Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 2003 ÇARŞAMBA
HABERLER
.Adalet Bakanlığı'ndaki 'Atatürkçü kimlikleriyle' bilinen müfettişler kendi istekleri dışında atandı
DiyarbakırDGM dağıldıtLHANTAŞCI
ANKARA-Hâkimler ve Savcılar
\^üksek Kurulu (HSYK), AdaJet Ba-
kanlığı'run yerlerinin değiştirilmesi-
ninyasal gerekçesini açıklayamadığı
kimi il başsa\cılarının atanmasına vi-
z e vermezken Teftiş Kurulu"nda gö-
rervli '•Atatürkçü" kimlikleriyle bili-
nen müfettişler "dağıüldı''. Bakanlık
tavslağmda yer değışıkliği olmasına
karşın. Gaziantep Başsavcısı Ahmet
ICarayigit Edırne Başsavcısı AB Şan-
ver, Konya Başsavcısı Zafer Sipahi ve
Tokat Başsavcısı Yaşar Ozer Bölük-
başı mevcut yerlerinde kaldılar.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan a
bix dönem siyaset yolunu tıkayan ka-
ran veretı Diyarbaîar DGM'deki ata-
m a hareketlilıği de dıkkat çektı. HSYK
Başkanvekilı Fehmi Ulusoy, Adalet
• Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından kararnameyle Devlet Güvenlik
Mahkemeleri'nde görev yapan 34 hâkim ve savcının bazılannın görev süreleri uzatıldı,
bazılarının da yerleri değiştirildi. Görev değişikliğinin en yoğun olduğu illerin başında,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında soruşturma yürüten Diyarbakır DGM geliyor.
Bakanı Cemfl Çiçek'in atamalarda hiç-
bir telkini olmadığını belirterek "Bü-
riin kararlara bakan ve müsteşar ka-
tıldLKararlaro>1)irligh1eçıkö" dedı.
Kararnameyle DGM'lerde görev
yapan 34 hâkim ve savcının bazılan-
nm görev süreleri uzatıldı, bazılannın
da yerleri değiştirildi. Görev değişik-
liğinin en yoğun olduğu illerin başın-
da, Başbakan Erdoğan hakkında soruş-
turma yürüten Diyarbakır DGM geli-
yor. Diyarbakır DGM Başkanı Mus-
tafa Zeki Söğüt Antalya Hâkimliğı 'ne,
Diyarbakır DGM Başkanı Asım Kor-
kut Izmir Hâkimhği'ne, Diyarbakır
DGM Asıl Üyesi Muammer Karataş
Diyarbakır DGM Başkanlığf na, Ke-
malpaşa Hâkimi Orfaan Yüksd Diyar-
bakır DGM Asıl Üyeliği'ne atandı.
Müfettişler tırpanlandı
Yaz dönemi kararnamesinde ata-
malarda Adalet Bakanlığı'nda müfet-
tiş ve başmüfettişlerin görev yeri de-
ğişiklikleri de öne çıktı. Kararname-
ye göre, kendi istekleri olmamasına
karşın Adalet Başmüfettişi tsmail lur-
gırt Ankara Cumhurivet Savcılığı'na,
Adalet Başmüfettişi Ibrahim Ocalan
tstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na,
Adalet Başmüfettişi HalukNecdetTe-
kin Kadıköy Cumhurivet Savcılığı na,
Adalet Başmüfettişi Dvas Oruç Tuz-
la Hâkimliği'ne, Adalet Müfettişı Fu-
at Hazer Gaziosmanpaşa Cumhuri-
yet Savcılığı'na atandı.
Istanbul AğırCeza Mahkemesi Baş-
kanı MehmetŞefikMutlu Istanbul Hâ-
kimliği'ne, Kayseri Cumhuriyet Sav-
cısı Hüseyin Akın Üsküdar Cumhu-
riyet Başsa\cı Vekiüiği'ne, Kırklare-
li Cumhuriyet Başsavcısı Erden Ka-
rayılmaz Istanbul Cumhuriyet Savcı-
lığı'na, Menderes Cumhuriyet Savcı-
sı BarbarosKaratan Karşıyaka Cum-
huriyet Başsavcı Vekilliği'ne, Anka-
ra Cumhuriyet Savcısı Mehmet Çavu-
şoğlu Ankara Cumhuriyet Başsavcı
Vekilliği'ne, Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcısı SaitGürlek Manisa Cum-
huriyet Başsavcılığı'na. tstanbul Cum-
huriyet Savcısı Hasan Turan Yavuzyıl-
maz tstanbul Cumhuriyet Başsavcı
Vekilliği'ne, Manisa Cumhuriyet Baş-
savcısı HakJa Kavas Bakırköy Cum-
huriyet Başsavcı Vekılliği'ne. Kahra-
manmaraş Cumhuriyet Başsavcısı Ah-
met Gökçınar Samsun Cumhuriyet
Başsavcılığı'na, Siirt Cumhuriyet Baş-
savcısı Orhan Usta Tarsus Cumhuri-
yet Başsavcılığı'na, Köyceğiz Cumhu-
riyet Savcısı NihatErol Ağn Cumhu-
riyet Başsavcılığı'na.. kendi isteğı ol-
mamasına karşın Düzce Cumhuriyet
Başsavcısı YunusKiremitde tstanbul
Cumhuriyet Savcılığı'na atandı.
İçtuzük değişikliği komisyondan geçti
Artık iktidar
rnuhalefeti
engelliyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)- TBMM Ana-
yasa Komisyonu'nda,
AK_P'nın muhalefeti en-
gellemek için hazırladığı
içtiizük değişikliği öneri-
si kabul edildı Oneride,
"toplumsal hayatın geniş
bir jüanmı düzenleyen ve
kapsayankuraianNrara-
ya getiren tasanlar" kap-
samlı tasan olarak ranım-
landı.CHP'lıOyaArash,
•^GenekJemııhaleferiktida-
nengefler.an-
cak durum
değişti. Şimdi
ikticlarmıha-
lefeti engelB-
yor" dedı.
AKP'nın
muhalefet
engelini aşa-
rakyasatasa-
nlannı hızla
TBMM'den
geçirmek ıçin
verdiği ıçtü-
zük değişik-
liği önensi,
dün TBMM
Anayasa Ko-
misyonu'nda
kabul edıldi.
"Temel ya-
sa" yerine
"kapsamlı
yasa" ibare-
sinin kulla-
nıldıgı öneri-
de, "toplum-
saJ yaşanıın geniş b r ala-
mnı düzenleyen ve kıpsa-
yan kurallan bir ıraya
getiren, içerdiği hüriim-
ler nedenrvle kend ala-
nındaki mevzuata J> ul-
ması gereken usul vtesas-
lar ile bu alanda ntvzu-
atın yönelmesi gereken
esaslan sistematik <e be-
lirii bir düzen içe-rsinde
gösteren,oalandaldvasa-
lar arasında ve burlann
uygulanmasmda hıiik-
teKği sağiamayı arraçla-
yan tasanlar" kap<amlı
• AKP'nin
muhalefeti
engellemek için
hiZHİadığı içtiizük
değişikliğinin
Anayasa
Komisyonu'nda
tabul edilmesini
eleştiren Oya Araslı,
"Cenelde muhalefet
îttidan engeüer,
ancak şimdi durum
değişti" dedl
tasan olarak tanımlandı.
Öneriye göre, Danışma
Kurulu 'ndaoybiriiği sağ-
lanamaması durumunda
en az 40 madde olan tasa-
nlann "kapsamh tasan"
olarak 15'şer maddelik
bölümler halinde görüşül-
mesine TBMM Genel Ku-
rulu'nda karar verilecek.
tktidar ve muhalefet ara-
sında oybirliği sağlanma-
sı durumunda ise kapsam-
lı tasanlann bölümlerinin
kaç madde-
den oluşaca-
ğına Danış-
ma Kurulu
karar vere-
cek.
CHP'li
üyeler, mu-
halefetin de-
netim görevi
ve konuşma
süresini kısıt-
ladığını be-
lirterek içtii-
zük değişik-
liği önerisine
karşı çıktılar.
CHP'lı
Oya Araslı,
daha önce de
TBMM'de
milletvekili
olarak görev
yaptığını, an-
cak ilk kez
iktidannmu-
< na
|e
fetten
korkan bir anlayış sergi-
lediğini söyledi. Araslı,
"Genelolarak muhalefet
iktkianengeller,ama şim-
di görüyomz id iktidar
muhalefeti engeffivor" di-
ye konuştu. AKP'nin
AB'ye uyum yasalanm
hızla TBMM'den geçiril-
mesi gerektiğini sık sık di-
le getirdiğini anlatan
Araslı, "AKP,ABkriter-
Jerinde demokrasinin ge-
reği gibi uygulanmasının
öngörüldüğünü unutmuş
gözüküyor" dedi.
CUMHURIYEI HALK
CHP'YE
KATILIM-
Crup
toplanûsında
DSP'ü Bolu
Beledive Başkaıu
Yüksel Cevian,
Adana Seyhan
Belediye Başkanı
> ıldıra\ Ankan
ile Ordu'va bağh 2
beldenin bdediye
başkanlan
Selahattin Delican
ile Şükrü Selimli
CHP'ye kaüldı.
Bav kaL sosyal
demokradaruı
CHP'de
kenetlendiğini
söyledL
(Fotoğraf: AA)
Baykal, hükümeti AB zırhı altında bazı projelerini hayata geçirme planı yapmakla suçladı
AKP'nin hesabı başkaANKARA(QımhurrnrtBûro-
su) - CHP hden Deniz Baykal,
"ABpaketi" adlandırmasına iri-
razlan olduğunu söylerken "İânı
bir kompleksi yansıüyor. Eğer
bir kompleksi yansıtmryorsa in-
ce bir hesabı yansıüyor" dedi.
Baykal. grup konuşmasında
da ağırlıklı olarak işsizlik ve üre-
tici sorunlan üzerinde durdu.
ATO'nun rakamlanna göre, An-
kara'da son 5 ayda 13 bin işye-
rinin kapandığını vurgulayan
Baykal, "Tûrkhç'ninsorunuij-
sizHkle mücadeledir, yeni işyeri
açıhnasını sağlamakür. Merkez
Bankası ile kur kavgası, faiz kav-
gası ileTürkhe'nin temel sorun-
lan gözden kaçırdmaya çahşıb-
yor. Yapay arayişlara girili>or.
Hükümetanlarnsızkav gaJan bı-
rakm gerçek sorunlarla ilgilen-
mefi" dedi.
Hükümetin ürericiye karşı ta\-
nnda da "samimi" olmadığını
kaydeden Baykal, Tanm Baka-
nı Sami Güçlû'nün tartışma ya-
ratan sözlenne de dıkkat çekti.
Güçlû'nün ta\Tinın "görmezfik-
ten gelinmeyecek bir zihniyeti
yansrtağnu" vurgulayan Baykal,
"Türlmıe'de bö>1e bir şey ilk kez
ohryor.Krbakanıngönİiindenge-
çen, çiftçinin istedigi rakamı ve-
rememesi mümkündür. Ama o
fhaö istedi dhe çiftçhe hakaret
etmeye hiç kimsenin halda yok-
tur" dedı. Atatürk'ün 1930" lar-
da "Köylü nıületin efendisidir"
dediğini anımsatan CHP lideri,
"Bir bu sözterdelrî ölçüye, derin
sa>gıya bakın, bir de iktidann
küstah. haddini bilnıez, ölçüsüz
ta\ nna bakın. Başbakan baka-
nı adına özür düryor. Vekâleten
özürdflemeonnaz. Bakanmözür
dflen»e mecbumcti%ardır. Bunun
hesabı sorulacakür. Çiftçi sahip-
sizdeğildir
r
dedi.
Baykal, AB paketiyle ilgili ola-
rak da görüşlerini dile getirdi:
"Bu isimlendirmeye itirazla-
run var. AB paketi ounaz, bu.
Türldye'\
!
ejakışmıyor.Tûrkhal-
kı için çeşhü demokratikleşme
admılan aolacak. Adı neden AB
paketi olsun. Vatandaşuı hakkı-
m AB mi verecek? İsimlendirme
bir kompleksi yansıO\or. Eğer
bir kompleksi yanatmıyorsa, in-
ce bir hesabı yansıüyor. AB zır-
hı altuıda, AB dokunubnazhğı
aranda bazı takplerinizi, AB ta-
lebi,di>egeçinnewçahşınanızu>'-
gun düşmüyor. İktidara sürekh'
oiarak, net olun,diyorum. Daima
kaypak, örtülü bir konumdalar.
Pakette, daha önce olduğunu
açıkladıklan bazı düzenlemele-
rin olmayacağı aniaşıhyor. AB
mi degişürdi paketi, siz mi değiş-
rirdiniz? SE, AB misiniz?"
ÖnceCHP'yi
suçladılar
sonra oylarıyla
reddettiler
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-TBMM Genel Kurulu'nda
Gebze'nin il yapılmasına ilişkin
yasa teklifinin doğrudan günde-
me alınmasına ilişkin önerge
CHP ve AKP milletvekilleri ara-
sında tartışmalara neden oldu.
AKP Kocaeli Milletvekili Eyüp
Ayar, Gebze'nin il yapılmasıyla
ilgili tekliflerinin komisyonlarda
öngörülen sürede görüşülmeme-
si üzerine doğrudan gündeme
alınması için önerge verdi. Öner-
gesi üzerinde söz alan Ayar, Geb-
ze'nin il yapılması için çaba gös-
terdiklerini söyledi. Ayar, "Eski
İçişleri Bakanı Nahit Menteşe,
bana Gebze'ninilobnasmıDeniz
Baykal'ın engellediğini söyledi.
Herhalde CHP'nin o zaman da
baraj sorunu vardı" dedi.
Ayarın sözleri CHP sıraların-
dan tepki gördü. Konuyla ilgili
söz alan CHP Grup Başkanveki-
liMustafaÖzyürek, ^alanvede-
dikodulan MecKs'e taşıdığı için "
Ayar'ı kmadığını söyledi.
Mustafa Özyürek, AKP sıra-
larına, "365 miDetvekumiz var,
getirin yasa teklifini. Gebze'nin
il yapılmasına destek olacağmu-
a önceden duynruyonız" diye
seslendi. Daha sonra yapılan oy-
lamada, önergenin doğrudan gün-
deme alınması AKP'lilerin oy-
larıyla reddedildi.
IJR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Başbakan Receı Tayyip Erdo-
ğan, IMF programlınnı savunurken
bazı gençlerin protestosuna uğradı.
Bir başbakan konısurken sözünün
kesilmesinden hoşanmaz, yabancı
delegasyonlarönürde protesto edil-
mek istemez. Siyastçi, bu tür eleş-
tirilere ve protestcara alışmalıdır.
Bunlar demokratik Jkelerde olağan
eylem biçimleridir. Pntesto edenin fik-
rini beğenirsiniz beönmezsiniz, bu-
nun bir önemi yoktır. Bu eleştiri ve
protestolar olacaktr, aynca olmalı-
dır. Bundan işini do£u yapan kimse-
ye bir zarar gelmez
Danimarka Başti)ikanı Rasmus-
sen, geçen aylardakafasına dökü-
len kırmızı boya ile :örüntülenmişti.
Batı'da buna benzre eylemler sık sık
oluyor. Bizim siyas«tçilerimiz böyle
şeylere alışık değil. Çnkü çevrelenn-
de sürekli kendilerinesadakat ve bağ-
lılık gösteren toplu lu larla yaşamaya
alışık oldukları için, ^ıiden karşıları-
na çıkan protestocyjar onlan çok kız-
dınyor.
'Lekeli Vatandaş' ve Başbakan Erdoğan
Bence o protesto olayının en dra-
matik ve acı olan yanı, Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan'ın protesto son-
rası basına yaptığı açıklamadır. Ne
dedi Başbakan: "Bunlartahriktir, bun-
larprovokatiftir ve bu türprovokatif
bireylemin içinde bulunmasına rağ-
men ben arkadaşlanma gerekeni
söyledim ki, geçmişi itibanyla da si-
cilinde ne yazık ki, emniyet onu da
tespit etti, lekeleri olan bir vatanda-
şımız, ama buna rağmen şu anda ne
tutukludur, ne gözetim altındadır."
Recep Tayyip Erdoğan, Akşam ga-
zetesindeAyşe Önal'la söyleşisinde
önemli bir gerçekliğe vurgu yapıyor-
du: "Hükümet oldukama iktidar ola-
madık." Bence bu son derece ger-
çekçi tespit, Türkiye'nin içinde bulun-
duğu durumu yansıttığı gibi, Erdo-
ğan'ın çaresizliğini de ifade ediyor-
du. Erdoğan, bürokrasiye egemen
olmadıklarını dile getiriyordu.
Aynı Erdoğan, önceki gün ise bu
egemen olamadığını düşündüğü em-
niyet güçlerine atıf yapıyordu. "Emni-
yetin saptamasına göre geçmişi leke-
li" birisiydi kendisini protesto eden.
Erdoğan'ın bu sözlerini okurken aynı
Erdoğan'ın da mahkeme kayıtlanna
göre "lekeli" olduğunu anımsadım.
Erdoğan, yaptığı bir konuşma nede-
niyle "geçmişi lekeli" olduğu için mil-
letvekili adayı olamamıştı. Üstelik onun-
ki kesinleşmiş bir cezaydı. Protesto
gösterisi yapan genç kızın ise kesin-
leşmiş bir cezası olmadığı ortadaydı.
Çeşitli protesto eylemlerine katılmış
ve serbest bırakılmıştı.
•••
Tayyip Erdoğan, demokrasiden ve
Kopenhag Kriterleri'nden sıkça söz
ediyor. O genç kızın "lekeligeçmişi"
Kopenhag Kriterleri'ne göre acaba
hangi sınıflandırma içine girer? Ken-
disi konuşması yüzünden mahkûm ol-
muş bir siyasinin gösteri yapan bir
genci polis kayıtlanna göre lekeli say-
ması hangi demokrasi anlayışı için-
de yer alabilir? O genç, demokratik
tepkilerini dile getindiği, yurttaşlık hak-
larını kullandığı için kutlanması gere-
kirken "lekeli" sayılması, acıdır ve
Türkiye'nin ayıbıdır.
Tayyip Erdoğan diyor ki: "Buna
rağmen ben onu bıraktırttım." Bu
söylediğinin doğru birtarafı var. Eğer
kendisi müdahale etmeseydi, o genç-
lere çok daha ağır baskılar yapılabi-
lirdi. Bir "terör örgütü"ne üye oldu-
ğu gerekçesiyle ağırcezalara da çarp-
tınlabilırdi. Bunun Türkiye'de örnek-
leri çoktur. Fakat burada acı olan,
"Ben bıraktırttım" demesi. Peki baş-
ka yerlerde bu tür protesto eylemle-
rini yapan yurttaşlarımızı kim bırak-
tıracak? Burada dolaylı bir itiraf bu-
lunduğunu da görmeliyiz.
Tayyip Erdoğan'ın "geçmişi leke-
li" yaklaşımı, onun sık dile getirdiği de-
mokrasi ve insan haklarını henüz iç-
sefleştirmediğini, benimsemediğini
de ortaya koyuyor. Siyasi nedenler-
le bir insanın geçmişinde leke oldu-
ğunu söylemesi acıdır ve üzüntü ve-
ricidir. Üstelik bunu emniyet kayıtla-
nna dayanarak yapması daha da dra-
matiktir. Bu ülkede emniyet kayıtla-
nna göre leke saptamasına kalkarsa-
nız işin içinden çıkamazsınız.
Doğru olanı, hiçbir hukuki ve de-
mokratik değeri olmayan, otoriter
devlet anlayışının doğal bir parçası ha-
line gelmiş bulunan bu leke saptama-
lannın defterlerden ve kafalardan si-
linmesini sağlamaktır. Tersini yapan,
eski gelenekleri aynen sürdürüyor
demektir. O zaman da "demokrasi"
sözlerinin bir anlamı kalmıyor.
Türkiye, "geçmişi lekeli" insanla-
nn ülkesidir. Buna Nâzjm Hikmet'ten
Yaşar Kemal'e, Aziz Nesin'den Be-
hice Boran'a onlarca aydın dahildir.
Demokrasi bu tutumla, bu anlayışla
savunulamaz ve inandıncı olamaz.
G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R
ERGİN YILDIZOĞLU
7eni Avrupa'
Bir "Yeni Avrupa" şekilleniyor ama, ABD Savun-
ma Bakanı Rumsfeld'ın. "Yeni Avrupa" kavramıy-
la dile getirdiği bölünme beklentisinin aksine, si-
yasi bir merkezileşme yönünde... Bu yüzden ABD
yönetimi endişeli.
'Yeni Avrupa'nın belirtileri...
Valery Giscard D'Estaing başkanlığında çaJı-
şan Avrupa Anayasa Konvansiyonu, geçen cuma
günü, bir taslak üzerinde konsensüs sağlandığını
açıkladı. Taslağın, son biçımini aldıktan sonra
20O4'te yasalaşması planlanıyor. Taslak kabul edi-
lirse, halen altı ayda bir, bir başka üye ülkeye ge-
çen Avrupa Birliği Başkanlığı, iki yıllık, yenilene-
bilir bir Avrupa Konseyi Başkanlığı'na (üye dev-
letlerin temsil edildiği kurum) dönüşecek. Bu baş-
kan, Avrupa'yı dünyada temsil edecek. Avrupa
Komisyonu Başkanı da Avrupa Parlamentosu ta-
rafından seçilerek güçlendirilip, bir tür "başbaka-
na" dönüştürülecek. Böylece Avrupa Birliği'nde,
Avrupa Parlamentosu'ndan ve Avrupa Konse-
yi'nden oluşan iki meclisli (bicameral) bir sistem
oluşacak. Ortak dış politika, güvenlik konulannı
birleştiren ve komisyon başkan yardımcılığını da
üstlenen, bir Dışişleri Bakanlığı kurulacak. Inter-
national Herald Tribune ün aktardığına göre, son
anda taslakta yapılan bir değişiklik, Konsey baş-
kanının bir başkaAB kurumunun üyesi olmasını en-
gelleyen maddeyi kaldırarak çok daha güçlü bir si-
yasi merkezileşme olasılığı yarattı. Nihayet, Birii-
ğin geleceğine ilişkin kararlarda çoğunluk oyu
prensibi getirilerek ülkelerin veto hakkı kaldırılıyor.
Bu taslak Le Monde'un yorumuna göre "ABD'ye
benzer bir siyasi yapı amaçlayan federalist
önerilerden biri olmasa bile Yeni bir Avrupa'
öngörüyor" (8/06).
• • •
Irak savaşında ABD'nin yakın ittifakı ve Rums-
feld'in "Yeni Avrupa"s\n\n simgesi olan Polon-
ya'da, hafta sonu yapılan referandumda seçme-
nin yüzde 77'si Avrupa'ya evet dedi. Polonya şim-
di, işte bu yeni anayasayla merkezileşirken, özel-
likle küçük ülkelerin etkisini azaltmayı amaçlayan
bir Avrupa'ya giriyor. Diğer taraftan, "Irak'ta kit-
le imha silahlan var mıydı?" tartışması geçen haf-
ta, Fransa- Almanya ekseninin, savaş öncesinde
Avrupa'ya önerdiği tavrın haklılığını kanıtlayan,
Rumsfeld'in "Yeni Avrupa"sının aldığı tutumu sa-
vunulamaz kılan biryönde keskinleşti: Ingiitere'de
de İçişleri Bakanı Blunkett kitle imha silahlarına
ilişkin "dosyanın yayımlanmasının bir hata ol-
duğunu kabul etti" (BBC). ABD Dışişleri Bakanı
Povvell da "ABD halkının bu konuda bir soru-
nu yok, medya olayı büyütüyor diyerek" popü-
list ve zayıf bir savunma hattına çekilmeye başla-
dı (CNN). Le Figaro'nun başyazısına göre de olay
artık bir "Irakgate" skandalına dönüşmeye baş-
lamıştı.
'Yeni Avrupa'ya' yeni politika
Irak savaşına giden süreçte, ABD'nin Avrupa
Biriiği'ne yönelik politikası belirgin bir biçimde de-
ğişti, "Bush yönetimi, giderek, monolitik bir Av-
rupa'nın ABD (...) için yararlı olmadığı sonucu-
na ulaştı". Örnegin, "Ingiltere'nin ABD'nin ya-
nında savaşmasını engelleyecek bir ortak Av-
rupa dış politikası ABD için adeta bir kâbus olur-
du" (Heritage Foundation, Gardiner& Hulsman,
4/06). The New Republic te yazan Andrevv Sul-
livan'a göre de bu yeni, "Avrupa Birleşik Dev-
letleri kurmaya yönelik federal eğimli anaya-
sa, Amerika karşıtı eğilimi daha da kurumlaş-
tıracak. Bu yüzden Amerikalılar bir an evvel
bu tehlikenin farkına varmalılar" . "Bu yeni
(anayasa taslağıyla ilgili- E.Y.) konumlann, krtayı
tek bir dış politika ve ekonomi politikası etra-
fında bütünleştirmeyeceğini düşünmek narf bir
yaklaşım olur" (05/06). Üstelik, Financial Ti-
mes'in işaret ettiği gibi "askeri alanda olmasa
bile ekonomik alanda Avrupa, Amerika'yla boy
ölçüşebilecek bir süper güç"(30/05). Nihayet, The
New Republicte yayımlanan bir başka araştırma-
nın gösterdiği gibi, propagandayı bir kenara itip ol-
gulara bakınca, geçen 5-7 yıllık dönemdeAvrupa'nın
ABD ekonomisinden hemen her alanda daha güç-
lü bir performans sergilediği görülüyor (Legrain,
05/06).
Tüm bunlar, ABD açısından endişe verici. Bu
yüzden "Yeni Avrupa'ya" karşı, ABD yönetimin-
de iki yaklaşım şekilleniyor: Birlik sürecini aksat-
mak ve Avrupa Birliği'nden, ABD'nin Avrupa üze-
rindeki kontrolünü güçlendirecek, örneğin, bir ABD
temsilcisinin hükümetlerarası komisyonlara göz-
lemci olarak katılması gibi tavizler kopartmaya ça-
lışmak. (Bkz: Albright, Bzerzinsky, Eagelburger
gibi imzaları taşıyan "ortak deklarasyon" ve bu-
nun arka plan belgesi: "Renevving the transat-
lantic partnership", CISS - Mayıs 2003).
AKP'lı zeynep Karahan Uslu:
Çarşafla başörtü
arasında fark yok
ANKARA (ANKA)-
AKP tstanbul Millet-
vekili ZeynepKarahan
Uslu, "İnsanlann ba-
şörtü vey^hut çarşaf gi-
yerek örtünme>i tercih
etmiş olmalan arasın-
da ben bir fark görmü-
yonun" dedi.
Uslu, "AnkaraMaga-
zin" adlı ayhk dergıye
özel yaşamı ve siyasal
görüşlerini yansıtan açık-
lamalarda bulundu. 23
Nisan resepsiyonuna ba-
şörtülü milletvekili eş-
lerinin katılmalan konu-
sunda ortaya çıkan "kri-
zf nasıl değerlendirdiği-
ne ilişkin soruyu Uslu,
"Benortadabir kriz gör-
müyomm ki. Kriz son
derece ciddi bir kelime-
dir'' yanıtını verdi.
Başörtüsü yerine
"Dinle toptumun ve dev-
letin üişkisi nasıl otanab-
dff" sorusunun tartışıl-
ması gerektiğini anlatan
Uslu, "Diyanet'in yapı-
lanması nasıl olmahdır?
Çeşitiimezheplerdeki in-
sanlara din dersi uygu-
lanmalı rnıdır? Bunlar
tarüşılnıair dedi.
Çocukluğuna ilişkin
soruları da yanıtlayan
Uslu, babası Türkolog
Abdüikadir Karahan do-
layısıyla entelektüel bir
çe\Tede büyüdüğünü be-
lirterek "Dortyaşımdan
itibaren babamla kültür
sanat etkinliklcrine gjt-
meye başladını. İlk gitö-
ğirn, Çingene Baron di-
ye bir operetti. Ondan
sonra operayı, baleyi,
konserieri takip etmeye
başladım. Bu sanat zev-
ki aşılamak açısından
önenıli ve bih'nçli bir ter-
cihrydi ebev^vnleriınin"
diye konuştu.