Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEMMUZ 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JjjJVvJiıUltUL ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
StRKETLER
KOM2003yaztrendi
oiın fotoğraf basta
dsenlenni mayo ve
bidnilere taşıdı.
•ACCORSERMCES.
Sireyya Ayhan'ın da
knhcağı 9.IAAF Dünya
Aietizm
Ş<mpiyonalan"nın
spjnsorluğunu üstJendı.
• MAVİJEANS'in
Tnveller. Military ve
Canp temalı 2003
iltoahar- yaz
koeksiyonunda, yüzde
30 a varan indirimler
bajladı.
• DEDEMAN
RISORT. temmuzda
Artalya, Bodrum ve Rize
şubelerinde Bonus Card
ileen yüksek harcamayı
yapan müştenlerine 3
geıelik Paris Seyahatı
kaıanma firsatı veriyor.
• BECKS. ana
spcnsorluğunu yaptığı
Foımula 1. Dünya
Şampiyonası 'nda yanşan
Jaguar Takım Pilotu
Mark Webber'i yann
tstaıbul'da ağırlayacak.
6.3 katrilyon lirabiriken IşsizlikFonu'ndan yararlananlann sayısı sadece 155 bin
ŞanslıişsizesigortaMtNE ZEYBEKOĞULLARI
Mayıs ayı itibanyla 6 kat-
rilyon 350.9 trilyon liralık bi-
rikime ulaşan Işsizlik Sigor-
tası Fonu, işsizlerin yarasını
sarmaktan uzak kaldı. Res-
mi verilere göre işsiz sayısı-
nın 3 milyona yaklaştığı Tür-
kiye'de Işsizlik Sigorta-
sı'ndanyararlanabilen "şans-
lı işsiz" sayısı ise 155 bin
9OO'de kaldı. Bu sayı, sadece
bu yılın ilk 3 ayında işsiz ka-
lanlann sayısına eşit.
Buna karşılık, fonda bu yı-
lın mayıs ayı itibanyla 6 kat-
rilyon lirayı aşkın para birik-
ti. Geçen yıl martayında öde-
melere başlayan Işsizlik Si-
• Resmi verilere göre işsiz sayısının 3 milyona yaklaştığı Türkiye'de Işsizlik
Sigortası'ndan yararlanabilen "şanslı işsiz" sayısı ise 155 bin 900. Bu sayı,
sadece bu yılın ilk 3 ayında işsiz kalanlann sayısına eşit. Katrilyonlarca liranın
biriktiği fonun harcamalannın toplamı da sadece 115.9 trilyon lira.
gortası'ndan bugüne kadar
yapılan ödemelerin toplamı
ise 115.9 trilyon lira.
Işsizlik Sigortası 'ndan ya-
rarlanmanın koşullan uzun
bir listeyi oluştururken en
önemli engel, işsizin son 3
yıl içinde 600 gün ve işten çı-
kanldığı günden itibaren ge-
riye dönük olarak 120 gün
kesintisiz prim ödemiş ol-
mak. Yararlanmanın koşulla-
n arasında "hizmet akdimn
ihbar öneüerine uygun ola-
rak işveren tarafindan feshe-
dilmesi, betirli süreti hizmet
akdiüeçahşmaktaohıpda sû-
renin bitimindeişsizkalmak"
gibı çok sayıda özellikler ara-
nıyor. Oysa Türkiye'de kayıt
dışı ile geçici sözleşmelerle
çalışma pek çok sektörde
yaygın.
Işsizlik Sigortası'ndan ya-
rarlanmak için Iş-Kur'a bu-
güne kadar başvuranlann sa-
yısı 176 bin 700. Işsizlik ora-
nında rekor kıran Türkiye'de
eğitimli gençler arasında iş-
siziik yüzde 30'lara çıkarken
tş-Kur'a başvurulann düşük
sayıda kalması, üstelik baş-
vuranlardan 17 bin kişinin
yararlanamaması uygulama-
ya dönük eleştirilere neden
oluyor.
Işsizlik Sigortası Fo-
nu'ndan bir kişiye verilecek
Ödenek asgari ücretin neriy-
le sınırlandınlmış durumda.
Işsizler, aynca en fazla 300
gün süreyle ödenek alabili-
yor. Nisanda ödeme yapılan-
lann sayısı 62 binden 60 bin
139'a gerilerken Işsizlik Fo-
nu'ndan yapılan aylık ödeme
de 12.2 trilyondan 10.7 tril-
yon liraya düştü.
Ödemeleri düşmesıne kar-
şın fonda biriken para gide-
rek artıyor. Bugüne kadar
yaklaşık 3.5 katrilyon lıra fa-
iz geliri elde edilmesıne kar-
şın ödenek miktan "insanla-
n çabşmamaya teşvik eOne-
mek" gerekçesiyle yüksel-
tilmiyor. DlSK Genel Başka-
nı SiUeymanÇelebi, "Fonun,
işsizjerin 'yararlanmaması
için' önlemler alman bir ya-
sal düzenlemeye dönüştüğü"
yorumunu yaptı.
OSYAL GÜVENLtK KURULUŞLARI ŞUBATTAN BU YANA ÖDEME YAPMIYOR
Eczacılar eyleme
hazırlanıyor
• İPEKYOL. World üye
işyerleri arasına katıldı.
Şirket müştenlerine peşin
ödemeyle lOkat, tüm
taksitli alışverişlerde ise
2 kat Worldpuan olanağı
sağlayacak.
• ALGÎDA, ağustos
ayuıa kadar sürecek bir
promosyonla. Magnum
çubuklannda çift logo
bulan müşterilerine, 6
magnum çeşidınden
birini ücretsiz veriyor.
Ekonomi Servisi - Sattıklan ilacın
yüzde 80'ini sosyal güvenlik kuruluş-
İanna veren eczaneler, şubattan bu ya-
na ödeme yapılmaması nedeniyle zor
durumda kaldı. Sosyal güvenlik kuru-
luşlanndan 250 trilyon lira alacagı
olan eczanelere ödeme tarihi bile ve-
rilmezken Türkiye genelindeki oda
başkanlan 26 Temmuz'da bir araya
gelerek eylem planını be-
lırleyecek.
Daha önce 2-3 ay gecik-
meli de olsaparasım alabi-
len eczanelere bu kez ara-
dan 6 ay geçmesine karşm
SSK ve Bağ-Kur'un öde-
me yapmaması, finans du-
rumlan zayıf olanlann ka-
panmasına da yol açıyor. Istanbul Ec-
zacılar Odası Başkanı Zafer Kaptan.
dağıtımda tekelleşme olduğuna dık-
kat çekti. Bu nedenle çok sayıda ec-
zanenin ilaç almakta zorlandığını be-
lirten Kaptan, "Ilaç dağıömı vapan 2
büyük depo,pazann yüzde85'ini elin-
detutuyor. Bunlann kara listesine gjr-
diğinizde işiniz biter. Bu koşullar du-
rumu daha da ağırlaşürryor" dedi. Te-
kelleşmeyi kırmak için kooperarifleş-
tiklerini belirten Kaptan, şu anda Is-
tanbul, Bursa ve tzmir'de eczanelerin
bir araya geldiği kooperatiflerin pazar
payının yüzde 11 düzeyinde olduğu-
nu söyledi. Kaptan, 26 Temmuz'da
Türk Eczacılar Birliği'ne bağlı oda
başkanlannın bir araya gelerek eylem
planını belirleyeceklerini anlattı.
• Türkiye
genelindeki
oda başkanlan
26 Temmuz'da
eylem planını
belirleyecek.
Bursa'danilan
Bursa Eczacı Odası, öde-
melerdeki gecikmenin sür-
mesi halinde kurumlara ilaç
satılmayacağını bildirdi.
Bursa Eczaa Odası, ku-
rumlara satılan ilaç bedel-
lerinin ödenmesınde yaşa-
nılan sıkınrılan, yerel gazetelere ver-
diği tam sayfa ilanla duyurdu. tlanda,
kâr marjı brüt yüzde 16.6, vadesi 30
gün olan bir ilacı, yüzde 2.5 iskonto
ve 150 gün geri ödeme ile kurumlara
farura ettikleri ıfade edılerek eczacı-
lık sisteminin "dünyanın hiçbir verin-
de bu şekilde yürüyemeyeceği'' belir-
tildi. İlanda, eczane raflarının tama-
men boşalacağı savunuldu.
K â b l l S yaŞiyOrilZ - tlaç dağrtıın zincirinde olumsuz koşuflann
farurasının sürekh kendilerine çıküğını belirten eczacılar, depolara öde-
me yapamayınca ilaç alamıyoriar. Oysa ilaç ürerim şirketleri depoya ilacı
banka teminatı karşıhğında veriyoriar. Ödeme konusunda tarih bile ve-
rilmeren eczaneler, bu nedenJe kâbus içinde yaşadıklannı söytiiyorlar.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Lozan'ı AnlamakPerşembe, 24 Temmuz, Lozan Banş Antlaşması'nın 80. yıldönümü-
dür. Uluslann geleceklerinı, geçmışteyaptıklan yadayapamadıklan be-
lirler. Türkıye insanı için Kurtuluş Savaşı sonrasında imzalanan Lozan
Banş Antlaşması, olağandışı koşullann olağan kıhndığı bir büyük uya-
nışın somut belgesıdir.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında yenılen ülkeler, Osmanlı Imparator-
luğu, Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan, karşılıklı görüş-
melerle oluşturulan bir antlaşma imzaJamadı; banş antlaşmalan, sava-
şı kazananlar tarafindan tek taraflı emirler olarak "yazdınldı".
Yalnızca Türkiye, kendısıne, önce Mondros sonra da Sevres'de da-
yatılan koşullan, yaklaşık on yıl süren savaşlardan sonra, yaptığı Kurtu-
luş Savaşı sonunda yırttı attı; onlann yerine Lozan'ı yerleştırdi.
• • •
Birinci Savaş sonrasında, Osmanlı Imparatorluğu, Ekim 1918'de
Mondros'ta, adı Yunan Mitolojısınde "krallann kralı"anlamına gelen In-
gilız sancak gemisı Agamemnon'da "Ateşkes" ya da silah bırakışma-
sı antlaşması imzaladı. Dığer yok edici önenlennin yanında, Antlaşma,
asıl, 7. maddesiyle, "savaşı kazananlara, güvenliklerini tehdit eden du-
rumlarda ülkenin stratejik yerierini işgal hakkı" veriyordu.
Ateşkes üzerine sevince boğulan Ingıliz hükümeti, kendine değil ya-
bancılara güvenen, onlara inanan anlamında kullanılan "Doğu düşün-
ce biçimi veri" alındığında, "Istanbul'un nasıl ışgal edileceğınin aynn-
blanm" görüşüyordu. Mondros'u Sevres Izledi. Sonrası bilinıyor.
• • •
Lozan, aslında, Doğu düşünce biçimi olarak küçümsenen bağımlı an-
layışa karşı yükseltilen çok güçlü bir başkaldındır. Lozan ile kazanılan,
yalnızca ülkenin coğrafi sınırlannın çizilmea ya da bir anlamı da teslimi-
yet olan, asıriann utanç verici kapitülasyonlannın tamamryla kaldınlma-
sı değildır. Lozan, ulusal başkaldınnın ulusal bağımsızlıklataçlandınlma-
sı; buna bağlı olarak sıyasal, ekonomik, kültürel ve toplumsal bir köklü
dönüşümün, yepyeni bir başlangıcın doğumudur.
Lozan'da o günlerin en güçlü ülkesi olan Ingirtere'yi Dışişleri Bakanı
Lord Curzon temsil ediyordu. Osmanlı'ya düşmanlığını hıç saklamayan
Curzon, savaştan hemen sonra, 1919'da, Türklerin, Istanbul'dan çıka-
nlması, benim düşûnceme göre kaçıntlmazdır.. demışti.
Oysa, Temmuz 1923'te durum tersıne dönmüştü. Lozan'da, Musul
konusu dışında, istediklerinin hıçbirinı alamayan Curzon: "Şımdiye ka-
dar banş antlaşmalannın koşullannı biz yazdırdık, bu kez olmadık bir
durumla karşı karşıyayız".. diye yakınıyor ve ülkemızin Baş delegesi Is-
met Inönü'ye: "Sen bana daha çok müzikkutusunu hatırtatıyorsun. Sen
günlerdir aynı sarkıyı bizı bayıltıp hasta edene kadar çalıp duruyorsun:
'Bağımsızlık' 'Bağımsızlık' 'Bağımsızlık'" demek zorunda kalryordu
(Grew, J.C. (1952) Turbulent Era: A Diplomatıc Record of Forty Years
1904-1945; Boston, c.l, s. 525).
Inönü o şarkıyı söylerken gücünü, Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan, onun
komutanı Mustafa Kemal'den veTürkiye Büyük Millet Meclisi'nden alı-
yordu. Türkiye, başkalanna değil, kendine, yalnızca kendine inanıyor ve
güveniyordu.
Türkrye Lozan'da kendısine "Avrupa'nınhastaadamı" diyenleri has-
ta etmesını bildi; kazandığı özgüvenle, toplumsal aklını bağımsızlığm
odağında dönüştürdü: Cumhunyet'ın, laik, demokratik, ilencı, çağdaş
açılımlannın, değerlerinin temellerini attı.
Türkrye vartığını Lozan'ın bağımsızlık türküsüyle sürdürüyor.
• • •
Meclis, 1 Mart 2003'te, ABD askerlerinin ülkemizde konuşlandınlma-
sına ilişkin ünlü Tezkere'yi onaylamadı; reddettı. Türkiye'yi kolladı; derin-
liği, genişliği ve süreşi belirsız Irak bataklığına sürüklenmekten korudu.
Enbaşta, "istekSerinı, kesınemiriergibiyazdırmaya" ve Türkiye'yi "Ö0-
ğu dûşüncesinin teslimiyetçisi" saymaya yıllardır alışık olan ABD, Mec-
lis'ın bu karannı, aradan yedi aya yakın bir süre geçmesine karşılık, bir
türiü kabullenemiyor; Türkiye'yi, elindeki her olanağı kullanarak, ceza-
landırmak istiyor.
Hükümet, Tezkere'ninrededilmesikarşısında, şaşırdı kaldı; 1 Mart'ı,
anlamadı; değerini kavrayamadı; benımsemedi; içselleştıremedi. Şaşkın-
lığı devam ediyor. Eğer, AKP hükümeti Tezkere'nin gereğini yapabılsey-
di; bağımsızlığm esasını kavrayabilmiş oteaydı, ne 11 Türk askerinin Ker-
kük'te üç gün esiralınması ve işkence görmeteri olayı yaşanır, ne de ABD,
bu konuda, "Haberimizyok, biz de üzgünüz" gibi anlamsız ve Türkiye'yi
hiçe sayan bir tutum sergıleyebilirdi.
Kimi zaman, bugünlerde olduğu gibi, Lozan'da ulaşılan aklın nitelik-
sel dönüşümünü anımsamaya gereksinim doğuyor.
yakup@metu.edu.tr
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
IV. Kuşak Savaşlar
(4KS) teziyle ilk kez
1989 yılında, "tarihin
sonu", "küreselleş-
me", "ulus devletin sonu" savla-
rının ileri sürüldüğü bir sırada kar-
şılaştık. Diğer bir deyışle, Doğu
Bloku'nun çökmeye başlamasıyla
birlikte, tek süper güç konumuna
yükselen ABD bu konumunu ko-
ruyabilmek için kendisine rakip
güçlerin gelişmesıni engelleyecek
bir dış politika paradigması ara-
mayabaşlarken...
"Elinde çekiç olana dünya çi-
vi gibi görünür" derler. Tek süper
güç konumundaki ABD'ye tüm di-
ğer gelişmiş ülkeler potansiyel he-
gemonya adayları olarak görünür-
ken, aşırı kapasite sorununun yol
açtığı üretim fazlasına, hızla spe-
külasyon alanına kaçan mali ser-
mayeye değerlenecek piyasalar
arayanlara da tüm çevre ülkeler
"küreselleştirilecek-açılacak"
alanlar olarak görünüyordu. Bu sı-
rada ABD'nin askeri makinesınin
başında oturanlar "soğuk savaş"
ortamı geride kahrken küreselleş-
menin üretmeye başladığı, "tero-
rizm", "başarısız devletler", "gri
alanlar" gıbı yeni "güvenlik" so-
runlarına, sosyoekonomikçözüm-
ler yerine bastırmaya yönelik ola-
sı askeri müdahalelerin biçimlerini
düşünüyorlardı.
Kuramsal çerçeve
Küreselleşme yanlıları tüm eko-
nomik kuramlann eskidiğini savu-
nurken birileri de küreselleşmenin
etkisiyle savaşlann değişerek dev-
letler arası çatışmalardan ulus-
ötesı aktörler arası çatışmalara dö-
nüşmeye başladığını ileri sürdüler.
(VVilliam S. Lind. Albay Keith
Nightengale, Binbaşı John F.
Schmitt, Albay Joseph W. Sut-
ton ve Kurmay Albay Gary I. Wil-
son, "Savaşın değişen yüzû: Dör-
düncü kuşağa doğru", Marine
Corps Gazette, Ekim 1989; Mar-
tin van Creveld, Savaşın dönü-
şümü, Free Press 1991, Kurmay
Albay Thomas X Hammes, "Sa-
vaşın Evrimi: Dördüncü Kuşak",
Marine Corps Gazette, Eylül
1994) (Daha fazla bilgi için; http:/
/www.d-n-i.net/second1evel/fo-
urthv
generation"warfare.htm)
Napolyon döneminde, bir mu-
harebe meydanında karşılaşan or-
duların sıkışık saflarla yürüttükleri
IV. Kuşak Savaşlar-Sömiirge Savaşlan (II)
devletler arası savaşlar, kapitaliz-
min 1. Kuşak Savaşlannı oluştur-
du. 2. Kuşak Savaşlar, sanayileş-
miş devletler arasında yaşanan,
modern silahlarla ateşin yoğunlaş-
tırılmasıyla düşmanın imhasını
amaçlayan savaşlardı; klasik öme-
ği I. Dünya Savaşı'ydı. 3. Kuşak
Savaşlar ise II. Dünya Savaşı'nda
Almanya'nın geliştirdiği, cepheden
saldın yoluyla imhaya değil, halı
manevrayia (blrtzgrieg), arka-
sına geçerek düşmanı çökert-
meye dayanıyordu. 4KS bu ilk
üç kuşaktan kimi özellikleri
devralmakla birlikte, düşma-
nın tüm toplumunu hedefle-
yen, güçlerin hızlı hareket et-
mesine, yayılmasına ve küçük
gruplann harekâtına öncelik veren
bir savaştı. Bu savaşta merkezı lo-
jistiğin önemi azalıyor, hızın. tem-
ponun, düşman arazisinde yaşa-
mı sürdürebilmenin önemi ar-
tıyordu. Bu savaşta düş-
manın (ekonomik, kül-
türel araçlarda kullanı-
larak) içeriden çöker-
tilmesi amaçlanıyor,
toplumun ideolojik ve
siyasi yapısı (kimliği)
hedef alınıyordu.
Kısacası, 4KS da-
ğınık güçler arasın-
da, sınırian tam ola-
rak betimleneme-
yen bir savaştı.
Savaş ve banş
arasındaki fark
yok olma noktasına
kadar eriyor, savaş çiz-
gisel olmayan bir süreç izli-
yor, savaş alanları belli olmadığı gi-
bi, sivil asker ayrımı da bulanıkla-
şıyordu. ilk üç savaşın tarzını be-
lirleyen Batı olmuştu. Halbuki 4KS
Batı'nın dışındaki kültürlerden,
Müslüman ya da Asyalı gelenek-
lerden kaynaklanıyordu (Böylece
ABD ordusu 4KS'de hedefini sap-
tamış oluyordu - E.Y.).
Küreselleşme ve IV. Kuşak
Savaşlar
Tüm 4KS kuramcılan yukanda
özetlediğim noktalarda anlaşıyor,
daha 11 Eylül'den çok önce düş-
manı, bir ulus devlet bağlamı için-
de değil, genellikle terörist kavra-
mı altında tarif etmeyi tercih edi-
yorlar. Ulus devletler bu teröristle-
re destek veren "serseri devlet-
ler" bağlamında denklemin ıçine
gıriyordu. Thomas X. Hammes'in
"klasikleşmiş" makalesinde,Cre-
veld'in çalışmasına dayanarak
4KS'nin ilk örneklerinı Çin, Viet-
nam, Nikaragua gibi "isyancı sa-
vaşlann" evriminde bulması, bu
kavramı üretenlerin esas kaygısını
da açıkça ortaya koyuyordu.
Bu ömekler hep kapitalist
dünya ekonomisinden, em-
peryalızmin denetiminde
kopmayı amaçlayan giri-
şimlenn yol açtığı, tekno-
lojik, askeri ve mali olarak
birbırine denk olmayan asi-
metrik güçlerin karşılaştığı sa-
vaşlara, zayıf geri kalmış olanın,
gelişmiş, emperyalıst ve güçlü
olana, yabancı olana karşı yü-
rüttüğü savaşlara ilişkindi.
Emekli Kurmay Albay
David W. Szelows-
ki'nin (Marine
Corps Gazette,
Mayıs 2003) dik-
kat çektiği gibi,
4KS, bu açıdan,
sömürge savaş-
lanyla büyük
benzerliklergös-
teriyor, "terö-
rist", "gerilla",
"devrimci"
"gayri nizami"
savaşçılar 50,
100yada200yıl
önce nasıl birtehlike
oluşturuyorsa bugün de
aynı tehlikeleri oluşturuyorlardı.
Tüm bunlar 4KS'nin, sömürge
savaşı modeli olarak, ama günü-
müzdeki sorunlar ışığında tasar-
landığını düşündürüyor. ömeğin,
Szelovvski'nın işaret ettiği gibi
"ABD'nin bugün en büyük teh-
like, potansiyel düşman olarak
gördüğü uluslar, dünya ekono-
misine en az eklemlenmiş ve
statükoya karşı çıkma eğilimin-
de olanlar"(age). Diğer bir deyiş-
le ABD'nin dayattığı ekonomik
modeli kabul etmeyen, ekonomi-
sini onun sermayesine açmayan
ya da kapamak isteyen uluslar.
öyleyse. küreselleşme 4KS'nin
coğrafyasını oluşturuyor (Prof.
Barnett'in "Çekir-
dek" ve "Çatlak" te-
zini burada anımsa-
yabiliriz). Gerçekten
de 4KS kuramını anlamaya çalışır-
ken bu en son küreselleşme dal-
gas/nın dünya jeopolitiğine getir-
diği bazı yenıliklerı de hesaba kat-
mak gerekir. örmeğin, internetin
ve cep telefonlarının getirdiği ha-
berleşme uluslararası alanda fa-
aliyet gösterebilecek öVgütsel ağ-
lar kurmayı kolaylaştırdı; göç dal-
galan ve hızlı ulaşımın ucuzlama-
sı, çevredekı, isyanın/çelişkinin
coğrafyasındaki düşmanın, eski
sömürgelerden farklı olarak, em-
peryalıstin vatanına ulaşmasına,
hatta bir göçmen nüfusa dayana-
rak orada uzun süre yaşatabilme-
sine, içeriden, tüm toplumunu et-
kileyecek birsaldın planlayabilme-
sine olanak sağladı. Buna karşılık
aynı özellikler kapıtalizmin en
önemli kadrolannı, sürekli seyahat
eden üstdüzeyyöneticilerini dün-
ya çapında hedef haline getirdi.
Nihayet bunlara, sömürgecinin is-
yanı bastırmak için başvurduğu
şiddetin görüntülerınin modern
iletişim araçları yoluyla sıvil halkın
oturma odasına kadar ulaşarak
onlann savaşı destekleme eğilımi-
ni zayıflatıcı etkiler yaratmasını da
ekleyebiliriz.
1980'lerde başlayan ve 1990'da
büyüktahribat yaratan küreselleş-
me, 19. yüzyılın aynı döneminde-
ki küreselleşme gibi biryapısal kri-
ze cevap olarak gündeme gelmiş-
ti. 19. yüzyıldaki II. kuşak sömür-
geciliğin isyanı bastııma teknikle-
riyle, 20. yüzyılın bağımsızlık sa-
vaşlanyla, bugün gündeme gelen
sömürgeciliğın isyanı bastırma
teknikleri arasında çok büyük bir
benzeriik var. Farklı olan döneme
ait biçımsel değişiklikler. Bunlar da
bugün karşımıza 4KS olarak çıkı-
yor. 20 yıldır yasadığımız baş dön-
dürücü değışikliklerin sonunda,
kriz ve savaşlar dünyanın 19. yüz-
yıldan bu yana sanıldığı kadar çok
değişmediğinigösterıyor. Döndük
dolaştık, sömürge savaşlanna ge-
ri döndük.
Dün belki kuramı yoktu ama bu
kez var. Bu kuram ABD'nin dışarı-
ya öncelik bir sömürge ordusu kur-
masını, içeriye yönelik denetim ve
güvenlik tedbirlerinı arttırarak de-
mokrasiyi sınırlamasını gerektiri-
yor. Bush iktıdara geldiğinden be-
ri de öyle de oluyor.
Yüzde 10 artı
Tekel
ürünlerine
zam
EkonomiServisi- Tekel ürünlerine,
bugünden geçerli olmak üzere orta-
lama yüzde 10 zam yapıldı.
Tekel Genel Müdürlüğü'nden ya-
pılan açıklamada. ürün fiyatlannın
en son 28 Mayıs'ta yeniden behrlen-
digi hatırlatarak, "Hammadde ve
malzeme olmak üzere girdi fiyauan
ile yasal \ükümlülüklerde meydana
gelen değişiklilder nedenrvie, yeni bir
düzenleme ihtiyacı doğmuştur" de-
nıldi. Yeni fıyatlara göre, 2 milyon
450 bin lira olan uzun Tekel 2000"ın
fıyatı 2 milyon 750 bin liraya, eski fi-
yatı 1 milyon 50 bin iira olan kısa
Samsun ve Maltepe sigaralan ise 1
milyon 150 bin liraya yükseldi. Zam-
la birlikte 35 cl'lik Yeni Rakı'nın fı-
yatı 8 milyon 250 bin lira, 70 cl'lik
Yeni Rakı'nın fiyatı 12 milyon 500
bin lira oldu.
Japan Tobacco International'ın
(JTI) Izmir Torbalı Tesısleri 'nde üre-
tilen Camel, Salem, Winston ve
Monte Carlo sıgaralannın satış fiyat-
ları da, bugünden geçerli olmak üze-
re, yüzde 9 ile yüzde 11 oranında ar-
ttınldı. Zamla birlikte, 2 milyon 750
bin lira olan kısa Camel ve Salem'in
fiyaü 3 milyon liraya yükseldi.
PHIL
PHUP MORRB / SABANCI
DUYURU
ŞİRKETİMİZİN TORBALI SİGARA FABRİKASI'NDA
İMAL EDİLEN YENİ ÜRÜNLERİ
MURATTIAMBASSADOR,
MURATTI AMBASSADOR LIGHTS
21 TEMMUZ 2003 PAZARTESİ GUNUNDEN
İTİBAREN SATIŞA SUNULMUŞTUR.
MURATTI AMBASSADOR 2,100,000 TL
MURÂffî AMBASSADOR LIGHTS 2,100,000 TLS p e c ı a l B o x
PHILSA Philip Morris Sabancı
Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret A.Ş.