Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S/TA CUMHURİYET 25 OCAK 2004 PAZAR
HABERLER
I'UINYADABUGUN
SİRMEN
Mumcu'dan
Nsler Öğpendik?
övgili,
EJ hafta sonu, cumadan başlayarak, Ankara'da
daaktim. Öncetoirkonuşmaya,sonra Uğur Mum-
cu'u anma etkf nliklerine katılacak, onun okulu
Barpelievler Deneme Lisesi'nin artkgelenekselleş-
mişroplantısına Konuşmacı darak katılacaktım.
Crnadı. lstanb«jl kara değil, toplumsal hamaka-
ta (pneticilerimizr de onun üriJnüdür) teslim olun-
ca, Mikara'ya uçsmadım.
Eter bugün orada olsaydırn, şunlan söylemeye
çalısacaktım:
Ujur Mumcu c>leli 11 yıl oldu. Ama o hâlâ gün-
cel, lâlâ okunuyor, hâlâ tartışılıyor.
G*çenlerde bir~i, Uğur'un döneminin geçtiğini,
artı(< müzedeki yerini afması gerektiğini söytüyor-
du.
Kr/amet koptu, bir sürü yanıt geldi.
Be~ı ise kerizmanın karizmaya duyduğu kin ve kıs-
kandığın ifadesi olan bu yazıyı doğal buldum.
Toolumun içinde bulunduğu duruma bakınca,
hertesin ve özellikJe egemenlerleyalakalannın Uğur
Mumcu'yu sevmeleri, onu örnek almalan beklene-
rnez
BLyüzden yazının içtenliği hoşumagitti. Karan-
lıktar medet umanlann aydınlığa tabii ki taham-
mülleri yoktur.
• • •
Biz bu gibi tartışmalara düşmeden, övgü ile ya-
kınmanın kısırdör>güsünün kapanına kısılmadan;
biçerni, araştırmaoılığı, kaleminin ustalığı kadarya-
şamın heralanındaki duruşu ile deörnek olan Uğur
Mumcu'dan alınacak derslerin neler olduğuna ba-
kalım ki hâlâ yararlan ve etkisi süren biryaşamdan
maksimum toplumsal faydayı çıkaralım.
Uğjr Mumcu'dan çıkanlacak birinci ders, dü-
şünceleriyle yaşamın her alanındaki duruş arasın-
da bir uyum ve kcnşutluk sağlamaktır.
Böylece kişinin inandıncılığı, düşüncesinin peşin-
den başkalannı da sürükleyebılme gücü artıyor.
Toplumsal kazanımlann bir kez elde edilip, üze-
rine yatılıp uyunacak şeyler olmadığının, o değer-
lerin sürekli korunrnası için uğraş verilmemesi ha-
linde bunlan yitirrrvenin kaçınılmazlığının Uğur far-
kındaydı. Bu yüzdendir ki hem kendisi bu savaşı-
mı veriyor hem de hıerkesi aynı çaba yönünde güç-
lerini birleştirmeye çağınyordu.
Bu konuda Murncu'nun yaşamından yeteri ka-
dar geniş kitleler, yeterince ders çıkarmıştır dersek,
yanlış konuşmuş oluruz.
Ama bugün içinde bulunduğumuz durumu aş-
mamız, hıç değilse bundan böyle gerekli dersi çı-
karmamız ile mümkün olabilecektir.
• • •
Olaylan algılarken ve irdelerken, ayağını kendi
toprağına basmak ve dünyaya tutarlı bir görüşün
gözlüğü ile bakmak Uğur'un önemli özelliklerinden
biriydi.
Onu banş yanlısı kılan da buydu. Soyut ıdeolo-
jik bir banş ideolojisi değil.
Şu anda yaşamakta olduğumuz, olumsuz etki-
lerini hissettiğimiz, böyle giderse yakın gelecekte
daha da çok hissedeceğimiz, Irak Savaşı'nın pro-
vası olan Körfez Savaşı sırasında Uğur'un yazdığı
yazjlar, olaya yaklaşırnı bugüne ışık tutacak, doğ-
ru yaklaşım için yol gösterecek saptama ve değer-
lendirmelerle doludur.
Türkiye gibi ülkelerde, ulusal çakann kalmadığı yıl-
lardır söylenir. Uğur Mumcu bütün yazılannda bu
görüşün yanlışlığını kanrtlanyla anlattı. Bütün dün-
yanın çıkariannın "bûyük patronun çıkanyla bağ-
daştığı" fikrinin yanlışlannı olaylarla ortaya koydu.
Herhalde buradan da çıkaracak bir ders olsa ge-
rek.
Yine 1. Körfez Savaşı sırasında Uğur, yazılann-
da, Türkiye gibi bir ülkenin kendi ulusal çıkarını
"Süper Güç"ün yayılma savaşına endekslemesi-
nin yanlışlığını vurguladı.
Türkiye'de kamuoyu yoklamalan, çoğunluğun
bu görüşü anladığı, gerekli dersi çıkardığını, resmi
politika ise siyasi iktidann sahiplerinin bu noktadan
çok uzakta olduğunu gösteriyor.
Nihayet, dış politika ile iç politikaarasında biray-
nm olmadığını, ikisinin son derecede iç içe girmiş
durumda, birbirierinin uzantılan konumundaolduk-
lannı Uğur Mumcu çok yazdı.
Buradan çıkanlacak ders konusunda, Bahçeliev-
ler Deneme Lisesi'nin bu yılki toplantısının konuş-
macısı, Uğur'un dürüst ve araştırmacı gazetecilik
ilkesini kendisineşiar edinmiş, son olarakda bu doğ-
rultuda, "Sivil Darbe ve Irak Savaşlan" adlı yapı-
tyla iç politika-dış politika bağlantısını çok güzel or-
taya koymuş olan dostum Fikret Bila'nın söyleye-
cek çok şeyi olduğunu sanıyorum.
Keşke çok daha geniş kitleler bu konuşmayı din-
leyip gerekli sonucu çıfcarma olanağını bulabilmiş
olsalardı.
Evet, ölümünün 11. ynlında, Uğur Mumcu'yu ağıt
ve övgüyledeğil, çünkü ikisine de ihtiyacı yok, onun
yazılanndan ve yaşamından çıkanlacak dersleri iyi
anlamaya çalışarak analım.
Ve ölümünün 11. yılın><Ja Uğur Mumcu'nun ardın-
dan gözyaşı dökmeyelim.
Çünkü her yaşam eni rıde sonunda biter. Ağlana-
cak olanlar. yalnızca boşa geçmiş olanlardır.
Yıllar sonra bile bize, olaylara sağlıklı bakışımıza
yardımcı olarak yol gösterenler ise olsa olsa alkış-
laıia anılırlar.
ErdoğaıTdan memıırlara uyarı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Tayyip Erdoğan. kamu knrum ve kuruluşlannın
yurttaşlann şikâyet ve rahatsızlıklanna ilişkin
«ülekçe ile yaptığı başvTirulanna yanıt
•verilmesinu istedi. Erdoğan, dün yayımladığı
genelgede devlet ile toplum arasındaki bağlann
daha güçlü hale getirilmesi için halkın talep ve
beklentılerine azami diLzeyde yanıt verilmesini
isiedi. Bu konuda bir yasa çıkanldığına da
dikkat çeken Erdoğan, yurttaşlann talep ve
fcaşvurulam yanıtlanmaması halinde disiplin ve
ceza işlemleri uygulanaxağı uyansında bulundu.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, 'siyasallaşma' tartışmalannı değerlendirdi
'Mahkeme elegeçirilemez'
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili
HaşünKınç.
Bornova'da miting
İLHANTAŞCI
ANKARA - Anayasa
Mahkemesi Başkanvekili
Haşim Kılıç. hiçbir siyasi
parti ve kişinin düşünceleri-
ne göre hareket etmedikle-
rini belirterek "tktidara, mu-
halefete ve bütün partilere
eşituzakhktayız" dedı. tktı-
dar ve muhalefetin kim ol-
duğunun Yüksek Mahke-
me'yi ilgilendirmediğini
kaydeden Kılıç. ıktıdarla "el
eleverdikleri ve anlaşüklarT
ıddialannın gerçeği yansıt-
madığını savundu. Kılıç,
mahkemenin yapısal deği-
şikliğine ilişkin çahşmanın,
bugünkü Meclis yapısına ba-
• TBMM'nin, Anayasa Mahkemesi'nin oluşturulacak 17 kişilik kuruluna 4
üyeyi seçmesinden endişe duyulmaması gerektiğini savunan Kılıç, iktidarla 'el
ele verdikleri ve anlaştıklan' iddialannın gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bütün
partilere eşit mesafede olduklannı söyleyen Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin
yapısına ilişkin çahşmanın geçmiş hükümet döneminde başladığını belirtti.
kılarak hazırlanmadığını
söyledi.
'YedekJer boş otunıyor'
Haşim Kılıç, hazırladık-
lan taslakla anayasa yapmış
olmadıklannı, yalnızca bir
öneri getirdiklerini söyledi.
Çahşmanın geçmiş hükü-
met döneminde başladığını
belirten Kılıç, yedek üyele-
ri asıl yapmak istemelerinin
nedenini "Öteden beri ye-
dekler boş otunıyor. Arka-
daşlan da çahşmalara katma
amaçlanıyor*' diyerek açık-
ladı.
TBMM'nin, Anayasa
Mahkemesi'nin oluşturula-
cak 17 kişilik kuruluna 4
üyeyi seçmesinden endişe
duyulmaması gerektiğini sa-
vunan Kılıç, "Mechs'in bu
arkadaşlan görevden alnıa
>etkisi olsa,çabşmalan sıra-
sında üzerinde bir yetidye
sahip olsa baskı ve korkuy-
la farkh düşünülebiKr, endi-
şelenilebiUr. Ancak, seçilen
arkadaşlarm MecBs'le hiç-
bir bağı kalmavacak ki* dı-
ye konuştu.
'İktidar bizi bağlamaz'
Kılıç, bugünkü iktidar ve
Meclis'in yapısına bakıla-
rak siyasallaşma sonucuna
vanlmasının yanlış olduğu-
nu belirtti.
'Kölelik
yasasına
hayır'
• Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı
Bornova'da yapılan mitingle protesto
edildi. "Sözleşmelipersonel
olmayacağız', 'Reform değil aldatmaca'
sloganlannın atıldığı mitingde tasannın
uluslararası sermaye çevreleri tarafından
dayatıldığı vurgulandı.
SAADET USLU
tZMİR- AKPnin reform adı altında
hazırladığı Kamu Yönetımı Temel Yasa
Tasansı, sendıkalar, siyasi partiler, meslek
odalan ve yurttaşlar tarafından Bornova'da
gerçekleştirilen mitingle protesto edildi.
DtSK, KESK, TMMOB, Izmir Tabip Odası
öncülüğünde CHP, ÖDP, EMEP, SHP,
DEHAP, ÖTP, SES, DSİP ve SDP'nın yanı
sıra yurttaşlann yoğun katılımıyla yapılan
mitingde "Kölelik yasasına hayır" sloganlan
atıldı. Çevre ıl ve ilçelerden de mitinge
katılım oldu. Kamu Yönetimi Temel Yasa
Tasarısf na karşı yapılan miting öncesinde
metro son durağında toplanan yurttaşlar
Bornova Cumhunyet Meydanı'na doğru
yürüyüşe geçh. "Sözleşmeli personeJ
obn^.acağu'". "Reform değil aMatmaca",
M
Sevk ocağı değil, sağuk ocağı istiyoruz"
pankartlan taşıyan yoğun kalabalık, sık sık
"Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka
hesap verecek" sloganlan attı.
Yol boyunca yurttaşlann da alkışlarla
desteklediği uzun yürüyüşün ardından
Cumhuriyet Alanı'nda toplanıldı. KESK
Genel Başkanı Sami EvTen, CHP Grup
Başkanvekili Kemal Anadol, TMMOB Genel
Başkanı Kaya Güvenç ve Izmir Tabip Odası
Başkanı Fatih Sürenkök tasanya karşı
görüşlerini dıle getirdi. Burada yapılan
açıklamalarda tasannın uluslararası sermaye
çevreleri tarafindan Türkiye'ye dayatıldığı
vurgulandı. Konuşmalarda şu görüşlere yer
verildi: "FMF bağımlısı ve sermaye yanhsı
hükümeder, yıllardır benimsedikleri yoksulhık
politikalany la halkın ve emekçilerin karşısuıda
oldular. AKP hükümeti de ülke kavnaklannın
talan edilmesine göz \iunuyor. Kamu
hizmetleri özelleştirilmek isteniyor. TÜPRAŞ,
TEKEL gibi zenginliklerimiz saühnak
istenrvor. Sonra sıra okullanmıza,
hastanelerimize gelecek. En temel kamu
hizmetleri parah olacak. Kamu emekçileri,
sözleşmeli çahşünlarak iş güvenceleri
ellerinden alınacak Buna izin vermemek için
sonuna kadar direneceğiz.*'
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
^P/l KflR
Haşim Kılıç, iktidar ve
muhalefetin kim olduğunun
Yüksek Mahkeme'yi ilgi-
lendirmediğini kaydederek
"Bİ7 mahkemenin nasıl ça-
hşması gerektiği ve çağdaş
anayasa yargısmı nasıl yaka-
layacağımız konusunu dü-
şünüyoruz" dedi.
'Siyasalaşma endişesi
yersiz'
TBMM'den mahkemeye
üye seçilmesi nedeniyle si-
yasallaşacağı endişesinin
yersiz olduğunu savunan Kı-
lıç, şöyle konuştu:
"Sayın Baykal'm ifade et-
tiği gibi 'Mahkeme siyasal-
laşıyor. mahkemeyı ele ge-
çiriyorlar' gibishasaldeğer-
İendirmeyiyanhş buhıyoruz.
Şundan doİavı yanhş diyebi-
tir, eleştirebilir. Bu eleştirisi-
ni bihnı vedoktrinel çerçeve-
de her zaman >apabüir. Bu-
nu biz saygıyla karşılanz.
Ama sanld iktidarla görüşü-
lüpanlaşdnıtşgflji yansıûbna-
sıdoğru degiL iktidarla elele
verihnişlik katiyen veasla ol-
madı."
'Bütün partilere eşit
uzakhktayız'
Anayasa Mahkemesi Baş-
kanvekili Haşim Kılıç, hiç-
bir siyasi parti ve kişinin dü-
şünceleriyle hareket etme-
diklerini kaydederek "tkti-
dara, muhalefete ve bütün
partilere eşit uzakhktayız"
dedi.
Haşim Kılıç, fiziki koşul-
lan iyileştirmek üzere Dev-
let Mahallesi'nde 16 dönüm-
lük arazinin mahkeme adı-
na tescillendiğini bildirirken
bu yılki bütçeye 1.5 trilyon
liralık proje parası konuldu-
ğunu söyledi. Değişiklikle-
rin gerçekleşmesi durumun-
da mevcut binanın yeterli ol-
mayacağım bildiklerini an-
latan Kılıç, "Şu an bile yet-
mij'or. Gelecek50 \ıhn mah-
kemesinin nasıl olması ge-
rektiğinin peşindeyiz" dedi.
TTB Başkanı Füsun Sayek'ten Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'na tepki
'Kamu hizmetleıi hak olmaktan çıkıyor
9
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türk Tabipleri Birliğı Mer-
kez Konseyi (TTB) Başkanı Dr.
Füsun Sayek, Kamu Yönetimi Te-
mel Yasa Tasansf nın sağlık baş-
ta olmak üzere tüm kamu hızmet-
lermi hak olmaktan çı-
kardığını belirterek
"Tasannın yasalaşma-
ması için Türkiye ça-
pmda, yasal çerçevede
efimizden geteniyapaca-
ğız. Mesleğinıizi ve top-
hunsalgeleceğiınizi bü-
tünüyle karartacak bu
tasamı kabul etmiyo-
ruz" dıye konuştu.
Sayek. tasan ile sağ-
lık kurumlannın "tica-
rethaneye", ülkenin
'^azara", devletin "şir-
kete", yurttaşlann da
"müşteriv'e" dönüştü-
rüldüğüne dikkat çeke-
rek, insanı önceleyen
herkesımle birlikte yü-
rütecekleri faalıyetler sonucun-
da tasannın yasalaşmayacağına
işaret etti.
Tasanyı hazırlayanlann "re-
form" adı altında halkı mağdur
edecekleri bir sisteme kılıf uy-
durmaya çalıştıklannı ifade eden
Sayek, tasan ile hekimler dahil
tüm kamu çalışanlannın iş gü-
vencesi ve örgütlerinin yok edi-
leceğini söyledi.
Sağlığın alınıp satılan bir "me-
KESK ÜYELERİ DlYARBAKIR'DA EYLEM YAPTI
' Yoksulluğa mahkûm ediliyoruz'
Dl YARBAKTR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır'da bir araya gelen KESK üyeleri,
hükümetin eğitim, sağlık gibi hizmetleri
ücretli hale getirecek Kamu Reformu Yasa
Tasansı'm durdurmasını istediler. Istasyon
Meydanı'nda toplanan sendıkacılar adına
konuşan KESK Dönem Sözcüsü Medeni
Tutşi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin
devletin asli bir görevi olduğunu vurguladı.
Kamu Reformu Yasa Tasansı'yla birlikte
eğitim ve sağlığın ücretli hale getirileceğjne,
kurumlar ve tüm malvarlıklannın II Özel
îdaresi'ne devredıleceğıne dikkat çeken
Tutşi, şöyle konuştu: "Kurumlardaki
çahşan sayısı azaltdacak, çok az sayıda
memur yönetici olarak kalacak.
Diğer çahşanlar ise kadro karşıhğı ohnayan,
genellikk bir yılhk sözleşmeli personel
olarak çalıştınlacak Emeğine ihthaç
ohnadığı takdirde de işine son verilecek.
Kısacası, Kamu Reformu Yasa Tasansı
emekçileri işsiziiğe, toplumun önemli bir
kısnunı da yoksuUuğa mahkûm etmek
istiyor. Bize rağmen bizi yönetmek isteyenleri
uyanyoruz. Buna seyirci kabnayacağtz.
Susmayacağız.''
ta " olmadığını vurgulayan Dr. Fü-
sun Sayek, "Tasan sağhkta tasfî-
yeyiöngörüyor.Türk haBanm sağ-
hk hizmetine de\ letelh1eulaşınu,
anayasayla gü\ence altına ahn-
nuştir- Sağhkta devlet sorumhılu-
ğunu üstünden atamaz,
devTCdemez. Sağhkta sığ
poHtikalar, yersiz çekiş-
meferve 'ben yaptım ol-
du ' mantıgı. Türldye'yi
sağlıkalanında felâkete
sürükler" diye konuş-
tu.
Kamu Yönetimi Te-
mel Yasa Tasansı ile sos-
yal devletin tasfiyesi ve
kamu hizmetlerinin
önemli bir bölümünün
lağvedilmesinin hedef-
lendiğine işaret eden Sa-
yek, sağduyu sahibi, ak-
lıselim sahibi tüm ke-
simlerin tasanmn yasa-
laşmamasım istediğini
sözlerine ekledi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Ali Efendi, 1283 (1866) yılında Istan-
bul'da Basiret adlı bir günlük gazete
çıkarmaya karar verir. Basiretçi Ali,
Abdülaziz, V. Murat ve II. Abdülha-
mit dönemlerinde yaşamış bir gaze-
teci. Oyıllarda, Istanbul'dagazeteçı-
karmak ne anlama geliyordu?
Malum, karlı bir Istanbul gününde-
yiz. Evde oturup kitap okumak en iyi-
si. 1976 yılında yeni Türkçe harflere
çevrilmiş bir Istanbul kitabına uzanı-
yorum. Kitabın başlığı "Istanbul'da
Elli Yıllık Olaylar." Yazan: Basiret ga-
zetesi imtiyaz sahibi Ali. Ali Efendi 50
yıl boyunca Basiret gazetesini çıkanr-
ken başından geçenleri ölümünden kı-
sa süre önce 1909 yılında bir kitap
haline getirerek basmış.
Sander Yayınlan da bu krtabı göz-
den geçirmesi ve önsöz yazması için
TankZafer Tunaya'dan ricada bulun-
muş. Istanbul'da Ağustos 1976 yılın-
da yeniden basılan bu kitabın iç ka-
pağına Sander Yayınlan'nın kurucu-
su Necdet Sander şunlan yazmış:
"Bu küçük ama değerli kitabı geçmi-
şin tozlanndan kurtararak yeni bas-
Basiret Gazetesi Nasıl Yayımlandı?
kısının yapılmasına önayak olan, ya-
yımlanmasıyla ilgilenen, yoğun çalış-
malan arasında kitabın önsözünüyaz-
maya vakitayıran sayın dostum Pro-
fesör Tank Zafer Tunaya'ya burada
açıkça teşekkürü borç bilirim."
Tank Zafer Tunaya ise kitaba yaz-
dığı uzun önsözde Basiretçi Ali'nin
yaşamına ilişkin bilgiler verir: "Genç
birOsmanlı gazetecisi, Augsburg'ta,
birsilah ve makine fabrikasında, 1871
Avrupa'sınınyarattığı birbaskı maki-
nesinihayranlıkla seyretmektedir. El-
le döndürülürse saatte 2 bin, motor-
la çalıştmldığı zaman da saatte 5 bin
'nüsha' basan birmakinedirbu. Tek-
nolojinin bu denli ilerlemesini imre-
nerek anlamaya çalışan genç de Is-
tanbul Vezir Han'ında, Papazyan
Efendi'nin eskiesersayılabilecekma-
kinesinde, 'Basiret' gazetesinibasan
Ali Efendi'dir. Batı ile Doğu, Bis-
marck'ın aracılığıyla birkez daha kar-
şılaşmıştır."
Tank Zafer Tunaya, Basiretçi Ali'yi
ve kitabı tanrtmaya devam eder "Ünü-
nü gazetesinden alan 'Basiretçi Ali
Efendi', Alman-Fransız 1870 sava-
şından kazançlı çıkan tek Osmanlı sa-
yılabilirdi. Bu kitapçıkta, Basiret ga-
zetesinin, Osmanlı toplumunun veAIİ
Efendi'nin bütünleşen öykülerinioku-
yacaksınız..." Tunaya, kitabı inceler-
ken Osmanlı'nın son dönemlerine iliş-
kin yapılan tartışmalara da yanıtlar
arar:
"Akla gelen ilk soru şu: On doku-
zuncu yüzyılın ikinci yansında, Os-
manlı toplumunda birkamuoyu oluş-
muş muydu?Ali Efendi'nin üzerinde
birkaç çizgi ile durduğu, 1293 (1876)
Kanunu Esasisinin (anayasasının) ne
dereceye kadar yerli bir kamuoyu
olup olmadığını araştıranlar, genel-
likle bu işinyalnızca, biryabancı bas-
kısı olduğu sonucunda birleşmişler-
dir. Örneğin, Prof. Bernard Levvis
1876'da, Osmanlı kamuoyundansöz
etmenin 'saflık' sayılacağını belirt-
miştir."
Tank ZaferTunaya, Basiretçi Ali'nin
anılannı da örnek göstererek Osman-
lı'daki bu önemli reform adımının, ka-
muoyu olmadan yapıldığı düşüncesi-
ne karşı çıkar: "Oysa pek öyle değil.
öyle olmadığını da, örneğinAliEfen-
di kanıtlıyor. 1868de. Basiretgünde
10bin sayı olarakbasılıyordu. Aynıyıl-
da Istanbul'da çıkan Türkçe gazete-
lerin sayısı on kadardı. Ali Efendi, Os-
manlı halkında -daha doğrusu Istan-
bul'da- belirli dozda siyasal birkıpır-
danma ve bilinçlenme olduğunu gös-
termekte. 'Hakayikil Vekayi' gazete-
sinin sahibi Filip Efendigibi, hüküme-
tin hoşuna giden, padişahtan bahşiş
kopancıyazjlaryazması öğüdünü, Ali
Efendişöyleyanıtlar: 'Sadrazamın ne
denli güçlü olduğunu biliyorum. Fa-
kat ne çare ki, günümüzde kamuoyu
ondan daha güçlüdür.'"
Ali Efendi Basiret gazetesini çıkar-
maya karar verdikten sonra bir dilek-
çe ile 1283 (1866) yılında Hariciye Na-
zırlığı'na (Dışişleri Bakanlığı) başvu-
rur. GerisJni kendisi şöyleanlatr "(Müs-
teşar) Sait Efendi Nazır Paşa'nın oda-
sına girip biraz sonra çıktığında altı-
na kjrmızı mürekkeple havalesini gös-
terdiler: 'Bu dilekçenin şimdilik sak-
lanması' işaretiyazılmıştı. 'Acaba bu-
nun nedeni nedir?' diye sorduğum-
da 'Şimdi Girit'te kanşıklıklar var. Sa-
na müsaade edilmiş olsa birtakım
Rumlardagazete imtiyazı istiyorlar, on-
lara da vermek gerekir. Evraktan nu-
marasını alınız ve bu kanşıklıklar son
bulunca başvurunuz. O vakit müsa-
ade olunacaktır, buyurdular' diye ce-
vap verdiler."
iki yıl sonra Girit kanşıklığı sona erer.
Ali Efendi de uzun yıllar sürecek Ba-
siret gazetesi macerasına başlar. "O
vakitlermatbaabulmakçokzoroldu-
ğundan Vezir Han'ında Tatyosun kı-
nk dökükbirmakinesine başvurdum.
Pazarlığı kesip sayısı yirmiparaya ol-
mak üzere küçük boyda Basiret'iya-
yımlamaya başladım."