17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EKİM 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özkaya tâzminat istiyor Bugüngöreve başlayacakolan YargıtayBaşkanı, telefonununyasadışıyollardan dinlendiği ve bilgilerin basına sızdınldığı gerekçesiyle Içişleri Bakanlığı 'ndan 100 milyar lira istedi İLHANT4ŞCI ANKARA - Yargıtay Başkanı Eraslan Ozkaya. polisin yasadı- şı yollardan telefonunu dinle- diği ve basına sızdırdığı gerek- çesiyle Içişleri Bakanlığı'ndan 100 milyar lira tâzminat talep etti. Özkaya'nın, Yargıtay'ın Büyük Genel Kurulu'nu topla- yarak hakkındakı iddialan ya- nıtlayacağı bildirildi. Tartışmaların sürdüğü dö- nemde Özkaya, 6 Eylül'de yapıla- cak adli yıl açış konuşmasında ya- şanan ve kendisıne yönelik saldı- nlan yanıtlayıp yanıtlamayacağı- na ilişkin sorular üzerine bu konu- lan farklı zeminde yanıtlayacağı- nı söylemişti. Özkaya göreve baş- lamasının ardından hakkındaki id- dialan yanıtlamak üzere Yargı- tay'da en geniş katılımlı kurul olan Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nu toplayacak. Özkaya'mn kurulda iddialan yanıtlayacağı belirtildi. Savunmasuıı yapacak olan Özka- ya'mn kurul üyelerinden gelecek soru ve eleştirileri yanıtlaması bek- leniyor. Kurulda yapılacak görüş- menin ardından "yargıya yönelik saldınlar" ve Yargıtay içindeki "aynşma" konusunda bildiri çı- kabileceği belirtildi. Bildirinin içe- nğini, kurulda gündeme gelecek tartışmalann şıddetinin belirleye- ceğine ışaret edildi. Özkaya, telefonlannın yasadışı yoldan dinlendiği ve basına sızdı- nldığı gerekçesiyle Içişleri Bakan- lığı'ndan 100 milyar lira tâzminat istedi. Özkaya, Içişlen Bakanlı- ğı mn "hizmet kusuru bulundu- ğu" gerekçesiyle bu talepte bulu- nuyor. Bakanlığın Özkaya'ya 60 gün içinde yanıt vermesi gerekiyor. Bakanlığın yanıt vermemesi. Oz- kaya'nın isteminde haklı olduğu anlammı taşıyor. Bakanlığın vere- ceği olası yamt Özkaya 'yı tatmin etmez ise Yargıtay Başkanı bakan- lığı dava edebilecek. Üniversitenin verdiği bilimsel rapor bile 'delil yetersizliğini' ortadan kaldıramadı îşkenceyeberaatALPERTURGUT Türkiye'de ilk kez üniversite- nin verdiği rapor ile ışkence bi- limsel olarak kanıtlanmasına kar- şın îstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli 3 polis memu- ru yargılandıklan davada beraat etti. "Kınl Bayrak" ve "Ekiın GençfiğT ısımlı dergılenn sahi- bi ve yazıişleri müdürlüğünü ya- pan AhmetTuran, Müslüm Tur- fanveDinçerErduvan. "EKTM" örgütünün faaliyetlerine katıl- dıklan iddiasıyla 11 Kasım 1998'de îstanbul Terörle Müca- dele Şube Müdürlüğü'ne bağlı polisler tarafindan gözalnna alın- dılar. Gözaltına alındıklannda yapılan sağlık muayenesinde sağ- lam görünen Turan, Turfan ve Erduvan, savcılığa sevk edildik- leri gün îstanbul Adli Tabibli- Kamer Doğan: • 11 Kasım 1998'de örgüt üyeliği suçlamasıyla gözaltına alınan Ahmet Turan, Müslüm Turfan ve Dinçer Erduvan. işkence gördükleri iddiasıyla mahkemeye başvurdu. Mahkeme. îstanbul Üniversitesi'nden uzmanlar tarafindan hazırlanan ve gözaltında ışkenceyi doğrulayan rapora rağmen sanık polislerin beraatlanna karar verdi. ği'nden darp edildıklenne daırra- por aldılar. tkı kişiye 5 gün, bir kişiye ise 3 gün ış göremez ra- poru venlirken gözaltına alınma tutanağında hiçbir direnme ve arbede yaşanmadığı kayda geçi- rildi. Gözaltında iken "Dayak, kol- lardan ters askıya alma. elekrrik verilmesL, cinselorganın sıküma- st,basmçksoğuksuyatutma,uzun süre ayakta bekletme ve psikolo- jik işkenceye tabi tutulduklan- nT söyleyen Turan, Turan ve Er- duvan, sorgulanna giren polisle- rin yargılanmasını istediler. Mağdur avukatlannın başvu- rusu üzerine, tÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilım Da- lı Başkanhğı raponında, bulgu- lann gözaln süresi içindeki darp ve cebirler sonucu olduğu, bu bulgulann polise direnmeyle meydana gelmesinin mümkün olmayacağı, müştekilerin üze- rindeki yaralann işkence fiilleri ile uyumlu olduğunun tespit edil- diği vurgulandı. A\ r ukatlann uzun uğraşılan sonucu aradan 1 yıla yakın bir süre geçtikten sonra soruşturma başlatıldı. tstanbul 7. Ağır Ceza Mahke- mesi, terörle mücadele şubesin- de görevli polis memurlan Meb- met Hallaç. Şeref Bayrakçı ve MahmutYddız hakkında olaydan 2 yıl sonra işkence suçlamasıy- la dava açtı. Limter-Iş Sendikası Eğitim Uzmam Sükyman Yeter' i işken- ceyle öldürdüğü gerekçesiyle gı- yabi tutuklu olarak kırmızı bül- tenle aranan aynı şubede görev- li Komiser Yardımcısı Ahmet Okuducu ise davaya 5 yıl sonra dahıl edildi. Istanbul Emniyet Müdürlüğü, mahkemenin isteği üzerine işkenceyle suçlanan sa- nık polislerin, müştekilerin sor- gusuna girdiğine ilişkin rapor verdi. Turan, Turfan ve Erduvan, kendilerine işkence yaptıklannı öne sürdükleri polisleri manken- lik yapan 9 kişinin arasından teş- his ettiler. Avukatlar, müvekkillerinin iş- kenceye dayalı hüküm giydikle- ri ve ağır şekilde mağdur olduk- lan gerekçesiyle Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne başvur- dular. Mahkeme heyeti, 30 Ey- lül 2004 günü "deffl yetersizü- ğüıdetT sanık polislerin beraatı- na karar verdi. Türkiye'de ilk kez bir davada işkenceyle ilgili bu kadar kamt bulunduğunu vurgulayan müda- hil avukatı tbrahim Ergün şun- lan söyledi: "Delil yetersizüğin- den verilen beraat karanna kar- şı temyiz için başvTinıda bulun- duk ve Yargıtay incelemesinin duruşmah olarakyapdmasını is- tedik" 'Darbeciler Bank-İfi ilk hedefseçti' EBRU ERDOGAN 12 Eylül darbesinden hemen sonra kapatılan Banka Sigorta Büro Işçilen (Bank-îş) Sendikası Genel Mali Sekreteri Kamer Doğan, darbeden sonra îstanbul Sıkıyönetim 1 No'lu Askeri Mahkemesi'nde sendika hakkında açılan davamn, pilot dava olduğunu anımsatarak "tddianame gerçeklerden uzak, uyduruk, \anm sayfadan ibaretti. Tüm bunlar gösterivordu ki pilot davaydı. Çünkü Bank-fş'i takiben, sendikâlann tümü mahkûm edilecekti" dedi. Bank-lş Sendikası, Büyük Taarruz'un başlangıcı 26 Ağustos'ta kuruldu. Sendika kurulduktan sonra kısa sürede üye sayısuıı 40-50 büıe çıkardı. Büyük grevler örgütleyebilen Bank-lş Sendikası'nın yönetim kurulu üyeleri de 12 Eylül darbesinden sonra ilk gözaltına alınan sendikacılar oldu. Doğan'ın kendi deyimiyle "oldu bittiye getirflen" davada, kendisiyle birlikte yürürme kurulunda bulunan dığer arkadaşlan Atüa Onür. AtiDa AkseL Recai Varh ve Osman Kovaaoğju, 10 yıl 8 ay hapis cezası ve 3.5 yıl da sürgün cezasına çarptınldı. Duruşmalarda kendilerine sa\r unma hakkı veribnediğıni ifade eden Doğan. "Sonuçta, dunışma kıdemü yargıcı Turgut Sanca'nın 13 sayfahk karşı muhalefet şerhine rağmen Savcı Yaşar GünaydınfleAskeri Yüzbaşı Yargıç ve bir topçu albayın karan ile yüriitme kurulu, 10 yıl 8 ay hapis, 3.5 yıl sürgün, yönetim kurulu ve denetim kurulu ise § yıl hapis ve 15 yıl sürgün ile cezakndınldık" diye anlahyor. 'Zuhne göğüs gerdik' Bank-lş Sendikası, Doğan'ın deyimiyle, demokrat ve yurtsever ilkelere sahip çıktığı için kapatıhnış. "Biz ülkemizin bağunsızhğuıdan ve değerierinden ödün vermedik. VIilli demokratik devrimi savunduk. 1961 Anayasasfnın da bilinçli savunucıüarrydık" diyen Doğan, 12 Eylül 'ün getirdıği baskıcı ortamda, kaypaklıklara ve zulme göğüs gerdiklerini de dıle getinyor. Doğan, "Çünkü bu sendika, sınıf sendikacıhğı le işçilerin, sendika yönetimlerinin her kademesinde söz ve karar sahibi olma Ikesini uygulayıp, sendikal demokrasiyi ilk gerçekleştiren sendikadır" diyor. iYürüyen Köşk ziy$rete açılıyor Yşüova'da 12 Eylül darbesiyle biıükte ziyarete kapaülan Yürüyen Köşk, yeniden halkla buhışuyor. 1929 yıhnda yapunma başlanan ve yanmdald çınar ağacının daDanmn kesümemesi için Atatürk'ün emriyle temeü 8 metre kaydınlan köşk TBMM .Milü Sarayiar Dairesi Başkanhğı'na baghyken yTuarca kaderine terk edfldi. Geçen ay köşkün Yalova Vahiiği'ne devTCdümesiyle birlikte VaK Yusuf Erbay harekete geçti. Erbay, "Âtatürk 1929 \ıknda tüm dünyaya unutulmaz bir çeM¥ dersi vermiş. Ancak bu, bugüne kadar görmezden geünmiş. Gerekh' onanmı yapüktan sonra köşkü zh-arete açacağız" dedL •• •• Yılmaz, Ozkan, Taner ve Onal'ın oylamalan bu hafta yenilenecek Meclis'te 6 Yüce Divan' lıaftası Mesut Yıhnaz. ANKAR4(Cumhurh«tBü- rosu) - TBMM GenelKuru- lu'nda, Anayasa Mahkeme- si'nin ayn oylama yapılması istemiyle geri gönderdıği eski Başbakan MesutYılmaz ile es- ki devlet Bakam Güneş Taner, eski Devlet bakanlan Hüsa- mettin Özkan ve Recep Önal hakkındaki Yüce Divan karar- lan yeniden oylanacak. TBMM'nin yeni yasama yı- lının başlamasıyla birlikte bo- şalan Başkanlık Divanı'nın ar- dından ihtisas komisyonlan- nın yeni üyeleri seçımle belir- lenecek. Üye adaylan TBMM Genel Kurulu'nda çarşamba günü oylanacak. Komisyon üyeleri belirlendikten sonra kendi aralanndan Başkanlık Divanı üyeleri seçilecek. TBMM Genel Kurulu'nda perşembe günü ise Yılmaz ve Taner hakkında Türkbank iha- lesine fesat kanştırmak, eski devlet bakanlan Hüsamettin Özkan ile Recep Önal hakkın- da Halkbank tarafindan verilen usulsüz kredilerle ilgili olarak TBMM tarafindan verilen Yü- ce Divan'a sevk karannın ayn ayn oylanması bekleniyor. Ana- yasa Mahkemesi, TBMM ka- ranm bakanlarla ilgili ayn ay- n oylama yapılması gerektiği gerekçesiyle TBMM'ye geri göndermişti. Eski Bayındırlık ve Iskân Bakam Yaşar Topçu hakkında Karadeniz sahil yolu ihalesine fesat kanşnrdığı iddiasıyla oluş- turulan soruşturma komisyonu yann toplanarak kararun vere- ceL. _•„— UUIIKUI uuisa^ Mjuıısyuıııaıı- UMIIJU/ racujıcııc ııgııı uıoıof, tcj^ Smırdaki rüşvet ve suiistimal iddialan üzerine operasyon başlamıştı Kapıkule'de soruşturma sürüyorEDtRNE (AA) - Edirne II Jandarma Komutanlığı'mn, Kapıkule Kara Ulaştırma Mü- dürlüğü'nde "rüşvetvesuiis- timaT olduğu yönündeki id- dialar üzerine başlattığı ope- rasyon kapsamında, konunun aydınlatıhnasına yönelik, gö- revli bazı kişilerin ifadesine baş\oırduğu bildirildi. 14 Ekim Perşembe gecesi düzenlenen operasyon kap- sammda gözalüna alınan 14 kişinin yanı sıra jandarma ekipleri dün Kapıkule Kara Ulaşnrma Müdürlüğü'nde gö- revli bazı kişilerin daha ifa- desine başvıırdu. Bu kişiler, ifadelerinin ahnmasından son- ra 11 Jandarma Komutanlı- ğı'ndan aynldılar. Gözaltına alınan 14 kişinin bugün adliyeye çıkanlacakla- n bildirildi. Kapıkule Kara Ulaştmna MüdürüKerimanK ile 1 mü- dür yardımcısı ve 8 persone- lin "rüşvet ve görevi suiisti- mal'' suçlanndan gözaltına alınmasımn ardmdanjandar- ma ekipleri, olayla ilgili kap- samlı çalışma başlatılmış, îs- tanbul ve Izmir'de fiı.na sa- hibi olduğu belirtilen 4 kişi- yi daha gözalrma almıştı. Öte yandan Kapıkule Sı- nır Kapısı'nda, personelüı bir kısmının "rüşvetve suiis- timal" nedeniyle gözaltma ahnması dolayısıyla TIR'lann çıkış işlemlerinin otomas- yondan çıkarılması, 12 kilometrelik TTR kuyruğuna yol açtı. Kızgın tavadaki Türkiye!.. AB llerleme Raporu'nda Türkiye'ye "ucu açık" miizakerelere başlama tavsiyesinde bulunulması, kamuoyunda farklı tepkilere yol açtı. Hükümet ve hükümete yakın medya, "müzakerelere koşullu evet" denilmesini düğün bayram havasında kamuoyuna sunarken başta eski ANAP lideri Mesut Yılmaz olmak üzere muhalefet daha "eleştirel ve ihtiyatlı" bir yaklaşım sergiledi. AKP'Iİ TBMM Dişişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger. Türkiye'nin "canını sıkacak" kimi ıfadelere karşın müzakere için tavsiyede bulunulmasını olumlu karşılayanlardan. Dülger, 17 Aralık'taki AB liderler zirvesine Türkiye'nin adımlarını "çok dikkatli" atması gerektiğini öğütlerken müzakere sürecinin zoriuğunu bir anısını aktararak anlattı. Slovakya'ya giden Dülger, üst düzey temaslarda bulunmuş. Konu Türkiye'nin AB üyeliğine gelince, AB'nin yeni üyelerinden olan Slovakya hükümetinin "çok üst düzey" bir yetkilisi Dülger'e zorlu deneyimlerini anlatmış: "önünüzde çok zorlu bir süreç var. Üye yapana kadar inanın adamı çıplak popoyla, kızgın tavaya oturtuyorfar..." 'Şark Kahvesi'ndeki acı kahvenin hatırı Türkiye'ye gelen Çin heyetine Istanbul'u gezdiren AKP Balıkesir Milletvekih Turhan Çömez ile CHP îstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in yolu dogal olarak Kapalıçarşı'ya düştü. Heyet, Kapalıçarşrnın yanm asııiık dinlence mekânı olan Şark Kahvesi'nde soluklandı. jçilen kahvelerin ardından anı defterini imzalayan vekiller, eski sayfalarda bir "siyasiler geçidiyle" karşılaştı. Tarihi siyasilerin imzası, 18 Ağustos 1965'te Mevhibe Inönü'nün gizemli notuyla başlıyordu: "Şark Kahvesi'nin güzel hatırası Ismet Inönü." Kenan Evren, 2 Kasım 1982'de imzaladığı defterde "Devlet Başkanı" unvanının üstüne "orgeneral" rütbesini yazmayı ihmal etmemişti. Turgut Özal, "Kapalıçarşı Istanbul'un ticaret kalbi. lyi tutalım" diye yazdığında tarih 24 Temmuz 1985 idi ve Başbakan'dı. Süleyman Demirel tarihi mekâna, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak iki kez uğramıştt. Mesut Yılmaz "Büyükşehir belediyesini ve Eminönü Belediyesi'ni kazanırsak Istanbul'un gözbebeği Kapalıçarşı'ya gözümüz gibi bakacağız" vaadiyle defteri imzalamıştı. Tansu Çiller'in notu ise "Bugün kardeşlerimle kucaklaştım" diye başlıyordu. Milletvekilleri anılann fotokopisiyle aynlmadan önce "acı kahvenin hatırına" mesajlannı kaleme aldı. önce Turhan Çömez yazdı: "Tarihi, geleneği, nostaljiyi, dostluğu, sevgiyi ve acı bir kahveyi tatmak için buradayız. Yanımda TBMM'de kıran kırana mücadele ettiğim bir dost var, Berhan Şimşek. Bu mekân, tarihe olduğu gibi dostluklara da tanıklık ediyor." Sonra Berhan Şimşek kalemi eline aldı: "Şark Kahvesi'ne gençlik yıllanmda gelirdim. Bugün yıllar öncesinin Beyazıt, Laleli, Kapalıçarşı'sı ve benim o günlerime döndüm. Sevgili kardeşim Turhan Çömez TBMM çalışmalarında kıran kırana mücadele dese de... Siz bu yazıyı okuyanlar; Turhan'm da benim de daha güzel Türkiye, özlemimizdir. Bir kahvenin kırk yıl hatın vardır." Işte en son AB fıkrası! llerleme Raporu'nun açıklanmasının ardından, Meclis kulislerinde fıkralı muhalefet de yaygınlaştı. Son günlerde kulislerde en "revaçta" olan fıkra şöyle: Bir akıl hastanesine başhekim olarak atanan adam, göreve başladıktan sonra hastaneyi gezmeye çıkmış. Dolaşırken, aşağı kattaki mutfaktan sesler geldiğini duymuş. Mutfağa indiğinde ilginç bir manzarayla karşılaşmış. Dört beş deli, tebeşirle çizilmiş bir dairenin içinde sırtüstü-yüzükoyun yatmış, ha bi gayret debeleniyormuş. Biri de, sadece kuş sütünün eksik olduğu bir masada tek basına kahvaltı ediyormuş. Başhekim masadaki adama şaşkınlıkla sormuş: - Bunlar niye bu dairenin içinde debeleniyor böyje? Masadaki istifini bozmamış: - O daireyi ben çizdim, çizginin altından geçen benimle kahvaltıyı paylaşır, dedim. Onlar da çizginin altından geçmeye çalışıyorlar. Başhekim, bu "pariakzekâlı" adamı kutlayıp yakından tanımak istemiş: - Senin adın neydi? Adam gururla kendini tanıtmış: - Günther Verheugen! AKP kimliğine ÖSYM tescili... "Devlet kapıstnda iş" umuduyla, 2004 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavı'na giren adaylar, "Aşağıdaki siyasal partilerden hangisi 'muhafazakâr demokrasi' kavramını siyasal duruşunun temel öğelerinden biri olarak tanımlamaktadır?" sorusuyla karşılaştı. Yanıt seçenekleri, "MHP, DYP, ANAP, AKP ve Demokrat Parti" olarak sıralanıyordu. Sorunun doğru yanrtı, kurulduğu günden bu yana "Milli Görüş gömleğinden sıynlıp", yeni kimlik arayişına yönelen, sonunda da kendini "muhafazakâr demokrat" olarak tanımlayan "AKP" idi. Yeni kimliğini tam da üzerine oturtamayan AKP'nin iktidan döneminde, memur adayianna bu sorunun yöneKilmesini_CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, "manidar" buldu, konuyu bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Başbakan Tayyip Erdoğan'a, "Sorunun amacı, sınava giren 2 milyon adayın kafasıria AKP imajının yerieştiriimesi ve AKP'nin reklamının yapılması mıdır" diye soran ören'e yanrt, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Savaş Küçükyavuz'dan geldi. ÖSYM'nin "sınavlarda güncel sorulara yer verebildiği"n\ belirten Küçükyavuz, "bir partinin imajını yerieştirmek veya reklamını yapmak gibi bir amaca hizmet etmediğini" savundu. Küçükyavuz'un yanıtından ÖSYM'nin bu soruyu "ne amaçla" yönelttiği net olarak anlaşılamadı, ama AKP tartışmalı "muhafazakâr demokrat" kimliğini ÖSYM'ye tescil ettinmiş oldu... Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sarıoğlu tbmmcumflttnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle