Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
! UM\S 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
JV U İ J J. U M\ kultur@cumhuriyet.com.tr 15
MAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUN ANDAÇ
Gezginin yurdu neresi?Geanek, gezginlikle ilgi-
l i :>ell;ğımde bırçok iz, anı
var.
Aılemızde göçler, gönül-
lii sürgımlükler sıklıkla ya-
şandığı gibi; gezginliği ya-
şama bıçımine dönüştüren,
aci 'sergüzeşt'e çıkan da-
yımın serüveni bizleri çok
ilgılendirmiştir.
Ansızın çıkıp çıkıp gel-
mesi, sonra gene alıp başı-
nı gitmelerı; bılinmez bir
yerlerden gönderdiğı kart-
lar. mektuplar, fotoğraflan
çocukluğumuzun şenhgiy-
di adeta! Gelince de bayra-
mı yaşardık!
Biz yeğenlerini çe\Tesıne
ahr, getirdigi hediyeleri ne-
reden aldığını, bunlann ne
işe yarayabıleceğini anlatır;
sonrasında da ehmizden tu-
tarak çarşı sokak gezdirirdi.
Bambaşka yolculuMar
Onun bu iflah olmaz gez-
ginliği birçok adlandırma-
ya neden olsa da; hep saygı
gören bır yanı vardı. Öyle
ki getirdigi rüzgâr her biri-
mizi içine alır, günü, zama-
na yayılan bir renk dalgası-
na dönüşürdü. Giyim lcuşa-
mından konuşmasına, an-
lattıldanndan okuduğu ki-
taplara, albümünde yer e-
den fotoğraflardan meşin
bavulunun gızemli haline
kadar bır başka dünyanın
insanı olarak belleğimizde
derince bır ız bırakırdı.
Dayımdan bize yansıyan
imge, gezginliğin, gezip
görmenin insanı gelişti-
ren'zenginleştiren bir olgu
olmasıydı. Onun bu serdü-
menciliği, bizi de büyük
kentin kollanna salmasıy-
la; gezmek /görmek adına
çıkılabilecek bambaşka
yolculuklann kapısını ara-
edim
Gürsel'in
gezginliğine
tanıklık eden
her bir yazısı,
günlüğü, „
notu yazın
coğrafyamızm
en renklı
yerinde durur.
Daha da ötesi
Gürsel, 'gezi
edebiyatı'mızın
özgün
yazarlanndandır.
lamıştı.
O büyülü kente yolculu-
ğumuzun adı 'göç' de olsa;
dayım, bunu, 'her ömrün
bir yol haritası, bir de
varmak, gitmek düşii var-
dır' ile açıklamıştı. Yıllar
sonra, onun yeryüzü gezgı-
ni olduğu dönemlerde tut-
tuğu notlanna göz atarken
bu düşünceleriyle yüzleş-
mıştim.
Bir kentin dlll...
Gezmek, görmek adına
çıkılan yolculuklann iç
dünyamızdaki yansılann
tanıklığını getirmez mi, bu
türden düşülen notlar?!
Bunlar kimi zaman günlük,
kimi kez de 'not' biçemin-
degelipbulurbizi. Bunaek
olarak, o anlann tespitine
birde fotoğraflan, çizımle-
n ekleyebiliriz.
Çağdaşımız Nedim Gür-
sel de, böylesi gezginler-
den biri. Onun yol düşleriy-
le gelen gitmek varmak,
gezmekgörmek derdi çok
öncelere dayanır. Çocuklu-
ğunun flu fotoğraflannda
da görünür bu. Ilkten başla-
yan kentler arası yolculuk,
bir zaman sonra ayru kentin
iki yakasına taşır onu. Yal-
nızlık ve hüzündür yanıba-
şındaki.
Onu kanatlandıran, dil ve
düş yurdundan uzaklaştıran
biraz da budur. Daha ötele-
re, başka diyarlara gitmek,
görmek düşüdür yeni yol-
culuğunun adı. Varacağı kı-
yılar, sığınabileceği liman-
lar arar durur, Gürsel.
Arayış imgesiyle varmak
düşünü her bir anlatısına
öylesıne sındirir ki; yazı au-
rasının en temel ızleğı (aşk,
bağlanmak, gitmek, özlem,
tinseltensel haz, vb.) bile;
orada anlam kazanır.
Onun gezginliğinın ta-
nıklığını getiren her bır ya-
zısı, günlüğü, notu da bu
anlamda yazın coğrafyamı-
zın en renkli yerinde durur.
Daha da ötesi Gürsel, artık
nitelendirebilirsek, 'gezi
edebiyatı'mızın özgün ya-
zarlanndandır.
Doğrusu, onun yakın bir
duygudaşı, okuru olarak;
her bir yolculuğunun ardın-
dan gelenleri ilgiyle bekle-
mişimdir. Öyle ki bazen,
benzer yerlere yolumuz
düştüğünde, yazdıklannı
bır bir anımsamış, onu da
yol arkadaşı kılmışımdır
kendime. Yunanistan, Kıb-
ns, Makedonya, Bosna,
Moskova... Tabii ki Paris,
onun gezginliğinin, yalnız-
lığınınbaşkenti..
Yenl bir dll kurmak...
Gürsel, her bir yazısında
bir yerin anlamını içerlek
bir bakışla anlatır. Kentleri
yeniden kurarcasına bakar,
yaşadığının soluğunu yan-
sıhr oraya. Ben, kendi payı-
ma, onun bunca gezginliği-
nin en etkileyici merinleri-
ni Gemiler de Gitti'de bul-
duğumu söylemeliyim.
Eğer gezi edebiyatından
söz edeceksek; Gürsel'in
bu metinlerini temel biçim
için örnekleyebilir, bunlar
üzerinde sıklıkla durabili-
riz.
Şimdilerde, buna ulaşan
yeni gezi kitabı Güneşte
Ölüm'ü yanıma alarak bir
yolculuğa çıkıyorum. Onun
Ispanya izlenimlerini belkı
sizinle aynı anda okumuş
olacağım. Ve emınim kı,
çocukluğumun düş ülkesi
Ispanya'ya gitmek, orayı
görmek arzum daha bir ka-
baracak, Gürsel'in izlenim-
leriyle.
Gezginin dil yurdu biraz
da öyledir, bizi yeni bir dil
kurmak düşüne çağınr, ye-
ni yerlerin, yeni limanlann
sergüzeşti kılar.
ÖKUMA ÖNERİLERİ
1. Nedim Gürsel: BirAvuç Dürtya
(Toplu Gezi Yazılan: 1977-1997),
412 s.; Güneşte Ölüm (Ispanya
klenimleri), 124 s., Doğart Kitap,
2003.
2. HikmetBirand: Anadolu
Manzamlan, 1999, Tübitak Yay.,
1999, 119s.
* Uğur Kökden, Kuğular Kanallar
Salhmsöğütler, 2002, YKY., 164 s.
3. Enis Batur: Itti Denizin Arası
Siyah Topraklar, 1997, YKY, 287s.
4. Buket Uzuner: Bir Siyah Saçlı
Kadınm GeziNotlan, 2002,
Everest Yay, 116s
5. Güneş Karabuda: Zorah
Randevular Parkı, YKY, 183 s.
6. Nasuh Mahruki: Yeryüzü
Güncesi, 2002, Kapital Yay., 352 s.
BELLEK KUTUSU
"Sen gelmeyeli Grenoble çok
değişmiş Sait Ağabey! Yeni
caddeler, geniş alanlar açdmış.
İnsantn başını döndüren
gökdelenler dikilmiş dağlann
yamacma. Kent tsere Vadisi
boyunca yaydıp genişlemiş. Ama
îtalyan mahallesi hep aynı.
Sanki, dün şehvetle öptüğüm kız
kardeşinin öcünü alacak şu
Sicilyalı bıçkın delikanlı! Kızlar,
burada da, senin Burgaz 'daki
gibi 'karpuzyercesine'
konusuyor. Ve alevlerfışkınyor
Akdeniz kokan yanık
tenlerinden." Nedim Gürsel
Artin Demirci 'ye göre bir sanatçıya en çok katkıda bulunan olgu, yaşadığı coğrafya
Resimlerine sevgi ve tutkuyla ruh veriyor
SELCEN AKSEL
Artin Demirci, resmin genç tem-
silcılerinden. Sanat eğitimini tamam-
lamasından bu yana birçok karma
sergiye kahldı ve farklı temalar içe-
ren kişisel sergileriyle çıktı sanatse-
verlerin karşısına. Sanatçının yapıtla-
nnda, duyumsamanın plastik değer-
lerle somutlaştığını, kendi deyişiyle
sanata ruh kazandıran bir arayışın
sürdürüldüğünü görüyoruz. Demir-
ci'yle sanat anlayışı ve Kuzguncuk
Harmony Sanat Galerisi'nde yer alan
kişisel sergisi üzerine görüştük.
- Yaşamınızda sanata bakışınız
nasıl şekillendi?
ARTİN DEMİRCİ - Resme ilgım
çok küçük yaşta ortaya çıktı. Saman-
dağlıyım, Şişli 'de Karagözyan Yatılı
llkokulu'ndaokudum. Edebiyata bü-
yük ilgim vardı, ortaokul, lise dönem-
İerinde, bulduğum tüm şiir kitaplan-
nı okuyordum. Daha sonraki dönem-
lerde resim alanında çalışmaya ve
eğitim almaya karar verdimse de ede-
biyat bendeki özel yerini hep korudu.
'Şair portrelerini sergileyecek'
- Belli temalarda çalıştığınız gö-
rülüyor...
DEMİRCİ - Bu tavn durağanlık,
gericilik olarak görmüyorum. Natür-
mort, portre, manzara... Portre çalış-
malanmda ve bütün resimlerimde ol-
duğu gibi, önce sevgi gereklidir, son-
ra taruma isteği ve yorumlama... Bu
sergimde yer almıyor ama, şair port-
releri de o anlamda çok keyifli, sev-
giyle başlanan, şiirleriyle bana kat-
tıklannı da düşünüyorum; resmin so-
• "Tuvalime
seçtiğim konuyla,
sevgim, heyecanım,
tutkum, korkum,
hepsi bir anda çıkıp
geliyorlar.
Hayallerim vardır,
ama tasanlar
yapmam. Durduğum
yerde dururum,
biriktirdiklerimle o
süreci öyle
tamamlanm."
runsalı ayn olabilir ama resim duy-
gusuyla çok örrüşen bir şey söz ko-
nusu. Kuşağımdan şairlerle yakın
hissetim hep kendimi. Onlann port-
relerini çalışmanın benim için ayn
bir değeri var. Şair portrelerini sergi-
lemek bir proje, ama süreç içinde
oluşacak...
- Ressam olarak duruşunuza bir
tanım getirebilir misiniz?
DEMtRCt - Eğitimle yüzleşti-
ğimde, sahicı, samımı olanın, aslın-
da bir çocuk gibi taze bellekle bak-
mak olduğunu. ondan sonra onun
üzerine tutkuyu ve sevgiyi de ekle-
mek olduğunu gördüm. Ustalann da
mirasını elimden geldiğince izledim.
Bu çok önemli, birebir görmeniz ge-
rekiyor. Fotoğrafa gelince, bir not
olarak görüyorum onu. ama gözünün
tek olduğunu düşünüyorum. Önem-
lisi, model ile birebir ilişkim, atölye-
me gelen insanlar da modelimdir be-
nim.
- 'Pencere' sizin için bir simge-
den öte, tam olarak ne demek isti-
yorsunuz 'Pencereden bakıyorum'
derken?
DEMİRCt - Mekân benim için
önemlidir ve bana benzetmem gere-
kir mekânı... Pencere ise bir gözdür,
ışık demektirbana göre. Aynı zaman-
da tersidir de, dışanya bakarsınız.
Gözü bir pencere olarak görüyorum,
bakıyorsunuz, bilinç süzgecinden ge-
çiriyorsunuz.
Model ya da seçilen konu ile etki-
leşim... Resim bundan ibaret. Geli-
şim süreçlerini incelemekten ötesi,
her resmin başlı başına bir süreç ol-
duğu gerçeğidir. Sorumluluklan tes-
pit etmek gerekiyor tabii, aslında
hepsi bir bütündür.
'Ressam kendisini sınırlar'
- Farklı tema ve tarzlarda çalışıl-
mış resinıler...
DEMİRCİ - Üslupsuzluğu üslup
olarak algılanm, zamanın, sürecin
zihnimi serbest bırakmam ve etkile-
şime açık tutmamla ilgili bir şey...
Bir sanatçıya en çok katkıda bulu-
nan olgunun da yaşadığı coğrafya ol-
duğunu düşünüyorum. Rengi hep
sevdim, seçtiğim konulann da etkisi
var. Renk, doku, çizgi, biçim, ışık...
Ressam, kendisini sınırlar... Modele
ya da konuya teslim olmanız gereki-
yor ki söyleyeceğiniz bir şey olsun.
Merak ve deney ise sevgi ve tutkunun
dürtüleridir, ama ona göre resim salt
bilinçle kotanlan bir şey değildir.
Kendimle çalışma süreci içerisinde
konuşmam, resmi tamamladığım za-
man bilanço çıkanlrr..
- Geleceğe de sınırlamadan mı
bakıyorsunuz?
DEMtRCt - Tuvalime seçtiğim
konuyla, sevgim, heyecanım, tut-
kum, korkum, hepsi bir anda çıkıp
geliyorlar. Hayallerim vardır, ama ta-
sanlar yapmam. Durduğum yerde
dururum, biriktirdiklerimle o süreci
öyle tamamlanm.
Sinema ve tasarım günleri başbyor
Etkinlik kapsanunda A. Niccol'ün 'Gattaca' adlı filmi de gösterilecek.
Kültür Servisi - tTÜ Mimarhk Fa-
kültesi yann velO Mayıs günü 'Sine-
ma ve Tasarım: Tasarım Harikalar
Diyannda' adlı etkinliğe ev sahipli-
ği yapıyor. 'Sinema ve Tasanm' se-
minerleri. sinema olgusu içinde
önemli bir role sahip olan tasanm öğe-
sinin farklı çerçevelerde tartışılması-
nı hedefliyor. Bu seminer dizilerinin
ilki olan 'Sinema ve Tasanm: Tasa-
nm Harikalar Diyannda', tasarımın
sinema içinde elde ettiği gerçekliğin
irdelenmesini amaçlıyor.
Sinema ve tasanm disiplinlerinin
kesişme noktalannın belirîenmesi ve
ıki farklı disiplinde ortak çalışmalar
yapan kişilerin bir araya gelmeleri için
bırzemın oluşturulması amaçlanan et-
kinlikte, 'Mimar Gözüyle Bir Yö-
netmen; Bir Yönetmen Gözünde
Mekân', 'Türk Sinemasında Mo-
dern Kent Olgusunun Tanımlan-
ması', 'Görsel Bellek: Sinema ve
Mimarhk Etkileşimi', 'Kent Suret-
leri', 'Distopya Kavramı Üzerinden
Bilimkurgu Sinenıası ve Mimarhk
tlişkisi', 'Beden-Yapı-Bina: Çağdaş
Bilimkurgu Sinemasında Beden/Şe-
hir Tasanmı', 'Mekân Kurgusu:
Zaman ve Mekân' gibi başlıklar ta-
şıyan semınerler yapılacak.
Program dahilinde aynca panellerin
yanı sıra film gösterimleri ve atölye
çahşmalan da yer alacak. Gösterile-
cek filmler arasında Halit Refiğ'in
'Gelinlik Kız'ı, Ridley Scott'ın 'Bla-
de Runner'ı. Andrew Niccol'ün
'Gattaca'sı bulunuyor.
(0 212 232 02 24)
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Barış İçin Çeviriler (4)
"Banş İçin Çeviriler"'\n bu son bölümüne, Ber-
tolt Brecht'le başlıyoruz. Brecht, "Kültür Özgür-
lüğü Kongresi"ne yönelttiği çağrıda şunlan söyle-
miş: "...Yaşamını daha iyiye götürebilme özgürlü-
ğü, insanoğlunun tüm özgürlükleri arasında en te-
mel özgürlüktür. Kültürün gelişmesi, bu özgürtüğe
bağlıdır ve yaşamı daha iyi kılmak özgürlüğü üstü-
ne konuşulmadıkça, özgürlükten ve kültürden söz
etmenin de biranlamı yoktur. Daha iyi biryaşamın
ilkkoşulu ise banştır, banşın güvenceye bağlanma-
sıdır. Düşünebildiğimiz tüm toplumsal sistemleh
ele aldığımızda, gelin herşeyden önce bunlann sa-
vaşsız ayakta durabilip duramadıklannı araştıralım.
Gelin, her şeyden önce banşı isteyebilme özgür-
lüğü uğruna savaşım verelim. Hiç kimse kalkıp: ön-
ce bunun nasıl bir banş olması gerektiğini konuş-
malıyız, demesin. Herf<es: önce banş olsun, desin.
Bu noktada hiçbir kaçamağa göz yummayalım v$
bizi ilkellikle suçlamalanndan da korkmayalıml
Açıkça banştan yana çıkalım! Savaşı lanetlemeyeti
tüm yönetimlen lanetleyelim! Kültürün geleceği to»
nusunda karann atom bombasına bırakılmasına
izin vermeyelim!"
Venezuelalı şair Otto D'sola, "Kentleri Yakan
Uçaklann Gelişinden önce" adlı şiirinde, tarih bo-
yunca her savaşın en masum kurbanları için, yani
çocuklar için bir ağıt yakmış. Bu şiir, YAZKO Çe-
viri Dergisi'nde Ülkü Tamer'in nefis çevirisiyle ya-
yımlanmıştı:
Açmış zambaklann seheri altındaki şu çocuklar
ölürse eğer,
eğeryoksul ay altındaki şu duvahar ölürse,
acı çektirmemek için bize, her şeyi gömmelisin,
sessiz mezarcı.
Unutuluş diliyor senden kepenkler ve karanfıl,
ıslak çimenlerde kelebekler
ölüleri öpmek için bekleşirken.
Yıkılan duvarlan kim duyacak, mezarcı,
ezilen çocuklann çığlığını kim duyacak,
yoksa seheri de gömecek misin
sis mezanna?
O uzak yosun ay altındaki her şey ölürse,
acı çektirmemek için bize, her şeyi gömmelisin,
sessiz mezarcı.
Buğday kokan çocuklan unutma sakın!
Tarih kokan duvarlan unutma sakın!
Yaralı flüt kokan sehen unutma sakın!
Polonyalı yazarTadeusz Borovski, ünlü Ausch-
vvitzölüm kampının "/a//tL//ab//m/ş"sakinlerinden.
Borovski'nin belgesel öykülerini bir araya getiren
"Taşlaşan Dünya" adlı kitabını Yazko yıllarında rah-
metli Zeyyat Selimoğlu, tadına doyulamaz bir
Türkçeyle dilımize kazandırmıştı. Kitaptan birkaç
satırı Zeyyat Selimoğlu'nun anısı önünde saygıy-
la eğilerek buraya alıyorum:
"... içinde yaşadığımız şu dünyaya bak: Başka bir
insanı öldürmemiş ne kadar azinsan yaşıyor Avru-
pa'da... Ve birbaşkasınm öldürmek istemediği nt
kadar az insan var!
Ve bizler, insanlar arasında sevginin yeşereceği
bir dünyanın öztemi içindeyiz, içgüdülerimizden
annmak istiyoruz. Hiç kuşku yok ki, sevginin v#
gençliğin hakkıdır bu!.."
"Banş İçin Çeviriler" bölümü, bundan yirmi y|
önce YAZKO Çeviri'de böyle bir özlemle, böyle bir
hakkı bir kez daha vurgulamak için hazırlanmıştı...
e posta: ahmetcemaİM superonline.com
acem20 ' hotmail.com
BUGUN
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde
İDOB'dan 'Don Giovanni' operası.
(0 212 251 56 00)
• CEMAL REŞtT REY KONSER
SALONU'nda 19.30'da 'Tataristan Müzik ve
Dans Günleri' kapsamında 'Tataristan
Devlet Müzik ve Dans Topluluğu' gösterisi.
(0 212 232 98 30)
• AKBANK KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ'nde 20.00'de 'Trio Opera'
konsen. (0 212 252 35 00)
• YILDIZ ÜNİVERSİTESİ
ODİTORYUMU'nda 19.30'da 'Yüdız
Teknik Üniversitesi 4. Gitar Günleri'
kapsamında Pablo Marquez konseri.
(0 212 542 90 85) )
• tSMET İNÖNÜ KÜLTÜR i
MERKEZİ'nde 15.00'te İZDSO Çoksesli '
Korosu Halk Müziği Korosu'nun konseri. !
(0 232 489 09 26)
• NARDİS'te 22.00'de Kaval Sviri konseri.
(0 212 244 63 27)
• FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde
19.00'da Nedim Gürsel ile 'Öğleden Sonra
Aşk' adlı yapıh üzerine söyleşi.
(0 212 334 87 40)
• YAPI KREDİ SERMET ÇİFTER
SALONU'nda 18.30'da Kamran Ince'nin
katılacağı 'Minimalizm, Post - Minimalizm
ve Sonrası' başlıklı söyleşisi. (0 212 252 47 00)
• EMEK SİNEMASI'nda 'Yunanistan
Sinema Günleri' kapsamında 12.00'de
'Yaraladığımız Ağaç', 15.00'te 'Toprak
Kırmızıya Boyandı', 18.30'da 'Bir Gün Bir
Asır' ve 21.30'da 'Kristal Geceler'.
(0 212 293 84 39)
• KOÇ ÜNİVERSİTESİRUMELİFENERİ
KAMPUSU nda 'Koç Üniversitesi 2. Tiyatro
Günleri' kapsamında 17.00'de Ahmet
Levendoğlu Ue Atölye Çahşması' ve 'S«yirlik,
Doğaçlama Üzerine Bir Uygulama', 21 OO'de
Yüdız Teknik Üniversitesi Mezunlar
Tiyatrosu'ndan 'Sevgi Paylaştıkça Çoğahr'
adh oyun. (0 212 542 90 85)
• trSAK'ta 19.30'da Doğada Görüntü :
Avcıhğı Yanşması (DOGAY) saydam
gösterisi. Konuk DASK. (0 212 292 42 01) :
• KURALDIŞI KİTABEVİ'nde 19.30'da
'Edebiyatımızda tstanbul' adlı söyleşi.
Konuk: Nemika Tuğcu. (0 216 330 89 74)