22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 2003 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Romanya Cumhurbaşkanı îon Iliescu ile küreselleşmeyi ve insan üişkilerini konuş S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOĞLU leyla.tavsanoglu (S cumhuriyetcom.tr Ion Iliescu yıllardır Romanya 'nın, hem komünist, hem de liberal Romanya 'nın yakın tarihine damgasını vurmuş bir devlet adamı. Bir zamanlar Romanya diktaîörü Mircae Çavuşesku 'nun sağ koluyken ondan kopup ülkesinin devrimini yapanlann ön safında yer aldı. İki kez Cumhurbaşkanlığı 'na seçildi. Çok sıklıkla da Türkiye 'ye geliyor. Son olarakyine bir uluslararası konferans için îstanbuVdaydı. Bir araya geldik, Romanya 'nın AB üyeliği macerasını, komünizmden liberal düzene geçişini, küreselleşmeyi ve ikili ilişkileri konuştuk. Küreselleşmeye insani ilişkiler ve insanlığa edeceği hizmet açısmdan çok inanan Iliescu, yeni teknolojik gelişmelerin de buna itici giiç olduğunu vurguladı. Küresellesme tirici olmalı- Bir süredir Balkanlar'da kültür faktörünün kalkınma için önemli bir potansiyel oluşturduğu konuşuluyor. Kültür faktörü kalkınma için nasıl bir potansiyel olabilir? Üstelik de Balkanlar çokkültürlü bir bölge olduğuna göre tek bir kültürel faktörden nasıl söz edilebilir? - Kültür çeşitlilik de demektir. Bakın, tanh boyunca ve bugünkü yakın tarihimizde de birleştirici önemli unsurlar öne çıkmıştır. Bugün için küreselleşme süreci iletişim, bilgi teknolojisine, ticarete ve paraya bağlıdır. Bu unsurlann hepsi birleştiricidir. Bu unsurlar da tarih boyunca oluşan aynlıklan birleştirici temeller atmışlardır. Tarih boyunca dönemJer arası boşluklar vardır. Bu da bugünün insanının başlıca sorunu ve açmazıru oluşturmaktadır. Bugün dünyanın istikrarsızlığının temelinde yatan dabu. Bana göre entegrasyon ve küreselleşme, kalkınmış ve sanayileşmiş dünyayla aramızdaki arayı kapatmaya yardımcı olabilecek tarihsel fırsatlardır. Bu model, zengin ve yoksul ülkeler arasındaki büyük eşitsizlilderi en azına indirmek için hedef alınan küresel çabalara köşe taşı oluşturabilecegi gibi işın yoksulluk tehdidi altındaki gezegenimize de doğru yolu göstermede yardımcı olacaktır. Bugün zengin ve yoksul arasındaki bu uçurum dünyadaki istikrarsızlığın temelindeki başlıca tehlikeli kaynaktır. Burada önemli olan çeşitliliği koruyabilmektir. Kültür, çeşitliliğin yayılması ve artmasını sağlayan unsurlardan birisidir. Küreselieşme süreci - Çeşitliliğe siz her zaman çok önetn verdiniz, Neden? - Çünkü çeşitlilik yaşamın kalitesidir. Genel yaşamda, doğa çeşitliliği nedeniyle ilginin kaynağıdır. Bugün biz artık bio-çeşitlilik için savaşım veriyoruz. Biz bu gezegende yaşayan 6 milyar kişiyiz. Ama bu 6 milyar kişinin her biri değişik kişilikJer ve yapılar. Hiçbiri birbirinin eşi değil. Öte yandan biz insan olarak kJonlanmış olsaydık ve düşünce yapımızla ve dış görünümümüzle birbirimizin tıpatıp eşi olsaydık, düşünün bu yaşam ne kadar sıkıcı olurdu. Yaşamımız ilginç ve zenginse bu çeşitlilikten ve farklıhktan kaynaklanıyor. Bunu da öncelikle yaratan unsur kültürlerin farklıhğı ve çeşitliliği. Kültürel ve sanatsal yaratıcılık bireysel bir süreçtir. Bu da her bir bireyin dünyaya nasıl baktığının, onu nasıl algıladığının bir yansımasıdır. - Hiç kuşkusuz toplumlarda yüksek kültürler, alt kültürler, pek çok kültür yok mu zaten? • Tabii ki. Sanıyorum küreselleşme sürecinin önündeki en önemli mesele de bu çeşitliliği baskı altına almak yerine bunun nasıl korunması gerektiğinin yollannı bulmak. - Burada önemli bir noktaya geldik gibime geliyor. Kimileri ulus devletin kültür zenginliği, kültür çeşitliliği için bir engel oluşturduğu, bunu baskı altında tuttuğu görüşündedir. Sizce ulus devlet gerçekten kültür zenginliğinin, kültürel çeşitliliğin ö'nünde bir engel mi? - Hiç öyle şey olur mu? Ulus devlet kültürel zenginliğin, kültür çeşitliliğin önünde kesinlikle bir engel olamaz. Bu, gayet somut ve nadir bir durumdur. Ulus devlet içinde o kadar farklı, çeşitli kültürler vardır ki... Size Romanya örneğini anlatayım. Romanya da bir ulus devlettir. Biz 22 milyon Romanyahyız. Bu 22 milyon içinde 18-19 farklı etnik toplumlara mensup 3 milyon kişi yaşıyor. Örneğin toplumun yüzde 7'si Macarlardan oluşuyor. Bunun dışında Türkler, Tatarlar, Bulgarlar, Ruslar, Ukraynalılar, Slovaklar, Sırplar, Hırvatlar, Polonyahlar, îtalyanlar, Romanlar, Ermeniler, Rumlar vb. yaşıyor. Bu bir kere etnik çeşitlilik. Bir de dinsel çeşitliliğimiz var. Nüfusun çoğunluğu Ortodokstur. Katolikler, Greko- Katolikler, Protestanlar, Baptistler, Müslümanlar var. Bütün bunlar Romanyalıdır ve bu farkhlıklar ve çeşitlililder varken de onlan birleştirici unsur ortak Romanyalı kimlikleridir. Romanyalı ister kentte, ister kırsal alanda, ister dağ tepesinde yaşasın, yine Romanyalıdır. Tabii ki farklı ortamlarda, farklı iklimlerde yaşamak farklı ruh hallerini, farklı davranışlan da beraberinde getirir. Ama o da bir başka zenginliktir. Bütün bunlar insan yapısıru çok daha ilginç hale getiriyor, hiç kuşkusuz. Balkan bölgesini bütünüyle bir düşünün. Kültür çeşitliliği ve zenginJiğini göz önüne getirebiliyor musunuz? Balkan bölgesinin kimliği de ilginç. Avrupa'nın kapısıdır, biliyorsunuz. Üstelik de Avrupa'nın bütün çelişkileri ve çatışmalannı üzerinde toplamıştır. Tarihimiz de çok inişli çıkışh, çok kanşık ve çok uzundur. Bizde bir insani nitelik var ki bu ender bulunur. Kolonlyal imparatorluklar ION ILİESCU 1930, Oltenita-Romanya doğumlu. Yükseköğrenimini Bükreş Politeknik Enstitüsü Elektrik Teknolojisi Fakültesi ve Moskova Enerji Enstitüsü'nde tamamladu Hidroelektrik enerji sistemleri ve su mühendisliği uzmanı oldu. Uzun yıllar Romanya Su Ulusal Konseyi'nde çaltştı; 1979-84 arası konseyin başkanhğımyaptu Ancak su politikası konusunda dönemin diktatörü Çavuşesku 'yla ters düşünce görevinden almdu 1984-89 arası Teknik Yayınlar Basımevi'nin müdürlüğünü yürüttü. 22 Aralık 1989'da Romanya 'da darbeyi gerçekleştiren UlusalKurtuluş Cephesi Konseyi'nin kurucu üyeleri arasındayer aldı. Devrimle birlikte bunun başkanhğımyaptu Darbeyi de Romanya DevletRadyo ve Televizyonu'ndan halka bizzat duyurdu. 1992 Devlet Başkanhğı seçimlerini büyük bir çoğunlukla kazandu Ancak 1996 seçimlerini açıkfarkla kaybettL 1997'de Romanya Sosyal Demokrat Partisi Başkanhğı 'na getirildL Kasım- Aralık 2000 seçimlerindeyeniden Cumhurbaşkanlığı 'na seçüdi gruplan bir araya gelme olanağını buluyorlar. artık. Eski küreselleşmede egemen olan sıyasetti. Bugün ise küreselleşmede siyasetın egemenliği çok az. Esas olarak burada ıletışımın doğrudan sağlanabilmesi için haberleşme ve iletişim teknolojisi ağırlıkta. - Yapara? - O da var, tabii. Terorizm tehdidi - Nedir o? - Karşıdakine çok açık olmak, ona çok açık davranmak, öbürüyle ortak ilgi alanı olusturmak... Bu da bireyler ve ulusal gruplar arasında çok olumlu bir diyalog oluşmasını sağlıyor. Bu yolla da ortak kalkınma yoluna çok daha kolaylıkla gidilebiliyor. Bizim bu çeşitliliğimiz ve kültür zenginliğimiz farklılık gibi görünse de birleşik bir Avrupa yaratılmasını çok daha kolaylaştıracaktır. - Peki, bugünkü küreselleşmeyle 19. yüzyılın sonu - 20. yüzyılı kapsayan Marksizmin küreselleşme anlayışlan arasında nasıl bir kıyaslama yaparsınız? - Evet, haklısınız, Marksizm de dünyada küreselleşmenin yaratılması eğilimini içeriyordu. Baktığınız zaman Büyük Iskender de dünyayı küreselleştirmek istemişti. Kendi gücünü dünyada epeyce yaygın bir alana taşımıştı. Sonra, Osmanlı Imparatorluğu'na. Roma împaratorluğu'na bakın. Ondan sonra da kapitalist ve kolonıyal imparatorluklar geldi. Bugün de Pax Americana geçerli. Gelelim 20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın başını içeren yeni küreselleşme akımına... Bunun temeli çok yüksek teknolojiye dayanıyor ve zaten bu yüksek teknoloji bugünkü küresel akımın temelıni oluşturuyor. Artık bilgi akışını tutmanız mümkün değil. Bilgi dünyanın her yerine bu yüksek teknoloji sayesinde ulaşıyor. Bilgi bugün her yerde iç içe geçmiş, birbirine bağlanmış durumda. Bunu koparmanız mümkün değil. Çünkü dünya çapında bir bilgi ağı oluşmuştur. Bu, çok da sağlamdır. Bu, bugünkü küreselleşmenin karakteristiğidir. Bu küreselleşme gezegenimizin gerçek küreselleşmesidir. Bu küreselleşmede farklı bölgelenn farklı - Sizce ABD'nin Irak operasyonundan sonra dünya haritası nasıl yeniden şekillenecek? - Bir kere bu konuyu iki açıdan, yani küresei ve bölgesel açıdan değerlendirmek lazım. Küresel açıdan baktığımızda şöyle bir manzara ortaya çıkıyor, bence: 11 Eylül dünya çapında güvenlik sorunlannın açıkça ortaya dökülmesine yol açan dönüm noktasıdır. Büyük güçler arasındaki hesaplaşmada bu su yüzüne çıkanlmıyor. Bu Soğuk Savaş döneminde de böyleydi. iki büyük güç hesaplaşıyordu, dünyanın iki bölgesini tutmuşlardı. Bu hesaplaşma büyük güvenlik tehdidıydi. Bugün ise dünya çapında güvenlıği terorizm tehdit ediyor. Teronzm dünyada bugün bütün insanlığı tehdit ettiği için insanlar arasında yeni tür bir dayanışma hareketi ortaya çıktı. Bu durumda ABD yine dünyanın tek gücü olarak ortaya çıkıyor. Ama dünyanın bu yeniden yapılanması döneminde... Öte yandan işi ekonomik boyutundan ele alacak olursak üç ayn güç merkezinin ortaya çıktığını görüyoruz. - Kimler bunlar? - Birincisi tabii ki ABD. îkincisi, bu genişleme süreciyle birlikte yeniden ikinci küresel güç olma yolunda ilerleyen Avrupa, üçüncüsü de Asya ülkeleri. Burada Japonya ve Çin büyük ölçüde ön plana çıkmak üzereler. - Tam bu noktada, SARS'ın böylesine can alıcı bir zamanda patlak vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz? - Evet, bir dönem de AIDS vardı. Bu yeni teknolojilerde böyle beklenmedik olaylar da olabiliyor. - lyi de SARS çok garip, çok can alıcı bir zamanda patlak vermedi mi? - Evet, dünya çok kanşık bir dönemden geçerken patlak verdi. Ama şunu da unutmayın kı patlak verdiği ülke insanlann çok kalabalık biçimde bir arada yaşadıklan bir yer; yani Çin. Bu salgın nüfus içinde doğal bir ayıklamaya bile neden olabilir. Balkanlarda işbirliği1 - Yüksek teknoloji, küreselleşme filan derken, bugün dünyanın ve insanlığm giivenliğine yönelik bir numaralı tehdit kabııl ettiğimiz terorizm de yüksek teknolojinin bir eseri değil mi? - Bütün insan yapısında bu çifte olgu vardır. - Yani? - Bakın, şimdi, nükleer gücün bulunuşunu ele alalım. Bu insanlığın iyiliğini hedef alarak araştınlmıştı. Bunun bu yani var. Ama öte yandan da bütün insanlığı yok edebilecek güçte bir silah haline gelebiliyor. Burada şunu önemle vurgulamak istiyorum. Teknolojinin gelişmesini kesinlikle önleyemeyiz ya da bunu durduramayız. Ama her seferinde de bir yeni teknolojik buluş ortaya çıktığı zaman bunun yararlan kadar zararlannın da neler olacağı hesaplanmalı ve bu zararlann önüne geçmek için Önlem alınmasına çalışılmalıdn". - Romanya ile Türkiye arasındaki ilişkiler gelecek için neler vaat ediyor? Ayrıca da Romanya ve Türkiye, özellikle 11 Eylül ve Irak Savaşı 'ndan sonra bu yeni oluşacak dünya coğrafyasmda aktör olarak ne gibi roller üstlenebilirler? - Genel anlamda konuşmak gerekirse ikili ilişkilerimizde önemli siyasi gelişmeler meydana gelmiştir. Bir de uluslararası alanda iki ülkenin siyasi ilişkilerinin çok iyi yönde geliştiğini söylemeliyim. Işbirliğimiz iki ülkenin çıkarma olacak bir biçimde istikrar kazanmıştır. Bu arada başta KEt olmak üzere bölgesel yararlı işbirliklerimiz de giderek hız kazanmaktadır. Aynca Balkanlar'da da ikili işbirliğimiz son derece yararlıdır. Üstelik birkaç yıl öncesine kadar epeyce düşük düzeyde bulunan ekonomik ve ticari ilişkilerimiz ve işbirliğimiz de önemli ölçüde hız kazanmıştır. - Daha önceleri ikili ticaret ne düzeydeydi, şimdi hangi düzeye çıktı? - Birkaç yıl öncesine kadar iki-üç yüz milyon dolarken bugün bir milyar dolan bulduk. Gördüğünüz gibi bu gelişme de son derece olumlu yöndedir. Aynca Romanya ve Türkiye güvenlik işbirliği alanında da bölgede çok iyi bir işbirliği kurdu. Uluslararası suç çetelerini çökertmede, ujoışturucu trafiğinin önünü kesmede, aynca da terorizmle mücadelede önemli yol aldık. İyi işler yapılıyor - Bir dönem Romanya 'da yatırım yapan Türk işadamlarının bazdarının dolandıncı bile çıktıklan haberleriyayılmıştı. Bunların sonuçlan ne oldu? - Böyle haberler yayıldığını pek bilmiyorum. Romanya'daki Türk yatınmcılar çok faaller ve iyi iş yapıyorlar, diye biliyorum. Bunlar bankacılık, tanm, gıda endüstrisi, turizmde çok etkinler. Bir aralık Romanya'nm AB üyeliği hazırlıklan ve Schengen anlaşması nedeniyle bazı pürüzler çıkmıştı. Doğal olarak AB, göçü önlemek için bazı önlemler alma yoluna gitmişti. Bu onlann kurallan arasmda var, biliyorsunuz. Schengen'e taraf oldunuz mu bunun kurallanna da uymak zorundasınız. Yani Schengen'e taraf olmayan ülkelerin vatandaşlanna vize uygulamak zorunda kalıyorsunuz. Biz şimdi Romanya olarak AB'nin yeni sının haline geldik. Ama sınır komşulanmızla herhangi bir güçlük çıkmayacak bir düzenleme arayışı ! içindeyiz. ! - Türk halkma bir mesaj vermek ister i misiniz? : - Türkiye ve Türk halkı Romanya ve Rumen halkı için çok değerli ve önemlidir. Bu iyi ikili-komşuluk ilişkilerinin artarak gelişmesini diliyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle