04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 AĞUSTOS 2003 PAZARTESİ CUMHUHİYET SAYFA HABERLER BOTAŞ operasyonunda tutuklananlann çoğu AKP iktidan döneminde terfi ettirilmiş YolsuzlukkadrolaşmasıLEVENTGENCELLİ BURSA-BOTAŞ Bursa Işlet- me Müdürlüğü'ndeki trilyon- larca liralık yolsuzluk operasyo- nunda gözler kurum içüıdeki ir- ticai kadroların ilişkilerine çev- rildi. Soruşturma kapsamında tutuklananlann büyük bölümü- nün AKP iktidannda terfi etti- rildiği ortaya çıktı. ADD Bursa Şube Başkanı Lütfü Kırayoğlu da "Bursa'daki BOTAŞ dosya- sı, AKP'nin Susuriuk'u olmaya doğru gidryor" dedı. BOTAŞ soruşturma kapsa- mında 600 klasörün incelen- mesinin ardından 1992-2002 yıllan arasında 58 milyon met- reküp doğalgazın faturalanma- masıyla kurumun 25 trilyon li- ra zarara uğratıldığı belirlendi. Operasyonun ilk aşamasında BURSAGAZ Genel Müdür Yardımcısı Akif Ergez, iletim hatlanndan sorumlu şube mü- Bursa • BOTAŞ'taki trilyonluk yolsuzluk operasyonunda tutuklanan Şölen Yağan Çelebi'nin temizlikçi kadrosuyla göreve başlayıp kısa sürede muhasebede kilit bir noktaya getirildiği belirlendi. ADD Bursa Şube Başkanı Lütfu Kırayoğlu, "Bursa'daki BOTAŞ dosyası, AKP'nin Susuriuk'u olmaya doğru gidiyor" dedi. dürü olarak göre\' yapan eski işletme müdürü Turgav Topa- toğju ıle eskı Bursa BOTAŞ îş- letme Müdürü İbrahim Koray Akm'ın yanı sıra muhasebe şe- fi Mehmet Ayduı ve para tah- silatından sorumlu Şölen Ya- yan Çelebi gözaltına alındı. Çe- lebi ve Aydın, 42 milyar lirayı zimmetlerine geçirdikleri id- diasıyla tutuklandılar. Genişletüen operasyon kapsa- mında gözaltına alınan 38 kişi- den eski BOTAŞ'ın üst düzey yöneticüeri Turgay Topaloğlu, İr- fan Sungutay Şerefertinoğlu, Mehmet Akif Ergez, Ertuğrul Yavuz, Efendi Bingöl, Fikret Önaydm'ın yanı sıra Rrfkı Yet- kiner, Deniz Ünal, Burhan Na- harcu HalU Hiçyılmaz tutuklan- dı, Sadi Kılmç hakkında da gı- yabi tutuklama karan verildi. Bir dönem BOTAŞ Personel Da- ire Başkanlığı yapan AKP mil- letvekili AK Doğan'a yakınlığı bilinen eski İşletme Müdürü Gürsel Aslan ın daha önceden çok sayıda soruşturma geçirme- sine karşın gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılması dik- kat çekti. Tutuklananlar arasında bulu- nan yöneticiler Fikret Önaydın, Mehmet AkifErgez, Efendi Bin- göl, Halil Hiçyılmaz, Rıfkı Yet- kiner, Denız Unal'ın AKP ıkti- dara geldiğinden bu yana terfi ettirildiği öğrenildi. Şölen Yağan Çelebi'nin de te- mizlikçi kadrosuyla işe başlatıl- dığı, kısa sürede muhasebenin kilit isimlerinden biri konumu- na getirildiği belirtildi. Çele- bi'yle birlikte tutuklanan Meh- met Aydın 'ın da parasal ilişki- lerdeki rolü nedeniyle Bursa- gaz'ın en güçlü isimlerinden bi- ri olduğu, ANAP dönemindeki gücünü, tarikat bağlantılan ne- deniyle AKP iktidannda katla- dığı iddia edildi. Soruşturmayı başlatan suç du- yurusunu yapan ADD Şube Baş- kanı Lütfü Kırayoğlu da mil- yonlarca metreküp doğalgazın peşkeş çekilmesine yol açan iliş- kilerin tarikatlarla da bağlanh- lı olduğunu ileri sürerek "Cum- huriyet Savcıhğı'na ilettiğimiz iddialar AKP'nin ağırfakta ol- duğu TBMM Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu'na da gönderihnişti anıa nedense Dgi gösterilmedi. Dosya içinde M3- H Görüş'ün siyaset ve tarikat ranünı yiyen isimkri var" diye konuştu. AKP'lilerin. bazı zanlılan korumak için Emniyet Müdür- lüğü"nde girişimlerde bulun- duklannı belirten Kırayoğlu, şöyle devam etti: "Dosyanıno dönemki siyasi sorumlulannın fotoğrafi; Susurluk, Malki Ci- nayeti, Beyaz Enerji ve Mavi Akım dosyalannın içinde de karşımıza çıkıyordu. Operas- yonun gözarü aşamasında, AKP Bursa il örgürü yöneticilerinin ilgisinin arttığını gözlemledik. MUB Görüş'ün yereldeki önem- li isimlerinin çabalanna tanık- hk edenlervar. Bursa'daki BO- TAŞ dosyası, AKP'nin Susur- iuk'u olmaya doğru gidiyor.'' Tarikat yapılaşması hızlandı • Uludağdaki kaçak villalara yönelik yıkımın ardından Osmangazi Belediyesi'nin yetki alantnın sınırlandınlmasıyla çevre katliamıntn önü tekrar açıldı. BURSA (Cumhuriyet) -Uludağ'da tarikat villalanna yönelik operasyonlann ardından yetkileri kısıtlanan Osmangazi Belediye Başkanı HDmi Şensoy, AKP'nin desteğiyle bölgede yeniden yapılaşmanın başladığını öne sürdü. Osmangazi Belediyesi'nin Jandarma Bölge Komutanlığı'yla birlikte tarikat villalan ve kaçak Kuran kurslanna yönelik başlattığı operasyonun yankılan halen sürüyor. Yıkımlara başladıktan sonra Bayındırlık ve Iskân BakanJığı'nın devreye girdiğini ve 1.5 ayda plan üretileceğı iddiasıyla yetkilerinin kısıtlandığını anlatan Osmangazi Belediye Başkanı Hilmi Şensoy, "Mücavir alanımızdaki 13 köyden ll'ini bizim sorumluluğumuzdan çıkarmışlardı. Plan üreteceklerdL Aradan geçen sürede bırakın plan üretmeyi kaçak yapüaşma artu*' dedi. Köy yerleşik alanı ve SİT sınırlan bile belli olmadan yapılaşmanın neye göre yapıldığını soran Şensoy, "AKP 2 milyonluk Bursa'yı, 200 kaçak yapı sahibine tercih etti" diye konuştu. Çevreciler ıse çalışmalann başladığı Hüseyinalan köyünün, kaçak yapılaşmanın doruğa çıktığı bölgelerden biri olduğuna dildcat çekerek, 15 günde hazırlanan planın tarikat villalanna af niteliğinde olduğunu söylediler. Erciyes'te bu kezsilahyasak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeti, Türk Ordusu'nun bir lejyoner birüği obnadığını beürterek "Ona paralı asker muamelesi yapmak ancak tüccar siyasetçilere yakışır" dedl MHP'nin Erciyes DağTnın Tekir Yaylası'nda düzenlediği 14. Erciyes Zafer Kuruitayı'na dün Devlet Bahçeli de kaüldL 6 bin çadınn kurulduğu yaylada güvenüğüı sağlanması için 500 asker ile 25 kadın poüs memuru göre\ aldı. Yapılan aramalarda yaklaşık 100 ruhsatiı silaha tutanakla el konulurken, ruhsatsız silah sahipleri hakkında yasal işlem başlaüldı. Çeşidi illerden çok sayıda resmi plakah belediye aracının kurultaya kaölması dikkati çekti. Kurultay'da bir konuşma yapan Bahçeli, hükümete yüklenerek "Onursuz ve teslimiyetçi siyasetin üiklerine kadar işlediği bu iktidar, bölücüleri cesaretiendirnıekte, Türkiye düşmanlaruu sevindirmektedir" diye konuştu. Bahçeli, Irak'a asker gönderümesi tarnşmalanyla Ugili olarak şunlan söyledi: "Türk Ordusu bir lejyoner birtiği değildir ve ona parah asker muamelesi yapmak, ancak tüccar siyasetçilere yakışır. Ciddiyetsiz ve kimliksiz tüccar siyasetçi kafasıyia bir muz cumhuriyetini yönetmek bdki mümkün olabilir anıa, bölgesinde ağırlığı ile ön plana çıkan Türkiye Cumhuriyeti'nin bu tür gayri ciddi yaklasunlaıia yönetilmesi mümkün değildir." Kurultayın sonuç bildirgesinde Bahçeli"niıı. partinin başuıda kahnası istendL (Fotoğraf: AA) Tarım Bakanı Cüclü Ozürdüemek yerine davaaçtı • Çiftçilere'însanoğlununne gözünü ne doyurur biliyor musunuz? Kara toprak' diye seslenen Güçlü, bu sözlerini yayımlayan Atılım Gazetesi'ne manevi tazminat davası açtı. ANKARA (ANKA) - Tarım Bakanı Sami Güçlü'nün hububat alım fiyatlannı beğenmeyen çiftçilere yönelik "tnsanoğhınun ne gözünü ne doyurur biliyor musunuz? Kara toprak" sözleri tazminat davasına neden oldu. Bakan Güçlü, Atılım gazetesine, bu konuya ilişkin olarak yaptığı haber nedeniyle 5 milyar liralık manevi tazminat davası açtı. Bakan Güçlü'nün a\ııkatı Hüseyin Aydın tarafından Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen dava dilekçesinde Atılım gazetesinin sahibi olduğu Varyos Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Şirketi ile Yazıişleri Müdürü Özgür Çubuk hakkında 5 milyar liralık tazminat davası açıldı. Dilekçede, haber konusu yapılan sözlerin uzun bir basın toplantısı sırasında söylendiğini, sözün öncesi ve sonrası aktanlmadan cımbızla çekilerek haber konusu yapıldığı savunularak Bakan Güçlü'nün "çiftçilere hakaret ettiği yönünde bir kamuoyu yaraolmaya çahşüdığı'' ileri sürüldü. "Gözünü kara toprak doyursun" sözünün insanoğluna dair genel bir değerlendirme olarak yaygın bir deyişle ifade edildiği savunulan dilekçede, Bakan Güçlü'nün çiftçilere hitaben böyle bir beyanı olmadığı savunuldu. KURUCDA19 YAŞINDA BtR GENÇ DE YER ALAÇAK DSP, parti programını yeniden yazıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP programının genel başkan Bülent Ecevit'in isteğiyle "geüşen ve değişen ülke ve dünya koşuDarma göreyenileneceğr. bu amaçla kurul oluşturulduğu bildirildi. Oluşturulan kurulda, DSP kurmaylannın yanı sıra ODTÜ'de siyaset bilimi alanında öğrenim gören Emrah Konuralpadh 19 yaşındaki öğrenciye de görev verildiği belirtildi. DSP'den yapılan yazılı açıklamada, bir süre önce gerçekleştirilen Parti Meclisi toplantısında, Ecevit'in isteği üzerine, parti programının, "temel iDceler korunarak, geÜşen ve değişen ülke ve dünya koşuDanna göre yenilenmesine karar verildiği'' belirtildi. Bu çerçevede, DSP Genel Merkezi'nden genel başkan yardımcısı Zeki Sezer'in eşgüdümünde, Parti Programı Bülent Ecevit Kurulu oluşturulduğu belirtilen açıklamada, kurulun, çalışmalannı kısa sürede sonuçlandıracağı kaydedildi. Açıklamada, DSP'li eski bakan, milletvekili ve milletvekili adaylanndan Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı. Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel Prof. Dr. Nami Çağan. Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Prof. Dr. Necdet Tekin, Prof. Dr. Mehmet Kocabatmaz, Masum Türker, Mekia Bayer, Ayşe Gürocak, Emrehan Hahcu Osman Kıhç ve Harun Oztürk'ün yer aldığı kurulda, Ecevit'in isteği üzerine ODTÜ'de siyaset bilimi alanında öğrenim gören Emrah Konuralp isimli 19 yaşındaki öğrenciye de görev verildiği belirtildi. DSP Parti Programı Kurulu'nun, çalışmalarını tamamladıktan sonra genel başkan Ecevit ile bir araya geleceği ve programa son şeklinin verileceği bildirildi. 3 KASIM SEÇtMLERİNlN YENİLENMEStNl ÎSTEDİ Erbakan:llEylül'üCIA ve Mossadgerçekleştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Saadet Partisi'nin Ankara II Başkanlığı'nda yapılan Genel Idare Kurulu toplantısında konuşan SP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, 3 Kasım'da yapılan seçimlerin iptal edimıesi gerektiğini söyledi. Erbakan, 11 Eylül saldınlannın El Kaide tarafından değil, C1A ve Mossad örgütlerince gerçekleştirildiğini öne sürdü. Erbakan, 3 Kasım seçimlerinde katılmaması gereken bir partinin de yer aldığım beürterek genel seçimlerin gelecek sene yapılacak yerel seçimlerle yenilenmesi gerektiğini söyledi. IMF'ye ödemesi gereken borcun 2005-2006 tarihlerine sarkmasını değerlendiren SP Genel Başkanı Erbakan, "Acıdılar veparalaruun Necmettin Erbakan batması yerine 2 seneye ödemeyi uzattuar" diye konuştu. SP Genel Başkanı Erbakan, ülkenin saatte 8.5 trilyon lira faiz ödediğini belirtirken hükümetin, Türkiye'nin IMF'ye olan borcunu 280 milyar dolara çıkardığını ifade etti. GÖC toplantısında 11 Eylül saldınlannı da değerlendiren SP Genel Başkanı Erbakan, bu saldınlann Mossad ve CIA tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Ikiz kulelerin yıkıhşını gösteren 1997yapımı bir filmin konusunu anlatan Erbakan, bu filmin 11 Eylül saldınlannda gizli örgütlerin senaryosunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti. SP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, filmi basın mensuplanna da göstermeyi istediğini ancak filmi getirmeyi ıınuttuklannı söyledi. 'Adını değiştirelim; kurtulsun kızıl ağaçlar!' Meclis bir haftada ormanlarta ilgili ikı köklü düzenleme çıkardı. önce 500 bin hektarlık "orman niteliğinden çıkanlan 2/B arazisi", sonra 200 bin hektarlık kızılağaç ve kestanelikler kapsamdaydı... Bu düzenlemelerle ilgili Meclis tutanağındaki renkli tartışmalardan bazı bölümleri aktarıyoruz: Gürol Ergin (CHP): Kızılağaçlan kestirmek, "kızılağaç üretimini teşvik etmek" oluyor sizin Türkçenizle. Bizim Türkçemizle böyle yanlışa yer yok. Bizim beynimizde böyle yanlışlara yer yok. (AKP sıralanndan bravo sesleri) Beni dinliyorsunuz bu da beni mutlu ediyor, ama anlıyor musunuz, anlamıyor musunuz, bu konuda bir yorum yapmayacağım. (CHP sıralanndan alkışlar) Zülfü Demirbağ (AKP): Biz anlıyoruz da siz anlıyor musunuz? Ergin: Ben 36 sene senin gibi çok adama ders anlattım. öğrencilerimden 10'u rektöroldu. Sen beni anlamıyorsan, bu benim yeteneğimin kısıtlı oluşundan değil. Ortıan Sür (CHP): Atatürk'ün babası, bir dönemler şu anda Yunanistan olarak bildiğimiz bölgede kereste tüccarlığı yaptı. O dönemde ormanda saklanan çetelerin tüccarlara çok saldırması ve bu nedenle, o tüccariarın padişaha şikâyette bulunmaları üzerine, padişahın da zamanın Osmanlı paşasına "Burada güvenliği sağla" talimatını vermesi Osmanlı paşasının aklına çok dahiyane bir fikir getirdi, bütün ormanlan yaktırdı. Ormanlann içinde eşkıya kalmadı ve sorun kökten çözüldü. Şimdi görünen odur ki, asli görevi ormanlanmızı korumak, kollamak ve geliştirmek olan sevgili Çevre ve Orman Bakanımız, neredeyse ülkemizdeki bütün ormanlan ya 2/B olarak dağıtacak ya talana açacak, ormanlanmız) bırakmayacak ve kendisi rahatlayacak. Karadenizimizi kaplayan o güzel yeşilliklerin çok büyük bölümü kızılağaç ormanlan. Adam gelecek, tarta sınınndaki kızılağacı kesecek, gece de girecek orman içindeki 5 ağacı kesecek. Yani dün burada tartıştığımız 2/B alanlan bu şekilde orman dışına çıkanlmadı mı? Şimdi yeni 2/B alanlan oluşturmuyor musunuz bu yasayı bu şekilde geçirmekle? Şimdi diyorsunuz, nasıl olsa baltalan elimize aldık, baltalar elimizdeyken, dün 500 bin hektan yok ettik, bugün de 200 bin hektan kesiverelim canım! Şarkı söyleyerek gidersiniz "baltalar elimizde, uzun ip belimizde." Ama gelecek kuşaklar size o şarkıyı söyletmeyecekler! Fahrettin Üstün (CHP): Türklerin Orta Asya'dan göçünün en büyük sebebi Orta Asya'nın kurak olması, kuraklığın en büyük sebebi de orman alanlannın talan edilmesi. Evtiya Çelebi Seyahatnamesinde der ki; "Iç Anadolu'dan Güneydoğu'ya kadar bir maymun yere inmeden ağaçtan ağaca geçerek Suriye sınınna ulaşır." Tarihe nasıl geçeceksiniz biliyor musunuz; Türkler geldiler, Orta Asya'yı çölleştirdiler, sonra Anadolu'ya geldiler. ormanlarla oynadılar, Anadolu'yu da çölleştirdiler! Osman Pepe (Orman Bakanı): Kızılağaç, bütün Karadeniz'in çok ciddi sıkıntısı. Muharrem Ince (CHP): Adı "kızıl" olduğu için mi? "Yeşil ağaç" yapalım bunun adını. Pepe: Eski kızıllıklar kalmadı artık. Hükümete küfür 'ucuzlamadı' 7. Uyum Paketi, Adalet Komisyonu'nda görüşülürken CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu hukuksal bir soruna dikkat çekti. Tasanya göre cumhuriyeti, Meclis'i, hükümetin manevi şahsiyetini ve devletin muhafaza kuvvetlerini "tahkir ve tezyiF edenlere verilecek cezanın alt sınırı 3 aya çekiliyordu Ancak başka bir maddede "adi küfür" cezası daha yüksekti. CHP milletvekili, "Hükümete küfretmek ucuzlayacaktır. Mahalle kavgasında birbirine küfredenlere verilecek ceza, hükümete, askere, cumhurbaşkanına küfredene verilenden az olacaktır" diyerek soruna dikkat çekti. Komisyon Başkanı Köksal Toptan "Cem Uzan'a yarar bu" diyerek Baloğlu'na katıldı. Tasanyı sunan Adalet Bakanı Cemil Çiçek "Demokrasi bir kültür meselesi. Kûfredecek olan, ceza 1 yıldan az diye vazgeçmez. Üslubu beyan ayniyle insandır" görüşündeydi. Komisyonda hükümeti savunur duruma düşmekten kaygılanan CHP'li Baloğlu "Ben hükümete sahip çıkmak istemiyorum. Böyle bir ihtiyacı duyan bunu yapabilir, benim karşı çıkışım siyasi değil, hukuki. Yani halk arasında küfür 4 ay, hükümete küfür 3ay..." diyerek tezini sürdürdü. Sonuçta 3 ay olan alt ceza sının 6 aya çıkarıldı; hükümete küfür ucuzlamadı! 'Ceza hukuku'nu bilmeyen hukuk fakültesi! Yasama çalışmalannda sık getirilen eleştirilerden biri, ilgili kurumlardan, meslek ve sivil toplum örgütlerinden görüş alınmaması olur. Ceza sistemini yeni baştan düzenleyen 500 maddelik Türk Ceza Yasası Tasansı'nda durum böyle olmadı. Adalet Komisyonu'nca 198 yere 356 adet tasan gönderildi. Aylar geçti, tasarı alt komisyonda görüşülmeye başlandı, ama görüş bildiren yer sayısı yalnızca 9 idi. 500 maddeden oluşan, basılı hali 373 sayfayı bulan tasarının genel gerekçesi bile 24 sayfaya ulaşıyor. Buna karşın komisyon sınıriı görüşle yetinmek zorunda kaldı. Birçok hukuk dalını ve suç türijnü ilgilendiren tasanyı aldıktan sonra komisyona hızla yanıt veren bir hukuk fakültesinin yazısı ise diğer kurumlann durumundan daha ilginçti: "Fakültemizde ceza hukuku ana bilim dalı olmadığından görüş bildiremiyoruz." AKP 'modern ütopik' imiş... AKP Genel Başkanı'nın Meclis Danışmanı Dr. Yalçın Akdoğan. AKP'ye kimlik olarak benimsedikleri "Muhafazakâr Demokrasi"y\ kitaplaştırdı. Parti içi eğitim çalışması için de kullanılan yayın, AKP'nin siyasi yelpazedeki yeriyle ilgili saptamaiar içeriyor. Akdoğan'a göre AKP "radikal, değil, modern ütopik... " Ikisi arasındaki aynm ise Michael Oakeshott'un "hayal kurma ile kural koymanın bir araya gelmesinden tiranlık doğar" sözüyle anlatılıyor. Akdoğan, demokrasi ile Islamın çelişmediği tezini "Islamda kulun kul üzerindeki tahakkümünün reddi esastır. Tevhid tam da demokrasin/n bir ıdeaiıne göndenvedir. Çünkü demokrasi de eşit oy, katılım, seçim ve hukukun üstünlüğünü koruyarak kulun kul üzerindeki tahakkümüne son verir" görüşüyle savunuyor. Yayından anlaşıldığı kadanyla AKP kadrosu mevcut laiklik anlayışının kapsamından pek memnun değil. "Muhafazakâr demokratlar"m bu konudaki görüşü şöyle: "Tekelci, totaliter, jakoben bir ideoloji veya yaşam biçimi olarak algılanan bir laiklik, toplumsal banş değil, çatışma sebebi olabilir. Laiklik bir taraf ideolojisi değildir." (TBMM ile birlikte köşemiz de tatile giriyor. Yeni yasama yılında buluşmak dileğiyle.) (Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu) tbmmcum(attnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle