14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ HABERLER DÜNYADABUGIJIV ALt SİRMEN Sivilleı* - Askerler, Her Türlii Darbeler - 2 Dün, bu sütunda, Merhum Em. Kr. Albay Er- tuğrul Alatlı'nın darbelerin meşruiyet koşulu ile ilgili ilginç görüşüne yer verdikten sonra, Mus- tafa Kemal'in devrimci meşruiyet kavramına Kurtuluş Savaşı yıllarında bile itibar etmeyip, kendisini hep hukuk ile sınırlı kılma çabaların- dan, Ahmet Rüstem'in, Sıvas Kongresi günle- rindeki önerisini geri çeviımesinden söz etmiş ve her türlü darbe ile ilgili olarak, darbelerin yal- nızca askeri olmayıp kimi zaman da sivil olabi- leceğine değinen bir soru ortaya atmıştım. Darbelerin nitelikleri ile ilgili sorularımıza de- vam edelim isterseniz. - Bir darbenin en yıkıcı etkisi, rejimin meşru- iyetini ortadan kaldırması olduğuna göre, zaten meşruiyetini, hukuka bağlılığını yitirmiş bir ikti- dara karşı yapılan darbeyi nasıl niteleyebilece- ğiz? Dilerseniz, 2 7 Mayıs 1960 darbesine bakalım. Bu darbenin öncesinde, Demokrat Parti ikti- dan, kendi milletvekillerinden oluşanTahkikat En- cümen'ini (Soruşturma Komisyonu) kurarakonu, gerektiğinde idama hükmedebilecek kadarge- niş yetkilerle donatarak parlamenter demokra- sinin temel öğesi olan kuvvetler ayrılığı ilkesini çiğneyip, yasamaya yargı yetkisi vermekle meş- ruiyetini yitirdiğine ve rejimin demokratik niteli- ğini sona erdirdiğine göre, darbecilerin demok- rasiyi ortadan kaldırma suçu işlediklerini söyle- yebilir miyiz? Bu hareket, daha önce ölmüş bir kişiyi ölümün- den sonra öldürmeye kalkmak gibi, hukuken "işlenemez suç " kavramının sınırları içine girmez mi? ••• Yalnızca oy, her şeyi tek başına meşrulaştır- maya yarar şablonu içine tıkılıp kalırsak, 12 Ey- lülcülerin anayasasına halkın yüzde 93'ünün "Evet" oyu verip aynı zamanda bu oranla "cun- ta başını" Cumhurbaşkanı seçmesini, 12 Eylül darbesinin halkın oyuyla meşrulaştırıldığı sonu- cuna kaçınılmaz olarak varmaz mıyız? Darbeler baskıcı, bütün sivil iktidarlar da oya dayandığı için özgürlükçü olarak kabul edilirse, Türkiye'nin hâlâ halkın seçtiği temsilcilerce, kâ- mil, çağdaş bir anayasaya kavuşturulamamış ol- masını nasıl açıklayabiliriz? Döneminde çağının en ileri ve en demokratik anayasalanndan biri olan 1961 Anayasası'nın, daha sonra halkın oylarıyla gelmiş olan Süley- man Demirel tarafından "Bu anayasa ile ülke yönetilemez" gerekçesiyle ortadan kaldırılmak istenmesini meşru görürsek o zaman 12 Mart'ın gerekçelerini de onaylamış ve manevi babası Sü- leyman Demirel olan 12 Eylül Anayasası'nı da, 1961 Anayasası'na göre daha demokratik, da- ha özgürlükçü olarak niteleme gibi biryanlışadüş- müş olmaz mıyız? Her sivilin doğru, her askerin yanlış olduğunu düşünürsek, Salazar'ı doğru, onu devirip, ay- ranı yok içmeye tahtırevanla gider sömgürgeci- liğe Portekizi'ni sömürge batağından kurtarıp, demokrasiye kavuşturan karanfiller darbesini yanlış bulmak gibi bir sonuca düşmez miyiz? • • • Kendi su havzalannı, demokrasinin kurallan için- de korumayı beceremeyip, bunların koruması- nı orduya havale etmeyi önerecek kadar sivil çözüm üretmekten aciz bir rejimin bu niteliğini göımezden gelerek, sonradan çıkan birinin "ten- cereyi pisletmişlerdi, müdahale ettik" demesi- ne şaşmaktaki çarpıklığı göz ardı ederek sivil de- mokratik rejimi korumak mümkün olabilir mi? Sayıları daha da arttırılabilecek olan bu soru- lar, temsili sistemi yermek veya şu ya da bu dar- beyi haklı, meşru göstermek için ortaya atılma- dı. Darbelerin hiçbir şeyi çözemediği, elli yıldır birbirini izleyen darbelere karşın sorunlarını çö- züp bir türlü çağdaş raya oturamamış olması da kanrtlıyor. Ama sanırım sorunun özü, olaya şablonlarla bakmak değil, sivil ya da askeri her türlü darbe- nin önüne geçebilmek için, elden geldiğince, demokratik düzenin yerleşmesini sağlamaktır. Seçim, oy, demokratik düzenin öğelerinden- dir ama yegânesi de değildir. Demokrasiyi güçlendirmek için, askeri cihete değil, sistemin özüne yoğunlaştırmamız gerekiyor dikkatlerimizi. Genelge yayımladılar AKPilörgütü kamuyu denetleyecek BURSA (Cumhuriyet) - AKP Bursa îl Örgütü, kentteki kamu kurum ve kuruluşlanna kendi dene- tim mekanizmasını kur- du. İlgili bakanhklann yaru sıra Bursa'da AKP il yöneticilerinin her bi- ri kentteki kamu kurum ve kuruluşlarından so- rumlu tutuldu. AKP îl Başkanı Hay- rettin Çakmak, yayım- ladığı genelgede kamu kurumlanndaki sorunla- nn çözümü için il yöne- tim kurulu üyelerinin ön- cülüğünde "îhtisas ko- misyonlarr kurulduğu- nu açıkladı. Genelgeye göre komisyonda görev alanlar ilgili birimlerde- ki sorunlan tespit ede- cek. Elde edilen bilgiler il başkanlığı tarafindan ilgili bakanlıklara ileti- lecek. Partilerin görev alanla- nndaki "tayin terfi gibi iş- lerine gjrişmemesi ve iş takibi yapmamasT özel- likle vurgulanan genelge- de "Amaç, kurumlann dahaiyi çahşmasına kat- kı sağİamakör" denildi. Ihtisas komisyonlann- dan kamu kurumlannın yönetıcıleri de haberdar edildi. Genelgede kentteki vi- layet ve emniyetten par- ti yönetim kurulu sorum- lu olurken, diğer kamu kurum ve kuruluşlan da il yöneticileri arasında paylaştınldı. AKP, önündeki engelleri ortadan kaldıracak kapsamlı bir anayasa değişikliğine hazırlanıyor Hedef Sezer'inyetkileriEMİNEKAPLAN ANKARA - Yeni yasama yılında kapsamlı bir anayasa değişikliğine hazırlanan AKP iktıdarı, hedefine Cumhurbaşkanı 'nın yetkilenni koydu. 57. hükümet döneminde hazırlanan, ancak TBMM gündemine getirilme- yen önerilenn de yer alacağı pakette, cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıla indirilmesi, 367'nin üzerinde oy- la kabul edilen anayasa değışiklikle- rinin referanduma götürülmesinın ön- lenmesi, YÖK üyeleri ve rektörlerin cumhurbaşkanı tarafından atanma- ması gibi değişiklikler hedefleniyor. Pakette, kamu yönetımi reformuna temel oluşturacak değişikliklerin de yer alması bekleniyor. AKP bu yöntemle, "Bu önerilerda- 2 B S E C İ M S O N R A S I N A K A L A C A K ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Konutu'nda önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan başkanhğında, Milli Sa\oınma Bakanı Vecdi Gönül. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çeük ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in başkanlığında yapılan toplantıda TBMM'nın çalışma takvimi değerlendirildı. Orman arazilennın satışını öngören anayasa değişikhğinin yerel seçim sürecine ertelenmesi uygun görülürken, yoksul öğrencılerin özel okullarda okutulmasına ilışkin yasanın ıse yenıden Cumhurbaşkanlığf na ıadesı kararlaştınldı. Yerel seçımleri görmeden referanduma gıtmenin nsklerine değinilen toplantıda, anayasa değişıkliğınin Çankaya Köşkü'ne iade edilmesinden önce bu sürecin dıkkate alınması kararlaştınldı. haöncekidönemlerde hazıriandı. Oza- man Saym Cumhurbaşkanı da bu öne- rilere ohımiu görüş vermişn" diyerek cumhurbaşkanımn yetkilenni sınır- landırmak ve istediği anayasa değişik- liklerini gerçekleştirmek istiyor. CHP'ye de "uziaşma komisyonunu çalıştıralım" çagrısı yapacak olan AKP"nin, yeni pakette yer vermesi beklenen değişiklikler şöyle: • Anayasanın değiştinlemez mad- delen arasında yer alan 1. maddede- kı "insan haklanna saygüT ıbaresınin "insan haklanna da\ ai" olarak değiş- tirilmesi. • Anayasanın "egemenlik" başlığı altında düzenlenen 6. maddesine "Ulu- salüstü \dkikri bulunan kuruluşlara üyeüği gerektiren uluslararası antlaş- ma hükümleri sakhdır" hükmünün eklenmesi. • Milletvekili dokunulmazlıklannın sınırlandınlması. • Cumhurbaşkanı'nın görev süre- sinin 5 yıl ile sınırlandınlarak iki dö- nem seçilebilmesine olanak tanınma- sı. • Cumhurbaşkanı'nın "TBMMse- çimlerinin yenUenmesine karar ver- mek, YÖK üyelerini ve ünhersite rek- törierini seçmek, Anayasa Mahkeme- si üyelerinL Danıştay üyelerinin dört- te birini,Askeri Yargrtay üyelerini, .As- keri Yüksek tdare Mahkemesi üyele- rinL, Hâkimkrve SavcılarYüksek Ku- rulu üyelerini seçmek, Meclis'in üçte iki çoğunluğuyla kabul edilen anaya- sa değişikliklerini halkoyuna sunmak" gibi yetkilerinin kaldınlması. • Yüce Divan'a sevk edilen cum- hurbaşkanının görevinin kendiliğinden sona ermesi. • MGK'nin yapısının değiştirile- rek asker sayısımn düşürühnesi. CHPTİ MUSTAFA ÖZYÜREK: AKP'nin halktan kaçışyolıt yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Mustafa Özyürek, AKP'nın orman arazilerinin satışına ılişkin yasayı referandumsuz çözemeyeceğini belirterek, u Halktan kaçış yolu yoktur. Cumhurbaşkanı'nın, yetkilerinin sınıriandınlnıasını da referanduma götürme yetkisi var. AKP'ye abesle uğraşmamasım, doğru yola kafa yormasuıı öneriyoruz" dedi. Özyürek, dün düzenlediği basın toplantısında, anayasa değışikliğiyle ilgili her konunun Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in istemesi durumunda referanduma götürülebilecegini söyledi. "Korkunun ecele faydası yok" diyen Özyürek, AKP'nın 2B arazilerinin satışı konusunda halkı nasıl ikna edeceğuıı düşünmesini önerdi. Özyürek, halkın "Ormanlann talanına, peşkeş çekilmesine, bazı bakanlann da aralannda bulunduğu kişikrin zengin edilmesine" ızin vermeyeceğini kaydetti. Ormanlan korumak isteyen herkesin olası bir referandumda "Hayır" diyeceğini anlatan Özyürek, "Halka gitmek kolay değiL 'Yasa elimizin —^—^—^——— altında' diyorlar. EDerinin altında ama eDerini yakıyor" diye konuştu. Cumhurbaşkanı' nm referandum yetkisinin anayasanın en temel ve en demokratik maddelennden biri olduğunu belirten Özyürek. "Halktan kaçış yolu yoktur. 2B'yi referandumsuz çözmek mümkün değiL AKP'ye abesle uğraşmamasım, doğru yola kafa yormasım, kamuoyu ve muhalefede uzlaşmasuu önerhoruz" dedı. Özyürek, YÖK ile GATA'nın birincisi kadın teğmen Öznur Öner'e dipktmasını Sezer verdi. Dönem ikincisi de (iıpiamasını Özkök'ten aldL (Fotoğraflar: AA) GATA'da bu yıl dönem birincisi kadın Teğmen Öznur Öner oldu Âtatürk ükelerine ba^ıyız • Anayasa değişikliğiyle ilgili her konunun Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in istemesi durumunda referanduma götürülebilecegini söyleyen Özyürek, "Korkunun ecele faydası yok" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gülha- ne Askeri Tıp Akademisi (GATA) komuta- nı Tümgeneral HajTİ Güner, Türk Silahlı Ku\"setleri'nin (TSK) Atatürk ilke ve inkı- laplanna bağlılığını vurguladı. GATA'dan bu sene mezun olan 90 tabıp teğmenden gu- rurla söz eden Tümgeneral Güner, "Onlar, Atatürkçülüğü bilen ve benimse>en, hür ve bilimsel düşünce gücüne, geniş düm a göri- şüne sahip, insan haklanna saj gıh, örnek bi- rervTirttaş olarakyetişmişlerdir" dedi. GA- TA'da bu sene dönem birincisi kadın Teğmen Öznur Öner oldu. Teğmen Öner, mezunlar adına yaptığı konuşmada, "Atatürk ilkele- rine ve laik Türkhe Cumhuriyeti'ne bağh, miDetini seven, genç tabip teğmenler olarak şerefli Türk ordusunda görev almaya haa- nz" diye konuştu. Gülhane Askeri Tıp Fakültesi 2002-2003 Eğitim Öğretim Yılı Mezuniyet Töreni, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. Genel- kurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Yargıtay Başkanı EraslanÖzkaya, Milli Sa- vunma Bakanı Vecdi Gönül \ e üst düzey ko- mutanlann katılımıyla gerçekleştirildi. GATA Komutanı Tümgeneral Hayri Gü- ner, törende yaptığı konuşmada, hedefi in- san beklentilerinin de ötesinde bir sağlık hizmeti üretmek ve ona sunabilmek olan GATA'nın, Atatürk ilke ve inkılaplanna bağ- lı, milli şuur ve disiplıni görev bılen perso- neliyle, bilim çağının ihtiyaçlanna uygun sağlık hizmetleri vermeyi ilke edindiğini \airguladi. GATA'da 9 ülkeden 119 personeiin lisans ve lisansüstü eğitimlerini sürdürdüğüne işa- ret eden Tümgeneral Güner, törende bunlar- dan 5 'i kadın 87 Türk, 2 Türkmen ve 1 Aze- n olmak üzere 90 tabip teğmenın mezun olacağını bildirdi. Mezunlar adına konuşan dönem birincisi kadın Teğmen Öznur Öner de, Atatürk ilkelerine ve laik Türkiye Cum- huriyeti'ne bağh, milletini seven, genç ta- bip teğmenler olarak şerefli Türk ordusun- da görev almaya hazır olduklannı bildirdi. Tabip Teğmen Öner, bugünkü töreni 18 Ara- lık 2001 'de kaybettikleri de\Te arkadaşlan Tolga Uzun'a ithaf ettiklerini de söyledi. ilgili düzenlemeye de değinerek, bu konuda kamuoyuna yansıdığı gibi bir uzlaşma sağlanmasının mümkün olmadığını kaydetti. AKP hükümetinin üniversitelerde kadrolaşmak, üniversitelerdeki özgür ortamı kendi görüşleri doğrultusunda düzenlemek istediğini belirten Özyürek. Atatürkçü, demokrat herkesi bu konuda yapılacak düzenlemeye karşı mücadele ermeye çağırdı. Yoksul öğrencilerin özel okullarda okutulması konusundaki tartışmalara da değinen Özyürek, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇeHk'in "Hukuk tanımaz" bir tutum takındığını söyledi. Önce yargıya karşı çıkıldığını, bunun için yasa çıkartıldığını, yasa veto edilince de fiili durum yaratılarak öğrencilerin okutulması programının uygulandığını anlatan Özyürek, "Bu olay, hükümet ve MiDi Eğitim Bakanı'nm hukuku hiçe savnıasının, yargı ve Cumhurbaşkanı ile zniaşmasmm en önemM göstergelerinden 501" dedi. Komutanlardan Anıtkabir'e ziyaret Deniz Ku\yetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek ile Hava KuvAetkri Komutanı Orgeneral tbrahim Fırüna, kuvvet konıutanlığı görevlerine başlamalan dolavısrv la dün Anıtkabir'i ziyaret ettiler. Atatürk'ün kabrine, üzerinde "Deniz Km>etkri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı" yazıh kırmızı \ e bev'az karanfülerden ohışan çelenk bırakdmasuun ardmdan saygı duruşunda buhındu. Oramiral Örnek ve Orgeneral Fırtma. Anıtkabir Özel Defteri'ni de imzaladılar. Oramiral Örnek, deftere şö\1e yazdı: "fşaret ettiğiniz çağdaş ve aydmhk yolda kararhhkla ilerleyen deniz kuvvetlerimiz, köklü tarihi. kurumsailaşan denizciük geleneğL güçlü ve çağdaş donanmasıyla kutsal vatanımızuı denizkrdeki onurudur. \ atan savunmasını denizlerde kesintisiz sürdürmektedir.'' IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Büyükadaçarşısındayürürken kar- şıdan Koço KahFa'nın geldiğini gör- düm. Koço Kalfa, Büyükada'nın ya- şayan tarihi. Selamlaştık, ada esnafından birisi yanına yaklaştı. Koço Kalfa, ondan eve kavun, meyve ve ekmek gönderme- sini istedi. Koço Kalfa ile arada bir konuşu- ruz, anlattıklannı not ederim. Büyü- kada'nın bu yaşayan tarihinden din- lediklerimi sizinle paylaşmak istiyo- rum. Rakılar önümüzde, Büyükada esnafından Haşim Gül ve Kumcu Bedri'yle birlikte Adnan'ın lokanta- sında Koço Kalfa ile sohbet ediyoruz. "300-500 sene kadar önce Bizanti- on zamanında saray işlerini yapmak üzere ailem Istanbul'a yerleşmiş. Oradan da adaya gelmişler. Ben 1324'te (1908) Büyükada'da doğ- muşum. Yani Enver Paşa 'nın 2. Meş- rutiyeti ilan ettiğiyıl. Ben ne paşalar gördüm. Selim Paşa, Zrya Paşa, Arap Izzet Paşa." "Ali Ishak Sokak'ta doğdum. Ba- bamın adı Nikoli. Annemin adı Evan- Koço Kalfa 95 Yaşmda gelia Babam inşaat kalfasıydı. Ben de inşaat kalfalığını onun yanında öğrendim. Oğlum ise kuaför oldu. Torunumun biri Israil'de, biri Yeni Zelanda'da. Israil'de olan birMuse- vi ile evli. Oğlum Erdem Kramer ile birlikte kuaförlük yapıyor. Yeşilköy, Caddebostan ve Etiler'de dükkânla- rı var." Koço Kalfa 1920'lerin Büyükada'sı- nın çocuğu. Kimleri görüp kimlerle ya- şamamış ki. "Mübadeleden önce (1923) Büyükada'nın çoğunluğu Rumdu. Türklerçokazdı. O zaman- laradada çokpaşa vardı. Osmanlıpa- şalan... Seferberlikte birpaşanın evi- negiderdik, kızınınadı Pakize idi. Pa- şanın adını hatıriamıyorum. Kaşık ka- şık helva yapardı aşçı ona. Ramazan- da o helvalan dağıtırlardı. Eskiden adada iki karakol vardı, biri Nizam 'da biri Maden'deydi." Koço Kalfa, Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir'in babası Şakir Paşa ile ilgili şunları anımsıyor: "Şakir Pa- şa 'nın mezarını babamla beraber yaptık. Oğlu vurdu onu (Halikarnas Balıkçısı'nı kast ediyor). İyi adam, sert adamdı." Koço Kalfa, adanın Rum ilkoku- lunda üçüncü sınıfa kadar okumuş. O zamanki ilkokulda 1000 civarında öğrenci olduğunu söylüyor. Şimdi üç beş öğrenci kaldı. "O zaman sahil- dekılokantalarhep Rumlanndı, ağız armonikası, müzikçalarlardı. Herlo- kantada bir müzisyen vardı. Rum çalgıcılar vardı. Iskelenin üstü Os- man Bey Gazinosu idi. Orayı Osman Bey çalıştırırdı. Belediye binasının yerinde de bir büyük gazino vardı. Kumsalda bir de Hristo gazinosu vardı. Hristo 'nun gazinosunun adı Ramona idi." Koço Kalfa, çok eskilerde adanın belediye başkanının da Rum olduğu- nu hatırlıyor. "Papazın babası Yan- ko belediye başkanı idi. Mübadele- de buradan çok insan gitti. Benim bü- yük ağabeyim Birinci Cihan Har- bi'nde Diyarbakır'a gitti, bir daha on- dan hiç haber alınamadı." Büyükada'daki atlı polisleri unutma- mış Koço Kalfa. Lunapark meydanı- nın adı Yaşkelos imiş. Yaşkelos'ta festivaller yapılırmış. Tepeköy'ün ol- duğu yerde ise futbol sahası varmış. Büyükada'da kimlerin evini yap- mamıştı ki... Ressam Tiraje Dik- men'in şimdi oturduğu evi o yapmış- tı. Arap Izzet Paşa'nın Maden'deki evini, Nizam'da Radyolin diş macun- larının sahibi Cemil Bey'in evini de o yapmıştı. Kemal Derviş in babasını da iyi tanıyor ve Kemal Derviş'in çocuklu- ğunu biliyor. "KemalDerviş'in baba- sı Rıza DervişVn evini 1956 sene- sinde ben yaptım. Kemal Derviş V ta- nırdım. llkokulu burada okudu. Rıza Bey çok sert bir adamdı. Onun çok ekmeğiniyedim. Rıza Bey, Siemens aletlerinin temsilcisi idi. Zenginliği oradandı. Adanın ilk havuzunu 1964 senesinde Rıza Derviş'in bahçesine yaptım. Kemal Derviş Amerika'ya gitti, sonra Sırmalı 'nın torunu ile ev- lendi. Arabacı Rıza sabah araba ile onlan okula getirirdi." Anılarında Atatürk de var. "Ata- türk adaya geldiğinde Seferoğlu 'nun köşkünegiderdi. Seferoğlu'nun ab- lasmın yaptığı kahveyi çok sever, onun elinden kahve içerdi." Daha önce birçok yakını Yunanis- tan'a göç etmek zorunda kalmış... "1964'tekuzenim Yorgo, Yunan te- balı olduğu için gönderildi Yunanis- tan'a. Apostol'un oğlu gitti. Kayın- çonun oğlu gitti. Tanos'un karısı git- ti. Çok giden oldu, çok giden oldu. 1974'teki Kıbrıs müdahalesinden sonra iyice kimse kalmadı." Koço Kalfa, Büyükada'nın belki de son Rumlarından. Koço Kalfa'yı se- lamladım, çarşıdaki yürüyüşüne de- vam etti. Arkasından baktım. Elinde basto- nuyla bir tarih yürüyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle