Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2003 PAZAR
10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I [email protected]
Kafka'yı ararken Ozal ruhuna rastlamak!
Işte, orada, "Geçmişflegekceğm bugün de iç içe
yaşacbğr" bir oyunun sahnelendiği yüzyıllann
tiyatro dekoru gibi karşımızda duruyordu, Vltava
Nehn ile "Eski" ve "Yeni" Prag olrnak üzere ikiye
aynlan kent. Nehir kıyısında gizemli, romantik
geziler yapma hayalimizi gerçekleştirmeye az
kalmıştı. "Aslan Asker Şvavk"ı yaratan ünlü yazar
Jaroslav Hasek'ın vatanı, halk arabası Skoda'nın
ülkesi ve "Kendimden başka hiçbir eksiğim yok"
diyen Franz Kafka'nın dünyasının gizemlerini
arayanlann kentindeydik. Kafka bir özdeyişinde,
"Kafesin biri, bir kuş aramaya çıkfc" diyerek
toplumun tüm kurumlanyla birlikte bireyi
esirleştirdiğini vurgular. Bunun aslında Kafka'nın
tüm eserlerinin ana temasını oluşturduğu ileri
süriilmüştür. Şu üç günJük dünyada *üç günlüğüne
de olsa tutsaklıkfan kurtulmak içiıT gidiyorduk
aslında (Kafka'nın kafesi) Prag'a. Yıllardır gitmek
istediğimiz ama bir türlü fırsat bulamadığımız için
hayallerimizde şekillendirdiğimiz kentle, yıllardır
kavuşmayı bekleyen özlem dolu sevgililerin
buluşması gibi kucaklaşacaktık. Başkalannın da
aradığı. \Iilan Kundera'nın "Varolmarun
Dayanılmaz Hafifliğrmn kahramanının seviştiği
mekânlan bulabilecek miydik? Prag'ın arka
sokaklanndaki <xlalar, hâlâ aşk kokuyor muydu?
Çantalanmızı otele bırakıp Prag'da çok yaygın
olan toplu taşımacılıktan yararlanarak otelimize 4
durak mesafedeki Ulusal Müze durağına attık
kendimizi. Turlardan uzak durup Prag'ı kendimiz
keşfetmeye karar vermiştik. Prag sanki sihirli bir
bulmaca. Girdiğimiz her köşe, saklı yeni
güzelliklere ulaştırdı bizi. Kültür, sanat. mimarı ve
tarih Prag'ın 2. dokusu gibi. Ulusal Müze'den, Prag
halkının Sovyet tanklanna yumruklanyla karşı
koyduğu Vaclavske Bulvan'na çıktık. Üniversite
PRAG
ERDİNÇ
UTKU
öğrencisi Jan Palach
anısına dikilen anıtı fark
etmeden geçmişiz. Kentin
en genış caddelennden biri
olan Vaclavske Bulvan'nın
iki yanında oteller,
mağazalar, işyerleri ve
restoranlar sıralanmış.
Palach'ın kendini yaktığı
yerden 2-3 yüz metre ötede kocaman bir
McDonald's ve karşısında da Komüjüzm Müzesı
var. Bu. bizi pek ilgilendirmedi. Adım başı
rastladığımız McDonald'slar ve Amerikan
özenticiliği, komünizmin Prag'da müzeye
kaldınldığının en belirgin kanıtlan.. Prag
bulmacasında ilerlerken kendimizi birden eski
kentte bulduk. Eski şehir, şirin mi şinn bir alan.
Kafka'nın doğduğu evin duvarlannda, Kafka'nın
hayatı ile ilgili bilgi, belge ve fotoğraflar asılı. Dar
sokaklar, san, uçuk mavi, pembe ve pastel renkli
evler. çatı katlanndaki işlemeler, duvar resimleri,
pencere süsleri, heykellerle bir açık hava müzesi
Prag! Gotikten rokokoya, baroktan modern sanata,
tüm mimari tarzlar kentin sokaklannda ve
caddelerinde birbirine uyum içinde yaslanmış.
"Eski Şehir"in merkezindeki Staromestie Namesti
Meydanı'nın ortasındaki 15. yüzyıldan kalma
astronomik saat kulesi hâlâ işlevini sürdürüyor.
Saatin üzerinde hasat ve ekin zamanı, ay ve güneş
sisteminin dünyaya göre konumu. mevsimler ve
burçlar gösteriliyor. (Saatin sağ ve solundaki 17.
yy'dan kalma fîgürler o zaman insanoğlunun 4
düşmanı olarak algılanan kibirliliği, cimnliği.
ölümü ve "bir Türk taranndan gelebflecek fdaketi"
sembolize ediyor.) Eski Kent'i, Hradcany
Kalesi'nin bulunduğu Mala Strana'ya bağlayan
Sibel Köse
Marciac'taydı
PARİS
T^aris'in güneşte 55, gölgede
X 40 derece sıcağında
kavrulurken yandığım tek
husus Sıbelli Marciac'i
kaçınnak. Siz siz olun da
Sibel'i "şündink" oralardaher
firsatta ızleyebıldığirüz ıçin
şükredin. Şimdiük, dedik. Zira
o bir dünya yüdızı olduğunda,
onu öyle kolay kolay
dinleyemeyeceksiniz. 33
yaşının enerjisi, doğal
yetenekleri, caz aşkının
heyecanı, kendi kendini
yenileme ve aşmanın hazzı
alçakgönüllülük erdeminin
bilinciyle birleşince
mikrofonun berisinde yannın
büyük bir caz şarkıcısı
şekillenmeye başhyor.
Ortaokul sıralannda Ella
FHzgerald aracıhğıyla cazla
tanışan Sibel Köse, ODTÜ'deki
Mimarlik eğitimi süresinde
yan amatör yan profesyonel
yorumculuğa soyunuyor.
Gitarist Önder Focan, Türk
cazseverlerin "Potonezköy"
albümiiyle tanıdığı Polonyalı
piyanist Janusz Szprot, sonra
da pıyanonun TC patentli
vefakâr ve cefakâr üstadı Tuna
Ötenel onu Polonya ve
Fransa'ya taşıdılar. Sibel bu
yılın ocak-şubatında trompetin
sayılı Fransız ustalanndan
Jean- Loup Longnon Altüısı
eşliğinde 40 gün süreyle
Fransa'yı arşınladı. (Elbette
anlı şanlı medyamızın Dış
Haber ve Sanat ve Kültür
pardon Yaşam ve Magazin (!)
sayfalannda bilmem hangi
yeni zengınin kızı veya
oğlunun Paris
ya da Nice'teki
düğün veya ünlü
manken veya
ses sanatçısının
(!) sevgilisiyle
buralara yaphğı
kaçamak veya
ameliyat gibi _ ^ _ _ _ — _ _
önemli
haberlerinden önemsizlere yer
kalmamıştı.) Paris durağında
dünyanın sayılı caz
kavşaklanndan Marciac
Festivali yöneticilerince
keşfedilen sanatçı 6-7
Agustos'ta 4 konser vermek
üzere 26. Marciac Caz
Festivali'ne davet edıldı. Hem
de bu kez son yıllarda sıkça
adından söz ettiren Yunan
kökenli batenst Jean-Pierre
GalUs ve Arkadaslan
(aralannda piyanist Frank
Avhabile'nin olduğu farklı bır
Altılı) eşliginde sahneye
çıkacaktı. Bu satırlan
tamamlarken aldığımız son
haberlere göre Sibel, alnının
akıyla bu sınavı da
başaımıştı... Ortaçağdan
Rönesans'a geçişi tanımış,
zamanında bol bol Fransız ve
İngiliz krallıklannın
kapışmalanna tanıklık etmiş,
mevsim dışında 1200 nüfiıs
banndıran büyücek bir köy
Marciac. 1298'dekurulmuş,
ortaçağ surlan ve bakımlı kale
içi e\ leriyle tanınmış, Madiran
şaraplan, konyağın baş rakibi
Armagnac içkisi ve has kaz
ciğerinin anavatanı Gaskonya
bölgesinin tipik ve küçücük bir
örneği bu kasaba. 5 yıl önce
yitirdiğimız saksofoncu Guy
Lafitte ve arkadaslan Bill
Coteman ve Jean-Louis
Guilhaumon (Sosyalıst Partili
Belediye Başkanı ve Okul
Müdürü) 1978'de keyfe kader
bir caz buluşmasına
giriştiklerinde. kendileri bile
15 günde dünyanın en ünlü
veya gelecek vaat eden caz
topluluklarını dinlemek üzere,
yüzde 8'i Fransa dışından
18*>.000merakunın
UĞUR
HÜKÜM
toplanacağı bir olayı
düşlerinde görseler
inanamazlardı. Köyün
nerdeyse 3/4'nün. 750 kişinin
gönüllü çalıştığı festivalin
yıllık bütçesi, yüzde 65'i bilet
satışlanndan kazanılan 2.5
milyon Euro. Gen kalan yüzde
20 hamilerden (geniş oranda
sponsorlar), yüzde 15 de yerel
yönetimlerden sağlanıyor. Çok
pahalı olduğu için festivalı
sigortalayamıyorlar. Birkaç yıl
önce öğrencisizlik nedeniyle
kapanma tehlikesı ile karşı
karşıya kalan ortaokula bir Caz
Okulu entegre edilince, 90
çocukluk okul yüzde 4O'ı Gers
bölgesi dışından gelen 190
çocuğa çıkıveriyor.
Yetişkinlere Caz Kurslan'na ek
olarak önümüzdeki dönemde
Dans Atölyeleri, Kayıt
Stüdyolan, Sanatçı Konutlan
ve Medyatek faaliyete geçiyor.
Birileri koskoca Istanbul Caz
Festivali'ni "popülerfik"
teranesiyle sulandırmaya
devam ededursun. Bütçesinin
yansından çoğunu yaşlı yıldız
fufbolculan transfer eden
zihniyetle Simply Red gibi
popçulara yatıradursun.
Dünyaca ünlü bir sosyolog,
Profesör Mûbeccel B.
Kıray'dan bir alıntı yapahm:
"Bir ülkenin kalkınmışlık
öJçütierinden biri tüketim
normlanysa, ölçüyü yalmzca
dev hipermarketlerde
aramayın. Esas öJçüt, küçük
uzman mağazalann sayısnda
yatar_" Dünyanrn ilk 10
festivali arasında olduğu ilan
edilen tstanbul
Festivali'nin
cazcılan ne der
bilemem.. ancak.
Fransa'nin ilk 5
Caz Festivali
arasına giren
Marciac'in, 1-15
m^^^_m Ağustos tarihli bu
yılki programına
seçmece bir göz atalım: Açılış
Chick Corea Electrk Band,
Steve Coleman/Cassandra
VVîlson, Oscar Peterson, Lucky
Peterson/ Mighty Mo Rodgers,
Diana Kral, Chico O'Farill/
Ibrahim Ferrer, Paolo
Fresu/Pat Medıeny, PhiHppe
CadıerineMynton Marsaİis,
Henri Texier, Frank
AvitabikVJoshua Redman,
Stefano Di BattistaAVayne
Shorter, Jacky Terrason/
Dianne Reeves, Omara
Portuondo_ Bunlar paralı
konserlerin bir kısmı. Bır de
kasaba merkezine kurulan 600
m2'lik sahne çadırda öğlen
12'den gece yansına kadar 43
topluluğun verdiği 200 bedava
konser var. Sibel Köse'nın de
içinde yer aldığı bu "ofiP
konserler. bir kesim paralı
gösterilere katılan sanatçılarla,
çok sayıda umut \ eren yeni
veya kendini kanıtlamış
grubun müzik ve cazseverlere
unutulmaz anlar yaşattığı
ziyafetler.
Simdi umanz baştakı
Sibelli Marciac'i kaçırmaktan
ötürü yamklığımız
daha iyi anlaşılmıştır.
Üstelik hepsi olmasa bile
cazcılar öyle olağan dışı
sanatçılar kı.. halen
Sibel gibi düsünenlen
çoğunlukta yani: Türkiye'nin
medar-ı iftihan Jazz dergisi,
21. sayısında, Yılın En 1yı
Kadın Caz Vokalisti seçilen
Sibel Köse'ye ödülden ötürü
ne düşündüğünü belirten bir
soru yöneltiyor. Cevap:
"Sevinciniz başkasının
üzüntüsüne neden otuyorsa,
çok sevinemiyorsunuz-."
[email protected]
Nagazakl cehennemlnl unutmayın... ABD
3 gün sonra 9 Ağustos 1945'te Nagazaki'ye attığı atom bombasıyla ölen
70 bin kişi için anma törenleri düzenlendi 58 yıl önce B-29 bombardı-
man uçağıyîa aölan "şişman adarrT adiı atom bombasmın kente düş-
tüğü 11.02'de ölenler için çan çalarken törene kanlanlar 1 dakikalık say-
gı duruşunda bulundu. Törende konuşan Nagazaki Belediye Başkanı
Itço Ito, kenti cehenneme çeviren atom bombasuun unutulmamasını is-
tedi. Ito, her türlü nükleer denemenin yasaklanmasım, nükleer yayıb-
nun önlenmesini istedi ve nükleer silahsızlanmayı öngören anlaşmala-
nn çökme noktasına geldiği uyansında bulundu. (Fotoğraf: Reuters)
Mutfaksız kültürün küreselleşen tabaklan
Thlamurlann, leylaklann ve hanımellennın
Akokulan tüm kenti sarmış, sıcağın da etkısiyle
bizi sarhoş etmışti. Sıcaklar artınca, çmarlann
gölgesi yetmez oldu ve mis gibi çıçek kokulan
kenti bir dahaki bahara kadar terk ettiler. Bu yaz
güneş bize kıyak geçti ve güzel bir yaz geçirtiyor.
Temmuz-ağustosta Ege ve Akdeniz'ın sıcağına
dayanamayıp Berlin'de kalmayı tercih edenler, açık
yüzme havuzlannı dolduruyorlar. "Yaan kapah
havuza gidecek halimiz yoktu" demeyin, 92'den
ben yaşadığım Berlin'de üç koca temmuz ayı
yağmurlu geçti. Kalorifer yaktığunız haziran
sonunu bilirim ben. O yüzden açık-kapalı diye
belirtiyorum havuzun cinsini. Berlin sadece
duvann yıkılmasıyla değil. yüksek yabancı
nüfusunun çeşıtlıliği ile de değişime uğrayan bir
kozmopolitan. Her ne kadar Almanya.
yabancılann Almanya'ya uyumu için yasalar
çıkarsa da. Almanlar, yabancılardan etkilendiler.
Yemek kültürü de bu etkilenmeden çokça pay aldı.
Havuzlar. yeşil alanlann ortasında olduğundan,
pıkniğe de elvenşlı. Çok acıktıran yüzmenin
ardından, kimileri yanlannda getirdiklerine
yumuluyor. kimilen de büfelere hücum ediyor.
Havuz büfelerinde. mesela Yugoslav yemeği cevap
çiçi var (bu yemek Boşnak kökenli midir, Hırvat
mı yoksa Sırp mı bilemiyorum, bu konuda
milletler üstüne konmaya bayüır). Sırplann
Boşnak katliamı sırasında, belli sayıda Boşnak'a
kapılannı açan Almanya, bu insanlann yemek
kültürleriyle de tanıştı. Sadece Boşnaklar degildı
yemek kültürünü getiren. Alman mutfağının çok
cılız bir mutfak olmasınm yaran burada ortaya
çıkıyor. Başta Lübnanlı ve Iraklı olmak üzere
Araplar, Türkler. Yunanlılar, Çinliler, Japonlar,
Vietnamlılar, Singapurlular, Avustraryalılar,
Taylandhlar, İtalyanlar. Iranlılar, Hintliler,
Pakistanlılar, Afrikalılar, Ruslar, Polonyalılar
açöklan lokantalarla zevksiz Alman mutfağından
bıkan Almanlara, degışiklik isteyen diğer
milletlere ve hasret çeken kendı vatandaşlanna
farklı lezzetler sunuyorlar. Dünyamız küre
şeklinde .Ama son yıllarda zaten küre olan
dünyamızın daha da küreselleşmesi söz konusu.
Küreselleşme yanlılan mı çoğunlukta, yoksa buna
karşı çıkanlar mı seslerini sık süc duyuramıyorlar,
gidişatın sonu zaten küreselleşme olduğundan bir
kabullenme sürecine mi girdik (sokulduk)? Galiba
hepsi bır arada. Küreselleşmeye karşı olanlann
farklı gerekçeleri \ar. Ben, farklı tatlann, kendine
özgü koku verenlerin,
otantizmin, etnik
kültür zengınliklerinin
kaybolacağından,
standartlaşmamn
artacağından,
grileşeceğimizden
dolayı küreselleşmeye
karşıyım. Ama
küreselleşme zaten
sanayı toplumuna geçişle, onlarca yıldır ABD'nin
ve çok daha uzun zamandır Avrupa'nın üç
büyüklerinin dünyayı tekellerine almasıyla çoktan
başlamıştı. Bir cep telefonu reklamının oyunculan
50-60 kışı ama hepsınin yüzleri aynı. Filmde farklı
varyasyonlarda gördüğümüz yüzün sahibi,
gerçekte 25-30 yaşlannda, kurnral bir erkek. Diğer
ojnncular vücutlanyla varlar. kafalaruıın yerine bu
adamın kafası konmuş \ e değişik saç stilleri
yapıbnış. Şişmansa yüzün altına bir gıdık yapılmış,
çocuksa yüzü yere daha yakın. zenciyse koyu
renge boyanmış. Gelecek sloganlı reklam. gün
gelip hepimizin aynılaşacağını fısıldıyor. Estetik
ameliyat yaptınp birbirine benzeyen ünlüler
BERLİN
BANU
BİRTEK
artıyor. Her şeyde olduğu gibi bunda da zamanla
normalleşme görülecek, estetik ameliyat
yaptırmak srradanlaşacak ve daha çok insan daha
çok birbirine benzeyecek. Belki sadece yüzlenmiz
değil, yıllardır süren \iicudumuzu formda tutalım
salgımyla vücutlar da aynı olacak.
Küreselleşmenin sonu da böyle bir şey mi?
Herkesin birbirine benzemesi, işlerin, aşklann,
kültürlerin, kıyafetlerin, müziğin. yemeklerin aynı
olması gibi mi? Yemekler?.. Dönelün
havuzumuza, cevap çiçiye. Tabakta Yugoslav
cevap çiçi (Inegöl köftenin daha büyüğü). Alman
sauer kraut (ince kıyümış lahana turşusu), tatzikı
(Yunan cacığı) ve kızarmış patates (Fransızlar
kendilerinin olduğunu iddia ediyor) buluşmuşlar.
Globalleşme sınırların kalkmasıdır dıyenler var ya,
işte tabakta sınırlar kalkmış. Yoksa ınsan açken
politikayı 0 kadar önemsemiyor muJ" Belki de
sınırlann kalkması sözü altında bazı ülkelerin
kannlannı daha iyi doyurabilmesi mi söz konusu?
Berlin'de Pizza Hut, ramazan pidesim ikiye
böldükten sonra. üstüne pizza harcını koyup frrına
atıyor ve pizza hamuru diye bir olayla uğraşmıyor.
Artık, Berlin'de, Amerikanlaştınlmış İtarya
mutfağından pizza yerken oruç tutup tutmamak
önemli değil, pizzanın yansı Türk fınnlannda
yapılmış ramazan pidesi olsa da. Küreselleşme,
farklı mutfaklann birbirinı öldürmeden, birbtriyle
beraber yeni oluşumlar sağlamasıysa, tek bir şartla
kabul ediyorum: Yeni tatlar peşinde koşanlann
yanı sıra klasiği sevenler unutulmasın ve otantik
mutfaklar kaybolmasın. Çünkü hâlâ ekmek arası
mor lahanah, mayonezli dönere alışamadım ve
alışmak da istemiyorum. Orada, Bursa'da Iskender
Döner'in geleneksel haliyle kaldığrna ve
kalacağına inanıyorum. İnanmak istiyorum.
Bukaleml0ayahoo.com
Karel Köprüsü'nden geçerken sokak çalgıcılanna
saatlerce takılıp kalabilir, köprüdeki heykelleri
inceleyerek bir gününüzü geçirebilir veya eserlerini
satmaya çalışan ressamlan ve takıcılan izleyebilir,
isterseniz köprü üzerinde ve nehir kıyısında
günbatımı yürüyüşleri yapabilirsiniz. Biraz
romantikseniz, üzerindeki 16 köprüsüyle
akşamüzeri muhteşem bir görüntü oluşturan Vltava
Nehri kıyısmdaki evlerin pencerelerinde aşk izi
sürebilirsiniz. Ya da gemiyle nehirde bir yemekli ve
müzikli akşam gezintisine katılabilir, geceleyin
ışıklanyla da altm şehir görüntüsü sunan Prag'a
nehirden bakmaya doyamazsmız. Biraz
çakırkeyifseniz, köprülen gezip "Tüm köprülerini
doiaştnn Prag'ın bu akşam" diyerek tstanbul
özleminizi de dile getirebilirsiniz! Vltava
Irmağı'nm batı tepesindeki Hradcary'ye çıkarken
"Turkish Cafehouse - TURECKE DffiROTY"
yazan şirin Türk Çayevi dikkatimizi
çekti. Girişimci bir yurttaşımız, Prag'da
turistlere "Türk kahvesi, ça>ı, lokumu
vb." ürünleri tamtıyordu. tlgi yoğundu.
Birer çay ve salep içtik. Sevimli
girişimcimiz, Çekçe ve Ingilizce olarak
sokaktakilere seslenerek ilgi çekiyordu.
Bu dunım Prag'da pek rastlanır bir şey
değil. Ne hediyelik eşya satmak için
yapışan çocuklar, ne de dükkânına
çağınp bir şeyler satmak için ısrar eden
esnaf var. Daha sonra, kent merkezinde
hediyelik eşya satan dükkânlann
bulunduğu bir caddede, bangır bangır
Türkçe pop müzik duyunca pek
şaşırmadık. Dükkân sahibi başka bir
"girişimci yurttaşımH", caddedekı
dükkânlann çoğunu Laleli geçmişi
olan Türklerin işlettiğini söyledi.
Çeklerin ticaret ve ekonomiden pek
anlamadığım vurgulamadan ve
komünizmi suçlamadan da edemedi.
Sadece ABD ruhu değil, ne yazık ki
Amerikan kapitalizminin bir kopyası
olan Özal ruhu da Prag'da boy
gösteriyordu. Ticaretten anlamayan
eski komünistlere iş öğretiyorduk.
Hradcary Kalesi, Prag içindeki başka
bir kent gibi. Kale içinde, Simyacılar
Sokağı'nda yan yana dizilmiş renkli
binalarda, antikacı, kitapçı, hediyelik
eşya satan dükkânlar var. 22 numarada,
Kafka'nın çalışmalannın bir bölümünü
sürdürdüğü ev dikkat çekiyor. Prag'a
bakmaya doyamıyor, isteseniz de
gözlerinizi kaçıramıyorsunuz. HrÜer
bile Prag'a hayran kahruş. Hatta 6
sinagoga. içinde 12 bin mezar bulunan
Avrupa'nın en eski Musevi
Mezarhğı'na ve Musevi mahallesi
Parizska'ya pek dokunmamış. Turlar
konusundaki karanmıza bir ıstisna
yapıp Musevi bölgesini turla gezdık.
Çek rehberimiz ülkesinin durumundan
hiç de memnun değildi Amerikan ve
Ahnan özenticiliğini eleştiriyor, eski
komünizm günlerini özlediğini
saklayamıyordu. Prag müziğe de
gereken saygıyı göstermiş, önem
vermiş. Smetana ve Dvorak gibi
ünlüleri yetiştirmiş, nice yeteneklere de
kapılanm açmış. Daha önce ilgi
görmeyen Mozart'ın "Figaro'nun
Düğünü" operası, 1787'de Prag'da
ayakta alkışlanmış. Mozart. Don Juan'ı
Prag'da yazıp burada ilk kez
sahnelemiş. Bilim konusunda da iddialı
Prag. 1384'te kurulan Karl
Üniversitesi, Avrupa'nm en eski
üniversitelerinden. Kentten aynhnamız
hiç kolay olmadı. Boşuna "Prag
ghmenize izin vermez. bu küçük
annenin pençeieri var" dememiş Kafka.
Yine Kafka'nın dediği gibi "Bu kente
boyun eğeceksin, kurtulmak istiyorsan
ateşe vermekten başka çare >ok". Prag'ı
ateşe vermeye v'üreğimiz el vermedi.
Boyun eğip eylülde daha uzun süre
kalmak üzere. zor da olsa aynldık
Prag'dan. Dönüş yolunda Çeklerin
kalitesiz yemeklerine dayanamayan
midelerimiz isyan etti. Belki de tenha
sokaklarda Kafka'nın nıhunu ararken
ABD ve Özal ruhuna rastlamak
bulandırmıştırmidelerimızi! (Saat
kulesinde simgelenen bir Türk
tarafindan gelebilecek felaket belki de
bu ruhtur.) Her fırsatta Kafka'run
ticaretini yapan Çekler bu işi
öğrenmeye başlamışlar bile!
[email protected]
NICHOLAS PARK
Çam ağaçlan içerisinde
stcak bir ortamda tatil
yaptnak isteyenlere
Odalarda Klima, Saç Kurutma,
Buzdolabı, Ketıl.
"Ölüdenizde özel plaj"
Hisarönü-Ölüdeniz 48306-Fethiye
Tel: 0 252. 616 63 53 - Fax: 0 252 616 63 55
e-mail: nic.parkotel </ superonline.com
YEŞİL VE MAVTNİN BULÜŞTUĞÜ
BODRUM-BİTEZ'de
HOTEL NATUR
•••
Kişi Başı Yanm Pansiyon.: 40.000.000.- TL.
Sabah Kahvaltısı ve Akşam Yemeği Açık Büfe
Odalarda klima, minibar, TV, saç kurutma,
balkon, sauna, masaj, fitness, tenis, bisiklet,
yüzme havuzu, kapalı açık restaurant,
bar, snack bar, özel restaurant, engelli odası,
eğlence geceleri ve tam gün doktor.
Tel: 0 252 - 363 77 74 (5 Hat), Faks: 0 252 - 363 77 83
www.naturhotel.com
Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurlar...
Restorant & Havuz Ağaçfann sıkuğmtan oena gocuntusunu çettemedık Gein gorûn
C
luB Onent, Antık Çağın adalet, sağlık ve banş ıçm öuluşma merkezı
olan Oren'de denıze "sıfır" bınbır yıldızlı bır latıl koyudur Homeros'un
doğum yerı Işıklar Sahılcnde Ounyanm atmosfennde oksııen oranı
en yuksek ıkı noktasından bin olan Edremit Korfezı'nde, Zeytın Rıvierası ndadır
Club Onentte Ege srtilınde yapılmış 62 dubleks yapının her daıresı 2-4 veya
4-6 kışılık aıleler ıçm tasarlanmış, ıçlerınde duş/WC ve telefon olan odalardan
oluşur Tum kapılar dev bır botanık bahçesıne açılır Bahçe bıter. ıncecık kumlu
plaj başlar
Özurlüler ve engellıler ıçın tumuyle duzayak. vejetaryenler ve dıabetkler ıçin
sorunsuz tatıl Gunluk doktor vızrtı
Temtnuz-Ağustos 2003
Kişi tnşı YP S4.000.000 TL, 0-12 yaş ûcretsiz, (3.)-4.-5.-S. UfHtr, 27.000.010 71
Club Orient Holida> Resort, Ören-Burhaniye
Tel: 0.266.416 53 54 - 416 Î4 45 • Faı: 0.266.416 40 26
AntlkCafiın
Konventusu
Öfende m alan
Club Orient.
uluslararası
sanatcıların,
arkeologlann >e
cevrecilerin
günümüztieki
Bulusma Merfcezldlr.
www club-onenı com