25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 NİSAN 2003 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Bir Uçurııma Doğru mu? Arjantinli uniü yazar Eduardo Galeano bakın ne diyor "Bu gidişle aldığımız havayı bile özelleştirecekler! Birtakım uzmanlar çıktı, diyoriar ki belli bir para de- geri olan ne varsa, hepsi özelleştirilsin! Size bir ör- nek; Arjantin'de, Brezilya'da, Şili'de, Meksika'da, dış borçları ödemenin tek yolu özelleştirmedir de- diler. Uyguladılarda... Birde baktık, bu dört ülkenin dış borcu on yıl öncesine göre bir kat daha artmış." Ne dedi bizim Maliye Bakanı (hani o mahkemelik suçlamalardan kendı çıkarttığı yasa maddesiyle ya- kayısıyırankışi), "BizTekel'ıbabalargibisatanz"'.Onu sat, bunu sat, hem de kimlere; yakınlara, partin/n seçtiklerine... /îorç alıyoaız, eski borçlann faızlerini ödüyoruz, yenisini alıyoruz! On yıl öncesine göre daha da borç- •ludurumdaoluyoruz. Eduardo Galeano anlatıyor "Güney Amerikalı birbaşkan VVashington'a gitmiş, dönüşte müjdeyi vermiş: Bir iyi bir kötü haberim var. önce, beş kurvş dış borcumuz kalmadı. Kötüsû de halkımız ülkeyi alacaklılara verilmek için boşaltmak zorunda." Türkıye kasımdan bu yana bambaşka bir ülke ol- maya başladı. llkin laık Cumhuriyet, giderek bir ma- sala dönüşeceğe benziyor! Yüzde otuz oyla iktidan ele geçiren Tayyipçiler devletı Fethullah hiocanın is- tediği biçimde yönetmek yolunda... "Benim vücutdi- limden anlayanlar, leb demeden leblebi diyenlerge- tirişbaşına. Ben gidince de aynlırlar." Gidince mı? Nasıl, seçimle mi? Yoksa başka yolla mı? "Meclis'iaçık tutalım" diyor CHP temsilcisi, AKP ayaklanıyor. "A/e demek istedin, ulusal iradeye kar- şı mı geliyorsun?" Ulusal irade sankı tekeliennde! Böy- le konuşanlan geçmişte çok gördük. "Hilafeti bile ge- tiririz, biz her şeyiyapanz" dıyelerin sonu nasıl gel- di? TBMM kaç kez dağıtıldı unuttuk mu? 0 Meclis üyelerinin kaç yıl Kayseri'lerde Yassıada'larda istira- hatettiklerini!.. "Babalargibi satanz"diyen adam, önce kendi eliy- le aklattırmaya kalkıştığı birtakım olaylann hesabını vermeli!.. Yalnız o değıl, başta, ilerde Cumhurbaşka- nı olmak düşleri kuran Tayyip gibiler de, yargıç önün- de, belkı de Anayasa Mahkemesi önünde birtakım suçlamalardan gerçek anlamda aklansınlar, sonra konuşsunlart. Bir uçuruma gidiyoruz! Kimse farkında değil mi? Atatürk Cumhuriyeti, laiklik, halkçılık, devrimcilik, çağdaşlık, uygarlık, tehlikede!.. Bu satırlan bir 23 Ni- san'ın ertesinde yazmak acı bir şey! Ama kör gözle- re sağır yüreklere başka nasıl seslenebilinir? Devrim Yasalan Uygulanmadıkça... 80 yıllık Cumhuriyet döneminin hiçbir evresinde 12 Eylül yönetimi ürünü olan YÖK dönemindeki denli üniversitelerde şeriatçı kadro- laşma yaşanmamıştır. Bu şeriatçı kadrolaşmanın en yoğun olduğu kurumlar da öğretmen yetiştiren eğitim fakülteleridir. Prof. Dr. Mahnıut ADEM B akıyorum da şe- riatçılık, genci- lik epeyce me- safe aldı AKP iktidan döneminde. Ata- türkçü ilke ve devrimle- re bağlı kalacakJanna iliş- kin Atatürk' ün yüce Meclisi'nde ant içenler, antlannı unutmuş görü- nüyorlar. Kadrolaşma, şeriatçı atamalar hızla sürdürülüyor. Bu neden- le laiklik üzerinde dur- mak ve "Bugünlereödün üstüneödünverflerek na- sıl gelindigini" işleyerek kamuyu uyandırmak ge- rektiğine inanıyorum. Fransızca sözlükte la- iklik şöyle tanımlanıyor: SiviJ toplumun ve dın top- lumunun aynlması ilke- si. Bana göre devlet hiç- bir dinsel güç kullanmaz. Buna karşıhk kilise de hiçbir siyasal güç kullan- maz. Laiklik, yalnızca eğitim alanında geçerli bir ilke olmayıp, aynı za- manda her tür düşünce özgürlüğünü tüm yöne- tim, siyaset, hukuk, kül- tür vb. konulan da içerir. Bu anlamda laiklik, bir özgür düşünce ve yaşam biçimidir. Ünlü Fransız sosyolog Ernest Renan. "Laiklik, dinler arasın- da de\1etin vansızhğjdır" demiştir. Anayasa Mahkemesi laikliği şöyle tanımlamış- tır: "Laiklik.egemenliğe. demokrasi iJe özgürlüğe ve bilgi bileşimine daya- nan toplumsal bir aühm, siyasal. sosyaL kültürel yaşanun çağdaş düzenle- yicisidir. Laik düzende din, sryasaHaşmadan kur- tanhr, \önetim aracı ol- maktan çıkanlır, gerçek saygın yerinde futularak kişilerinvicdanlannabı- ralabr. Böyfecesiyasalya- şamın dayanağı bilinı ve hukuk ohır." Öyleyse laiklik, din öz- gürlüğüne, bireyin inanç ve ibadet özgürlüğüne ve bireyin kendi özel yaşa- mında Islamiyeti yaşa- masına engel değil, tam tersine inanç özürlüğü- nün güvencesidir. Örne- ğin bir kişi söz gelişi, fa- izin haram olduğuna ina- nıyorsa, hiç kimse onu faiz almaya zorlayamaz. Bu konuda gerçek ça- tışma, şeriatı devlet dü- zenine egemen kılmak ve bu kurallan tüm top- luma zorla dayatmak is- teyen köktendinci bir ke- sim ile toplumun demok- rat kesimleri arasındadır. Laiklik, hiçbir biçimde Islamiyetin çağdaş (mo- dernist) yorumlanyİa da çelişmez. Laık toplum, çağdaş toplumdur. Dola- yısıyla çağdaş toplum, laik eğitim ile gerçekle- şir. Laik eğitim akılcı. bi- limsel eğitimdir. Bilim- sellik ilericiliktir, geliş- mişliktir. Bunun tersi dogmatık eğitimdir, bağ- naz eğitimdir, ezberci eği- timdir, öz olarak gerici- liktîr, geri kalmış bir top- lum demektir. Laik Cumhuriyet nasıl biçimlenınişti: Laık Cum- huriyetin önündeki tüm engeller ilk 27 yılda kal- dınlmış ve kilometre taş- lannı, bizzat Atatürk ken- di elleriyle döşemiştir. Nedir bunlar? • 3 Mart 1924 tarihin- de kabul edılen devrim yasalan: - Öğretim Birliği Yasa- sı. Bu yasa ile, dinsel eği- tim verilen mahalie mek- tepleri ve medreseler ka- patılmış ve laik eğitime geçilmiştir. Çünkü her devrim, ancak de\rimi anlamış, benimsemiş ku- şaklann yetişmesiyle ya- şayabilır. - Laik Cumhuriyete gi- den yoldaki en büyük en- gel Halifetik ve Şer'iye veEvkafBakanUdankal- dınlmıştır. • 25 Kasun 1925 tari- hinde Şapka Devrimi ger- çekleştirilmiştir. • 30 Kasun 1925 tarih- li tekke ve zaviyelerin ka- patılmasına değgin ya- Hayatınızda Axess varsa, McDonald's"'ta bol bol chip-para var. Aynca "nereden de bildin" dedirtecek sürpriz hediyeler de var. ^^K^tlıtmızda Axess varsa, sık sık alışveriş yaptığınız her yerde bol bol chip-para var, taksit var. Onbinlerce üye işyerinde bol bol chip-para var. Mesela McDonald's'ta harcamanızm %1'i kadar chip-para var. Chip-paralannızı anmda kazanıyor, anında harciyorsunuz. Sık sık alışveriş yaptığınız her yerde "nereden de bildin" dedirtecek sürpriz hediyeler var. Hayatınızda Axess varsa, dünyanın neresinde olursanız olun, her yerde chip-para var. Peki sizin hayatınızda ne var? Bütün bu özellikler, şu anda sahtp oldu$unuz Axess kart içfn de geçerHdir. 444 25 25 www.axess.com.tr sanın kabulü. • 4 Ekbn 1925 tarihin- de ilk kez kadm-erkekeşit- Kğini getiren Medeni Ka- nun'un kabul edilmesL • 1926-1927 öğretim yıllannda önce ilköğre- timde, ertesi yıl da orta- öğretimde karma eğiti- me geçilmesi. • 10 Nisan 1928tarihin- de "Türk Devleti'nin di- ni, din-i İslamdır" yaptı- nmı anayasadan çıkanl- mıştır. • 1 Kasun 1928 tari- hinde Harf Devrimi Ya- sası kabul edilmiştir. • 1933 yıhnda devrim- lere karşı Osmanlı Med- resesi (îstanbul Darülfli- nunu) kapatılarak çağdaş üniversitenin kurulması. •3Aralıkl934tarihin- de bazı kisvelerin giyi- lemeyeceğine ilişkin ya- sa kabul edilmiştir. • 17 Nisan 1940 tan- hinde ulusal, laik, bilim- sel, karma ve uygulama- h eğitimi uygulayacak idealist öğretmenler ye- tiştiren Köy Enstitüleri kurulmuştur. Türkiye bugüne nasJgekü? Bu denli sağlam temel- lere dayanan Türkiye Cumhuriyeti, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerin ardından hem söylemleriyle hem ey- lemleriyle köktendinci bir parti, nasıl oluyor da, anayasayı bile değiştire- bilecek bir çoğunlukla tek başına iktidara geli- yor? Nasıl oluyor da, 1950- 1960 dönemi de dahil, 1970'lerin ilk yıllannda kendi isteği ile milletve- killiğinden ayrılıncaya değin tsmetİnönü'ye bü- yük bir vefa borcu ile sa- hip çıkan Malatya'da 7 Mayıs 1999 günü tnönü L'niversıtesı'ndeki tür- ban sorunu bahane edile- rek birçok yobaz devle- te karşı başkaldırabili- yor? Nasıl oluyor da, Cum- huriyetin temelinin atıl- dığı Sıvas'ta, 37 aydın herkesin gözleri önünde kara yobazlarca ateşe ve- rilen "Madinıak Ote- B'nde" diri diri yakılı- yor? Nasıl oluyor da, Cum- huriyetin kurulduğu baş- kentin Sincan ilçesinde düzenlenen "KudüsGe- cesi"nde laik devlete meydan okunabiliyor? vb. Nasıl oluyor da, îstan- bul-Tuzla'nın dibindeld bir beldede, bir tarikat şeyhi, kendi şeriat yöne- timini kurabiliyor? Bu şeyh; 2000'den fazla in- sanı, ekonomik, yönet- sel, dinsel, hatta cinsel olarak yıllarca sömüre- biliyor. Bizce bunun te- mel nedenı, kimi devlet okullannda ve tarikatlar- ca açılan özel okullarda verilmekte olan şeriatçı eğitimdir. Çünkü Cum- huriyet okullannda baş- hcaamaç. tt fikrihür,vic- danı hür, irfanı hür" ku- şaklaryetiştirmektir. Gü- nümüzde bu kuşaklar ne ölçüde yetiştiriliyor? Bu kuşaklan kim yetiştire- cek? Dinsel eğitim almış imam-öğretmenler mi? Çoğu şeriatçı eğitimden geçirilmiş imam-okul yö- neticileri mi? Bizce tüm bu gerilikçi (irticai) gelişmelerin ne- deni, 1950'Ier, 1965'ler, özellikle 1980'lerden sonra siyasal iktidarlarca uygulanmayan devrim yasalannm sonucudur. Tekke ve zaviyeleri kapa- tan devrim yasası yürür- lükte de, uygulanıyor mu? Uygulansa, bir si- yasal Islamcı parti, tari- katlann desteği ile iktidar olabilir miydi? 1950'lerden sonrald ik- tidarlan 1950 lerden son- ra çalışmalannı siyasal iktidarların oy uğruna ödüncü tutumu, hatta teş- vikiyle yasal olmayan bir biçimde sürdüren ve şe- riata özlem duyan birçok tarikat yeniden hortla- mış, özellikle "sözde Ata- türkçü" 12 Eylül askeri yönetimiyle büyük bir patlama yapmış, 54. hü- kümet döneminde çoğu sankh tarikat liderleri Başbakanlık resmi konu- tunda Başbakan'ca ağır- lanmıştır. Laik Cumhuriyetin te- meli olan Öğretim Birli- ği Yasası delik deşik edil- miştir. Önce 1951 yılın- da Köy Enstitülerinde karma eğitime son veril- miştir. Uç yıl sonra da, başta hem Cumhuriyetin hem Türk devriminin ya- yıcısı, bekçisi ve öğreti- cisi öğretmenleri yetişti- ren Köy Enstitüleri kapa- ulmış, yerine şeriat huku- kulfıkilDÖğreolenimam- hatip okuflan ve hemen her mahallede Kuran kurslan açılmışhr. Bir tür 3 Mart 1924 öncesinde olduğu gibi mahalie mek- tepleri ve medreseler ye- nıden açılmıştır. Böyle- ce çağdaş eğitime koşut (paralel) dogmatik eği- tim uygulaması başlatıl- mıştır. Bununla da yetınilme- miş, özellikle tankatlar- ca açılan özel okullarda, yoksul halk çocuklannın dinsel ve dogmatik eği- timle beyinleri yıkanmış- tır. 1967-1968 öğretim yılında ilk kez imam-ha- tip okullanna kız öğren- ci ahnmaya başlanmış- tır Hele, 12 Eylül askeri yönetimi Atatürkçülüğün içini boşaltmıştır. O dö- nemde çağdaş ve laik eği- tim de onanlmaz yaralar almıştır. Örneğin 80 yıl- lık Cumhuriyet dönemi- nin hiçbir evresinde 12 Eylül yönetimi ürünü olan YOK dönemindeki denli üniversitelerde şe- riatçı kadrolaşma yaşan- mamıştır. Bu şeriatçı kad- rolaşmanın en yoğiuı ol- duğu kurumlar da. öğ- retmen yetiştiren eğitim fakülteleridir. Yine 12 Eylül yönetimi, 1983 yı- lında kabul ettiği bir ya- sa ile imam-harip lisesi mezunlanna tüm yükse- köğrerim programlanna girebilme hakkı tanımış- ür. Bunun sonucunda üni- versitelerimiz, imam-öğ- retmen, imam-hâkim, imam-avukat, imam-kay- makam, imam-vali, imam-politikacılar yetiş- tirmiş, bu politikacılar, "Türban sorununu çöz- mek bizim namus borcu- muzdur" diyerek iktidar olmuşlardır. Sonuç olarak Atatürk Türkryesi bugün hem iç- ten hem dıştan tam bir "molla" ve "emperya- lıst" kuşatmaa alondadır. Bu kuşatmarun yanbna- sının biricik yolu, laik Cumhuriyete sahip çık- makür.Bu anlamda tüm >Tirtse\waydmlan,Cum- hurrvetçileriAtatürkçü- leri laik-demokratik Cumhuriyeti konımarya çağınyorum. LÜLEBURGAZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2001/402 Davacı Mükerrem Alemdar vekili Av. özgü Erdem tarafmdan mahkememize açılan gaıplık davasının ya- pılan açık yargılaması sırasında \enlen ara karan ge- reğince. Davacının kayınvalıdesi Mahtnut ve Hati- ce'den olma Lülebuı^az 1326 d.lu Lüleburgaz Turgut- bey Köyü, Hane: 28, Cilt: 4O'ta nüfiısa kayıtlı Esma Alemdar 1955 yılında Türkıye'den aynlıp Arnavut- luk'taki yakmlannın yanına gittigı, o tarihten bugüne kadar tüm aramalara rağmen bulunamadıgından Esma Alemdar'ın yenni ve ikametgâhını bilenlerin ilandan itibaren bir ay içensınde mahkememize gelıp haber vermeleri veya ilgılinın mahkememize sağ olduğunu ve nerede ikamet ettığıni açıkça bildinnesi, bıldırihne- mesi veya bulunamaması halınde mahkememızce ga- ipliğine karar verilecegı ılan olunur. 17.04.2003 Basın: 18936 PENCERE Ulusal Egemenliğin Anlamı... 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı bu yıl ge- rilim içinde kutlandı. Bunalım nereden kaynaklanıyor?.. Açık seçik ortada ki 'egemenlik' ile 'iktidar'ara- sında bir çelişki var. İktidar geçici bir siyasal güç.. Egemenlik sürekli bir erk.. AKP yöneticileri bu ikisi arasındaki farkın bilin- cine varmak zorundalar. Yoksa Türkiye'yi hiç istenmeyen bir çatışmaya doğru sürüklerier. • 1961 Anayasası'nın gerekçesinde 'egemenlik' ile 'iktidar' arasındaki aynm hukuk bilimi açısın- dan şöyle vurgulanmıştı: "Milli hâkimiyet (ulusal egemenlik) millet vahı- ğının bir iradesidir. Siyasal iktidara gelince, anayasada yazılı şart- lar içinde hükümet edenlerin, belli organlar tara- fmdan kullanılan yetkilehdir. Bu yetkiler devletin idaresini sağlamak için emirier ve yasaklar koyma ve bunlara bağlı kal- ma araçlannı kapsar. Ancak milletin egemenliğe kayıtsız şartsız sa- hip olmasına karşılık, siyasal iktidar hükümet edenlerin malı olmadığı gibi kullanılması da bir- takım kayıt ve şartlara bağlıdır." • Egemenlik ile iktidar arasındaki bağıntı ve iliş- kileri Fransız Profesör Georges Burdeau geliş- tirmiştir, egemenlikle siyasal iktidar arasında eşit- lik yoktur; alt-üst ilişkisi geçerlidir. AKP'nin üçlüsü Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül - Bülent Annç'ın bu alanda neler düşündükleri- ni bilemiyoruz; belki de egemenlik - iktidar ara- sındaki hukuk kurallanna ilişkin hiçbir fikirleri yok- tur; tarihsel gelişmeden de nasiplerini almamış- lardır. Tehlike de buradan kaynaklanıyor. Çünkü öncelikle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın konuşmalan derin bir bilinçsizliğin dışavurumunu yansıtmaktadır; kayıtlı seçmenlerin dörtte birinin oylanyla siyasal iktidara tırmanan AKP, devletin te- mel kurallannı hiçe sayarak kafasındaki amaca doğ- ru yürümekte cüretli bir tutuma kaymıştır. • AKP ne devlettir.. Ne Meclis'tir.. Siyasal iktidardır. AKP hükümeti 'takıyye'y'\ kafasından silmelidir. Çünkü: Egemenlik bölünemez. Iktidarda ise bölünmüşlük vardır bir grubun ik- tidan söz konusudur, Frenkçe 'parti' parça ya da bölüm anlamına gelir. Egemenlik 'Aydınlanma Devrimi' ile dinsel içe- riğinden soyutlanmış, Hıristiyanlık kapsamından çıkanlmış, insana özgü anlamını kazanmıştır. Türkiye'de 1923 Devrimryle laiklikle egemenli- ğin özdeşliği gerçekleşmiştir; AKP iktidan sandık- tan çıkabilir, seçim kazanabilir; egemenliğe ilişkin tarihsel ve bilimsel gerçeği değiştiremez... Çünkü dinci bir siyasal iktidar, bu amaca erişti mi, ortada ne demokrasi kalır, ne de Cumhuriyet... KOOP-C'DEN 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Etkinlikleri Her yıl kutlamakta olduğumuz geleneksel 23 Nisan şenliğini (hafta içine gelmesi nedeniyle) bu yıl 27 Nisan 2003 Pazar günü Çanta Cumhuriyet Mahallesi 1. kısımdaki kır kahvesinde saat: 12.00'de kutlayacağız. İZLENCE: 1- Açılış ve açılış konuşmalan, 2- Ruhi Su Dostlar Korosu dinletisi, 3- Yemek ve kır sohbetleri, 4- Uçurtma (ÇocukJar ve büyükler için). Dünya Telif Hakları cünü toplantısı "Rkir ve Sanat Eserleri Kanunu Uygulamasından Doğan Sorunlar" AKM Sinema Salonu 28 Nisan 2003 Pazartesi Saat 14.30 GİRİŞ SERBESTTİR BESAM p l i m ve Edebiyat Eseri Sahipleri Mestek Birliği) Kürtür Bakanlığı'nın katkılanyla. Mehmet Farac KOTULER MAHALLESİ "Kan\\ topmklarda bir Urfa destanL." h Komro MiiÂLLESH Tüm kitapfilarda GUnizi Yaymcılıh 0.212 5121172
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle