04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL2OO3 PERŞEMBE + CUMHURİYET SAYFA DIZI SaitMolla tasfıye ediliyor Kurtuluşa karşı bir Yri b * Or. Uftafe ÇUKUROVA - Iş* KANSO • Sait Molla'nın kendisini başkan seçtirdiği İngiliz Muhipleri Cemiyeti'ninyeni yönetimi, Saray tarafmdan kabul edilmedi. Molla'nın Saray tarafmdan dışlanması ile birlikte İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin etkinliği de kayboldu. îngilizlerin aynı amaçla kurduklan diğer örgütler de ingiliz Muhipleri Cemiyeti'yle aynı sonu paylaştı. C emiyetin 6 Ekim'de seçilen yönetim kurulu Sa- ray tarafindan kabul edilmemiş olmalıdır ki, Ka- sım 1921 'de ingiliz Muhipleri Cemiyeti'nin yap- tığı toplantılarda SaftMoDa'nın başkanlığının kabul edil- meyeceği, Molla'r.ın başkanlık yaptığı toplantılann meş- ru kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Sarayın bu istegı üzerine cemiyet toplantılanna Beyoğ- lu Mutasarnfi Saadettin Bey başkanlık eder. Kasım ba- şında yapılan bir toplantıya bır taraftan 9 Eylül kongre- sinde yötıetime seçilen Leon Odinyan Efendinin, diğer taraftan 20 Temmuz 1920'de seçilip daha sonraki kurul- lara seçilemeyen Enver Bey'in katıldıklan görülmekte- dir. Bu toplantıda İngiliz Yüksek Komiserliği'nde gö- revli tercüman Tcamich de bulunmuş, yapılan görüşme- leri cemiyetin Mis sokağındaki merkez binasma giderek \ r ali ve başkanlara iletmiştir. 1921 Kasımı sonrası tngi- liz Muhipleri Cemheti'nin etkisıni kaybetmesi ve Sait Mol- la'nın saray tarafindan reddedılmesi üzerine, ingiliz ca- susu Rahıp Frev» hayır müessesesi adı altında ingiliz pro- pagandası yapacak "Incil Cemiyetieri" (Bıble Societies) ve üye sayısı giderek artan "Geoç Hnistiyanlar Birtiğini (TMCA) (Unıon de la Jeunnesse Chrestiennej kurar. 30 Ağustos, Anadolu Isyanı 'nın ve Kurtuluş Savaşı 'nın silahlı evresinin doruk noktasıydı. Ve tarihe "Kemal 'in Askerleri "nin onur anıtı olarakgeçti Ezüen ııhıslara örnek mücadele Ankara hülcümetl istlhbarat topluyor 1921 Aralık ayında Istanbul'da Genç Hıristiyanlar Ce- miyeti benzeri olan, fakat Müslümanlara daha sempatik gösterilmesi planlanan "Genç İslamlar Cemiyeti" Çar- şıkapı'da Medrese Sokağı'nda 2 numarah binada çahş- malanna başlar. Ankara hükümeti bu cemiyet niteliğini merak ederek, tstanburdaki M. M. ve Felah gruplan (An- kara'ya bağlı ıstihbarat örgütleri) elemanlanna bu cemi- yet hakkında bilgi toplamalannı emreder. M. M. elema- nı Hamid Bey bu cemıyete girmeyi başanr. Genç îslamlar Cemıyeti, Halep'te çıkan Şafak Gaze- tesi sahibi ZekeriyaRıza,Dr. NuriRefet, Dava Vekili Sü- leyman Fehmi, Gazeteci Cezmi, Azerbaycanh Tüccar Ya- kub ve îzmir'de çıkan Medeniyet Gazetesi sahibi, Ileri yazarlanndan Tahsm Fazd tarafindan kurulur. Cemiyet ku- ruculan arasında basın mensuplarının çokluğu, cemiye- tin propagandaya yönelik kurulduğunu açıkça göster- mektedir. Cemiyet 6 Aralık 1921'deaşağıdakibildirge- yi yayımlamıştır: "Genç tslamlar Cemiyeti Merkez-i l'mûmîsmden: Tarihin bugünkü Müslüman gençlerinetev- dî ettiği büyük bir vazife \"ar. Memleketierinin ictimâî ve harsî bünyelerini inhilâlden (çöküntü) muhafaza eûnek! Dünyada her milletin kendine mahsûs örf ve âdâh, ken- dine mahsûs bir cümle-i ictimâîsi, hülâsâ kendine mahsûs şerâit-i hayâü var. Milletler, bu şerâ'itin devâmıyla yaşa- vabilirler. Bugün arz üstünde henüz tslam unvanını hâiz milyonlarca dindaşlannuzvarsa bunun sım rûhn tslânun lâ-yemût (ölmez) kudretindedir. Bu büyük kuwe-i mâne- viyeden istifâde ederek cemâat-ı tsiânüyeyi daha mesdûd (temeü daha güçhı) bir hayâta götürmek bugünkü Müs- lüman gençlerinin vazîfesidir. Bu vazîfenin ışkını biz şüp- he etmiyoruz ki her genç kendi rûhunda duyuyor. Bu gençleri biraraya toplayarak Müslüman çocukLannı sefâ- letten, Müslüman gençlerini teşdîdden (şiddet) ve Müslü- man erkek ev kadınlaruu ictimâî, ahlalâ inhilâlden vikâ- ye(korumak)için Genç tslam- lar Cemiyeti'ni teşk2 edhoruz. Herkesin bu vazîfenin ebemıniyetveutviy- _ £ yetini niâBk bu- _ - ^ = hınduğundan * lYvfr1KE ve bu teşebbü- .VfÂ-r i ^ siirağbetvemü- f: ?~n~.g=££ zâharederiyle -^~* "= yaşatacakiann- -JI danümîd-vânz. =•• Evsâf-ı kânûıü- ""^ ye ve şer'iyyeyi hâ'iz her dindâş pekehvenşerâ'it ile cemiyetimize kabul olunur. Cemiyetimiz ri\ âsede alâkadâr ofanacbğı gibi bi't-tabt hiçbir ftr- ka ile de münâsebetdâr değil- dnf Sonuç Yukanda belirtilenler ışı- ğında, üyeleri ingiliz destek- çileri, azınlıklar, çıkar grup- lan, bazı gazete başyazarla- n, bürokratlardan oluşan ingiliz Muhipleri Cemiye- ti. Kurtuluş Savaşı yılla- nnda ingiliz yanlısı ka- muoyu oluşturma ve haber alma örgütü ok- rak etkinliğini sür- dürmüştür. Bu çer- çevede hedeflenen ulusal kuvvetlerin güçlenmesini, saldınlara karşı direnci kırmaya ça- lışmaktır. Ingütere'nin sömür- gelerinden tarihsel de- neyimi olan Secret Ser- vice elemanlan, bir top- lumda direnişi kırma yo- lunun, o toplumu sosyo- kül- türel açıdan yozlaştırmak- tan, ulusu tek vücut olmaktan çıkanp, ideolojik, etnik ve dinsel olarak bölebılmekten geçtiğini bilmektedir. Müta- reke döneminde Istanbul'da ku- rulan derneklerin büyük kısmı bu amaca yönelik derneklerdir. Buna karşın, işgalci devlet- lerin, iç ve dış güçlerin tüm gi- rişimleri, ulusal kuvvetlenn başanlı direnci, Atatürk'ün dahice organizasyonu ile başansız kılmmış, genç Türkiye Cumhuriyeti kısa zamanda topar- lanmayı başar- mıştır. 10 Kasım 1938 sabahına kadar_ BARIŞDOSTER -5- üyük Zafer'den 2 yıl sonra, 30 Ağustos 1924 tarihinde, o mu- zaffer ordunun başkomutanı Musta- fa Kemal, zafen şu sözlerle değer- lendiriyordu: "Efendiler, Türk yurdunu ele ge- çirmekdüşüncesini, Türk'ü tutsaket- mek düşünü,geneJveyaygın bir düşün- ceye dönüştürmeye çabşanlar, layık olduklan sondan kurtulamadılar. Efendiler, kendflerine bir uhısun gele- ceği emanet edilen adamlar, uhısun güç ve yeteneğiniyafauzve ancakyine uhısun ger- çekveeldeedflebfliryararlandoğrultusundakul- lanmakb yükümKi olduklannı bir an kafala- rmdançıkannamabdniar. Türkuhısunun bu- rada elde ettiği zafer kadar kesin sonuç veren ve yalnız bizim tarihimize değiL dünya tarihi- ne yeni bir akış verecek kesin etkide bulunan baş- ka bir meydan savaşı ammsamıyorum. Hiç kuşku duyuhnamahdır ki genç Türk CumhuriyetFnin temeB burada güçlendirildi: sonsuzhığa değin sü- recek yaşamı burada taçlaiKh. Efendiler, bu pek büyükzaferi sağlayan etkenlerbi en önemnsive en viicesl Türk uhısunun kavrtsızve koşubuzolarak egemenögmi kendi eline alnuş olmasıdır. Bu ola- yın tarihimizde ve bütün cihanda ne büyük, ne verimli bir devrim oldugunu açıklamaya ge- rek görmem. Llusumuzun uzunyüzyıDardan beri hanlar. hakanlar, suhanlar, hafifeleretin- de, onlarm baskı ve zuhnü aranda ne denH ez&diğini, onlann açgöziülüklerini do- yurma yotunda ne denfi büyük yıknn- lara \e \itikletv uğradtğuu düşünür- sek. uhısumuzun egemenliğini eline al- nuşoimasmın tüm uhıhıkvtönemigöz- lerimizin önünde belirirr Büyük Zafer, Mustafa Kemal Paşa tarafindan böyle değerlen- dirilirken, özünde, 3. Dünya- ya ve Mazlum Milletler'in kurtuluşuna ilişkin çok büyük dersleriçeriyor- du. BİTT. Milli Mücadele'nin başından itibaren. meşru sınır- lar içinde hareket eden ve meşruiyete büyük önem veren, attığı heradınun arkasmda halk desteği ara- yan, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı Meclis'in denetim ve gözetiminde yürüten bir önder, emperyalizme karşı savaşan tüm uluslara da örnek oluyordu. Kuvayı Milliye çetelerini, Müdafaa-i Hukuk Ce- miyetlerini, çiftçisinden köylüsüne, gencinden yaş- hsına, kadımndan erkeğine tüm halkı, tek bİT amaç çevTesinde örgütleyen Gazi, kendine. sadece ken- dine güvenerek yola çıkanlann, kurtuluşu dış di- namiklerde değil, ıç dinamiklerde arayanlann ba- şanya ulaşacağmı gösteriyordu. Tam bağımsızlık konusunda ödünsüz, ulusal egemenlik konusunda kıskanç olan Kemalistler. antiemperyalist bir bi- linçle savaşırken, ezılen dünya ıçin de yeni bir dö- nem açıyorlardı. 16 Eylül 1921 tarihinde. Ankara'da yaptığı bir konuşmada, "Hiçbir zafer gaye değildir. Zafer, an- cak kendisinden daha büyük olan bir gavevi elde etmek için gerekir en belH başh vasrtadır. Gaye, fi- kirdir. Zafer, bir fikrin istihsafine (elde edümesine) hizmeti nispetinde krvmet ifade eder. Bir fikrin is- tihsahne dayanmayan bir zafer payidar olamaz. O boş bir gayTettir. Her bü>ük meydan muharebesin- den. her bü>ük zaferin kazanılnıasından sonra ye- ni bir âlem dogmabdır. Yoksa başb başma bir za- fer, boşa girmiş bir gayret ohff" diyen Gazi Paşa'yı, tüm Mazlum Milletler. sevinçle, övünçle, kıvanç- la kutluyor, kucaklıyor, selamlıyorlardı. Başmdan beri Kurtuluş Savaşı'na destek veren, Ingilizlere karşı açıkça Anadolu Hareketi'nin, Mil- licilerin yanında tavır alan Hint Müslümanlan An- kara'yı tebrik yağmuruna tutuyorlardı adeta. La- hor'da yayınlanan "Hflafet" gazetesi, Mustafa Ke- mal Paşa'nın imzalı bir resmini kapak yaptı. Ga- yaKongresi'nde Mustafa Kemal'e. "SeyİRil tslam" (Islam'm kılıcı) ve "Mücahid-i tslam" ünvanlan verildi. Afganistan'm coşkusu da, Hint Müslümanlann- dan farksızdı. "Zafer kıbcın kabzasındadır'" diye- rek Atatürk'ü selamlayan Afgan önderlen. Afgan halkımn selamlannı gönderiyorlardı Ankara'ya. Suriye ve Lübnan'da da büyük coşku yaşanıyor- du. El Belag gazetesinde MuhammedKamiL "Al- lahu Ekber mazaente muntazır" (AUah büyüktür, sen ne beklıyorsun'1 '" adlı şiiriyle, Anadolu Hare- keti'ni ve Kuvayı Milliyecileri örnek gösteriyor, hal- kım işgalcılere karşı savaşa davet ediyordu. Böl- gedeki her evde, baş- ta Mustafa Kemal ol- mak üzere, Milli Mü- I cadele'yekahlanko- mutanlann resmi ası- ' lıyordu. Onlar sözünü tuttu Kurtuluş Savaşı'nm ba- şında, parasızlıktan, da- ğrruklıktan. düşma- nm çokluğundan : - yakınanlan. "Pa- ra \oksa buhınur, ordu yoksa kurulur, düşman çoksa yeni- Br" diye yamtlayan Kuvayı Milliyeciler, sözlerini tutmuşlar- dı.Para bulunmuş, ordu kurulmuş, düşman yenilmiş, vatan kurtumıuştu... BITTI 4 Eylül 1919'da toplanan kongrede Atatürk'ün'Ya istiklal ya ölüm' sözleriyle manda yanlılanna gereken ders verildi Bağmısızhk manifestosu Sı\as^ta cdomduANKARA (AA) - Amerikan manda- a isteyenlerin yoğun girişimlerde bu- lunduklan Sıvas Kongresi'nde (4-11 Eylül 1919), "Miffisuuriar içinde buhı- man vatan parçalan büründür; birbi- ıinden aynlaınaz. Mandave himaye ka- IPUI edûemez** karan alındı. MustafaKemal Paşa, Erzurum Kong- ıssi 7 Ağustos'ta sonuçlandıktan sonra iç hafta bu kentte kaldı. Mustafa Ke- ınal ve beraberindekiler, Sıvas Kongre- s için 29 Ağustos'ta Erzurum'dan üç sraçlık konvoyla yola çıktılar. Konvoy Irzincan'a uğradığında, Istanbul Hükü- neti 'ne bağlı Elazığ Valisi ,4ü Gaüp' in lölgede olduğu, "Dersim Kürüeri 1 'nin Irzincan boğazmı tuttuklan ve tehlike lulunduğu, yola devam edılmemesi is- tndi. Ancak Mustafa Kemal kararhy- •a ve hafif makineli tüfekleri bulunan Birkaç arkadaşı öndeki otomobilde ola- tok şekilde. yola devam karan aldı. Kafile, herhangi bir saldın olmaksı- j n 2 Eylül'de Sıvas'a ulaştı. Halk, Mus- • Mustafa Kemal, Sıvas Kongresi'nde manda tartışmalanndan rahatsızhk duyan tıp öğrencisi Hikmet adlı gence şu sözlerle seslendi: "Evlat, gönlünü rahat tut. Gençlikle övünüyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz, azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal ya ölüm..." tafa Kemal ve beraberindekileri büyük smda 25 kadar üyenin imzaladığı bir ve parlak gösterilerle karşıladı. Kong- re, Mektebi Sultani binasında 4 Eylül 1919 Perşembe günü, saat 14.00 'te, ge- çici başkan Mustafa Kemal'in konuş- masıylaaçıldı. Kongreninbaşında, Mus- tafa Kemal'in başkan olmaması için gi- rişimlerde bulunuldu, ancak bunlar so- nuç vermedi. 5 Eylül'de yapılan ikinci genel toplantıda delegeler, "Vatanm ve uhısun mutluhığundan başka hiçbir ki- şisel amaç gürmej eceğune, İttihat ve Te- rakki Cemi\eü'nin cankuHunbnasına çahşmayacağıma, herhangi bir siyasi partmin si>asi emeflerineyanhma ohna- v'acağuna" yönünde yemin ettıler. Manda konusu. Kongrenin 8 Eylül sa- at 14.30'daki dördüncü genel toplantı- •'muhnra" ile gündeme geldi ve birçok üye söz aldı. Başkanlık kürsüsünde bu- lunan Mustafa Kemal, kimseye söz ver- meden önce, manda yanlılannın Sıvas'a gelmesini sağladıklan Amerikalı gaze- teci Browne "kozunu" etkısız kılan b - sa bir konuşma yaptı. Sıvas Kongresi'ndeki bu tarhşmalar- da adı geçen Amerikalı gazeteci, Chi- cago Daily News gazetesi muhabiri Ed- gar Louis Browne'ın, Sıvas Kongre- si'ne gönderilmesine HaUde Edip (Adı- var) Hamm önayak olmuştu. Heyecanlı manda tartışmalannın ya- şandığı 8 Eylül akşamı, Mustafa Kemal Paşa'nın odasında yapılan toplantıda, As- ken Tıp öğrencisi Hikmet adlı genç, şöyle konuşuyordu: "Paşam, delegesi buhınduğum Tıbbiyeliler, beni buraya bağımsızlık davamızı başarmak yolun- daki çahşmav^ kattlmak üzere gönder- diler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecekolanlarvarsa; bunlan her kim olursa olsun. şiddetle reddeder ve kuıanz_." Mustafa KemaFin bu sözlere cevabı ise kesin vekıvançhydı: "Evlat,gönKinü rahat tut GençKkle ö>Tİnü\orum ve gençUğegüveniyorum. Biz, azmhktaJcaK sak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir \e değ^mez: Ya istik- lal ya ölüm_" Kongre, 11 Eylül 1919 Perşembe günü saat 10.00'da başlayan sekizinci genel toplantı ile son buldu. Heyeti Tem- siliye'ye 6 üye seçildi ve Iradei Milliye gazetesinin yayımlanmasına karar veril- di. Kongre Bildirisi'nde, bütün ulusal cemiyetlerin "Anadolu ve Runıeli Müdafaai Hukuk Cemi>eti" adı altın- da b ieştirildiği duyuruldu. Srvas Kongresi'ne kaolan üyelerin bir bölümü, Kongre Başkanı Mustafa Kemal ile birlikte Kongre'nin \apıldığı binanın önünde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle