22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER T ank Akan'ın, siyasi görüşleri yüzünden kasabaya sürüimüş bir memuru canlandırdığı serinin ikincisinde, başrolleri Erdoğan'ın yanı sıra Demet Akbağ, Altan Erkekii payiaşıyor. Erdoğan ise yine Deli Emin rolünde, ama bu kez bisikletii değn motosikletii bir deli... 93»- enaryosunu iki yılda yazan yönetmen ve başrol oyuncusu Yılmaz Erdoğan,'Vizontele Tuuba'nın ilkinden daha politik olduğunu söylüyor. Filmde Cem Yılmaz bu kez rol almıyor. 300'ü yöre halkından seçilen 1400 oyuncunun rol aldığı bu bölümde 1000 tane de civciv yer ahyor. Hatta bunlardan biri başrollerden birini payiaşıyor... 3 bin metrekarelik alandaki sette 14 ev, 22 dükkân, 1 sinema hatta 1 otobüs terminali var Vîzontele'nin düşkasabasıŞULE KAYA GEVAŞ - "Vizontele hayahmm bir bölümüydü. çocukluğunıdan bir ma- sakn, benim anlatacaklanmın da ön- sözüydü. şimdi giris böfiimünü anla- tryorum. gelişnıe ve sonuca daha çok var" sözlenyle anlatıyor Yılmaz Er- doğan Vizontele macerasını Vizon- tele'nın ıkınci bölümü "VTzontekTu- aba"'nın çekimlerinı, Van'ın Ge\-aş ıl- çesınde, en baştan yarattığı "hayali bir kasaba"da son hızla sürdüren Yıl- maz Erdoğan, "Hedefûniz, en büyük raJdbimiz olan Vizontele'nin ilk böiü- münü geçmek" diyor. Her türlü ayrıntı unutulmadı Yılmaz Erdoğan, Vizontele masa- lını gerçekleştirmek için Gevaş ilçe- sınin ortasına, Güven Bakkaliyesı, Melek Sıneması, Foto Enver'i, benzın istasyonu ve PTT'siyle, yepyeni bir "masal kasabası" oluşturmuş. Hikâ- yesi 80'h yıllann başında geçen fil- rnin, dönemi çok iyi yansıtabilmesi ıçin her türlü aynntıya da dikkat edilmiş. Bakkalında satılan ürünlerle. kasaba meydanının ortasındakı fıskıyelı, kar- puz lambalı havuzuyla, evlerin du- varlanna yazılıp sonra da üzeri boyanmış sıyası ıçeriklı yazı- larla 80'li yıllann küçük bir doğu kasabası yeniden oluşturulmuş film se- tınde, ya da Gevaşlı- lar'ın tabinyle *Vi- zontele Meyda- nı"nda. 3 bin metrekare- lik bataklık bir ala- nın üzerine. 3 ayda kurulan "hayali kasa- baya 14 ev. 22 dük- kân, 1 sinema salonu, 1 benzın istasyonu hatta bir de otobüs terminali yer ahyor. Vizontele Tuuba'nın senaryo- sunu 2 yılda yazdığını söyleyen yönetmen ve başrol oyuncusu Yılmaz Erdoğan, ikinci bölü- mün konusunun ilkinden farklı olduğunu fakat ortak noktalann da bulunduğunu söylüyor. Vizontele Tu- uba'nın ılk bölümden 6 yıl sonrasını anlattığını söyleyen Erdoğan şöyle devam ediyor: "Vizontele Tuuba. diğer Vızonte- k"den daha potitik birfilmama bu. il- kinden daha çaük kaşh olduğu anla- mına gehniyor. Hikâyenin çoğunhığu kendi yaşadıgım hikâyelerden oluşu- yor. geri kalanını ise ben uyduruyo- rum. Fflm benim hayatnm aıüatryorgi- bi görünürken ashnda o dönemde ya- şayan herkesin hayatmı anlatıyor." Ilk bölümde canlandırdığı karak- terle büyük ilgi çeken Cem Yılmaz'ın bu kez rol almadığını söyleyen Erdo- ğan, bu filmde de büyük sürprizlen- nin olduğunu belirtiyor. Erdoğan, 300'ü yöre halkından seçilen 1400 oyuncunun rol aldığı bu bölümde 1000 tane de civ- civın yer aldığını, hatta bunlardan bırinın baş- rollerden birini pay- laştığını söylüyor. Tank Akan'ın, si- yasi görüşleri yü- zünden kasabaya sürüimüş birmemu- ru canlandırdığı bu bölümde başrolleri yi- ne Erdoğan'ın yanı sı- ra Demet Akbağ, Altan ErkekB payiaşıyor. Yılmaz Erdoğan ise yıne Deli Emin rolünde, ama bu kez bisiklet- lı değil motosikletii bir deli. Filmin ilk bölümünde çok büyük bir başan elde ettikle- rinı, yaklaşık 3.5 rnih/on insa- na ulaştıklannı söyleyen Erdoğan, an- cak ikincisinde aynı başanyı elde edıp edemeyeceğının tedirgınlığinı de ya- şadığını kaydediyor. tlk bölümü kendilerine rakip olarak gördüklenni belırten Erdoğan, "Ben her sene yapanm, ber sene en i>i olu- nun drye bir iddiam yok. İlk bölümü geçemezsek, bir dahald sefere daha iyisini yapanz. tzlevici yine çok büyük ilgi gösterirse, ben bunu 'devamını çek' olarakalgüanm" diyerek Vizon- tele sensının devamının gelebilece- ğının işaretlennı de veriyor. Cevaslılar da ovnuvor Fılmın kasabalannda çekilmesı, çe- kimlen gün boyunca meraklı gözler- le izleyen yöre halkına da önemli bir gelır kaynağı sağlamış. Beledıyeden Fak-Fuk-Fon'dan yardım alan insan- lann listesını aldığını ve filmde özel- likle bu kişıleri figüran olarak oynat- tığını söyleyen Yılmaz Erdoğan. "Be- nim için Gevaş Tann'nın bir hediyesi, böyle bir plato herkese kısmet ohnaz. Neresinden baksamz bambaşka bir fotoğraf" diyor. Çekimleri eylül ayının sonunda ta- mamlanacak filmin Şubat 2004 'te de vizyona girmesı beklenıyor. Film ekı- bi son hızla çalışıyor ancak Gevaş hal- kı çebmlerin bitmesıni hiç istemiyor. "Fflmcilerin'' gelmesıyle kasabala- nnın hareketlendiğini söyleyen Ge- vaş halkı, "Filmin çekimleri bıtince Gevaş yine esld hatine dönecek. Biz bu harekete çok ahşnk, onlar gidince ne yapacağız bümKoruz" dıyorlar. Madam Anahit ve akordeonu, Çiçek Pasajı'nın meyhaneler tarihi kadar eskiydi Beyoğlu 'sessiz' kaldı D oğma büyüme Beyoğlulu olan Madam Anahit, annesinden ısrarla istediği akordeona Papa Corc'un dükkânından 80 lira karşıhğında sahip oldu. Müziğe yatkın bir aileden gelen Anahit'i, oğluOnnik Varan anlatıyor: "Evde bile makyajı ve şık kıyafetleri ile zaman geçirirdi. Akşamlan Beyoğlu'na akordeon çalmaya giderken sahneye çıkıyormuşçasına kendisine özen gösterirdi. Evde 4 gardırop dolusu elbisesi vardı." ALPERİZBUL Akordeondan dökülen notaların ardından yıl- lann yorgunluğunu yansıtan bir ses tonuyla *Evet_ Para veren altm bulsun" sözleri... Beyoğlu'nun Çiçek Pasajı ve Nevizade Sokağı'na toplanmış meyhanelenn müştenleri, akordeonun ve bu sözlerin sahibini hemen anımsayacaktır Geçen cuma günü 78 yaşında yitirdiğı- miz "Madam Anahit".. Beyoğlu gecelerinin renkli sima- sı Madam Anahit.. Henüz 20'lı yaşlarında Büyükada'da gördü- ğü akordeon çalan Yorgo ad- lı bir Rum gencine ve elin- ^dekı akordeona sevdalanı- yor. Annesinden ısrarla is- tediği akordeona Papa Corc'un dükkânından 80 lira karşılığında sahip oluyor. Doğma büyüme Beyoğlulu olan Madam Ana- hit'in Çiçek Pasajı macerası o günlerde başlıyor. Müziğe yatkın bir aileden gelen ve günde 15 sa- at ders alarak kendını yetiştıren Madam Anahit neredeyse Çiçek Pasajı'nın meyhaneleri kadar eski. Uzun yıllar geçimini pasajda akordeon ça- larak sağlayan Madam. 1978 yılında pasajın yı- kılması ile büyük bir maddi sıkınh içine düşüyor. 'Para tutmayı bllmezdl' Madam Anahit'in küçük oğlu 38 yaşındakı Onnik Varan, o günleri hoşnutsuzlukla anım- sıyor: "Ciddi zorluklar yaşadık. Uzun süre Ga- lata Köpriisü'nün altmdald meyhanelerde ve Adalar'da çahştık. Zaten bizim yaşamnnız hep mücadele ile geçti. Annem paraya önem verme- yen, elinde para tutmayı bümeyen bir insandı." Onnık Varan. annesinin sanatına ve kendine çok güvenen bir kadm olduğunu anlatıyor. "Evde bile makyajı ve şık kıyafetleri De za- man geçirirdi. Akşamlan Beyoğlu'na akorde- on çalmaya giderken sahneye çıkryormuşçası- Madam Anahit son on yıldır Çiçek Pasajı'na gitmiyor ve akordeonunu Nevizade'de çalryormuş. Nedeni ise pasajda roman müzisyenlerin gürültülü müzik yapmasıymış... na kendisine özen gösterirdi. Evde 4 gardırop dolusu elbisesi vardır" diyor. Madam Anahit son on yıldır Çiçek Pasajı'na gitmiyor ve akordeonunu Nevizade 'de çalıyor- muş. Pasaja gıtmemesinin nedeni ise burada Roman müzısyenlenn gürültülü müzik yap- masıymış. 'Ölümü kabuHenmlstl' Onnık Varan, Madam'ın son zamanlannı şöy- le anlatıyor; "Son iki yıldır işe yalnız çıkamıyor- du. Ben koluna girip destek ohıyordum. Gittiği mekânlarda merdivenleri çıkamaz obnuştu. Es- kklen yapuğı gibi şarkı da sövieıniyor, yabıızca akor- deonunu çanyordu. Biz hasta olduğunu geç arüa- dık. 3 ay önce hastaneye götürdüğümüzde dok- torlar pek olumlu konusnıadı. O da bunun kar- şısında ölümü kabuDendL İki gün Taksim İlkyar- dun Hastanesi'nde yatnktan sonra eve gitmekis- tedi Eve geldikten sonra da ölülerin arkasından okunan dualan kendisi için okumaya basladı." 26 Ağustos'ta yeniden fenalaşan Madam Ana- hit, Yedikule'de bulunan Ermeni hastanesine kal- dınlıyor. Burada yapılan müdahale ile kendisi- ne gelen ve komadan çıkan Madam Anahit, öl- düğü günün sabahında oğlu O.ınik'ten makyaj malzemelen ile gazete okumak için gözlüğünü istemiş ve son kez makyajını yapmış. Oğul Varan, Madam Anahit'in cenazesine ka- tılutıın az olduğunu üzülerek söylüyor ve bun- dan Üç Horan Ermeni Kilisesi'ni sorumlu tutu- yor; "Cenaze gününü birtürlü beürleyip bize bil- diremediler. Bu nedenle biz de basına haber ve- remedik. A\nca cenaze masraflan olarak bize 505 mflyon lira da borç çıkardılar. Ne son günle- rine dek çahşan annemin bir birikimi ne de be- nim bu parayı karşdayacak gücüm var." Alaln Delon'un kardesl olabilir 1 Madam Anahit yaşamı boyunca hay\anlar- la dost olmuş. Onnik Varan, Madam Anahit'ten geriye 1 köpek, 2 kedi ve anılannın kaldığını söylüyor Varan'm anlattıklanna göre Istanbul'un önde gelen ailelerinden birinın kızı olan Madam Ana- hit'in evlilik öncesi soyadı "Terziyan"mış. On- nik Varan, Madam Anahit'in babasının Alain Delon'un da babası olabileceğinı, Madam Ana- hit'le ropörtaj yapmak için gelen Fransız gaze- tecilerden öğrendiklerini ifade ediyor. Varan gü- lerek, "Yani Alaûı Delon, dayım olabilir" diye- rek söyleşımıze nokta koyuyor. u GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ ABD ZOP Durumda... Irak'la ilgili olarak çoğunluğun paylaştığı endi- şelerin bir senaryodan ibaret olmadığı her gün bi- raz daha açıklığa kavuşuyor. Bir suikastta öldürülen Şii lider Ayetullah Mu- hammed Bâkır El Hakim'in cenaze töreninde içi- len intikam antları, Irak'ta dinsel ve etnik farklılar arasındakı sessizliğin uzun sürmeyeceği yorum- larına neden oluyor. Bu durumun, Türkiye'nin Amerika Birleşik Dev- letleri'nin (ABD) dümen suyunda politika izlediği izlenimini yaratması olasılığı nedeniyle ayn bir de- ğertendirmeye tabi tutulması gerekiyor. ABD'nin Türkiye'yi yeniden stratejik ortaklığa kabul etmesinin ardında yatan nedenlerden biri- nin de gün geçtikçe ortaya çıkan değerlendirme- ler yüzünden, kendi üst yönetiminin güç ve pres- tij kaybetmesini durdurmayayönelikpolitikalardan kaynaklandığı söyleniyor. Irak'ın işgalinin hem askeri planlama, hem uy- gulama yönünden eleştirilmeye başlanmasının ar- dından ekonomik alandaki öngörülerin de yanlış- lığı gündeme geldi. Bu nedenle ABD yönetiminin kurtuluşu, bütün yetkileri elinde bulundurarak Türkiye'yi Irak'ta gö- rev almaya ikna etmekten geçiyor. Avrupa Kuvvetleri Komutanı Orgeneral James Jones'in Ankaraziyaretinin, bütün yalanlamalara karşın Türkiye'yi Irak'a bulaştırma isteğinin diplo- matik bir dille anlatılmasına, belki de yeni dolar söz- lerinin verilmesine yönelik olduğunu ileri sürenle- rin haklı olup olmadığını zaman gösterecek. Türkiye'nin gerçekleştirilemeyen "tezkere" sö- züne koşut olarak ABD'nin de "Topluma Kazan- dırma" yasasının çıkanlması için yaptığı kulislersı- rasında verdiğı sözleri gerçekleştirememiş olma- sı ABD ile ilişkileri etkileyecek bir başka konuyu oluşturuyor. Kuzey Irak'taki PKK/KADEK variığında bir de- ğişiklik olmaması, kırsaldan inerek teslim olan te- röristlerin sayısının da 250 dolayında kalmasının Türkiye- ABD ilişkilerinde yeni bir pazarlık döne- minin başlamasına yol açtığı da, kulislerde dile getirilen konular arasında yer alıyor. • • • Dikkate değergelişmelerden biri de Irak'ın sınır- larını tartışmaya açma girişimi. Bir dönem, ABD'nin Birieşmiş Milletler Daimi Temsilcilıği görevinı yürütmüş olan Richard Holb- rooke'un, Irak'ın sınırlannın yanlış belirlendiğini söylemesi ve ardından ortaya attığı paylaşılma se- naryosu, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunacağı konusundaki sözlerin de gerektığınde tutulmaya- bileceği kuşkusunu doğuruyor. • • • ABD'nin kendisine karşı olanlan belirleme sıkın- tısı dinsel ve etnik farklılıklar yüzünden yoğunla- şırken, deneyimli Türkiye'yi kullanma girişimleri sıklaşırken bizlere düşen kendimizi kullandırmama görevi de önem kazanıyor. oerinc@cumhuriyetcom.tr. Vali ödeneğe el koydu' Hmnkyfte sukrdurulmyor ıMAHMLTGÜRER ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ilısu Barajı yapımından etkılenmeyeceğini belirttiği antik kent Hasankeyf'te sular durulmuyor. Hasankeyf Kazı Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oluş Ank. Batman Valisi Efkan Ala'yı, Kültür ve Tunzm Bakanı Erkan Mumcu'ya şikâyet etti. Prof. Dr. Ank, Bakan Mumcu'ya kazı çalışmalannın Valı Ala taranndan fıilen engellendığıni bildirdi. Ank, Vali'nin baskısının sürmesi halinde kazı çalışmalannın sona ereceğini kaydetti. Projeyi yürüten Çanakkale Üniversitesı Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ank, Vali Ala'nın GAP tdaresi tarafından gönderilen ödeneği almalannı engellediğini öne sürdü. Ank konuya ılişkin olarak Kültür ve Turizm Bakanı Mumcu'ya da bir mektup gönderdi. Ank, Mumcu'ya gönderdiğı mektupta, Hasankeyf'te çahşmalara ödenek gönderilmediği içuı 2 ay geç başlandığını anımsatıhrken, buna karşın tüm araştırma ekibinin hızla çalıştığını bildirdi. Yıllarca Hasankeyf'le kimsemn ılgilenmediği ancak. • Hasankeyf Kazı Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ank, Batman Valisi Efkan Ala'yı kazı ödeneğini teslim etmediği iddiasıyla Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'ya Başbakan'ın "Sular şikâyet etti. ahuıda kahnayacak" • açıklamasının ardından, herkesın antik kentı sahiplenmeye çalıştığının vurgulandığı mektupta, "Bu açıklamalaria herkesin projeyi kendine mal etme girişimleri ürmandL Bu sorun üzerine bakanbk ile tüm ilgili kurum ve kumluşlara gerekK yazdar yazıhınş ancak bundan hiçbir sonuç çıkanlamamışûr" dendı. Mektupta. Vali Ala'nın kazı çalışmalannı başkalanyla yapmak içuı girişimlerde bulunduğu, ancak devlet ile Ank arasında yapılan anlaşma gereği böyle bir durumun gerçekleşemeyeceği vurgulandı. Mektupta, "GAP ödeneğine Vali'nin el koynıa çabalan aradığı, Prof. Dr. Ank'ın ödeneği kuDanmasma kesinlikk engel ohmmasmı emrettiğL kazj evini eDerinden ahnak için yol aradığı söyieniyor. Yazılı işlem yok çünkü bunlann hiçbiri yasal değfl" dendı. Efkan Ala, Milli Eğitim Bakanlığı döneminde Mumcu'nun danışmanlan arasında yer alıyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle