Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ
HABERLER
DÜNYADABUGIJIV
ALt SİRMEN
Sivilleı* - Askerler,
Her Türlii Darbeler - 2
Dün, bu sütunda, Merhum Em. Kr. Albay Er-
tuğrul Alatlı'nın darbelerin meşruiyet koşulu ile
ilgili ilginç görüşüne yer verdikten sonra, Mus-
tafa Kemal'in devrimci meşruiyet kavramına
Kurtuluş Savaşı yıllarında bile itibar etmeyip,
kendisini hep hukuk ile sınırlı kılma çabaların-
dan, Ahmet Rüstem'in, Sıvas Kongresi günle-
rindeki önerisini geri çeviımesinden söz etmiş
ve her türlü darbe ile ilgili olarak, darbelerin yal-
nızca askeri olmayıp kimi zaman da sivil olabi-
leceğine değinen bir soru ortaya atmıştım.
Darbelerin nitelikleri ile ilgili sorularımıza de-
vam edelim isterseniz.
- Bir darbenin en yıkıcı etkisi, rejimin meşru-
iyetini ortadan kaldırması olduğuna göre, zaten
meşruiyetini, hukuka bağlılığını yitirmiş bir ikti-
dara karşı yapılan darbeyi nasıl niteleyebilece-
ğiz?
Dilerseniz, 2 7 Mayıs 1960 darbesine bakalım.
Bu darbenin öncesinde, Demokrat Parti ikti-
dan, kendi milletvekillerinden oluşanTahkikat En-
cümen'ini (Soruşturma Komisyonu) kurarakonu,
gerektiğinde idama hükmedebilecek kadarge-
niş yetkilerle donatarak parlamenter demokra-
sinin temel öğesi olan kuvvetler ayrılığı ilkesini
çiğneyip, yasamaya yargı yetkisi vermekle meş-
ruiyetini yitirdiğine ve rejimin demokratik niteli-
ğini sona erdirdiğine göre, darbecilerin demok-
rasiyi ortadan kaldırma suçu işlediklerini söyle-
yebilir miyiz?
Bu hareket, daha önce ölmüş bir kişiyi ölümün-
den sonra öldürmeye kalkmak gibi, hukuken
"işlenemez suç " kavramının sınırları içine girmez
mi?
•••
Yalnızca oy, her şeyi tek başına meşrulaştır-
maya yarar şablonu içine tıkılıp kalırsak, 12 Ey-
lülcülerin anayasasına halkın yüzde 93'ünün
"Evet" oyu verip aynı zamanda bu oranla "cun-
ta başını" Cumhurbaşkanı seçmesini, 12 Eylül
darbesinin halkın oyuyla meşrulaştırıldığı sonu-
cuna kaçınılmaz olarak varmaz mıyız?
Darbeler baskıcı, bütün sivil iktidarlar da oya
dayandığı için özgürlükçü olarak kabul edilirse,
Türkiye'nin hâlâ halkın seçtiği temsilcilerce, kâ-
mil, çağdaş bir anayasaya kavuşturulamamış ol-
masını nasıl açıklayabiliriz?
Döneminde çağının en ileri ve en demokratik
anayasalanndan biri olan 1961 Anayasası'nın,
daha sonra halkın oylarıyla gelmiş olan Süley-
man Demirel tarafından "Bu anayasa ile ülke
yönetilemez" gerekçesiyle ortadan kaldırılmak
istenmesini meşru görürsek o zaman 12 Mart'ın
gerekçelerini de onaylamış ve manevi babası Sü-
leyman Demirel olan 12 Eylül Anayasası'nı da,
1961 Anayasası'na göre daha demokratik, da-
ha özgürlükçü olarak niteleme gibi biryanlışadüş-
müş olmaz mıyız?
Her sivilin doğru, her askerin yanlış olduğunu
düşünürsek, Salazar'ı doğru, onu devirip, ay-
ranı yok içmeye tahtırevanla gider sömgürgeci-
liğe Portekizi'ni sömürge batağından kurtarıp,
demokrasiye kavuşturan karanfiller darbesini
yanlış bulmak gibi bir sonuca düşmez miyiz?
• • •
Kendi su havzalannı, demokrasinin kurallan için-
de korumayı beceremeyip, bunların koruması-
nı orduya havale etmeyi önerecek kadar sivil
çözüm üretmekten aciz bir rejimin bu niteliğini
göımezden gelerek, sonradan çıkan birinin "ten-
cereyi pisletmişlerdi, müdahale ettik" demesi-
ne şaşmaktaki çarpıklığı göz ardı ederek sivil de-
mokratik rejimi korumak mümkün olabilir mi?
Sayıları daha da arttırılabilecek olan bu soru-
lar, temsili sistemi yermek veya şu ya da bu dar-
beyi haklı, meşru göstermek için ortaya atılma-
dı.
Darbelerin hiçbir şeyi çözemediği, elli yıldır
birbirini izleyen darbelere karşın sorunlarını çö-
züp bir türlü çağdaş raya oturamamış olması da
kanrtlıyor.
Ama sanırım sorunun özü, olaya şablonlarla
bakmak değil, sivil ya da askeri her türlü darbe-
nin önüne geçebilmek için, elden geldiğince,
demokratik düzenin yerleşmesini sağlamaktır.
Seçim, oy, demokratik düzenin öğelerinden-
dir ama yegânesi de değildir.
Demokrasiyi güçlendirmek için, askeri cihete
değil, sistemin özüne yoğunlaştırmamız gerekiyor
dikkatlerimizi.
Genelge yayımladılar
AKPilörgütü
kamuyu denetleyecek
BURSA (Cumhuriyet)
- AKP Bursa îl Örgütü,
kentteki kamu kurum ve
kuruluşlanna kendi dene-
tim mekanizmasını kur-
du. İlgili bakanhklann
yaru sıra Bursa'da AKP
il yöneticilerinin her bi-
ri kentteki kamu kurum
ve kuruluşlarından so-
rumlu tutuldu.
AKP îl Başkanı Hay-
rettin Çakmak, yayım-
ladığı genelgede kamu
kurumlanndaki sorunla-
nn çözümü için il yöne-
tim kurulu üyelerinin ön-
cülüğünde "îhtisas ko-
misyonlarr kurulduğu-
nu açıkladı. Genelgeye
göre komisyonda görev
alanlar ilgili birimlerde-
ki sorunlan tespit ede-
cek. Elde edilen bilgiler
il başkanlığı tarafindan
ilgili bakanlıklara ileti-
lecek.
Partilerin görev alanla-
nndaki "tayin terfi gibi iş-
lerine gjrişmemesi ve iş
takibi yapmamasT özel-
likle vurgulanan genelge-
de "Amaç, kurumlann
dahaiyi çahşmasına kat-
kı sağİamakör" denildi.
Ihtisas komisyonlann-
dan kamu kurumlannın
yönetıcıleri de haberdar
edildi.
Genelgede kentteki vi-
layet ve emniyetten par-
ti yönetim kurulu sorum-
lu olurken, diğer kamu
kurum ve kuruluşlan da
il yöneticileri arasında
paylaştınldı.
AKP, önündeki engelleri ortadan kaldıracak kapsamlı bir anayasa değişikliğine hazırlanıyor
Hedef Sezer'inyetkileriEMİNEKAPLAN
ANKARA - Yeni yasama yılında
kapsamlı bir anayasa değişikliğine
hazırlanan AKP iktıdarı, hedefine
Cumhurbaşkanı 'nın yetkilenni koydu.
57. hükümet döneminde hazırlanan,
ancak TBMM gündemine getirilme-
yen önerilenn de yer alacağı pakette,
cumhurbaşkanının görev süresinin 5
yıla indirilmesi, 367'nin üzerinde oy-
la kabul edilen anayasa değışiklikle-
rinin referanduma götürülmesinın ön-
lenmesi, YÖK üyeleri ve rektörlerin
cumhurbaşkanı tarafından atanma-
ması gibi değişiklikler hedefleniyor.
Pakette, kamu yönetımi reformuna
temel oluşturacak değişikliklerin de
yer alması bekleniyor.
