Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2003 PAZARTESİ
HABERLER
5 kişilik Türk ekibi, Italya'da yapılan Dünya Bilgisayar Şampiyonası'nda ilk dörde girdi
ŞimdihedefşampiyonlukGÖKÇEUYGUN
Italya'da yapılan 2003 Dünya Bil-
gisayar Şampiyonası'nda, Türkiye'ye
dünya ikinciliği ve dördüncülüğü ka-
zandıran beş kışilik Türk ekibi yurda
döndü. Emrah Kuyumcu, ÜıtütŞeker,
Hakan Kurt Seda Duman ve Recep
Çömlekçi'den oluşan ekip, elde ettik-
leri başandan gurur duyduklannı söy-
lediler.
Uluslararası Bilgi Işlem Federas-
yonu (INTERSTENO) taranndan 2
yılda bir düzenlenen "Dünya Bflgisa-
yar Şampiyonası", bu yıl 16 Tem-
muz'da Italya'da gerçekleştirildi. 21 ül-
keden 473 kişinin katıldığı şampiyo-
nada, Türkiye'yi temsil eden ekibin
üyeleri, elde ettüderi derecelerden gu-
rur duyduklannı ve daha büyük ba-
şanlara imza atmak istediklerini an-
lattılar.
Türklye 28 kez sampiyon
Yaşlan 17-32 arasında değişen ekip
üyeleri, yanşmaya Sampiyon Mezun
ve Mensuplannı Koruma Derneği
Başkaru ve Intersteno Onursal Başka-
nı İhsan Yener'in desteğiyle hazırlan-
dılar. Şampiyonanın "stenografi,dak-
tilografivcbilgisayarkonulanndakige-
• Ekibin en genç üyesi Emrah Kuyucu
dakikada 113 sözcükle dünya ikincisi
olurken, ikinci kez katılan Hakan Kurt ile
Ümit Şeker dünya dördüncülüğünü elde
etti. Sampiyon Mezun ve Mensuplannı
Koruma Derneği Başkanı ve Intersteno
Onursal Başkanı İhsan Yener'in desteğiyle
yanşmaya hazırlanan ve yaşlan 17 ile 32
arasında değişen ekip üyeleri, "Elimizden
gelenin en iyisini yapmaya çalıştık.
Gelecek şampiyonadaki hedefimiz ilk
sırayı almak" diye konuştular.
tişmeleri teşvik eönek" amacıyla dü-
zenlendiğini belirten Yener. bu şam-
piyonalarda Türkiye'nin geçmiş yıl-
larda 14'ü "Dünya Rekoru" olmak
üzere 28 kez "Dünya Şampjyonu" ol-
duğunuanımsattı. Halkı, bıhmsel ça-
lışmaya ve en verimli yöntemlerle ya-
zı yazmaya yöneltmeyi istediklerini
vurgulayan Yener, "ÇekCumhuriye-
ti'nin yaptığı gibi steno kurallannı bil-
gisayar klavyesine adapte edebUirsek
daha da başanh olacağız" dedi.
Ekibin en genç üyesi 17 yaşındaki
Emrah Kuyumcu, "30 dakikahk Sürat
Yanşı GençlerKategorisi''nde dakika-
da 113 sözcükle dünya ikincisi oldu.
Lise son sınıföğrencisi olan Kuyum-
cu, "Bflgisayara çokfazb sevginı ve he-
vesim var. Bu yanşma benim için ilk-
ti. O nedenJe en başta çok heyecanlıy-
dım, ama sonra heyecaıumı yenmeyi
başardım" diye konuştu. Kuyumcu,
-Hcdefinı 2005"teki yanşmada birin-
ciliği elde etmek" dedi
Dakikada 133 sözcük
Şampiyonaya ikinci kez katılan Ha-
kan Kurt~<27) da "30 dakikahk Sürat
Yanşı Tecrübeliler Kategoria"nde da-
kikada 133 sözcükle dünya dördün-
cülüğünü elde etti. Bankacı olan Kurt,
işin püf noktasının o an yazıya kon-
santre olmayı başarmak olduğuna dik-
kat çekerek, "Biz ekip olarak bu ya-
nşta ehmizden gelenin en iyisini yap-
maya çahştık ve başanlı olduğumuza
dainamyorumn
dedi.
30 dakıkalık sürat yanşı gençler ka-
tegorisınde dakikada 107 sözcükle
Türkiye'ye dünya dördüncülüğünü
kazandıran Ümit Şeker (19) ise Dün-
ya gazetesinde dizgi servisinde çalı-
şıyor. Şeker, "Yanşma başladığmda
kendimi iyi hissedKordum.Ancak bir
ara küçük bir hata yapınca dikkatinı
dağıkh. Sonra kendimi toparladım ve
yanşmaya devam etthn. Gelecek sefe-
re de ilk üçe girmeyi umuvorum" di-
ye konuştu.
Önemll olan katılmak'
Recep Çömlekçi (32) de, 30 dakika-
lık sürat yanşı tecrübeliler kategorisin-
de dakikada 82 sözcükle 31. oldu.
Çömlekçi. memur olabilmek için gir-
diği daktilo sınavı sırasında hızlı yaz-
dığını fark eden görevlinin önerisiyle
bu yanşmaya katıldığını anlattı.
Yanşma anında gençlere oranla da-
ha az heyecan yaşadığını söyleyen
Çömlekçi, "Sonuçta bu birvanş. Ben-
ce asıl önemM olan oraya kaülmak ve
Türkiye'yi en iyi biçimde temsil et-
mek'' dedi.
Ekibin tek kadın yanşmacısı Seda
Duman (22) ise 30 dakikalık sürat ya-
nşı tecrübeliler kategorisinde daki-
kada 94 sözcükle 15. oldu. Sekreter-
lik yapan Duman, "2001 yıbndald
şampivonada 39. ohnuştum. Bu sefer
15. olmak çok mutlulukvericL Benim
hedefim her zaman için kendimi aş-
mak. Bu yanşmada da böyie düşün-
düm" diye konuştu.
16 çocuk hafta sonJan üçer saat birükte yemek yiyor, çahşıyor ve sohbet ediyor. Dernek yöneticikri, çocuklaruı başlanna öğretmen yerine gönüDü 'arkadaşlar' koymayı tercih etmişier.
Balat'ta güzel şeyler oluyor. Bir grup gönüllü, semtin çocuklanyla hem eğleniyor, hem onlan eğitiyor
Kalem mavi, çoeuldar gökkuşağı• Balat'taki
Mavi
Kalem
Derneği,
semtte
yaşayan
8-10 yaş
grubundaki
löçocuğa
Türkçe,
matematik ve resim dersleri
veriyor. Dernek başkanı Dr.
Filiz Ayla, başlangıçta bir
araya bile gelmeyen kız ve
erkek çocuklaruı artık gruplar
halinde çalışma yaptıklaruu
belirtirken giderek artan talebi
karşılayamadıklanndan
yakınıyor.
EBRUERDOGAN
Mavi Kalem Derneği, mayıs ayın-
da Balat'ta başlattığı bir çahşmay-
la, 16 çocuğa eğitim veriyor. Hafta
sonlan üçer saat yapılan derslerde,
matematik, Türkçe, okuma beceri-
si, resim ve el becerilerini geliştir-
me çalışmalan yapılıyor. 8-10 yaş
arasındaki 16 çocuk, farklı alışkan-
hklanna karşın, birlikte çalışıyor,
yemek yiyiyor ve eğleniyorlar.
Mavi Kalem Derneği Başkanı Dr.
FlHzAyla, gönüllülerle gerçekleştir-
dikleri bu 2 ayhk çalışmada, başlan-
gıçta bir araya bile gelmeyen kız ve
erkek çocuklaruı artık gruplar ha-
linde çalışma yaptiklannı anlatırken,
ikinci sınıfa geçmiş, buna karşın
okuma- yazma öğrenememiş çocuk-
lann artık okuyup yazdığını anlatı-
yor. Çalışmaya başladıktan sonra
pek çok kadının çocuklanyla birlik-
te gelerek "Bizim çocuklânmızı da
ahn. Bunlardaha öğrenmedi mi? Bi-
zün çocuklarunıza nezaman sıra ge-
lecek" dedigini anlatan Ayla, mad-
di sıkıntılar nedeniyle çocuk sayısı-
nı arttıramamaktan şikâyetçi.
Cönüllülüğün mutluluğu
"Bu takp, bia bir yandan sevin-
dirirkea diger yandan talebi karşj-
layamamakçoküzücü" diye konu-
şan Ayla, çocuklann her türlü mal-
zeme ihtiyacını karşıladıklartnı, öğ-
le yemeklerini de birlikte yedikle-
Bir odada
ömür
. .
Derneğe başvııranlar arasından özellikle göçle İtanbul'a gelmiş ailelerin çocuklan tercih edihyor.
rini söylüyor.
Birbirlerinden öğrenecek çok şey-
leri olduğunu belirten Ayla, gönül-
lülüğün mutluluğunu ise şöyle açık-
lıyor: "Bu çocuklar 3 saat, bütün
farkhhklanna rağmen, hiçbirsorun
çıkarmadan ve dışan çıkmadan eg-
İeniyorlar, birlikte yemek yhorlar,
çahşıyorlar. sohbet ediyortar. Çahş-
malara 4-5 arkadaşunız kaühyor..
yanibir öğretmen yok. Bunun dikey
bir öğrenci-öğretınen ilişkisi olma-
smı değü, yatay bir arkadaşhk iliş-
kisi olmasmı istedik. Çünkü biz de
onlardan çokşey öğreniyoruz ve gö-
nüllülüğün keyifli yanı da bu."
Mavi Kalem Derneği, çocuklar-
la ilgili çahşmasından önce bölge-
yi tanunak için bir saha araştırma-
sı yapmış.
Eğitimde firsat eşitliği konusun-
da çocuklann desteklenmesi gerek-
tiğine karar verilırken "tstanbul'da
merkeze bu kadar yakın olan. buna
karşın sosyal açıdan şehir kültürü-
ne bu kadar uzak olan bir semtw
fikri etkili ohnuş. Balat'ınçokgöç
alan bir semt olduğunu ifade eden
dernek başkanı Filiz Ayla, çocukla-
nn seçimini ise şöyle arüahyor:
Sayı SO'a çıkacak
"Seçeceğimiz çocuklar özellikle
göçle gelmiş ailelerin çocuklan ohna-
h\ dL Annenin okuma-\aznıa bilmi-
yor obnası da tercih sebebiydL Yani
mağdurnet ne kadar fazlaysa, se-
çilme şansı o kadar fazla> dı. Çocuk-
lann betirlenmesûım ardındaa ma-
visui son haftası ailelere çağn yap-
ok ve programı başlatük."
Dernek, önümüzdeki dönemde
eğitim \erilen çocuk sayısını 30'a
çıkarmayı hedefliyor. tkinci hedef
olarak önlerine koyduklan, annele-
re yönelik eğitim çahşması ise son-
baharda başlayacak.
Ma\T Kalem Derneği, çocuklar-
la ilgili çalışmalar başlamadan ön-
ce. bölgeye sağlJc karavanıyla hiz-
met vermiş. Bölgeye geldiklerinde
"birincibasamak bir sağhkünitesr
olmadığını gören dernek üyeleri,
muayene, basıt bir laboratuvann ve
jinekoloji hizmetinin de yapıldığı
sağlık karavanıyla 7 ay boyunca top-
lam bin 400 hastayı muayene etmiş
Filiz Ayla. günde 50-60"a ulaşan
hasta sayısınuı ardından sayıyı sınır-
lamak zorunda kalma nedenlerini ise
şöyle anlahyor:
Yardım bekliyorlar
"Zamanla,ferkhsemuerdeninsan-
lann da muayene olmakiçin geldik-
lerini gördük. Hasta savısı bu kadar
artınca muhtarla işbirliği yapük.
Randevulan muhtar ahyordu."
Eylül 2000'de kurulan Mavi Ka-
lem Demeği'nin 35 üyesinin 18'i ak-
tif olarak çalışmalara katılıyor. Gö-
nüllü bulmak için üniversitelerin
yönetimleriyle görüştüklerini anla-
tan Ayla, tek problemin finans so-
runu olduğunun \ e yardımlann çok
önemli oıduğunun altını çiziyor.
geçirmek.
Mavi Kalem Derneği, Balat'ta
çalışmaya başlamadan önce bölgede bir
saha çahşması yapmış. 76 hanede
yapılan bu çalışmanın çarpıcı sonuçlan
şöyle: Kadınlann yüzde 6.5'i 15 yaşın
altında, yüzde 57.8'i 15-19 yaş arasında
evleniyor. Evli kadınlann yüzde 45'i 4
ve üstü sayıda doğum yapmış. Ailelerin
yalnızyüzde 2l'i bir sosyal güvenlik
sisteminden yararlanıyor. Mahallelinin
yüzde 31 "ı Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'dan. yüzde 39'u Karadeniz
'den göç etmiş. Kaduılann yüzde 26.3'ü
okur-yazar değil, yüzde 59.2"si ilkokul
mezunu. Evlerin yüzde 85'inde ayn bir
banyo yok. Tuvaletlerin yalruz yüzde
47.3'ünde lavabo var. 6-12 yaş grubu
çocuklann yüzde 6.5'ı, 13-18 yaş
grubunun ^ d e 15.7'si okula devam
etmiyor. Ailelerin yüzde 25'i bir odada,
yüzde 63'ü iki odada yaşıyor.
Temizlik skecleri'
Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme
Kurumu'yla sokakta çalışan çocuklar
için de bir program geliştirdiklerini
anlatan dernek başkanı Filiz Ayla, I
temizlikle ilgili yaptıklan skecleri şöyle \
anlatıyor: "Bu çocuklar sokakta ı
çahşnkları için çok büyük risklerie karşı
karşnalar. Bunun başında da sağhk
sonînlan gelhor. Biz 10 kişilik gnıplarla
drama tarzı programlar uyguladık
Önce çocuklar küçük skeçler
hazuiıyordu bizim yönlendinnemizle,
Daha sonra onlann gösterilerinden yola
çıkarak farklı bir temizlik imajı tesis
etmek için konuşuyorve skeçler
haarlıyorduk. Bir grup şöyle bir skeç
hazniadı: 'Bın manavdan meyve alıyor,
diğerleri de >ıkayıp yıyiyorlar." tkinci
grupta, çocuk sokaktan eve gelhor.
Anne baba yemeğe oturmuş, o da
eUerini >ıkayıp masaja oturuyor.
Üçüncü grupta ise iki çocuk kavga
ediyor. Üçüncü çocuk geBp ikisini de
öldürüyor. Bu da bir temizlik ifadesi o
çocuklar için."
GÖRÜŞ
MUZAFFER İLHAN ERDOST
TlHAK (Türltiye Insan Hakları Kurumu)
Yönetim Kurulu Üvesi
• ••SuçaOıfakAranırken
llhan Selçuk, geçenlerde yayımlanan bir yazı-
sında, medyada, Irak aaskergöndermemizgerek-
tiğini yazan yazarları ince fasıldan selamlarken,
bizi keyiflendirmişti. Ama Cumhuriyet yazan Tok-
tamış Ateş'in, Irak'a Türkiye'nin askergönderme-
sinin şart olduğunu ileri sürdüğü söyleşiyi bir TV
kanalından (Sky Türk'ten) izleyince, Can Yücel'in
deyişiyle "fikrim şaştı".
Ertesi sabah bastnda, AKP yönetiminin asker gön-
derme konusunda kararlı olduğunu, hatta bu ko-
nuda daha önceden söz vermiş de olabileceğini
duyumsatan haberler okuyacaktım. Asker gön-
derilmesini bazı koşullara bağlayanlar da vardı.
örneğin CHP lideri Baykal, NATO ya da BM (Bir-
leşmiş Milletler) karan gerektiğini söylüyordu. Cum-
hurbaşkanı Sezer'in ise, NATO kararının yetme-
yeceği ve BM karannın gerektiği görüşünde oldu-
ğu yazılıyordu.
NATO karannın yetmeyeceği kuşkusuz doğruy-
du, ama benzerdurum, BM kararı için de söz ko-
nusu olmak gerekirdi.
Anımsayalım: 11 Eylül'de (2001) New York ve
Washington'da gerçekleştirilen saldınlan, NATO,
NATO'yıı oluşturan devletlere ve NATO ile koru-
nan sisteme bir saldın olarak nitelemiş, ABD dı-
şındaki 18 NATO ülkesi, NATO statüsünün 5. mad-
desinin işleme konulması karan almıştı. Bu kara-
nyla NATO, ABD'ye yapılan saldınnın terörist bir
örgüt ya da örgütler tarafindan değil, devlet ya da
devletler tarafindan yapıldığı görüşünü benimsiyor
ve bu nedenle, NATO-dışı alanlara askeri müda-
halenin NATO ile korunan sistemi savunmanın bir
parçası olacağı görüşünde birleşiliyordu. Bir baş-
ka deyişle, saldırgan devletlere saldın, özünde sis-
temin savunulmasıyla sınıriıydı; işgal gibi, yayılma
gibi, ülkenin yönetimine ve zenginliklerine el koy-
mak gibi amaçlar taşımıyordu.
ABD'nin, komşularına ve kendisine saldıracağı
gerekçesiyle Irak'a saldırması için ileri sürdüğü
savlan doğrulayacak belge ve bilgiyi bütün çaba-
sına karşın elde edemediği bugün daha iyi bilini-
yor. Irak'ın kimyasal silah ürettiği ve depoladığı, nük-
leer silah ürettiği ya da üreteceği gibi savlar, Bir-
leşmiş Milletler gözlemcileri tarafindan doğrulan-
mamış, buna karşın ABD, BM karan olmadan, NA-
.TO üyesi AB (Avrupa Birtiği) ülkelerinin çoğunun
destek vermemesıne karşın, Irak'a saldırmakta
duraksamamıştı.
ABD, Irak'ı "özgürieşt/rme" sloganı altında bu
ülkeye olanca gücüyle yüklenmiş, yakmış, yıkmış,
öldürmüş, ülkenin altını üstüne getirmiş, gene de
savlannı doğrulayacak tek bir olguya ulaşama-
mıştı. En büyük insanlık suçlanndan sayılan savaş
suçu işlemişti, işlemeye de devam ediyordu.
Irak'ta işgalci askere karşı bir direniş olması do-
ğaldı, baskı ve işkencenin artması oranında da bu
direnişin artacağını düşünmek yanlış olmayacak-
tı. Bu direnme, Birteşmiş Milletler bildirgelerinde
bir "hak" olarak benimsenmişti ve tümündeABD'nin
imzası vardı.
Türkiye, bugün, hiçbir uluslararası hukuka da-
yanmayan, BM ve NATO statülerine aykırı olarak,
sömürgeci bir yaklaşımla ve tek başına Ortadoğu'ya
egemen olmak ve küresel egemenliğinin önünde-
ki engelleri kaldırmak amacıyla Irak'ı işgal etmiş
bulunan ABD'nin ve ABD askerinin yanında yer al-
dığı zaman, işgalci bir asker konumuna düşürül-
müş olmakla kalmayacak, işlenen bütün cinayet-
lerin ve suçlann da ortağı durumuna düşürülmüş
olacaktır.
Birteşmiş Milletler, kendi karan olmadan ve ken-
di statüsünü çiğneyerek Irak'a saldırmış bulunan
ABD askerini, ülkesini işgal ettiği bir halkın direni-
şinden korumak için Türkiye'den asker gönderme-
sini isteyemez ve böyle bir karar alamaz. Aynı bi-
çimde (aslında komünist sisteme karşı kapitalist
sistemin savunma örgütü olarak kurulmuş bulu-
nan) NATO da, koruduğu sisteme ve NATO bün-
yesinde yer alan ülkelere bir saldın niteliği taşıma-
yan Irak'taki direnişçilere karşı, Türkiye'den Irak'a
asker göndermesini, yani Irak'a NATO adına mü-
dahale etmesini isteyemez.
BM karanyla, Türkiye'den, ancak, saldırgan ve
işgalci konumda bulunan ve insanlık suçu işleme-
yi sürdüren anglo-amerikan askerin saldırılann-
dan, saldınnın hedefi olan Irak halkını korumak
için oluşturacağı bir "banş gücü"ne katılması is-
tenebilir. Aksi durumda, işgale katılmış ve insan-
lık suçu işlemiş bir asker olarak tarihin yargısından
kendini kurtaramayacaktır.
Oupensky'nin ilk romanı cıkti:
Ivan Osokin'in
TuhafYaşamı
tstanbul Haber Servi-
si- 1878 Moskova do-
ğumlu Rus düşünür RD.
Oupensky' in bitirdiği ilk
romanı "han Osokin'in
TuhaıYaşam]" piyasaya
çıktı. ilk kez 1947 yılm-
da yayımlanan kitap, Es-
ra Delen tarafindan dili-
mize çevrildi. Alteo Ya-
yıncılık tarafindan piya-
saya sürülen fantastık ro-
manda, hayat tarafindan
dışlandığına inanan
Genç Ivan Osokin'in
kendini kurtarma çaba-
sı anlatıhyor.
Aşkta kazanamamış,
eğitim gördüğü askeri
okuldankovıılmuş ve ko-
ca da bir servet kaybet-
miş olan Osokin'in, git-
tiği bir büyücüde söyle-
diği ilk cümle "Bu şe-
kilde devam edemem"
olur. Büyücüden bu kez
her şeyi farklı yapabil-
mek ve yaşamını bam-
başka kılabilmek için
onu geçmişe yollaması-
nı ister. Ancak Osokin
geçmişin kendini dur-
madan tekrarladığını
keşfeder ve kendini kur-
tarma çabası içine girer.
Prof. Stefano£.D'Anna
kitabın önsözünde şun-
ları söylüyor: "Ous-
pensky tarafindan yazd-
mış tek roman olan Ivan
Osokin'in Tuhaf Yaşa-
mı, bir gençlik dönemi
eseri ohnasına rağmen,
yaşammın geri kalan yıl-
lannın fonunda titreyen
ve bütün eseıierini birbi-
rine bağlayan bir nota
edasıyla duyuhır."