Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2004 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MOITAZ SOYSAL
Oyuna Gelmek
KURBAN BAYRAMI ari~fesinde kurbanlık çeşit-
lerini gözden geçirerek güncel konulara eğılip bir-
takırr sonuçlara varmak ilginç olabilir.
Kurbanlığın en yaygın v & bilinen çeşidi herhalde
koyunun kurbanlığıdır. Kurtıan edileceğini ve edil-
diğini bilmeden kurbar» olmak.
"Verene kurban olayım " diyen şefkatli ananın ya
da "Kjrbanın olayım " diyetrek yalvaran âşığın kur-
banlıöı, olsa olsa, çok büyûk birsevginin belirtisi-
dır.
Beline sardığı bombayı paatlatarak "dava" uğru-
na kendini öldüren, ama b u arada ilgisiz bir yığın
masumu kurban edeninki fcıaşka çeşit bir kurban-
lık.
Birde başkasını kurban etmek isterken kendi ca-
nından olanın kurbanlığı v a r ki, en ters ve acıklı olan
herhalde budur. Böylesine dramatik olmasa bile,
başkasına oyun oynamak rsterken kendisi oyuna
gelenin davranışı da kanşıhc duygular uyandırır in-
sanda. Kişi, sizden olmayan, sevmediğiniz, diş bi-
leyip düşman olmuş biriyse, "oh olsun" demekten
kendinizi alamazsınız. A m a , sizden biriyse, yakını-
nızsa, hele halkınızı yöneten, ülkenizi temsil eden
biriyse, üzülmez misiniz? Birilerini oyuna getırmek
istenildiğinde, tuş edelim derken tuş olmuş pehli-
van durumuna düşme tehilikesi varsa, uyarmak
gelmez mi ıçinizden?
Sayın Başbakan'ın bazı sözleri bunlan düşündür-
mez mi size?
Kıbns sorununu çözmet<, bir oyun ya da yarış
işi değildir. Kalıcı, hakça, herkes ve herkesten
önce de kendi insanınız içir» doğru bir çözüm bul-
mak, bilgi, titızlik, uyanıklık ve sabır ister. "Çözü-
mü savsaklıyor" diyerek suçlanan Denktaş, bilmek
gerekir ki, böyle bir çözümü en çok isteyen, ken-
dinden sonraya yanlış ve fe^aketlere gebe bir du-
rum bırakmamak için gece gündüz kafa yoran ve
didinen bir kişi. Dıştan söylenenlere kanarak, onun
için olduğu gibi, başkalan için de konuyu bir yanş,
karşıdakini mat etmeye yönelik bir oyun olarak
görmek kadar yanlış bir şey olamaz. Yüz binlerce
ve milyonlarca insanın dururnunu, çıkarını, mutlu-
luğunu ve geleceğini ilgilendiren bırsorun cıddiyet
ister.
Şimdi, "Karşı taraf biradım atarsa, biz ikiatarız"
ya da "Onlann kabul ettiğin/n bir ötesini biz kabul
ederiz" türünden sözler, ilk b*akışta, özellikle med-
yatik bir dünya ortamında, karşıdakileri köşeye sı-
kıştıncı, lehte puan getirici, etkileyici bir tarz sayı-
labilir.
Ama, nihayet, bir "oyun" tarzı.
Hiç mi tehlikesi, kendi oyununuza gelme riziko-
su yoktur?
O
rneğin, referandum konusu.
"Boşluklannı Genel Sekreteriiğin dolduraca-
ğı birmetin üzerinde referandum olmaz" doğru bir
tutumdu. Üstelik, karşı tarafın da benimsediği.
"Boşluklannı başkalan da doldursa yine vanz"
demek akıl kârı mıdır?
Ya karşı taraf "Biz de vanz" derse ve yakın geç-
mişte Klerides'in övünerek itiraf ettiği gibi, "baş-
kalan"nca doldurulacak boşluklar o tarafla konu-
şarak doldurulursa, kendi oyunumuza gelmiş ol-
maz mıyız?
Tann Korkusu Yerine 'Sevgi'...
Korkaı temeline dayalı eğitim, "korku kültürü" oluştnrmuştur. Bundan
kurtulmanın etkin yolu eğitim anlayışının temeline e\Tensel ilkeleri koyarak
yeni değerler üretecek eğitim siyasalan (politikalan) uygulamaktır.
Prof. Dr. Nevzat YÜKSEL
• • lkemizde yaklaşık bir yıldır
U
dinci yaklaşımı ilke edinmiş
bir hükümet ışbaşındadır. Uy-
gulamalannın ülkemizi gerı
götüren bir yaklaşım içınde
olduğu da açıkça görülmektedir. Son ola-
rak Kuran kurslan ile ilgili yanm kalan
düzenleme girişimi, hükümet tarafından
bu kurslann temel eğitime seçenek (al-
ternatif) olarak görüldüğünü düşündür-
mektedir. Böyle bir rutum, korku teme-
line dayalı eğitimi daha da pekiştirecek,
yaratıcıhğı engelleyecektir. Bu yazıda
tehlikeli gidişin psikolojik açıdan bazı
nedenleri üzerinde durmak ve korku te-
meline dayalı bireğitimin yaratıcıhğı na-
sıl engelleyeceğıni göstermek istiyorum.
însanlar 'inanç'a neden gerek duyar? Bu
gereksinim nasıl arttırılabilir? tnanma
gereksinimı ile bilgi ve eğitim eksiklıği
arasında doğrudan bağlantı vardır. Bilgi-
siz ve eğitimsiz insanlan yönetmek ve
yönlendirmek kolaydır. Aynı şekilde bir
şeye inandırmak da kolaylaşmaktadır. Bu
nedenle tarih boyunca dinler hep devlet
korumasında obnuş, otoriteyi korurnak için
bir araç olarak kullanılnuştır. Hükümet-
ler ise 'eğitim'e aynlan parayı arttırma ko-
nusunda hep isteksız davranmışlardır.
Demokratik ülkelerde bıle sıklıkla böy-
le olmuşrur.
Din ya da inanç neden yetkeyi (otori-
teyi) korumaya hizmet etmektedir? So-
runlanmızı çözmede yetersiz kalıp umut-
suzluk ve çaresizliğimiz arttıkça ağır yük
olarak algıladığımız bir ölçütten, sorgu-
lamaktan ve kuşkuculuktan vazgeçeriz.
Böylece kendimize soru sormayarak.
araştırmayarak rahatlanz. İnanmayaaçık
hale geliriz. tnsanlar inanma gereksinimi
içinde olduklannda onlan toplumsal ko-
nularda da yönlendirmek kolavlaşır. Oy-
sa büimsel düşüncenin temelini kuşku
oluşturur. Bu özelliği ile büimsel düşünce
ve inanç birbirine zıttır. 1nanç çaba gerek-
tirmez, soru sormaya izin vermez. Yalnız-
ca inanmak yeterlidir. İnanarak. psikolo-
jik olarak birçok yükten kurtulursunuz.
Bilimsel düşünce ise çaba gerektirir.
İnançlan körükleyerek, onlan yaşamın
temeli olarak görerek, yönetenlerle yöne-
tilenler arasında araştıncıhğı ve hak ara-
mayı yasaklayan bir uysal uyum oluş-
maktadır.
Tarikatlar da bu tutumun uzantısıdır.
tnanan însanlar yönünden kurallarönce-
den belli olduğu için araştırmak ve dü-
şünmek gerekmez. inanmak \e kuralla-
ra uymak yeterlidir. Kurallann mantıkJı
ve tutarlı olması gerekmez. Bazı tarikat-
larda izienen sapık ilişkiler bunun güçlü
bir kamüdır.
Düşünmeden \e sorgulamadan bir lide-
re inanmak insanlığı felakete sürükleye-
bılir. Tanhte başta Hitler olmak üzere.
bunun örnekleri vardır. Yeten kadar uzun
süre aldatılmışsak, aldatmacayı ortaya
koyan her kanıtı reddeder, gerçeği kabul-
lenmekte güçlük çekeriz. Gerçek acı ol-
duğundan ondan kopmaya ve avunru ara-
maya itıliriz. Tutarsız bir görüşün arka-
smdan gıdebiliriz. Oysa akla dayalı bılim.
kanıtlan istendiğinde gösterebilir, akla
dayalı olmayan inanışlar kanıt aramayı
inanç eksikliği sayar.
Bilimden haberli toplum
Çözüm için nitelikli bilim insanlan ye-
tiştirmek yeterli olamaz. Bilimden ha-
berli bir toplum yaratmak temel amaç ol-
malıdır. Unutulmamalıdır ki, "Ozgûrin-
sanlar eğtölebilir" düşüncesi doğru değil-
dir. Doğru olan eğitımin insanlan özgür-
leştirdiğidir.
Ülkemizdeki din eğitimi ve temel eği-
timin büyük ölçüde korku temeline da-
yandığını görüyorum. Korkunun temeli-
ne de Tann konmaktadır. Inancm daya-
nağının korku olması halinde olumsuz
etki katlanarak artar.
Böyle bir eğitim, araştıncıhğı ve yara-
tıcıhğı öldürmektedır. Üniversitelerimiz-
de ve öbür eğitim kurumlanndaki ilkel zih-
niyetin temelinde korkuya dayanan eği-
tim dızgesi (sistemi) yatmaktadır. Böyle
bir eğitim her aşamada buyurganlar ye-
tiştırir.
Buyurganlığm temelinde kendine gü-
ven eksikhğinin yattığı unutulmamalı-
dır. Bu eğitim dızgesi değışmedıkçe so-
runların da çözülmeyeceği bilinmelıdir.
Çözüm, korkunun yerini sevginin alma-
sıdır.
Sevgi her türlü ilginin kaynağıdır. îlgi
olmadan araştırma ve öğrenme olmaz.
Bu açıdan sevgi yaratıcılığın da kayna-
ğıdır. Tann korkusunun yerini Tann sev-
gisi almahdır. Korkulan bir nesnenin ar-
dından gidılemez.
Korku temeline dayalı eğitim, "korku
kültürü" oluşturmuştur. Bundan kurtul-
manın etkin yolu eğitim anlayışının teme-
line evrensel ilkeleri koyarak yeni değer-
ler üretecek eğitim siyasalan (politikala-
n) uygulamaktır.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun Açıklaması...
Türkiye Gazetecitef Cemiyeti'nin yayinladığı gûnlük
5/z/mCazete
Ülke sorunlanna ılişkın raportanyla, araştırmaJanyla,
köşe yaalanyla, tarafsız haberteriytesıvıl toplumların gazetesı.
Dûzenii okumak için abone olu.i. Tel: 0.212.51108 75
Türk Tarih Kurumu Başkanı
Prof Dr. Yusuf HaJaçoğlu, 14
Aralık 2003 tarihinde 2. sayfa-
mızda çıkan "Atatürk'e Karşı
tşlenen Suç" başlıklı Nurer
Uğurlu ımzalı yazıya bir açık-
lama gönderdi. Açıklamada
şöyle deniliyor:
"Prof. Dr. A. Afetinan. 1930
yılında yayımlanan 'YıutBilgi-
si Notlanndan Vatandaş İçin
MedenîBflgfler' (Milliyet Mat-
baası-tstanbul) ile 1931 yılın-
da yayımlanan 'Vatandaş İçin
MedenîBflgfler' (Maanf Vekâ-
leti Yayınlan, Devlet Matba-
ası-tstanbul) adlı kitabının te-
lif haklannı, 1968 yılında, ku-
rucusu bulunduğu Türk Tarih
Kurumu'na vermiştir.
Türk Tarih Kurumu, 1969 yı-
lında kendi basımevinde. yu-
kanda adı geçen kitabı. 'Mede-
nî BilgUer ve M. Kemal Ata-
türk'ün D Yazılan'adıyla XVI,
Sen Sa. 9.'da yayımlamıştır.
Bukıtap, 1930 ve 1931 tarih-
lennde Muallim A. Afetinan
olarak yazılan kitaplan esas alı-
narak, bizzat merhum Prof. Dr.
A. Afetinan tarafından yapılan
düzeltmeler ve ilavelerle yeni-
den tertip olunmuştur.
Merhum A. Afetinan, bilin-
diği üzere Atatürk'ün en ya-
kın mesai arkadaşıdır. Kitabın
bu şekilde yayımlanmasını, iki-
si arasında yapılan değerlen-
dirmeye veya yazarın takdirine
bırakrnak gerekmektedir. Bu
bakımdan Nurer Uğurlu'nun
yazısında ifade ettiği gibi, Türk
Tanh Kurumu bu kıtapta Ata-
türk'ün Düşünce ve Görüşlen-
ne Sansür uygulamamıştır. Ken-
disinin Atatürk'e bu derece ya-
kınlığına rağmen, ayrıca, aynı
kitabın Atatürk döneminde de
basıldığı göz önüne alındığın-
da, Nurer Uğurlu'nun yazısın-
da belirttıği 'bazı bölümlerin
sansür edildiğT iddiasının ne
kadar tutarsız olduğu aşikârdır.
Bir basunevinin, biryazara ait
kitabı yayınlamasının bir suç
isnadını gerektirmeyeceği ma-
lumdur. Kaldı ki Türk Tarih
Kurumu gibi Atatürk tarafindan
kurulmuş bir kurumun O'na
karşı suç işlemesi mümkün de-
ğildir. Aynca telif hakkı kuru-
cu üyemız olan Prof. Dr. A.
Afetinan tarafından Türk Ta-
nh Kurumu'na verilen bir kita-
bı 'Nurer Uğurlu başkanlığın-
da bir kurul tarafindan hazır-
lannıışür' ibaresi kullanılarak,
Örgün Yayınevı Kültür Dizisı
Yayınlan arasında gayr-ı huku-
ki olarak yayınlanması telif hak-
kının da ihlali suçunu oluştur-
maktadır.
Öte yandan A. Afetinan"ın
1930 ve 1931 yılında bastırdı-
ğı iki kitapta da 'MaarifVekâ-
leti MilB TaKm ve Terbive Da-
iresi'nin 7.9.1931 tarih ve 2197
numaralan emri ile Orta Okul
ve Liselerde okutulmak üzere
tabedflmiştir" notu, Nurer Uğur-
lu başkanlığında hazırlanan ki-
tabın başına da aynen konul-
ması, okuyuculan yanıltacak-
tır."
DENIZ KUVVETLERI KOMUTANLIGI
Sekjzinci ÇeCenekset"<Deniz" %onutu tRçsim 'Yanşması
_ = _ = ^ 2004 = = = — = =
Deıuz Kuvvtden KtmtulanhÇı, kUtÂyt stuuu hizmateri kupsamında dü-jnltmrku oUuğu.
ödüllü resim yanfrrudanndan sektihıcisiru. yıtrt çapında açmtş bulunmaktadır
'Yanşma %pnusu
"Denız"
Yanşma %oşuttan
• Butur sanatçılara açıfctjr
pya.akcılık veya kanşılı tekmkle yapılmış olacaktır• Yanşmaya kaMacak eserler
tuval ûzenne
• Sanatçıiar yanşmaya en fezla 3 ı uç) adet eser» k ^ ^ ^
• Eserter daha önce fıertıangı bir yanşmaya Katılma^ı^BBtar.amış oknalıdır
• Eserienp kısa kenan 70 cm den küçülcuzıın kenan 'afiSuJe- bû/uk olmamalıd r
• Esenenn jzennde ımza ısım ışarst vs bukjnravasafctîSP' a f î arkasına sanatçtnın rumuzu eserm tetonğı.boyutları ve
ıstemrse fiyatını beıırten 10x10 cm ebadıraa ar j g ^ M o ;l«laca- arnca >sa bir ozgeçmış açık adres ve telefofi
numarası ıceren Mgıler kapalı zarf ıçensırde. u z a U j t ı z u ı f e l n ı ; olarak eserte tnrtıkte Denız Muzea Komutanlığ'
Sanal Galena BeşDcia^iSTANBUL adresne m a k b ^ H p ı lesfc edı.ece«tj-
• Kargc veya posla *e yapılacaK teslmatlarja : ; o a ^ ^ ! B f a f i a î a B ' Derız KuvveDen Komuörlıgı sorumlu olmayacaktır
• Esetienn sıgortası sanatçıya aıt olacaktr
• Yarışma sonucunda odûl alai eseier .- - •
• Sergılenmek ûzefe seçlen eseıienp ise ne' luŞi a % to-= J |
olacaktır
•Ödül alan eserier 11 Temmuz 2004 lanhındei
bulunan esenef ise mektup.telefon ile esertenn j
vVanşna sonucunda sergrienmefc ûzere s
Komutanlığı Sanat Oatensı'noe s
• Dz K Kltğı sergı oıtış tanhnden ıtbaren 3 ay | ^ A Ş M te= - #nflffl>a- esenerden hıcbır sonımUuk taşımayacaktır
Yanşmaya katılacaklarinj şanname h
•cte Dentz Kjvveöen Komutanlığı rta aıt olacaktır
> vb tanıtım amaclı kullamm hakkı Dz K KhğınT
ö'nyet] yaymlanacak dan ı}e sergılenm*ye değer
-15 Ekım 2004 tanhlen arasında Deraz Müzea
mÖdüCkr
• Eşita9irtık)ıûç()
Ddute ayık göfiten i ı ûç esenn nîssam 3?t arasw<!ar! 3eç • j n ı i t s ^ a h ' i beftienecek eser sahıt» 2904 yılı 'Bahnye
Ressamı'ünvanı Neödülendinlecektır
ÇBafıriye 1
Ressamı-2004
• Ödûte By* görülen ik üç es?r
sa" s arasmda!' segKt k m f ü-aîaıdar s e ç *
•Itoyılsûreiegörevyapa- 5- sy-. :--nda"Bd»^Res38r'"&r«)!Bib?ı.
• Seçirasılıaindemüteakc. ^ _^^
• Bahnye Ressamı iki yıfıık sûreç K ^ n s ı d H H | â l d e I g i ^ '^ylafîa makâ ade'le'de 'esım yapar Bu esedef her ikt yıldâ
bir geteneks» olarak yapıla- Denız M H | M | a n u t s n ı : -v
-- ~ Vsrvpsasr :3 teşKıl edıle- seçıcı kuru! tarafından
degertendıri'ir ve uygun görilenler yanşmalPpfcdBte$- • e: r
E . esertera-a; - j s - Der
z Kj^etlen Komutanlığı
larafından uygun görülenler ücret mukaMı satın a nır
• Bahnye Ressamı bu ûrvaratoıdıâısûre ıçensrdc .stsutat B J J ac:uaanatu eCA.',ns«.-ıii(«ı»i5i ^ensmde sınıf
yada rOtbesı y o k t « | M i m B c n W İ iınyaiTesisteri gt-ış Hartı ver.Şrreçaü^ıstartıda m fö-*"- kolaylık göstenlır
Seçta Xuruf
(El Oramifal Vjral BAYAZIT DZK.K.Ilğı ÎMiulıiîa
Prof.Cihat ARAL M.S Ü.Gûztl Sanatiar Fakultes' öğretırr jyesi
Prof.Neş'e ERDOK M.S.Ü.Güzd Sarufiar Fakultesı Ogıelr Uyesi
Prof^ydın AYAN M.S.Ü.GGzd Sanatlar Fakurtcsı Ogretım Uyesi
Prof.Dr Kaya OZSEZGİN Sanat Yasn / Eteştirmen
Prof.Devrim ERBIL M.S Û.Gûzel Sanatlar Fakûltesi Oğretım Uyesi
Abdulkadir GUNYAZ Sanat Eleştimeni
Tesûm Yen ıv Tanhı
Eserlenn teslırnı 14-25 Haziran 2004 tarihlen arasında Daniz Müzesi
Komutanlığı Sanat Gaterisi Beşiktaş/İSTANBUL adresıne elden veya
kargo ile yapılacaktır
Tel+9C21232743İi-UfDthili 184) Fıx:*X.HZ23$M93
www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78
.** Bir JEAN-JACOUES BEINEIX Fifmi
OLUMCUL DEVIR
lue ı/e ' Divn'
filmlerinin yon*t
MORTAl TRANSFER
www.oiuinculdevir.com
LARS VON TRIER'DEN
• * • %
uaKS Kaıaaikmn.Ti9u»3inBa£
S3fl
NOA SUV1
Beyoğlu Alkazar 293 24 66 12.00 -14.00 • 16.30 • 19.00 - 21.30
Terapiye gerçekten hazır mısınız?
BAVAntA FILM
MyaSemensMobfc
T<menUeMT
(266 7515) 11:30 14.-00 16:30 19:00 21:30
fadiköyB80AMMY (34614 81) 11.15 1345 16.30 19.15 21.45
LUIS BUNUEL
F İ L M L E R İ
' Yenilenmis görüntü sistemıyle
' Şubat ayı boyunca
Beksav'da gösterimde.
' BEKSAV'DA FESTİVAL HER AY
Osmonağo Mah Kırtasiyeci Sokak No21 Kadıköy - ISTANBUL
Tel [0216) 349 91 55-56 beksav@kablonet com tr
Psikoanalist Dr. Michel
Durand, işinden keyif
almamaya başlamıştır.
Hastası Olga'nın kendi
sorunlarından bahsettiği
bir gün, dinlerken
uyuyakalır. Uyandığında
daima kocası tarafından
şiddet görmekten
hoşlandığını söyleyen
kadını kötü bir durumda bulur. Adam böylece
garip bir ilişkiler ağına adım atar.
www.beyazperde.com
Sinema TEK
KADIKÖY r!f02IİJ4«OI4l
Bahsriye Sahtz Gülu Sok Mo:29
'.kadikoysinenutek.CMn
ELVEDA
1ENIN! 11.30-14.00-16.30
19.00 21.30
PENCERE
Gülben - Erdoğan
ve Başbakan Erdoğan
Akşam gazetesı haberi sürmanşetten verdi:
"Sürpriz Aşkın Şifresi"
"Gülben Ergen - Mustafa Erdoğan aşkına bi-
limsel analiz!.. Uzman Cengiz Eren ilk kez fotoğ-
rafta el ele görülen ikilinin vücut dili analizini yaptı.
Sonuç: Gülben mutlu; Erdoğan endişeli..
Gülben'in sol elinin orta parmağını bükmesi he-
yecandan...
Mustafa 'nın sol omuzunu yukan kaldırması ilişki-
sini gizleme ve koruma ihtiyacını gösteriyor."
Magazin dünyasında şimdı herkes bu çiftin birlik-
teliğini konuşuyormuş...
Ancak aralarındaki ilişkinın sıriannı vücut dillerin-
den çözmek olanağı varmış...
Akşam gazetesindeki haber Gülben'in hayatını
farklı dönemlere ayırıyor:
"1) Meşhurolmaya başladığı..
2) Meşhur olduğu..
3) Çok meşhur olduğu dönemler...
Bugünkü vücut dilini çözdüğümüz zaman anla-
şılıyor ki Gülben artık mutlu..."
•
Akşam gazetesini bir yana bırakıp öteki gazete-
leregeçelim...
Neo?..
Manşetlerde yine karşımıza 'vücut dili' çıkmaz
mı?..
Ama bu kez Mustafa Erdoğan'dan değil Tayyip
Erdoğan'dan söz açılıyor...
"Başbakan Amenka 'da Başkan Bush 7a buluştu-
ğu zaman vücut dilini konuşturmuş..."
Gazeteler diyoriar ki:
"Başbakan Erdoğan'la birlikte Türk dış politika-
sında yeni bir anlayış ortaya çıktı. Erdoğan-Bush gö-
rüşmesinde Vücut dili diplomasisi' bariz şekilde gö-
rüldü."
Haberler ilginç:
"Erdoğan -Başbakan olmadan önce de- AKP
Genel Başkanı iken ABD veAvrupa başta olmak üze-
re yurtdışı gezilerinde kendinden emin, rahat ve
güvenli tutumunu açığa vurmuştu.
Erdoğan bu görüşmelerde ayak ayak üstüne ata-
rakrahat tavnnı ortaya koymuş, liderierin elinisıkar-
ken de güven verici görüntü vermişti.
Erdoğan, Başkan Bush ile görüşmede vücut di-
li diplomasisini kullandı.
Her iki liderin Oval Ofis'te şömine önünde otu-
rurken el sıkışmalan hafızalara kazındı.
El sıkışma esnasında Erdoğan'ın pek yerinden
kıpırdamadığı, Bush'un ise kolunu daha fazla uzat-
tığı görüldü."
•
Yalakalık yolunda düz duvara tırmanan medyamız
keçilerı kaçırmış...
Neymiş?..
"El sıkışma sırasında Erdoğan pek yerinden kı-
pırdamamış, Bush ise kolunu daha fazla uzatmış..."
Sonra?..
"Recep Tayyip, Bush karşısında bacak bacak üs-
tüne atmış..."
Bıze bir vücut dili uzmanı değil, ruh doktoru ge-
rekli, içimize işlemış aşağılık kompleksinin tedavisi
yolunda bir şeyler yapmak gerek...
Ama içimize işlemiş aşağılık kompleksi dışavurum-
da yalakalığa dönüşmüş olduğu için, hekimlerin iki
hastalığı bırden tedavı etmeleri olanaksız...
•
Bu yazıyı meşhur bırfıkrayla bitirelim:
Adamın bırı doktora gitmiş:
- Doktor, bende aşağılık kompleksi var...
Doktor hastasını muayene ettikten sonra demiş
ki:
- Sızde aşağılık kompleksi yok, siz düpedüz aşa-
ğılık9inız!.
CUMHURİYET KİTAP KULÜBİİ
OCAK AYI ETKİMLİKLERİ (8)
Cumartesi Söyleşileri
"Küreselle$me Boyutunda
Emek-Sermaye Çelişkisi"
ŞÜKRAN SONER
(31 Ocak 2004 Cumartesi Saat: 15.00)
Yer : Cumhuriyet Kitap Kuliibü
(Fransız Konsoloslufu'nun Yanı)
İstiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2
Beyoğlu/tstanbul
Etkinlikler Koop-C tarafından düzenlenmektedir.
Lcretsiz ve herkese açıktır.
Kafeteryamız Pazar dahıl her gûn saaı 10 00 -11 00 arası açdctır.
îleride daha güzelgünler görecegiı
umuduyla, ortak aklın yönettigi
halkın belediyest için tütn
Aydınlıîann
ban\ ve bırlıktelıklenyaşadıgı
Kurban Bayramlarmı
kutlanm.
Dr. NURTEN ATALAY
Demokratik Sol Parti
AydınBelediye Başkan Adayı