Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2003 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUHTAZ SOYSAL
Şmank Jandarma
YALNIZ 150 kişilik kayıpla Irak seferini kazanmak,
kendi gûcüne güven açısından değil, siyasal bakjm-
dar da şımartmış olabilir Amerikalıyı: Demek ki, dün-
ya jandarmaliğına soyunmak bu kadar kolaymış.
Ama, ABD'nin gücü, sadece ordusunda ve tekno-
lojismde değil. Şu rakamlara bakın: Nüfusu, yeryüzü
nüfusunun ancak yüzöe 4.7'si olduğu halde, ukısal
gelin tüm ülkelerdeki ulusal gelirier toplamının yüzde
32'ane vanyor. Dünyadaki toplam savunma harcama-
lannn yûzde 37'si Amerika'da. Kısaca ARGE denön
araştırma ve getiştirmeye befli başlı 50 ülkenin ayırdı-
ğı toplam 660 milyar doların yüzde 41'i de Ameri-
ka'dan. Oldu olacak, şu rakamada dikkat: Amerikalı-
larca içte ve dışta çevrilmiş filmlerden dünya sinema
gişelerine giren yaklaşık 19 milyar dolann yüzde 85'i
yine Amerika'ya gelir olarak akmakta.
Böyie olunca, Amerikalı şımarmaz da kim şıma-
nr?
Kendinizi herkesten güçJü gördünüz mü, orman ya-
salannın aslanı gibi davranmadan durmanız zordur.
Nitekim Amerika da, Irak'ta "Hukuk falan dinlemem;
yaptım, oldu" demeden edemedi. Savaş suçlannın
yargılanması ya da çevrenin koaınması için yapılan söz-
leşmelere kolaycadudak bükebiliyor.
Oysa, insanlar arasında orman yasalan egemen ol-
masın diye çaba gösterenlerin başında da yakın za-
manlarda hep Amerika görünmüştü: Hrüer'in dünya-
ya hükmetmesini önlemek için tarafsızlığını bozup Ikin-
ci Dünya Savaşı'na katılan ve sonrasında Birteşmiş Mil-
letler'in kuruluşuna, Insan Haklan Evrensel BikJirgest'nin
yayımlanmasına önayak olan da oydu.
Amerika'nın çelişkjleri bununla bitmiyor ki; bir yan-
dan "serbestpiyasa ekonomisi" deyip GATT, IMf- Dün-
ya Bankası, Dünya Tıcaret örgütü ve GATS gibi söz-
leşmelerin ya da kuruluşlann ortaya çıkmasında en bü-
yük rolü oynayan, ama kendi çelik sanayii için yüzde
30'lan aşkın gümrük duvarian örüp kendi tanmına en
yüksek devlet desteklerini sağlayan da yine Amerika.
Ingiliz Profesör Paul Kennedy, Soğuk Savaş'ın biti-
mine yakın yazdıgj, Birtane Karanakçı'nın türkçe-
ye de çevirdiği "Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşle-
ri" adlı kitapta, şimdi moda olan deyimle "Amerikan
Imparatorfuğu"nun d a bütün imparatorluklar gibi faz-
ia büyüme yüzünden çökeceğini ima etmişti. Pek öz-
gün bir gözlem değil bu; ABD'nin o anlamda çökme-
sine de daha çok var.
Ama, moral çöküş başlamıştır bile. Siyasal ve eko-
nomik konulardaki çelişkili tutumlara bizim açımızdan
bir başka etken eklendi ki, o daha önemli: Haksız pet-
rol savaşına asker vermedi diye en sadık müttefikine
karşı Amerika'nın devtet adamlannca edilen küstahça
sözler, imparatoriukyönetenlerdeki davranış "büyûklü-
ğünün nasıl olması gerektiğini kendi tarihinden öğre-
nen Anadolu insanının gözünde çok küçültmüştür o
koca ülkeyi.
Böyle kadirbilmezliklere tenezzül eden imparatorluk
mu olurmuş?
Tarihi Tekerrür Ettiren Akılsızlar!..
Prof. Dr. R KaZim TURKERAnkara Tıp Fakültesi Emekli
rini serbest bıraktıklannı açık-
ladılar. Bu olaydan sonra özel-
likle Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu'da yerden biter gibi şeyh-
ler, tarikatlar ve dergâhlar tü-
remeye başladı ve DP'nin da-
ha sonraki seçimlerde elde ede-
ceği oylannın en önemli kay-
nağı oldular.
Bir tanesi cumhurbaşkanlı-
ğı mevkiine kadar yükselmiş
politikacı üç kardeşin "Nakşi-
bendi" anneleri, vefat ettiğin-
de vasiyeti üzerine, Süleyma-
niye Camii'nin avlusunda top-
rağa verilmişti. Imtiyaz sahi-
bi kişiler böylesi ayrıcahklan
kendilerine hak olarak görecek
olurlarsa, bu muhteşem anıtın
bahçesinde yürüyecek yer bul-
mak imkânsız hale gelecek-
tir.Ve hemen yanı başında bu-
lunan Istanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi Biyoloji Enstitü-
sü'nün görkemli botanik bah-
çesi de mezarhk haline döne-
cektir.
Yıllar önce "Refahyol" hü-
kümetinin dini bütün başba-
kanı, başbakanJık konutunda if-
tar yemeği vermişti. Yemeğe
Mercedes arabalarla gelenler
arasında beyaz sanklı, cüppe-
li ve sakallı şeyhler vardı. On-
lan yemek boyunca ekrandan
izledik, orucun hurma ile bo-
zulmasının daha sevap olduğu-
nu öğrendik. Yenildi içildi, sof-
rada bir kuş sütü eksikti.
Peşinden ekranda Diyarba-
kır'da yoksul vatandaşlann er-
zak dağıtan bir hayırseverin
kamyonunun önünde bir avuç
makarna veya bulgur kapmak
için didişmelerini, ardından
Hakkâri'de çöplükten ekmek
parçalan toplayan çocuklan-
mızın acıklı ve düşündürücü
hallerini izledik. Bu yıl da ra-
mazan ayında Üsküdar mey-
danında kurulan bin kişilik if-
tar yemeği çadınnı ve yemek-
ten sonra artıklann talamnı
K
ültürümüze mal
olmus sık tekrar-
lanan bir özde-
yiş vardır: "Ta-
rih tekerrürden
ibarettir." Son yarım yüzyıl
içinde siyasal ve sosyal yaşa-
mımızda bunu kanıtlayan bir-
çok olaya tanık olduk.
Din sömürüsü, siyasetin en
önemli ögesidir: Istanbul Üni-
versitesi Tıp Fakültesi'nde öğ-
renciyken 14 Mayıs 1950'de
akşam saatlerinde yaşadıklanm
son derece ilginçti. Öğrenci
yurdunun (Parti Yurdu) Süley-
maniye Camii ile üniversite
merkez binası arasındaki sur-
lar üzerindeki taş binasında -
ki sonradan yıkıldı- akşam ye-
meğinden sonra camiye bakan
dinlenme odasında arkadaş-
larla konuşup çay içerken ezan
okunmaya başlandı. Ezan o
zamana kadar alıştığımız gibi
Türkçe değil, farkk, anlayama-
dığımız bir dilde, Arapça ola-
rak okunuyordu.
Aynı anda radyodan şu ha-
ber yayımlandı: Resmi olma-
yan sonuçlara göre Demokrat
Parti (DP) yıkıcı bir çoğun-
lukla seçimi kazanmış ve par-
tinin ileri gelenleri Florya'da
sonuçları kutlarken bir taraf-
tan da Ezarn Muhammedi'nin
ülke çapında okunmasını em-
retmişlerdi. Demek ki ezan
Türkçe okunursa Ezan-ı Mu-
hammedi değümiş dedik ve ar-
kadaşlaıia bu duruma çok şaş-
ük. Işte kutsal inançlann siya-
sete malzeme olması böyle
başladı.
Bir süre sonra DP'nin ileri
gelenleri lüks arabalanna bi-
nip (şimdiki büyüklerimizden
farklı olarak o zamanlar Mer-
cedes yerine Kadillak tercih
edilirdi) Afyon'un Emirdağ il-
çesine giderek daha önce mah-
keme karan ile zorunlu iskâ-
na tabi rutulan bir tarikat lide-
Öğt. Üyesi
gördük.
Televizyon kameralarının
önünde iftar yemekleri için ge-
cekondulara misafir olmak ve-
ya birkaç kişinin karnını doyur-
mak için gösteriler, siyasi ya-
tınm olmanın dışında bir an-
lam taşımaz. Avrupa Birliği'ne
girmek için gayret sarf eden ve
"aktif politika" izlediklerini
iddıa eden hükümetin önceli-
ği, iş olanaklan yaratmak ve va-
tandaşını, karnını doyuracak,
insanca yaşatacak gelir sahibi
yapmak olmalıdır.
Türidye, Küçfik Amerika
olacak!
Ülke tarihine damga vurmuş
bir başka tekerrürü de dile ge-
tirmem gerek. Bu konu, dö-
nem dönem hız kazanan Ame-
rika hayranlığıdır. Bu konu-
nun başlaması şöyle olmuş-
tur: Kuzey komşumuz Rus-
ya'nın topraklarımızda gözü
olduğu Büyük Petro zamanın-
dan beri bilinir. Ikinci Dünya
Savaşı'ndan sonra Stalin işi
daha da azıtmış, düşmanca ru-
tum ve davranışı Türkiye'yi
Amerika Birleşik Devletleri
(ABD) ile ıttifaka ve yakın
ilişkiler içine girmeye zorla-
mıştır. Fakat bu ilişkiler za-
manla daha değışik boyutlara
ulaşmıştır. Üniversitede öğ-
renci olduğumuz yıllarda Mis-
suri zırhlısı Istanbul'a geldi ve
Dolmabahçe açıklannda de-
mirledi. Özel bir emirle Be-
yoğlu'nun arka sokakları te-
mizlendi.
Çok sayıda yabancı deniz
piyadesi Kabataş Iskelesi'nden
çıkıp Taksim'e doğru yola ko-
yuldu. Askerlerin dar elbise-
leri ve ense ile kulak arkasını
iyice incelten saç tıraşlan genç-
ler arasında moda oldu. Terzi-
de dar paçalı pantolon, ber-
berde "Amerikan üraşı". kız-
larda kanarya sansı hatta da-
ha da açık renkli saçlar...
Yine bu tarihlerde "Ameri-
kan müzikalleri'' Beyoğlu si-
nemalannda gösterihrıeye baş-
landı. Bu müzikal filmlerin
pek çoğu denizcilerin New
York, Los Angeles gibi büyük
kentlerdeki eğlenceli hayatla-
nnı anlahrdı. Caz müziği genç-
lerin en büyük tutkusu haline
geldi. Işte o zaman en büyük
DP'li devlet adamının dediği
gibi ülke "Küçük Amerika" ol-
ma yolunda önemli adımlar
attı. Yazık ki Küçük Amerika
olmak yolunda atılan adımlar
başında da yerini aldı.
DP'li büyüğümüzün Küçük
Amerika düşü günümüzde ger-
çeğe en yakın durumda. Uzun
süreden beri Amerikan Dola-
n Türk Lirası'nın yerini aldı.
Globalleşme, uluslararası ti-
cari ve ekonomik ilişkiler, kre-
di alma, IMF gibi konular gün-
demin önemli bir kısmını kap-
sıyor.
Pul olan Türk Lirası, nere-
de ıse sıradan alışverişler için
sent ve dolar arar duruma gel-
memize yol açtı. Bazı büyük-
lerimizin kişisel taşınmazlan-
nı dolar karşılığı satmakta ya
da kiraya vermekte olduklan-
nı öğreniyoruz. Hatta millet-
vekili lojmanlannın dolar kar-
şılığı satışa çıkarılması bile
beni şaşırtmayacaktır.
O günlerden bugünlere ülke-
de yalancıhk ve hırsızlık kol
geziyor. Bankaları hortumla-
yanlar, vergi kaçıranlar, dev-
let ıhalelerinden vurgun \
r
u-
ranlar, hayali ihracatçılar, top-
lumda akıllı, işini bilen kişiler
olarak saygı görüyor. Bedeli
çok ağır olsa da her mahalle-
de bir milyoner (şimdiki tril-
yoner) yaratmak sloganı ile
hareket eden siyasilerin hayal-
leri gerçek oldu. "Küçük Ame-
rika obnak" sloganının ortaya
ahldığı tarihlerden beri bir hay-
li yol aldık ve almaya da de-
vam ediyoruz.
BizbizeCell'liler için kayıt yok, başvuru yok!
Bu kampanya, BizUzeCeH'li tüm Hanr Kart'lıiann;
yurtiçinden Turkcell, Hazır Kart ve Muhabbet
Kart'lılaria yaptığı konuşmalarda geçertidlr.
Oiğer operatöriere ve sabit telefonlara yapılacak
aramalar BizbizeCell tarifesinden ücretlendirilmeye
devam edecektlr. Kampanya 30 Hazlran 2003 te
sona erecektir.
HAZIR
KARTBizbizeCell'e geçmek ve aynntılı bllgl için:
www.turkcell.com.tr/
Uyan Uyan Yüce Ulus!
Mİthat Tuygan Atatürk Vakfı Kurtıcu Üyesi
A
detım olduğu üze-
re, bazı değerli ga-
zete yazılanna ait
dosyaya bakarken, değer-
li yazanmız Oktay Ak-
bal'ın Cumhunyet gaze-
tesinin "Evet/Hayır" sü-
tununda çıkan "U>an Uyan
Gazi Kemal" başhklı ya-
zısını okuyunca ve değer-
li karikatürist Turhan Sel-
çuk'un "Ata Ok'un Ata-
türk Müzesi'ne Kaldınb-
yor" karikatürünü görün-
ce, O'nun döneminde ya-
şamış ve huzurunda bu-
lunmuş, O'nun dünya ça-
pındaki devrim ve ilkele-
rini anlamaya ve bağlı kal-
maya çalışan bir vatandaş
olarak bir aydınlatma uya-
nsı gereğini duydum.
O eşsiz lider diyor ki:
"Türkiye Cumhuriyeti
Şeyhler, Dervişler, Mürit-
ler ve Meczuplar memle-
keti olamaz. En doğru, en
gerçekyol medeniyetyolu-
dur. Medenrvetin emir ve
isteklerini yapmak insan
olmakiçin v'rterlidir'' *Ben
manevi nıiras olarak hiç-
birayet, hiçbir dogma, hiç-
bir donmuşve kahplaşnuş
kural bırakmryoruın. Be-
ninı manevi mirasını. ilim
\eakıldır.BcninıTürk\IiJ-
leti için yapmak istedikle-
rim ve başarmaya çalışük-
larun ortadadır. Benden
sonra beni benimsemekis-
teyenler, bu temel eksen
üzerinde akıl \e ilmin reh-
berliğini kabul ederlerse
manevi mirasçılanm olur-
lar."
Yine o eşsız lider 0nun-
cu Yıl Nutku'nda 'NeMut-
lu Türk Olana" dememiş,
~N~eMutiu Türk'üm Dije-
ne" diyerek, ırk, din ayn-
mı yapmadan Türk top-
raklan üzerinde yaşayan
her vatandaş, Türkiye
Cumhuriyeti tabiyetinde
olan herkes Türk'tür. Ana-
yasaya göre Türkiye Cum-
huriyeti'nin dili Türkçedir.
Türk'ü bölmeyince kim-
se yenemez. Bunu hiçbir
zaman unutmamalıyız.
Kurtuluş Savaşımızda
düşman, Ankara'nın çok
yakınındaki Polatlı'ya gel-
diğinde, Atatürk Anka-
ra'da Milli Eğitim Şûra-
sı'nı toplamış bulunmak-
ta, milleri nasıl eğitip çağ-
daş dünyaya hazırlanz di-
ye düşünmektedir. Daha
sonralan "BizBaöuygar-
lığını bir taktitçilik yapahm
diye almıyonız, onda i\i
olaı^gördülderirniâ ken-
di bümemize ırvgun buktu-
ğumuz için dünya uygar-
lığı seviyesi içinde benim-
sjyoruz" diyerek düşünce-
lerinı açıklıyor. Eğitıme
çok önem veren o büyük
insan diyor ki "Eğitimdir
ki ulusu ya özgün, bağun-
SE, ünlüveyücebirtoplum
halinde yaşaür ya da onu
tutsakuğa ve yoksulluğa
süriildeıf İşte bu sözü hiç-
bir zaman unutmamalıyız.
O'nun memleketimize
ve Türk halkına uygun
devrim ve ilkeleri Altı Ok
olarak özetlenen rejimi 21.
yüzyıl içinde gereksinim
duyduğu en uygun bir re-
jimdir. Akla ve mantığa
dayanan en son büyük bir
din olan tslam dini gibi,
Atatürk devrim ve ilkele-
rini de gereği gibi anlata-
madığımız için 1950 yı-
hndan sonra büyük bir kar-
gaşalığa düştük. Çok kuv-
vetli temellere göre kuru-
lan büyük devletimiz bü-
yük hamleler yapmıştır,
ama kâfi değildir. Özel-
likle son yıllarda kökü dı-
şanda olan akımlar, içer-
de de bir ortam bulunca
dış düşmanlanmız elleri-
ni ovuşturarak Sevr'i ya-
ratmaya çalışıyorlar.
Türk'ü bölmeyince kimse
yenemez. Bunu hiçbir za-
man unutmamalıyız. Bü-
tün dertleri bizi bölmek...
Asla bölünmeyiz.
Kurtuluş Savaşımızı biz
birlik ve beraberlik içinde,
birleştirici büyük lideri-
miz ile kazanmış bulun-
maktayız. Atatürk'ün ile-
ri görüş, cesaret ve azmi ile
bu memleket kurtuldu,
benliğine kavuştu. Fliçbir
yerden yardım görmeyerek
kendi imkânlannuzla ya-
vaş değil. on beş yılda aşı-
lamayacak yüksek engel-
leri aştık. Düzlüğe çıktık.
O'nun Aln Ok'ta özetlenen
devrim ve ilkelerini parça
parça ahp değil, bir bütün
olarak değerlendirmek
gerekmektedir.
CUMHURİYETTEN
OKURLARA
İBRAHİM YILDIZ
80. Yıl
7 Mayıs, Cumhuriyet çalışanları için ayrı
bir anlam taşır.
O gün gazetemizin kuruluş günüdür. Ge-
leneksel yemek yenilir, okurlarla buluşulur.
80. yayın yılımıza geçen çarşamba günü
girdik. ıstanbul'da, An-
kara'da, Izmir'de ve
Adana'da kutlamalar
yapıldı.
Istanbul'a Anado-
lu'nun çeşitli yörelerin-
den gelen okurlar ya-
zarlarla buluştu, geç
saatlere kadar gazete-
de bulunmanın keyfini
yaşadılar...
•••
Kuruluş yılında okurlarımıza ücretsiz ola-
rak verdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin 80
Yılı fasikülüne gösterilen ilgi bizi fazlasıyla
sevindirdi.
Yoğun bir istekle karşı karşıya kaldık. O
gün gazetemiz yok sattı. Alamayan okur-
larımıza birinci sayıyı
ulaştırmak için çalışryo-
ruz.
Bu hafta yayımlaya-
cağımız adreslerden
tarih fasikülünün birin-
ci sayısını edinmek
mümkün olacak.
26 sayı sürecek olan
bu çalışmanın bitimin-
de özel bir cilt kapağı
vereceğimizi bir kez
daha anımsatalım.
•••
Geçen hafta Deniz Gezmiş ve arkadaş-
larının öyküsünü içeren yazı dizimiz büyük
ilgi gördü. Turhan Feyizoğlu'nun kaleme
aldığı 70'li yıllann bu çalkantılı döneminin
bilinmeyen birçok yanı da ortaya çıktı.
* • •
Işık Kansu'nun Prof. Dr. Birgül Ayman
Güler'le yaptığı kamu yönetim reform tas-
lağı ile ilgili röportaj,
başında olayın en kap-
samlı biçimde ele alın-
ması açısından önem
taşıdı.
Prof. Güler, "Taslak-
k c f. \ 1^W\
lar
Türkiye için sosyal
V ; '- # ^ ^ ( devletin tümüyle orta-
' dan kaldırılması anla-
mına geliyor" sapta-
masıyla konuya bir kez
daha dikkat çekti.
•••
Bu hafta Metin Gür, Milli Görüş gerçe-
ğini yazdı.
Milli Görüş'ün Avrupa yüzünü okurlanmız
bu yazı dizisinde bulacaklar.
Mayıs ayı bitmeden yeni bir proje daha
okurlarımıza ulaşacak. Bu çalışmanın ha-
zırlıkları da bitmek üzere.
lyi haftalar.
)
DUYURU
Deneyimli bir dış yazışma elemanı ve uzun yıl-
lardan beri çevirmenlik yapan bir
uzman açıklıyor:
Afrika'nın önemli bir bölümü (eski Fransız ve
Belçika sömürgeleri) ile (Meksika dahil) Amerika
kıtasının bir bölümünde Latin dilleri geçerii olup
bu ülkelerdeki firmalarda yöneticilerin etkili bir
kesimi Ingilizce bilmemektedir. Bu alanda dene-
yimli bir dış yazışma elemanına
başvurmak isteyenler..
ve Istanbul'un Anadolu yakasının bazı ilçelerinde
(Fransızca gibi) Latin dilleri ve Ingilizce ders al-
mak isteyenlen 0 216-366 83 43'e (telefon ve
faks) başvurabilirler. (Saat 09:00 -11:00 arası)
1ÜRKİYIESHMF VE SANATKÂRLAM
K0NFBJBIASY0NU1İÎAN
Konfederasyonumuzun 2003 yılı Olağan Başkanlar
Kurulu Toplantısı, 507 sayılı Kanun'un 98'inci
maddesi uyarınca. 30 Mayıs 2003 (Cuma) günü sa-
at: 10:30'da. TESK HOTELde Çukurca Birlik Mah.
69. Sokak No: 10 Çankaya-ANKARA adresinde ya-
pılacakür. Bu taplantıda yasal çogunluk
sağlanamadığı takdirde toplantı 31 MAYIS 2003
CUMARTESİ GÜNÜ AYNI YERDE VE SAAT-
TE AŞAĞIDA BELİRTİLEN GÜNDEMİ GÖ-
RÜŞMEK ÜZERE YAPILACAKTIR.
DUYURULUR.
GÜNDEM
1- Başkanlık Divanı Seçimi,
2- Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Raporunun
Müzakeresi,
3- Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulunun Ibrası,
4- Bütçe ve Çalışma Programının Aynen veya De-
ğiştirilerek Kabulü.
5- Kesin Hesaplann Kabul veya Reddi,
6- 507 sayılı Kanun'un 94/d Bendi Uyannca, Bazı
Yönetmelik Taslaklannın Onaylanması,
. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Ka-
pasite Raporu Yönetmeliği,
. Pratik Eğitim Verileceği Işyerleri ve Bunlann De-
netimine Ilişkin Yönetmelik,
. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kuruluşlan Demir-
baş Eşya Yönetmeliği,
7- Dilek ve Temennilerin Tespiti.