04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 2003 ÇARŞAMBA HABERLER CHP lideri Baykal, yerel seçimlerin iktidann yeniden değerlendirilmesi için fırsat olacağını söyledi: Halk,AKP'ye'dur' diyecekANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal yerel se- çimlenn önemine dıkkat çe- kerken "Bu seçimlerin hal- kuı AKP'nin gidişaüna fren koymasL, eteğinden çekme- sifirsauolarak kullanılması için çahşacağız" dedi. Baykal, partisi- nin dünkü grup toplantısında 18 Nisan2004'teya- pılacak yerel se- çimlerin önemi- ne dikkat çeker- ken "Bu seçim- ler, iktidann ve- tŞ YASASI TASARISI Hükümetten göstermelik 'geri adım' • AKP, iş güvencesinin 25'ten fazla işçi çahştıran işyerlerinde uygulanması için düzenleme yapmaya hazırlanıyor. CHP'li Selvi, çalışma süreleriyle ilgili maddeleri kabul edilen tasannın "ödünç çalıştırma" ile ilgili hükümlerine tepki gösterdi. Selvi, "Bu yasa ne verimi arttınr, ne de kaliteyi yükseltir" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İş güvencesini 30'dan fazla işçi çalıştıran işyerleriyle suıırlandıran AKP iktidan, işçi örgütlerinin yoğıın tepkisi üzerine "göstermeKk geri adnn" atmaya hazırlanıyor. AKP'nin yeniden görüsme isteyerek işçi sayısını 30'dan 25'e düşürmeyi planladığı öğrenilirken, hükümetten gelen tasanda işçi sayısı 10 olarak belirlenmişti. tş güvencesini tırpanlayan Iş Yasası Tasansı nedeniyle AKP iktidanna tepkiler hızla büyüyor. Dün de Çalışma Bakanı Murat Başesgmğhı ile sosyal taraflar arasında görüşmeleryapıldı. Tasannın tanımlarla ilgili 2. maddesi, "ödünç iş ifişkisinT düzenleyen 7. maddesi, "belirli ve befirsiz sûreli iş sözleşmesi aynmının sınırlannT düzenleyen 12. maddesi, "feshin geçerti $ebebe dayandmlması T> nı düzenleyen 18. maddesi ile "geçersiz sebeple yapdan feshin somıçlan" başlığıyla düzenlenen 21. maddesinin yeniden görüşülebileceği kaydedildi. TBMM Genel Kurulu'nda dün yapılan görüşmelerde 125 maddelik tasannuı 70. maddesi aşıldı. Dünkü oturumlarda çalışma süreleriyle ilgili maddeler kabul edildi. Buna göre, işçi ve işverenin anlaşması durumunda haftalık çalışma süresi 45 saati aşabilecek. Bu durumda işçi günde 11 saati aşmamak koşuluyla çalıştınlabilecek. Tatil günleri için işveren "telafi çahşması" yaptırabilecek. Bu çalışma fazla çalışma sayılmayacak. CHP Eskişehir Millervekili Cevdet Selvi genel kurulda yaptığı konuşmada "ödünç çahşörma" ile ilgili hükümlere tepki gösterdi. Tasannın AB ölçütünden uzak olduğuna dikkat çeken Selvi, şu görüşleri dile getirdi: "Bu yasa ne verimi arttmr, ne kaliteyi yükseltir, ne huzuru sağlar. Tam tersine, isteseniz de istemeseniz de ödünç verilen, ertesi gün işe gidip kaç saat çahşacağını bflemeyen insanlar üreteraez. Dünyada bunun tersine gidiliyor. İşçinin, kendisini işyerinin sahibiymiş gibi düşüneceği ortamlar yaratılıyor. Bu, sonimlu iş\ereni de haksız rekabete mahkûm eder. Kimse çabşma yaşamınm bu durumundan memnun değil. Bunun alelacale bitiribnesi diş ağnsı gibi başta iktidan sonra tüm çahşma hayatını, sosyal hayaö ohımsuz etkfler." • 18 Nisan 2004'te yapılması gereken yerel seçimlerde halkın AKP iktidanna tepkisini ortaya koyacağım belirten CHP Genel Başkanı Baykal, "CHP olarak bu tepkileri kucakJamak görevimizdir" dedi. Baykal. hükümetin iş yasası konusundaki dayatmalardan vazgeçmesini isteyerek, 'Türkiye'yi kanştırmayın' uyansı yaptı. niden değerlendirümesi için bir fir- satolacak. AKP'nin gidişaönatep- kinin ortaya konulması çok önem- İL CHP olarak tepkileri kucakla- makbizimgöre\imizdir''dedı CHP listelerinden belediye başkanlığı, belediye meclis ve il genel mecli- si üyeliği için aday olacaklann il- çe ve il yönetimlerinde kesinlikle görev almayacağını vurgulayan Baykal şunlan söyledi: "Bu, dev- rimci bir karardır. Parti. parti için- den vönetilecektir. beledive beledi- ye içinden. Parti-iktidar köprüleri- ni dmamiffiyoruz. Beledheleri CHP için istemiyonız, Türkiye için, halk için istiyonız." CHP liden, "özel- leştirmenin hiçbirohımhı sonucu oi- machğım, özelkştirnıe denflinee ak- la işsizKk geldiğjni" söyledi. t§ değil tepki yasası İş yasası tasansının bir tepki ya- sası olduğunu vurgulayan Baykal şöyle konuştu. "İktidan uyanyo- rum, dayatmayla bir yere vanlmaz. Yeni bir yaklaşım getirsinler. Tür- kiye'yi kanşurmasmlar. Bu yasanm, işçi açısından yol açacagı sonuç sen- dikasızlaşürma; işveren açısından yol açacağı sonuç da kayıt dışına çıkmayıteşviktir."Baykal. düşük gelırli illere teşviklerin basında he- yecanla karşılandığını aktanrken "1998'de 22 ile muazzam teşvikler getirikn. Bu yasa 2002'ye kadar yü- rürlükte kaldı. Ancak ekononük canhhğı sağlamaya yetmedj" diye konuştu. CHP lıden, Kıbns konu- THY Genel Müdürhlğü binası önünde yapdan basın açıklamasına kauhm büyük oMu. (ERHAN ÖZMEN) Hava-İş Sendikası üyelerinden özelleştirmepolitikalarına tepki: THY'yi sattınnayacağıztstanbul Haber Servisi - Türkı- ye Sivil Havacılık Sendikası'na (Hava-îş) üye Türk Hava Yollan (THY) çalışanlan, toplu iş sözleş- mesi görüşmelerinin uyuşmaz- lıkla sonuçlanmasını protesto et- ti. Hava-îş Sendikası Genel Baş- kanı Atilay Ayçin, THY'nin özel- leştirilmesi politikası nedeniyle Malıye Bakanı Kemal Unakıtan'ı eleşrirerek "THVyi saramazsı- nız, satnrmayacagE'' dedi. Hava-îş Sendikası'na bağlı çalışanlaruyuşmaz- lıkaşamasına gelen 19'un- cu toplu iş sözleşmeleriy- le ilgili olarak THY Genel Müdürlüğü binası önünde dün kitlesel bir basrn açık- laması yaptı. 60 gündür masada duran sözleşmedeki so- runlan çözebilmek için büyük öz- veri gösterdiklerini belirten Ha- va-iş Genel Başkanı Atilay Ayçin, "Haini masaya oturanlar bu ülke- yi şirketi, çalışanlan çok seviyor- larch. Faturasmı bize ödettikleri 11 Eylül krizini biz mi yararnk? Onlar bu ülkeyi şirkeüeri hatta kendflerini bfleyönetemiyoriar" di- ye konuştu. Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu îşverenler Sendi- kası (TÜHİS) Başkanı Ahmet Ateş'in "yasa çıkacak" diyerek kendilerini oyaladığını anlatan Ayçin, Ateş'in kendilerine ve THY yönetimine yalan söylediğini id- dia etti. Hava-lş Sendikası'na bağlı, 9 bin 800 üyeye ortak tas- lak ve ortak sözleşme hazırlandı- ğını ifade eden Ayçin, part-time, sözleşmeli, kadrolu, taşeron işçi • Toplusözleşme görüşmelerinin uyumsuzlukla sonuçlanmasını protesto eden THY çalışanlan genel müdürlük önünde basın açıklaması yaptı. Hava-îş Genel Başkanı Ayçin, Maliye Bakanı'nı özelleştirme konusunda eleştirdi. farkı gözetilmediğini, bu yönde- ki söylentilerin sendikayı bölmek içm yapıldığını belirtti. THY'nin 161 trilyon kârla ye- tinmediğini, uçak seferierini, uçuş sayılannı arthrdığını söyleyen Ay- çin, "Biz buna saygı duyuyonız, Fakat, THY büyümek için çab- şırken, kazanılmış haklanmıza. ücretlerimize, el uzaührsa, sözleş- AKP hükümetinin ardından deği- şen THY yönetimi ile ilgili bu za- mana kadar hiçbir yorumda bu- lunmadıklanna dikkat çeken Ay- çin, işçiler iktıdara gelene kadar kim olursa olsun gelenlerin de gi- denlerin de "kendflerine vuraca- ğuıT söyledi. Maliye Bakanı Kemal Unakı- tan'ı da özelleştirme konusunda eleştiren Ayçin şöyle konuştu: "Unaİatan,' Gözümü ka- panm, vazifemi yapanm' diyor. Sana da bu yaktşır. Sen IMF'ye, ABD'ye tes- BmolnıuşsuaTÜPRAŞ'ı, TEKEL'i, THY'yi sata- cakmış. Daha önce bir ba- kan 'THY'yi satanm' de- di. Biz de 'Senın kafanı gümbür gümbür bu sicimlere so- kanz' dedik. "Unabatan" dahabi- n tanmnyor. Bu şirket, 11 Eylül'de eüni taşın alüna sokan insanlann alın teriyle ayakta kaldı. Satûr- mayacağE." Yaklaşık 600 kişinin katıldığı açıklamada, "SözleşnıehakkunE, söke söke ahnz", "Hükümet ya- sanı al başma çal", "Köleiikyasa-u%r< u ı v ı ı ı ı ı m , ^ ı U/4IUUI * 7 *V J v i A ^ j*»«iM IAM u ı u u ı a 3 1 ı&vıviin r**^**^ memizgönnezden gefinirse, ban- sı istemiyonız". "tş ekmek yoksa şm oiması düşünülemez" dedi. banş da yvk" sloganlan ahldı. sunda olumlu gelişmeler yaşandı- ğın vurgularken "Gefişmelergöster- di Idaslmda somnunçözümü Isken- der'in kıbcına değil. karşıhkh konuş- maya bağhymış. Birbirimizi içimi- ze sindirmekten ibaretmiş" dedi. 4 Kıbns'ta doğruyu gördüler' Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın Kıbns'ta yaptığı açıklama- ları takdirle karşıladığını bildiren Deniz Baykal "Nihayet doğru bn* yaklaşun içine girilmiştir. \eter ki 0 çizgide sebat edilsin. CHP'nin ıs- rannm bağnazca, uzlaşnıa kültü- ründen uzak olduğunu söyieyenler yeni bir değerlendirnıe\apmanok- tasuıa geüniştir" dedi. AKPDURMUYOR Etibor'da sürgün ve kadrolaşma • Eti Holding'de genel müdür değişikliğinin ardından üst düzey yönetim tümüyle degiştirilirken Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Remzi Sezgin de görevden alındı. COŞKUNYAMAN BALIKESİR/ANK\RA - AKP hükümeti devletin zirvesi tarafindan birkaç kez uyanlmasına karşuı özellikle taşrada kadrolaşmayı sürdürüyor. ETl Holding AŞ'ye bağlı olarak Bandırma'da çalışmalannı sürdüren Etibor AŞ Müdürlüğu'nde AKP Balıkesir Millervekili Dr. Turhan Çömez'in eniştesi Ahmet Dere'nin genel müdürlüğe getirilmesiyle başlayan kadrolaşma hareketi sürgünlerle yeni bir boyut kazandı. Genel müdürün ardından, genel müdür yardımcılan, daire başkanlan ve işletme müdürleriyle birlikte üst yönetim tamamen değiştirildi. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Remzi Sezgin de görevinden ahnırken müsteşar yardımcılığı görevine 3 Kasun seçimlerinde MHP'den millervekili adayı olan Cevdet Cengiz'in atanacağı öğrenildi. Denizcilık Müsteşar Yardımcılığı'na Mülkıye Başmüfettişi Celalettin Güvenç getirilirken Gemi tnşa ve Tersaneler Genel Müdür Yardımcılığı'na da Mehmet Kırdağb atandı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan kararnamelere göre, Kmkkale Milli Eğitim Müdürü Veü Korkmaz. Sinop Bayındırlık ve Iskân Müdürü Lsmet Günay ve Ulaştırma Bakanlığı Istanbul Bölge Müdürü AtiDa Karaca görevlerinden alındılar. AKP'nin kadrolaşma hareketi kapsamrnda Etibor AŞ'de KESK'e bağlı Enerjı Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Balıkesır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesı, muhasebe şef yardımcısı Necmi Kabakçı ile sendika üyesi Tahsin Akbal Eskişehir-Kjrka ışletmesine sürüldü. 24 yıldır Bandırma Etibor'da çalışan Kabakçı, Bursa Bölge Idare Mahkemesi'nde yürütmenin durdurulması istemiyle da\'a açtı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Barış Ateş, Tekirdağ F Tipı Ceza- evi'nde yatıyor. F tıpi cezaevlen üzerine çok önemli tartışmalar yapıldı. Sonun- da bir operasyonla siyasi tutuklu ve hü- kümlüler bu cezaevlerine yollandılar. ölüm oruçlan sürdü, insanlar yaşamla- nnı yrtirdiier. F tipi cezaevleri şimdi unu- tulup gitti. Yeni birfelaket haberi gelin- ceye kadar buraları görmemeyi yeğle- yeceğiz. Banş Ateş, F tipi cezaevlenn- de şu andakı durumu anlatıyor. Ben de bunların bilinmesi gerektiğıni ve daha daönemlisi çözüm üretilmesi gerektiğı- ni düşündüğüm ıçın, onun yazdıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Işte Banş Ateş'in mektubu: "Adım Banş Ateş. 1975 Gaziantep doğumluyum. Istanbul ÜniversitesiEde- biyatFakûltesi Felsefe Bölümü 2001 yı- lı mezunuyum. 20 Eylûl 2002 tarihin- den buyana 'örgüt üyeliği' suçlamasıy- la tutuklu bulunmaktayım. Benim dı- şımda aynı dosyadan -kimi 168/2'den, kimi 169'uncumaddelerdenolmakûze- re- 24 kişi daha yargılanmaktadır. Yargılananlardan şu an benimle be- raber 9 kişi tutuklu dunjmdayız. Tutuk- Tekirdağ Cezaevi'nden Mektup luğumun sebebi, 12 Ekim 2001 tarihin- de hukuka aykın bir şekilde polis tara- findan basılan 'Ülkemızde Gençlik' ad- lı gençlik dergisindeyapılan aramada efe geçirilen 'örgütsel dokümanlar'da isim- lerimizin geçiyor oiması. 'Örgütsel do- küman' olaraksunulan nesnelerise hu- kuka aykın birşekilde dergi bürosundan toplanan disketlerdir... Benimle bera- ber bu senaryoya dahil edilen arkadaş- lann birçoğu üniversite öğrencisidir... Bu arkadaşlarla tanışıklığım, üniversi- telerarası kültûrel faaliyetlerden ya da akademik-demokratik üniversite müca- delesi içinde birlikteliğımizden geliyor. Birçoğumuz, üniversitelerin, bir bütün olarak eğitim sisteminin daha iyi şartla- ra kavuşması için, ülkemizdeki toplum- sal sorunlann ortadan kalkması için ve yabancılann ülkemiz üzenndeki işgali- nin sona ermesiiçin düzenlenen birçok etkinlikte yer aldık. Etkinliklerimiz sıra- sında 'Ülkemizde Gençlik' adlı dergı bü- rosuna da gidiyorduk. Dergiye uğrayan hemen bütün öğrenci arkadaşlann adı polis tarafindan bu dosyaya dahil edil- di. F tipi cezaevine kapatılmadan önce bu cezaevlerindeki uygulamalann ne denli insan haklan ihlalleriyle dolu oldu- ğunu duyuyor ve okuyordum. Şımdi an- ladım ki, duyduklanm ve okuduklanm, uygulamalan anlatmakta çok hafifkalı- yormuş. Yaklaşık dört buçuk aydır Te- kirdağ F Tıpi Cezaevi'ndeyim. Sevk so- nucu getirildiğim Mersin E Tıpi Ceza- evi'nden buraya konulurken yanımda- ki eşyalanmın yansı içeri alınmadı. Bu- rada her türtü keyfi uygulama ile karşı karşıyayız. Hücreden herçıkışımızda üst aramasına vezoha ayakkabı aramasına maruz kalıyoruz. En son yapılan yer de- ğişikliği sırasında zorla üzerimi arayan gardiyanlar pantolonumu yırttılar. Her aramada dolaplanmızın, yataklanmızın dağıtılmasının yanı sıra ekmek koydu- ğumuz poşete kadar her şey didik dı- dikaranıyor. Yazdığımızyazılarbaşta ol- mak üzere, geçmiş günlere ait gazete- lerimize, ilaçlara, boş su şışelerine zor- la elkonuluyor. Dağıtılan eşyalanmızı ve yataklanmızı topariamamız birgünümü- zü alıyor. Ailemin getirdiği kışlık mont, sentetikdışyüzünün tünelyapımında kö- rük olarak kullanılabilecegi gerekçesıy- le tarafıma venlmedi. Oysa günde iki kere yapılan sayımda ve on beş gûnlük genel aramalarda hücremızın her tara- fı zaten kontrol ediliyor. Dışarıdan geti- rilen iç çamaşın alınmıyor, hapishane kantininde fahiş fiyatla satılıyor. Ailele- rimizin yatırdığı paralar bize verilmiyor. Bu nedenle hesabımızda ne kadar pa- ra olduğunu kontrol edemediğimiz gi- bi, alışvenş sonrası kalan paranın mik- tannı da bilmemize engel oluyor. Böy- le olunca da kantine yazdığımız istek- lerimiz 'Hesabınızdaki para yetmedi' de- nilerek geri çevriliyor. Özünde hapisha- ne içindeki paylaşımı engellemeye yö- nelik olan bu durumla ekonomikanlam- da çok kötü olan birçok arkadaşımız ih- tiyaçlanndan yoksun bırakılıyor... Yasak olan uygulamalardan biri de görüşçülehmize konulan sınırlamadır. Amca, dayı, hala, teyze çocuklanmızla görüşmemizyasaklanmış vaziyettedir... Yaklaşık altı ay önce teşhisi konulan 'alerjik-astım' rahatsızlığım bu[unuyor. Hastalığım sebebiyle Istanbul Üniversi- tesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi Gö- ğüs Hastalıktan Anabilim Dalı'nda be- liriıaralıklarla kontrolattmda tutuluyorum. Rahatsızlığımın üstboyutta birsolunum rahatsızlığına sebebiyet veımemesi için alerjık olan etkenlerden kendimi sakın- mam ve hijyenik bir ortamda yaşamam gerekiyor. Hücrelehn nemli ve kûflü ol- masının yanında, yatmak için kullandı- ğımız battaniyenin yünden oiması rahat- sızlığımı arttıncı bir durum yaratıyor. Bu nedenle yatak ve yorganımın yıkanabi- lir oiması gerekiyor. Bu konuda cezaevi idaresine başvuruda bulundum. Rapor- lanm Adalet Bakanlığı'na iletildi. İki ay- dır bu konuda bakanlıktan bir cevap gelmedi." BanşAteş'in mektubu bu şekildesürüp gıdıyor. Adalet Bakanı ve ılgılilerin dik- katıne dıyorum. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU Günümüzde Sömürgeciliğin Ekonomi Politiği Üzerine Bin Not-ll Pazartesi yazımda ABD ekonomısinde para ve maliye politikalarının tıkandığını saptamış, sonra da "ekonomik bûyvmeyi, askeri harcamalan finan- se etmek ve deflasyonla mücadele edebilmek için bir başka seçenek daha var ve o da doğru- dan sömürgeciliğe açıltyor" demiştim. Bu seçenek de dış ticaret ile ilgili: Ihracatı arttı- rarak, ithalatı azaltarak, ekonomiyi finanse edecek bir fazlayaratılabilir, deflasyonist basınç da başka eko- nomilere ihraç edilerek hafifietilebilir. Ne ki, artık bir- çok malda özellikle de Asya'da marjinde fiyatı belir- meye başlayan ülke Çin. Çin'in de parası konver- tible değil, degerini devlet saptıyor, ama dolan izle- yerek. Çoğu Asya ülkesinin dövizi de dolara bağlı du- rumda. Dolar düşünce hem Çin, Yuan'ı düşürmeye başlıyor hem Asya ülkelerinin dövizleri kendiliğin- den dolan izliyor, ihracat fiyatlan düşüyor, boytece kü- resel deflasyon daha da derinleşiyor. Diğer taraftan Çin, Japonya ve Asya ülkelerinin ellerinde muazzam dolar rezervleri var. Artık, bir dolar devalüasyonu ABD tarafindan tek yönlü olarak hayata geçirilecek gibi değil: ABD, dolann uluslararası değeri üzerinde- ki denetimini büyük ölçüde kaybetmiş durumda. Bu tıkanıklık aşılabilir mi? Teorik olarak aşılabilir önce, mutlaka dolann ege- menliğınin korunması gerekiyor ki, devalüasyon hız- lânınca herkes başka paralara, örneğin Euro'ya kaç- masın. Kaçariarsa hem ABD'nin uluslararası serma- ye piyasalarından borçlanması çok sorunlu hale ge- lir, hem de dolann uluslararası rolü tehlikeye girer. Pet- rol ve gaz fiyatlannın dolara bağlı kalması bu açıdan çok önemli. Ikincisi ABD'deki fazla kapasiteyı eme- cek, fazla sermayenın değerlenmesine olanak vere- cek yeni alanların bulunması/aç ılması gerekir. örne- ğin Ortadoğu'da ve giderek Türki cumhuriyetlerde yaşanacak bir özelleştirme dalgası, açılan yeni yatı- nm alanları fazla sermayeyi, bir kredi genişlemesiy- le yaratılan yeni talep de dolar üzerinde basınç ya- ratmadan, ABD mallarına yönelerek fazla kapasi- teyi emer. Böylece ABD ekonomisindeki deflasyo- nist basınç azaltılabilir. Ancak bu politikanın başarılı olabilmesi için baş- ka ülkelerin, örneğin Avrupa'nın bu yeni açılan alan- ları kullanamaması gerekir. Işte bu noktada, bu bel- li alanlan başka ülkelerin kullanımına kapatan sömür- gecilik polrtikası "geçerlibir" çıkışyolu sunuyor. Üs- tetik, ABD bu sömürgeci politikayla mal ve sermaye ihracatını arttırırken, çeşitli korumacılıkyöntemleriy- le ithalatını sınırlamaya başlarsa, dış ticaret fazlası (mi- litarist politikalan destekleyecek mali kaynak) çok daha kolaylıkla oluşur. Nitekim, ABD'nin, Irak'a yö- nelik yaptırımlar rejimini ve gıda karşrtı petrol prog- ramının biçimini değıştirmek için BM'ye sunduğu karartaslağı, eğergeçerse, "Irak'ta üretilen tüm ürün- leri ve elde edilen gelirleri tüm uluslararası ya- sal işlemlerden muaf tutarak", "bunlann koalisyo- na ait olduğunu" (Stratfor, 09/05) diğer bir deyişle de Irak'ın sömürge statüsünü onaylamış olacak. Bir diğer seçenek de Avaıpa, Japonya, Çin ile ABD arasında bir "modis operandi" (ortak çalışma koşullan) kurarak yeni bir küresel düzenleme aramak. Ama her halükârda sorun, üretim kapasitesinde bir yıkım, talepte bircanlanma, mali, siyasi istikrann ko- runması, dünya ekonomısinde yeni mali krizlerin en- gellenmesi olacağına göre ıster sömürgecilik yeni- den gündeme gelsin, ister çok yanlı politikalar seçil- sin, sermaye hareketlerinin (IMF: 17/05; The Eco- nomist: 1/06) daha sonra da, ülkelerarası rekabetin sertleşmesiyle (geçen hafta gazeteler uluslararası bu sertleşmenin başladığını gösteren verilerte doluy- du: ABD ve Avrupa arasındaki dış ticaret ve yatınm anlaşmazlıklan, Unrted Technologies, Microsoft, Boeing, General Electric gibi şırketlere ıhalelerde ve dış ticarette çıkanlan zorluklar; Shell ve Exxon olmak üzere bir grup Batılı petrol şirketi, Çin'in ikin- ci büyük petrol şirketi CNOOC'nin Kuzey Hazar Denizi petrollerine girmesini engellemeye karar vermesı gıbı) mal pıyasalannın, dış tıcaretinin zaptu- raptaltınaalınmasının gündeme gelmesi kaçınılmaz. Nitekim, Bush'un önerdiğı ABD-Ortadoğu serbest ticaret bölgesi (Wall Street Joumal, 09/05) bu bağ- lamda tüm bölgeyı ABD ekonomisine bağlayarak denetim altına alacak. Belli ki dünya ekonomisi yine kilitlendi. Ve açmak için yine zor kullanılıyor. Genç Parti'ye yeni katılunlar • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni Türkiye Partisi (YTP) millervekili adaylan Yeşim Kaplan, Erdoğan Cici ile YTP Çankaya İlçe Örgütü'nden yöneticilerin de aralannda bulunduğu, ışadamlan ve öğrencilerden oluşan 250 kişi Genç Parti'ye (GP) katıldı. GP Genel Başkanı Cem Uzan genel merkezdeki törende, AKP"nin 40 milyon seçmenden 10 milyonunun oyunu aldığını belirterek "Biz diğer 30 milyonu temsil etmeye çalışıyoruz. Bu, gelecek seçimlerde de net biçimde görülecektir" dedi. 'Cuma tatili söz konusu değir • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, cuma gününün resmi tatil yapılmasına dönük bir düzenlemenin söz konusu olmadığmı söyledi. Başesgioğlu, "Türkiye'de hafta tarilinin pazar olduğunu. bu konuda aynca yasal bir düzenleme bulunduğunu, îş Kanunu'ndaki maddenin pazar gününe karşı başka bir günü resmi tatil yapmak gibi bir amaç taşımadığını herkes biliyor" diye konuştu. Çiçek: MGK ile ilgili çalışma yok • ANKARA (Cumhriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, AB'ye uyum kapsamında MGK'nin yapısının değiştirilerek asker üyelerin sayısının 2'ye düşüriileceği haberleriyle ilgili olarak, böyle bir çalışmanın mevcut olrnadığuıı belirtti. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de. bu yönde bir çalışmadan haberi olmadığını kaydederek, AB reform paketi çahşmalannın şeffaf şekilde yürütüleceğini söyledi. Komisyona ek süre veriMi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda, yolsuzluklan araştırma konusunda kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'na bir aylık ek süre verildi. AKP Millervekili Azmi Ateş başkanlığında çalışmalannı sürdüren araştırma komisyonu üç aylık çalışma süresinin bitimine az bir süre kala ek süre talebinde bulundu. Komisyona 19 Mayıs'tan itibaren bir ay süre verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle