04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8TEMMUZ2003SALI CUMHURİYET SAYFA kurtur(5 cumhuriyet.com.tr 15 Gelişmiş sanayi ülkelerinden 270 galeri dünyanın en büyük fuannda gövde gösterisi yaptı 'G-8'lerin Basel doruğuA vrupa 'daki sanat fuarları arasında en yaygm üne sahip /\ olan Basel Fuarı 'na katılmak için, dünyanın dört ^A^yanından başvuran 930galerininyaklaşıküçte biri kabul edilmiş. Kabul edilenlerin büyük bölümü çağdaş sanat alanındaki güçlerini öne çıkaran Ingiltere, Ispanya, Italya, ABD, Japonya, Avtıstralya, Fransa, îsviçre gibi ülkelerden. KAYA ÖZSEZGtN Çağdaş sanat ürünlerinin tanıtıldığı ve pazar- landığı fuarlar, 190O'lü yıllann ortalanna doğ- ru Avrupa'da kendiıu gösteriyor. 1955'ten bu yana dört yılda bir Almanya'nın Kassel ken- tinde düzenlenen "Documenta" ve Paris'te düzenlenen "FIAC" (Uluslararası Çağdaş Sa- nat Fuan), bu konuda ilk akla gelenler. Fuar kavramının çağdaş sanatla iç içe görüntüsü, bu alandaki evrenselci girişimlerin çağdaşlık ol- gusuyla bütünleştiğinin ayn bir göstergesi. Yaygın deyişiyle "vahşi kapitalizm", sü- per fiyat etiketleriyle piyasaya sürdüğü, izle- yicinin ve ahcının karşısına çıkardığı sanat ya- pıtlan üzerinden de bir başka fırtına estırmiş oluyor böylece. Fuarlar kapitalizmin sergi salonları Avrupa'nın ve kapitalist dünyanın zengin kesimi, hangi sanatçıya ya da sanatçılara yatı- nm yapacağı yolundaki projelerini, daha çok da fuar ortamında esen rüzgârlara göre kuru- yor. Ama her şeyin bu fuarlarda başlayıp bıtti- ğini söylemek gene de doğru olmaz. Geriye doğru gelişen ve oluşan birikimler- dir fuarlardaki yıldızlann parlamasına fırsat veren. Her şey, kendine özgü kurallar içinde bi- çimlenip oluşuyor; fuar ortamında ise varaca- ğı noktaya ulaşıyor. Bu açıdan bakınca, sanat fuarlannın oldu bittiye getirilmiş bir olgunun "nihai" belirtecı olduğunu kabul etmek zo- runda kahyorsunuz. Bu yıl Venedık Bıenali'nin arkasından, 18- 23 Haziran günleri arasında, îsviç- re'nin ticaret ve sanayi merkezi Ba- sel (Bâle) kentinde 34.'sü düzenle- nen fuar, A\Tupa'daki sanat fuar- lan arasında en yaygın üne sahip olanı. Basel Fuan'na katılmak için, dünyanın dört yanından 930 galeri başvurduğu halde, bunlann yaklaşık üçte biri (270 galeri) kabul edilmiş. Kabul edilenlenn neredey- se tümü (Ingiltere, Ispanya, Italya, ABD, Japonya, Avustralya, Fransa, îsviçre vb.) gelişmiş sanayi ülkele- rinden. Daha ilk bakışta Basel Fu- an'nın, çağdaş sanat bağlamında gövde gösterisi olduğu imajını öne çıkaran bir içerikle dolu bulundu- ğu gerçeğı kendinı belli ediyor. Çağdaşhk ve modernlık ıdeali- nın bayrağını yaklaşık yüz yıldır taşımakta öncülük payı, böy- lece gene bılinen ülkelere aıt. Bu öncelıklı sıra, Basel Fuan nedenıyle bir kez da- ha tescil edilmiş oluyor. Son yıllarda, başta Botero olmak üzere yeni çıkışla- ra imza atan Latın Ame- rika kökenli sanatçılar da bu kez Avrupalı galerile- rin koruması altmda. Ge- nel görünümüyle fuar, aralannda Picasso, Maris- se, Dubuffet, Bacon, Leger, Ba- Dietrich ~m—y uarın öncü sanatçılara ayrılmış ikinci alanında / y 'sınırsız sanat' başlığı altında en yeni eğilimlerin J~ temsilcileri yer alıyordu. Bu bölümde Boltanski, Gilbert-George, Segal, DanielRoth, Richard Serra, Gromley gibi sivrilmiş sanatçıların arasında HalukAkakçe adına rastlamak sevindirici bir etki yaratıyor. selirz, Hockney, Chilida gibi bilinen isimlerin farklı gale- rilerde yeniden karşımıza çıktığı dev bir müze san- ki. Pazarlamacılar, izle- yiciyi bu isimlerin ağır- lıkta olduğu bir çemberin içine almakla, onu şaşırtmak- tan çok, üstünlükleri tartışma götürmeyecek düzeydeki değerlerle bir kez daha ve yeniden yüzleştirerek, çağdaş sanatta bugüne ka- dar alınmış olan mesafe- nin gerisine çekıyorlar. Kanıtlanmış değerlerin toplu bir dökümünü or- taya seriyor ve ahcının güvenıne mazhar olma- nın keyfini yaşıyor ve yaşatıyorlar. Fuann, daha yeni- lere ve avangard sa- natçılara aynlmış ıkıncı mekânında "sınırsız sanat" ("Art Unlimi- ted") başlığı altın- da video-art ve ens- talasyon örneklen, en yeni eğilimlenn temsilcisi sanatçılar Klinge (Almanya) yer alıyordu. Boltanski, Gilbert-George, Segal, Daniel Roth, Richard Serra, Gromley gibi sivrilmiş isimlerin de yer aldığı bu ortamda, Haluk Akakçe adına rastlamak, sevindirici bir etki yaratıyor. Ama galeriler bazında da bu sevin- dirici etkinin sürmesini istiyor gönül. Basel Fuan'na bizden başvuru oldu mu acaba? Bu sorunun yanıtı, belki de hiç bilinmeyecek. A- ma isimler konusunda iyi bir seçim yapmış ol- mak koşuluyla, böyle bir başvurunun olumlu sonuçlanmasını beklemek, kanımca hiç de yanlış olmayacaktır. Özel galerilerin sorumluluğu Avrupa'nın orta yerinde, hem Avrupalı olan hem de Avrupa Birliği'ne üye olmamakta di- renerek bu kimliği kendi sınırlan içerisinde saklı tutan Isviçre'nin, Basel'de kurduğu ve yaşattığı fuar geleneği, alabildiğine ciddi ve görkemli boyutlanyla günümüzdeki sanat fu- arcılığı olgusunu böylece gündeme çekmiş oluyor. Özel galericiliğin, ancak böyle bir ge- leneğe katıhnakla çağdaşlık ve sahiplenme iş- levıni canlı rutma şansını elinde bulundurabi- leceği kuşku götürmez. Bizde sayılan üçe çı- lcan fuarcılık girişimleri. zamanla toplarlanma aşamasına ve dolayısıyla uluslararası düzeye gelebildiği ölçüde, bu geleneğe katılma nok- tasına biraz daha yaklaşmış olacağız. Ama on- dan da önce, Avrupa Birliği'nin kapısını aşın- dırdığımız bir dönemde, çağdaş sanat bilüıci- ni Basel gibi büyük fuarlarla paylaşmanın ola- naklannı zorlamalı ve gelinecek noktanın pe- şinde olmahyız. Zincirlikuyu'da düzenlenen törene Rıfat II- gaz'ın yakınları ve aydınlar katıldı. Rıfat Ilgaz ölümünün 10. yılında mezan başında anıldı Sıvas vahşetine dayanamadı îstanbnl Haber Servisi - "Hababam Sınıft" adlı gülmece romanıyla eğitimi hicveden, toplumcu- gerçekçi 40 kuşağı şaırlerinin önde gelenlerinden ve edebiyatunızm en sevilen isimlerinden Rıfat Ilgaz ölümünün 10. yıldönümünde mezan başında anıldı. 1993 yılında kaybettiğimiz şair- yazar Rıfat Ilgaz'ın Zincirlikuyu Mezarlığındaki anma törenine Leyla Erbil, Üstün Akmen, Aydın Ilgaz, Nilgün Ilgaz, Yıldız Ilgaz ve Sunay Akının da aralannda bulunduğu yazarlar ve yakınlan katıldı. Ilgaz'ın oğlu ve Çınar Yayınlan sahibi Aydın Ilgaz törende yaptığı konuşmada, "Rıfat Ilgaz, karanlığın ortasına ışık saçan bir çınardı" dedi. Kızı Yıldız Ilgaz ise Rıfat Ilgaz'ın Sıvas Kıyımında ölen dostlannın acısına dayanamadığına inandığmı anlatarak "Bu vahşete daha fazla dayanamadı" dedi. Sunay Akın ise "Doğum insanları eşitler, ölümse seçkinleri öne çıkanr" diye konuştu. Akademiefiir Alte MıısikBerlin topluluğıı Aya Irini'deBach 'tan unutulmazparçalar seslendirdi stanbul'a Berlinli çıkarması... GAMZE AKDEMİR Akademie für Alte Musik Berlin topluluğu, 31. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali kapsamında MET- RO Group'un sponsorluğuyla 30 Ha- ziran'da Aya trini'de Stephan Mai şefliğinde müzikseverlerle buluştu. Doğu Berlin orkestralannda çalan genç müzisyenlerin 1982'de kurduğu Akademie fur Alte Musik Berlin, dö- nem çalgılanyla müzik yapıyor. Al- manya'nm birleşmesinin ardından Avrupa'daki turnelirini sıklaştıran ve yılda yüze yakın konser veren toplu- luk, Cecilia Bartoli'nin Gluck arya- lannı seslendirdiği son albümünde de sanatçıya eşlik etmişti. Topluluğun kayıtlan, aralannda 'Diapason d'Or', 'Gramophon Award', 'Edison Award', 'Cannes Classical Award'm da bulunduğu sayısız ödül aldı, 2000'de Amerikan 'Grammy Ödûlüne aday gösterildi. Stephan Mai ise 1987'den beri toplu- luğun iki baş kemancısından biri ola- rak görev yapıyor. Mai 1991 'den be- ri Leipzig Müzik Okulu'nda ve Ber- lin Hans Eisner Müzik Okulu "nda ba- rok keman dersleri de veriyor. Farklı duygular, farklı algıiar - Akademie für Alte Musik Ber- lin sadece Doğu Almanva'dan ge- len müzisyenlerden mi oluşuyor? STEPHAN MAİ - Kurulma aşamasında öyle olsa da şu anda tüm Avrupa "dan müzısyenler de y- er alıyor orkestrada. Bu oluşum esinlenme konusunda önemli bir • Doğu Berlin orkestralannda çalan genç müzisyenlerce 1982'de kurulan Akademie für Alte Musik Berlin, dönem çalgılanyla müzik yapıyor Topluluk, Gluck aryalarını seslendirdiği son albümünde Cecilia Bartoli'ye eşlik etmişti. avantaj sağhyor. Farklı duygular. farklı algılann müzisyenlerden or- kestraya geçen, işleyen öze sadık ama varyasyonlara açık biçimlen- mesi bir sanatçının en büyük hazi- nesi, enerji kaynağı olan ilham duygusunu körüklüyor. Yaratı ya- ratılanla sınırlı kalmayıp yonım- larla zenginleşiyor. Birbirinin ardı- lı dıye bir şey söz konusu olmuyor. - Dönem çalgılanyla müzik ya- pıyorsunuz, bu yapıyı açar mısı- nız? Tarihi enstrümanlann kulla- nılmasınm müzikteki anlamı. farklılığı nedir? Kulaklara alışıl- mışın dışında çok eskilerde kalmış ve hatta unutulmuş çalgılar ara- cdığıyla bugün için yeni titreşim- lerle bezeli bir müzik sunmak coş- kusu mu baskındı duygunuzda? MAİ - Kesinlikle... 17., 18. yüz- yıl müziğinin Avrupa'da bir süre hiç çahnmamasının nedeni de modası- nın geçmiş olmasıydı. Özellikle Hândel gibi müzisyenlerin müzikle- rininiekrar uyanışıyla o eski müzik- le şimdi yeni çalgılarla yapılanın arasında, mesela kemanlann telleri ve kullanımının farklılığından dola- yı karşı argüman dunımu ortaya çı- Toplumsal Tarih dergisi, bu ayki sayısında 20. yüzyıl Türkiye tarihini mercek altına alıyor 80 yıl sonra Lozan Kültür Servisi - Toplumsal Tarih dergisinin bu ayki dosya konusu '80 Yıl sonra Lozan'. Murat Koraltürk editörlüğünü üstlendiği dos- yayı şu sözlerle tanımlıyor: "Lozan, diploma- rik bir olay olmanın ötesinde 20. yüzyıl Tür- kiye tarihine ilişkin birçok konunun düğüm noktasını oluşturan tarihsel bir olgudur. Bun- dan dolayı, hakkında yazılmış her şeye karşın Lozan'ı çeşitli boyut- larda ele alan ve daha da önemlisi, tarihle günceli bir araya getiren ça- lışmalara ihtiyaç vardır. Lozan'ı dosya konusu olarak işlememizin te- mel nedeni de budur." / Zsifer Toprak, Baskın Oran, Ahmet Demirel, Kemal An, Meh- met Demiryürek ve Kerem Coşku- ner gibi yetkin kalemlerin Lozan ...:.: - hakkındaki görüşlerini de bu sayıda bulmak mümkün. Çiğdem Maner'in, Agatha Christie'nın ro- manlannın ilhamım nereden aldığını anlatan 'Kazılann Kraliçesi', Hülya Bilgin'in bize sıh- hatler olsun dedirten 'Eski Hamam Eski Tas' ve Ayşe Hür'ün Avrupa tarihinde biraz gerile- re gidip 13. yüzyılda yaşamış iyi eğitimli keşiş Rabban Şuama'nın AvTupa seferini ele alan ya- zılar, derginin zevkle okunacak bölümleri ara- sında yerlerini alıyor. 'Kültürel Mirasın Sürdürülebilirliği" yazı- sında günümüz çoğulcu demokrasilennin, her topluluğun kültürel mirasını ya da çevresini ye- niden üretmesine olanak vermesi gerektiğini söy- leyen tlhan Tekeli, Seneda Demirovic'in 'Ta- rihi Mostar Köprüsü Ayağa Kalkıyor' ve Mic- hael Balstonın 'Koruma mı, Saİdama mı?' yazılanyla kültürel miras konusunda bir bütün- lük oluşturuyor. Yavuz Selim Karakışlanın ha- zırladığı 'Arşivden Bir Belge' köşesınde, Os- manlı sinemasmda ilk porno film olan 'Fahişe- nin Kızı'nı belgelerle anlatılıyor. 'Ayın Konu- ğu' bölümünde Huricihan tslamoğlu'yla yapı- lan bir söyleşi yer alıyor. Jale Erzen'in •Kültü- rel Çoğulculuk ve Balkanlar' yazısıysa dergi- nin 'Ayın Gündemi' bölümünü oluşturuyor. layor. Bu tezatm ortaya çıkmasıyla müzisyenler müziğin eski, orijinal halının ve o eski enstrümanlann, hem enstrümardann kendilerinin hem de çalınış şekillerinin tekrar kullammı konusunda bir görüşe sa- hip oldular. Bu da eskinin, unutul- muşun hatolatıhnası dolayısıyla gü- nümüzle yaratılan tezatta hoş bir denge oluşturuyor. Elbette yorumla zenginleştirilerek rutin tekrara düş- meyen, duygu ve sanatçının kişisel- liğiyle sanlı bir şekilde geliştirilebi- liyor. Yarahcı, çok yaratıcı... Evvel zamana yolculuk... - Bu bağlamda bu tarihi çaigıla- rı kullanmanın müzisyenler üze- rindeki etkisini nasıl yorumluyor- sunuz? MAİ - Bu evvel zamana yolculuk kimi zaman onlan zorluyor.. kimi zaman da bilgisayarda kullanılan klavye gibi sanki bir daha öbürünü kullanamazmış duygusunu yaşatı- yor. O derece bütünleşiliyor çünkü. Aynca, bu o dönemin müzisyenleri olmak gibi bir yanılsamayı da geti- riyor. Müziği ruhtan nasıl soyutla- yamazsanız çalgının ait olduğu dö- nemi de öyle soyutlayamazsınız. Bunun yanında bir de yeni, çalın- ması çok zor olan teknikler eski çal- gılarla daha kolay oluyor o yüzden de şaşınyor sanatçılar. Eski çalgılardan malesef kaybolup giden de çok var, özellikle üflemeli çalgılar... - Başka orkestralar Akademie für Alte Musik Berlin'i izliyorlar mı, örnek alıvorlar mı bu nokta- da? MAİ - ÖzellikJe 1920'den itiba- ren eski müziğin, eski çalgılann kul- lanımı bir akım. bir moda haline gel- di denebilir. Takip edenler derken daha çok çalma tekniği ve enstrü- man olarak o akım devam ediyor. Mesela orkestra şefleri çalman bir Mozart'ı duyup bu daha farkh ça- lınıyor diye ilham alabiliyorlar. - Müzik Festivali konusundaki duygu lannız. MAİ - Çok güzel bir deneyim bi- zim için böylesine önemli bir festi- valde çalabılmek. Mekân da çok özel. Fakat ibadete açık bir camide müzik yapmayı da çok isterdim. Dünya, inanışlar, kimsenin tekelin- de değil, hepimizin. Bir müzisyen olarak müziğin de sınıf, din, dil, ırk tammadığını sadece düşünmekle kabnıyor.. inanıyorum da. Tüm din- lerin, dillerin ve ırklann kaynaşhğı- nı, iç içe geçtiğini düşünüyorum. Bu sadece müzik adına değil, insanlık adına da büyük bir fırsat. Müziğin ve dinlerin e\Tensel!iği ve kardeşli- ğinde nefeslerimizin yettiğince söy- lemek, kaslanmızın elverdiğince çabnak, icra etmek isti^>ruz. lain Borden konteransı • Kültür Servisi - Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi'nde 10 Temmuz Perşembe günü başlayacak 'Mekân Yaratmak' isımli sergi kapsamında. Londra Bartlett School of Architecture University Çollege'in yöneticisi, Kent Kültürü ve Mimari Bölümü Profesörü lain Borden bir konferans verecek. 'Bilinmeyen Kentte Mekân Yararmak' başlıkh konferans, bugün saat 19.00'da Osmanlı Bankası Müzesi'nde gerçekleşecek. Borden konuşmasında, 'Mekân Yaratmak' sergisınde yer alan işlerin özelinden yola çıkarak genel olarak karşı kültür ve alternatif etkinliklere ilişkin bilgiler sunacak. Çalışmalannda günümüz kentindeki süreçleri, biçim ve anlam açısmdan eleştiren Borden, kente, kentin günlük mekânlanna uyum gösteren yeni işlevler ve geleceğin mekânlanna yönelık değişiklikler öneriyor. (0 212 233 22 38) Fahir Atakoğhı ve Audnfact Keyfi • Kültür Servisi- 10. Uluslararası Istanbul CazFestivali' kapsamında Fahir Atakoğlu ve Audiofact bu akşam saat 20.00'de Açıkhava'da aynı sahneyı paylaşacak. Konserin ilk yansında sahneye çıkacak olan Audiofact, Brooklynli müzisyenlerle bırlikte caz, fiink ve fusion kanşımı tarzına elektronik ritünlen. Istanbul'a özgü sesleri, müzikleri ve görselleri de ekleyecek. Gecenin ikinci yansmdaysa Fahir Atakoğlu. ilk kez festivalde izleyici karşısına çıkacak olan Çaz üçlüsüyle çok farklı bir repertuvar seslendirecek. Atakoğlu'na bas gitann yaşayan en büyük ustalanndan Anthony Jackson ve davulda Cliff Almin eşlik edecek. (0 212 334 07 00) Cambaz'da BoRywood Party • Kültür Servisi - Çambaz, 10 Temmuz Perşembe günü saat 21.30"da Karga World Music işbirliğiyle 'Bollywood Party' düzenliyor. Türk ve Hinth DJTerin performanslannı sergileyeceği ve ikincisi düzenlenen etkinlik, Hint film sektörü Bollywood çıkışlı, eski Hint filmlerinden parçalar, müzik kliplerle, Bhangra müziğin başlangıcmdan günümüze gelişim çizgisini sunuyor. (0 212 292 23 64) BUGÜN • ENKA AÇIKHAVA TİYATROSU'nda 21.15'te Dostlar Tiyatrosundan 'Yaşasın Savaş' adhoyun. (021227622 14) • ODAKULE tŞ MERKEZİ ÖNÜ'nde 'Yapı Kredi Yayıncılık Sokakta' kapsamında 12.30- 13.30 arasında 'Napoliten Şarkılar' konseri. (0 212 252 47 00) • BEYOĞLU SİNEMASInda 'Alim Şerif Onaran anısına' kapsamında 11.30, 14.00, 16.30, 19.00 ve 21.30'da 'Konuş Onunla'. (0 212 251 32 40) İSTANBUL CAZ FESTİVALİ • BEŞIKTAŞ'ta 18.00'de 'Festival Bandosu' lonsen. (0 212 •', 334 07 00) Ç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle