Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2003 PAZARTESİ
HABERLER
HaydarAliyev
taburcuoldu
• A1SKARA (Cumlıuriyet
Bünosu) - Azerbaycan
Cumhurbaskanı Haydar
Aliyev, tedavi gördügü
Gülhane Asker Tıp
Akademesı'nden (GATA)
dün akşam taburcu oldu.
Alınan bılgıye göre, saat
20.30'da tedavisı
tamamlanarak GATA'dan
aynlan Ahyev, daha sonra
uçakla Azerbaycan'a gıtti.
Aliyev, sağhk durumunun
ciddıleşmesı üzerine 3
Mayıs Cumartesı gûnü
GATA'ya gelmişti.
CDPlstanbulh
Başkanlığı açridı
• îstanbul Haber Servisi -
Cumhunyetçı Demokrası
Partisi (CDP) IstanbuJ îl
Başkanlığı Bûrosu dûn
düzenlenen törenle açıldı.
Zincirlikuyu'dakı büronun
açılış törenine CDP Genel
Başkanı Yekta Güngör
Özden ve çok sayıda
partli katıldı.
Tepki yürüyüşü
süpüyor
• ADAPAZARI (AA) -
Türk-îş'e bağh Tek Gıda-
Iş Sendikası'nm
yöneticileri, TEKEL'in
özelleştirilmesine karşı
Istanbul'dan Ankara'ya
başlattığı yürüyüşte
Adapazan'na ulaştı. 73
sendıka yöneticisı,
Adapazan Dörtyol
mevkiinde işçi sendikalan
tarafından karşüandı.
Burada açıklama yapan
Tek Gıda-Iş Sendikası
Genel Başkanı Hüseyin
Karakoç, hükümetin
"özelleştirme adı altında
birçok KTT'i patronlara
peşkeş çektiğıni"
öne sürdü.
Mehmet Ağar'ıtan
hükümete eleştipi
• YOZGAT(AA)-DYP
Genel Başkanı Mehmet
Ağar, partisinin Yozgat II
Kongresi'nde yaptığı
konuşmada hükümetin
icraatlannı eleştirerek
"Tek parti iktıdannın
getırdıği havanın yerini
karamsarlık aldı.
Hükümetin üyelen farklı
farklı konuşmaya
başlayınca, enflasyon
yeniden yükseldi,
kamuoyu nereye gidiyoruz
sorusunu sormaya
başladı" dedi. Ağar,
dokunulmazlığın
kaldınlması yönünde
hazırladıklan yasa
teklifini Meclis
Başkanlığı'na verdiklerini,
ancak bu konuda
herhangi bir gelişmenin
olmadığını söyledi.
TBMM'ye sevk edilen tasanda insanlığa karşı işlenen suçlara da yer verildi
Soykınm Ceza Yasası'ndaİLHANTAŞCI
ANKARA - TBMM'ye sevk
edilmesı beklenen Türk Ceza
Yasası (TCY) tasansıyla, insan-
lığa karşı işlenen suçlar da ilk kez
ceza kapsamına alınıyor. Tasa-
nya göre, "milü,etnik,ırki, din-
sel veya bunlar dışmdaki her-
hangi bir grubuıı bütünüyie ve-
ya kısmen yok edilmesi amacry-
la bu gruplann üyelerine karşı
işlenenfiifler"jenosıt suçu ola-
rak kabul edıliyor. insanlığa kar-
şı işlenen bu suçlarda zamana-
şımı da gözetilmeyecek. Tasa-
nyla, ömür boyu kamu hızmet-
lennden yasaklanma cezası kal-
dınlıyor. Yasaklanma süresi de
en fazla 3 yıl ile sınırlandınlı-
yor. Tecavüz sonucu gebe ka-
lan kadının çocuğunu düşürene
veya düşürtene ceza verilmeye-
cek.
Ceza yasasında kapsamlı de-
• Ceza yasasında kapsamlı değişiklikler getiren Türk Ceza Yasa Tasansı'nın
Bakanlar Kurulu'nda imzası tamamlandı. Tasanyla etnik soykınm ceza
kapsamına alınırken, ömür boyu siyaset yasağı ortadan kaldınlıyor. Kamu
hizmetlerinden yasaklanma cezası da üç yılla sınırlandınlıyor.
ğışiklikJer getiren Türk Ceza
Yasa Tasansı'nın Bakanlar Ku-
rulu'nda imzası tamamlandı.
Önümüzdeki günlerde
TBMM'ye sevk edilmesi bek-
lenen tasanyla getirilen bazı de-
ğişiklikler şöyle:
• Aynı veya başka türden hür-
nyeti bağlayıcı süreli cezalann
bırleştırilmesi halinde çektirile-
cek ceza 36 yıldan 40 yıla yük-
seltihyor.
• 6 ayı geçmeyen cezalarda,
kadın hükümlüler, "elektronik
kelepçe" uygulamasıyla evle-
nnde cezalanm çekebilecek.
• Ağırlaştınlmış müebbette
30 yılını tamamlamayanlar ko-
şullu salıverilmeden yararlana-
cak, ancak "lerörsudanndan do-
layı ağuiaşanlnuş müebbet ha-
pis cezasma" çarptınlanlar
bundan yararlanamayacak.
• Mahkeme, hükmedeceği
para cezasının belirleyeceği sü-
relerde taksitle de ödenmesine
karar verebilecek. Taksit süresi
2 yılı geçmeyecek, taksit mik-
tan da 4'ten az olamayacak.
• Kamu hizmetlerinden yasak-
lanma cezası, en fazla 3 yıla ka-
dar olacak. Ömür boyu kamu
hizmetlerinden yasaklanma hük-
mü kaldınlırken bu sürenin so-
nımda doğrudan kaybedilen hak-
lar mahkeme karan olmaksızın
geri alınabılecek.
• Davalarda zamanaşımı sü-
releri arttınldı. Ağırlaştınlmış
ömür boyu hapıste zamanaşımı
süresi 20 yıldan 30 yıla; 20 yıl-
dan az olmayan hapis cezası ge-
reknren suçlarda 15 yıldan 20 yı-
la; 5 yıldan fazla 20 yıldan az ce-
za gerektiren suçlarda 10 yıl-
dan 12 yıla çıkanldı.
• MiÜi, etnik, ırki, dinsel ve-
ya bunlar dışındaki herhangi bir
grubun bütünüyle veya kısmen
yok edilmesi amacıyla bu grup-
lann üyelerine karşı işlenen fi-
ıller "jenostt" suçunu oluştura-
cak. Kasten adam öldürme, be-
densel ve ruhsal bütünlüklerine
yönelik saldınlar, doğumlan en-
gelleme amacı güden önlemler
ve çocuklann zorla başka yer-
lere gönderilmesı eylemleri bu
suçu oluşturacak. Bu suçlardaza-
manaşımı işlemeyecek.
• Kadının mağduru olduğu
bir suç (tecavüz) sonucu gebe
kalması hahnde çocuğu düşüre-
ne veya düşürtene ceza veril-
meyecek.
• Depremde inşa ettiği ko-
nutlan yıkılan müteahhitlere 5
yıla kadar hapis cezasının yanı
sıra 20 milyar liraya kadar para
cezası venlecek. Konutun yıkıl-
ması durumunda ölüm halinde
venlecek ceza ise saklı olacak.
• Fuhuşa teşvik edenlere 1
yıldan 6 yıla kadar hapis, 3 mil-
yar liradan 6 milyar hraya kadar
ağırpara cezası getirihyor. 18 ya-
şını bitirmemiş olanlara karşı
işlendiğinde ise 2 yıldan 8 yıla
kadarhapis, 20 milyar liraya ka-
dar da ağır para cezası venlecek.
• Imam nıkâhına 6 aya kadar
hapis cezası öngörülüyor. Ancak,
medenı nikâh yapıldığında hük-
medılen ceza bütün sonuçlany-
la ortadan kaldınlacak.
DİSK Başkanı Süleyman çelebi:
Çahşma
yaşamı altüst
edfliyor
• Çelebi, Iş Güvencesi Yasasf nın, işçi
kesimine tam bir güvence ve önemli haklar
tanımamasına karşın işverenlerin gerçekleri
saptırarak Iş Kanunu'nda işçilerin mevcut
haklannı da elinden alacak bir düzenleme
yaptırmak istediğini söyledi.
BURSA (Cumhuri-
yet)-DlSK Genel Baş-
kanı Süleyman Çelebi, İş
Kanunu Tasansı'nın yal-
nız birkaç maddesine
değil, bugünkü halıyle
tümüne karşı olduklan-
nı söyledi.
Süleyman Çelebi,
SHP Osmangazi llçe
Başkanlığı 'nca düzen-
lenen "lş Güvencesi ve
İş Yasası Tasansı" ko-
nulu panelde, işveren
kesıminin, çıkanlmak
istenen Iş Yasası ile Iş
Güvencesi Yasası'nın
rövanşını almaya çalış-
tığmı ifade etti.
Iş Güvencesi Yasa-
sı'nın, işçi kesimıne tam
bir güvence ve önemli
haklar tanımamasına
karşın işverenlenn bu-
nu bahane ederek ve
gerçekleri saptırarak Iş
Kanunu'nda işçilerin
mevcut haklannı da
elinden alacak bu- dü-
zenleme yaptırmak is-
tediğini savunan Çele-
bi şöyle konuştu:
"Çahşma yaşamı al-
tüst edihŞor ve yeni bir
sistem getirihyor. İş Ka-
nunu*nun bu haliyle ya-
salaşması halinde, esas
Jayamet o zaman kop-
muş, esas iş banşı o za-
man bozulmuş olacak.
Çünkü, bu yasa yalnız
örgütlü kesimi ilgilen-
dirmiyor. Bu yasa, Tür-
kiye'de çahşan 14J5 mfl-
yonu ilgilendiriyor. Bu-
na karşınk, iş güvencesi
tam olarak uygulama-
ya konulsa büe bunun
kapsamı 1 mihon 793
bin319kişLGetirilecek
fş Kanunu ile 14 mihon
çahşanı ügilendiren ça-
hşmahayaaaltüstohıyoc
Amabu altüstoluşta hep
1.7 müyonkişiyebu hak-
lar verildi gibi gösterik-
rek geniş anlamda 40
milyon kişinin kaderh -
le oynamyor. Biz, İş Ka-
nunuTasansı'nın bu ha-
hyle tümüne karşıyızve
iç'inde 2821 ve 282*2'nin
yer almadığı bir yasal
düzenleme olmadıgı sü-
rece de tümüyle karşı
olacağımızı yalnız bu-
gün sÖNİemhoruz."
Evren: Vahşi
kapitaüzm
KESK Genel Başka-
nı Sami Evren de Iş Ka-
nunu Tasansı'nı, tüm
dünyada daha da vahşi-
ce uygulanmak istenen
kapitalizmin bir sonucu
olarak ele almak gerek-
tiğini söyledi.
Iş Kanunu'nun, ka-
mu reformuyla bağlan-
tılı bir süreç olduğunu
savoman Evren, bu tasa-
nnın yasallaştınlmasıy-
la, kamusal alanda ya-
pılacak tasfiyenin ar-
dından özel sektörün
önünün açdmakistendi-
ğini ileri sürdü.
ÇeşitB illerden başkent Ankara'ya gelen Eğitim - Sen üyesi öğretmenler Milli Eğitim Bakanbğı'mn,
verdiği sözleri yerine getirmesi için Ziya Gökalp Caddesi'nde eylem yapölar. (Fotoğraf: AA)
Kurum îdari Kurulu sözleşmesinin uygulanmasını istediler
Eğitimemkçisinin gövdegösterisiANKARA(Cumhuriyet)-Eği-
rim-Sen, Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'yla imzaladıklan "Kununtda-
ri Kurulu" sözleşmesinin hayata
geçmesini istiyor. Çeşitli illerden
gelen binlerce eğjtimci önceki gün
Ankara'da "sözleşmenin uyguian-
ması,kadroiaşmanm dur-
duruhnası,yıhnikinciya-
nsında ücretlere yeterti
aroşın sağtanması ve zo-
runlu tasamıflann ana-
parasımn ödenmesinde
yaşanansorunlannçözül-
mesi'' amacıyla yürüyüş
ve oturma eylemi yaph.
Eğitim-Sen üyelen, Kurtuluş
Parkı'ndan bakanhğa doğru "Ba-
kanhkimzanasahipçık" pankart-
lanyla yürüdü. Ziya Gökalp Cad-
desi SSK tşhanı önünde polis ba-
rikahnın yolu kapaması bsa sü-
reli arbedeye neden oldu.
Güvenlik güçleri daha sonra
"EmekçijedeJlIMFyebarikat'',
"Yı^mhk yok direniş var",
u
Ba-
rikat kalksm yürüyüş başlasın"
şeklinde sloganlar atan Eğitim-
Sen'lilerin MeşrutiyetCaddesi'ne
yürümelerine izin verdi. Milii Eği-
tim Bakanlığı karşısındaki Ata-
türk Bulvan çıkışında sona eren
• Eğitimciler kadrolaşmamn
durdurulması, ücretlere artış sağlanması
ve zorunlu tasarruflarm anaparasınm
ödenmesinde yaşanan sorunlann
çözülmesi" amacıyla eylem yaptı.
yürüyüşün ardından bir açıklama
yapan Eğitim-Sen Genel Başka-
nı Alaaddin Dinçer, "Kamu İda-
ri Kuruhı sözleşmesi*'nm uygu-
Ianması amacıyla yaklaşık 200
bin dılekçe hazırladıklanı anlattı.
Dinçer, MEB'te "ırkp-geridkad-
roJaşma" yaşandığını da savuna-
rak "İlveilçemifli eğitim müdür-
lülderi adetaAKP mekâniangibi
kunanıhnakta" dedi.
KESK Genel Başkanı SamiEv-
ren de Milli Eğitim Bakanı Hü-
styin Çefik'ın eylemcUeri karşıla-
mamasını eleştirerek bakanlık ve
hükümet uygulamalanna ilişkin
tepküerini dile getirdi.
Hak-lş'ebağhsen-
dikalara üye işçiler
ise dün Ankara'da dü-
zenledikleri gösteriy-
le İş Kanunu Tasan-
sı'm protesto etti.
Hak-îş Genel Başka-
nı SaKm Usta yapti-
ğı konuşmada, "Hükümetiveso1
-
mayeyi uyarmak amacıyla alan-
laraçıktıldanm''beürterek "Çağ-
daş Iş Yasası diye dayatdan tasa-
nyaitirazunEvar.Febefesine,içe-
riğine, amacma isyanımız var"
dedi. Uslu, işçilerle uzlaşma-
dan, sadece pafronlan mutlu ede-
cek bir yaklaşımla iş banşının di-
namitlendiğım kaydetti.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Çetin Altan'ın en sevdiğim deyim-
lerinden birisi "Türk'ün Türk'e propa-
gandası"d\r. Hertürlü uluslararası ko-
nuda, gerçeklerden uzak bir şekilde
birbirimize propaganda yapmaktan
çok hoşlanırız. Bize göre; bütün dün-
yaTürklerin hakkını yemek için, onla-
ra kötülük yapmak için sıraya girmiş
gibidir. Belki de bu bir milli mutluluk
yolu. Ancak, kendi kendimize propa-
ganda yaptıktan sonra hayatın gerçek-
leriyle yüz yüze geldiğimizde, gerçe-
ğin hıç de bizim düşündüğümüz gibi
olmadığını anladığımızda yaşadığımız
hayal kınklığı da başka dramlann ka-
pılannı aralar.
Kıbns konusu bu propaganda ko-
nulanndan birisidir. Sonunda Rumlar,
Avrupa Biıiiği'ne üye oluyorlar. Biz bu-
nun mümkün olmadığma inandınlmış-
tık. Denktaş'ın buyük bir politika dâ-
hisi olduğuna Türklerin çoğu inanır.
"Bakın 29 sene içinde Kıbns Türkle-
ri, Kıbns Rumlannın fersah fersah ge-
risinde kaldı" deseniz de çogunluk
buna inanmak istemez. "Denktaş'ın
çizgisi Türkiye'yi de, Kıbns Türkleh-
ni de 29 yıldır sıkıntılara soktu, eko-
nomik krizlere neden oldu, defalarca
'Sözde Ermeni Soykınmı' îddialan!
Biheşmiş Milletler Güvenlik Kunı-
lu'nca Türkiye kınandı" deseniz de
çogunluk dinlemez, onlar mutluluk
yaratan efsanelere inanmayi yeğler-
ler.
"Sözde Enmenısoyknmı" konusun-
da da birbirimize propaganda yap-
mayı çok severiz. İlk olarak bu iddi-
anın "sözde" olduğunu belirterek işe
başlarız. Geçenlerde YÖK'ün üniver-
sftetefde, 'sözdeBmenisoykınmı" ko-
nusunda rektöıiere ve dekanlara ba-
zı talimatlar verdiğini ve profesörlere
yönelik bazı eğitim çalışmalan başlat-
mayı hedeflediğini belgeleredayana-
rak bu köşede yazmıştım. "Ermeni
tehcin" konusunda bilim insanlannın
neyi, nasıl düşüneceğini YÖK önce-
den belirleyecekti ve onlar da bu be-
lirleme ışığında çalışmalannı sürdü-
receklerdi. Alın size Türk usulü bilim-
sel çalışma(!).
Üniversite düzeyinde yapılan bu bi-
limsel çalışma şimdi görüldüğü ka-
danyia lise, ortaokul ve ilkokullara ka-
dar indirilmiş. Milli Eğitim Bakanı Hü-
seyin Çelik imzalı 14 Nisan 2003 ta-
rihli genelgenin giriş bölümünde bu ça-
lışmalann nasıl yapılacağı anlatılıyor ve
"asılsız soykınm iddialanyla müca-
dele" kapsamında bakanlıkça sürdü-
rülen çalışmalar çerçevesinde "Er-
meni, Yunan-Pontus ve Süryani" id-
dialarına ilişkin konuların ilköğretim 5
ve 7. sınıf sosyal bilgiler dersi öğre-
tim programları ile ortaöğretim tarih 1
ve tarih 2 ve Türkiye Cumhuriyeti in-
kılap tarihi ve Atatürkçülük dersleri
öğretim programlannda yer almasının
Talim ve Terbiye Kurulu'nun kararla-
nyla kabul edildiği belirtiliyor. Bu ka-
rarlann, 2002-2003 öğretim yılından
itibaren uygulamaya konulduğu vur-
gıianarak ilköğretim ve ortaöğretim ku-
rumlannda "Ermeni iddialannın asıl-
sız olduğu" temasını işleyen konfe-
ranslar düzenlenmesi isteniyor.
Okullara gönderilen talimatlar bu-
nunla kalmıyor. Bu konuda konferans-
lara katılmış öğretmenlerden, görev-
li uzman akademisyenlerden yarar-
lanması da isteniyor. Evet ne yapıla-
cak, "sözde Ermeni soykınmı "nın ön-
ce sözde olduğu kabul edilecek, da-
ha sonra propaganda yoluyla çocuk-
lara ve gençlere öğretilip beyinlere
kazınacak. AGOS gazetesi başyazı-
sında, "Üstelik bunlar Ermeni okulla-
nndan da bekleniyor, genç Ermeni
beyinlerinden de 'asılsız Ermeni iddi-
alarına' karşı cümleler kurmalan iste-
niyor" deniliyor.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik,
Ermeni gencinden, "asılsız Ermeni id-
dialanna" karşı yazıyazmasını istiyor,
bununla da kalmıyor, sene sonunda
bu konudayapılmış çalışmalan denet-
leyeceğini söylemeyi de ihmal etmi-
yor. Ermeni okulu ne yapsın? Bunla-
rı yapmazsa müfettişler gelir ve can-
lanna okur. O zaman denileni yapa-
cak "asılsız Ermeni soykınmı "ru ço-
cuklara anlatacaktır.
Aslında bu propagandaTürk çocuk-
ları için daha yanıltıcıdır. Sonunda Er-
meni çocuğu aılesinden, yakınlann-
dan ve "canlı tanıklar"dan bu ülkede
yaşayan 2 milyon Ermeni'nin neden
bugün 60 bine düştüğünü bir şekilde
öğrenir. Okula gittiğinde de evde öğ-
rendiklerinin tersini söylemesi gerek-
tiğini de bilir. Türk çocuğu ne yapacak,
bundan 88 yıl önce Osmanlı Impara-
torluğu döneminde gerçekleşmiş bir
zulmü, koca bir toplumun yerinden,
yurdundan edilip yer ile yeksan edil-
mesini "sözdebirgerçek", "biryalan"
olarak mı kabul edecek? Daha sonra
dünyanın dört bir yanında ona gerçe-
ği söyleyip anlattıklannda nasıl bir ha-
yal kınklığı yaşayacak?
Tarihte ne olmuşsa, olmuştur. Ger-
çekle kavga edilemez. Milyonlarca Ya-
hudi'yi öldüren Hitler'e Almanlann o
AJman diye sahip çıkmalan mı gereki-
yor? 1915, Osmanlı tarihinin acı say-
falanndan birisidir. Burada IttihatTerak-
ki büyük bir insanlık suçu işlemiştir.
Bu suçu ben neden üstlenip bunlann
hiçbiri olmadı, "sözde" diyerek tarihi
gerçeklere karşı çıkayım? Gencecik
beyinleri neden gerçek olmayan yalan-
larla dolanlarla kandıralım? Bu tür pro-
paganda gençlerin beyninde, acaba ne
gibi tahribatlara neden oluyor? Onla-
nn gerçekdışı efsanelerle eğitilmesiy-
le bu toplum ne kazanacak ki!
2000'Lt YILLARDA
ERDAL ATABEK
Özür Dileriz
Mr. Wolfowitz...
Çok haklısınız Mr. Worfowrtz, özür dileriz, hem
de binlerce kez özür dileriz.
Elli yıldır her istediğinizi öyle bir sadakatle yaptık
ki, bütün ilişkilerimiz içinde bir kez, sadece bir kez
bile hata etmiş olsak bağışlamanız olanaksızdı.
Elli yıl Mr. VVolfovvftz, elli yıl. Yanm yüzyıldır size,
yani Amerika'ya, tam adıyla Amerika Birieşik Dev-
letleri'ne nasıl sarsılmaz bir sadaketle bağlanmış ol-
duğumuzu belki de bilemezseniz. Henüz gençsi-
niz, bu sadakat bağımızın size nasıl bir güven ver-
diğini, bizi ise nasıl değiştirdiğini bilmeniz beklene-
mez. llkAmerikan uçakgemisi Missuri, Istanbul'a
geldiği zaman yer yerinden oynamıştı. Hatta o gün-
lerde doğan bir yavrumuza babası "Missuri" adını
koymuştu. Sonra o yavru ne oldu bilmiyoruz, bel-
ki de Amerika'ya gitmiş, Missuri'ye yerieşmiştir.
Siz bilmiyorsunuz ama biz sizin diliniz olan Ame-
rikancayı kendi anadilimizden bile daha çok önem-
siyoruz. Ah keşke fırsat bulsaydınız da caddeleri-
mizde biraz dolaşıp dükkân, mağaza adlanna ba-
kabilse idiniz. Hepsinin de nasıl Amerika hayranlı-
ğı ile dolup taştığını görür, göğsünüz kabanrdı. Ai-
lelerimiz çocuklannı Ingilizce eğitim yapan kurum-
lara verebilmek için ne denli özveri gösteriyor bil-
seniz. Milletçe Ingilizce öğrenmek için yanıp tutu-
şuyoruz. Bu büyük aşkımız sadece uluslararası bir
dili öğrenmek için de değil, belki günün birinde ora-
lara gidebiliriz diyedir. Gençlerimizin büyük hayal-
lerinden birisi de Amerika'ya gitmek, orada çalış-
mak, oraya yerieşmektir, biliyor musunuz? Daha bil-
mediğiniz neler var. Çocuklannı Amerika'da doğu-
rup Amerikan vatandaşı yapmak amacıyla doğum-
lannı yapmak için Amerika'ya giden anne adayla-
nmız olduğunu söylesem inanır mıydınız bilmiyo-
oım. Inanın Mr. Wolfowitz, inanın. Gerçekten ina-
nılması güç şeyter ama gerçek bu. Sadakatin böy-
lesini size kaç ülke gösteriyor?
Kore Savaşı'na en çok asker gönderen ülkenin
biz olduğumuzu biliyor musunuz? Sadece asker gön-
dermek değil, orada en çok kayıp vermiş bir ülke
olduğumuzu da. Tabii, asker sayısına göre en çok
kayıp veren ülke olduğumuzu. Hele de bu kayıpla-
nn Kunuri'de Amerikan askerlerinin geri çekilişini
sağlamak için artçı birlik olmamızdan kaynaklan-
dığını belki de bilmiyorsunuzdur. Kore Savaşı'na kar-
şı çıkan Banş Derneği'nın başına gelenleri de bil-
miyor olmalısınız. Ama sonra kurulan Barış Derne-
ği'nin 12 Eylül döneminde başına gelenleri bilen ar-
kadaşlannız vardır. Hani yönetim kurulu başkan ve
üyeleri yıllarca hapis yatınlmışlardı da sizinkiler de
perdenin arkasında ellerini ovuşturmuştu.
Olsun Mr. Wolfowitz, elbette bir ülkenin başka bir
ülkeye sarsılmaz sadakatini kanrtlamanın ödenme-
si gereken bedellerı de vardır. Bunlar göze alınma-
dan böyle eşi görülmemiş bir sadakat sürdürüle-
bilir mi? Zaten Amerika'ya bu denli bağlılığa karşı
çıkan solun her kurumuna, solun her bireyine yıllar
boyu yaşatılan terör bunlan göstermiyor mu idi?
Mr. Wolfowitz, bizim çok ünlü bir devlet adamı-
mızın o zamanki Amerika Başkanı ile çektirdiği fo-
toğrafi seçim propagandasında kullandığını biliyor
musunuz? Siz elbette eğlenırsıniz ama bizim için
hiç eğlenceli değildi. Ibretle izliyorduk ama bu dev-
let adamımız seçimleri kazandı, uzun yıllar mem-
leketimizi yönetti, artık emekli ama hâlâ başımızın
tacı durumunda. Size sadakat her zaman kazan-
dırmıştır. Gülüyorsunuz değil mi, haklı çıkışınız sizi
güldürüyor.
Keşke biraz aramıza girip de günlük yaşamımız-
da sizin kültürünüzün nasıl içimize işlediğini göre-
bilse idiniz Mr. Worfowitz. Sinemalarda hep Ame-
rikan filmlerinin oynadığını, müziğinizin her yanı sa-
np sarmaladığını gözleriniz görse, kulağınız duysay-
dı. Ülkeniz adına gurur duyardınız, hiç kuşkunuz ol-
masın. Bir otelimizin adı olan "The Marmara" bile
size ne çok şey anlatırdı. Içinizden "77?e Türkiye"
demek geçerdi de gülerdiniz. Sıkılan canınız biraz
olsun neşelenirdi, biz de rahat birsoluk alırdık.
Bizim özür dilememizi istediniz, bizimkilerin bi-
raz kekeleyip "dostça perspektif" gibi, "Uzun va-
deli dostluğumuz içinde hatamız olmadı" gibi as-
lında özür sayılacak sözler söylediğıni elbette gör-
dünüz. Ama biliyorsunuz, bizim ülkemiz gururuna
çok düşkündür, öyle açıkça özür dileyemez. Iki
büklüm eğilmekte sakınca görmeyiz ama özür di-
lemede pek becerikli değilizdir. Şimdi haklı olarak
diyeceksiniz ki, "lyide, madem böylesine bağh, böy-
lesine hayran, hatta bağımlı birdurumunuz varda
o tezkere işi nasıl oldu?" Çok haklısınız Mr. VVolfo-
witz, kırk yılda bir, hatta elli yılda bir böyle şeyler
olur, yeter ki dostluğumuz bozulmasın. Aslında biz
de bu sonucu istiyor ama beklemiyorduk. Siz me-
rak etmeyin, içimizdeki sarsılmaz sadakat sahip-
leri sizi hiç yanıltmazlar. Siz üzülmeyin, biz sizin ye-
rinize de üzülürüz.
Sağlıcakla kalın Mr. VVolfovvitz, değerli arkadaş-
lannıza çok çok selamlar.
e-mail: erdalatak a superonline.com
Fax:0212-513 90 98
Ekonomik krizi anlatacak
Kemal Derviş
anılartnı yazıyor
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - CHP
Istanbul Milletvekili
KemalDerviş, ekono-
mik kriz ve güçlü eko-
nomiye geçış progra-
mını kitap haline ge-
tiriyor. Kemal Der\ış,
kitabında ekonomik
programın hangi ko-
şullarda uygulandığı-
na ve sonuçlanna de-
ğinerek güçlü ekono-
miye geçiş programı-
nın "dünyada örnek
birolay" olduğu görü-
şünü savunacak.
Son dönemde Türki-
ye çapında verdiği
konferanslarla günde-
me gelen CHP'li
Kemal Derviş, Türki-
ye'de yaşadıklan ve
yaptıklannı bir kitap-
ta toplayacak. Şubat
2001'de ekonomik
kriz çıktıktan sonra
Türkiye'ye gelerek
ekonominin başma ge-
çen Kemal Derviş, ki-
tabında kriz nedeniy-
le alınan kararlar, uy-
gulamalar, güçlü eko-
nomiye geçiş progra-
mı ve sonuçlannı an-
latacak.
IMF ile görüşmele-
re de aynntılı bıçımde
yer verecek olan
Kemal Derviş, güçlü
ekonomiye geçiş prog-
ramının "dünyada ör-
nek bir olay" olduğu-
nu savunacak.