25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2003 PAZARTESİ HABERLER HaydarAliyev taburcuoldu • A1SKARA (Cumlıuriyet Bünosu) - Azerbaycan Cumhurbaskanı Haydar Aliyev, tedavi gördügü Gülhane Asker Tıp Akademesı'nden (GATA) dün akşam taburcu oldu. Alınan bılgıye göre, saat 20.30'da tedavisı tamamlanarak GATA'dan aynlan Ahyev, daha sonra uçakla Azerbaycan'a gıtti. Aliyev, sağhk durumunun ciddıleşmesı üzerine 3 Mayıs Cumartesı gûnü GATA'ya gelmişti. CDPlstanbulh Başkanlığı açridı • îstanbul Haber Servisi - Cumhunyetçı Demokrası Partisi (CDP) IstanbuJ îl Başkanlığı Bûrosu dûn düzenlenen törenle açıldı. Zincirlikuyu'dakı büronun açılış törenine CDP Genel Başkanı Yekta Güngör Özden ve çok sayıda partli katıldı. Tepki yürüyüşü süpüyor • ADAPAZARI (AA) - Türk-îş'e bağh Tek Gıda- Iş Sendikası'nm yöneticileri, TEKEL'in özelleştirilmesine karşı Istanbul'dan Ankara'ya başlattığı yürüyüşte Adapazan'na ulaştı. 73 sendıka yöneticisı, Adapazan Dörtyol mevkiinde işçi sendikalan tarafından karşüandı. Burada açıklama yapan Tek Gıda-Iş Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Karakoç, hükümetin "özelleştirme adı altında birçok KTT'i patronlara peşkeş çektiğıni" öne sürdü. Mehmet Ağar'ıtan hükümete eleştipi • YOZGAT(AA)-DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, partisinin Yozgat II Kongresi'nde yaptığı konuşmada hükümetin icraatlannı eleştirerek "Tek parti iktıdannın getırdıği havanın yerini karamsarlık aldı. Hükümetin üyelen farklı farklı konuşmaya başlayınca, enflasyon yeniden yükseldi, kamuoyu nereye gidiyoruz sorusunu sormaya başladı" dedi. Ağar, dokunulmazlığın kaldınlması yönünde hazırladıklan yasa teklifini Meclis Başkanlığı'na verdiklerini, ancak bu konuda herhangi bir gelişmenin olmadığını söyledi. TBMM'ye sevk edilen tasanda insanlığa karşı işlenen suçlara da yer verildi Soykınm Ceza Yasası'ndaİLHANTAŞCI ANKARA - TBMM'ye sevk edilmesı beklenen Türk Ceza Yasası (TCY) tasansıyla, insan- lığa karşı işlenen suçlar da ilk kez ceza kapsamına alınıyor. Tasa- nya göre, "milü,etnik,ırki, din- sel veya bunlar dışmdaki her- hangi bir grubuıı bütünüyie ve- ya kısmen yok edilmesi amacry- la bu gruplann üyelerine karşı işlenenfiifler"jenosıt suçu ola- rak kabul edıliyor. insanlığa kar- şı işlenen bu suçlarda zamana- şımı da gözetilmeyecek. Tasa- nyla, ömür boyu kamu hızmet- lennden yasaklanma cezası kal- dınlıyor. Yasaklanma süresi de en fazla 3 yıl ile sınırlandınlı- yor. Tecavüz sonucu gebe ka- lan kadının çocuğunu düşürene veya düşürtene ceza verilmeye- cek. Ceza yasasında kapsamlı de- • Ceza yasasında kapsamlı değişiklikler getiren Türk Ceza Yasa Tasansı'nın Bakanlar Kurulu'nda imzası tamamlandı. Tasanyla etnik soykınm ceza kapsamına alınırken, ömür boyu siyaset yasağı ortadan kaldınlıyor. Kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası da üç yılla sınırlandınlıyor. ğışiklikJer getiren Türk Ceza Yasa Tasansı'nın Bakanlar Ku- rulu'nda imzası tamamlandı. Önümüzdeki günlerde TBMM'ye sevk edilmesi bek- lenen tasanyla getirilen bazı de- ğişiklikler şöyle: • Aynı veya başka türden hür- nyeti bağlayıcı süreli cezalann bırleştırilmesi halinde çektirile- cek ceza 36 yıldan 40 yıla yük- seltihyor. • 6 ayı geçmeyen cezalarda, kadın hükümlüler, "elektronik kelepçe" uygulamasıyla evle- nnde cezalanm çekebilecek. • Ağırlaştınlmış müebbette 30 yılını tamamlamayanlar ko- şullu salıverilmeden yararlana- cak, ancak "lerörsudanndan do- layı ağuiaşanlnuş müebbet ha- pis cezasma" çarptınlanlar bundan yararlanamayacak. • Mahkeme, hükmedeceği para cezasının belirleyeceği sü- relerde taksitle de ödenmesine karar verebilecek. Taksit süresi 2 yılı geçmeyecek, taksit mik- tan da 4'ten az olamayacak. • Kamu hizmetlerinden yasak- lanma cezası, en fazla 3 yıla ka- dar olacak. Ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklanma hük- mü kaldınlırken bu sürenin so- nımda doğrudan kaybedilen hak- lar mahkeme karan olmaksızın geri alınabılecek. • Davalarda zamanaşımı sü- releri arttınldı. Ağırlaştınlmış ömür boyu hapıste zamanaşımı süresi 20 yıldan 30 yıla; 20 yıl- dan az olmayan hapis cezası ge- reknren suçlarda 15 yıldan 20 yı- la; 5 yıldan fazla 20 yıldan az ce- za gerektiren suçlarda 10 yıl- dan 12 yıla çıkanldı. • MiÜi, etnik, ırki, dinsel ve- ya bunlar dışındaki herhangi bir grubun bütünüyle veya kısmen yok edilmesi amacıyla bu grup- lann üyelerine karşı işlenen fi- ıller "jenostt" suçunu oluştura- cak. Kasten adam öldürme, be- densel ve ruhsal bütünlüklerine yönelik saldınlar, doğumlan en- gelleme amacı güden önlemler ve çocuklann zorla başka yer- lere gönderilmesı eylemleri bu suçu oluşturacak. Bu suçlardaza- manaşımı işlemeyecek. • Kadının mağduru olduğu bir suç (tecavüz) sonucu gebe kalması hahnde çocuğu düşüre- ne veya düşürtene ceza veril- meyecek. • Depremde inşa ettiği ko- nutlan yıkılan müteahhitlere 5 yıla kadar hapis cezasının yanı sıra 20 milyar liraya kadar para cezası venlecek. Konutun yıkıl- ması durumunda ölüm halinde venlecek ceza ise saklı olacak. • Fuhuşa teşvik edenlere 1 yıldan 6 yıla kadar hapis, 3 mil- yar liradan 6 milyar hraya kadar ağırpara cezası getirihyor. 18 ya- şını bitirmemiş olanlara karşı işlendiğinde ise 2 yıldan 8 yıla kadarhapis, 20 milyar liraya ka- dar da ağır para cezası venlecek. • Imam nıkâhına 6 aya kadar hapis cezası öngörülüyor. Ancak, medenı nikâh yapıldığında hük- medılen ceza bütün sonuçlany- la ortadan kaldınlacak. DİSK Başkanı Süleyman çelebi: Çahşma yaşamı altüst edfliyor • Çelebi, Iş Güvencesi Yasasf nın, işçi kesimine tam bir güvence ve önemli haklar tanımamasına karşın işverenlerin gerçekleri saptırarak Iş Kanunu'nda işçilerin mevcut haklannı da elinden alacak bir düzenleme yaptırmak istediğini söyledi. BURSA (Cumhuri- yet)-DlSK Genel Baş- kanı Süleyman Çelebi, İş Kanunu Tasansı'nın yal- nız birkaç maddesine değil, bugünkü halıyle tümüne karşı olduklan- nı söyledi. Süleyman Çelebi, SHP Osmangazi llçe Başkanlığı 'nca düzen- lenen "lş Güvencesi ve İş Yasası Tasansı" ko- nulu panelde, işveren kesıminin, çıkanlmak istenen Iş Yasası ile Iş Güvencesi Yasası'nın rövanşını almaya çalış- tığmı ifade etti. Iş Güvencesi Yasa- sı'nın, işçi kesimıne tam bir güvence ve önemli haklar tanımamasına karşın işverenlenn bu- nu bahane ederek ve gerçekleri saptırarak Iş Kanunu'nda işçilerin mevcut haklannı da elinden alacak bu- dü- zenleme yaptırmak is- tediğini savunan Çele- bi şöyle konuştu: "Çahşma yaşamı al- tüst edihŞor ve yeni bir sistem getirihyor. İş Ka- nunu*nun bu haliyle ya- salaşması halinde, esas Jayamet o zaman kop- muş, esas iş banşı o za- man bozulmuş olacak. Çünkü, bu yasa yalnız örgütlü kesimi ilgilen- dirmiyor. Bu yasa, Tür- kiye'de çahşan 14J5 mfl- yonu ilgilendiriyor. Bu- na karşınk, iş güvencesi tam olarak uygulama- ya konulsa büe bunun kapsamı 1 mihon 793 bin319kişLGetirilecek fş Kanunu ile 14 mihon çahşanı ügilendiren ça- hşmahayaaaltüstohıyoc Amabu altüstoluşta hep 1.7 müyonkişiyebu hak- lar verildi gibi gösterik- rek geniş anlamda 40 milyon kişinin kaderh - le oynamyor. Biz, İş Ka- nunuTasansı'nın bu ha- hyle tümüne karşıyızve iç'inde 2821 ve 282*2'nin yer almadığı bir yasal düzenleme olmadıgı sü- rece de tümüyle karşı olacağımızı yalnız bu- gün sÖNİemhoruz." Evren: Vahşi kapitaüzm KESK Genel Başka- nı Sami Evren de Iş Ka- nunu Tasansı'nı, tüm dünyada daha da vahşi- ce uygulanmak istenen kapitalizmin bir sonucu olarak ele almak gerek- tiğini söyledi. Iş Kanunu'nun, ka- mu reformuyla bağlan- tılı bir süreç olduğunu savoman Evren, bu tasa- nnın yasallaştınlmasıy- la, kamusal alanda ya- pılacak tasfiyenin ar- dından özel sektörün önünün açdmakistendi- ğini ileri sürdü. ÇeşitB illerden başkent Ankara'ya gelen Eğitim - Sen üyesi öğretmenler Milli Eğitim Bakanbğı'mn, verdiği sözleri yerine getirmesi için Ziya Gökalp Caddesi'nde eylem yapölar. (Fotoğraf: AA) Kurum îdari Kurulu sözleşmesinin uygulanmasını istediler Eğitimemkçisinin gövdegösterisiANKARA(Cumhuriyet)-Eği- rim-Sen, Milli Eğitim Bakanlı- ğı'yla imzaladıklan "Kununtda- ri Kurulu" sözleşmesinin hayata geçmesini istiyor. Çeşitli illerden gelen binlerce eğjtimci önceki gün Ankara'da "sözleşmenin uyguian- ması,kadroiaşmanm dur- duruhnası,yıhnikinciya- nsında ücretlere yeterti aroşın sağtanması ve zo- runlu tasamıflann ana- parasımn ödenmesinde yaşanansorunlannçözül- mesi'' amacıyla yürüyüş ve oturma eylemi yaph. Eğitim-Sen üyelen, Kurtuluş Parkı'ndan bakanhğa doğru "Ba- kanhkimzanasahipçık" pankart- lanyla yürüdü. Ziya Gökalp Cad- desi SSK tşhanı önünde polis ba- rikahnın yolu kapaması bsa sü- reli arbedeye neden oldu. Güvenlik güçleri daha sonra "EmekçijedeJlIMFyebarikat'', "Yı^mhk yok direniş var", u Ba- rikat kalksm yürüyüş başlasın" şeklinde sloganlar atan Eğitim- Sen'lilerin MeşrutiyetCaddesi'ne yürümelerine izin verdi. Milii Eği- tim Bakanlığı karşısındaki Ata- türk Bulvan çıkışında sona eren • Eğitimciler kadrolaşmamn durdurulması, ücretlere artış sağlanması ve zorunlu tasarruflarm anaparasınm ödenmesinde yaşanan sorunlann çözülmesi" amacıyla eylem yaptı. yürüyüşün ardından bir açıklama yapan Eğitim-Sen Genel Başka- nı Alaaddin Dinçer, "Kamu İda- ri Kuruhı sözleşmesi*'nm uygu- Ianması amacıyla yaklaşık 200 bin dılekçe hazırladıklanı anlattı. Dinçer, MEB'te "ırkp-geridkad- roJaşma" yaşandığını da savuna- rak "İlveilçemifli eğitim müdür- lülderi adetaAKP mekâniangibi kunanıhnakta" dedi. KESK Genel Başkanı SamiEv- ren de Milli Eğitim Bakanı Hü- styin Çefik'ın eylemcUeri karşıla- mamasını eleştirerek bakanlık ve hükümet uygulamalanna ilişkin tepküerini dile getirdi. Hak-lş'ebağhsen- dikalara üye işçiler ise dün Ankara'da dü- zenledikleri gösteriy- le İş Kanunu Tasan- sı'm protesto etti. Hak-îş Genel Başka- nı SaKm Usta yapti- ğı konuşmada, "Hükümetiveso1 - mayeyi uyarmak amacıyla alan- laraçıktıldanm''beürterek "Çağ- daş Iş Yasası diye dayatdan tasa- nyaitirazunEvar.Febefesine,içe- riğine, amacma isyanımız var" dedi. Uslu, işçilerle uzlaşma- dan, sadece pafronlan mutlu ede- cek bir yaklaşımla iş banşının di- namitlendiğım kaydetti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Çetin Altan'ın en sevdiğim deyim- lerinden birisi "Türk'ün Türk'e propa- gandası"d\r. Hertürlü uluslararası ko- nuda, gerçeklerden uzak bir şekilde birbirimize propaganda yapmaktan çok hoşlanırız. Bize göre; bütün dün- yaTürklerin hakkını yemek için, onla- ra kötülük yapmak için sıraya girmiş gibidir. Belki de bu bir milli mutluluk yolu. Ancak, kendi kendimize propa- ganda yaptıktan sonra hayatın gerçek- leriyle yüz yüze geldiğimizde, gerçe- ğin hıç de bizim düşündüğümüz gibi olmadığını anladığımızda yaşadığımız hayal kınklığı da başka dramlann ka- pılannı aralar. Kıbns konusu bu propaganda ko- nulanndan birisidir. Sonunda Rumlar, Avrupa Biıiiği'ne üye oluyorlar. Biz bu- nun mümkün olmadığma inandınlmış- tık. Denktaş'ın buyük bir politika dâ- hisi olduğuna Türklerin çoğu inanır. "Bakın 29 sene içinde Kıbns Türkle- ri, Kıbns Rumlannın fersah fersah ge- risinde kaldı" deseniz de çogunluk buna inanmak istemez. "Denktaş'ın çizgisi Türkiye'yi de, Kıbns Türkleh- ni de 29 yıldır sıkıntılara soktu, eko- nomik krizlere neden oldu, defalarca 'Sözde Ermeni Soykınmı' îddialan! Biheşmiş Milletler Güvenlik Kunı- lu'nca Türkiye kınandı" deseniz de çogunluk dinlemez, onlar mutluluk yaratan efsanelere inanmayi yeğler- ler. "Sözde Enmenısoyknmı" konusun- da da birbirimize propaganda yap- mayı çok severiz. İlk olarak bu iddi- anın "sözde" olduğunu belirterek işe başlarız. Geçenlerde YÖK'ün üniver- sftetefde, 'sözdeBmenisoykınmı" ko- nusunda rektöıiere ve dekanlara ba- zı talimatlar verdiğini ve profesörlere yönelik bazı eğitim çalışmalan başlat- mayı hedeflediğini belgeleredayana- rak bu köşede yazmıştım. "Ermeni tehcin" konusunda bilim insanlannın neyi, nasıl düşüneceğini YÖK önce- den belirleyecekti ve onlar da bu be- lirleme ışığında çalışmalannı sürdü- receklerdi. Alın size Türk usulü bilim- sel çalışma(!). Üniversite düzeyinde yapılan bu bi- limsel çalışma şimdi görüldüğü ka- danyia lise, ortaokul ve ilkokullara ka- dar indirilmiş. Milli Eğitim Bakanı Hü- seyin Çelik imzalı 14 Nisan 2003 ta- rihli genelgenin giriş bölümünde bu ça- lışmalann nasıl yapılacağı anlatılıyor ve "asılsız soykınm iddialanyla müca- dele" kapsamında bakanlıkça sürdü- rülen çalışmalar çerçevesinde "Er- meni, Yunan-Pontus ve Süryani" id- dialarına ilişkin konuların ilköğretim 5 ve 7. sınıf sosyal bilgiler dersi öğre- tim programları ile ortaöğretim tarih 1 ve tarih 2 ve Türkiye Cumhuriyeti in- kılap tarihi ve Atatürkçülük dersleri öğretim programlannda yer almasının Talim ve Terbiye Kurulu'nun kararla- nyla kabul edildiği belirtiliyor. Bu ka- rarlann, 2002-2003 öğretim yılından itibaren uygulamaya konulduğu vur- gıianarak ilköğretim ve ortaöğretim ku- rumlannda "Ermeni iddialannın asıl- sız olduğu" temasını işleyen konfe- ranslar düzenlenmesi isteniyor. Okullara gönderilen talimatlar bu- nunla kalmıyor. Bu konuda konferans- lara katılmış öğretmenlerden, görev- li uzman akademisyenlerden yarar- lanması da isteniyor. Evet ne yapıla- cak, "sözde Ermeni soykınmı "nın ön- ce sözde olduğu kabul edilecek, da- ha sonra propaganda yoluyla çocuk- lara ve gençlere öğretilip beyinlere kazınacak. AGOS gazetesi başyazı- sında, "Üstelik bunlar Ermeni okulla- nndan da bekleniyor, genç Ermeni beyinlerinden de 'asılsız Ermeni iddi- alarına' karşı cümleler kurmalan iste- niyor" deniliyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ermeni gencinden, "asılsız Ermeni id- dialanna" karşı yazıyazmasını istiyor, bununla da kalmıyor, sene sonunda bu konudayapılmış çalışmalan denet- leyeceğini söylemeyi de ihmal etmi- yor. Ermeni okulu ne yapsın? Bunla- rı yapmazsa müfettişler gelir ve can- lanna okur. O zaman denileni yapa- cak "asılsız Ermeni soykınmı "ru ço- cuklara anlatacaktır. Aslında bu propagandaTürk çocuk- ları için daha yanıltıcıdır. Sonunda Er- meni çocuğu aılesinden, yakınlann- dan ve "canlı tanıklar"dan bu ülkede yaşayan 2 milyon Ermeni'nin neden bugün 60 bine düştüğünü bir şekilde öğrenir. Okula gittiğinde de evde öğ- rendiklerinin tersini söylemesi gerek- tiğini de bilir. Türk çocuğu ne yapacak, bundan 88 yıl önce Osmanlı Impara- torluğu döneminde gerçekleşmiş bir zulmü, koca bir toplumun yerinden, yurdundan edilip yer ile yeksan edil- mesini "sözdebirgerçek", "biryalan" olarak mı kabul edecek? Daha sonra dünyanın dört bir yanında ona gerçe- ği söyleyip anlattıklannda nasıl bir ha- yal kınklığı yaşayacak? Tarihte ne olmuşsa, olmuştur. Ger- çekle kavga edilemez. Milyonlarca Ya- hudi'yi öldüren Hitler'e Almanlann o AJman diye sahip çıkmalan mı gereki- yor? 1915, Osmanlı tarihinin acı say- falanndan birisidir. Burada IttihatTerak- ki büyük bir insanlık suçu işlemiştir. Bu suçu ben neden üstlenip bunlann hiçbiri olmadı, "sözde" diyerek tarihi gerçeklere karşı çıkayım? Gencecik beyinleri neden gerçek olmayan yalan- larla dolanlarla kandıralım? Bu tür pro- paganda gençlerin beyninde, acaba ne gibi tahribatlara neden oluyor? Onla- nn gerçekdışı efsanelerle eğitilmesiy- le bu toplum ne kazanacak ki! 2000'Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Özür Dileriz Mr. Wolfowitz... Çok haklısınız Mr. Worfowrtz, özür dileriz, hem de binlerce kez özür dileriz. Elli yıldır her istediğinizi öyle bir sadakatle yaptık ki, bütün ilişkilerimiz içinde bir kez, sadece bir kez bile hata etmiş olsak bağışlamanız olanaksızdı. Elli yıl Mr. VVolfovvftz, elli yıl. Yanm yüzyıldır size, yani Amerika'ya, tam adıyla Amerika Birieşik Dev- letleri'ne nasıl sarsılmaz bir sadaketle bağlanmış ol- duğumuzu belki de bilemezseniz. Henüz gençsi- niz, bu sadakat bağımızın size nasıl bir güven ver- diğini, bizi ise nasıl değiştirdiğini bilmeniz beklene- mez. llkAmerikan uçakgemisi Missuri, Istanbul'a geldiği zaman yer yerinden oynamıştı. Hatta o gün- lerde doğan bir yavrumuza babası "Missuri" adını koymuştu. Sonra o yavru ne oldu bilmiyoruz, bel- ki de Amerika'ya gitmiş, Missuri'ye yerieşmiştir. Siz bilmiyorsunuz ama biz sizin diliniz olan Ame- rikancayı kendi anadilimizden bile daha çok önem- siyoruz. Ah keşke fırsat bulsaydınız da caddeleri- mizde biraz dolaşıp dükkân, mağaza adlanna ba- kabilse idiniz. Hepsinin de nasıl Amerika hayranlı- ğı ile dolup taştığını görür, göğsünüz kabanrdı. Ai- lelerimiz çocuklannı Ingilizce eğitim yapan kurum- lara verebilmek için ne denli özveri gösteriyor bil- seniz. Milletçe Ingilizce öğrenmek için yanıp tutu- şuyoruz. Bu büyük aşkımız sadece uluslararası bir dili öğrenmek için de değil, belki günün birinde ora- lara gidebiliriz diyedir. Gençlerimizin büyük hayal- lerinden birisi de Amerika'ya gitmek, orada çalış- mak, oraya yerieşmektir, biliyor musunuz? Daha bil- mediğiniz neler var. Çocuklannı Amerika'da doğu- rup Amerikan vatandaşı yapmak amacıyla doğum- lannı yapmak için Amerika'ya giden anne adayla- nmız olduğunu söylesem inanır mıydınız bilmiyo- oım. Inanın Mr. Wolfowitz, inanın. Gerçekten ina- nılması güç şeyter ama gerçek bu. Sadakatin böy- lesini size kaç ülke gösteriyor? Kore Savaşı'na en çok asker gönderen ülkenin biz olduğumuzu biliyor musunuz? Sadece asker gön- dermek değil, orada en çok kayıp vermiş bir ülke olduğumuzu da. Tabii, asker sayısına göre en çok kayıp veren ülke olduğumuzu. Hele de bu kayıpla- nn Kunuri'de Amerikan askerlerinin geri çekilişini sağlamak için artçı birlik olmamızdan kaynaklan- dığını belki de bilmiyorsunuzdur. Kore Savaşı'na kar- şı çıkan Banş Derneği'nın başına gelenleri de bil- miyor olmalısınız. Ama sonra kurulan Barış Derne- ği'nin 12 Eylül döneminde başına gelenleri bilen ar- kadaşlannız vardır. Hani yönetim kurulu başkan ve üyeleri yıllarca hapis yatınlmışlardı da sizinkiler de perdenin arkasında ellerini ovuşturmuştu. Olsun Mr. Wolfowitz, elbette bir ülkenin başka bir ülkeye sarsılmaz sadakatini kanrtlamanın ödenme- si gereken bedellerı de vardır. Bunlar göze alınma- dan böyle eşi görülmemiş bir sadakat sürdürüle- bilir mi? Zaten Amerika'ya bu denli bağlılığa karşı çıkan solun her kurumuna, solun her bireyine yıllar boyu yaşatılan terör bunlan göstermiyor mu idi? Mr. Wolfowitz, bizim çok ünlü bir devlet adamı- mızın o zamanki Amerika Başkanı ile çektirdiği fo- toğrafi seçim propagandasında kullandığını biliyor musunuz? Siz elbette eğlenırsıniz ama bizim için hiç eğlenceli değildi. Ibretle izliyorduk ama bu dev- let adamımız seçimleri kazandı, uzun yıllar mem- leketimizi yönetti, artık emekli ama hâlâ başımızın tacı durumunda. Size sadakat her zaman kazan- dırmıştır. Gülüyorsunuz değil mi, haklı çıkışınız sizi güldürüyor. Keşke biraz aramıza girip de günlük yaşamımız- da sizin kültürünüzün nasıl içimize işlediğini göre- bilse idiniz Mr. Worfowitz. Sinemalarda hep Ame- rikan filmlerinin oynadığını, müziğinizin her yanı sa- np sarmaladığını gözleriniz görse, kulağınız duysay- dı. Ülkeniz adına gurur duyardınız, hiç kuşkunuz ol- masın. Bir otelimizin adı olan "The Marmara" bile size ne çok şey anlatırdı. Içinizden "77?e Türkiye" demek geçerdi de gülerdiniz. Sıkılan canınız biraz olsun neşelenirdi, biz de rahat birsoluk alırdık. Bizim özür dilememizi istediniz, bizimkilerin bi- raz kekeleyip "dostça perspektif" gibi, "Uzun va- deli dostluğumuz içinde hatamız olmadı" gibi as- lında özür sayılacak sözler söylediğıni elbette gör- dünüz. Ama biliyorsunuz, bizim ülkemiz gururuna çok düşkündür, öyle açıkça özür dileyemez. Iki büklüm eğilmekte sakınca görmeyiz ama özür di- lemede pek becerikli değilizdir. Şimdi haklı olarak diyeceksiniz ki, "lyide, madem böylesine bağh, böy- lesine hayran, hatta bağımlı birdurumunuz varda o tezkere işi nasıl oldu?" Çok haklısınız Mr. VVolfo- witz, kırk yılda bir, hatta elli yılda bir böyle şeyler olur, yeter ki dostluğumuz bozulmasın. Aslında biz de bu sonucu istiyor ama beklemiyorduk. Siz me- rak etmeyin, içimizdeki sarsılmaz sadakat sahip- leri sizi hiç yanıltmazlar. Siz üzülmeyin, biz sizin ye- rinize de üzülürüz. Sağlıcakla kalın Mr. VVolfovvitz, değerli arkadaş- lannıza çok çok selamlar. e-mail: erdalatak a superonline.com Fax:0212-513 90 98 Ekonomik krizi anlatacak Kemal Derviş anılartnı yazıyor ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Istanbul Milletvekili KemalDerviş, ekono- mik kriz ve güçlü eko- nomiye geçış progra- mını kitap haline ge- tiriyor. Kemal Der\ış, kitabında ekonomik programın hangi ko- şullarda uygulandığı- na ve sonuçlanna de- ğinerek güçlü ekono- miye geçiş programı- nın "dünyada örnek birolay" olduğu görü- şünü savunacak. Son dönemde Türki- ye çapında verdiği konferanslarla günde- me gelen CHP'li Kemal Derviş, Türki- ye'de yaşadıklan ve yaptıklannı bir kitap- ta toplayacak. Şubat 2001'de ekonomik kriz çıktıktan sonra Türkiye'ye gelerek ekonominin başma ge- çen Kemal Derviş, ki- tabında kriz nedeniy- le alınan kararlar, uy- gulamalar, güçlü eko- nomiye geçiş progra- mı ve sonuçlannı an- latacak. IMF ile görüşmele- re de aynntılı bıçımde yer verecek olan Kemal Derviş, güçlü ekonomiye geçiş prog- ramının "dünyada ör- nek bir olay" olduğu- nu savunacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle