03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MAYIS 2003 CUMARTE-Sİ CUMHURİYET SAYFA 17 Çocuklar ne yapsın? Ne yapsın çocuklar? Gezid piyasa papazlaji- mn, pazar misyonerlerirıin vaazlanyla büyümüşler. "Erzunım, Yozgat, Ksmrs da, Istiktal Marşı da bennm rçin bir şey ifade etmiyor" diyen yazarlan okumuşlar. Geleceğini, kazanmayı hedeflediği milyon dolarla- na bağlamış gazetecileri b a ş tacı etmişler. "Sıkmabaşı" özgürlüık, 'Hanzimat teslimiyetçiliğia 'r\\ kurtuluş, "emperyalist ktD- nsselleşme"y\ resmi ideolo- ji, "bireyciliği" biricik ilk«, "Bağımsızlık bitmiştir, kaur- şılıklı bağımlılık geçeriidir" savını dile getiren siyase-1- çiyi solcu, Cumhuriyet'in kuruluş sürecini "diktatöjr- lük", fonlanmayı "sivilcilif<" bellemişler. Ne yapsın çocuklar? Avrupa Birliği için şenlik düzenleyip "Avrupa biryap- boz, Türkiye de bu yap- bo- zunparçası "yazmayı "ha- maset "ten saymamış, şen- liklerini yabancı ortaklı tele- vizyonlardan "//ve"yayım- latmış, "club"\ara üye ol- muş, bowling tumuvalann- dan keyif almışlar. Ne yapsın çocuklar? Elbette, 19 Mayıs tören- lerini "rahatsızlık verici" bu- lacaklar... Elbette, danışıklı dövüş toplantılarda 19 Mayıs'ın stadyumlarda kutlanması- nın "zaman ve kaynak isra- fına" yol açtığını söyleye- cekler... Elbette, bir ulusun "ba- ğımsızlık" geçidini aralayan 19 Mayıs'ı unutturmak iste- yenlere çanak tutacaklar... Ne yapsın çocuklar? Öğretmen ailelerine duyuru Nigar Akıncı Akyol, 28 Nisan 1980'deöldürülen bir ilkokul öğretmeninin, Mirze Akıncı'nın kızı. Zorlu, ama destek verilmesi gereken bir işe başlamış. Amacı, 1980 öncesi öldürülen öğretmenleri anlatan bir araştırma kitabı hazıriamak. Gazeteleri taramış, TÖB- DER bültenlerinden o dönemde yaşamlan ellerinden alınmış öğretmenlerin isimlerini çıkarmış. Araştırmasını genişletmek; çocuklan, babalan, anneleri, eşleri öldürülen öğretmenlerin ailelerine ulaşmak istediğini duyuruyor. Şimdi ne yaptıklannı, ne acı süreçlerden geçtiklerini kitabında işlemeyi düşünüyor. Nigar Akıncı Akyol ile iletişim kurmak isteyenler "nigaraknc@yahoo. com " elmek adresine. başvurabilir. IŞIK KANSU Kaymaklı dondurma, saf sütten... Üs- tüne azıcık çilek. Çilekier pek saf değil, hormonlu. Orta parmak büyüklüğünde, tombul, tombul da değil -tombulluğun kendine has bir doğallığı, şirinliği vardır- düpedüz şişirilmiş çilek. Kaymaklı dondurmanın üstüne çilek koyunca, bir izdüşümüdür Ernest He- mingvvay'in "Kilimanjaro'nun Karlan" kitabının üzerindeki yeşil-beyaz-kırmı- zının birlikteliği. Fonu yeşil, yazann adı beyaz, kitabın adı kırmızı, altta çizgiyle belirginleştirilmiş karla kaplı dağlar be- yaz... Kitap, Varlık Yayınlan'ndan çık- mış, 1953 baskısı. llk öykü, kitabın adını taşıyor: öykü- nün kahramanı olan adam hasta, bir bacağı kangren. Çürüyor adeta bede- ni. Her öykünün bir sonu var kuşkusuz. Bu öykünün ise, belki okuyana göre çift sonu var. Adamı ister, Kilimanjaro'nun, Yaza girerken o Afrika'nın en görkemli dağıyla kucak- laştınr; ister, çevresinde dolanan sırtla- nın uğursuz haykırmasına bırakırsınız. öyküyü ilk okuduğumuzdan bu yana -ki epey oluyor- adamı hep Kilimanja- ro'ya uygun gönnüştük. Orada, 6 bin 500 metre yükseklikte, Hemingvvay'in be- timlemesiyle "güneşte inanılmayacak kadar bembeyaz görûnen" dağın tepe noktasınayakın biryerindekurumuşve donmuş bir pars iskeleti ile bırakmıştık. Neden? Neden aramak gereksiz aslında. Anı- ları dondurmak, yaşamı, yaşananı, ya- şanması gerekeni dondurmak, bir ulu do- ruk kadar dirençli kılmak; kokusuz hor- monlu çileğin bile tadına varabilme adı- na daha iç huzuru veren bir davranış... Yoksa; ovada boş boş dolanıp ölüm koklayan, kemirgen, sevimsiz, başkala- rının avına sulanan, peşinde hep ağla- makla ulumak arasında bir ses gezdi- ren sırtlana bıraksak öyküyü; bilincimi- zin derinliklerinde hangi çocuğu, sevgi- yi ve sevinci, paylaşılmış olanı, bir za- manları, geride bırakılmış buğday tane- si uzaklığındaki yakınlığı, upuzun yaşa- nılmışlığı, penceredeki gülüşü, kol ka- nat germişliği, kardeşliği, beklentileri, unutulmuşluğu, şarkılara asılan becerik- siz heceyi; hangi mangalda kızarmış ba- lığı, yeni sulanmış toprağı, eski bir şe- hirdeki umutlan, dalga geçen boşvermiş- liği, hep ama hep içe atılan sızıyı; ne bi- leyim, hangi bin türlü şeyi yok sayaca- ğız? Ben, bu yaza girerken, kaymaklı don- durmadan, hem de yapay da olsa ko- ca koca çilek parcaları katılmış dondur- madan yanayım. Içimiz üşüsün diye de- ğil, çocuklar çok sevdiği için... Hem, ne demişti Süreyya Berfe: "Çocuklar, hayatın ölüme verdiğigöz- dağıdır." Kapış kapış satılacaklar Kı- yıiar, hazinearazileri, ormanlar... Bütün bunlara koşulsuz "He" diyecekler gerek önce. Yazarsın "Çevre ve Orman Bakanlığı'nın yeniden yapı- landınlması ile ilgili olarakya- sal ve idari düzenlemeter ile merkez ve taşra teşkilatlan- nın kurulması ve verimli bir halde çalışmasının sağlanma- sı için bilgi ve tecrûbe birikim- lerinden faydalanmak üzere" Yeniden yanılanıbraıa diye bir yazı... Orman Bölge Müdürlerini, Istanbul'dan Sa- dık Mutu'yu, Izmir'den Gü- ven Yazıcı'y), Muğla'dan Gür- han Ipek'i, Bolu'dan Yaşar Pur'u, Adapazan'ndan Süer Odabaşı'yı, Antatya'dan Emin Kütük'ü, Mersin'den Ömer Özsoy'u, Kahramanmaraştan Behzat Bilginer'i, Trab- zon'dan Vehbi Şimşek'i, Gi- resun'dan Ali Keküllü'yü, Ça- nakkaie'den Orhan Yüksel'i, Zonguldak'tan Erdem Kap- lan'ı, Balıkesir'den Muhrttin Karabagh yı, Ankara'dan Fev- zi Kaleli'yi uzaklaştırırsın gö- revden, yerlerine vekâleten atarsın AKP'lilerin "beden di- //"nden anlayacaklan... Yetinmezsin; Orman Genel Müdürü'nü de, Ağaçlandırma Genel Müdürü'nü de, MilN Park- larGene) Müdürü'nü de, Orköy Genel Müdürü'nü de, onlarca daire başkanını da alırsın gö- revden... Yarattığın dikensiz gül bah- çesinde, satarsın SİT alanlan- nı, milli park alanlannı, devlet arazilerini, kıyılan, ormanlan... Yalın adın yürür Çevre ve Orman Bakanlığı... E-5 Karayolu'nda Yanhş Yapdmasın TAHStN M. HOŞATAR * E-5 Karayolu'nun Tuzla- Ha- rem hattı bir protokolle Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne dev- redilmiş. Basından öğrendiğimi- ze göre bu hatta, hafrf metro- raylı sistemle ilgili bir proje, Bü- yükşehir Belediyesi'nce ger- çekleştirilecek. Konunun ihale aşamasında olduğunu da ilgili kuruluş açıklıyor. Düşüncesi 199O'lı yıllara uza- nan kent içi toplu taşıma konu- lu oturumlarda az da olsa gün- deme gelen Harem-Tuzla rayf ı sistem hattı için aynntılı incele- me yanında, yolcu akışı, alter- natif hat ve yollarla biriikte ge- liştirilen modelin sanal işletimi yapılmış mıdır, yapılmışsa sonuç nedir, bilinmiyor. Yolcu vapuriannın (Eminönü- Üsküdar, Eminönü- Kadıköy ve Karaköy-Kadıköy hatlan) Ha- rem'de yoğunlaştınlması ve yol- cuların E-5 koridorlu hatlarla dağrtımı mantıklı geliyor insana. Çünkü, Kadıköy-Bostancıyeri- ne Harem-Bostancı otobüs hat- tı daha az zaman kaybı sağlı- yor yolcuya. Aynı şekilde, Üs- küdar-Ümraniye, Üsküdar- Çamlıca gibi hatlar da Harem çı- kışlı olursa daha verimli gibi gö- rülüyor. Yani, yolcu vapurları Harem'de yoğunlaşmış, E-5 ka- rayolu 4x4 şeride çıkanlmış ola- rak tasarlanan ulaşım planla- ması daha mantıklı ve ekono- mik görüntü veriyor. Bu öneri incelenmeden, çok pahalı yatınm olan Harem-Tuz- la raylı sistemi veya Kadıköy-E- 5 üstü Tuzla hattını ihale aşama- sına sokmak yanıltıcı olacaktır. Çünkü, bu hattın verimliliği bi- linmemektedir. Kaldı ki, Harem- Tuzla hattından vazgeçerek Ka- dıköy rıhtım çıkışlı, Ibrahima- ğa-E-5 Tuzla güzergâhını, 700 bin nüfuslu Kadıköy'ün sakin- leriyle tartışmamak anlayışı ne- ye, kime hizmet ediyor! 01.03.2001 tarihli Cumhuri- yet'te yayimlanan bir yazımda Ibrahimağa'daki alışveriş mer- kezinin Kadıköy'ün soluğunu keseceğini, atar damariannı tı- kayacağını yazmıştım. AnlaşıJan, projenin başlangıç yeri Harem yerine Kadıköy'e kaydınlarak bu alışveriş merkezinin yarattı- öı tıkanmaya çözüm aranıyor. Once problem üreterek sonra- dan milyon dolarlarla çözüm arama anlayışını kavrayan var- sa söylesin, yazsın!.. Yapılması gereken nedir? öncelikle, Harem-Tuzla ka- rayolunun işletimi için bir çalış- ma yapılsın. 4x4 şeritli, yan yol- larla desteklenmiş bu güzergâ- hın bir işletim projesi yok. Söz- gelîmi yalnızca Bostancı, Mal- tepe, Kartal, Pendik ve Tuz- la'dan çıkış yapan iki transit şe- ritli, güçlü kavşaklı, sinyalize destekli diğerşeritleri, kent ula- şımına ayrılmış yollar modeli üzerinde çalışma yaptlmalı ve bu modelle trafikte akışkanlık sağ- lanmalıdır. Yolcu vapuru yoğun- luğunun Harem merkezli olma- sı da bu proje içinde düşünül- melidir. Kaldı ki, Anadolu yakasının Kuzey-Güney koridorlan yeter- sizdir. Doğu-Batı ekseninde al- tı ulaşım koridoru vardır. (Deniz yolu-sahil yolu-demir yolu-mi- nibüs- E-5 ve TEM) Bu altı ko- ridor rehabilrte edilir ve biriikte toplutaşım hizmetine yönlen- dirilirse kaynak heba olmaz. Otuz kilometrelik Kadıköy-Tuz- la raylı sistemi yerine bu kaynak Kuzey- Güney koridooına ay- nlsın. Ümraniye 750 bin nüfus- la en büyük ilçe oldu. Anadolu yakasının hinderlantlan artk Ha- rem ve Bostancı'dır. Üsküdar- Harem, Ümraniye ve Bostancı- Kozyatağı-Dudullu hatlarında yapılacak raylı sistem, sorunu çözecek ve daha çok yolcuya hizmet verecektir. önerimizi Istanbul Büyükşe- hir Belediyesi değerlendirsin, öneri laboratuvar ortamında iş- letilsin, lETT'nin değerii teknis- yenleri var, çıkan sonuçlar tar- tışılsın, önemli olan yeni sorun- lar yaratmadan var olan prob- lemleri çözmektir. * Kadıköy Belediyesi Eğt. Kültür Müdürü, Eski İETT Daire Başk. Yrd. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak a turk.net ÇÎZGtLlK KÂMİL MASARACI HARBt SEMİH POROY semihpomy(q-yahoo.com KEDİ LEVO APTİÜKA aptull" hotmail. com ANKARA SANAT TIYATROSU I 40. Yıl Konserleri t BULUTSUZLUK ÖZLEMI 24 MAYIS Ctesi Saot: 20.30 j •3İLİMSEL Ç/tLlfMAlAHPA V£WSA B/VZ FEISEFE KiT/tS/ S£A/P£ VAP/yc»ZSUA/...-Bu ? AlAİ/SSAM. T>EĞHL SABAAV TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAH 24 Mayıs e-mail: [email protected] • www.ankarasanattiyatr Pnline Scrtış: www.biletken.com İSVİCRE HASTANES1 SANATEV Y A N I N D A SATILIK OTO SAHİBİNDEN SATILIKTIR Tel: O 532 - 287 52 7"3 LATfN RAKAMLARL. 1928'DE SUGUN, T8MM, LATİN ÜAKAML/tRININ UYGUU4NMASINI 1238 SAYtLt yASA İLE ONAY- LAMIÇ77. ÇOK S£ÇMED£N, 6AZI MUS7MF* K£- MAL 'İN ÖKiae/ZLİCİMDE, LATtN ALFAg££l û £ yûeüeüiĞe Goseceıcrr. AveuPA 'DA X. DA KUCLAM/L/U4YA ffAfLAMAU ASL/HM A&APLAGDAN AUNkllŞrt. BU ME- PBML£ DE, SAViLAHl GÖSTE&EM SÖZ KOMU- SU SEAAgOLLE&E "ABAP RAKAM^JS/" OEM/e Dt.AISAP GAKAMLAGINtN 8ATIDA İLGı SÖR- MESÎfiJİM NEPEMİ, YUfjAN I/E &OMA LERİNDEKİ )OJU-ANtŞStZLIKr(. DOSAC RAtC, ZAMAN İÇİNDE DEĞİŞIKLİĞE UĞ&AYAN ASAP GAKAMLA&I, LATİM KİMLlğİNE 8Ü- R.ÜHMÜSTU . Solda <4rap rakam/arı gârü/J</or SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU Berlusconi ile İki Yıl Kopenhag zirvesi arifesinde Roma'ya çtkarma yapan Türk heyetine: "Gençliğimde harika bir Türk sevgilim olmuştu. Size desteğimin bir ge- rekçeside bu!" demişti Berlusconi... Bu "espri- nin" bir benzerini de meğer Fransızlar için yap- mış: "Fransa'da çok popülerim. Fransız sevgilileri- min sayısından belli değil mi?" Iktidarda ikinci yılını kutlamaya hazırianan Ber- lusconi hakkında çıkan ilginç bir kitap -"Beıius- conate"- Italyan başbakanının gaflan ve incileri- ni topluyor. Bu inciler Berlusconi kimliği ve icra- atının geniş özeti aslında. Işte size küçük bir de- met: Siyaset ve kendisi hakkında: "Yetkinliğim tartışma götürmez. Benim öyküm- le, hayatımla, insan yanımla kimse boy ölçüşe- mez. Başkalan bana kendini kanıtlasın.." "Siyasetyapan bu küçük adamlar arasında ben ziyan oluyorum..." "Gençliğimde gözümde yalnız dolar işareti var- dı. Şimdi oylar ve ülke çıkarlan var..." "Jtalyanlann çoğu özel uçaklan, özel arabala- nyla seyahat eden; devlet konuklannı kendi ma- likânelerinde ağırlayan bir başbakandan hoşlanı- yor. Yabancı konuklara yaptığım armağanlan da cebimden ödüyorum..." Sardenya'daki malikâneleri için: "Beş çocuğum var. Geleceklerini tabii düşün- mek zorundayım..." Kadınlar hakkında: "Ben hayırdemeyi bilmiyorum. lyikikadın doğ- mamışım..." "Forza Italia" milletvekilleri hakkında: "Bir masal prensi gibi, bir dokunuşta hepsini milletvekili yaptım..." Futbol hakkında: "Milan Italya'ya iyigelir. Ülkenin mitoslara ihti- yacı var." Basın hakkında: "Basın mensuplannın yüzde 85'i solcudur." "Istediğiniziyazın! Hatta söylediklerimi yazabi- lirsiniz.." "Washington'dan oğlum aradı ve sordu: 'Ba- ba sahiden bunlan söyledin mi?' 'Gazetelere hâ- lâ inanıyorsan, sana demek hiçbir şey öğreteme- mişim' dedim..." "Gazetelerde okuduğum Berlusconibana da an- tipatik geliyor. Ama o ben değilim ki. Başkası..." "Dış basın organlannın genel yayın müdüheh bana 'Nereye göndereceğimizi bilmediğimiz sol- cu gazetecileri, Italya'yayolluyoruz' diyor..." Temiz Eller hakkında: "Ahlak nasınndan sıkıntı çekmiyorum..." "Yargıçlarsoruşturmayapmıyor, komplo kuru- yor..." "Benim komünist olma olasılığım ne ise, mah- kûm olma olasılığım da." Sol hakkında: "Amacım Italya'yı komünistlerden temizle- mek..." Genç drplomatlara: - - — - -- "Nefesiniz kokmayacak, elleriniz teriemeye- cek!" Dış llişkiler "ABD başkanı bizzatbana teminat verdi: Irak'a ilişkin alacağı herkaran, önce benimletartışacak..." "Bizim uygariığımız bazılan Ortaçağ'da yaşa- yan Islam medeniyetlerden üstün. Bunun bilin- cinde olmalıyız." "Rasmussen Avrupa 'nın en yakışıklı başbaka- nı. Ona kanmı tanıştırmayı düşünüyorum." Beriusconi'nin on emri: 1. Savaş sırasında doğmak. 2. Ülkenin inşası sırasında büyümek. 3. Demokrasiye benzer bir at- mosferde yetişkinliğe erişmek. 4. Delilik daman- na sahip olmak. 5. Devletten çok bireye inanmak. 6. Bireyden çok kendine inanmak. 7. Salık veril- meyen yollara tam gaz dalmak. 8. Çok sayıda il- gi alanı olmak. 9. Üretmek, yayımlamak, iletmek. 10. Mümkünse bizzat Beriusconi olmak. Bu da bir Beriusconi fıkrası: AIDS'li hasta doktora soruyor: "Hastalığım için ne yapabilirim?" Doktor: "Kum banyosu yapın!" diyor. Hasta şaşıyor: "Ama kum banyosu AIDS'e iyigelir mi?" Doktordan yanıt: "lyigelmese de top- rak altında yaşamaya alışırsınız..." B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLMNSAĞA: îyCennefloı- şu" da deni- 1 len ve güzel 2 çiçekleri olan 3 süs bitkisi. 2/ Argoda ha- mam... tngil- 5 tere ile Fransa arasındaki de- niz. 3/Tuzağa düşürülen şey... Eski dil- deyara.'VKö- roğhfnun gerçek adı. 5/Güreşte bir oyun... Karakter. 6/Eskimo- lann buzdan yaptık- lan kulübelerine ve- rilen ad... Gücü bir 5 işe yetmez olan. II 6 Ankara'nın bir ilçe- si. 8/ Teraziyi denk- 8 lemek için hafif ge- 9 len kefeye konulan ağırlık... Borudan kol almak- ta kullanılan bağlantı parçası. 9/ Yapma, etme... Küçük tekne kaptanı. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Kırmızı renkli bir elma cinsi. 2/ Kabuğu kırmı- zı ya da erguvani renkte olan ve sepicilikte kul- lanılan söğüt türü. 3/ Satrançta bir taş... "Goma- lak" da denilen ve cilacılıkta kullanılan hayvan- saJ kökenJi reçine. 4/Pembe renkli şarap... Mer- sin'in Silifke ilçesinde antik bir kent. 5/Yaşanmış olaylann anlatıldığı yazı türü... Şarkı, türkü. 6/Or- tadan kaldırma, yok etme... Hattatlann kâğıt ci- lalamaktakullandıklan özel birbileşim. 7/Osman- lılar döneminde kullanılan çektiri türünden bir gemi. 8/ Hayvanlara vurulan damga... Kalbur ve elek üzerinde kalan iri taneler. 9/Pasta hamuru... Ender, seyrek... Notada durak işareti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle