Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8TEMMUZ2003SALI CUMHURİYET SAYFA
kurtur(5 cumhuriyet.com.tr 15
Gelişmiş sanayi ülkelerinden 270 galeri dünyanın en büyük fuannda gövde gösterisi yaptı
'G-8'lerin Basel doruğuA vrupa 'daki sanat fuarları arasında en yaygm üne sahip
/\ olan Basel Fuarı 'na katılmak için, dünyanın dört
^A^yanından başvuran 930galerininyaklaşıküçte biri kabul
edilmiş. Kabul edilenlerin büyük bölümü çağdaş sanat
alanındaki güçlerini öne çıkaran Ingiltere, Ispanya, Italya,
ABD, Japonya, Avtıstralya, Fransa, îsviçre gibi ülkelerden.
KAYA ÖZSEZGtN
Çağdaş sanat ürünlerinin tanıtıldığı ve pazar-
landığı fuarlar, 190O'lü yıllann ortalanna doğ-
ru Avrupa'da kendiıu gösteriyor. 1955'ten bu
yana dört yılda bir Almanya'nın Kassel ken-
tinde düzenlenen "Documenta" ve Paris'te
düzenlenen "FIAC" (Uluslararası Çağdaş Sa-
nat Fuan), bu konuda ilk akla gelenler. Fuar
kavramının çağdaş sanatla iç içe görüntüsü, bu
alandaki evrenselci girişimlerin çağdaşlık ol-
gusuyla bütünleştiğinin ayn bir göstergesi.
Yaygın deyişiyle "vahşi kapitalizm", sü-
per fiyat etiketleriyle piyasaya sürdüğü, izle-
yicinin ve ahcının karşısına çıkardığı sanat ya-
pıtlan üzerinden de bir başka fırtına estırmiş
oluyor böylece.
Fuarlar kapitalizmin sergi salonları
Avrupa'nın ve kapitalist dünyanın zengin
kesimi, hangi sanatçıya ya da sanatçılara yatı-
nm yapacağı yolundaki projelerini, daha çok
da fuar ortamında esen rüzgârlara göre kuru-
yor. Ama her şeyin bu fuarlarda başlayıp bıtti-
ğini söylemek gene de doğru olmaz.
Geriye doğru gelişen ve oluşan birikimler-
dir fuarlardaki yıldızlann parlamasına fırsat
veren. Her şey, kendine özgü kurallar içinde bi-
çimlenip oluşuyor; fuar ortamında ise varaca-
ğı noktaya ulaşıyor. Bu açıdan bakınca, sanat
fuarlannın oldu bittiye getirilmiş bir olgunun
"nihai" belirtecı olduğunu kabul etmek zo-
runda kahyorsunuz.
Bu yıl Venedık Bıenali'nin arkasından, 18-
23 Haziran günleri arasında, îsviç-
re'nin ticaret ve sanayi merkezi Ba-
sel (Bâle) kentinde 34.'sü düzenle-
nen fuar, A\Tupa'daki sanat fuar-
lan arasında en yaygın üne sahip
olanı. Basel Fuan'na katılmak
için, dünyanın dört yanından 930
galeri başvurduğu halde, bunlann
yaklaşık üçte biri (270 galeri) kabul
edilmiş. Kabul edilenlenn neredey-
se tümü (Ingiltere, Ispanya, Italya,
ABD, Japonya, Avustralya, Fransa,
îsviçre vb.) gelişmiş sanayi ülkele-
rinden. Daha ilk bakışta Basel Fu-
an'nın, çağdaş sanat bağlamında
gövde gösterisi olduğu imajını öne
çıkaran bir içerikle dolu bulundu-
ğu gerçeğı kendinı belli ediyor.
Çağdaşhk ve modernlık ıdeali-
nın bayrağını yaklaşık yüz yıldır
taşımakta öncülük payı, böy-
lece gene bılinen ülkelere
aıt. Bu öncelıklı sıra, Basel
Fuan nedenıyle bir kez da-
ha tescil edilmiş oluyor.
Son yıllarda, başta Botero
olmak üzere yeni çıkışla-
ra imza atan Latın Ame-
rika kökenli sanatçılar da
bu kez Avrupalı galerile-
rin koruması altmda. Ge-
nel görünümüyle fuar,
aralannda Picasso, Maris-
se, Dubuffet, Bacon, Leger, Ba- Dietrich
~m—y uarın öncü sanatçılara ayrılmış ikinci alanında
/ y 'sınırsız sanat' başlığı altında en yeni eğilimlerin
J~ temsilcileri yer alıyordu. Bu bölümde Boltanski,
Gilbert-George, Segal, DanielRoth, Richard Serra,
Gromley gibi sivrilmiş sanatçıların arasında HalukAkakçe
adına rastlamak sevindirici bir etki yaratıyor.
selirz, Hockney, Chilida gibi
bilinen isimlerin farklı gale-
rilerde yeniden karşımıza
çıktığı dev bir müze san-
ki.
Pazarlamacılar, izle-
yiciyi bu isimlerin ağır-
lıkta olduğu bir çemberin
içine almakla, onu şaşırtmak-
tan çok, üstünlükleri tartışma
götürmeyecek düzeydeki
değerlerle bir kez daha ve
yeniden yüzleştirerek,
çağdaş sanatta bugüne ka-
dar alınmış olan mesafe-
nin gerisine çekıyorlar.
Kanıtlanmış değerlerin
toplu bir dökümünü or-
taya seriyor ve ahcının
güvenıne mazhar olma-
nın keyfini yaşıyor ve
yaşatıyorlar.
Fuann, daha yeni-
lere ve avangard sa-
natçılara aynlmış
ıkıncı mekânında
"sınırsız sanat"
("Art Unlimi-
ted") başlığı altın-
da video-art ve ens-
talasyon örneklen,
en yeni eğilimlenn
temsilcisi sanatçılar
Klinge (Almanya) yer alıyordu.
Boltanski, Gilbert-George, Segal, Daniel
Roth, Richard Serra, Gromley gibi sivrilmiş
isimlerin de yer aldığı bu ortamda, Haluk
Akakçe adına rastlamak, sevindirici bir etki
yaratıyor. Ama galeriler bazında da bu sevin-
dirici etkinin sürmesini istiyor gönül. Basel
Fuan'na bizden başvuru oldu mu acaba? Bu
sorunun yanıtı, belki de hiç bilinmeyecek. A-
ma isimler konusunda iyi bir seçim yapmış ol-
mak koşuluyla, böyle bir başvurunun olumlu
sonuçlanmasını beklemek, kanımca hiç de
yanlış olmayacaktır.
Özel galerilerin sorumluluğu
Avrupa'nın orta yerinde, hem Avrupalı olan
hem de Avrupa Birliği'ne üye olmamakta di-
renerek bu kimliği kendi sınırlan içerisinde
saklı tutan Isviçre'nin, Basel'de kurduğu ve
yaşattığı fuar geleneği, alabildiğine ciddi ve
görkemli boyutlanyla günümüzdeki sanat fu-
arcılığı olgusunu böylece gündeme çekmiş
oluyor. Özel galericiliğin, ancak böyle bir ge-
leneğe katıhnakla çağdaşlık ve sahiplenme iş-
levıni canlı rutma şansını elinde bulundurabi-
leceği kuşku götürmez. Bizde sayılan üçe çı-
lcan fuarcılık girişimleri. zamanla toplarlanma
aşamasına ve dolayısıyla uluslararası düzeye
gelebildiği ölçüde, bu geleneğe katılma nok-
tasına biraz daha yaklaşmış olacağız. Ama on-
dan da önce, Avrupa Birliği'nin kapısını aşın-
dırdığımız bir dönemde, çağdaş sanat bilüıci-
ni Basel gibi büyük fuarlarla paylaşmanın ola-
naklannı zorlamalı ve gelinecek noktanın pe-
şinde olmahyız.
Zincirlikuyu'da düzenlenen törene Rıfat II-
gaz'ın yakınları ve aydınlar katıldı.
Rıfat Ilgaz ölümünün 10. yılında
mezan başında anıldı
Sıvas vahşetine
dayanamadı
îstanbnl Haber Servisi - "Hababam Sınıft" adlı
gülmece romanıyla eğitimi hicveden, toplumcu-
gerçekçi 40 kuşağı şaırlerinin önde gelenlerinden
ve edebiyatunızm en sevilen isimlerinden Rıfat
Ilgaz ölümünün 10. yıldönümünde mezan
başında anıldı. 1993 yılında kaybettiğimiz şair-
yazar Rıfat Ilgaz'ın Zincirlikuyu Mezarlığındaki
anma törenine Leyla Erbil, Üstün Akmen,
Aydın Ilgaz, Nilgün Ilgaz, Yıldız Ilgaz ve Sunay
Akının da aralannda bulunduğu yazarlar ve
yakınlan katıldı. Ilgaz'ın oğlu ve Çınar Yayınlan
sahibi Aydın Ilgaz törende yaptığı konuşmada,
"Rıfat Ilgaz, karanlığın ortasına ışık saçan bir
çınardı" dedi. Kızı Yıldız Ilgaz ise Rıfat Ilgaz'ın
Sıvas Kıyımında ölen dostlannın acısına
dayanamadığına inandığmı anlatarak "Bu
vahşete daha fazla dayanamadı" dedi. Sunay
Akın ise "Doğum insanları eşitler, ölümse
seçkinleri öne çıkanr" diye konuştu.
Akademiefiir Alte MıısikBerlin topluluğıı Aya Irini'deBach 'tan unutulmazparçalar seslendirdi
stanbul'a Berlinli çıkarması...
GAMZE AKDEMİR
Akademie für Alte Musik Berlin
topluluğu, 31. Uluslararası Istanbul
Müzik Festivali kapsamında MET-
RO Group'un sponsorluğuyla 30 Ha-
ziran'da Aya trini'de Stephan Mai
şefliğinde müzikseverlerle buluştu.
Doğu Berlin orkestralannda çalan
genç müzisyenlerin 1982'de kurduğu
Akademie fur Alte Musik Berlin, dö-
nem çalgılanyla müzik yapıyor. Al-
manya'nm birleşmesinin ardından
Avrupa'daki turnelirini sıklaştıran ve
yılda yüze yakın konser veren toplu-
luk, Cecilia Bartoli'nin Gluck arya-
lannı seslendirdiği son albümünde de
sanatçıya eşlik etmişti.
Topluluğun kayıtlan, aralannda
'Diapason d'Or', 'Gramophon
Award', 'Edison Award', 'Cannes
Classical Award'm da bulunduğu
sayısız ödül aldı, 2000'de Amerikan
'Grammy Ödûlüne aday gösterildi.
Stephan Mai ise 1987'den beri toplu-
luğun iki baş kemancısından biri ola-
rak görev yapıyor. Mai 1991 'den be-
ri Leipzig Müzik Okulu'nda ve Ber-
lin Hans Eisner Müzik Okulu "nda ba-
rok keman dersleri de veriyor.
Farklı duygular,
farklı algıiar
- Akademie für Alte Musik Ber-
lin sadece Doğu Almanva'dan ge-
len müzisyenlerden mi oluşuyor?
STEPHAN MAİ - Kurulma
aşamasında öyle olsa da şu anda
tüm Avrupa "dan müzısyenler de y-
er alıyor orkestrada. Bu oluşum
esinlenme konusunda önemli bir
• Doğu Berlin orkestralannda çalan genç müzisyenlerce
1982'de kurulan Akademie für Alte Musik Berlin, dönem
çalgılanyla müzik yapıyor Topluluk, Gluck aryalarını
seslendirdiği son albümünde Cecilia Bartoli'ye eşlik etmişti.
avantaj sağhyor. Farklı duygular.
farklı algılann müzisyenlerden or-
kestraya geçen, işleyen öze sadık
ama varyasyonlara açık biçimlen-
mesi bir sanatçının en büyük hazi-
nesi, enerji kaynağı olan ilham
duygusunu körüklüyor. Yaratı ya-
ratılanla sınırlı kalmayıp yonım-
larla zenginleşiyor. Birbirinin ardı-
lı dıye bir şey söz konusu olmuyor.
- Dönem çalgılanyla müzik ya-
pıyorsunuz, bu yapıyı açar mısı-
nız? Tarihi enstrümanlann kulla-
nılmasınm müzikteki anlamı.
farklılığı nedir? Kulaklara alışıl-
mışın dışında çok eskilerde kalmış
ve hatta unutulmuş çalgılar ara-
cdığıyla bugün için yeni titreşim-
lerle bezeli bir müzik sunmak coş-
kusu mu baskındı duygunuzda?
MAİ - Kesinlikle... 17., 18. yüz-
yıl müziğinin Avrupa'da bir süre hiç
çahnmamasının nedeni de modası-
nın geçmiş olmasıydı. Özellikle
Hândel gibi müzisyenlerin müzikle-
rininiekrar uyanışıyla o eski müzik-
le şimdi yeni çalgılarla yapılanın
arasında, mesela kemanlann telleri
ve kullanımının farklılığından dola-
yı karşı argüman dunımu ortaya çı-
Toplumsal Tarih dergisi, bu ayki sayısında 20. yüzyıl Türkiye tarihini mercek altına alıyor
80 yıl sonra Lozan
Kültür Servisi - Toplumsal Tarih dergisinin
bu ayki dosya konusu '80 Yıl sonra Lozan'.
Murat Koraltürk editörlüğünü üstlendiği dos-
yayı şu sözlerle tanımlıyor: "Lozan, diploma-
rik bir olay olmanın ötesinde 20. yüzyıl Tür-
kiye tarihine ilişkin birçok konunun düğüm
noktasını oluşturan tarihsel bir olgudur. Bun-
dan dolayı, hakkında yazılmış her
şeye karşın Lozan'ı çeşitli boyut-
larda ele alan ve daha da önemlisi,
tarihle günceli bir araya getiren ça-
lışmalara ihtiyaç vardır. Lozan'ı
dosya konusu olarak işlememizin te-
mel nedeni de budur."
/ Zsifer Toprak, Baskın Oran,
Ahmet Demirel, Kemal An, Meh-
met Demiryürek ve Kerem Coşku-
ner gibi yetkin kalemlerin Lozan
...:.: - hakkındaki görüşlerini de bu sayıda
bulmak mümkün.
Çiğdem Maner'in, Agatha Christie'nın ro-
manlannın ilhamım nereden aldığını anlatan
'Kazılann Kraliçesi', Hülya Bilgin'in bize sıh-
hatler olsun dedirten 'Eski Hamam Eski Tas'
ve Ayşe Hür'ün Avrupa tarihinde biraz gerile-
re gidip 13. yüzyılda yaşamış iyi eğitimli keşiş
Rabban Şuama'nın AvTupa seferini ele alan ya-
zılar, derginin zevkle okunacak bölümleri ara-
sında yerlerini alıyor.
'Kültürel Mirasın Sürdürülebilirliği" yazı-
sında günümüz çoğulcu demokrasilennin, her
topluluğun kültürel mirasını ya da çevresini ye-
niden üretmesine olanak vermesi gerektiğini söy-
leyen tlhan Tekeli, Seneda Demirovic'in 'Ta-
rihi Mostar Köprüsü Ayağa Kalkıyor' ve Mic-
hael Balstonın 'Koruma mı, Saİdama mı?'
yazılanyla kültürel miras konusunda bir bütün-
lük oluşturuyor. Yavuz Selim Karakışlanın ha-
zırladığı 'Arşivden Bir Belge' köşesınde, Os-
manlı sinemasmda ilk porno film olan 'Fahişe-
nin Kızı'nı belgelerle anlatılıyor. 'Ayın Konu-
ğu' bölümünde Huricihan tslamoğlu'yla yapı-
lan bir söyleşi yer alıyor. Jale Erzen'in •Kültü-
rel Çoğulculuk ve Balkanlar' yazısıysa dergi-
nin 'Ayın Gündemi' bölümünü oluşturuyor.
layor. Bu tezatm ortaya çıkmasıyla
müzisyenler müziğin eski, orijinal
halının ve o eski enstrümanlann,
hem enstrümardann kendilerinin
hem de çalınış şekillerinin tekrar
kullammı konusunda bir görüşe sa-
hip oldular. Bu da eskinin, unutul-
muşun hatolatıhnası dolayısıyla gü-
nümüzle yaratılan tezatta hoş bir
denge oluşturuyor. Elbette yorumla
zenginleştirilerek rutin tekrara düş-
meyen, duygu ve sanatçının kişisel-
liğiyle sanlı bir şekilde geliştirilebi-
liyor. Yarahcı, çok yaratıcı...
Evvel zamana yolculuk...
- Bu bağlamda bu tarihi çaigıla-
rı kullanmanın müzisyenler üze-
rindeki etkisini nasıl yorumluyor-
sunuz?
MAİ - Bu evvel zamana yolculuk
kimi zaman onlan zorluyor.. kimi
zaman da bilgisayarda kullanılan
klavye gibi sanki bir daha öbürünü
kullanamazmış duygusunu yaşatı-
yor. O derece bütünleşiliyor çünkü.
Aynca, bu o dönemin müzisyenleri
olmak gibi bir yanılsamayı da geti-
riyor. Müziği ruhtan nasıl soyutla-
yamazsanız çalgının ait olduğu dö-
nemi de öyle soyutlayamazsınız.
Bunun yanında bir de yeni, çalın-
ması çok zor olan teknikler eski çal-
gılarla daha kolay oluyor o yüzden de
şaşınyor sanatçılar. Eski çalgılardan
malesef kaybolup giden de çok var,
özellikle üflemeli çalgılar...
- Başka orkestralar Akademie
für Alte Musik Berlin'i izliyorlar
mı, örnek alıvorlar mı bu nokta-
da?
MAİ - ÖzellikJe 1920'den itiba-
ren eski müziğin, eski çalgılann kul-
lanımı bir akım. bir moda haline gel-
di denebilir. Takip edenler derken
daha çok çalma tekniği ve enstrü-
man olarak o akım devam ediyor.
Mesela orkestra şefleri çalman bir
Mozart'ı duyup bu daha farkh ça-
lınıyor diye ilham alabiliyorlar.
- Müzik Festivali konusundaki
duygu lannız.
MAİ - Çok güzel bir deneyim bi-
zim için böylesine önemli bir festi-
valde çalabılmek. Mekân da çok
özel. Fakat ibadete açık bir camide
müzik yapmayı da çok isterdim.
Dünya, inanışlar, kimsenin tekelin-
de değil, hepimizin. Bir müzisyen
olarak müziğin de sınıf, din, dil, ırk
tammadığını sadece düşünmekle
kabnıyor.. inanıyorum da. Tüm din-
lerin, dillerin ve ırklann kaynaşhğı-
nı, iç içe geçtiğini düşünüyorum. Bu
sadece müzik adına değil, insanlık
adına da büyük bir fırsat. Müziğin
ve dinlerin e\Tensel!iği ve kardeşli-
ğinde nefeslerimizin yettiğince söy-
lemek, kaslanmızın elverdiğince
çabnak, icra etmek isti^>ruz.
lain Borden konteransı
• Kültür Servisi - Platform Garanti Güncel Sanat
Merkezi'nde 10 Temmuz Perşembe günü
başlayacak 'Mekân Yaratmak' isımli sergi
kapsamında. Londra Bartlett School of Architecture
University Çollege'in yöneticisi, Kent Kültürü ve
Mimari Bölümü Profesörü lain Borden bir
konferans verecek. 'Bilinmeyen Kentte Mekân
Yararmak' başlıkh konferans, bugün saat 19.00'da
Osmanlı Bankası Müzesi'nde gerçekleşecek.
Borden konuşmasında, 'Mekân Yaratmak'
sergisınde yer alan işlerin özelinden yola çıkarak
genel olarak karşı kültür ve alternatif etkinliklere
ilişkin bilgiler sunacak. Çalışmalannda günümüz
kentindeki süreçleri, biçim ve anlam açısmdan
eleştiren Borden, kente, kentin günlük mekânlanna
uyum gösteren yeni işlevler ve geleceğin
mekânlanna yönelık değişiklikler öneriyor.
(0 212 233 22 38)
Fahir Atakoğhı ve Audnfact Keyfi
• Kültür Servisi- 10.
Uluslararası Istanbul
CazFestivali'
kapsamında Fahir
Atakoğlu ve Audiofact
bu akşam saat 20.00'de
Açıkhava'da aynı
sahneyı paylaşacak.
Konserin ilk yansında
sahneye çıkacak olan
Audiofact, Brooklynli
müzisyenlerle bırlikte
caz, fiink ve fusion
kanşımı tarzına
elektronik ritünlen.
Istanbul'a özgü sesleri,
müzikleri ve görselleri
de ekleyecek. Gecenin
ikinci yansmdaysa
Fahir Atakoğlu. ilk kez
festivalde izleyici karşısına çıkacak olan Çaz
üçlüsüyle çok farklı bir repertuvar seslendirecek.
Atakoğlu'na bas gitann yaşayan en büyük
ustalanndan Anthony Jackson ve davulda Cliff
Almin eşlik edecek. (0 212 334 07 00)
Cambaz'da BoRywood Party
• Kültür Servisi - Çambaz, 10 Temmuz Perşembe
günü saat 21.30"da Karga World Music işbirliğiyle
'Bollywood Party' düzenliyor. Türk ve
Hinth DJTerin performanslannı sergileyeceği ve
ikincisi düzenlenen etkinlik, Hint film sektörü
Bollywood çıkışlı, eski Hint filmlerinden parçalar,
müzik kliplerle, Bhangra müziğin başlangıcmdan
günümüze gelişim çizgisini sunuyor.
(0 212 292 23 64)
BUGÜN
• ENKA AÇIKHAVA TİYATROSU'nda
21.15'te Dostlar Tiyatrosundan 'Yaşasın Savaş'
adhoyun. (021227622 14)
• ODAKULE tŞ MERKEZİ ÖNÜ'nde 'Yapı
Kredi Yayıncılık Sokakta' kapsamında 12.30-
13.30 arasında 'Napoliten Şarkılar' konseri.
(0 212 252 47 00)
• BEYOĞLU SİNEMASInda 'Alim Şerif
Onaran anısına' kapsamında 11.30, 14.00,
16.30, 19.00 ve 21.30'da 'Konuş Onunla'.
(0 212 251 32 40)
İSTANBUL CAZ FESTİVALİ
• BEŞIKTAŞ'ta 18.00'de 'Festival Bandosu'
lonsen. (0 212 •', 334 07 00) Ç