18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2004 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Canakkak Izmir Manisa Aydın Denizli K PB K PB Y K Y K 1 -1 2 1 6 4 5 2 Sıro> 8 Adana Sanajn K 9 Mersin Trat>x>n PB 10 Diyarbakır Y Gire&jr PB 10 Şanhurfa Ankga Esk «ehır K 0 Mardin K -3 Siirt Korya K -1 Hakkâri ZonguldaJ' K 2 Sıva 3 Antat/a PB 1 Van K Y 10 Kars PB -4 Iç Ege Akden.z. Iç Ajıadolu'nım gûney ve ba- tısı Bat Karadenız, Guney- _ doğu Anadolu ıle Doğu u s l ° DIS MERKEZLER K -3 Berlin Anadofu'nun güneyve bâ- Helsınkl K -2 Moskova PB -4 B 16 :ısyağışiıgeçecek Yağış- S t o c k h o l m lan Gûney Ege, Akdenız ve Iç Anadolu'nun battsında _B ;9 Budapeşte B -2 Aşkabat B 0 Madrid B 12 Astana PB-12 B 7 Viyana Taşkent PB 12 B Bişkek etkıiı oimak uzere Guney Amsterdam Y 6 Belgrad B 0 Bakû EgeveAkdenızkıyılannda Brüksel B 5 Sofya colu'da kara kanşık yağ- t§OŞ ra—| ™™ — : — rrur oığef yerterde kar Bonn K 3 Atina Y 7 Kahire şeklındeolacak Münıh K 4 Zürih K 3 Şam PB 11 K 8 Tiflis PB Y 11 Taş^ent Tafiran Parçalı bulutiu Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmuriu S u ' J k a r , Gok gurultulü G L J J V C E L C11NEYT ARCAYÜREK • Baştarmfı 1. Sayfada lu'nun başkanlığını yapar Müsteşar Ömer Din- çer, kurua sunacağı rapcr üzerinde derinçalış- malar yap»ıyordu. önce irbica; anceki saaah ilk saatlerde öğren- dik ki, CumhufDaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakanlık Müsteşan'nn toplantıya katılması- nı istemediğin RTE'ye bidirmişti. Böyyük gazetelerle haber TV'leri; olayı, ger- çekten uzaklaşarak, RfE'yi ve dolayısıyla RTE'nin fi#<jr yoJdaşı müsreşan koruyarak yan- srttılar. Efendirr»; Kıbns konusu/oğun biçimdeelealı- nacakmış WGK de, zamanın darlığı nedeniyle ir- tica konusu gündemden çıkarılmış. Müsteşar da toplantıya bu nedenlekatılmamış! Haberi saptırmanın, RTE'yi ve müsteşannı ko- rumanın, yalanın drk âlâsı Cumhuriyetin işlevini yrtrdiğine, siyasal Islam- cı görüşlerin rejime ve ülkeye egemen olması- na inanan bir insanın, AKP dışındaki kurul üye- lerinin çok duyarlı olduğu irtica konusunda bil- gi sunmasındaki tezat, Cunhurbaşkanı'nın laik rejim üzerindekiduyariılığıyazılmıyor, söylenmi- yor. Devletin tepe noktası nüsteşarı siliyor. De- mokratik bir ülkede bir başbakanın yapması ge- rekeni bizimkinden beklemek bile abes. Müste- şanna istifa etmesini sal V vermesi veya Cum- hurbaşkanlığı katında istsnmeyen adam mu- amelesi gören bir müsteşann istifa etmesi ge- rekir değil rni? Boş yere umutlanmayalm. Davos'a giderken havaalanında istenmeyen adam ömer Dinçer, RTE'nin yanı başındaydı. RTE'nin müsteşara Çankaya'nın davranışına fazla gönül koymama- sını söytemiş ve istifa ne demek, koltuğunda oturarak işlevini yerine getirmesini istemiş olma- sı "kuvvetle muhtemel". RTE, müsteşardan "teorik olarak" (makalele- ri ve kitaplanndan) "yarartanıyorum" dememiş miydi? Müsteşardan "pratik noKtada" (kadrolaşma- da, yasalarda) "gayet istifade" ettiğini ilan etme- miş miydi? öyleyse? • • • Gelelim Kıbrıs'a: MGK bıldirisi yeterince ana- liz edilmeden, hükümetın Kıbns konusunda dünkü ve bugünkü görüşleri arasındaki derin farklılıklara değinilmeden kamuoyuna sunuldu. Yazılısı görseli medya bıldirisindeki görüşme- ler başlarsa... "Annan Planı'nın 'referans' alına- cağını ileri bir aşama " diye yorumladı. Ne ki, bu ifadenin hemen arkasından gelen şu cümlede- ki "...adanın gerçeklerine dayalıbirçözûme mü- zakere yoluyla ulaşılması "sözcüklerini nedense dikkate almadı. Oysa bildiriye göre: (1)- Hükümetin bugüne dek söylediği gibi gö- rüşmelerin (a)- Annan Planı "zemininde başla- yıp yürütülmesinden" veya (b)- Annan Planı'nın "esas alınmasından" vazgeçiliyor. Temel ilke ola- rak "planın 'referans' alınması (plana atıfta bu- lunulması)" isteniyor. Bildirideki "adanın 'gerçeklerine dayalı' birçö- zûme ulaşılması" ifadesi ise: Annan Planı'nın ortadan kaldırdığı "iki kesim- //" bir devlet yapısının mutlaka korunmasını ve böylece, iki toplumun kendi sınırlarında güven • içinde yaşamalannı öngören karariılığı yansıtıyor. Bu saptamanın içinde sınırın düz bir hat için- de olması, garantöriük, göç sorunlan gibi temel konular yer alıyor. BM Genel Sekreteri Annan'ın RTE ile görüş- meden (MGK'den de) önceki demeci hayli yu- muşak. "Geçen yıl biz taraflar arasındaki farklı- lıklan gidermeyi başaramadık. Şimdi iki taraftan iyimserişaretleralıyorum. Bu konuda az çokyar- dım etmekten mutlu olurum " diyor. Görüşmeler başlasa bile... Rumlann istekleriy- le, Türk görüşünün olmazsa olmazlannı bir ara- yagetirmek... Ince uzun bir yol! Le Figaro gazetesi: Birleşmenin önünü Türkiye açtı Dış Haberler Senisi - Fransa'da yayımlanan Le Figaro gazetesinde, Türkiye'de öncek gün yapılan MGK toplantısıyla ilgili çıkan bir haberde, "Ankara, Kıbrıs'ta birleşmenin yolunu açtı" yorumu yapıldı. "Türkiye'nin, Kıbns'ta müzakerelerin başlaması için yeşiJ ışık yaktığı'' belirtilen haberde, "Uzun süren belirsizliğin ardından, MGK'nin dünkü karanyla Kıbns'ta birleşme kapısının aralandığı" kaydedildi. Le Figaro, MGK karannuı, Kıbns ile ilgili diplomatik faaliyetlere de hız kazandıracağı yorumunu yaparken Başbakan Recep Tayyip Erdoğaa'ın, BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile dûn Davos'ta yaptığı görüşmeye dikkati çekti. l kişiye 331 milyar • ANKARA (AA) - Sayısal Loto'nun bu ıaftaki çekilişinde kazanan nıımaralar, 01, 14, 27,38, 40, 46' olarak belirlenirken, > bilen iki İdşi 331 milyar 267 milyon 200 >iner lira ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler [ milyar 737 milyon 50 biner, 4 bilenler 16 nilyon 90Obiner, 3 bilenler ise 1 milyon 650 >iner lira ikramiye kazandı. Başbakan Erdoğan, BM Genel Sekreteri ile Davos'ta bir araya geldi Kıbns için arabulucu atansınDAVOS (AA) - Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, Türkiye olarak Kıbns'ta sonınun çözüle- bilmesi için BM Genel Sekreteri KofiAnnan dan iki tarafin da gü- vendiği bir arabulucu atamasını istedi. Çözüm için Annan Pla- nı'nı referans aldıklannı, iki taraf arasında çözüm konusunda muta- bakat sağlanmadıkça referandu- mun söz konusu olamayacağını söyleyen Erdoğan, Kıbns'ta 1 Mayıs'tan önce bir çözüme vanl- masuıı temenni ettiklerini söyle- di. BM Genel SekreteriAnnan da Erdoğan'ın mesajlanndan çok cesaret aldığını kaydetti. Erdo- ğan,Annan'dan Kıbns Özel Tem- silcisi Avaro De Soto'nun değiş- tirilmesini istedi. Erdoğan ile Annan, Dünya Ekonomik Forumu'nun düzen- lendiği Isviçre'nin Davos kentin- de Kıbns'ı konuştu. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmenin ardın- dan bir açıklama yapan Erdoğan, görüşmenin gayet verimli geçti- ğini söyledi. Erdoğan şöyle de- vametti: "Milü Güvenlik Kurulu'nun dünkü toplantısından sonra açıklanan bildiride yer aldığı gibi bizler Annan Planı refe- rans olmak kaydıyia BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyo- nunu desteklediğimizi açıkça ifade ettik. Bu çerçevede şu ifa- deyi de çok açık ve net ortaya koyduk; bir defa Türkiye ola- rak bizler i>i niyetimLzi sonuna kadar ortaya koyacağımızı ve çözümsüzlüğün çözüm olduğu- na asla inanmadığımızı ve mü- zakere sürecinde Türk tarafı- nın muhakkak yer alması ge- rektiğini ve bu konuda garan- tör ülke olma sıfatıyla Kuzey Kıbnslı Türklere gerekli telki- ni yapacagımızı söyledik. Bu konuda şu ana kadar KKTC bütün iyi niyetini ortaya koy- maktadır." - Arabulucu istemi Görüşmede, "siyasi alanda taraf olmadığı bilinen bir ülke- den arabulucunun devreye gir- mesi, işin başından iribaren so- nuna kadar iyi takip eden ve ta- raflara güven veren bir arabu- lucu ile görüriilmesini" ifade et- tiklerini belirten Erdoğan, An- nan'ın da bunu değerlendirece- ğini söylediğini kaydetti. Başba- kan Erdoğan, şöyle dedi: "Temennim odur ki, bu süre- ci hızla işlermek sureriyle Kıb- ns'ta 1 Mayıs'tan önce bir çö- züme varalım. Çünkü bizim de burada arzumuz herhangi bir engeli ortaya koyarak veya her- hangi bazı yeni sebepler ileri sürerek 1 Mayıs süresini aşma gibi bir gayretin içine girilme- sin ve 1 Mayıs'tan önce bu iş bir neticeye kavuştunılsun." Önkoşul yok Basın mensuplannm "Uzlaş- ma olsa da olmasa da planın re- feranduma görürüimesini Rumlar kabul ederse, Türkler de kabul edecek tni" sorusuna, Başbakan Erdoğan, "Uzlaşma sağlanmadığı takdirde referan- dum söz konusu olabilir mi" di- ye yanıt verdi. Basın mensupla- nnın "BM Genel Sekreteri'nin böyle bir önkoşulu olduğu söy- leniyor" yönündeki sorusuna, Erdoğan, referandum için bir ön- koşul olmadığını, referandumun mutabakatmetnı üzerinde yapıla- cağını söyledi. Erdoğan arabulucu için bir isim önermediklenni belirtirken edinilen bilgiye göre, Türk tara- finın arabulucu olarak düşündü- ğü kişiler arasında,ABD Dışişle- ri Bakanı Colin Powell ile eski NATO Genel Sekreteri Lord Ge- orge Robertson bulunuyor. Gö- rüşmenin ardından gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Annan ise Erdoğan ile çok yararlı bir görüş- me yaptığmı söyledi. Annan, Başbakan Erdoğan'ın Kıbns ko- nusunda görüşmelerin yeniden başlamasuu ve 1 Mayıs'a kadar çözüme ulaşılmasını istediğini belirterek kendisinin de Erdo- ğan'ın mesajlanndan çok cesaret aldığını kaydetti. trade zorunlu Kofi Annan, Erdoğan'a "gö- rüşmelerin yeniden başlayabil- mesi için iki tarafin da iradesi- ni ortaya koymasının zaruri ol- duğunu anımsattığını" söyledi. Annan, Erdoğan"ın Kıbns konu- sunda iki tarafin güvendiği bir arabulucunun devreye girmesi yönündeki isteğini nasıl karşıla- dığı sorusunu yamtlarken de şöy- le dedi: "Açıktır ki Erdoğan'ın öne- risini yakından inceleyeceğim, yıllardır benim tenısilcim bu konuda çok iyi bir arabulucu- luk hizmeti yürütmekte. Ken- disine birçok hükümetin, özel- likle İngiltere veABD ülkeleri- nin temsilcileri de yardımcı ol- du. Ancak, çabalann yeniden başlatılması için bir arabulu- cuya, bu sürece ilgi duyan tüm ülkelerin yardımına ihtiyacı- mız olacak." Annan, "Sizce Türk tarafı Kıbns'ta çözüm için yeterli ira- deye sahip mi?" şeklindeki bir soruya da şu cevabı verdi: "Baş- bakan Erdoğan'dan duydukla- nm bana cesaret verdi. Başba- kan Erdoğan Türk tarafının ilerleme sağlanması için irade- ye sahip olduğunu bildirdi. Ta- bii bu sonınun başka tarafları da var ve açıktır ki onlann da görüşlerini dinlememiz gerek- mektedir." 'De Soto değiştirilsin' Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, BM Genel Sekreteri Kofi Annan ıle görüşmesinde, isim vermeden Kıbns Özel Temsilci- si Alvaro De Soto'nun değiştiril- mesini istedi. Temaslannın ardın- dan basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, "arabulucuya Uişkin yaptığı açıklamalann yanlış anlaşıldığını veya yanlış ifade ettiğini" belirterek "siyasi ağır- Iık ve tarafsızbk vurgusunun Annan'a değil görevlendirdiği kişiye yönelik olduğunu" açık- ladı. Erdoğan, açıklamalanndan, "Alvaro De Soto'nun değiştiril- mesini istediği sonucunun çıka- rüıp çıkarılmayacağının" so- rulması üzenne, "Bunun cevabı yaptığım açıklamada var" ya- nıtını verdi. Türkiye'nin Alvaro De So- to'nun değiştirilmesi konusunda- ki talebi, Kofi Annan'ın ofisinde- ki görevli Edward Mortimer ta- rafından da doğrulandı. Emniyet Müdürü GafiPar Okkaıı aıııldı DtYARBAKIR/ SAKARYA (Cumhuriyet) - Diyarbakır'da 3 yıl önce uğradığı silahlı saldın sonucu şehit olan Emniyet Mü- dürü Ali Gaffar Okkan Diyar- balor ve Sakarya'da düzenlenen çeşitli etküıliklerle anıldı. 3 yıl önce 5 çalışma arkadaşıy- la birlikte şehit edilen Okkan'm Sakarya'nın Hendek ilçesinde mezan başında düzenlenen tö- rene lçışlen Bakanı Abdülka- dirAksu'nun yanı sıra Dıyarba- kırspor Kulübü Başkanı Ahmet Göksun, eski Jandarma Genel Komutanı emekli orgeneral Ra- sim Betir, Okkan'ın babası Fik- ri Okkan, eşi Zerrin Okkan, kızı Sezin Okkan, kız kardeşi Sabahat Arslan, yakınlan ve çok sayıda yurttaş katıldı. Aksu, törendeki konuşmasın- da, "Devlet erkânı burada an- cak burada Diyarbakır halkı da var, onun dostlan var. Rah- metliyi farklı kılan da buydu. Aradan geçen zamana rağmen Diyarbakır'dan bu insanları buraya çeken dostluk ve vefa duygusudur" dedi. Okkan'ın emniyet teşkilatın- da halkla birlikte olma konusun- da hep iyiyi temsil ettiğini ve ör- nek emniyet müdürü olduğunu anlatan Aksu, şöyle konuştu: "tşini en iyi şekilde yapabil- mesi için halkının yanında ol- ması, ilin asayişini sağlamak, terör örgütleriyle mücadele et- Diyarbakır'da şehit edilen emniyet müdürü Gaffar Okkan düzenlenen çeşitli etkinliklerle anıldı. mek için vatandaşın desteği- nin alınması gerektiğini bili- yor, uyguluyordu. Bunun en güzel örneği Diyarbakırspor. O dönemde elde edilen istih- barat bilgileri, özellikle Hiz- bullah terör örgütüne yönelik bilgiler hâlâ kullanılıyor. O- nun sayesinde Hizbullah örgü- rünün içeriğini çözdük. Bizle- re çok büyük katkısı olmuştur. Katillerinin de peşindeyiz. On- ları bir bir yakalayacağız." Aksu, Okkan çok iyi bir amir olduğu için çalışma arkadaşlan Sabri Kün,Ariila Durmuş, Se- lahattin Baysoy, Mehmet Tepe- ci ve Mehmet Sepetçi'nin ölü- me gitmekte tereddüt etmeyip, şehit olduğunu ifade ederek "Onlar da bize görevin can pa- hasına da olsa ifa edilmesi ge- rektiğini öğrettiler. Rahmetle anıyoruz" dedi. Diyarbakırspor Kulübü Baş- kanı Ahmet Göksun ise Gaffar Okkan'ın sporun birleştirici yö- nünü keşfettiğini ve ilde huzuru sağladığını anlatarak "Sen fark- lıydın, şehrin ufkunu değiştir- din, seni hiçbir zaman unut- mayacağız" şeklinde konuştu. Törende ayakta zor duran ba- ba Fikri Okkan, oğlunun katille- rinin bulunması için dua ettiğini söyledi. Zerrin Okkan ve kızı Sezin Okkan ise mezara çiçek koyarken gözyaşlannı tutamadı- lar. Genelkurmay'dan Tolon'a destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanlığı, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon'un tartışma yaratan "hainlik" suçlamasıyla ilgili açıklama yaptı. Genelkurmay, Orgeneral Tolon'un "Kıbns'ta adil ve kalıcı bir çözüm isteyenleri suçlamadığını", sözlerin bütünü dikkate almmadan komutana yöneltilen eleştirilerin ise "haksız bir davranış olduğunu" bildirdi. Orgeneral Hurşit Tolon, îzmir'in Karaburun ilçesine bağlı Eğlenhoca köyünde yaptığı konuşmada "Bu memleket hep güzel insanlar yetiştirirdi. Son zamanlarda hain de yetiştirmeye başladı. Haini yoksa 'Verelim kurtulalım' diyen kim?" görüşünü de dile getirmişti. Genelkurmay Genel Sekreterliği'nce dün yapılan yazıh açıklamada, Tolon'un sözleriyle ilgili haber ve yorumlann çoğunun, yapılan konuşma metninden alıntılan içerdiği ve konuşmanın bütününde ifade edilen konulan tam olarak yansıtmadığı belirtildi. Genelkurmay, TÜSİAD Başkanlığı'm de\Tederken "Kendi gibi düşünmeyeni hain ilan etmeyi, en hafif ifadeyle demokrasiye saygısızlık olarak görüyoruz" diyen Tuncay Özilhan'ı da isim kullanmadan eleştirdi. Orgeneral Tolon tarafından ifade edilenlerin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tüm birlik ve kurumlannda uygulanan ve millete hizmetin bir başka örneği olan "Toplumsal Gelişime Destek" çalışmalan sırasında dile getirildiği kaydedilen açıklamada, şöyle denildi: "Tanıamen millete hizmet amaçlı bir faaliyerin icrası sırasında çevrede bulunanlarla yapılan bir sohbette yer alan söylemlerin kamuoyuna açıklama yapmak veya gündem oluşturmak anıacına yönelik olmadığı açıktır. Ülke savunmasında sorumluluk üstlenmiş bir ordu komutanının, söz konusu sohbet toplantısındaki ifadelerinin, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm isteyenleri itham ettiği şekilde yorumlanması doğru değildir. Bu bağlamda, Orgeneral Hurşit Tolon'un sözlerinin bürününü dikkate almadan demokrasiye saygısızlık olarak nitelendirilmesinin, ifadeyi kullanan kişinin görevi ve kişiliğiyle bağdaşmayan haksız bir davranış olduğu kıymetlendirilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tüm bireyleri demokrasiye yürekten saygıb ve muhabbetle bağlıdır." G U N D E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bu haftalık böyle biruygulama olabileceğini dü- şündüm, değÛmiş. Kütüphanelerpazargünü ka- palıdır, yanıtını aldım. Şaşınp kaldım. Pazar, in- sanlann kütûphaneye en çok zaman ayırabile- cekleri gündür. Bizim kütüphanelerde pazarlan yer bulmak bile zordur..." Bizim olağan karşıladığımız olay, büyükelçiyi hayli şaşırtmıştı. Hafta içinde bir gazetedeki i- lan, büyükelçinin hayretini yeniden anımsama- ma neden oldu. Bir ilanda vesikalıkfotoğraf var- sa, altında yazılanlar pek hayırlı değildir. Ama bu ilan farklı. 6-7 yaşlanndaki Kerem Durgut'un fo- toğrafının üzerinde şu yazıyordu: "Yaşasın, okuyorum." Altı şöyle devam ediyordu: "Canım oğlum, okuma heyecanını yaşadığın bugünkü okuma bayramında ailen olarak çok sevinçliyiz. Başanlannın hayat boyu devam et- mesini dileriz. Baban Kenan, annen Imran." Hoşuma gitti... Afferin Kerem'e. Ne dese hak- lı: Benim adım Kerem, okumayı sökerem! Okuma deyince akla daha çok, meydan oku- ma, bildiğini okuma, hariçten gazel okuma, ca- nına okuma gibi deyimlerin geldiği bir ülkede, Kerem'in ailesini de kutlamak gerek. Şimdi sıra Kerem'in umudu Türkiye içinde aramasında. Zi- ra, iyi eğitim almış pek çok genç, okul bitince ne sahibi olmak istersin sorusuna, şu yanıtı ve- riyor: "Pasaport sahibi!" Irianda mucizesi! Prof. Talat Halman'dan önceki gün, 25 Ara- lık'taki "Takiyeddin'den Takıyyeye" başlıklı ya- zımla ilgili mesaj aldım. Prof. Halman, mesajın ekinde 16 Eylül 1985'te Milliyet'teki köşesinde yayımlanan "İrticaKurbanı"başUkiı yazısını geç- miş. Halman, "adı yalnızca bazı tarihçiler tara- fından bilinen Osmanlı bilgini" Takiyeddin'in 400. ölüm yıldönümü nedeniyle kaleme aldığı yazısında, bilginin kurmaya giriştiği rasathane- nin öyküsünü anlattıktan sonra şöyle devam ediyor: "Takiyeddin'in yarattığı rasathaneye ve onun temsilettiği bilim hamlesine müfterilerin ve mürtecilerin saldınsı, kültür tarihimizin en drama- tik felaketlerinden biridir..." Halman'ın bu tümcesini okuyunca da bugün TÜBİTAK'a yönelik saldırıları anımsamamak el- de değil. Bir bilim kurumuna, Darvvin'e saldın- yı hüner sayan bir siyasi anlayışın hükmetmeye girişmesi, bir rasathanenin yerle bir edilmesin- den çok farklı mı? Bir başka anımsamaya geçelim... AB'nin dö- nem başkanlığını Irianda devraJdı. Dışişlerimiz bunun anısına AB ülkelerinin büyükelçilerine hafta içinde yemek verdi. Son 10-15 yıldır "Ir- ianda mucizesinden" söz ediliyor. Irianda, uzun yıllar dışa göç veren, bu nedenle de nitelikli in- san gücünü sürekli yitiren ülke olarak biliniyor- du. Ulkenin, gelecek seçimlerden çok gelecek nesilleri düşünen yöneticileri, bunu kırmak için iki temel yol saptadılar: 1- Eğitimin süresini ve kalitesini yükseltelim. 2- Bilimsel araştırmalara para ve eleman ayı- ralım. Işte mucizenin çok bilinen iki sırrı! Bugün Ir- ianda'da bir milyon kişiye düşen bilim adamı sayısı 1900, bizde 250. Yıllık ihracatının yüzde 62'si (bu rakam pek çok AB ülkesinden yüksek) yüksek teknolojiye dayanıyor, bizde yüzde 9'u. Yılfık patent başvurusunun sayısı 60 bin, bizde 1400. Başbakan, son Suudi Arabistan gezisinde de değişim ve gelişim için öncelikli olarak ekono- mik açılımları öne sürdü. Oysa deneyim, neyin öncelikli olduğunu çok iyi ortaya koyuyor. Emi- le Zola mı, pirzola mı desek, Türkiye'deki ege- men anlayış pirzola der. Oysa Irianda deneyimi gösteriyor ki, bir toplum önce Emile Zola der- se, pirzolaya da daha kolay ulaşır! ankcumc/ ktv.ttnetnettr Alman politikacı Michael Neumann Dinci kayınbirader sorun yarattı BERLtN (AA) - Hamburg eyaletinin Sosyal Demokrat Partrii (SPD) tanınmış politikacılanndan Michael Neumann'ın, aşın dinci Türk kayınbiraderlerinden dolayı başı derde girdi. Geleceğin eyalet içişleri bakanı olarak görülen Neumann'm evli olduğu Aydan Özoğuz'un. YayTiz ve Gürhan adlı ağabeylerinın, Anayasayı Koruma Dairesi tarafından izlenen aşın dinci internet sayfası "www.muslimmarkt.de"yiyönettikleri ortaya çıktı. Yavuz Özoğuz'un, Yahudi soykınmını yalanlayan yazılar yayımlayarak halkı kışkırttığı gerekçesiyle geçen hafta içinde 3 ay tecilli hapis cezasına çarptuıldığı belirtildi. Neumann, konuyla ilgili olarak Anayasayı Koruma Dairesi'ni bilgilendirdiğini belirterek "İnsan akrabalarını seçemez" dedi. Aydan Özoğuz ise ağabeylerini çok sevdiğini, ancak yaşantılannın çok farklı olduğunu belirtti. Aşın dinciliği hiçbir şekilde desteklemediğini kaydeden Özoğuz, "Aşın dinciler,Almanya'da abartılıyor. Bu tür olaylarla tüm Müslümanlar kötüymüş gibi gösteriliyor. Buna üzülüyorum. Ağabeylerimi çok seviyorum, ancak yaşantılarımız çok farklı. Bu nedenle düştükleri duruma üzülüyorum" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle