02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIZI Elrom'un öldürülmesinden sonra sıkıyönetim ilan ediliyor, İlhan Selçuk'un yazısı yüzünden Cumhuriyet kapatıhyordu Baskı altındaonur savaşımı• Cumhuriyet'in cezalandınlması faşist ve gerici çevrelerde memnuniyetle karşılanmıştı. Artık Cumhuriyet okumak büyük bir cesaret gerektiriyordu. Trenlerde, vapurlarda, kahvelerde ve okullarda Cumhuriyet okurlan faşistlerin saldınsına uğruyordu. Sağ basın ise Cumhuriyet'e "Babıâli'nin Pravdası" ismini takmıştı. Başyazar Nadir Nadi r Mivase İlknur - M uhtıraya karşın öğrenci \e ışçı hareketleri kesilmek şöyle dursun artarak sürüyordu. tsraıl'in Istanbul Başkonsolosu Elrom'un kaçınlması olayı hükümeti güç durumda bırakmıştı. Başbakan Yardımcısı Sadi Koçaş, radyodan ELrom'u kaçıranlara şöyle sesleniyordu. "Elrom derhal serbest bırakümazsa geçmişe dönük "makable şamıl" \asalar çıkarnıak ve suçlulan asmak zorunda kalacağız." Ancak Koçaş'ın bu meydan okuması sonuç vermedi ve Elrom. Nişantaşı'ndaki bir apartman katında ölü olarak bulundu. 26 Nısan günü hükümet Istanbul'u da kapsayan 11 ilde sıkıyönetim ılan etti. O günkü gazetede İlhan Selçuk'un "Hoş Geldin Tanzimat Kafası" başlıklı yazısını gerekçe gösteren Sıkıyönetim Komutanlığı. Cumhuriyet gazetesmi 10 gün süreyle kapattı. Aynı gün îlhan Selçuk ile Yazıişleri Müdürü Oktay Kurtböke turukJanıp önce Selimye Kışlası'na ardından da Maltepe Cezaevı'negönderildiler Gazetenin kapatılmasının sıkıyönetim ilanından çok önce alınmış bir karar olduğuna inanan Nadir Nadi olayla ilgili olarak şu yorumu yapıyordu: "Eğer İlhan o gün yazı yazmasaydı. başka bir bahane bulup Cumhuriyet'i kuşkusuz yine kapatacaklardı." Nadi azınlıkta kalıyor Cumhuriyet'in cezalandınlması faşist ve gerici çevrelerde memnuniyetle karşılanmıştı. Artık Cumhuriyet okumak büyük bir cesaret gerektiriyordu. Trenlerde, vapurlarda. kahvelerde ve okullarda Cumhuriyet okurlan faşistlerin saldınsına uğruyordu. Sağ basın ise Cumhuriyet'e "Babıâli'nin Pravdası" ismini takmıştı. Bu arada sağcılann hedefı haline gelen Cumhuriyet gazetesı yine içten çökertılmek isteniyordu. 1971 Temmuzu'nda Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılik TAŞ Genel Kunılu olağanüstü toplantıya çağnldı Nadir Nadi'nin siyasal tutumu yüzünden gazetenin çöküntüye sürekJendiği gerekçesıyle yönetım kurulu değiştirildi. Yunus Nadi"nin ölümünden beri kuml başkanlığında bulunan eşi Nazinıe Nadi de yaşlılığı one sürülerek yönetım dışında bırakılıyordu. Doğan Nadi \efat edince. Amerikalı eşi de gazete içindeki "Milliyetçi" kesime katıhnış ve Nadir Nadi azınlıkta kalrruştı. Nadir Nadi, ikinci kez tasfiye ediliş NadirNadi'nin istifa mektnbu Son olağanüstü genel kurul toplantısında 26 yıldır siyasal yönetiminden sorumlu ve başyazan bulunduğum gazetemizin kuruluş amaçlanndan saptınldığı hakkındaki iddialan reddetmiş, sayın ortaklardan oy çoğunluğunu elinde bulunduranlann aksi düşüncede bulunmalan üzerine, belki yakında bir anlaşma tabanı bulunur umudu ve başta annemiz olmak üzere çalışma arkadaşlanmın ısrarlan ile birikmiş yıtlık izınlerimi kullanma karan aknıştım. Aynca bu süre içinde Yazıişleri kadrosunda herhangi bir değişikliğe baş\Tirulmamasını, Sayın Nuri Tfiren aracılığıyla yönetım kurulundan nca etmiştim. Bu ricam kabul edihnemış ve birkaç gün içinde birkaç arkadaşımızın işine son venlmiştır. Bugünkü 4 Ağustos tarihlı Cumhuriyet'te çıkan 'Okurlanmıza' başlıklı yazı, üzülerek söylüyorum, bana daha da ağır gelmiştir. 'Âşın uçlar' deyimı, yıllardan beri tutucu çe\Telenn bize karşı kullandığı bir propaganda sloganıydı. Atatürk ve devnm ilkelenni titiz bir dikkatle savunmaya ömrii boyunca önem vermiş bir adam olarak 'Okurlanmıza' başlıklı yazı beni hayal kınklığına uğrattı. Sankı 'Cumhuriyet' Atatürk yolundan saptınlmış da tekrar o yola oturtuluyormuş gıbi bır hava seziliyor bu yazıda. Aslında bir kısım çevrelerin propagandasını paylaşan ve onlara boyun eğer görünen bu yazıyı okuduktan sonra izin süremrn bıtmesmi beklemeyi gerekli bulmuyor ve tam 41 yıl hizmet ettiğlm 'Cumhuriyet'ten üzülerek aynlıyorum. öyküsünü kendisi şöyle anlatıyor: "Gazete yönetmek şöyle dursun, ömründe doğru dürüst gazete bile okumayan bir kişive Cumhurrvet'i yönetnıe görevini vereceklerdL Hakkunda uygulanan işlem çok ağırdı. Toplantı salonunda kısaca kendimi sa% unduktan sonra aynldun. Gazetenin parasal durumu gerçi hiç paıiak değüdi. Okunması yasadışı yöntemlerle engellenmek isteniyor, buna karşıntirajbakımından Türkiye'nin dördüncü büyük gazetesi olmak durumunu koruyordu. Babamın döneminde de para sıkınnsına uğradığunız zamanlar olmuştu. Birtakım önlemlerie bu sıkıntılan atlatmak olası\ dı. En yapılmaması gereken, sıkıntıdan kurtulmak amaci) le gazetenin düşünsel tutumunu yüz geri edip rutuculann. gardıropçu, şerbetçi Atatürkçülerin dümen suyuna girmekti. Bir düşün gazetesi, savunduğu düşünceler uğruna gerekirse batmayu yok olmavı göze alabilirdi. Ama yaşamak uğruna savunduğu düşüncelerden dönmek, o gazete için ölümden de beter bir son, bir yok oluş demekti. Bunu göze alacaklanndan kuşkum yoktu. Benim için çok acı olmakla buiikte onca yıl emek verdiğim Cumhuriyet'ten bütün bütün çekilnıe. i düşündüm. Nihayet annem \e arkadaşlanmın sürekli ısrarlan üzerine birkaç aj bekiemeye razı oldum. Gazetede yıllık iznimi kullanacağımı bildiren küçük bir ilan yayımladım. Köşeme çekiküm. Bir dileğim vardı: Ben yokken Cumhuriyet'te kimsenin işine son \erilmemeliydi. Bu isteğim dinlenmek bir yana 4 Ağustos günü gazetenin birinci sayfasında iri puntolu harflerle "Okurlanmıza' başlıkh bir yan yayımlanarak, gazetenin aşın uç fikirlere kaydığı vurgulanıyor ve bundan böyle "Anayasanın ışığı altında, Atatürkçü, milliyetçı ve aşın uçlara eğilimsiz bir yol izleyeceğiz" denih'yordu." Nadir Nadi. yönetımın 'Okurianmıza' başlıgı altında yayımladığı yazıyı okuduktan sonra istifa mektubunu gazetenin yazıişleri müdürlerınden Sami Karaören'e vererek gazeteden ikinci kez aynlmak zorunda kalır. Yazarlar ayrılmaya zorlanıyor Nadi'nin istifa mektubunun ardından yönetım kurulu da "Nadir Nadi'nin kendilerini tutucu olmakla suçladığuu" belirterek bır yanıt yazısı yayımlıyordu. Gazete yönetimi bu arada aşın sol uçta saydıklan bazı yazar ve gazetecılerin işine son verdi. İlhan Selçuk ile Oktay Kurtböke'yi tutuklu bulunduklan ıçın yasa gereği hemen atamayan yönetim bekleme karan alırken o zaman sol cephede yer alan dış politika yazan Mehmet Barlas, Şükran Ketenci, Çetin Özbayrak ve Müfit Alaçah'yı gazeteden uzaklaştırdılar. Oktay Akbal da Nadir Nadi'yi Cumhuriyet'ten atmanın akıl almaz bir şey olacağını yazdığı için kapının önüne kondu. Sadun Tanju kendiliğinden çekildi. Olan biteni üzüntüyle ızleyen 30 yıllık Cumhuriyet yazan Hıfzı VeJdet Velidedeoğlu da yazılan kendisi kesti. Yönetim kurulu gerekli yanıtı yine vefalı ve bilinçli Cumhuriyet okurundan aldı. Okurlar Cumhunyet'i boykot edip almamaya başladı ve satış grafîği hızla aşağı doğru kaymaya başladı. Aradan bir yıl geçince Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecılik TÂŞ Genel Kurulu'nda oy dengesi değişti ve Nadir Nadi geri çağnldı. Nadir Nadi bu çağnya "Bir şarüa, arkadaşlanmla buiikte getinm" diyerek yanıt verdı. Koşulu kabul edildi ve Nadi arkadaşlanyla birlikte gazetesınin başına döndü.Genel kurul tarafından yeniden gazeteye çağnlan Nadir Nadi ve arkadaşlan gazeteye dönünce bıraktıklan yerden Cumhuriyet'i eski çizgisiyle çıkarmaya devam ettıler. İLHAN SELÇUK'UN GAZETE KAPATTIRAN YAZISI Hoş Geldin Tanzimat Kafası Nadir Nadi çahşma odasında sigara içiyor. Natlj iıa dahi gazeteyle bağuu koparmadı. Doğrusunu isterseniz, bizim ga- zetenin verdiği habere inanmak zordu. Fransa'dan hukukçu ça- ğırıp Türk Anayasası'nı düzenle- mek fikri hangi kafadan çıkardı? 1971 Türkiyesi'nde yaşıyorduk. Dünya âleme rezil olmak için mi Profesör Duverger yi ya da bir başkastnı çağırıp: - Bize kanun yap!.. diyecektik. Gerçi eskiye oranla bir adım ile- ri atmıştık. 1954'te Petrol Kanu- nu'nu Amerikalı petrolcülerin ada- mı Mr. Max Ball ve Yabancı Ser- mayeyi Teşvik Kanunu'nu Ame- rikan sermayesinin avukatı Mr. Pandali hazırlamıştı. Her iki ka- nundan memleketin yediği kazı- ğın ne kadar haşmetli olduğunu Erim Kabinesi'nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ihsan Topa- loğlu açıkladı. Şimdi Anayasa- mızı düzenlemek için Amerika'dan adam istemediğimize göre bir adım atmış sayılabilirdik. Ama koskocaTürkiye, bir Fran- sıza: - Gel Anayasamızı düzenle! di- yebilir miydi? Yıl 1971 idi... Meğer Cumhuriyet'in haberi doğruymuş. Keşkeyalancı çıksay- dık da bozum olsaydık. Şimdi dünyanın her yanında ajanslar Türk Hükümeti'nin Fransız Hü- kümeti'nden hukukçu istediğini yazacaklar... Ne biçim ülke olduk biz? Memleketimizin yetiştirdiği de- ğeriervar... Diyelim bir Nejat Er- der veya bir Atilla Sönmez ve- yabırSezaiOrkunt. Bunlaragö- rev verileceği zaman, MİT, Cum- hurbaşkanı'nın masasına bir kâ- ğıt bırakıp işaretliyorlar: "- Mahzurludur..." Sonra? Çıkabilirsen çık işin içinden... Bu memleket için Amerikan ge- nerali mahzurlu değil; her biri dev- let sımnın ve vatan savunmasının anahtannı elinde tutabilir. Bu mem- leket için Morrison Kumpanya- sı'nın temsilcisi mahzurlu değil: Hükümetin başına geçebilir... Bu memleket için Fransız hukukçu- su mahzurlu değil; Anayasa'yı bi- le düzenleyebilir... Bu memleket için Amerikan petrolcüsü mah- zurlu değil; kanun tasarısı hazır- layabilir... Bu memleket için kim mahzur- lu? Onu MlT'e sorun! Demirel'ın yolsuzluğunu orta- ya çıkaran devlet memurunun pe- şine düşüp "Siyasal eğilimi ne- dir?" diye canına ot tıkamak için gizli kovuşturma yapan bu MİT değil midir? Nadir Nadi'nin yaşamındaki en önem verdiği değerler: Cumhuriyet gazetesi ve Berin NadL Nadir Nadi gazetenin kuruluş tarihi olan 7 Mayıs'a her zaman önem verdi. Günümüze kadar süren geleneksel kutlamalara öncülük etti. Yarıti: İlhan Selçuk'a jest Nadir Nadi'K Son YıflarŞUKRAN SONER -11- Yazı yazmaktan vazgeçmenin üzerindeki etkisı hakkında hıçbir fikrim yok. Ancak 12 Eylül sonrası Türkıye'dekı gelişmelerden, hele Türk Dıl Kurumu. Türk Tanh Kurumu gıbı, de\ rım kurumlannın işlevlennin yok edilmesinden. 1961 Anayasası ile gelmiş demokratik hak ve kurumlann budanmasından. eğitimde laiklik karşıtı ödünlerden duyduğu tepkiyi hep ortaya koydu. Gazete ile fiilen hem yönetım. hem de yazı yazmama nedenı ile ılışkileri kopmuş sayılsa da. tam aksi izlenım vermek için ciddi çaba gösterdi. Sağlığı yıl yıl, sonralan gün gün bozulmakta iken, gazeteye gelişlerinı. dostlan ile sohbetlerini, dostlarla çarşamba toplantılannı aksatmamakta büyük ozen gösterdi. Elbette bu arada olaylara bakışına ilişkin kimliğinı koymayı, yanı gazetenin çizgisi üzerindeki ağırlığını duyurmayı başardı. Gazetenin çalışanlan için, kullanılmayan bölümde yemekhane projesı gerçekleştınldiğinde, arada bir de olsa çalışanlarla birlikte yemek \emek. kendi tabldotunu taşımak için nasıl özen gösterdiğini anımsıyorum. Bır keresinde ayağı çok fena tökezledi. Düşmemesi için destek olduğumuz halde tepsiyi masaya sert bırakmak zorunda kaldı. Çok üzülmüştü. "Ne hale geldim, gördün mü?" dedi. Çıkarken koluma gırmeyi seçti. Ancak ust katlara, odasına merdivenlerden çıkmayı göze alamayarak kahveyi birinci kattakı bır odada ıçmemızı önerdı. Berin Nadi'ye haberin ulaşmış olacağını da düşünerek hemen telefonu bağlattı, önemli bir şey olmadığıru anlatmaya çahştı. Gazeteye gelmekten vazgeçmedi Gazeteye gelmekten vazgeçmek istemıyordu. Merdıvenlen çıkmakta da zorlanıyordu. Çözünı olarak. halen üst kata çıkmak için kullanılan asansör yaptınldı Çok uzun süreli kullanabildiğıni söyleyemesek de. gazete ile bağının kopmaması, gıdip gelebilmesi. odasında dostlan, yazarlan ile buluşabilmesi için ışe yaradı. Hasta, içıne kapanmış ızlenımi \eren yıllannda bile gazetenin kimliği ve çizgisinin devamında ne kadar önemli çıkışlan. \-urgulamalan olduğunu sonraki gelışmelerle, şımdı çok daha iyi anlayabılıyorum. Kendısinden sonrası yönetım için aile bıreylerinin hazırlık yapmalanndan özellikle çok tedırgindi. Engellemeye çalıştığını, tam başaramayınca da hiç değilse gazetenin yayın yönetiminden kesinlikle uzak rutmayı sağladığına tanık olduk. Yıllar içinde seçtiği. gazetenin çizgisinin korunmasında başlıca rolü oynamalannı istediği başta İlhan Selçuk, yıllar içinde özenle tek tek seçtiği yazarlannın ağırlıklı olduğu, idarecilerin katılmadığı. gazete yazıişleri yönetiminin temsil edildiği Yayın Kurulu'nu etkin, işlevsel hale getirdi. Idare gazetenin yayın politikasından uzak duracaktı. Gazetenin ya>in politikasına, siyasal toplumsal gelışmelerin sağhklı değerlendirilmesine, Cumhuriyet çizgisinin kollanmasına, bu çerçevede gazetede yer alacak kadrolara, elbette yazarlara Yayın Kurulu onay verecektı Cumhuriyet çizgisi Nadir Nadi, sağlık durumundaki olumsuz gelişmeleri elinden geldiğince bizlerden saklamaya çalışsa da biz haberleri dışardan. sağlığını bizden iyi ya da kötü nıyetlı olarak yakından izleyenlerden duyuyorduk. Artık. Nadir Nadi sonrası Cumhuriyet'in ne olacağı açık açık konuşumıaya. meyhanelerde tartışılmaya başlanmıştı. Nadir Nadi'nin, yönetimi, yayın çizgisini teslim etmek istediği, dostlan, kendi seçtiği yazarlanna karşı Cumhuriyet çalışanlannın içinden bile muhalefet başlatılmıştı. Meyhanelerde katı Kemalist olmakla suçlanıyorlardı. Her çe\Teden dostlar sayesinde, çok fazla keyfimi kaçıran duvTimlar alıyordum. Gazete yönetımini. özellikle gazete içinden dedikodu yapan arkadaşlan uyarmalan yolunda birkaç kez uyarmaya da çalıştım. Dönemin genel yayın müdürü ile yazıişlen müdürleri ciddiye almaz göriindüler. "bir şey olmaz"la geçiştıraıeyi yeğlediler. Oysa bana göre hepimiz Nadir Nadi sonrası Cumhuriyet'in çizgisinin korunmasına yetmeyebilirdik. Çünkü medya tekelleşip yozlaştıkça gazeteci de yetiştiremıyor, ciddı paralarla Cumhunyet çalışanlaıi avlaruyordu. Yazarlar belki korunabiliyordu, ama sofra dediğimiz haberlerin oluştuğu servıslerde kan kaybı. iyi yetışen gazetecilerin transferleri periyodık hale gelmişti. Gazetedeki çalışan sırkülasyonu. dışardan gençleşme gıbi gözükse de, içerden meslekı binkim ve değerleri erozyona uğratıyordu. Yarın: Nadir Nadi sonrası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle