18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 OCAK 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA dishab(ö cumhuriyet.com.tr 11 Japon vekiller kavga etti • Dış Haberier Servisî - Japonya'da muhalif mil- lervekilleri, hükümetin Irak'a gönderilen Japon askerlerinin güvenliğini sağlama konusundaki politikalannı eleştirdiler. Japon parlamentosunda konuyla ilgili tartışmalar sürerken kavga çıktı. Juniçıro Koizumrnin liderliğindeki koalisyon hükümetinin Irak'a asker gönderme karan da muhalif milletvekillerinin ağır eleştirilerine ve sert tepkılenne neden olmuştu. Tiirkçe Kıbrıs tıaritası • LEFKOŞA(A\)- Kıbns Rum yönetimi İçişleri Bakanı Andreas Hnstu, Türkçe adlarla hazırlanan yeni Kıbns hantasının dağıtımına başlandığını açıkiadı. Hristu, Türkçe hantalann bakanlığının gınşimi ve Rum turizm örgütü ile Rum tapu ve kadastro dairesinin işbirliğiyle hazırlandığını söyledi. Türkçe Kıbns hantasındaki yer ısimlerinin, 1974'ten önce Kıbnslı Türkler tarafından kullanılan şekliyle verildiği belirtildi. Castro: İşgale kanşı savaşırım • HAVANA(AA)- Kûba Devlet Başkanı Fidel Castro, ABD'nın ilkesini işgal etmesi ıalinde, "savaşarak Meceğini" söyledi. Tastro, Havana'da oplanan serbest ticaret tarşıtlanna hitaben /aptığı konuşmada, "Nasıl öleceğim önemli değil. Ancak kesin olan Hr şey varsa. o da \BD'nin bizi işgal etmesi halinde savaşarak cleceğimdir" dedi. ABD Avpupa'daki isleri azaltıyor I WASHINGTON (\A) - ABD Dışişlen Bakanı Colin Powell, Avrupa'daki üs ve &ker sayısını azaltma nyetinde olduklannı ymeledi. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ile görüşen rbwell, Avrupa'daki üs v; asker sayısının geleceğine, NATO ııüttefikleri, AB ve Rusya ile fikir ajşvenşinde bulunarak kırar vereceklerini belirtti. Hollanda biiyükelçiliği'ne roket ILAHEY (AA) - Biğdat'ta dün akşam ıreydana gelen siddetli patlamanın, Hollanda Bûyükelçiliği'ne roket jidınsı olduğu bıldirildi. Hollanda Dşişleri Bakanlığı «zcüsü, yaptığı açıkla- mda, büyükelçiliğin »ief alındığı saldında jlen ya da yaralanan :lmadığını söyledi. 3ınaya iki roket ıtLdığını belirten yzcü. alevler içindeki ?mada hiç kimsenin ?utunmaması sayesinde saldında ölen ya da yaralanan oimadığını kaydetti. Erdoğan, 'ver-kurtulcu' politika izledikleri eleştirilerini 'saçmalık' olarak niteledi AÇIKÇA 'Kıbns'tatopkarşı tarafta'EBRUTOKTAR WASHEVGTON - Başbakan Recep TavyipErdoğan. ABD ile Irakınkuze- yüide PKK-KADEK'e karşı ortak bir operasyon düzenlenmesinin söz konu- su oimadığını, ancak Başkan George Bush ile görüşmesinde ABD'nın terör örgütüne karşı kesin tavnnı gördükle- rini söyledi. Erdoğan, dün ABD ziya- retini izleyen gazetecileri "muhabirîer, köşeyazarlan, televizyon temsflcileri" ol- mak üzere ayn ayn kabul etti. Erdoğan, ABD ziyareti. Irak, Kıbns ve ekonomik konulardaki gelişmeleri değerlendirdi. Başbakan, gezisinin en önemli madde- leri Irak ve Kıbns'ta başanlı olup olma- dığına ılişkin soruya net yanıt vermek- ten kaçındı. Erdoğan. şöyle konuştu: •4 BirdaJdkaya_.90dakikadahabit- medi. Gelişmeler ryi, olumlu, bunu diyebilirim. Stratejik ortak olarak ABD ile atüğımE adınüar noktasın- da, Dışişleri Bakantığı Müsteşan, Dı- şişleri Bakanı ve şahsımla attığım adımlar böylece planladığımız şekil- de devam ettirilmiş oluyor. Bakın bit- miş oluyor demiyorum. Bundan son- ra da bu süreç devam edecek." Erdo- ğan"ın Irak. Kıbns, ABD ile ilişkıler ko- nusunda verdiği mesajlar şöyle: Irak: ABD ile terörle ortak müca- deledeki anlayış birliği hususunda bizim Topluma Kazandırma Yasa- sı'ndaki çok önemli hedeflerinden biri Mahmuriye (Mahmur Mülteci Kampı) kamplanydı. Bu konudaki anlaşmayı dışişleri bakanlıklanmız yapmış durumda. Bu anlaşma yapıl- dı ve somut adım da böylece atılmış oldu. Irak'ta özellikle KONGRA- GEL'in terör örgütü sayılması, bu- • Erdoğan, gazetecilerle sohbetinde Mahmur Kampı'nı yanlışlıkla Mahmuriye diye ifade ederken henüz Bakanlar Kurulu'na gelmemiş anlaşmayı da olmuş gibi gösterdi. nun oradan açıklanmış olması aynca önem arz ediyor. Bunun da adımı atıl- mış oldu. Bundan sonraki süreç için. bu konuda kesin bir tavır içinde olduk- lannı gördüm... Terör örgütlerine to- lerans tanımak mümkün değil... Kıbns, laiklik ve EV1F... Kıbns: Endişem, Yunanistan seçim- leri nedeniyle bu konunun geriye atıl- ması... Biz "Rumlan ikna edin, onlar hangi adımı aüyorsa biz onlardan bir adım daha fazla atacağız" dıyoruz. KKTC'de ve bizde kanaat birliği oluş- ru... Yunanistan "dakı seçimlerden dola- yı erteleme olursa bu artık bizım soru- numuz değil. Seçimse mesele bizde de 28 Mart'ta seçim var. Yunanistan seçim- leri bahane olamaz. Kıbns'ta top karşı tarafta. Bazılan ver-kurtul politikası di- yor. Neyin ver kurrulu? Verelim de kurtulalım mı? Böyle saçmalık olur mu? Bunlar prim yapmaya çalışıyor- Iar. Çözümsüzlüğün Türkiye'ye ve Kuzey Kıbnslılara yarar sağlamadığı- nı görerek bu adımlan artık. Aynca kızıştırmaya gerek yok. Derdimiz üzüm yemek. Bağcıyı dövmek değil. Başbakan, basuun sondanm yanıtladL (AA) Laiklik: Din ve vicdan özgürlüğü. la- iklik tanımı konusunda ABD'de Ang- lo-Sakson yaklaşımı var. Benim üzerin- de en fazla durduğum konu şu; 1982 ge- rekçeli anayasası tam uygulansa bir- çok sorunun halledileceğini düşünüyo- rum. Parti programımızdaki laiklik ta- nımı 1982 gerekçeli anayasasından alın- dı. Düşünce ve ifade hürriyeri noktasın- da en ufak bir tartışma yok. Bütün din- lere eşit uzaklıktayız. Şu andaki sıkın- tı, özetanayasanın içindeki filancamad- deden falancayı alarak getirilen yorum- lar. Sıkıntı bu... EVIF: IMF ile yeni bir stand-by an- laşmasına gerek olup oimadığını. 2004 sonuna kadar göreceğiz. 0 geldiğimiz noktayı gördükten sonra değişiklik ya- pacağız. Bundan sonraki süreci hangi maddeler üzerinde sürdüreceğiz, bunu konuşacağız. Bunun da değerlendir- mesini yıl ortasında yapacağız. Bunu. IMF ile değerlendireceğiz, ona göre 2005 "te hangi yol haritasını takip ede- ceğimizi belirleyeceğiz. Ama şu anki grafik bizi aldatmasın, şımartmasın. Mütevazı olacagız. Kararlıhklaüzen- ne gideceğiz. Başanlı olmaya mecbu- ruz demiyorum, mahkûmuz diyorum. Ne gerekiyorsa yapacağız. ABD iletezkere krizi: Biz unuttuk, git- ti... Konuşmuyonız bunlan artık. Dün dünde kaldı. Bugün ne yapabıliriz, ya- nn için, biz bunu konuşuyoruz. thaleler ve nitclikli sanayi bölgeleri: Bu konulardaki talebımizı Başkan Ge- orge Bush ve Başkan Yardımcısı Dick Cheney e ilettim. 7 Şubat'ta TOBB Başkanı Rifat Hisarcıktaoğlu başkan- lığındakı heyet Irak'a gidiyor. Bir KO- Bİ işbırliğı olacak. Böylece Irak'ta ilk fiili adımı atmış oluyoruz. Colin Powell'a göre Kuzey Irak'ta örgüte ilkbahardan önce müdahale edilmeyecek GüL, PKK'ye karşı operasyon istediWASHEVGTON (Cum hu- riyet)-PKK'nin siyası uzantı- sı Demokratik Çözüm Parti- si'nin Irak'taki bürolanna Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Washington ziyareti sırasında baskın yapan ABD, PKK-KA- DEK'e asken operasyon ko- nusunda ise somut tarih ver- mekten kaçuııyor. Bu durum Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün öncekı gün ABD Dışiş- leri Bakanı CoBn Powefl ile yap- tığı görüşmede de ortaya çık- tı. Povvell, bahardan önce ope- rasyon olmayacağını söyleye- rek "Uygun zamanda hareke- tegeçeceğiz" demekle yetindi. • Dışişleri Bakanı "Halkımız artık somut adımlar istiyor" görüşünü iletti. ilkbahardan önce operasyon olmayacağını söyleyen ABD Dışişleri Bakanı ise "uygun zamanda harekete geçeceklerinin" belirtti. Başbakan Recep Tayyip Er- Doğan'ın Başkan George W. Bush ile görüşmesinde Kerkük ve Türkmenler başta olmak üzere ele alınamayan konular. Powell-Gül buluşmasında ma- sayayatınldı. Irak'ın siyasi bir- liği ve toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini belirten Gül, Kerkük'ün Kürt kenti ol- duğunu sa\unan Kürtleri eleş- tirerek "Doğal kaynaklar tüm Irak'a ait olmak Kerkük me- selesi bundan sonra bizim için çokönemir dedı. Kerkük tekı Türkmenlere de işaret eden Gül, "Türkmenler oranın bir parçası. Türkmenleri kontrol- lü şekilde orada kullanmak is- temhoruz. Bugüne kadar hiç dikkate alınmadılar 7 " dedi. Ortadoğu'nun Arap-lsrail sa- vaşından sonra yeni bir krizi kaldıramayacağını belirten Gül, "Bölge ülkeleri rahatsız. Etnik, dini > a da başka bir çizgide fe- deraİ yapı çok >anhş olur" uya- nsı yâpfı. PKK-fC^DEK v : ar- lığına da işaret eden, Mahmur Kampı'nın kapatılması için an- laşma hazırlandığını kaydeden Gül, ancak bunun yeterli oi- madığını dile getirdi. Gûzel laflar... ABD'nın bölgedekı terör ör- gütlerine izin vermeyeceği söz- lerinin somut adımlara dönüş- türülmesı gerektiğini söyleyen Gül. "Güzel laflar, ama artık halkımız somut adımlar isti- yor" dedi. Türkmenlerin geçi- ci yönetimde yeterince temsil edilmediklerini ifade eden Gül, "Türkmenlerin hak ettikleri oranda yönetimde yer alması için sağlam temsil lazun" dedi. Powell. Gül'ün eleştirileri üzerine "Sözlernıizin baalan- na yanıt vereyim" dedi. Po- vvell, Irak'ta demokratik yö- netim istedikleri için yerel yö- neticiler seçtiklerini, bunun et- kili temsilin yolunu açtığını düşündüklerini aktardı. Colin Powell, Irak'ın toprak bütünlüğünden yana oldukla- nnı, bu konudaki düşüncele- rinin Türkiye'den farklı oima- dığını vurguladı. H/RDOĞAN'INDİNİ TERÖR TANIMI: Din üzerinden siyaset ve ticaret terörüyaratır VVASHIVGTON (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Washington'daki son resmi programında ABD- Türk Dernekleri Asamblesi'nin (ATAA) toplantısına katıldı. Erdoğan, İslam'ın teröre sıfat yapılmasının o dinin mensuplannı üzeceğini vurgulayarak. "Din üzerinden ideolojik siyaset ve ticaret yapanlar dinci terörü yaratu-lar" dedi. Burada, Ermenilerden yeni manevra ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD'li sigorta şirkeri New York Life Insurance'ın 1915 olaylannda ölen Ermenilerin mirasçılanna tazminat ödemeyi kabul etmesinin arkasında Ermeni diasporasının yeni bir manevrası olduğu ortaya çıktı. Şirkerin ödeyeceği belirtilen 20 milyon dolar tazminat için diasporadan etkin kişiler de\Teye girmiş bulunuyor. Tazminatlann finansmanının bizzat diasporadan sağlanacağı öne sürülürken bu şekilde diğer .ABD'li ve Fransız sigorta şirketleri için emsal uygulama yaratılmak istendiği belirtiliyor. Diasporanın planımn gerçekleşmesi durumunda, sigorta şirketleri tazminatlar için Osmanlı devletinin mirasçısı olarak Türkiye'den tazminat talebinde bulunabilecek. .ABD'de yaşayan Türklere de seslenen Erdoğan, "Asosyal olma>ın, çünkü bu tipler yer, içer, yatar. Bu ülkenin değeıierini paylaşın. Ama asimilasyonu kastetmrvonun, entegre olun diyorum" dedi. Erdoğan, Washington'daki programının ardından Boston'a geçti. Burada oğlu Bilal Erdoğan'ın öğrenim gördüğu Harvard Universitesi'nde Ortadoğu üzerine konferans veren Erdoğan "ın, bugün Bayram tatilini geçirmek üzere yurda döneceği öğrenildi. Erdoğan'ı ABD'ye getiren uçak ise Bakanlar işadamlan ve gazetecilerle birlikte dün Türkiye'ye hareket etti. Atatürk övgûsüne alkış Erdoğan dün de Washington"da ATAA'nın toplantısına katıldı. Bu toplantıya Azerbaycan'ın Yurtdışı Işlerinden Sorumlu Bakanı Nazun İbrahimov, Türkiye Cumhunyeti'ni kuran Atatürk'e büyük övgüler içeren bir konuşma yaptı. Bu konuşmanın salondakiler tarafından uzun süre alkışlanması dikkat çekti. ATTA Başkanı Ercüment Kıhç, ABD Başkanı Georga Bush ile Başkan Yardımcısı Dick Cheney'e seslenerek ABD yurttaşı Türkler'in toplantılanna katılmalan çağnsında bulundu. Papadopulos boşluklan Annan'ın doldurmasına karşı Rum lideryokuşa sürüyor ELÇL\PO\TUZLAR BRL"KSEL-Güney Kıb- ns Rum Yönetimi Lideri Ta- sos Papadopulos, Kıbns so- rununun çözüm sürecinde, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofî An- nan'ın anlaşma sağlanama- yan konularda boşluklan dol- durmasının söz konusu ola- mayacağını açıkiadı. Avrupa Komisyonu Baş- kanı Ronıano Prodi ile dün Brüksel'de görüşen Papado- pulos, Kıbns sorununun çö- zümü için müzakere masa- sına önkoşulsuz oturmaya hazır olduklannı savundu. Başbakan Recep Tayyip Er- • A\Tupa Komisyonu Başkanı Prodi ile bir araya gelen Papadopulos, Başbakan Erdoğan'ın Annan'ın hiçbir koşulunu kabul etmediğini ileri sürdü. doğan'ın Annan'ın hiçbir karşıçıkanPapadopulos, An- nan' ın en kısa zamanda gö- rüşmelere başlama çağnsı yapacağını sözlerine ekledi. Prodi ise Komısyon'un 1 Mayıs'tan önce Kıbns"ta çö- züme ulaşılması için her tür- lü maddi ve teknik yardıma hazır olduğunu söyledi. Ko- misyon'un bir arabuluculuk görevi bulunmadığının altı- nı çizen Prodi, Kıbns'ta çö- züme ulaşılmasına yönelik koşulunu kabul etmediğini iddia eden Papadopulos, 1 Mayıs tanhine kadar kesin- likle sonına çözüm bulmak istediklerini dile getirdi. Referandum takvbnine karşı çıktı Annan'a müzakere süre- ciyle ilgili olarak kendi gö- rüş ve önerilerinı ilettikle- rini belirten Papadopulos, önerilerin ne olduğu konu- sunda açıklama yapmadı. Referandum takvimine de ŞÜKRÜ SİNA GÜREL Erdoğan'ınV DH1, Bush'unv Hoşluk1arı ve Annan'ın 'Boşluk'ları Tayyip Erdoğan bayram tatilini Kalifomiya'da geçir- mekten vazgeçmış, bugünlerde yurda dönecekmiş. Za- ten Başbakan'ın ABD'de şimdıye kadar yaptıklan bizi il- gilendiriyor. Şimdi bize -biiinenler çerçevesinde- bu ge- ziyi degeriendirmek düşüyor. Tabii şimdiye kadar gizle- nenler daha sonra ortaya çıkınca, asıl resim tamamla- nacaktır. Geziyı özetlemek için yukandaki başlık, sanı- nm uygundur. Tayyip Erdoğan'ın, dahageziyeçıkrnadan önce belli olan "dil-düşünce" bağ gevşekliğini dışarda tutarsak gezide öne çıkanlar "hoşluklar ve "boşluklar olmuştur... Şimdi anımsayalım: Tayyip Erdoğan, ABD gezısine çıkmadan önce hangi gelişmeler yaşanmıştı ve bu ge- ziden amaçlananlar nelerdi? Türk Hükümeti, tezkere ve "çuvallama"dan sonra, Erdoğan'ın bu gezisini, bir yandan ABD ile ilişkileri normalleştirecek, öte yan- dan da Türkiye'nin Kıbns'la ilgili ryi niyetini ortaya ko- yacak bir fırsat olarak görüyordu. ABD tarafı ise Irak'la ilgili olarak zaten pek ne yaptığını bilmediğı için ve Tür- kiye'ye hiçbir biçimde Kuzey Irak'ta ginşım olanağı sağ- lamak niyetinde olmadığı için Erdoğan-Bush görüşme- sinde Irak konusunun ciddiyet ve ağırlıkla ele alınması- nı istemiyordu. ABO'nin asıl istediği, Türkiye'nin Kıb- ns konusunda Annan Planı'na uygun davranacağı gü- vencesini Tayyip Erdoğan'dan almak, karşılığında da kendisine iç politika malzemesi olarak sunabile- ceği "Bush'la yakınhk" görüntüsü vermekti. Hangi amaçlar, kimin amaçlan gerçekleşti dersinız? Işte bunun için daha geziye haarlanma döneminde ABD sözcülüğü yapan gazeteciler ve kimi kime karşı temsil eftıği pek belli olmayan aracılarla Tayyip Erdoğan'a ABD'nin mesajlan iletilmışti: "Gel, ama Irak konusunu aç- ma; Kıbns'ta da Annan 'ın istediği koşullarla göriışme- yı kabul et." Tayyip Erdoğan ise geziye çıkmadan önce ikilemler ya- şadığını belli eden ve ıkilemlerin sıkıntısını ve kafa kan- şıklığını gızleyemeyen bir konumdaydı. Özellikle Kıbns konusunda. Çünkü, Erdoğan ve Gül, başından beri "An- nan Planı ternelinde müzakere edebiliriz" diyerek Denk- taş'ı hedef alarak belki kendı iktidariannı Batılılann gö- zünde devletin öteki kurumlanndan ayn yere koydur- muşlardı ama, artık iş cıddiye binmek üzereydi. Üstelik, Cumhurbaşkanı'nın, MGK'de temsil edilen öteki ku- rumlann, Meclis'te temsil edilen ve edilmeyen mu- halefetin tutumlan, hatta AKP'nin kendi içindeki fark- lı seslerin yükselmeye başlaması. eğer Kıbns konu- sunda olmadık sözleri verecek olursa AKP iktkdan- nın bırakınız Türkiye'yi, kendisini bile "kurtaramaya- cağını" belli ediyordu. Böyle "idare" edilemeyecekti. içeride bir "uyum" sağlanmalıydı ve bu yapılmaya çalışıldı. En sonun- da da MGK toplantısında "devletpolitikası" çerçeve- si çizildi ve Erdoğan bunu çantasına koyarak önce Annan'la sonra da Bush ile görüşmeye gitti. Gitti de ne oldu? Annan'la Erdoğan arasındaki görüşmeden sonra, BM Genel Sekreteri hemen bir açıklama yapmadı ama. da- ha sonra Brüksel'de -AB yöneticileriyie, Papandreu yla Papadopulos la ve telefonla uzun denemelerden son- ra kendisine ulasabilen Povvell'la fikir paylaştıktan son- ra- çok konuştu. Erdoğan ise görüşmede söyledikleri- nin Annan'ı pek memnun ettiğıni, hemen kapının önün- de açıklarken bir de şu "arabulucu" işini çıkardı. Annan'ın açıklamalanndan şunu çıkartabiliyoruz: Ge- nel Sekreter ya Türk Başbakam'nın kendisine söy- lediklerinden hiçbir şey anlamamıştır veya Tayyip Erdoğan, Annan'a, Ankara'da devlet politikası ola- rak oluşturulan çerçeveyie ilgisi olmayan söztersarf etmiştir. Ikisinden biri. Acaba hangisi? Erdoğan'ın yanlış anlatma ve yanlış anlaşılma "eğili- mi" içinde olduğunu daha önce de yazmıştık. Bunun en belirgin ömeği şu "arabuluculuk" işinde yaşandı. Erdo- ğan'ı Annan, Gül'ü de Powell, neredeyse tersleyerek "dü- zelttıler". Üstelik, yolculuğa çıkmadan önce Ankara'da "ancak bir mutabakat olursa referanduma gidilir" diyen Erdoğan, Davos'a ve Vaşington'a vannca başka bir fikirmi edindi de şimdi Annan o yüzden "anlaşamaz- sanız boşluklan ben doldururum, referanduma gidece- ğinizi şimdiden kabul edin" diyebiliyor? Hani "karakol- da doğru söyler, mahkemede şaşınr" örneği... Erdoğan'ın ABD gezisinin bir "diplomasi hahkası" ol- duğunu söylemek için bın dereden su getirmeye çalışan- larla dolu basınımız. Bunlann doruğuna dün Yeni Şafak çıktı, "Vücut Dili Diplomasisi" manşetini atarak! Bu ko- nuda yorumu, bu "/ş"ten anlayanlara bırakıyoruz. Şim- dilik görebikjiğimiz, Erdoğan'ın ABD'de hiçbir sonuç alamadığı ve Türkiye'nin temel dış politika konula- nnda ve iktisadi ilişkilerinde ne kendisine ne de mu- hataplanmtza bir arpa boyu bile ilerteme sağlayama- dığı. Aslında, Erdoğan'ın Katolik ve Musevi çevrelerile Nakşibendi Şeyhi ve Osmanlı "veliahtı"y\a olan temas- lannın amaç ve yararını bilemediğimiz için haksızlık edi- yor olabiliriz. Ama bu, "en// kitap"\a, tarikatla ve hane- danla temasın yararlannı kestiremiyor olmamızdandır... Sonuçta, bu gezi, dünyaya şirin gözükmek için daha epeyce yol katetmek zorunda olan Başkan Bush'un, Tayyip ve Bayan Erdoğan çiftine Oval Ofis'te yaptığı hoşluklarla anımsanacak. Birde gelmiş geç- miş en talihsiz Birleşmiş Millet Genel Sekreteri'nin -dünyanın objektif koşullannı kastediyorum- kendi "boşluklan"na bakmadan, hâlâ "boşluklan ben doldu- rayım" diye ısrar edebilmesiyle... ssinagurel@cumhuriyet com.tr Temaslar Amerikan basımnda ABD 'den karışık mesajlar AB hukuku çerçe\esinde ge- reklı düzenlemelerin yapı- lacağını \aırguladı. Dı^ Haberler Servisi - ABD ve Batı A\Tupa ba- sını, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Washington zıyaretini Irak ve Kıbns açısından değerlendirdi. Amerikan New York Times gazetesi, Kürtle- rin >eni Irak'taki rolle- ri konusunda ABD'den taahhüt arayan Türki- ye'nin "kanşık bir me- saj" aldığını öne sürdü. Gazete, ABD Dışişleri Bakanı CoBn Poweü'ın Türk liderlere Kürtlerin Kuzey Irak'taki petrol kaynaklarının kontro- lünden vazgeçmek zo- runda kalacaklannı söy- ledığini belirtti. ABD'li yetkililenn Kürt bölge- sinin 1991 'den ben va- rarlandığı tam özerkliğin sürmesinin pek beklen- meyeceğinı de söyledik- leri aktanlan haberde. Erdoğan'ın Kerkük pet- rol kaynaklan gelirleri- nin merkezi hükümete gitmesini sağlamak için baskı yaptığı, Powell'ın da mutabık olduğu ifa- de edıldi. Washington Times, Bush'un 8.5 milyar do- larlık kredi ile Türki- ye'nin K. Irak'a operas- yonlardan sakınması- m sağlamak için önem- li bir koz olarak kulla- nabileceğinı savunur- ken Türkiye'nin henüz bu yönde bir taahhüt- te bulunmadığını da vazdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle