02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5AĞUSTOS2003SALI HABERLER DUNTADABUGİJN ALİ SİRMEN YAŞ Karanna Şerhte Hayır Yok Şer Vardır Yüksek Askeri Şûra Toplantıları sona erdi ve Başbakan ile Milli Savunma Bakanı, Silahlı Kuv- vetler büynesinden çıkarılanlarla ilgili kararlara şerh koydular. Şeıtıin gerekçesi, bu kararların da yargı de- netimine tabi tırtulması temennisi. Hemen mollaların diliyle söyleyelim ki, bu da "nafile namazı"na benzer "nafile şerhi"d\r. Bu şerhin hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur. Çün- kü anayasa ile çelişmektedir. Evet TC Anayasası'nın 125. maddesi "idare- nin her tüıiü eylem ve işlemlerine karşıyargı yo- lu açıktır" der. Arna ikinci fıkra hemen şu hükmü getirir: "Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı iş- lemler ile Yüksek Askeri Şûra 'nın kararlan yar- gı denetimi dışındadır." Bu hükmün hukuk mantığına, çağdaş demok- rasi ölçütlerine ne kadar uyduğunu incelemeye geçmeden önce, Recep Tayyip Erdoğan ile Vec- di Gönül'ün devlet görevi ciddiyetiyle bağdaş- mayan bir hafrflik içinde, salt tribüne oynamak için, siyasi havayı gerdiklerini söylemek gerek. • • • Yüksek Askeri Şûra'nın tayin ve terfiler ve di- siplin cezası yüzünden ihraç ile ilgili kararlarının idari yargı dışında kalmasındaki mantığın çağ- daş demokrasi ölçütlerine uyup uymadığını an- lamak için Avrupa Insan Hakları Mahkemesi ka- rarlarına eğilmekte yarar var. AİHM, YAŞ kararıyla TSK'den çıkarılanlann başvurusu üzerine bu başvurulan incelemeye de- ğer bulmayarak ret kararı verirken gerekçe ola- rak aynen şunlan ileri sürmüştü: "Her ülkede olduğu gibi, Türkiye 'de de Silah- lı Kuvvetler belli bir disiplin çerçevesinde faali- yet gösterir. Silahlı Kuvvetler'e giren herkes bu disipline uymakla yükümlüdör" AlHM'nin bu doğrultuda başka ülkeler için de verilmiş kararlan var. Görüldüğü gibi burada özel bir kuruluş ve onun disiplin kurallan söz konusudur. Bu durumda kimse, demokrasi ve AB şemsi- yesi altına sığınarak bu şerh girişimini haklı gös- termeye kalkamaz. Barış zamanında sivillerin askeri mahkeme- lerde yargılanmaması isteği, devletin bütün gi- derleri gibi askeri giderlerinin de Sayıştay de- netimine tabi olması önerisi yerindedir; bunları canı gönülden destekleriz. Ama sap ile samanı birbirine karıştırmayalım. • • • Türkiye garip bir ülkeydi, hâlâ da garip bir ül- ke. Kimi okurlanm anımsayacaktır. özellikle DP dö- neminin keyfi uygulamalarına karşı getirilmiş olan idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı denetimine açık olması gibi, demokrasinin te- mel ilkelerinden biri bile bizim alaturka uygula- malarımızla gülünç hale getirilmişti. Bir zamanlar, nice siyasinin baskısı altında olan liglerimizde küme düşen takımlarımızın da Danıştay kararı ile bulundukları kümeye geri döndürüldüğüne tanık olduk. Bu garip uygulamaya daha sonra, Türkiye'nin futbolda Avrupalı sayılması yüzünden, UEFA kurallarına uymak zorunda olduğundan UE- FA'nın uyarısıyla uygulamadan kaldınldı. Çünkü UEFAspor karşılaşmalarının kendi ku- ralları olduğunu ve bir takımın yargı karanyla maç kazanması gibi garip bir durumun söz ko- nuşu olamayacağını söylemişti. Üstelik bu karar ve uygulama kimseye ters gel- medi, Avrupalılaşmanın bir gereği olarak görül- dü. Amafutbolun kendineözgü ayn kurallan ola- cak kadar ciddi olduğunu kabul edenler, aynı şe- yi Silahlı Kuvvetler için kabul etmiyorlar. YAŞ kararlarına yargı yolunu açalım diyerek tribünlere oynayanlar, şu yargı bağımsızlığı ko- nusunda bir adım atasalar ya! Ama onların da şakşakçılarının amacı başka- dır! Aydın E Tipi Cezaevi Cezaevinde işkence AÎHM'ye gidecek TEVFtKAKBAŞ AYDIN-Aydın ETipı Cezaevi'nde, geçen ay meydana gelen dayak ola- yına TBMM Insan Hak- lan Komisyonu'nun el koyması dikkatleri ceza- evine çekti. AJ>. adlı ço- cuğun dayak sonucu felç olmasıyla birlikte hare- kete geçen diğer çocuk mahkûm aileleri, Insan Haklan Demeği (IHD) Aydın Şubesi'ne başvu- rup, endişelerini dile ge- tirerek hukuki yardım is- tedi. IHD Şube Başkanı Süleyman Mutlu, A.D. olayında suçlulann ceza- landınlmaması durumun- da, Avrupa Insan Hakla- n Mahkemesi'ne (AlHM) gideceklerini söyledi. Aydın E Tipi Ceza- evi'nde kalan çocuk mah- kûmlara yönelik gardiyan baskısının üst düzeye çık- ^ığını belirten ailelerin te- dirginliğinin her geçen gün daha da yoğunlaştığı bildiriliyor. Çocuklanna ulaşmakta zorluk çektik- lerini belirten aileler, bas- kılarnedeniyle görüş gün- lerinde de cezaevindeki uygulamalara yönelik sağ- lıklı bilgi alamadıklannı vurguluyorlar. Olayı AtHM'ye taşıya- caklannı söyleyen ÎHD Aydın Şube Başkanı Sü- leyman Mutlu, "AJ).'nin işkence gördüğii iddiası doğru. Durum bize gelen deüllerie de sabit Konu- nun, TBMM İnsan Hak- lan İnceleme Komisyo- nu'nun gündemine geti- rilmesi olumlu bir geliş- me. En azından AKP'li miIlervekUlerinin cezaevi koşullannı yerinde gör- mesine neden oidu. Ohış- turulacak raporda yanh- hkbulunması halindeko- nuyu AİHM'ye taşryaca- ğız" dedi. CHP İstanbul îl Başkanlığı seçimini 409 oyla genel merkezin desteklediği aday kazandı Yanşm galibi Öktem olduOKTAYAPAYDIN Cumhuriyet Halk Partısi (CHP) istanbul II Kongresi'nde öğlen saat- lerine kadar süren çekişmeden II Başkanı Şinasi Öktem galip aynldı. Toplam 551 delegenin oy kullandı- ğını seçünlerde ll Başkanı Şinasi Öktem 409 delegenin oyunu alarak il başkanı olurken Mehmet Bölük 142 qy aldı. Batur tlter ise önceki gün Türkiye ve CHP adına il başkanlı- ğuıdan çekilmişti. CHP istanbul II Kongresine uzun süredir gizliden gizliye il yönetimiy- le çekişme yaşanan genel sekreter yardımcılarının da gölgesi düştü. Genel sekreter yardımcılan Meh- met Sevigen ve BülentTanla'nın bas- kısıylakurultay delegesi listelerinin değiştirilmesi, Öktem yönetiminde büyük sıkıntı yarattı. Kongreden izlenimler • CHP istanbul II Kongresi'nde öğlen saatlerine kadar süren çekişmeden, ÎI Başkanı Şinasi Öktem farklı bir sayıyla galip aynldı. Il Başkanı Öktem 409 delegenin oyunu alırken Mehmet Bölük 142 oyda kaldı. Genel sekreter yardımcılan Mehmet Sevigen ve Bülent Tanla'nın baskısıyla kurultay delegesi listelerinin değiştirilmesi, Öktem yönetiminde büyük sıkıntı yarattı. Sevigen ve Tanla, istanbul örgü- tünde kurultay delegasyonunda ken- dilerine destek verecek delegeleri ararken, Genel Başkan Deniz Bay- kal' ın da sürpriz desteğini arkalann- da buldular. BaykaTın müdahalesi Baykal, 10.00 uçağıyla geldiği Is- tanbul'da hazırlanan listenin tümü- ne yakın bölümünü değiştererek ye- ni bir liste yapıp il ve ilçe başkanla- nrun önüne sundu. CHP'nin kong- rede yaşadığı sancılı durum, özellik- le il yönetim kurulunu büyük ölçü- de rahatsız etti. Delegelik listelerin- de yapılan değişiklerle, başta il baş- kanı Şinasi Öktem'in 19 kişilik kon- tenjanı ohnak üzere ilçe başkanla- nrun önerdiği liste büyük ölçüde de- ğişikliğe uğradı. Delegekrden tepki Ancak kurultay delegeleri ve ilçe başkanlan Sevigen ve Tanla'nın tav- nnı eleştirerek "Delege küne oy ve- receğini bütyor. Neyapacağmı biByor. Yoruma gerek yok" açıklamasında bulundular. CHP istanbul II Kongresi'nin öğ- len saatlerinde biten kongre sonuç- lanna göre, il başkanhğına Şinasi Öktem, il yönetim kurulu üyelikle- rine de Hüseyin Ozkahraman, Mu- harrem Sangül, Çetin Soysai, Or- han Tavukçuoğlu, Muhittin Tığh, Özge Yardımcı, tbrahim Yılmaz. Mehmet AB Acar, Hülya Alp, Emi- neAlüoklar, ImamAydın, Atilla Ay- Polis kavgayı önleyemedi MİYASEtLKNUR Yıllardan ben CHP il kongreleri, kurultaylar izleriz. Ilk kez bu kadar sönük ve coşkusuz bir il kongresi gördük. Konuş- tugumuz partililerden ki- misi bunu "olaylı ve şa- ibeli geçen ilçe kongreie- ri"ne bağlarken kimisi 13. maddeden yapılan yığınla üyenin CHP kim- liğinden uzak kişilerden oluşmasınabağladı. Bel- ki de sonucu önceden belli olmasının bunda et- kisi var. CHP'deki bu coşku ek- sikliği Genel Başkan De- niz BaykaTın salona gı- rişinde ve konuşması sı- rasında da gözlendi. Es- kiden bir genel başkan salona girdiğinde ve kür- süye çıküğında yeryerin- den oynardı. Kongrede istanbul il örgütü slogan olarak " İstanbul Değişi- me Hazırlanryor''u be- lirlemişti. Ancak deği- şen, sadece delegeler ve üyelerin yüzleriydi. Ye- ni yüzlerin çokluğuna karşın davranışlar. tak- tikler, tartışmalar ve kav- galar bilindik eski gö- rüntülerdi. Bu arada, sa- londa tesettürlü ve tür- banlılann da bulunması bir yandan gülüşmelere neden olurken, bir yan- dan da "degişim bu mu" sorulannın yöneltilme- sine neden oldu. Adaylardan Mehmet Bölük ve Batur Üter de- lege olmayan partilıle- rin, Şinasi Öktem ise de- legelerin alkışını aldı. Gündüz ufak tartışma- lar ve kavgalar yaşan- dıysa da kısa sürede ön- lendi. Ancak oylama bi- tip de sandıklar açılınca dananın kuyruğu koptu. İl örgütünün mühürlü gö- revli kâğıtlan ile çok sa- yıda kişi sandık başına oturunca muhalefet bu- na itiraz etti ve uzun sü- re sayıma geçilemedı. Divan Başkanı Musta- fa Öz>"ürek ve hükümet komiserinin sandık ba- şındaki partilileri uzak- laşarmasından sonra ko- ruma olduğu belırtilen iri kıyım bir kişı Yüksei Üteriş adlı partilıyi dö- vünce ortalık bir anda kanştı. Salona polis çağ- nldı. Salon, güvenlik göre\'lilerinin müdaha- lesi sonucunda yatıştı. Oy sayımlanna geçildi. Biraz önce dayak yiyen Ilteriş adlı partili de sa- londa orta sıralarda bir yere oturtuldu. Ancak aradan 5 dakika geçme- den aynı kişi salona ar- ka kapıdan girerek az ön- ce dövdüğu Yüksei Ilte- riş'e arkadan yaklaşıp yeniden saldırdı. Salon tekrar kanştı. Artık salo- nun her köşesinde kav- ga başladı. Korumanın kendilerine silah göster- diğini belirten partililer emniyet görevlisine ko- şarken bu kez de Şişli Belediye Başkanı Mus- tafa Sangül, eski il baş- kanlanndan BozkurtNu- hoğhı ile tartıştı Eskiden kongrede kaybedenler kav ga çıka- nrdı.. bu kez kazanan ekıp kavgayı başlatan ta- raf olmuştu. Şinasi Ök- tem'in oğlu da okul ar- kadaşlanyla salonun bir köşesinde kavga çıkma- sı halinde hazır kuvvet olarak bekledi. Delegelerin tercihin- de bu kez önümüzdeki yıl yapılacak yerel se- çimler etkili oldu. He- men her ilçede beş kişi belediye başkanlığı sözü aldığını behrterek oy is- terken birçok delege de belediye meclisi üyeliği sözünü koparmaya çah- şıyordu. ÎĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN 18ADET taç. Nazan Çefiker, Zeki Çetin, Bur- han Çifçi, Nesla Ertürk, Lütfli AM Gündöndü, Tunca Hazinedaroğlu, Korur KaJender, Tajyar Lermi; il disiplin kurulu üyelikİerine de Yü- maz Nilan, Turgut Ölmez, Bayram Özdemir, Süle>Tnan Şahin. Ahmet Şaörogiu, Lütfii VaneH, Gökhan Ye- yer, Coşkun Gamsız, Hasan Fehmi Incf seçildi. Adaylann konuşmalan CHP istanbul il başkan adaylan, önc^ki gün yapılan seçimler öncesi konuşmalannda, seçimlere yönelik değsrlendirme, eleştiri ve vaatleri- ni sıraladılar. Bölük: Örgüt kûstflrûldü Kura yöntemiyle belirlenen sıra- ya göre ilk olarak söz alan Mehmet Bölük, u Kongre takvimi ohnadan, naylon delegekrie bu oldubhti kong- readir" dedi. Kendisinin il başkanı olması halin- de mutlaka önseçim gerçekJeşrirece- ğini vurgulayan Bölük, "AKPiktida- nnın şeriatçı politikalanna karşı CHP'nin yeterinceetkih' muhalefet ya- pamadığuıı, örgürün küstürüldüğü- nü" söyledi. Bölük, "Eğer il başka- nı olursam partime solculan davet edecegim. Tüm demokratik kitle ör- gülerİnıeslekodalarLsMltophnııku- ruşlan, ilericL, soku, demokrat güç- leıie beraber bu şeriatçı hükümete karşı, laik Cumhurrvet için mücade- le vereceğjz" dedi. Batur: Seçim meşru değil Batur tlter ise seçimi meşru gör- mediğini, eşit koşullarda yanşılma- dığını ifade ederek "Bu kongre ön- ceden hazuianmış bir sonucun bize kabul ettiribnesi organizasvonundan ibarettir" diye konuştu. Ilter, konuş- masının ardından "Örgüt beni an- lar" diyerek adaylıktan çekildi. Öktem: İstanbuTu alacağız II Başkanı Şinasi Öktem, Deniz Baykal 'İa beraber siyaset yapmaktan onur duyduğunu vurgulayarak yerel seçimlerde Istanbul'u ahnak için el- lerinden geleni yapacaklannı, başa- nsız olması durumunda ise üzerine düşeni yerine getireceğini ifade et- ti. Öktem, önseçimi de merkez yok- lamasını da demokrasinin birer gös- tergesi saydığmı söyledi. lzleyıcile- rin bulunduğu bölümde de ilçe baş- kanlannın imzasını taşıyan "İstan- bul degişime hazniannor. Adav ımız ŞinasiÖktem" yazılı pankart dıkkat çekti. ÎSTANBUL'UN BÜYÜK KURULTAY DELEGELERÎ tstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul II Örgütü'nün önceki gün yapılan seçimlerinde genel merkez delegesi olarak seçilenlerin kesin obnayan listesi şöyle: Cemil Memişoğlu, Bahri Menteşe, Erdoğan Mert, Ümit Oğuzcan, Adfl Orbay, Şinasi Öktem, Durdu Özpolat, Selami Özdemir, Taner Özdemir, Ali Can Özyedierler, AB Pektaş, Engin Polat, Mehmet Polat, Süleyman Polat, Musa Ardıç, Metin İlhan. tbrahim Femit, Levend Serdaroğlu, Ümit Sılan, Çetin Soysai, Tayfiır Süner, Hüseyin Şahin, Hüdaverdi Talay, Cafer Topal, Şefîk Toprak, Cennet Topuz, Mümin Tüğla, Avni Vahab Turan, Abdurrahman Turan, Cafer Turna, Fikri Tutcuoğlu, Ahmet Türkkartar, Ekrem Türkmen, Fadıl Türkoğlu, Hasan Uzunyayla, Şükrü Clker, İsmail Yazgıh, Ahmet Yazıcı, AJdf \aacioglu, Gülseven Yenal. Gazi Yerlikaya, Hüseyin Yıldız, trfan Yıldız, Salih Yıldız, Gazi Yıldızhan, Cengiz Yılmaz, tbrahim Yılmaz, Uluç Yurtduru, Gökhan Zeybek, Erol Abik, Bayram Acar, Metin Acar, Tekin Agırman, Recep Akar, Abbas Akbaş, Muhittin Akeller, Mehmet Akpolat, Abdullah Aksakal, Akif Altm, Abdülkadir Altınsoy, Münir Aldntaş, Rüştü Altmer. Mehmet Aslan, Hüseyin Aslan, tbrahim Aslan, Ayfer Atay, Zeynel Avcı, Hasan Ayar, Teoman Aydan, Osman Aydın, Muammer Aj^-ah, Muammer Başaslan, Basri Bayar, Cemil Bayar, Hüseym Bavir, Ali Bayram, AB Berberoğlu, Eyüp Birgün, Sefa Birinci, Metin Bozkurt, Sait Coşkunoğlu, Harun Cömert, Fîkret Çabuk, Şahin Çağlar, Metin Çanak, Atilla Çehreli, Abdülkadir ÇeBk, Hikmet Çelık, Cafer Çmar, Musa Çulha,llhan Dadakoglu, Yıknaz Danbnaz, Mehmet Doğan, Selahattin Doğan, Kasun Duran, Birol Durhan, Cafer Dursun, Atagün Duygulu, Yıldınm Emsiz, Turgay Er, Türer Ercan, Yusuf Erdoğan, Ayla Eren, Ali Erol, tdris Ekşi, Metin Gazioğlu, Hasan Girgin, Ali Ulvi Gökbulak, Fahri Gökçe, Ismet Göylüler, Nazım Gühnez, Lütfü Gündöndü, tmdat Güner, Oktay Gürcan, Ömer Gürer, Mutsal Hacaloğlu, Necmi Hayal, Metin tnce, Fevzi tşçi, Ali Cihat Işık, Ferhat Işık, Namık Kantoğlu, Turan Karadağ, Erol Karahan, Sait Karahan, Ali Kaya, Durmuş Kaya, Mehmet Kazancıoğlu, Ergun Keleş, Sadık Kılıç, Sait Korkmaz, Münir Kurdoğlu, Aziz Kurt, Nezih Küçükerdem. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Türkiye'de yargının bağımsız ol- madığını yargı insanlan sık sık dile getirirler. Onlar böyle söylediğine gö- re yargının bağımsız olmadığını biz de kabul ederiz. Aslında, "yargı bağım- sız değildir" değeriendirmesine bel- ki şöyle bir ekleme yapabiliriz: "Ku- rulu düzenden yana, egemen güç- lerden yana olan yargı bağımsızdır. Onlara kimse dokunamaz. Ama fu- karadan, çaresizden, baskı gören- den yana çıktığınızan yargının bağım- sız olmadığını anlarsınız." Mardin'in Midyat ilçesinde bundan 11 yıl önce 20 Nisan 1992 tarihinde 8 köylü (Süleyman Acar, Ismet Acar, Hasan Akay, Mehmet Ağırman, Mehmet Akan, Abdülkadir Akan, Sabri Acar ve Mehmet Emin Acar) korucular tarafından öldürülmüştü. Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ndeki ya- kınlannı ziyaretegiden Kırtlubeyli köy- lülerinin minibüsü yolda korucular ta- rafından durdurulmuş ve 13 köylü arabadan indirilerek kurşuna dizil- mişti. Bunlardan 8'i yaşamını yitir- mişti. Karar, Yargı ve Adalet Bu bilgileri kesinleşmiş birmahke- me kararına dayanarak aktarıyorum. Köylüleri kurşuna dizen ve daha son- ra mahkeme tarafından serbest bıra- kılan korucular, şimdi cinayetsuçun- dan gıyaben tutuklanmış durumda- lar. Kutlubeyli köylülerini öldüren ko- rucular, 11 yıl boyunca ellerini kolla- nnı sallayarak dolaştılar. 11 yıl bo- yunca da öldürülen köylülerin ailele- ri adalet peşinde koştular. • • • Mardin'in Midyat ilçesindekidava güvenlik gerekçesiyle Denizli'ye gön- derilmişti. (Her ne hikmetse, güven- lik güçlerinin kanştığı davalar uzak- lara gönderiliyor.) Denizli 2. Ağır Ce- za Mahkemesi, koruculan 8 ay son- ra serbest bırakmış ve 7 yıl süren da- vanın sonunda da onlan "delilyeter- sizliğinden" beraat ettirmişti. Koaı- cular, 1993 yılında Mardin E Tipi Ka- palı Cezaevi'nden tahliye edilmiş- lerdi. Aileler işin peşini bırakmadılar, ka- ran temyiz ettiler... Yargıtay, geçen yıl mahkemenin beraat karannı boz- muş ve koruculann cezalandınlma- lan gerektiğine hükmetmişti. Yargı- tay'ın bozma karannı değerlendiren Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi bu kez delilleri "yeterii" bularak 10 ko- rucuyu müebbet hapse mahkûm et- ti. 11 yıldır ellerini kollannı sallayarak dolaşan, muhtemelen bölgede silah- lanyla egemenlik kuran cinayet hü- kümlüsü korucular, şimdi toplu cina- yetten hüküm giymiş durumdalar. Acaba onlar yakalanabilecek mi? Çünkü daha önceki deneyler gös- terdi ki, bu türden hükümlüleri dev- let güçleri bir türlü yakalayamıyorlar. • • • Türkiye'de mahkeme arşivlerine girseniz böyle onlarca davaya rast- layabilirsiniz. Gücü ve olanaklan bu tür davalan takip etmeye elverme- yen birçok yurttaş ne yazık ki hakkı- nı da arayamadı. Hakkını aramaya kalkanların da başlanna türlü belalar geldi. Burada dikkat çekici olan, herke- sin gözü önünde cereyan etmiş bir toplu katliamın beraatla sonuçlan- masıydı. Mahkemenin beraatJasonuç- lanan gerekçelerini ve şimdi müeb- bet hapse mahkûm eden gerekçele- rini incelemek ciddi bir hukuk dersi olabilir. Iki karar arasındaki farklılık, Tür- kiye'nin hukuk coğrafyasını çıkarmak isteyenler için öğretici bir belge nite- liği taşıyabilir. Türkiye, yaşadığımız yakın dönem- de çok acı günler yaşadı. Çok insan yaşamını yitirdi, yerinden yurdundan edildi. Şimdi bu yaralan sarabilece- ğimiz yeni bir döneme mi giriyoruz? Böyle bir dönemde yargının rolü önemli. Adaletin yerini bulması önem- li. Çünkü son yıllarda en çok zedele- nen duygulardan birisi hak ve adalet duygusu oldu. Adalet duygusunun yeniden yerleş- mesi için idarenin, güvenlik güçleri- nin ve en önemlisi de yargı kurumla- nnın daha duyariı davranmaları ge- rekiyor. Bir ülkede adalet duygusu zedelenirse o ülkede demokrasi de gelişip güçlenemez. Birçok davada böyle bir izlenim or- taya çıktı. Bunlann bir kısmı, 12 Ey- lül anlayışının ürünü olarak çıkanlan kanunlardan kaynaklanırken bir kıs- mı da yargı kurumlarının yaklaşımın- dan kaynaklandı. Türkiye, Avrupa Bir- liğı'ne hazırlanırken çıkanlan kanun- ların yanında uygulamalar da önem kazanacak. Denizli'deki kararı birör- nek olarak değerlendirebiliriz. Denizli'de görülen davanın izledi- ği yol insanı endişeye sevk edebilir. Ancak sonuçlanna bakıldığında ge- linen nokta yine de önemli. Yanlış he- sabın Bağdat'tan döndüğünü söy- leyebiliriz. Tıpkı Manisa davası gibi. Birkazanım diyebiliriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle