Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2004 PAZARTESİ
HABERLER
İsmail Cem'e
özelstatü
• ANKARA (ANKA) - 24
Ekim'de toplayacağı
olağanüstü kurultayda
partiyi feshederek CHP'ye
katılma karan alacak olan
YTP Genel Başkanı ismail
Cem'e. CHP'de '-Genel
Başkanlık Başdanışmanı"
gibi özel statüyle görev
verilmesi beklenirken,
YTP'nin kuruluş
aşamasında CHP'ye gelen
Kemal Deniş'e yapılan
görkemli karşılama
töreninin benzeri Cem'e de
yapılacak. Tören, tedavısi
ABD'de süren Cem'in bu
ülkeden dönüşünün hemen
ardından yapılacak.
Bag-Kur emeklisi
prim vepmesin
• ANKARA (ANKA) -
DYP, çalışmaya devam
eden Bağ-Kur
emeklilennden kesılen
yüzde 10'luksosyal
gûvenlik destek priminin
kaldınlması için
TBMM'ye yasa teklifi
verdi. DYP Denizli
Milletvekilı Ümmet
Kandoğan'ın ımzasını
taşıyan teklıfın
gerekçesinde, emekli
maaşının emeklınin temel
ihtiyaçlanna yetmediği bir
dönemde emeklinin ikinci
bir işte çalışmasının
Türkiye'nin en önetnli
görüntülerinden bıri
olduğuna dikkat çekildi.
Emniyetten
yalanlama
• ANKARA (ANKA) -
Içışlen Bakanlığı, Emniyet
Genel Müdürlüğü'nün
APK Uzmanı llhan Naci
Ekıncı'nin Van'a tayin
edileceği yönündeki
haberlerin gerçeği
yansıtmadığını bildirdi.
Bakanlık'tan yapılan
açıklamada, "Yasalarda
atamalann hangı usul ve
esaslara göre yapılacağı
belirtilmiş olup
Başbakanlık'tan tçişleri
Bakanlığı'na, adı geçen
kişinin aktif göreve
getirilmesiyle ilgilı ne
yazılı ne de şifahi herhangi
bir talimat da söz konusu
olmamıştır" denildi.
Tutuklu yakmları
yeni yasaya karşı
• ANKARA (AA)-
Tutuklu ve Hükümlü
Yakınlan Yardımlaşma ve
Dayanışma Deraeği
üyeleri, yeni Ceza Infaz
Yasa Tasansı'nın insani
taleplere uygun olmadığını
savunarak mevcut haliyle
çıkanlmamasını istedüer.
Dernek üyesi bir grup,
Yüksel Caddesi Insan
Haklan Anıtı önünde
toplandı. Tutuklu yakını
Nihat îldan, grup adına
yaptığı açıklamada,
tasanda. kaygıyla
karşıladıklan bazı hususlar
olduğunu belirtti.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Akgün, AKP'li olmayan belediyelerin cezalandınldığını belirtti: 2OOO'Lİ YILLARDA
Sınırdeğiştirmeoyunu
ERDAL ATABEK
ÖZLEMGÜVEMLİ
Büyükçekmece"nın ANAP'lı
Belediye Başkanı Hasan Ak-
gün, Büyükşehir Belediye Ya-
sası'nda yapılan değişiklikle
Çakmaklı ve Ahmediye köyle-
rinin AKP'li belediyelere bağ-
lanmasıyla ilgili tstanbul îdare
Mahkemesı'ne baş\ıırdu Ak-
gün, "BüyükçekmeceBelediye-
sfniAKPkazansaydıbunlarya-
şanmayacaktı. AKP sandıkta
kazanamadıklarmı masa başm-
da kazanmaya çahşıyor. Yürüt-
meyidunhırmabaşvurusundan
sonuç alamazsakAvrupa İnsan
Haklan Mahkemesi'ne de gide-
ceğiz" dedi.
5216 sayılı Büyükşehır Bele-
diye Yasası uyannca Büyükçek-
mece Belediyesi "ne bağlı Çak-
Kıyı Yasası
• Büyükşehir Belediye Yasası'nda yapılan değişiklikle
Büyükçekmece'ye bağlı olan Çakmaklı ve Ahmediye köyleri
AKP'li belediyelere bağlandı. Karara tepki gösteren
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, "AKP sandıkta
kazanamadıklannı masa başında kazanmaya çalışıyor. A\Tupa
Insan Haklan Mahkemesi'ne kadar gideceğiz" dedi.
maklı köyünün Kıraç beldesıne,
Ahmediye köyünün de Tepecik
beldesine bağlanmasının yarat-
tığı tartışma devam ediyor. Ko-
nuyla ilgili sorularımızı yanıt-
layan Büyükçekmece Belediye
Başkanı Dr. Hasan Akgün, el-
lerınden alınan köylerin uzun
yıllardır Büyükçekmece "ye bağ-
lı olduğunu, tüm hızmetlerinin
kendılen tarafından sağlandı-
ğını söyledı.
Çakmaklı ve Ahmediye köy-
lerinin ellerinden alınıp AKP'li
belediyelere bağlanmasının al-
tında yatan nedenin siyasi oldu-
ğunu ifade eden Akgün, "Çak-
maklı köyünü, Büyükçekmece
iiçe belediyesinden alıp yüzde
95'i kaçakyapıdan oluşan gece-
kondu mahaDesi görünümlü Kı-
raç bekksine bağladdar. Kıraçta
yaşayan çocuklarÇakmakb da-
kiBseyegidiyorlar" dıye konus-
tu. Akgün. Çakmaklı köyünün
Büyükçekmece'ye yılda 1-1.5
trilyon lira civannda gelir sağ-
ladığını ifade ederek sınırlann
değiştirilmesini "AKP'nin ge-
Brinive rantmı artürma operas-
yomT olarak niteledi.
Akgün, Çakmaklı köyünde
tapusu Büyükçekmece Beledi-
yesi'ne ait toplu konut inşaatı-
nın sürdüğünü, mezarlığın, kü-
çük sanayi sitesinin, sokak hay-
vanlannı rehabilite merkezinin
burada bulunduğunu belirterek
"Buraya trilyonlarca Hrahk va-
Deniz
dolgusuna
somşturma
• Kıyı Yasası'na muhalefet
ettikleri gerekçesiyle bugüne
kadar 27 belediye başkanı
hakkında soruşturma başlatıldı.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Bırçok belediye başkanı,
göreve gelir gelmez denizı toprak ve
kayalarla doldurarak yapılaşma için yeni
alan yaratırken, bugüne kadar 27 belediye
başkanı hakkında Kıyı Yasası'na
muhalefet etmekten soruşturma ve dava
açıldı. Soruşturma açılan belediye
başkanlannda illere göre Izmir birincı,
Mersin ikinci, Antalya da üçüncü sırada
yer alıyor. CHP Izmir Milletvekili Hakkı
Ulkü, Kıyı Yasası'na aykın davrandığı
iddia edilerek haklannda soruşturma
açılan belediye başkanlannı TBMM
gündemine taşıdı. Ülkü. Başbakan Tayyip
Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle verdiği
soru önergesinde, hakkında soruşturma
açılan belediye başkanlannm sayısını ve
üye olduklan partilen sordu. Erdoğan-
adına yanıt veren Ulaşhrma Bakam BinaU
Yıldınm, Kıyı Yasası'na muhalefet
ettikleri gerekçesiyle haklannda inceleme
ve soruşturma başlatılan 27 belediye
başkanı olduğunu bildirdi. Yıldınm'ın
Ülkü'ye gönderdiği listede. eski Urla
Belediye Başkanı olarak Ülkü'nün de adı
yer alıyor. Hakkında soruşturma izni
verilen ve dava açılan bazı belediye
başkanlanyla ilgili iddialar şöyle:
Eski Ürkmez Belediye Başkanı
Halil KÜÇÜkkural: Ürkmez Çayı'mn
denıze boşaldığı yerde Kıyı Yasası
uyannca gerekli onarma işlemleri
tamamlanmadan belediye tarafından bazı
dolgu ışlemlerinin yapıldığı iddiası.
Eski Altınoluk Belediye Başkanı
SÜIeyman Şahin: Sahil bandında
Kıyı Yasası'na aykın yapılaşmaya göz
yumulduğu ve sahil şendıyle ilgili imar
uygulamasında usulsüzlük yapıldığı
iddıasıyla ilgili olarak mahalli idareler
kontrolörü tarafından rapor düzenlendi,
Kaymakamlıkca soruşturma iznı verildi.
Eski Zonguldak Belediye
Başkanı İsmail Esref: Terakki
Mahallesi Milli Egemenlik Caddesi'nde
Kıyı Yasası'na aykın olarak kıyı kenar
çizgisi üzerine binalann yapılmasına göz
yumulduğu iddiası. Zonguldak
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesi'nde
dava açılmak üzere iddianame hazırlandı.
Istanbul'da29 Ekim provası
Cumhuriyet Bayramı kutlamalan
kapsanunda dün. 29 Ekim Cuma
gûnü Vatan Caddesi'nde
gerçekleştirilecek törenin provası
yapüdı. Provada, İstanbul VaM
Yardımcısı Ergun Giingör ve 66.
Zırhh Tugay Komutanı
Tuğgeneral lhsan Balabanh, temsili
tören geçişi yapan askeri ve sivil
okullardan öğrenciler, gaziler,
askeri birtikler, zn-hb araçlarla sKil
kunıluşlann temsilcileri tarafından
setamlandL Cadde tören nedeniyle
bir süre trafiğe kapabhrken
çevredeld bazı binalann pencere ve
balkonlanna çıkan ya da seyir için
alana gelen yurttaslar, tören
provasııu bile büyük coşku ve
alkışlaıia izkdi
(Fotoğraf: AA)
ünm yapok, O yüzden bu konu-
da tarafiz" dedi. Akgün, Ah-
mediye köyünün tamamının Bü-
yükçekmece Barajı su toplama
havzasının mutlak koruma ala-
nında, Çakmakh'nın yansının da
su havzasında bulunduğunu vur-
gulayarak ılçenin yüzde 80"inin
havza içinde bulunduğunu ve
yülardır kendileri tarafindan ko-
runduğunu anlatn. Akgün, "Şim-
di Istanbul'a yılda 100 milyon
metreküp su veren barajın su
toplama havzasından 3 beledi-
ye sorumlu olacak. Yetki kar-
maşası yaşanacak. 3 gün sonra
havzamn mantar gibi gecekon-
dularla dolmasından endişele-
niyorum" dedi
'Halk hesap sorar'
Akgün, yeni çıkan 5216 sayı-
lı Büyükşehir Yasası'nda hal-
kın ikamet yerini seçme hakkı-
nın elinden alındığına dikkat çe-
kerek 1989 yılında Türkiye'nin
de imzaladığı Avrupa Yerel Yö-
netimler Özerklik Şartı'nm 5.
maddesinde yurttaşlann onayı
alınmadan sımr değışiklığı ya-
pılamayacağının belirtildiğini
kaydetti.
Hükümetin bu durumu ınce-
lemesi halınde kararlannın hep-
sinin gen döneceğını ifade eden
Akgün, "Bu durumu Büyükşe-
hir Belediye Meclisi'nin ve ilgili
ihtisaskomisyonunun incekme-
si mümkün değfl. Çünkü komis-
yona sınır değişiküği ile ilgili ça-
hşmafirsaüverilmedi. AKP'nin
yetki organlan karar verdi, Bü-
yükşehir Belediye Meclisi'nde
oyçokhığuyla kabul edildi" de-
di. Akgün. "Bu konuda konuş-
tuğum için tstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin hizmetlerimize
engel olacağını söylüyoıiar. De-
mokratik haklanmızı kullanma
noktasında koymus olduğumuz
tavTimız hazmedilemeyerek be-
lediyemizcezalandınlacaksa ce-
zalandırüsın. Halkbununhesa-
bını sorar" diye konuştu.
Çakmaklı köyünden birkaç
kişinin de yürütmenin durdu-
rulması için idare mahkemesi-
ne başvuracağını dile getiren
Akgün, sözlerini şöyle tamam-
ladı: "Yaanmlarnnızdan dola-
yı halkm isteklerinden dolayi bu
işin peşinde olacağız. 25 yıldn"
planlamasıyla, altyapısıvia, çev-
redüzenlenıeavleburayayapnuş
olduğumuz hizmetierden dola-
yı bu işin peşinde olacağız. Tril-
yonlarca lira harcavıp planlan-
nı tamamladık. Ezh eti biz çek-
tik. Hukuki ve demokratik mü-
cadekmi vereceğun."
Mersin'de 11 belediye başkanı sınır genişletmeye karşı dava açıyor
Belde başkanları büyükşehire karşı
MERStN (Cumhurijet)
- Mersin'de 11 belde bele-
diyesi. büyükşehir beledi-
yelerinin sınırlannı geniş-
leten 5216 sayılı yasanın ip-
tali için dava açmaya hazır-
lanıyor.
1 Eylül'de yürürlüğe gi-
ren ve valilik binalan mer-
kez ahnarak 20 kilometre
yan çapındaki belediyele-
rin ilk kademe belediyesi
olmasını ve köylerin ma-
halleye dönüştürülmesini
öngören yasayla Mersin
merkez ilçede 19 belde be-
lediyesi büyükşehir beledi-
yesine bağlanıyor. Bunun
üzerine Mersin'de 11 bel-
de belediyesi yasaya karşı
hukuk sürecini başlattı.
Toplu halde Mersin 1da-
ri Mahkemesi'ne giden 11
belediye başkanı adına ko-
rin de tüzel ktşinlderini ka\ -
bederek mahalle haüne ge-
tirilmesine, halkın irade-
siyle kazanılmasına rağ-
men özerkIdşiliğknizin ahn-
masmakarşıyTz'' dedi. Be-
• Büyükşehir belediye sınırlannı genişleterek
bazı belde belediyelerini ortadan kaldıran
düzenlemeye tepki gösteren belediye başkanlan
genelgenin iptali için Danıştay'a başvuracak.
nuşan Kazanlı Belediye
Başkanı Kenan Yıldınm.
"Belde belediyelerinin ilk
kademe belediyesine dö-
nüştürülmesine ve köyle-
lediye başkanlanrun avuka-
tı Arslan Koçak ise yasa-
nın bazı maddelerinin ip-
tali davası için Mersin 1da-
ri Mahkemesi'ne, Içişleri
Bakanlığı'mn Mahalli ida-
reler Genel Müdürlüğü ka-
nalıyla gönderdiği yasay-
la ilgili genelgenin iptali
için de Danıştay'a başvu-
racaklarmı açıkladı. Dava
dilekçelerinin Anayasa
Mahkemesi'ne sunulmak
üzere verildiğini belirten
Arslan Koçak, "Belediye-
lerin büyük çoğunluğu
AKP'li olduğu için beledi-
ye başkanları bu kanun
karşısuıda sessiz kaüyor.
Bu \ asanın iptali için sade-
ce Mersin ve tzmir'de bel-
de bekdiyeleri mücadele
ediyorlar" diye konuştu.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Alaattin Çakıcı. son 20 yılımıza dam-
gasını vuran mafya liderlerinden. Ken-
disiyle 1986 yılı aralık ayında bir ay ay-
nı cezaevinde, aynı koğuşta kalmıştık.
0 zaman yıldızı yeni parlıyordu. Ceza-
evine onun ziyaretine emniyet müdür-
leri, savcılargeliyordu. Ben de bu dev-
let görevlileri nasıl olup cesaret ederek
buraya geliyorlar, diye düşünüyordum.
Çakıcı'ya ner gün, cezaevine bir çan-
ta dolusu para geliyordu ve Çakıcı bun-
lan dağıtıyordu. Bu sayede cezaevin-
de rahat hareket edebiliyordu.
0 günden bugüne 20 yıla yakın bir
süre geçti. Çakıcı birkaç kez daha ce-
zaevine girdi çıktı. Gücü ve etkisi arttı.
Bu arada birçok kritik olayda adı geç-
ti. Devlet içinde birtakım güç odakla-
nyla ilişki kurduğu anlaşıldı. Devlet gö-
revlisi olup olmadığı tam anlamıyla hiç-
bir zaman netlik kazanmadı. Bazıları
onun devlet görevlisi olduğunu söyle-
diler, bazıları da devletin onu kullandı-
ğını iddia ettıler.
Çeteler Neden Düşüşe Geçti?
Sonuç olarak, Çakıcı olayında gör-
dük ki, devletin bazı görevlileriyle Ça-
kıcı arasında derin ilişkiler oluşmuştu.
Bu ilişkilerin sonucunda devlet kade-
melerinde etkili olduğu da anlaşıldı.
Ancak son günlerde Çakıcı'nın eski gü-
cünün ve itibarının kalmadığı şeklinde
bir izlenim ediniyoruz. Bu izlenim yal-
nızca Çakıcı'yla ilgili değil, Sedat Pe-
ker olayında da benzer bir tabloyla kar-
şı karşıyayız. Sedat Peker'in de devlet
içindeki ilişkıleri bir anda ortaya dökü-
lüverdi. Bütün bu tablo karşısında ba-
zı ınsanlar şaşkınlığa kapılıyor ve dev-
let görevlileriyle suç örgütleri arasın-
daki ilişki onların devlete bakış açıla-
rında yaralar açıyor.
Aslında bu şaşkınlık ilk olarak derin-
lemesine "Susurtuk kazası" sırasında
ortaya çıkmıştı. Nasıl oluyordu da dev-
letin üst düzey görevlileri suç örgütle-
rinin elemanlanyla bu kadar iç içe ge-
çebiliyordu? Aslında otoriter rejimlerin
hep bu tür yolsuzluklar yarattığı bili-
nen bir şeydi. Bir ülkede demokrasi ve
şeffaflık olmayınca, devlet toplum ta-
rafından denetlenemeyince yolsuzluğa
uygun bir ortam da kaçınılmaz olarak
ortaya çıkıyordu.
Pekı şimdi ne oluyordu da suç örgüt-
leri ve onlaria işbirliği yapan devlet gö-
revlileri birer birer gün yüzüne çıkıyor-
du? Türkiye'de ne değişiyordu da böy-
le yeni bir durumla karşı karşıya geli-
yorduk? Burada rivayet değişik. Kimı
yorumculara göre, bugüne kadar Tür-
kiye'nin son 20 yılına damgasını vuran
siyasi kadro artık iktidar gücünü yitir-
mişti. Onların kurduğu yasadışı ilişki-
lerin de kaçınılmaz olarak sonu gel-
mişti. Türkiye'de yeni bir tek parti hü-
kümeti kurulmuştu ve bu tek parti hü-
kümeti bu ilişkiler ağının içinde değil-
di. Bir başka iddia ise Türkiye'de 12
Eylül askeri darbesinin yarattığı yıkım
ve tahribat, bütün devlet kurumların-
da kaçınılmaz olarak yozlaşmaya ne-
den olmuştu. Bu nedenle devletin de-
mokratikleşme ihtiyacıyla bu yapı cid-
di birçatışma içine girmişti. Türkiye'nin
AB'ye yönelmesi, demokratikleşme
projesinin adım adım hayata geçme-
si, yerleşik ilişkileri yerınden oynatı-
yordu. Bu altüst oluş, devlet görevli-
leriyle suç örgütleri arasındaki ilişkiyi
desarsıyordu.
Bundan sonra ne olacağını kestir-
mek zor. Ancak şu andaki durum, es-
ki ilişkilerin cıddi bir şekilde yıprandı-
ğı ve eski şekilde yürütülemez hale
geldiğidir. Türkiye, yeni bir yolun üze-
rinde. Tabıi kı bu yolun sağlıklı bir şe-
kilde gelişmesi, ancak örgütlü birtop-
lumla mümkündür. örgütsüz bir top-
lum olduğu sürece bu çatışmalar yu-
kandaki değişmelere bağlı olarak şe-
killenir. Çeşitli uzlaşmalaria başka yoz-
laşmalara kapı açılabilir.
Alaattin Çakıcı ile cezaevinde bir
arada bulunduğumuz dönem, Türki-
ye'nin henüz askeri darbe sendromu-
nun tam ortasında yaşadığı dönemdi.
Aradan geçen 24 senenin ardından
askeri darbenin, otoriter kurumlaşma-
nın içinden nasıl çıkabileceğinin hesa-
bı yapılıyor. Ancak acı olanı, bu süre-
ce örgütlü toplum olarak henüz mü-
dahale edilememesi.
Bir gazeteci arkadaşımız, "Bu tar-
tışmalar belli çevrelerin yönlendirme-
siyle oluyor, biz bu havaya kapılma-
yacağız" ü\yor. Biryönüyledoğruolan
bu saptama, bir başka yönüyle eksik
değil mi? Sonuçta medyaya yansıyan
bu haberler, şeffaf toplum için de bir
ön birikim oluşturmuyor mu? Yeni bir
eleştirel bilinç oluşturmuyor mu?
Ne Aradığını Bilmek...
'Ne aradığını bilmek', basit bir farkına vanş sa-
nılır, oysa hiç de böyle değildir.
'Ne aradığını bilmek', sanıldığından daha kar-
maşık bir süreçtir ve çeşitli aşamalardan geçer.
'Kendini tanımak', bu aşamalann ilkıdir ve en zo-
rudur.
Kendi duygularını, düşüncelerini tanımak, han-
gi evrelerden geçtiğini kavramak, yaşamındaki
destekleri ve köstekleri görebilmek, özdeğerierini
oluşturmak, güçlü ve zayıf yanlarını sınamış ol-
mak, 'kendini tanımak' için çok önemli işaret fe-
nerlerıdir. Bütün bunlan göremeden ya da gör-
mezden gelerek, kendisiyle yüzleşemeden 'ken-
dini tanıdığını sanmak' insanlann en büyük yanıl-
gısıdır. Çoğu insanın kendine acı veren seylerden
kaçarak, sadece haz alacağı şeylerie buluşma is-
teği bu yanılgının en büyük nedenidir.
'Aradığını nerede bulacağını bilmek', ikinci ve
zor bir aşamadır.
Insan genelde 'aradığına' değil de 'kolay bula-
cağı yerdeki şeylere' bakar. Sonra da 'kolay yer-
de bulduğunun' aradığı şey olduğuna kendini inan-
dırmaya çalışır. Aslında 'burada bulduğunun' ara-
dığı şey olmadığını için için bildiği halde yeni de-
neyimleri göze alamaz, böylece de kendi 'doygun
mutluluğunu' kaçırmış olur.
'Bulduğunun değerini farketmek', üçüncü aşa-
madır.
Pek çok insan 'bulduğunun değerini fark et-
mek' olgusunu başaramadığı için elindeki değeri
görememektedir. Buna bir anlamda 'psikososyal
köriük' diyebiliriz. Bu durumdakı insan, 'zenginli-
ğin içindeki fakir' yetersizliğine düşmektedir. içi-
ne düştüğü körleşme, onu bir yandan yetersizli-
ğe, bir yandan da doyumsuzluğa sürüklemekte-
dir. Neyi aradığını bilmeden aramayı sürdürmek,
çağımızın insanının içine düştüğü trajedidir.
'Bulduğunu kendisiyle zenginleştirmek', dör-
düncü ve önemli aşamadır.
Arayıp bulduğunuz her neyse, onu kendinizle
zenginleştirmek, yaşama sanatının en büyük ba-
şanlarından birisidir. 0 bir insansa, onu kendi nite-
liklerinizle donatmak, onun niteliklerıyle de donan-
mak, zevkli bir yaşam ilişkisini sürdürmenin ince-
likli bir yoludur. Böyle yaşama sanatının usta yön-
temlerıyle örülmüş insan ilişkisi, yaşamın en büyük
hazzını verecektir. Bunun yerine, insanların birbiri-
ni tüketmesi, birinin yaşam enerjisini tüketerek öte-
kisinin yaşamaya çalışması, insan sömürüsünün çok
az bilinen ama çok yaygın bir biçimidir. Arayıp bul-
duğunuz bir meslek ise, o mesleği bulduğunuz yer-
de daha öteye götürmek, o mesleğin amaçlarına
uygun yeni yöntemler bulup denemek, ona yeni-
likler katmak, kendinizi geliştirirken mesleğinize
yeni değerler katmak, 'bulduğunuzu kendinizle
zenginleştirme'nin iyi örneklerinden birisidir. Eğer
o bir iş ise, gene işinizi bulduğunuzun ötesine ta-
şımak, onu kendinizle zenginleştirmek, sizı de, işi-
nizi de daha verimli, daha mutlu kılacaktır.
'Aradığınızı bulmak için bedel ödemeyi göze
almak', çok önemli bir aşamadır.
Bu beşinci aşamanın sürecin son ve en önemli
aşaması olduğu kanısındayım.
Hiçbir şey, bedelini ödemeyi göze almadan el-
de edilemez.
Hiç bedel ödemeden elde edildiği sanılan her şey
için farkına varılmayan öyle çok bedel ödenir ki.
Eğer bu gerçek bilinmiş olsaydı, kımse bedelini öde-
meden elde etmeye kalkışmazdı.
Hak edilmeden elde ediien para, insanın yaşam
değerierinin yok oluşuyla ödenir.
Hak edilmeden elde ediien insan, nefret dolu bir
yaşamla ödenir.
Hak edilmeden elde ediien ünvan ya da mevki,
aşağılanma korkusuyla ödenir.
Hak edilmeden elde ediien her basarı, kaybet-
me korkusuyla ödenir.
• • •
'Ne aradığını bilmek', çağımız insanının en bü-
yük açmazlanndan birisi.
Ne aradığını bilmediği için acı çeken, mutsuzolan,
yıllar boyunca ne yapacağını bilmeden, ne yaptığı-
nı düşünmeden yaşayan öyle çok ınsan var kı.
Çocuklar, ne aradığını biliyor. Çikolata, gezmek,
oyuncak, açık isteklerdir.
Gençler, ne aradığını bilemiyor. öyle çok beklen-
ti, öyle çok seçenek, öyle sınıriı olanak var kı.
Erişkinler, bulduğunun aradığı şey olup olmadı-
ğını bilemiyor. Artık bulduğuna razı olmaktan baş-
ka çareleri yok.
Yaşlılar, bulduğunun aradığı şey olmadığını bil-
se de yapacak fazla şey olmadığını düşünüyor.
Sonuç nedir dersiniz? İyi mi, kötü mü?
Acaba her şeyden önce 'ne aradığını bilmek' eği-
timini mi yapsak?...
e-mail: erdalatak@superonline.com
Faks: 0212 5139098
SHP Bağcılar binasının yıkılması
Korakayapolisten
şikâyetçi olacak
tstanbul Haber Servi-
a-SHP Bağcılar tlçe Baş-
kanı MahmutKarakaya.
ilçe binasının yıkımı sı-
rasında, kendisine şiddet
uygulayan polisler hak-
kında şikâyetçi olacağı-
nı söyledi.
Yıkım sırasında kalp
spazmı geçiren Karaka-
ya'nın tedavisi sürüyor.
Bağcılar Hastanesi'nde
yatan Karakaya, bugün
pohsler tarafından gözal-
üna ahnarak sa\'cüığa gö-
türülecek. Karakaya, bi-
nanın kendilerine haber
verilmeden, baskın yapı-
larak boşaltıldığını ve yı-
kıldığını anımsatarak "Bi-
zim 2 yıDık kontraomız
var. Içeri girip de her şe-
yi parçaladıklannı göriin-
ce smiıiendim. tşçiler ba-
na saldınrken polis gektL
Ama sonra da potislerbe-
ni koDanmdan ><
akalaya-
rak süriikleme>e başla-
dı" dedi. Bu esnada po-
lislerin kendisine vurdu-
ğunu anlatan Karakaya,
şöyle devam etti: "PöKs-
lerdenbiri 'Fazla vurma-
yın' dedi'Vurmayın' de-
P de fazla vunnayın di-
yor. BağalarKarakoJu'na
götürdüler. Daha önce iki
kere kalp krizi geçirmiş-
tim. Kötü oldum. Hasta
oktuğumuvebenibir has-
taneyegötürmelerigerek-
tiğini söyledim. Götür-
medier.Enazmdanbirdfl
alü haptverin dedim. onu
bilevermedfler. Durumu-
mun körüleştiğini anla-
yınca yakındaki sağlık
ocağma götürmeye razı
oldular.Orada$adecetan-
ayonumuötçebüdiler.Ba-
VTİmışun, hastaneye kal-
dırnuşlar."