasyon
Demeği Onursal Başkanı DDek SabancL
engelhlerin sporla birlikte yaşama bağlandığını
\iirguladi. Sabancı, Türkiye'de aktif spor
yapan 6 bin zihinsel engellinin bulunduğuna
dikkat çekerek önümüzdeki yıl bu sayıyı
25 bine çıka/mayı hedeflediİderinJ açıkladı. U-