AKP bu yöntemle, "Bu önerilerda-
2 B S E C İ M S O N R A S I N A K A L A C A K
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık
Konutu'nda önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan
başkanhğında, Milli Sa\oınma Bakanı Vecdi Gönül.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çeük ve Adalet
Bakanı Cemil Çiçek'in başkanlığında yapılan
toplantıda TBMM'nın çalışma takvimi
değerlendirildı. Orman arazilennın satışını
öngören anayasa değişikhğinin yerel seçim
sürecine ertelenmesi uygun görülürken, yoksul
öğrencılerin özel okullarda okutulmasına ilışkin
yasanın ıse yenıden Cumhurbaşkanlığf na ıadesı
kararlaştınldı. Yerel seçımleri görmeden
referanduma gıtmenin nsklerine değinilen
toplantıda, anayasa değişıkliğınin Çankaya
Köşkü'ne iade edilmesinden önce bu sürecin
dıkkate alınması kararlaştınldı.
haöncekidönemlerde hazıriandı. Oza-
man Saym Cumhurbaşkanı da bu öne-
rilere ohımiu görüş vermişn" diyerek
cumhurbaşkanımn yetkilenni sınır-
landırmak ve istediği anayasa değişik-
liklerini gerçekleştirmek istiyor.
CHP'ye de "uziaşma komisyonunu
çalıştıralım" çagrısı yapacak olan
AKP"nin, yeni pakette yer vermesi
beklenen değişiklikler şöyle:
• Anayasanın değiştinlemez mad-
delen arasında yer alan 1. maddede-
kı "insan haklanna saygüT ıbaresınin
"insan haklanna da\ ai" olarak değiş-
tirilmesi.
• Anayasanın "egemenlik" başlığı
altında düzenlenen 6. maddesine "Ulu-
salüstü \dkikri bulunan kuruluşlara
üyeüği gerektiren uluslararası antlaş-
ma hükümleri sakhdır" hükmünün
eklenmesi.
• Milletvekili dokunulmazlıklannın
sınırlandınlması.
• Cumhurbaşkanı'nın görev süre-
sinin 5 yıl ile sınırlandınlarak iki dö-
nem seçilebilmesine olanak tanınma-
sı.
• Cumhurbaşkanı'nın "TBMMse-
çimlerinin yenUenmesine karar ver-
mek, YÖK üyelerini ve ünhersite rek-
törierini seçmek, Anayasa Mahkeme-
si üyelerinL Danıştay üyelerinin dört-
te birini,Askeri Yargrtay üyelerini, .As-
keri Yüksek tdare Mahkemesi üyele-
rinL, Hâkimkrve SavcılarYüksek Ku-
rulu üyelerini seçmek, Meclis'in üçte
iki çoğunluğuyla kabul edilen anaya-
sa değişikliklerini halkoyuna sunmak"
gibi yetkilerinin kaldınlması.
• Yüce Divan'a sevk edilen cum-
hurbaşkanının görevinin kendiliğinden
sona ermesi.
• MGK'nin yapısının değiştirile-
rek asker sayısımn düşürühnesi.
CHPTİ MUSTAFA ÖZYÜREK:
AKP'nin halktan
kaçışyolıt yok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup
Başkanvekili Mustafa Özyürek, AKP'nın orman
arazilerinin satışına ılişkin yasayı referandumsuz
çözemeyeceğini belirterek,
u
Halktan kaçış yolu
yoktur. Cumhurbaşkanı'nın, yetkilerinin
sınıriandınlnıasını da referanduma götürme yetkisi
var. AKP'ye abesle uğraşmamasım, doğru yola kafa
yormasuıı öneriyoruz" dedi. Özyürek, dün
düzenlediği basın toplantısında, anayasa
değışikliğiyle ilgili her konunun Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in istemesi durumunda
referanduma götürülebilecegini söyledi.
"Korkunun ecele faydası yok" diyen Özyürek,
AKP'nın 2B arazilerinin satışı konusunda halkı
nasıl ikna edeceğuıı düşünmesini önerdi. Özyürek,
halkın "Ormanlann talanına, peşkeş çekilmesine,
bazı bakanlann da aralannda bulunduğu kişikrin
zengin edilmesine" ızin vermeyeceğini kaydetti.
Ormanlan korumak isteyen herkesin olası bir
referandumda "Hayır" diyeceğini anlatan
Özyürek, "Halka gitmek kolay değiL 'Yasa elimizin
—^—^—^——— altında' diyorlar. EDerinin
altında ama eDerini yakıyor"
diye konuştu.
Cumhurbaşkanı' nm
referandum yetkisinin
anayasanın en temel ve en
demokratik maddelennden
biri olduğunu belirten
Özyürek. "Halktan kaçış
yolu yoktur. 2B'yi
referandumsuz çözmek
mümkün değiL AKP'ye
abesle uğraşmamasım, doğru
yola kafa yormasım,
kamuoyu ve muhalefede
uzlaşmasuu önerhoruz"
dedı. Özyürek, YÖK ile
GATA'nın birincisi kadın teğmen Öznur Öner'e dipktmasını Sezer verdi. Dönem ikincisi de (iıpiamasını Özkök'ten aldL (Fotoğraflar: AA)
GATA'da bu yıl dönem birincisi kadın Teğmen Öznur Öner oldu
Âtatürk ükelerine ba^ıyız
• Anayasa
değişikliğiyle ilgili
her konunun
Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet
Sezer'in istemesi
durumunda
referanduma
götürülebilecegini
söyleyen Özyürek,
"Korkunun ecele
faydası yok" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gülha-
ne Askeri Tıp Akademisi (GATA) komuta-
nı Tümgeneral HajTİ Güner, Türk Silahlı
Ku\"setleri'nin (TSK) Atatürk ilke ve inkı-
laplanna bağlılığını vurguladı. GATA'dan
bu sene mezun olan 90 tabıp teğmenden gu-
rurla söz eden Tümgeneral Güner, "Onlar,
Atatürkçülüğü bilen ve benimse>en, hür ve
bilimsel düşünce gücüne, geniş düm a göri-
şüne sahip, insan haklanna saj gıh, örnek bi-
rervTirttaş olarakyetişmişlerdir" dedi. GA-
TA'da bu sene dönem birincisi kadın Teğmen
Öznur Öner oldu. Teğmen Öner, mezunlar
adına yaptığı konuşmada, "Atatürk ilkele-
rine ve laik Türkhe Cumhuriyeti'ne bağh,
miDetini seven, genç tabip teğmenler olarak
şerefli Türk ordusunda görev almaya haa-
nz" diye konuştu.
Gülhane Askeri Tıp Fakültesi 2002-2003
Eğitim Öğretim Yılı Mezuniyet Töreni,
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök,
Yargıtay Başkanı EraslanÖzkaya, Milli Sa-
vunma Bakanı Vecdi Gönül \ e üst düzey ko-
mutanlann katılımıyla gerçekleştirildi.
GATA Komutanı Tümgeneral Hayri Gü-
ner, törende yaptığı konuşmada, hedefi in-
san beklentilerinin de ötesinde bir sağlık
hizmeti üretmek ve ona sunabilmek olan
GATA'nın, Atatürk ilke ve inkılaplanna bağ-
lı, milli şuur ve disiplıni görev bılen perso-
neliyle, bilim çağının ihtiyaçlanna uygun
sağlık hizmetleri vermeyi ilke edindiğini
\airguladi.
GATA'da 9 ülkeden 119 personeiin lisans
ve lisansüstü eğitimlerini sürdürdüğüne işa-
ret eden Tümgeneral Güner, törende bunlar-
dan 5 'i kadın 87 Türk, 2 Türkmen ve 1 Aze-
n olmak üzere 90 tabip teğmenın mezun
olacağını bildirdi. Mezunlar adına konuşan
dönem birincisi kadın Teğmen Öznur Öner
de, Atatürk ilkelerine ve laik Türkiye Cum-
huriyeti'ne bağh, milletini seven, genç ta-
bip teğmenler olarak şerefli Türk ordusun-
da görev almaya hazır olduklannı bildirdi.
Tabip Teğmen Öner, bugünkü töreni 18 Ara-
lık 2001 'de kaybettikleri de\Te arkadaşlan
Tolga Uzun'a ithaf ettiklerini de söyledi.
ilgili düzenlemeye de değinerek, bu konuda
kamuoyuna yansıdığı gibi bir uzlaşma
sağlanmasının mümkün olmadığını kaydetti. AKP
hükümetinin üniversitelerde kadrolaşmak,
üniversitelerdeki özgür ortamı kendi görüşleri
doğrultusunda düzenlemek istediğini belirten
Özyürek. Atatürkçü, demokrat herkesi
bu konuda yapılacak düzenlemeye karşı mücadele
ermeye çağırdı. Yoksul öğrencilerin
özel okullarda okutulması konusundaki
tartışmalara da değinen Özyürek, Milli Eğitim
Bakanı Hüseyin ÇeHk'in "Hukuk tanımaz" bir
tutum takındığını söyledi. Önce yargıya karşı
çıkıldığını, bunun için yasa çıkartıldığını, yasa veto
edilince de fiili durum yaratılarak öğrencilerin
okutulması programının uygulandığını anlatan
Özyürek, "Bu olay, hükümet ve MiDi Eğitim
Bakanı'nm hukuku hiçe savnıasının, yargı ve
Cumhurbaşkanı ile zniaşmasmm en önemM
göstergelerinden 501" dedi.
Komutanlardan
Anıtkabir'e ziyaret
Deniz Ku\yetleri Komutanı
Oramiral Özden Örnek ile Hava
KuvAetkri Komutanı Orgeneral
tbrahim Fırüna, kuvvet
konıutanlığı görevlerine
başlamalan dolavısrv la dün
Anıtkabir'i ziyaret ettiler.
Atatürk'ün kabrine, üzerinde
"Deniz Km>etkri Komutanı,
Hava Kuvvetleri Komutanı"
yazıh kırmızı \ e bev'az
karanfülerden ohışan çelenk
bırakdmasuun ardmdan saygı
duruşunda buhındu. Oramiral
Örnek ve Orgeneral Fırtma.
Anıtkabir Özel Defteri'ni de
imzaladılar.
Oramiral Örnek, deftere şö\1e
yazdı: "fşaret ettiğiniz çağdaş ve
aydmhk yolda kararhhkla
ilerleyen deniz kuvvetlerimiz,
köklü tarihi. kurumsailaşan
denizciük geleneğL güçlü ve
çağdaş donanmasıyla kutsal
vatanımızuı denizkrdeki
onurudur. \ atan savunmasını
denizlerde kesintisiz
sürdürmektedir.''
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Büyükadaçarşısındayürürken kar-
şıdan Koço KahFa'nın geldiğini gör-
düm. Koço Kalfa, Büyükada'nın ya-
şayan tarihi.
Selamlaştık, ada esnafından birisi
yanına yaklaştı. Koço Kalfa, ondan eve
kavun, meyve ve ekmek gönderme-
sini istedi.
Koço Kalfa ile arada bir konuşu-
ruz, anlattıklannı not ederim. Büyü-
kada'nın bu yaşayan tarihinden din-
lediklerimi sizinle paylaşmak istiyo-
rum. Rakılar önümüzde, Büyükada
esnafından Haşim Gül ve Kumcu
Bedri'yle birlikte Adnan'ın lokanta-
sında Koço Kalfa ile sohbet ediyoruz.
"300-500 sene kadar önce Bizanti-
on zamanında saray işlerini yapmak
üzere ailem Istanbul'a yerleşmiş.
Oradan da adaya gelmişler. Ben
1324'te (1908) Büyükada'da doğ-
muşum. Yani Enver Paşa 'nın 2. Meş-
rutiyeti ilan ettiğiyıl. Ben ne paşalar
gördüm. Selim Paşa, Zrya Paşa,
Arap Izzet Paşa."
"Ali Ishak Sokak'ta doğdum. Ba-
bamın adı Nikoli. Annemin adı Evan-
Koço Kalfa 95 Yaşmda
gelia Babam inşaat kalfasıydı. Ben
de inşaat kalfalığını onun yanında
öğrendim. Oğlum ise kuaför oldu.
Torunumun biri Israil'de, biri Yeni
Zelanda'da. Israil'de olan birMuse-
vi ile evli. Oğlum Erdem Kramer ile
birlikte kuaförlük yapıyor. Yeşilköy,
Caddebostan ve Etiler'de dükkânla-
rı var."
Koço Kalfa 1920'lerin Büyükada'sı-
nın çocuğu. Kimleri görüp kimlerle ya-
şamamış ki. "Mübadeleden önce
(1923) Büyükada'nın çoğunluğu
Rumdu. Türklerçokazdı. O zaman-
laradada çokpaşa vardı. Osmanlıpa-
şalan... Seferberlikte birpaşanın evi-
negiderdik, kızınınadı Pakize idi. Pa-
şanın adını hatıriamıyorum. Kaşık ka-
şık helva yapardı aşçı ona. Ramazan-
da o helvalan dağıtırlardı. Eskiden
adada iki karakol vardı, biri Nizam 'da
biri Maden'deydi."
Koço Kalfa, Halikarnas Balıkçısı
Cevat Şakir'in babası Şakir Paşa ile
ilgili şunları anımsıyor: "Şakir Pa-
şa 'nın mezarını babamla beraber
yaptık. Oğlu vurdu onu (Halikarnas
Balıkçısı'nı kast ediyor). İyi adam,
sert adamdı."
Koço Kalfa, adanın Rum ilkoku-
lunda üçüncü sınıfa kadar okumuş.
O zamanki ilkokulda 1000 civarında
öğrenci olduğunu söylüyor. Şimdi üç
beş öğrenci kaldı. "O zaman sahil-
dekılokantalarhep Rumlanndı, ağız
armonikası, müzikçalarlardı. Herlo-
kantada bir müzisyen vardı. Rum
çalgıcılar vardı. Iskelenin üstü Os-
man Bey Gazinosu idi. Orayı Osman
Bey çalıştırırdı. Belediye binasının
yerinde de bir büyük gazino vardı.
Kumsalda bir de Hristo gazinosu
vardı. Hristo 'nun gazinosunun adı
Ramona idi."
Koço Kalfa, çok eskilerde adanın
belediye başkanının da Rum olduğu-
nu hatırlıyor. "Papazın babası Yan-
ko belediye başkanı idi. Mübadele-
de buradan çok insan gitti. Benim bü-
yük ağabeyim Birinci Cihan Har-
bi'nde Diyarbakır'a gitti, bir daha on-
dan hiç haber alınamadı."
Büyükada'daki atlı polisleri unutma-
mış Koço Kalfa. Lunapark meydanı-
nın adı Yaşkelos imiş. Yaşkelos'ta
festivaller yapılırmış. Tepeköy'ün ol-
duğu yerde ise futbol sahası varmış.
Büyükada'da kimlerin evini yap-
mamıştı ki... Ressam Tiraje Dik-
men'in şimdi oturduğu evi o yapmış-
tı. Arap Izzet Paşa'nın Maden'deki
evini, Nizam'da Radyolin diş macun-
larının sahibi Cemil Bey'in evini de
o yapmıştı.
Kemal Derviş in babasını da iyi
tanıyor ve Kemal Derviş'in çocuklu-
ğunu biliyor. "KemalDerviş'in baba-
sı Rıza DervişVn evini 1956 sene-
sinde ben yaptım. Kemal Derviş V ta-
nırdım. llkokulu burada okudu. Rıza
Bey çok sert bir adamdı. Onun çok
ekmeğiniyedim. Rıza Bey, Siemens
aletlerinin temsilcisi idi. Zenginliği
oradandı. Adanın ilk havuzunu 1964
senesinde Rıza Derviş'in bahçesine
yaptım. Kemal Derviş Amerika'ya
gitti, sonra Sırmalı 'nın torunu ile ev-
lendi. Arabacı Rıza sabah araba ile
onlan okula getirirdi."
Anılarında Atatürk de var. "Ata-
türk adaya geldiğinde Seferoğlu 'nun
köşkünegiderdi. Seferoğlu'nun ab-
lasmın yaptığı kahveyi çok sever,
onun elinden kahve içerdi."
Daha önce birçok yakını Yunanis-
tan'a göç etmek zorunda kalmış...
"1964'tekuzenim Yorgo, Yunan te-
balı olduğu için gönderildi Yunanis-
tan'a. Apostol'un oğlu gitti. Kayın-
çonun oğlu gitti. Tanos'un karısı git-
ti. Çok giden oldu, çok giden oldu.
1974'teki Kıbrıs müdahalesinden
sonra iyice kimse kalmadı."
Koço Kalfa, Büyükada'nın belki de
son Rumlarından. Koço Kalfa'yı se-
lamladım, çarşıdaki yürüyüşüne de-
vam etti.
Arkasından baktım. Elinde basto-
nuyla bir tarih yürüyordu.