27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAGLIK Ölümcül hastalıklara yol açtığı gibi tedavi için kullanılan ilaçlann etkisini de düşürüyor GEÇMtŞTEN SigamilacındadüşmanıVURALAHI Sigara hem nalına hem mıhına vuruyor. Ciddi hastalıklan ortaya çıkanrken içildiğinde tedavisinde kullanılan ilaçlara engel oluşturu- yor... Son çalışmalar şu gerçekleri ortaya koyuyor: Sigara içen kadın- lann doğum kontrol hapı almalan durumunda kanın pıhtılaşma eğili- mi artıyor, aynı zamanda yararlı HDL kolesterol düzeyi düşüyor ve sonuçta damar sertliği ve enfarktüs riskı yükseliyor. Hipertansiyon tedavisinde kulla- nılan ilaçlann etkılenme durumuna IÜ Tıp Fakültesı Farmakoloji Bölü- mü Öğretim Üyesı Prof. Dr. Aykan Canberk, şöyle açıklama getiriyor: Etklyl azaltıyor... "Sigaranın içerdiği polisiklikhid- rokarbonlar, karaciğer enzimlerini uyararak hızh yıkıma, parçalanma- ya uğmyor ve Üacın etkisi beklenen- den az oluyor. Bu yüzden gerek iş- yerinde, gerekse ev içinde yüksek tansiyonlulann kullandığı kan basm- cmı düşürücü ilaçlar sigaradan et- kflenerek kan düzeylerini hızla dü- şürerek etkisini kaybedebiliyor. Son çalışmalar şunu gösternıiştir kt da- ha pek çok ilacın etkisi. sigara orta- mı ve içihnesinde hastaiık üzerinde yeterince yararh olamıyor... Örneğin diyabetiihastalarda siga- ra içiminden sonra kan şekerinin düşmesi için kullanılan insülin ya daağızdan kullanılan şekerdüşürü- cü (anti-dhabetik) haplann etkisi önemli derecede düşüyor" \ Diş Koruma Günleri • tstanbul Haber Servisi- Türk Dişhekimleri Birliği'nin agız-diş sağhğını korumak amacıyla geleneksel olarak düzenlediği "Diş Koruma Günleri" 6-25 Ekim tarihleri arasında yapılacak. Türk Dişhekimleri Birliği ve Colgate'in işbirliği ile 4. kez düzenlenen Diş Koruma Günleri'nde isteyen herkes gönüllü dişhekimlerinden ücretsiz hizmet alabilecek. Kampanya süresince 6-12 yaş arası çocuklara çürük önleyici fıssür örtücü ücretsiz olarak uygulanacak. JiletJe dillerini kesip, bit yiyorfar • MUŞ(AA)-Muş'ta, sanlık hastalığının giderilmesi için halk arasında yaygın olarak uygulanan ılginç tedavi biçimleri tehlikeli sonuçlar doğuruyor. Muş Devlet Hastanesi lç Hastalıklan Servisi doktorlanndan Dr. Dede Şit, sanlık hastalığı tedavisinde, halk arasında yaygın olan tehlikeli inanışlan anlattı. En tehlikelisinin jiletle organ kesme olduğunu söyleyen Şit, diğer inanışlan da şöyle sıraladı: "Altın suyu içmek, bit yemek, uzun süre alabalıklara bakmak, eşek başı yemek gibi..." lyot eksikliği zekâ geriletiyor • TRABZON(AA)- Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesı Halk Sağhğı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gamze Çan, Türkiye'de çocuklann yüzde 16'sında beslenme yetersizliğinden kaynaklanan iyot eksikliğine bağlı zekâ ve fiziksel gelişim geriliği görüldüğünü söyledi. Çan. beslenme yetersizliğinin kansızlık, büyüme ve zekâ geriliği, guatr, düşük ve ölü doğum, çocuk ölümleri, ateşli hastalıklar, ishal, raşitizm ve osteoporoza yol açtığını söyledi. Önce nikâh sonra yeşil kart • KARS(AA)-Kars Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesi'nde, hamile olan ve nüfus kâğıdında bekâr görünen kadınlara, resmi olarak eşleri bulunmadığı için yeşil kartla doğum yaptınlamadığı, bu olanaktan yararlanabilmesi için hamile kadının evlenmesi gerektiği belirtildi. Kars Doğumevi Başhekimi Dr. BaharKulu, gelen kadınlann yüzde 50'sinin yeşil kartlı olduğunu söyledi. Söz konusu kadınlann bir kısmının yeşil kartlannda resmi bekâr göründüklerini anlatan Kulu, bu şekilde gelen "bekâr hamileler"e yeşil kart ile doğum yaptıramadıklannı ifade etti. PURO İCMEK KANSERE DAVETİYE CIKARIYOR Filtre ve ağızltk kuUammı, puro, pipo ile mentollü ya da light sigaranın zararlı etkilerini hiçbir şekilde * azaltmadığı bildirildu Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim ÜyesiProf. Dr. Osman Baran Tortum, edebiyat, sanat, kültür ve bilim içerikli sanal dergi "dergiİnet"teyayımlanan "Sigara ve Sağlık" konulu makalesinde, sigara hakkında yanlış bilinen gerçekleri anlattı. Puro ve pipo içmenin, sigaradan daha az zararlı : ,,.-5 olduğu düşüncesinin de yanlış olduğunu vurgulayan Tortum, pipo ve puro içenlerde dudak, dil, ağız ve j.' gırtlak kanserlerinin 5-10 kat arttığını kaydettL (AA) Uzmanlar spor akademilerinde ek ders olarak verilen masaj için okul istiyor Masaj gelecekanyorSAADETUSLU Son yıllarda gıderek popüler hale gelen masörün meslek olarak tanımı yok. Geçmişi MÖ 3000 yıllanna dek dayanan masaj, ülkemizde hâlâ belli bir eğitün çerçevesine giremedi. Uzmanlar, tıp fakültelerinin fızik tedavi ve rehabilitasyon anabilim dalı, fizyoterapist lisansı ve spor akademilerinde ek ders olarak okutulan masaj eğitimini tam olarak veren bir okulun kurulmasının önemine dikkat çekiyorlar. Akdeniz Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda masaj sertifika programı sorumlusu Doç. Füsun Toraman, eğitimin bazı üniversiteler, halk eğitim merkezleri ve dernekler tarafindan verildiğini söyledi. Masörün meslek olarak tanımının bulunmadığını da ifade eden Toroman şöyle konuştu: "Birmerkez açıhyor. Denetim yok. Sağlık Bakanhğı denetiemeli. Normalde masaj sak>nlannda hastaya müdahak edflmez. Ama kişinin sağhk sorunu yoksa da fıtness salonlannda sağhk görevtisi bulunmah. Bir sorun çıksa kinı müdahale edecek?" dedi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve • Uzmanlar, mutlaka eğitimli kişilerin masaj yapması gerektiğinin altını çiziyor. Tıbbi masajlarda hekim kontrolü şart. Tümörel bir olay varsa masaj yaptırılmamalı. Klasik rahatlama masajının fiyaü 15 mflyontiradan95 dolara kadar değişiyor. Ortalama 50 dakika sürüyor. 'Kendinizi emin ellere bırakın' Masajı 30 yaşın üstündeki belli bir gelir gru- bundaki kişilerin tercih ettiğini de ifade eden Ahmet Öre, hasta kişüere masaj yapmanın ise fizyotera- pistlerin görevi olduğuna dikkat çekiyor. Öre, "Benim aınacım insankn rahatiatmak, ke- yifvermek. Ufaktefeksorunlantabiki gideriyoruz. Ama kişinin sağhk sorunu varsa mutlaka bekimi- ne danışmah" dedi. Masaj yaptınrken doğru kişi- yi buhnanm biraz da şans işi olduğunu da söyle- yen Öre, şöyle devam etti: "Kişiler genelde otefle- rin masaj ünitelerini tercih ediyorlar, memnun ka- briarsa evierine davet ediyoriar. Bu bir risktir. Evi- nize yabancı birini ahyorsunuz. Bir şekilde güvene- ceksiniz ve deneyeceksiniz." Rehabilitasyon Anabilim Dalı'ndan Doç. Kenan Akgün, Türkiyede eğitimin başıboş kaldığını dile getırdı. Akgün, "Tıbbi masajlarda mutlaka hekim kontrolü ohnah. Herkese vurmab, süaşürmah masaj yapıbnaz. Enfeksiyon, dolaşun bozukluğu, tümörel bir olay varsa yaptınlmamahrtır" diye bilgi verdi. Masaj konusunun suiistimale açık bir konu olduğunu da söyleyen Akgün, "Masajı mutlaka eğitimh' kişfler yapmah" dedi. Fizik Teda\ i Hastalıklan ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Necdet Ttına, A'dan Z'ye Masaj adlı kitabuıda, masaj ın önemli bir konu olduğunu ancak hâlâ bir masaj okulu bulunmadığına değiniyor. Felsefe eğitiminin ardından masörlük yapmaya başlayan Ahmet Öre ise masajı "tnsanİann mutluluğuna yöneük bir şey" olarak tanımlıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor Müzik dinle sağlıklı kal İSTANBUL (ANKA) - Bilim adamlan hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek ve stres düzeyini azaltmak isteyenlere alçak sesli müzik dinlemelerini öneriyor. Araştmnalara göre müzik dinlemek bağışıklık sistemini güçlendiren T-hücrelerini çoğaltıyor. Kısık sesli müzik dinlemek aynca stres hormonlannın düzeyini I düşürüyor. Prof. Dr. /Psikolog Zuhal Bahaş. " VerimB İş Hayaûnuı Sun: • ' v »A Stres" isimli kitabında " (~/ v müziğin insan sağhğı """^v-üzerindeki etkileri ile ilgili ^>~^J ^ araştırmalara yer verdi. Müziğin stres azaltıcı etkisinin araştırmalarla kamtlandığuıı dile getiren Baltaş, şunlan söyledi: "Araştırmalar, kalp atışlannın müzikle senkronize olduğunu % e beynin elektrik ritminin müzikle değiştigini gösteriyor." Baltaş, müziğin beyin ve stres üzerindeki kimyasal etkisini, "Müzik, kortizol adı verilen kimyasaUarın salgısını yavaşlatarak stres hormonlanmn düzevini düşürüyor" şeklinde açıkladı. Müziğin stres azaltıcı etkisi yanında bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi bulunduğunu da belirten Baltaş, müziğin bağışıklık sistemini güçlendiren T-hücrelerini çoğalttığını dile getirdi. HEM TEDAVİ HEM DE SPOR Okçuluk sponı, bedensel engelUleri hem fiziksel hem de psikolojik yönden tedavi ediyor. Türk Silahh Kuvvetferi (TSK) Rehabilitasyon ve Bakun Merkezi Bedensel Engelliler Okçuluk Takınıı Antrenörü Hayri Ertan, "Bedensel engelli bir okçu kendisiyle mücadele etmeyi, stresini yenmeji öğrenerek bir tür tedavi alüna giriyor" dedL Ertan, takünın çoğunun Güneydoğu'da "gazi" olup buraya tedavi amaçh geknlerden oluştuğunu benrtti. (AA) Arkadaşlarına göre daha az gelişmiş çocuklar psikolojik sorun yaşıyor Sınıfın küçüğü bunalımda LONDRA (AA) - Ingıltere'de ya- pılan bir araştırma, sınıfın en küçü- ğü olmanın çocuklann ruh sağhğını olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Bilim adamlan, öncelikle yaz ay- lannda doğan çocuklann sınıflann- daki çocuklardan daha küçük olduk- lan için daha az gehşmiş olabilecek- leri yolunda uzun zamandır bilinen gerçeğe dikkati çekti. Bilim adamlan. bu gerçeğin ışı- ğında çocuklann durumunu incele- dıklerini ve "bu çocuklann digerle- rine \etişmek için gösterdikleri çaba yüzünden yaşadıklan baskı sonucun- da. psikolojik sorunlarla karşılaşabi- lecekleri" sonucuna \ardıkJannı bil- dirdı. Araştırma, Londra'dakiKing's Kolej Psikiyatri Enstitüsü büim adam- lan ta.- afından gerçekleştirildi ve so- nuçlan da British Medical Journal ad- lı dergide yayımlandı. Araştırma ekıbinin başkanlığını yapan Prof. RobertGoodman, araş- tırmanın yaklaşık 10 bin 500 çocuk üzerinde gerçekleştırildığini bildirdi. Goodman, ailede yaşananlar, çev- resel koşullar, okuldaki başansızlık gibi unsurlann daha çok etkileyebil- diğini de vurguladı. GELECEGE ORHAN ERİNÇ Zaler Bayramı'nda Geçmişe Bakarken... Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin gerçekleştiril- mesinde önemli bir uluslararası adım olan Lozan Ant- laşması'na giden süreci taçlandıran 30 Ağustos Za- fer Bayramı'nın 81 'inci yıldönümünü kutluyoruz. Bu yıldönümü, öncekilerden daha değişik ortam- da kutlanıyor. Ancak, bir yandan laik Cumhuriyet'in ilkelerini, kimi yerde kıyısından köşesinden kimi yer- de de doğrudan etkisizleştirmeye çalışanlar, biryan- dan da Sevr'in kimi maddelerini çağnştıran girişim- leri savunanlara karşın coşkusunu yitirmeyen bir bayram yaşıyoruz. • • • Zafer Bayramı olarak kutladığımız askeri başarı, aynı zamanda Atatürk'ün baştan karşı çıktığı Sevr Antlaşması'nın yırtılarak tarihin çöplüğüne atılma- sının da simgesiydi. Ne var ki aradan geçen süreçte Batı'nın Sevr'i ye- niden hortlatma girişimleri ve onlara destek veren yerii işbirlikçiler sayesinde cesaret bulan çevreler, an- laşmanın 83'üncü yıldönümünü bahane ederek or- taya döküldüler. Isveç'in başkenti Stockholm'de 20 Ağustos gü- nü düzenlenen toplantıda Isveçli siyasetçiler, hükü- met sözcüleri ve öğretim üyeleri ağızlanndaki bak- layı çıkarma fırsatını da buldular. Amaçlan Sevr'in uygulanmaya konulmasını sağ- lamaktı. Avrupa Birliği (AB) ile Birieşmiş Milletter'e (BM) çağ- nda bulunurken şu görüşü savunuyorlardı: "Kopenhag kriterieri Sevr Antlaşması demektir. Kürdistan kurulmadan Türkiye Avrupa Birliği'ne alınmamalıdır." • • • Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu tehlikeleri al- gılayabilmek ve değetiendirmek için Dünya Banka- sı, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Birliği'nin tu- tumlanyla Sevr Antlaşması'nın maddelerinin anım- sanması gerekli görülüyor. Işte o maddeler: "Madde 231 - Türkiye'ye birölçüde destek olmak ve yardımda bulunmak isteyen müttefik dev- letler, Osmanlı Hükümeti'yle, danışma oyu buluna- cak bir Osmanlı komiserinin de katılacağı başlıca ilgili müttefik devletler olan Fransa, Bhtanya Impa- ratoriuğu ve Italya'nın birertemsilcisinin bulunaca- ğı bir Maliye Komisyonu'nun kurvlmasını karaıiaş- tırmışlardır. Bu komisyonun yetkileri ve görevleri aşağıdaki maddelerde belirtilmiştir." "Madde 232 - Maliye Komisyonu Türkiye 'nin kay- naklannı korumak ve arttırmak için uygun görece- ği önlemleri alacaktır. Maliye Bakanı 'nca heryıl Os- manlı Pahamentosu'na sunulacak bütçe ilk önce Maliye Komisyonu'na sunulacak ve komisyonca uygun bulunan biçimde Pahamento 'ya sunulacak- tır. Parlamento'nun getireceği hiçbir değişiklik, Ma- liye Komisyonu 'nun uygun bulması alınmadıkça, yü- rüriüğe giremeyecektir. Maliye Komisyonu, Türki- ye'nin bütçeleri ile mali yasalann ve yönetmelikle- rin uygulanmasını denetleyecektir. (...)" "Madde 36 -(.....) Bununla biriikte Türkiye, işbu antlaşma ile bunu tamamlayan antlaşmalann ve sözleşmelerin hükümlerine, özellikle soy din ve dil azınlıklannın haklanna saygı göstermekte kusur ederse, müttefik devletler yukandaki hükmü de- ğiştirmek hakkını kesinlikle saklı tutaıiar ve Türkiye, bu bakımdan alınacak bütün kararlan kabul etme- yi şimdiden yükümlenir." Günümüzde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmek istenilenlerle ne benzerlik değil mi? oerinc@cumhuriyet.com.tr. Dr. Hoverd Kibel: Çözüm için grupkr birbitierinianlamah # Uluslararası Grup Psikoterapileri Kongresi ile ilgili bilgi veren kongre yöneticileri, toplantılarda sık sık Atatürk gibi banşçıl lidere üıtiyaç duyulduğımu belirttüer. tstanbul Haber Servi- a-Uluslararası Grup Psi- koterapileri Kongresi 'nın bitişinde gerçekleştirilen toplantıda konuşan kong- re yöneticileri, gruplar arası çanşmalann çözüm- lenmesi için etnik. kültü- rel ve dinsel kimliklerin bir yana bırakılması ge- rektiğini belirterek fark- hlıklarla biriikte banş içinde yaşanmasını umut ettiklerini belirttüer. Kongrede Atatürk'ün banşçı bir lider olduğu di- le getirilerek dünyanın Atatürk gibi bir lidere ih- tiyaç duyduğu ifade edil- dî. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda 25- 29 Ağustos tarihleri ara- sında yapılan Uluslarara- sı Grup Psikoterapileri Kongresi dün sona erdi. Kongre sonrasında ger- çekleştirilen basuı top- lantısında konuşan Baş- kan Yardımcısı Dr. Ho- v«rd KıbeL üd kişinin bi- le bırbirini anlaması zor- ken gruplann birbirleri- ni anlamasınnı daha da zor olduğuna dikkati çe- kerek kongrenin amacı- nnı. gruplann birbirleri- ni anlamalannı sağlaya- cak yöntemleri buhnak olduğunu söyledi. Kong- renin ana temasının, kül- türlerin ve gnıplann bir araya gehnesi olduğunu ifade eden Kıbel, "Hep şunu sorguladım. siyah ve beyazlarm birbirleri- ni anlaması çok uzun za- man akn. Kongremiz de çaOşma hahndeki grup- lannbirbirierinianbma- lan için bir araç" dedi. Eskı Kongre Başkanı Dr. Sabar Rustomjee de gruplann farklı oluşlan- nı kabul etmemeleri ne- deniyle çatışmalann çık- ttğını belirterek "Her şey- den önceçözüm için fark- lıhklan anlamah ve fark- hhktan doğan rahatsızb- ğı tolere etmeüyiz" diye konuştu. Psikiyatr ve psi- kanalist Prof Dr. Ülkü Günşıkda kişilerin grup psikolojısi ile yapama- yacaklan şeyleri yaptık- lannı anımsatarak grup- lann birbirlerini anlama- lan, farklıhklarla biriik- te yaşamayı öğrenmele- ri gerektığini ifade etti. Kongre yöneticisi Prof. Dr. HakanKumbasar da kongre sırasında sık sık, Atatürk'ün banşçı bir li- der olduğunun katıhmcı- larca belirtildiğini dile getirerek katılımcılann, dünyanın, Atatürk gibi bir lidere ihtiyacı oldu- ğundan söz ettiklerini di- le getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle