Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 TEMMUZ 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Hw MD'yie estiden oma
0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Türban, nektöıierin iznine
bırakılacakmış...
"Rektöıier de hûkümetin
izinde olacaâına aöre!"
Balgat'ta
t
3 Temmuz gece-
si saat gece ya-
rısına yaklaşır-
ken Ankara Bal-
gat'ta Saadet Par-
tisi ileaynı bahçeyi kul-
lanan Hamidiye Cami-
si'nin hoparförlerinden
dışanya mevlit yayını
yapılıyor. Gürültüden
rahatsız olan bir vatan-
daş Balgat Karako-
lu'nu anyor. Polis "Şim-
di uyannz" diyor. Gü-
rültü sürünce vatandaş
karakolu bir kez daha
anyor. Polis, "Komise-
rime sorayım" diyerek
bir süre bekliyor ve
sonra "Bizim işimiz de-
ğilmiş, Alo Zabıta'yı
arayın" diyor. Cami, bil-
diğini okumaya devam
ediyor!
I azargünü, elimde bir yakınımın verdiği vekâ-
i letname ile yazlık bir sitenin ilk kez toplanan
I ve olağanüstü toplanan kat malikleri toplan-
1 tısında buldum kendimi. Toplantı gerçekten
olağanüstüydü çünkü daire sahiplerine toplantı çağn-
sı kurallara uygun yapılmamıştı. 80 dairelik siteden bi-
ri, ancak bildiği ve bulabildiği kişileri çağırmıştı. Ame-
rika'nın Irak Savaşı'ndan nasibini alıp bu sezon açıla-
mamış turistik bir otelin boş lobisinde 10 kişi kadar-
dık. Toplantıyı kendine göre düzenleyen ve doğal ola-
rak genel kurul divan başkanlığı görevini de üstlenen
site sakini her şeyi bildiği için toplantının yasal zemini
konusunda tartışmanın hiçbiranlamı yoktu. Oturup iz-
lemekyeterliydi...
Fakat divan başkanı seçilen site sakini, yerinden
doğruldu ve herkesi ayağa kalkmaya davet etti... Ata-
türk ve silah arkadaşları ile tüm şehitler için saygı du-
ruşu yapılacağını bildirdi.
O an, boş bir otelin boş lobisinde boş bir toplantı için
Atatürk adının kullanılmasına itiraz etmeyi düşündüm...
Ancak, o anın hemen peşinden gelen anda Esenyurt
Belediye Başkanı Gürbüz Çapan'ın başına gelenler
aklıma geldi.
Sayın divan başkanı saygı duruşunu başlattığı sıra-
da, Şakir Süter'in Akşam'da yazdıklarını anımsadım:
"Gürbüz Çapan, Atatürk'e hakaret edecek son kişidir.
Doğup büyüdüğü Kars'ın insanını cesaretlendirmek
adına söylenmiş sözlerinden ötürü Çapan şu anda he-
defte."
Site sakinlerince "emekli albay" olarak tanınan sa-
yın divan başkanına itiraz etsem, Atatürk'e hakaret
suçlamasıyla kendimi savcının karşısında bulmam iş-
ten biledeğildi... Saygı duruşunu bitirdikten sonra bak-
tım sayın divan başkanı, yerine oturuyor... Oysa, say-
gı duruşuyla başladığımız açılışı gereği gibi tamamla-
malıydık; dayanamadım. boş otelin boş lobisinin du-
varlanna doğru seslendim:
"Istiklal Marşı'mızı unuttunuz sayın başkan."
Sayın divan başkanı böylesı bir itiraz beklemiyor ol-
malıydı ki bir an duraladı... Ne diyeceğini topartamaya
çalışırken göz ucuyla boş lobideki site sakinlerini sü-
züyordu... Herkes yerine oturmakla oturmamak arasın-
da ikircikli kalmış; gözünü sayın divan başkana çevir-
mişti. O da gereğini yaptı ve "O halde bir ses verin"
dedi. "Korkma" diye ses verdim... Sayın divan başka-
nı hemen sağ elini bir orkestra şefi gibi sallamaya baş-
ladı ve haykfrdı: "Sönmez bu şafaklarda yüzen al san-
cak..."
Tam da o sıra, Irak'ı işgal eden Amerikalılar, 11 as-
kerimizi esir almıştı ve Başbakanımız Samsun'da kur-
dele kesmek, Dışişleri Bakanımız Kayseri'de çorbaya
kaşık sallamakla meşguldü... Fakat en iyisini biz yapı-
yor, gür sesimizle boş otelin duvarlannı çınlatıyorduk!
Kaynak
#Akrf Kökçe: "Ka-
munun; denizlerO
dağlan, sulart, ma-
denleri, sahilleri gibi do-
ğal kaynaklanyla işlet-
meleri, bankalan, bina-
lan, fabrikalan ve okul-
ları da 'kaynak yarat-
mak' için satılryor. Kay-
nak yaratmak için satı-
lanlar vakf zamanında
ne tür bir kaynakla ya-
ratılmıştı ve de kamu
malı satılarak yaratılan
kaynak ile kamuya ne-
ler alınacak?"
SESStZSEDASIZ(!)
Yüksek Yerilim Hattı M
erdincutku '• yahoo.com L
Komşu, bizde kalmamış da varsa
biraz İNSANLIK rica edecektim.
Tarihimize hoş geldiniz Çelik Bey
Yaşam sonsuz değil... Ölüm kaçınıl-
maz... Herkes gibi Çelik Gülersoy da
ölecekti... Ama böyle bir anda aynl-
mamalıydı aramızdan... Alıştırmalıydı
bizi... Hasta yatağında bir şeyler daha
söylemeliydi... Annemi de böyle yitir-
miştim... Bir anda gitmişti...
Ağabeyim saydığım "Çelik Bey" de
öyle yaptı... Son bir kez konuşamadan
gitti...
Istanbul'un, Türkiye'nin, tarihin, do-
ğanın, çiçeklerin, kuşların, şarkıların,
şiirlerin. sokakların, köşklerin, kasırla-
rın, parkların, bahçelerin, derelerin,
çağlayanların, estetiğin, kültürün, sa-
natın, nezaketin, kitaplann, bilginin, bi-
rikimin, duygunun, güzelliğin başı sağ
olsun...
Başınız sağ olsun... Başımız sağ ol-
f
sun... Fenerbahçesi'nde bir gün...
Oturmuş konuşuyorduk... Fener-
bahçe'ye Fenerbahçesi, Kadıköy'e
Kadıköyü, Vaniköy'e Vaniköyu der-
di bir istanbullu olarak ve haklı ola-
rak... Fenerbahçesi'ndeki yaşlı çınarlar-
dan birinin yanına anıtının dikilmesini
önermiştim... Parayı, klasik Batı müziği
konseri ile bulacaktık... Duygulanmıştı
ama tedirgindi... Çünkü ihaneti görmüş-
tü... Yüreği ile yarattığı köşklerin, kasır-
ların, parkların sökülüp almışını yaşa-
mıştı... Medyanın duyarsızlığını görmüş-
tü... Bugün törenle dikilen anıtının yann
haincesökülebileceğinidüşünüyordu...
Haklrydı...
Ama artık O, adıyla yüzyıllar boyu
ayakta duracak koca bir anrt oldu...
Tarihimize hoş geldiniz Çelik Bey...
Tomris Uyar... HARBİ SEMtHPOROY semihporoyi" yahoo.com
BİRGÜL KOPUZ
Geçen yaz tam da bu za-
manlarda kıyıdan açılmıştık
birlikte, Bilgi Eğitim'in yazı
atölyesinde. Edebiyatın ama
ille de öykünün sihirli dünya-
sına doğru...
O zaman itiraf etmiştim,
evet, en çok kıskandığım ka-
dın oydu hayatta. O çok sev-
diğim şairler (Turgut Uyar,
Cemal Süreya, Edip Canse-
ver), ah keşke bana yazılsay-
dı dediğim şiirler yazmıştı
ona... Onlarla hüzünlenip
mutlu olmuş, aynı havayı so-
lumuş, kadeh tokuşturmuş-
tu...
Ama ben Tomris Uyar'ın
öyküleriyle çok daha önce ta-
nışmıştım aslında. Yeni yeni
öykü okumaya, öykü sevme-
ye -belki de yazmaya- başla-
dığım zamanlarda, okuyup bi-
tirdikten sonra bende hep gü-
lümseyen birhüzün bırakmış-
tı Tomris Uyar'ın öyküleri. Ipek
ve Bakır'ı sevmiştim önce,
sonra Dizboyu Papatyalar'\,
Gecegezen Kızlar'\, Aramız-
daki Şey'i. Ama en çok Otuz-
lann Kadını'ru... Çok sonra ta-
nıştığımızda, son kitabı "Gü-
zel Yazı Defteri"ni "Gerçek
öykü okurunun kalmadığı gü-
nümüzde sevgiyle" diyerek
imzalamıştı.
öykülerinden sonra oku-
muştum "Gündökümü"nü ve
biraz daha sevmiştim, biraz
daha kıskanmıştım bu asi,
hınzır, sıra dışı kadını. Gündö-
kümü'nü okurken öğrenmiş-
tim 1970 yılının güzünde Tur-
gut Uyar'la Büyükdere'ye ta-
şındıklannı. Biz de bir sonraki
yılın güzünde taşınmışız Bü-
yükdere'ye, ben henüz iki ya-
şındayken. Bu tesadüf çok
mutlu etmişti beni; bir başka
ortakhk, tanışıklık kurmuştum
sanki aramızda... Çok sonra
bulmuştum gidip hükümetta-
bipliğinin üstünde oturduklan
evi.
O zamanlar çok merak edi-
yordum, Turgut Uyar "Göğe
Bakma Durağı"nı orada mı
yazmış diye.
•••
Sonra bir başka tanıdığa
rastlamıştım. Göndökü-
mü'nün sayfalannda:
"Bir saattir Sarıyerli Meh-
met, sandallann erdemierini
sayıp döküyor, beni yola ge-
tirmeye çalışıyor. (...) Demin,
denizin derinlerine kadaruza-
nan tahta iskelede Mehmet'le
uzun uzun inceledik sandalı.
Birayağımı suya sokup hava-
yı kolladım; asıl bahar yakın
mı?
- Tam sana göre birsandal,
diyor Mehmet. Baksana ne
güzel, kız gibi hafif, üsteliktu-
runcu, en sevdiğin renk."
Benim de Büyükdereli oldu-
ğumu öğrenince, Mehmet'i
tanıyıp tanımadığımı sormuş-
tu hemen. "Evet" demiştim,
çok yaşlandı ama yaşıyor.
"Sevgililikya da aşk duygu-
su zamanla yara alabiliyor, ör-
selenebiliyor, bitebiliyor. Bit-
meyen tekaşkın, gerçek ve li-
hk bir dostluk olduğunu Edip
Cansever öğretti bana. Her
doğum günümde, tek kopya
olarak yazılmış, istersem ya-
yımlatabileceğim izniyle ar-
mağan edilmiş şiirieriyle bana
yaşamımda ve yazımda esin
kaynağı oldu. Tek ihaneti, öl-
mesiydi."
Bu şiirlerden birinj -ki Tom-
ris Uyar'a en çok yakışanıydı
bence- okuduğumda bir kez
daha kıskanmıştım onu:
"Ben seni uzun bir yolda
yürürken görmedim ki hiç
Yağmuhar altında gördüm,
kadeh tutarken gördüm de
Bir kıyıya bakarken, bakar-
kenki ağlayan yüzünle
Ve yanşırsa ancak Mo-
net'nin
Kadınlarına yaraşan giysi-
len'nle
Gördüm de
Ben seni uzun bir yolda yü-
rürken görmedim ki hiç."
• • •
Pasta alıp gidecektik bir ak-
şam ona çay içmeye. Söz ver-
miştik. Yeni öykülerden konu-
şacaktık, yeni aşklardan..
Sevgi Soysal'dan.. Şiirden,
müzikten, yaşamdan yani..
Olmadı, biz gidemedik.. O git-
ti.. Kim bilir belki de Turgut U-
yar'ın Göğe Bakma Dura-
^/'ndadırşimdi...
"Şimdi otobüs gelir biner
gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer
beğen başka türtüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter
belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım
durma kendini hatı/iat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım."
BULUT BEBEK WKAYÇ/FTÇ/ bulutbebek " hotmail.com
f
HAYAT EPÎK TÎYATROSU MVSTAFA BÎLGÎS
HANIM!..
BUYÜK MEDYA ÖASTESİNDEN
AKAN YA6, YEMEKLERDE
KULLANILT/ORSA
Bİ KAP GETİU. \.
KEDİ LEVO APTÜUKA hotmail.com
UYİ/A4 PAK&TLERIVLE
Ç.OK <^£/Z£t OLOYÛKU±1
ÇOK...
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 8 Temmuz tcıvu.munttaz-atikan.com,
ANK4RA14. SLÎLH HLXUK
MAHKEMESİ'NDEN ÎLAN
2OO3'317 Esas
Davacı Eti Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü vekili tarafından
davalı 2AFER BlLECEN hakkında açtığı ALACAK davasınuı
mahkememizce yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara
karan gereğince: Davalı ZAFER BtLECEN'in Doktor Meliha
Eldem Sk. No: 49 I Kızılay/ANKARA adresine çıkartılan teb-
ligatlar tebliğ edilememiş ve adresleri de zabıtaca tespit edikme-
miş olduğundan adı geçen şahsa bir dahaki duruşma günü olan
10.09.2003 günü saat 09.50'de tüm deliller ile birlikte mah-
kememizde hazır bulunması ve kendisini bir vekille temsil ettir-
meniz, aksi takdirde duruşmalara yokluğunuzda devam edileceği
ve karar verileceğı HUMK'nun 509. maddesi gereğince tebliğ
yerine kaim olmak üzere ilanen teblig olunur. 26.06.2003.
Basın: 32049'
• P'V"». **
PASAPORTUN ÇIKIŞI..
1796 'OA BUGUN, SlÜNEN £N ESKİ
8AIZ&E-
(ZB, PASAPOZruUU, 8<4Z/ YABAUCl ÛUC&LEG.-
PEKf HUKUKÎ i$L£(Zl İÇİM ALMlŞTI. PASA-
PORT, SıR PEl/LETİhl, VATAtJDAŞLAŞtNA
fi A Ç/MMA I2Nİ t/EGO/ĞİMİ ĞÖ£~
BEL<££Oİ£ VE KÖfC£.M ÇOK
ESKİ ZAM/4MLA&A DA YAfJMAKTA&ttS. M/S/R
/, BAÇfCA ÜLK£L£(£E
DlĞl İ ^ 8
ADI KAZINMIŞ Ot/AL Si/S T4Ş
' ( 4 f / A
j İÇ(M£
Nüfüs cüzdamıru, işyeri gıriş kartımı, SSK sicil
kartımı kaybettım, hükümsüzdür.
ADtL K.4YMAZ
Nüfiıs cüzdanımı, kaybettim, hükümsüzdür.
MEHMET CAN ŞADİOĞL V
SATILIK ya da KIRALIK DEVREMÜLK
BODRUM - Torba - SlMPA'da
17-31 Temmuz, 2 - 1 6 Ocak.
Tel: (0 216) 414 84 10
(0 216)336 0121
GÖRÜŞ
TURKKAYA ATAOV
IŞaşırmadım!
Kerkük olayı Amerikan iç ve dış sryasetini yakın-
dan izleyenler için şaşırtıcı değil. Hele son yıllann
resmi itiraflarını, yönetenlere "beyin" görevi ya-
panlann raporlannı ve akademik incelemeleri oku-
yanlar açısından beklenmedik birsaldın değil. Di-
yelim, "Amerikan Imparatoıiuğu" başlığını taşı-
yan Bacevich, Williams ve May örneği kişilerin
kitaplan ya da "Amerikan Yüzyıir başlıklı olan-
lar; yani Rabel, Slater, Taylor, VVhrte, Zunz ve
başkalannın yayımladıklan. Yeterince açık.
Bir önceki Dışişleri Bakanı M.AIbright, "Eğer
zora başvuran bizsek, bunu yapabiliriz, çünkü biz
Amerika'yız" dememiş miydi? Yüzyıl önce, o za-
manın önemli kişisi C Â Conant'ın şu sözleri bu-
günleri de akla getiriyor: "ABD toprak ele geçirip
gamizonlar mı kuracak, yoksa bağımsız görünüm-
lû başkalan kanalıyla mı yönetecek, bu bir ayrın-
tıdır. önemli olan Amerika 'nın serbest pazarian ele
geçirme hakkını kullanmasıdır". "Hak" kelimesine
dikkat edelim. Kissinger (gereksiz yere Türkçeye
de çevrilen) "Diplomasi" adlı kitabında ABD'nin
dünyayı kendi imajında değiştireceğini açıkça ya-
zıyor. Demokrat bilinen Başkan Wilson da aynı
düşünceyi 1900'de şöyle ifade etmişti: "ABD Do-
ğu'nun açıiması ve değişmesinde öncü rolü oy-
namalıdır. Bizim ölçülerimiz onlara zorla kabul et-
tirilmelidir". O yıl Beyaz Saray'da oturan T. Roose-
velt der ki: "Yavaş konuş ama elinde büyük birso-
pa bulundur. Böylece, çok uzağa gidersin". Ge-
ne aynı kişi: "Herhangi bir ülke bize karşı sorum-
luluklannı yerine getirirse, müdahaJemizden kork-
masın. Bundan saparsa, müdahale görevimiziye-
rine getiririz". 1917'de gene VVilson: "Siyasetimiz
eninde sonunda herkesçe kabul edilmelidir". Da-
ha 1898'de A. Beveridge buyurmuş ki: "Kadersi-
yasetimizi bizim için çizmiş. Amerikan düzeni ve
bayrağı heryerde olmalıdır".
1941'de ünlü Amerikan yayımcısı kendine ait
"üfe" dergisinde "Amerikan Yüzyıh" başlıklı bir ya-
zı yayımlamış ve bunun nasıl olacağını göstermiş-
ti. Yazan çoktan ölmüş bu yazı şimdilerde gene ya-
yımlanıyor ve o yazıya sürekli göndermeler var. O
denli ki, bu gidişe karşı "Imparatorluk Değil,
Cumhuriyetfetiyoruz"adında bir krtap çıkaran si-
yasetçi P. Buchanan hakkında ötekilerin yaptıgı
değerlendirme şu: "O zaten dengesizin biridir".
Amerikan kararvericilerinin "Amerikan Emperya-
lizmi yoktur" diyenler için (kahkahaJarla gülerek)
düşündükleri de bu.
40 yıl kadar önce "Amerikan Belgeleriyle
Amerikan Emperyalizminin Doğuşu" başlıklı bir
kitap çıkarmıştım. Amerikan itiraflanyla doluydu.
Üniversitede bir yetkili Amerikan büyükelçisinin
beni, bu yüzden, Dışişleri Bakanlığımıza şikâyet et-
tiğini söylemiş, bana da ihtar vermişti... Gerçekle-
ri birlikte göreceğiz.
B U L M A C A SEDATYAŞAYAy
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ .Ajıado-
lu'nun Türk-
leşmesinde
önemli bir rol
oynayan
Oğuz boyu.
2/ Tavır, dav- 5
ranış... Ince 6
pide halinde
ekmek. 3/
Küçük ama
lezzetli bir 9
karides cin-
si... Eski ve bilinme-
yen bir tarihi anlat-
makta kullanılan de-
yim sözü. 4/ Avust-
ralya'da yaşayan bir 4
cinsdevekuşu...Ga- 5
ziantep'in bir ilçesi. 6
5/ Havada on mil-
yonda bir oranında 8
bulunan gaz. 6/ Bir 9
nota... Bir yerde oturma. 7/Erden çavuşa kadar
olan askerlere verilen ad... Eski Mısır'da güneş
tannsı. 8/Tann... "Eğil biryol öpeyira' — karan-
lıkgörmezler" (Türkü)... Birsorueki. 9/Katmer-
li ve mor renkte çiçekler açan bir tatula türü.
\TJK4RIDAN AŞAĞIYA;
1/ Kafkasya'nın kuzeydofusunda yaşayan bir
halk. II Yapılmış, gerçekleşmiş iş... Tütün diz-
mek, laırutmak ve işlemek için kullanılan üstü
kapah sergi. 3/ "Orhan - - " : Yazanmız... Altın-
dan sopa gösterilir. 4/Do|al ve tarihsel özellik-
lerinden dolayı koruma altına alınan alan. 5/ Bir
nesneye zorunJu olarak bağlı olmayan ve onun
özünde bulunmayan nitelik... Yiyecek bulama-
yan, yoksul kimse. 6/ Uzun şeritler durumunda
bir denız yosunu. 7/Konut... Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu'da konar-göçerlerin kıl çadırlann-
dan oluşan yayla yerleşmesi. 8/ Incelmiş, antıl-
mış... Eski dılde su. 9/Telli bir bürümcük cinsi...
Çayın etkin maddesi.
ALTCVTAŞASÜYE HUKUK
HÂKIMLİĞİ'DEN
DosyaNo: 2003 3 Esas
Davacılar Mukadder Duman, Yüksel Duman, Nuri
Duman, Hanım Kabaa|aç. Kamil Duman tarafmdan
davalılar O\su MAdencilık Ticaret ve Ltd.Şti., Altın
Gönen Madencilik ve Ticaret Ltd.Şti.. Ayhan Toker,
Zeynep Belma .4hıskaatabekoğullan ve Bülent Surlu
aleyhine mahkememize açılan maddi manevi tazrninat
davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen
ara karan gereğince;
Adresi tespit edilemeyen Zeynep Belma Ahıskaata-
bekogullan ve Oysu MadenciJik Ticaret ve Ltd.Şti. 'ne
ilanen tebligat yapılmasma karar verilmesi istendiğın-
den davahlardan Zeynep Belma Ahıskaatabekoğuİîan
ve Oysu Madencilik Ticaret ve Ltd.Şti.'ne duruşma
günü olan 16.09.2003 günü saat 09.00'da mahkeme-
miz duruşma salonunda hazır olmalan veya kendileri-
ni bir vekille temsil etrirmemeleri halinde yargılama-
ya yokluklannda devam edılerek karar verileceğı da-
vetiye yerine geçmek üzere ilan olunur. 13.062003
Basm: 26365