20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22EKİH2004CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Harrankapı'daki son çulcu Mustafa Kırmızıdere hem sanayileşmeden hem kibarlıktan yakınıyor Tarihinnarin tikırtısırakineleşme Anadolu'nun tüm | bölgelerinde olduğu gibi bir iönem el sanatlannrn ekononıiye can verdiği Urfa'da da tezgâhkn işlevsiz kılıyor... Turistik kentte lomi üriinler anı, kimileri de nostalji uğruna son dönemini yaşıyor... Otantik üriinler son ustalannın elinde var olmaya çahşıyor... Urfa'nın son çulculanndan Mustafa Kırmızıdere de kibarlaşmanın mesleği öldürdüğünden yakınıyor... MEHMETFARAÇ Urfa'yı bir dönem çe\Teleyen surlan ara- layan kent girişlerinden Harrankapı, ge- cekondulann arasından verimli ovalara açılıyor.. Kapının eyvanlı geçişinin iki yanında sırala- nan dükkânlar artık tarihin yorgunluğunu ya- şıyor... Daracık sokaklarda dizili evlerden biri- nin altındaki 3 metrekarelik bir dükkânda ise tahta bir tezgâhın narin tikırtısı zamana direni- yor... Kentin son cülhacılanndan 70 yaşındaki Mustafa Kmnmdere bu ritmik sese tam 40 yıl- dır can verirken çulculuk mesleğini de var et- meye çahşıyor... Teknoloji el sanatlannı bir bir tarihin çöp- lüğüne atıyor... Geride analann işlemeli san- dıklannda birer antika gibi saklanan el eme- ği, göz nuru üriinler kalıyor... Daha düne ka- dar tahta tezgâhlarda var edilen ve aynalı do- laplan süsleyen birçok ürün artık mazinin bir parçası sayılıyor... VEFALI USTALAR El sanatlannın bir dönem oldukça yaygın ol- duğu Urfa'da da, eski yöntemlerle yavan ekmek parasına ısrarla sürdürülen meslekler birer bi- rer yok oluyor: Keçe artık güç koşullarda bir iki ustanın elin- de desen bulmaya çahşıyor... Kentin tarihi çarşısında bu- dönem 200 usta- nın sürdürdüğü bakırcılık, alüminyuma karşı di- reniyor... Taşçıhğa yahıızca restorasyon işleri nefes al- dınyor... Hayvan derilerinden kışlık giysi üretilen kürkçülük, birkaç vefali ustanın elinde var- lık savaşı veriyor... Cülha tezgâhında çul işleyen son ustalardan Mustafa Kırmızıdere, Harrankapı'daki küçük dükkânında mekik sallamaya devam ediyor. Ipeğin elle bükülerek işlenmesinden oluşan kazazhk. anılann siyah beyaz fotoğraflannda yer alıyor... Urfa'da ünlü Arap atlanna giydirilen "meğ- rege"nin (eyer) üreticileri bile artık yaşamı- yor... Kentin eski mahalleleri arasuıda betonar- meye direnen nahit taşlı evler ıle onlann dibi- ne sıkışmış kımı dükkânlarda ipler arasında mekik dokuyan Cülhacılar (bez dokumacılan) ise ıç turizmin getirdiği devinimden ekmek ye- meye çahşıyor... CÜLHA TEZCÂHINDA ÇUL Kadınlann boy örtüsü ehram. genç kızlar için pamuk ihğinden üretilen fita. genelde kadın örtüsü olmasına karşın köylü erkeklerin de kullandığı neçek ve çefiye son ustalann insa- fına sığınıyor... Ustalar. hışvan, şakalh, kuru hafiz, ahmedhe, direkü, dümbüllü \ e puşu adı altında üretilen yamşah çeşitlenni gündemde tutmaya çabalıyor... Cülha tezgâhlannda kadın ve erkek boy ör- tüsü olarak kullanılan aba ise artık üretilemi- yor... Bu tezgâhlar son dönemde artık "çaput çuTolarak adlandınlan kilün dokunmasında kullanılıyor... Acem halılannın zengin evlerini süslediği, keçe ve kilimin ahnamadığı, makine halılarının ise henüz sanata darbe vunnadığı dö- nemlerde, yoksullann yer örtüsü olan çaput çul- lar, bir iki ustanın cülha tezgâhında ilmiklen- meye devam ediyor... Harrankapısı'ndaki köhne dükkânında tahta tezgâha bıkmadan usanmadan mekik sallayan Mustafa Kırmızıdere de son çulculardan biri ola- rak anıhyor... Kırmızıdere, babasuıdan öğren- diği 50 yıllık meslek yaşamının son 20 yıhnda sürekli çul ürettiğuıi anlatıyor... Yurttaşlar es- ki giysileri ya da bez parçalannı makasla kese- rek şerit haline getirdıkten sonra Kırmızıde- re'ye teslim ediyor... O da tahta çıknkla ipliğe dönüştürdüğü bezleri tezgâhmda dokuyarak renkli çullar haline getiriyor. Çulun kilosunu 3 Urfa'yı çevreleyen sur kapılanndan HarrankapL milyona işliyor. 3-4 kilo ıpten bir çul üretiyor... Tüm geçimını günde ancak bir çul işleyerek sağlayabiliyor... T E Z C Â H DA DİRENİYOR, USTA DA Mesleğin atasının Hz. Âdem'in oğlu Sit ol- duğunu öne sürüyor... Abadan çul üretimine geçişine, "milletin ldbarlaşmasınıL" gerekçe gösteriyor Mustafa dede; "Meslek tehlikede, şagirt (çırak) yetişmiyor.. Tezgâhlar da benim gibi direnen birkaç ustadan sonra susacak" di- ye sitem ediyor... Asırlık sanatlann otantik ürünlerini nostal- jikbir anıya dönüştüren sanayileşme, Anado- lu'nun tüm bölgelerinde olduğu gibi el sanat- lannın bir dönem kent ekonomisini ayakta tuttuğu Urfa'da da tezgâhlara kilit vuruyor... Şimdilerde yalnızca turizmin nefes aldırdığı birkaç meslek türü, çırak da yetişmediği için son ustalanmn yaşam süresine kilitlenmiş, bir bilinmeyene doğru gıdıyor... Katledilişinin 5. yılmda öğrencileri, dostlan ve ailesi yine bir arada, yine kol kolaydı KışLah'yıözleıııle andık İstanbuldaKışlalı içintören Fikirlerine sahip - çıkacağı7 İstanbul Haber Servisi - Aydınlanma savunucusu, gazetemiz yazan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışbn, katledilişinin 5. yüdönümünde mezun olduğu Kabataş Erkek Lisesi'nde ve Avcılar'da törenlerle anıldı. Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri tarafindan düzenlenen anma töreni, Atatürk ve bütün devrim şehitleri için saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı. Ardından, Kışlalı'nın 1996'da okulda yapüğı bir konusma kendi sesınden sunuldu. Kışlah'nın özeUikle Atatürk, demokrasi ve laıkhk konulanndaki düşüncelerini dile getiren öğrenciler, onun, hayatı boyunca Atatürk ve devTİmlerinin yılmaz savunucusu olduğunu vurguladdar. Kışlah'nın "Aydm obnanm bir sonunluluğu var. Aydm otanak, ma>ina basma tehükesini bile bile o yolda yürümekten geçer" yönündeki sözlerini anımsatan öğrenciler, sunumlannı Kışlah'nın "Ben Demokrat DeğUinr başlıklı yazısıyla bitirdiler. Öğretllerl beynimizde ADD Avcüar Şubesi'nin Ahmet Taner Kışlalı Caddesi'nde düzenlediği törende konuşan şube başkanı F. Murat Demir, "Laik Cumhuriyetin ödünsüz savunucusu. Atatürkçütitğün öğretmeni, bifim adamı Kışlah'nuı fikirierine sahip çıkacağız" diye konuştu. Çağdaş Yaşamı ı DesteklemeDerneği'ndenyapılanaçıklamada, "Kışlah'nuı öğretikri beyıumizde, yüreğhnizde olarak Türldye'nin geleceği için hep onn anarak ve onun yaıumızda olduğuâu düşünerekçahşıyoruz"denıldi. Trakya j Üniversitesi Rektörü Prof. Enver Duran da ; yaptığı açıklamada, Kışlah'yı saygı ve • sevgiyle andıklannı ve yapılan haince i saldınyı bir kez daha kınadıklannı belirtti. Haber Merkea- Gazetemiz ya- zan Prof Dr. Ahmet Taner Kış- lah, katledilişinin 5. yıhnda yur- dun çeşitli yerlerinde düzenlenen törenlerle anıldı. Gün boyu süren etkinhklerin tümünde cumhuri- yet kazanımlannın "ödünsüz sa- vunulacağT vurgulandı. Kışlalı için ilk tören, bombah sal- dın sonucu yaşamını yitirdiği Çay- yolu'ndaki Kışlalı Sokağı'nda bu- lunan evınin önünde düzenlendi. Kışlah'nın öğrencileri. dostlan, okurlan ve ailesi sabah erken sa- atlerde sokakta toplandı. Törene, milletvekillleri, beledıye başkan- lan ve akademisyenler de katıldı. Kemallst bir kale' Çankaya Belediye Başkanı Prof. Muzaffer Eryimaz. yapüğı konuş- mada, Kışlalı'nın "Kemaüst bir kate" olduğunu vurguladı. Gaze- temizin Ankara temsilcisi Mus- tafa Balbay da, Kışlah'yı katleden- lerin "hedefi tam on ikiden vur- duklannı" belirterek "Bugünk- ri düşünün, AB sürednidüşünün, yazdanlan, çizSenleri. ortaya aü- lan iddialan düşünün, olaylara Türkiye penceresinden bakan ne kadar az aydın kakh" dedi. Prof. Sina Akşin, Kışlalı'nın Atatürk- çülüğün ideoloji olarak geliştiril- mesine önemli katkılarda bulun- duğu için öldürüldüğünü söyledi. Konuşmalann ardından, törene kahlanlar, ellerindeki karanfille- ri, Kışlah'nın öldürüldüğü yere bırakarak adınm venldiği ve hey- kelinin bulunduğu parka yürüdü- ler. Prof. Kurthan Fişek burada yaptığı konuşmada. "'Cinayetiaz- mettirenler buhuunadı; onlanbul- makiçinbirazdaha derinlere bak- mak laznn" dedi. Törenin ardın- dan Ahmet TanerKışlalı Spor Sa- lonu'nda "Kışlah Köşesi" açıldı. Törenler, Kışlalı "nın mezannın ziyaret edıhnesıyle sürdü. Kışlalı anısına Ankara Üniver- sitesi Siyasal Bilgiler Fakülte- si'nde "Atatürk'e Saldırmaıun Dayanılmaz Hafıfliği"' konulu pa- nel düzenlendi. ADD Genel Baş- Törene katılanlar ellerindeki karanfilleri, Kışlalı'nın öldürüldüğü yere bırakarak adının verildiği ve heykelinin bulunduğu parka yürüdüler. Buradaki törene Kışlalı'nın eşi Nilüfer Kışlalı ve küçük kızı Nilhan katıldı. (Fotoğraflar. SERDAR ÖZSOY/AA) kanı Ertuğrul Kazancı, Türki- ye'de "Kubilay'dan Kışlah'ya gi- den onuriu bir süreç" yaşandığı- nı söyledi. Kazancı, "Bu neden- le. son dönemde füdrleri için kat- ledüenlerin hepsiKemalisttir"' de- di. Emperyahzmin son dönemde küreselleşme adı altında önüne çıkan engelleri bir bir ortadan kal- dırdığını kaydeden Prof. Alpaslan Isıkh, "Kemaüzm bununönünde bir engeldir. Kışlah, bunu iyi kav- ranuş ve mücadelesini \ermistir'' diye konuştu. Prof. Asker Karta- n da, Kışlah'yı "bir cumhuriyet öğreOneniM olarak değerlendir- mek gerektiğini belirtti. Prof. Birgül Ayman Güler de, son dö- nemde cumhuriyet kazanımlan- na zarar vermeye dönük girişim- lerin arttığmı söyledi. Türkülerie selamlandı Kışlalı anısına Hacettepe Üni- versitesi salonunda konser dü- zenlendi. Konserden önce gaze- temiz yazan Işık Kansu'nun ha- zırladığı "YurtseverHk Öğretme- ni" adh belgesel gösterildi.Kon- seri, aralannda Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü RemziBu- harah ile eski Yargıtay Başsavcı- sı Viıral Savaş' ın da aralannda ol- duğu Kışlalı'nın ailesi, dostlan ve sevenleri izledi. Kışlah, Izmir'de "Kubflaj'dan KışJah'yaDevTİm Şehftkri" etkın- liğiyle. Adana'da da gazetemiz bürosunda açılan anı defterine duygulannı aktarmak için gelen Cumhuriyet okurlannca anıldı. Baykal dan mesaj CHP Genel Başkanı DenizBay- kaL gazetemiz Imtiyaz Sahibi D- han Selçuk ve Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay a mesaj göndere- rek Kışlah'yı saygı ve özlemle andıklannı behnti. Baykal, Kışla- h'nın Cumhuriyetin temel değer- lerine, insan haklanna ve sosyal hukuk devletine inancını, bu de- ğerlere yönelik saldınlar karşısın- da kararh mücadelesini bir kez daha selamladıklannı ifade etti. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Baskın Rapor.... Genç bir gazeteci, dûn yazısına "Kürdüm, ki- şisel olarak ne unsur ne de kurucu olmak is- tiyorum" diye başlamış. Ünlü Azınlık Haklan Ra- poru'nu yazan Prof. Baskın Oran da, hiçbir kim- liğin üste çıkanlamayacağını, hıçbirine asli kurucu unsur olarak bakılamayacağını söylüyor aynı ga- zetede. Ben bu ülkenın bir bireyi ve bu devletin bir va- tandaşı olduğumu biliyorum. Yaşım 70'i geçti. Bu- güne değin, ne soy ağacı peşinde koştum ne de etnik kökenim ya da mezhebimi mercek altına al- mayı düşündüm. Ortaokul sıralarında okuduğum Yurttaşlık Bilgisi kitabının gerçek yazannın Ata- türk olduğunu, kitabı manevi kızı Prof. Afet Inan'a Dolmabahçe Sarayı'nda dikte ettirdiğini yetişmiş yaşlarda öğrendim. Ama, yurttaşlık bilgisinde bi- ze ders olarak öğretilen ulus tanımını kolayiıkla özümsedim. Orada "Türkiye Cumhuriyeti'ni ku- ran Türkiye halkına, Türk ulusu denir" sözü, bü- tün yaşamım boyunca adım adım izlediğim bir il- ke oldu. Haftaya bugün 81. yıldönümünü kutlayacağı- mız Cumhuriyeti kuran insanın, biryazgünü Istan- bul Boğazı'nın hemen yanında, yeni kuşaklara ders olarak öğretilmesi için yaptığı bu tanım, isim- lerinin önünde çeşitli akademik kimlikler taşıyan- lann, birkaç yıldan beri tersyüz etmeye çalışması- na karşın, dünyanın her türtü bilım ya da politika platformunda savunulacak cıddi ve gerçekçi bir an- iatımı içeriyor. Üstelik ders kıtaplanna da geçen o anlatım, dört yıl süren bir savaşta ve tüm dünya- nın gözü önünde sergilenmıştir. Bu olguyu bilerek, Türkiye ilerleme raporunun malzemeleri ile harman yapmanın nedeni olmalı. Yeni derin devletçiler! Başbakanlık İnsan Haklan Danışma Kurulu de- nilen oluşumun nasıl yaşama geçirilmiş olduğunu bilenler varsa, anlatsınlar da hepimiz yararlanalım. O 87 "çokdeğertiinsanı"m\z\ kimler, hangi ölçüt- lerle görevtendirmiştir? Bunu acaba Başbakan mı, yardımcılan mı, yoksa Başbakanlık Müsteşan Ömer Dinçer mi biliyor? Yoksa Atatürk Cumhuriyetini 81 'inci yılındatörpüleyip temellerinden sarsmak is- teyen bir yeni derin devlet operasyonu ıle mi kar- şılaşmak üzereyiz? 24 Nisan 2004 öncesinde Kıbns'ta taraflara ün- lü Annan Planı'nı empoze etmek için var güçleri ile senaryolar hazırlayanlar KKTC'de de bir ana- yasa değişikliğine gitmek için Soros Vakfı'nın şemsiyesi altında çalıştılar. Pişirip kotarmak iste- dikleri mönü için, hukuka bağlı kimseler yasal ko- şullardan söz ediyorlardı. Ancak Cumhuriyet Mec- llsi'nin öyle bir anayasa değişiktiğini yapabilece- ğini söylüyorlardı. Oysa hukuku sadece kendi di- ledikleri zaman ve kendi inançlan doğrultusunda algılayan dış güçler ile adadaki uzantılan, resmi öy- le görmediler. Anayasa dedikleri raporu, bir komis- yondan geçirtip Annan Raporu'na ek olarak BM Genel Sekreteri'nin belgeleri arasına koyuverdiler. öylece 24 Nisan oylamasını da bütün dünyanın göz- leri önünde AB'nin istediği gibi yapmakta sakın- ca gömnediler. Galiba, şimdi aynı hazıriığın bir başka versiyo- nu, 17 Aralık öncesi Türkiye için masaya getirilmek isteniliyor. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir diyen ana- yasa hükmünün değiştırilmez olduğuna aldınş et- meyen kafalar, 87 kişiden oluşması gereken bir ku- rulda devlet ajanı olarak 24 kişinin onayı ile kamu- oyunun önüne bir deli yumağını atmaktan çekin- miyoriar. Tartışın, medya bizi ne kadar tutarsa, arkamızda o kadar destek olur diyorlar. öyle- ce "ucu açık" görüşmelerin yapılacağı platform- lara malzeme hazırlayarak karşımızdakilerın eline on, belki de on beş yıl sonra kullanılmak için yeni gerekçeler vermeyi planlıyorlar. önce bu raporun asıl sahipleri ortaya çıkmalı. Kim- ler, hangi gerekçelerie sözü edilen komisyonda gö- revlendirildiler? Bilinmeli. Kaçar para yıkılması amaçlanan bu devletin hazinesinden bu çalışma karşıiığında kendilerine yol ve konaklama giderle- ri de dahil ödendi? Açıklanmalı. Sonra elbette kendilerine sadece çok özenerek referans gösterdikleri AB ülkelerinde, söyledikle- rinin tam tersine devletlerin bölünmez bütünlüğü- nün, devlet dilinin ne olduğunu anlatacaklar çıkar. Bunun dışında, Türkiye Cumhuriyeti'nin masa üs- tünde değil kanla kurulduğun ve aynı yollardan parçalanabileceğine inanmış olanlann ise var ol- duklannı anlatmak isteyenlere de gerekirse, daha sonra sıra gelebihr. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit a e-kolay.net Engelli gençler yarışıyor Yaşama sporla bağlaniyorlar GURSUKUNT ANTALYA - Antalya bugün başlayacak Özel Olimpiyatlar A\Tupa Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapıyor. 10 ülkeden 11 takımın katıldıgı şampiyona, zihinsel engelli gençlerin, kendilerine olan güvenlerinin arttınhtiasını, toplum ıçinde yasamlannı kolaylaşhrma>ı amaçhyor. 1967 yılında Amerika'da 26 dalda yaz kampı olarak başlatılan ve 2001 'de olimpiyat oyunlanna çevnlen etkinliğe Belçika, Bosna Hersek, Güney Kıbns. Danimarka, Macaristan, Polonya, Rusya, Avusturya ve Makedonya'nın yanı sıra Türkiye A. B ve C Ulusal Takımlan katılıyor. Başannanın ve kazanmanın çok özel duygusunu hep birlikte yaşayacak olan engelli gençler, bugün ve 23-24 Ekim'de düzenlenecek turnuvalarda karşı karşıya gelecek. Etkinlikler 25 Ekim'deki kapanış töreniyle son bulacak. Konuyla ilgili olarak şampiyona sponsorlanndan Kemer Resort Otel'de düzenlenen basm toplantısında konuşan Özel Sporcular Spor Eğitim ve Rehabilitasyon Demeği Onursal Başkanı DDek SabancL engelhlerin sporla birlikte yaşama bağlandığını \iirguladi. Sabancı, Türkiye'de aktif spor yapan 6 bin zihinsel engellinin bulunduğuna dikkat çekerek önümüzdeki yıl bu sayıyı 25 bine çıka/mayı hedeflediİderinJ açıkladı. U-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle