25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 TEMMUZ 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Muğla Koruma Kurulu'nun TEDAŞ'ı uyardığı karar bir yıldır uygulanmıyor Ormanı yakantasarrufOKTAY EKtVCİ - Ormanlarda yangrn çıktıktan sonra, söndürmek için elden gelen tüm çabalar gösteri- Ir.or. . Ne var ki ormanlarda "rongm çıkmasT ıçın de elden gelen tum çabalar gösteriliyor. Bunun son örneklenni, geçen gtnlerde Marmaris'ı kuşatan ve arjından Bodrum Yanmada- a'nda da neredeyse gün aşın ger- çekleşen yangınlarda da görü- yoruz... Bir yandan ormanla ar- tık "içi içe" denebılecek yakın- kklarda gelişenplansız yerleşme- ler, bir yandan da "tasarruf" ol- sun dıye orrnan arazilerinden ge- çinlen elektrik nakıl hatlan, son yangınlann temel nedenJen... 3una, hükümetin yarathğı "2- B le orman arazisi talanı" umu- du da eklenince, yanan orman alanlannın anayasaya göre özel mülke geçemeyeceği kuralı bı- le ~esrarengiz ateşJemderi" ön- lejemıyor. Çünkü ormanlara • Kamulaştırma maliyetlerinden kaçmak için, elektrik hatlan genelde devlete ait orman arazilerinden geçiriliyor. Teknik bakımlan da yine 'parasızhk' gerekçesiyle ihmal edilince, en ufak bir kaçakta yangınlara neden oluyorlar. göz dikenler, AKP kurmaylan- ıun neden ılle de "anayasa deği- şiknğT peşinde koştuklannı da çokıyıbıliyorlar.. Unutulan kararlar Muğla da yaptığımız gözl em- lere göre, işte bu "yangın yara- tan" faktörler arasında en yaygın olanı "dektrik"... Çünkü, özel- lıkle "kamulaşürma maliyetie- rinden" kaçmak için, bu hatlar genelde devlete aıt orman arazi- lerinden geçiriliyor. Teknik ba- kımlan da yine "parasızhk" ge- rekçesiyle ihmal edilince, en ufak bir kaçakta yangınlara neden olu- yorlar. Geçen yıl bu günlerdeki benzer yangınlar nedeniyle Or- man Mühendislen Odası Baş- kanı Salih Sönmezıştk ve Muğ- la Orman Bölge Müdürlüğü yet- kılileriyle yaptığımız ortak in- celemelerde, orman ıçinden ge- çen elektrik nakil hatlannın *yan- guı yaratan" özellikleri de belir- lenmişti. Bu saptamalar ışıgında Muğla KorumaKurulu'ncaüre- tilen 23 Ağustos 2002 tarih ve 1730 sayılı kararda ise öncelik- le TEDAŞ tarafindan alınması gereken "önlemler" özetle şöy- le vurguianmıştı. "1- Kamulaş- nrmagiderierindentasarrufad>- na, orman içi güzergâhiann yeğ- lenmesi durdurulmabdır. Bu du- rum. başka bir güzargâh seçe- neği hiç yoksa kabul cdilebüir. 2- Direklerin alündaki ve na- kflkoridorundakiyanıcıotiaryıi- dabirkaçkeztemizknerekbura- lar kumla kaplanmalıdır. 3- Tüm tesislerin (bağlanülar, trafolar, direkler) periyodik ba- kımlan südaşünlmah, tellerde, "metalyorgunhığu" başlamadan değiştıriimelidir. 4-Ormana komşuyadaorman içi yerieşmelerin eiektrik altya- ptsınınyüksekstandarfk,yasalve tekniğineuygungerçeideşmesine özel dikkat gösterilmetidir_" Muğla Koruma Kurulu'nun bir yıl önceki bu karan hâlâ dik- kate alınmadığı gibi, TEDAŞ bölgede hemen her elektrik iste- yene "kâr amaçb enerji sanşuıT sürdürüyor... Buısteklerarasın- da, orman içınderiskde yaratan yasadışı imar kullanımlannı bi- le "efektrikie" destekleyen TE- DAŞ'ın elde ettıği kazanç ise ya- nan ormanlann değeri yanında "hiç" denecek kadar az... Elektnğın bu tehdidme asıl "öncülük" eden orman düşkünü imarcılann yarattıklan en büyük tehlıkeyi ise "plansızyerieşmev- le baslayanriskler"oluşturuyor. Yine son yıllardakilerle bir- lıkte bu son yangınlarda da özel- likle ormana komşu ya da için- deki yerieşmelerin *çöplük''le- ri, yeni imar alanlan kazanmak için otlann yakılmasından kay- naklanan sıçramalar; bazen de bunlaruı doğrudan "onnanayön- lenecek'' şekılde gerçekleşüriİme- si, yangınlardaki başlıca neden- ler arasında... Sözün kısası, ormanlanmıza korunması gerekli doğal değer- lerolarak değıl. "kufianıiabflecek arsalar" gözüyle baküan genel rant politikalannın "fdaketini" yaşıyoruz... Bu çıkarcı politika- yı günümüzde "doruğarjrman- dıran" siyası sürecın yansıması- nı da Muğla yangınlanndaki alev- lerde seyrediyoruz... ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI: Yangınlann çıkması rastlantı değil • Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Sönmezışık, Marmaris ve Bodrum yangınlannın, hazırlıklan süren SÎT Yasası'yla bağlantılı olduğunu söyledi. MUSTAFAÇAKIR ANKARA-Orman Mü- hendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık. Marmans ve Bodrum yan- gınlannın, hazırlıklan sü- ren SlT Yasası'ndan ya- rarlanmak ısteyen kişiler tarafindan çıkanldığını söyledi. Yasayla SÎT alan- lannm yeniden tespit edi- leceğine ışaret eden Sön- mezışık. "Marmaris ve Bodnım'daki yangmiarge- nelde SİT alanlanndaçıka- nlryor. Yeniden tespit sıra- sında bu yerierin SÎT ala- nı dışuıa çıkanlarak yapı- laşmaya açüması günde- me getecek. Yangınlann ih- mal verasnanü oiduğu söy- lenemez"dedı. Hükümet geçen günler- de Ha- zine Arazileri- nın Satışına îhşkin Ya- , sa'nın TBMM'de görüşülmesi sı- rasında SlT alanJanyla il- gılı maddelen geri çek- mıştı. Hükümet, bu alan- larla ilgili düzenlemeyi ay- n bir yasa ile getirmeye hazırlaruyor. Orman Mü- hendislen Odası Genel Başkanı Sönmezışık, son günlerde Bodrum ve Mar- mans'te çıkan orman yan- gınlannda artış yaşandı- ğını belirterek bu kentle- nn büyük bölümünün SlT alam olduğuna işaret etti. Hükümetın, Hazine ara- zılerinin satışına ilişkin ya- sanın içinden SlT ile ilgi- li maddeleri çıkardığına dikkat çeken Sönmezışık, bunun SÎT alanlannın ye- niden değerlendırilmesi ve tespit edılmesı anlamına geldığıni vurguladı. Hükümenn bu konuda yenı bir düzenleme hazır- lığında olduğunu anlatan Sönmezışık, bu kapsamda Bodrum ve Marmans'te- ki SÎT alarüannın yeniden tespit edileceğinı söyledi. Yanan yerlenn değerlendır- me sırasında SÎT alanı dı- şına çıkanlacağına ışaret eden Sönmezışık, "Mar- marisve Bodrum'da çıkan yangınlann genelde SİT alanlarmda çıkanidığı dü- şünülürse, vangınlann ih- mal veya rastianb oiduğu söylenemez* dedı. Türkıye'de orman yağ- masının en önemli neden- lerinden birisınin de yan- lış arazi kullanım pohtı- kası olduğunu anla- tan Sönme- ^ zışık, ül- kenin 27tnil- yon 699 'bin 3 hektarhkala- nında tanm yapıldığını, oysa bu alan- lann 6 milyon 111 bin 176 hektarlık bölümünün or- manlann kesılip yakılma- sıyla elde edilen ve kesın- likle tanm yapılmaması gereken alanlar olduğunu dile getirdi. Türkiye ormanlannın yüzde 27.2'sinin yangın, yüzde 7'sinin tarla açma, yüzde 8.8'inin başansız ormancıhk çalışmalan, yüzde l'ininyerleşme ve yüzde 56'sının da yasal dü- zenlemeler nedeniyle yok olduğuna işaret eden Sön- mezışık, 1980 sonrasında 9 milyar 276 milyon 853 bin 823 metrekarelik or- manlık alanın yapılaşma- ya açıldığım söyledi. Birkaç yıl önce cebinde parası obnayaj) köylüler, şimdi danuzhk inek ve yem bitkisi satar hale gekiiler. Bolu 'nun üç köyü ormanları komyamk kalhnacağını kanıtladı Yeşillflde geliştiler I IŞK KANSU BOLU - Bolu'da üç küçük dağ köyü, gerçekleştirdikleri atılım- larla TBMM'de bu hafta görüşül- mesi beklenen AKP'nin ormanla- nn satışını öngören anayasa deği- şikliğinin anlamsızhğına karşılık veriyor. Yalnızca birkaç yıllık bir süreç içinde ormanlar da koruna- rak köylünün kalkınabıleceğinı kanıtlayan Kozyaka, Dedeler ve Ekiciler köyleri, TEMA'nın des- teği ve kooperarifçilik aracıhğıy- la hem hayNfancıhk, hem süt hem de yem ürerici- si konumuna geldiler. Birkaç yıl öncesine de- ğin yahıızca ormandan geçinmeye çabalayan ve ceplerinde parası olma- yan köylüler, piyasaya süt, darnızlık inek ve yem bitkisi satmaya başladı- lar. Dönüşüm, 1994 yılında Taş- hyayla Orman Işletmesi'nde 10 köy muhtannın çağnlı oiduğu bir toplantıda başladı. TEMA yetkı- lilerinın köy muhtarlanna bır öne- nsi vardı: "Destek olacağız, gdin ıslah tasanmını birlikte v^pahm." Önenye 10 muhtardanyalnız, o günün Kozyaka köyü muhtan, şimdinın de Kozyaka, Dedeler, Ekiciler Köyleri Tanmsal Kalkın- ma Kooperatifı Başkam izzetDe- mird ve Dedeler Köyü Muhtan "Evet" dedi Diğer muhtarlar ko- nuya soğuk bakmışlardı. Gerekçe, "TEMA, yavialanmıza el ko>a- cak"kaygısıydı! TEMA öncülük etti, kredıler bulundu, Tanm ve Hayvancılık Bakanlığı'nın desteklerinden ya- rarlanıldı, süt verimi yüksek hay- vanlar edinildı. Meralar ıslah edil- di, otlatmaya plan, program ege- men oldu. Ha^'anlar, bölüm bö- lüm meraya yayıldı. Küçük bu- or- man kooperatifi, tanmsal kalkın- ma kooperatifıne dönüştürüldü. • TEMA'nın desteğiyle birkaç yıla değin yalnızca ormana bağh yoksul Kozyaka, Dedeler, Ekiciler köyleri, kooperatif aracılığıyla hem hayvancılık, hem süt hem de yem üreticisi konumuna geldiler. Yöredeki önemli değışimı, bit- ki bilgisini babadan, dededen dev- şirmiş Kozyaka Köyü Muhtan Harun Erkoç'un gözlemi doğru- luyor: M Ha\'\'anlarkekik,yumak. be\^ir ocu, üçgül, >^andan. yvnca, karga soğanı, yabani korunga yer oldu. Eskiden üç çeşit oru zor bu- lurduk, şimdi 24 a\n otçeşidi var.'" Kooperatifbaşkanı Izzet Demi- rel'e göre, dahayapılacak iş, işle- necek toprak ve topraklanacak to- hum çoktu. Kooperatife bağlı üç köy arasındaki arazi uzlaşmazlık- lan gıderildı. Dağın başındaki erozyona açık kullanıknayan köy arazileri korunmaya alındı. Üze- rine yem bitkileri, korunga dıkil- di. Şimdi. kooperatıf neyapıyorbi- liyor musunuz? Zıraı Donatım Kurumu'na tohum satiyor, tohum! îzzet Demirel, "Bitmedtdaha- sıdavar" diyor. Dahası, yine TE- MA'nın desteği ve öncülüğüyle süt sığırcılığı için yapılan "Tophı Baknn Merkea"ni tamamlamak. Dahası, her üreticiyi 12 sağmal inek sahibi kılarak her gün süt sağar hale gerir- mek. Bütün bu kalkın- ma çabası; yalın orman- dan yarar sağlayan, do- layısıyla koşullar gereğı zaman zaman ormanı tahrip etmek zorunda ka- lan orman köylerini, or- man içınde yaşayıp or- manı koruyan insan topluluklan- na dönüştürmüş. Hatta, Kozyaka, Dereler ve Ekiciler köyleri öncü ve örnek olmuş. Kurduklan koope- ratife diğer köyler de ortak olmak istiyormuş. Örneğın, Bozyer kö- yü, Değirmenkaya köyü. Köyleri birlikte gezdiğimiz TEMA'nın Onursal Başkanı Hayrettin Kara- ca'nın ise yüzü gülüyordu. "Kal- kınmanın köyden başladığuıı ka- nniadık. Toprağm Türidye'de ba- nşı getireceğini de kanıtiadık." Söndürme uçağı dönüşüm projesi rafla AMC4RA (AA) - Çı- kan yangınlarda her yıl binlerce hektar orman alanı yanıp kül olurken orman yangınlanyla mü- cadelede kullanıhnaya dönük. bir dönem umut olan. yangın söndürme uçağı dönüşüm projesi rafa kaldınldı. Denız Kuvvetleri Ko- mutanlığı'nın yangın söndürme uçağına dö- nüştürülmesi amacıyla bir süredir beklettiği, ekonomik ömrünü ta- mamlayan 10 deniz ka- rakol uçağından 9'u, Makine Kimya Endüst- risi Kurumu'na (MKJEK) hurda olarak satıldı. Biradetuçakise Hava Kuvvetleri Komu- tanlığı'nm Yeşilyurt'ta- ki Hava Müzesi'ne gön- derildi. MKEK Genel Müdür- lüğü'ne bağlı Ankara'da- ki Hurda îşletmeleri ta- rafindan hurda olarak alınan uçaklar, parçala- narak sanayinin çeşitlı dallannda değişik amaç- la kullamlacak. Arslan: Sorumluluk Bakan Pepe'ye ait MUĞLA (Cumhuriyet) - CHP Muğla Milletvekili Dr. AJi Arslan, Marmaris ve Bodrum'da yaşanan yangınlarla ilgili Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'yi suçladı. Arslan, "Türkiye'de ne zaman seçim ya da ormanla ilgili bir yasa değişikuği gündeme gelse yangmiar bir önceki yıla göre iki kat, hatta baa dönenıler dört kat artmışor" dıye konuştu. Arslan, "Yok edilen ormanlanjnızı geriye getirmek mümkün değildir. Yangınlann asıl sorunüusu AKP'dir" dedı. 'Soruşturmacı' Meclis...Bu yasama dönemınde TBMM, "soruşturmalar Meclis'i" gibi çalışacak görünüyor. TBMM Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu gece gündüz demeden çalışmalannı sürdürürken her gün birkaç eski bakan hakkında "Yüce Divan yolu" haberleri basına yansıyor. Komisyonun yapacağı son toplantıda da bu kararlar kesinleştirilirse, yaklaşık 20 eski bakan hakkında soruşturma komisyonları kurulması istenecek. Yuvacık komisyonu da 11 eski bakan hakkında soruşturma komisyonu kurulmasını istedi. Bu komisyonlann kurulması için, 55 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı'na soruşturma önergeleri verilmesi gerekiyor. Iktidar bu iradeyi gösterse ve önergeler venlse bıle, yine de TBMM'nin işi kolay değil. Çünkü, her soruşturma komisyonunun 15 üyeden oluşacağı göz önüne alınırsa 300'den fazla milletvekilinin bu komısyonlarda görev yapması gerekecek... Içtüzük gereği, önergeyı veren veya daha önce TBMM'de ya da dışında bu konudakı görüşünü açıklamış milletvekilleri bu komısyonlarda görev yapamayacak. Bu durumda, önerge aitında ımzası olan 55 milletvekili ile şu anda yolsuzluk komisyonunda görev yapan 15 milletvekili soruşturma komisyonlannda görev alamayacak. Bakanların, grup başkanvekillerinin de komısyonlarda görev yapamayacağı göz önüne alınırsa, gelecek yasama yılında en büyük sorun "soruşturma komisyonlanna üye bulmak" olacak gibi görünüyor. Komısyonlar oluşturulsa bile, sonuç almalan kolay değil. Yüce Divan'a en son 20 Ocak 1993 tarihınde ANAP hükümetlerinde Bayındırlık Bakanlığı yapmış olan Safa Giray ile Cengiz Amnkaya gönderildi, onlar da 1995 yılında aklandı. O tarihten bu yana, birçok soruşturma komisyonu kuruldu ancak "siyasi hesaplaria" bu dosyalar kapatıldı. Nitekım, Yolsuzluk Araştırma Komisyonu'nun TBMM Başkanlığı'na verdıği raporda da bu konuda pek umutlu birtablo çızilmıyor: "Meclis soruşturma ve gensoru önergeleri ise gerek çoğunluk hükümetleri, gerekse koalisyon dönemlerinde büyük çoğunlukia reddedilmiştir. Bir başka deyişle, Meclis soruşturması yolu, paıiamento çoğunluğuna sahip siyasi iktidar izin vermedikçe, etkili bir denetim yolu olarak kullanılamamış ya da siyasi pazarlık ve manevralara konu olmuştur." Yani, "yolsuzluğun damanna gireceğiz" derken dağınık bir labırentte dosyaları kaybetme olasılığı da bulunuyor... Nazar boncuklu vekil Hükümet, AB'ye uyum gerekçesiyle uyum paketlerinin yanı sıra IMF ve Dünya Bankasf nın istediği yasa tasanlan ile kaynak arayışıyla getirilen tasanlan çıkarmak için Meclis'i temmuz ayında da çalıştınyor. Son 2 haftaya 40 yasa tasansını sığdıran iktidar, tatile girmeden önceki 2 haftaya da anayasa değişikliği, 7. uyum paketi, Topluma Kazandırma Tasansı ve Kamu Ihale Yasası değişikliği gibi düzenlemeleri bıraktı. • •• Meclis'in temposu, tatile gidemeyen milletvekillerini strese soktu. AKP Afyon Milletvekili Reyhan Balandı, büyükçe bir nazar boncuğu olan kofyesı ile kuliste dikkati çekti. Gazetecilerin "Hayrola Reyhan Hanım, bu ne böyle" sorulan üzerine Balandı, bu kez sağ elinde yine nazar boncuklu taşlardan oluşan tespihi, sol elinde ağn kesici ilacı gösterdi ve ekledi: "Bu tempoya ancak böyle dayanabiliyoruz." Endişeli ama disiplinlü TBMM'de geçen hafta sosyal güvenlık kuruluşlarının tek çatı aitında birleştirilmesine ilişkin tasarı görüşülürken AKP'li Ersönmez Yarbay genellikle muhalefetın bıle konuşmadığı "yürütme" maddesi üzerinde söz istedi: "özellikle bu madde üzerinde söz aldım; çünkü, bu kanun tasansıyla ilgili bazı endişelerim var. Bu kanun tasansı bürokrasiyi arttınr diye bir endişem var; çünkü, sosyal güvenlık kuruluşlan içerisinde Bağ-Kur ve SSK, kunılacak olan sosyal güvenlik kurumuna bağlanıyor. Bir müracaat oiduğu zaman, ilk önce, örneğin, Bağ-Kur'da bir problem vardiyelim, Bağ-Kur şefî, şeften sonra şube müdürü, şube müdüründen sonra daire başkanı, daire başkanından sonra genel müdür yardımcısı, genel müdür yardımcısından sonra genel müdür, genel müdürden sonra yönetim kurulu -o Bağ-Kur'un veyahut da SSK'nin- ondan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu'nun daire başkanı, daire başkanından sonra başkan yardımcısı, başkan yardımcısından sonra kurum, kurumdan sonra sayın bakan... Yani, bu kadar uzun bir bürokrasi içerisinden nasıl çıkarız, problem nasıl çözülün doğrusu, merak ediyorum." CHP sıralarından alkışlar gelince rahatsız olan Yarbay, "Tabii sizin alkışınızla ilgim yok" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizım esas görevimiz şu: Bürokrasiyi azaltmak. Biz, şimdi, parti programımızda 'kamu reformu' diyoruz, kamu reformunda da 'ara kademeleri kaldırıyoruz, müsteşar, daire başkanı, şube müdürü' diyoruz; arkasından bir tasarı getiriyoruz, o tasanyla birlikte yeni yeni kurullar kuruyoruz. (...) Bu tasarı, buram buram devletçilik kokuyor. Halbuki, bu tasanyı, burada, ben, baştan sona dinledim, baştan sona da parti disıplinı içerisinde, olumlu oy kullandım; çünkü, hükümet, bizım hükümetimiz; ama, bazı doğrulan da ifade etmek zorundayım..." Yarbay, kürsüden inerken CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç söz istedi. Koç, "Parti disiplinine bu kadar bağlı bir milletvekilinin bile bu kadar çok endişe taşıdığı bir yasa tasansının biraz sonra tümünü oylayacağız. Şimdi, değerii arkadaşlanm, bu kadar çok endişeyi o kadar anlaşılabilir bir şekilde art arda sıraladı ki, Sayın Yarbay'a bundan sonra, bu yasanın oylanması sırasında ret oyu vermek düşüyor" dedi... Arşîvden 'yasak' çıktı Meclis kulisinin gazetecilere yeniden yasaklanmak istendiği konuşulurken bundan önce "taksiyasağı" çıktı. Milletvekilleri dışındakilerin Meclis kapılanndan taksiyle geçişi yasaklandı. Bundan en çok etkilenen de gazeteciler oldu. Uygulamanın temeli, yıllar önce Abdullah Öcalan'ın yakaianması sırasında çıkanlan Başkanlık Divanı karanydı. 5 yıl önce kısa bir süre yürürlükte kalan uygulama milletvekillerini de kapsıyordu. Uygulama yine "terör önlemi" gerekçesiyle başlatıldı, ama bu kez milletvekilleri kapsam dışında tutuldu. Yıllar öncesinin karannı tozlu raflardan indiren bürokratlar ve Meclis Başkanlık Divanı'na sormak gerekiyor: Milletvekilinin yoldan çevirdiği taksi ile gazetecinin çevirdiği taksi arasındaki "güvenlik farkını" acaba nasıl ayırt ediyortar? Türey Köse, Emine Kaplan. Bülent Sanoğlu. tbmmcum@ttnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle