Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 NİSAN 2003 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Bir Uçurııma Doğru mu?
Arjantinli uniü yazar Eduardo Galeano bakın ne
diyor
"Bu gidişle aldığımız havayı bile özelleştirecekler!
Birtakım uzmanlar çıktı, diyoriar ki belli bir para de-
geri olan ne varsa, hepsi özelleştirilsin! Size bir ör-
nek; Arjantin'de, Brezilya'da, Şili'de, Meksika'da,
dış borçları ödemenin tek yolu özelleştirmedir de-
diler. Uyguladılarda... Birde baktık, bu dört ülkenin
dış borcu on yıl öncesine göre bir kat daha artmış."
Ne dedi bizim Maliye Bakanı (hani o mahkemelik
suçlamalardan kendı çıkarttığı yasa maddesiyle ya-
kayısıyırankışi), "BizTekel'ıbabalargibisatanz"'.Onu
sat, bunu sat, hem de kimlere; yakınlara, partin/n
seçtiklerine...
/îorç alıyoaız, eski borçlann faızlerini ödüyoruz,
yenisini alıyoruz! On yıl öncesine göre daha da borç-
•ludurumdaoluyoruz.
Eduardo Galeano anlatıyor
"Güney Amerikalı birbaşkan VVashington'a gitmiş,
dönüşte müjdeyi vermiş: Bir iyi bir kötü haberim var.
önce, beş kurvş dış borcumuz kalmadı. Kötüsû de
halkımız ülkeyi alacaklılara verilmek için boşaltmak
zorunda."
Türkıye kasımdan bu yana bambaşka bir ülke ol-
maya başladı. llkin laık Cumhuriyet, giderek bir ma-
sala dönüşeceğe benziyor! Yüzde otuz oyla iktidan
ele geçiren Tayyipçiler devletı Fethullah hiocanın is-
tediği biçimde yönetmek yolunda... "Benim vücutdi-
limden anlayanlar, leb demeden leblebi diyenlerge-
tirişbaşına. Ben gidince de aynlırlar." Gidince mı?
Nasıl, seçimle mi? Yoksa başka yolla mı?
"Meclis'iaçık tutalım" diyor CHP temsilcisi, AKP
ayaklanıyor. "A/e demek istedin, ulusal iradeye kar-
şı mı geliyorsun?" Ulusal irade sankı tekeliennde! Böy-
le konuşanlan geçmişte çok gördük. "Hilafeti bile ge-
tiririz, biz her şeyiyapanz" dıyelerin sonu nasıl gel-
di? TBMM kaç kez dağıtıldı unuttuk mu? 0 Meclis
üyelerinin kaç yıl Kayseri'lerde Yassıada'larda istira-
hatettiklerini!..
"Babalargibi satanz"diyen adam, önce kendi eliy-
le aklattırmaya kalkıştığı birtakım olaylann hesabını
vermeli!.. Yalnız o değıl, başta, ilerde Cumhurbaşka-
nı olmak düşleri kuran Tayyip gibiler de, yargıç önün-
de, belkı de Anayasa Mahkemesi önünde birtakım
suçlamalardan gerçek anlamda aklansınlar, sonra
konuşsunlart.
Bir uçuruma gidiyoruz! Kimse farkında değil mi?
Atatürk Cumhuriyeti, laiklik, halkçılık, devrimcilik,
çağdaşlık, uygarlık, tehlikede!.. Bu satırlan bir 23 Ni-
san'ın ertesinde yazmak acı bir şey! Ama kör gözle-
re sağır yüreklere başka nasıl seslenebilinir?
Devrim Yasalan Uygulanmadıkça...
80 yıllık Cumhuriyet döneminin hiçbir evresinde 12 Eylül yönetimi
ürünü olan YÖK dönemindeki denli üniversitelerde şeriatçı kadro-
laşma yaşanmamıştır. Bu şeriatçı kadrolaşmanın en yoğun olduğu
kurumlar da öğretmen yetiştiren eğitim fakülteleridir.
Prof. Dr. Mahnıut ADEM
B
akıyorum da şe-
riatçılık, genci-
lik epeyce me-
safe aldı AKP
iktidan döneminde. Ata-
türkçü ilke ve devrimle-
re bağlı kalacakJanna iliş-
kin Atatürk' ün yüce
Meclisi'nde ant içenler,
antlannı unutmuş görü-
nüyorlar. Kadrolaşma,
şeriatçı atamalar hızla
sürdürülüyor. Bu neden-
le laiklik üzerinde dur-
mak ve "Bugünlereödün
üstüneödünverflerek na-
sıl gelindigini" işleyerek
kamuyu uyandırmak ge-
rektiğine inanıyorum.
Fransızca sözlükte la-
iklik şöyle tanımlanıyor:
SiviJ toplumun ve dın top-
lumunun aynlması ilke-
si. Bana göre devlet hiç-
bir dinsel güç kullanmaz.
Buna karşıhk kilise de
hiçbir siyasal güç kullan-
maz. Laiklik, yalnızca
eğitim alanında geçerli
bir ilke olmayıp, aynı za-
manda her tür düşünce
özgürlüğünü tüm yöne-
tim, siyaset, hukuk, kül-
tür vb. konulan da içerir.
Bu anlamda laiklik, bir
özgür düşünce ve yaşam
biçimidir. Ünlü Fransız
sosyolog Ernest Renan.
"Laiklik, dinler arasın-
da de\1etin vansızhğjdır"
demiştir.
Anayasa Mahkemesi
laikliği şöyle tanımlamış-
tır: "Laiklik.egemenliğe.
demokrasi iJe özgürlüğe
ve bilgi bileşimine daya-
nan toplumsal bir aühm,
siyasal. sosyaL kültürel
yaşanun çağdaş düzenle-
yicisidir. Laik düzende
din, sryasaHaşmadan kur-
tanhr, \önetim aracı ol-
maktan çıkanlır, gerçek
saygın yerinde futularak
kişilerinvicdanlannabı-
ralabr. Böyfecesiyasalya-
şamın dayanağı bilinı ve
hukuk ohır."
Öyleyse laiklik, din öz-
gürlüğüne, bireyin inanç
ve ibadet özgürlüğüne ve
bireyin kendi özel yaşa-
mında Islamiyeti yaşa-
masına engel değil, tam
tersine inanç özürlüğü-
nün güvencesidir. Örne-
ğin bir kişi söz gelişi, fa-
izin haram olduğuna ina-
nıyorsa, hiç kimse onu
faiz almaya zorlayamaz.
Bu konuda gerçek ça-
tışma, şeriatı devlet dü-
zenine egemen kılmak
ve bu kurallan tüm top-
luma zorla dayatmak is-
teyen köktendinci bir ke-
sim ile toplumun demok-
rat kesimleri arasındadır.
Laiklik, hiçbir biçimde
Islamiyetin çağdaş (mo-
dernist) yorumlanyİa da
çelişmez. Laık toplum,
çağdaş toplumdur. Dola-
yısıyla çağdaş toplum,
laik eğitim ile gerçekle-
şir. Laik eğitim akılcı. bi-
limsel eğitimdir. Bilim-
sellik ilericiliktir, geliş-
mişliktir. Bunun tersi
dogmatık eğitimdir, bağ-
naz eğitimdir, ezberci eği-
timdir, öz olarak gerici-
liktîr, geri kalmış bir top-
lum demektir.
Laik Cumhuriyet nasıl
biçimlenınişti: Laık Cum-
huriyetin önündeki tüm
engeller ilk 27 yılda kal-
dınlmış ve kilometre taş-
lannı, bizzat Atatürk ken-
di elleriyle döşemiştir.
Nedir bunlar?
• 3 Mart 1924 tarihin-
de kabul edılen devrim
yasalan:
- Öğretim Birliği Yasa-
sı. Bu yasa ile, dinsel eği-
tim verilen mahalie mek-
tepleri ve medreseler ka-
patılmış ve laik eğitime
geçilmiştir. Çünkü her
devrim, ancak de\rimi
anlamış, benimsemiş ku-
şaklann yetişmesiyle ya-
şayabilır.
- Laik Cumhuriyete gi-
den yoldaki en büyük en-
gel Halifetik ve Şer'iye
veEvkafBakanUdankal-
dınlmıştır.
• 25 Kasun 1925 tari-
hinde Şapka Devrimi ger-
çekleştirilmiştir.
• 30 Kasun 1925 tarih-
li tekke ve zaviyelerin ka-
patılmasına değgin ya-
Hayatınızda Axess varsa,
McDonald's"'ta bol bol chip-para var.
Aynca
"nereden de bildin"
dedirtecek sürpriz
hediyeler de var.
^^K^tlıtmızda Axess varsa, sık sık alışveriş yaptığınız her yerde bol bol chip-para
var, taksit var. Onbinlerce üye işyerinde bol bol chip-para var. Mesela McDonald's'ta
harcamanızm %1'i kadar chip-para var. Chip-paralannızı anmda kazanıyor,
anında harciyorsunuz. Sık sık alışveriş yaptığınız her yerde "nereden de bildin"
dedirtecek sürpriz hediyeler var. Hayatınızda Axess varsa, dünyanın neresinde
olursanız olun, her yerde chip-para var. Peki sizin hayatınızda ne var?
Bütün bu özellikler, şu anda sahtp oldu$unuz Axess kart içfn de geçerHdir.
444 25 25 www.axess.com.tr
sanın kabulü.
• 4 Ekbn 1925 tarihin-
de ilk kez kadm-erkekeşit-
Kğini getiren Medeni Ka-
nun'un kabul edilmesL
• 1926-1927 öğretim
yıllannda önce ilköğre-
timde, ertesi yıl da orta-
öğretimde karma eğiti-
me geçilmesi.
• 10 Nisan 1928tarihin-
de "Türk Devleti'nin di-
ni, din-i İslamdır" yaptı-
nmı anayasadan çıkanl-
mıştır.
• 1 Kasun 1928 tari-
hinde Harf Devrimi Ya-
sası kabul edilmiştir.
• 1933 yıhnda devrim-
lere karşı Osmanlı Med-
resesi (îstanbul Darülfli-
nunu) kapatılarak çağdaş
üniversitenin kurulması.
•3Aralıkl934tarihin-
de bazı kisvelerin giyi-
lemeyeceğine ilişkin ya-
sa kabul edilmiştir.
• 17 Nisan 1940 tan-
hinde ulusal, laik, bilim-
sel, karma ve uygulama-
h eğitimi uygulayacak
idealist öğretmenler ye-
tiştiren Köy Enstitüleri
kurulmuştur.
Türkiye bugüne
nasJgekü?
Bu denli sağlam temel-
lere dayanan Türkiye
Cumhuriyeti, 3 Kasım
2002 tarihinde yapılan
seçimlerin ardından hem
söylemleriyle hem ey-
lemleriyle köktendinci
bir parti, nasıl oluyor da,
anayasayı bile değiştire-
bilecek bir çoğunlukla
tek başına iktidara geli-
yor?
Nasıl oluyor da, 1950-
1960 dönemi de dahil,
1970'lerin ilk yıllannda
kendi isteği ile milletve-
killiğinden ayrılıncaya
değin tsmetİnönü'ye bü-
yük bir vefa borcu ile sa-
hip çıkan Malatya'da 7
Mayıs 1999 günü tnönü
L'niversıtesı'ndeki tür-
ban sorunu bahane edile-
rek birçok yobaz devle-
te karşı başkaldırabili-
yor?
Nasıl oluyor da, Cum-
huriyetin temelinin atıl-
dığı Sıvas'ta, 37 aydın
herkesin gözleri önünde
kara yobazlarca ateşe ve-
rilen "Madinıak Ote-
B'nde" diri diri yakılı-
yor?
Nasıl oluyor da, Cum-
huriyetin kurulduğu baş-
kentin Sincan ilçesinde
düzenlenen "KudüsGe-
cesi"nde laik devlete
meydan okunabiliyor?
vb.
Nasıl oluyor da, îstan-
bul-Tuzla'nın dibindeld
bir beldede, bir tarikat
şeyhi, kendi şeriat yöne-
timini kurabiliyor? Bu
şeyh; 2000'den fazla in-
sanı, ekonomik, yönet-
sel, dinsel, hatta cinsel
olarak yıllarca sömüre-
biliyor. Bizce bunun te-
mel nedenı, kimi devlet
okullannda ve tarikatlar-
ca açılan özel okullarda
verilmekte olan şeriatçı
eğitimdir. Çünkü Cum-
huriyet okullannda baş-
hcaamaç.
tt
fikrihür,vic-
danı hür, irfanı hür" ku-
şaklaryetiştirmektir. Gü-
nümüzde bu kuşaklar ne
ölçüde yetiştiriliyor? Bu
kuşaklan kim yetiştire-
cek? Dinsel eğitim almış
imam-öğretmenler mi?
Çoğu şeriatçı eğitimden
geçirilmiş imam-okul yö-
neticileri mi?
Bizce tüm bu gerilikçi
(irticai) gelişmelerin ne-
deni, 1950'Ier, 1965'ler,
özellikle 1980'lerden
sonra siyasal iktidarlarca
uygulanmayan devrim
yasalannm sonucudur.
Tekke ve zaviyeleri kapa-
tan devrim yasası yürür-
lükte de, uygulanıyor
mu? Uygulansa, bir si-
yasal Islamcı parti, tari-
katlann desteği ile iktidar
olabilir miydi?
1950'lerden sonrald ik-
tidarlan 1950 lerden son-
ra çalışmalannı siyasal
iktidarların oy uğruna
ödüncü tutumu, hatta teş-
vikiyle yasal olmayan bir
biçimde sürdüren ve şe-
riata özlem duyan birçok
tarikat yeniden hortla-
mış, özellikle "sözde Ata-
türkçü" 12 Eylül askeri
yönetimiyle büyük bir
patlama yapmış, 54. hü-
kümet döneminde çoğu
sankh tarikat liderleri
Başbakanlık resmi konu-
tunda Başbakan'ca ağır-
lanmıştır.
Laik Cumhuriyetin te-
meli olan Öğretim Birli-
ği Yasası delik deşik edil-
miştir. Önce 1951 yılın-
da Köy Enstitülerinde
karma eğitime son veril-
miştir. Uç yıl sonra da,
başta hem Cumhuriyetin
hem Türk devriminin ya-
yıcısı, bekçisi ve öğreti-
cisi öğretmenleri yetişti-
ren Köy Enstitüleri kapa-
ulmış, yerine şeriat huku-
kulfıkilDÖğreolenimam-
hatip okuflan ve hemen
her mahallede Kuran
kurslan açılmışhr. Bir tür
3 Mart 1924 öncesinde
olduğu gibi mahalie mek-
tepleri ve medreseler ye-
nıden açılmıştır. Böyle-
ce çağdaş eğitime koşut
(paralel) dogmatik eği-
tim uygulaması başlatıl-
mıştır.
Bununla da yetınilme-
miş, özellikle tankatlar-
ca açılan özel okullarda,
yoksul halk çocuklannın
dinsel ve dogmatik eği-
timle beyinleri yıkanmış-
tır. 1967-1968 öğretim
yılında ilk kez imam-ha-
tip okullanna kız öğren-
ci ahnmaya başlanmış-
tır Hele, 12 Eylül askeri
yönetimi Atatürkçülüğün
içini boşaltmıştır. O dö-
nemde çağdaş ve laik eği-
tim de onanlmaz yaralar
almıştır. Örneğin 80 yıl-
lık Cumhuriyet dönemi-
nin hiçbir evresinde 12
Eylül yönetimi ürünü
olan YOK dönemindeki
denli üniversitelerde şe-
riatçı kadrolaşma yaşan-
mamıştır. Bu şeriatçı kad-
rolaşmanın en yoğiuı ol-
duğu kurumlar da. öğ-
retmen yetiştiren eğitim
fakülteleridir. Yine 12
Eylül yönetimi, 1983 yı-
lında kabul ettiği bir ya-
sa ile imam-harip lisesi
mezunlanna tüm yükse-
köğrerim programlanna
girebilme hakkı tanımış-
ür. Bunun sonucunda üni-
versitelerimiz, imam-öğ-
retmen, imam-hâkim,
imam-avukat, imam-kay-
makam, imam-vali,
imam-politikacılar yetiş-
tirmiş, bu politikacılar,
"Türban sorununu çöz-
mek bizim namus borcu-
muzdur" diyerek iktidar
olmuşlardır.
Sonuç olarak Atatürk
Türkryesi bugün hem iç-
ten hem dıştan tam bir
"molla" ve "emperya-
lıst" kuşatmaa alondadır.
Bu kuşatmarun yanbna-
sının biricik yolu, laik
Cumhuriyete sahip çık-
makür.Bu anlamda tüm
>Tirtse\waydmlan,Cum-
hurrvetçileriAtatürkçü-
leri laik-demokratik
Cumhuriyeti konımarya
çağınyorum.
LÜLEBURGAZ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2001/402
Davacı Mükerrem Alemdar vekili Av. özgü Erdem
tarafmdan mahkememize açılan gaıplık davasının ya-
pılan açık yargılaması sırasında \enlen ara karan ge-
reğince. Davacının kayınvalıdesi Mahtnut ve Hati-
ce'den olma Lülebuı^az 1326 d.lu Lüleburgaz Turgut-
bey Köyü, Hane: 28, Cilt: 4O'ta nüfiısa kayıtlı Esma
Alemdar 1955 yılında Türkıye'den aynlıp Arnavut-
luk'taki yakmlannın yanına gittigı, o tarihten bugüne
kadar tüm aramalara rağmen bulunamadıgından Esma
Alemdar'ın yenni ve ikametgâhını bilenlerin ilandan
itibaren bir ay içensınde mahkememize gelıp haber
vermeleri veya ilgılinın mahkememize sağ olduğunu
ve nerede ikamet ettığıni açıkça bildinnesi, bıldırihne-
mesi veya bulunamaması halınde mahkememızce ga-
ipliğine karar verilecegı ılan olunur. 17.04.2003
Basın: 18936
PENCERE
Ulusal Egemenliğin
Anlamı...
23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı bu yıl ge-
rilim içinde kutlandı.
Bunalım nereden kaynaklanıyor?..
Açık seçik ortada ki 'egemenlik' ile 'iktidar'ara-
sında bir çelişki var.
İktidar geçici bir siyasal güç..
Egemenlik sürekli bir erk..
AKP yöneticileri bu ikisi arasındaki farkın bilin-
cine varmak zorundalar.
Yoksa Türkiye'yi hiç istenmeyen bir çatışmaya
doğru sürüklerier.
•
1961 Anayasası'nın gerekçesinde 'egemenlik'
ile 'iktidar' arasındaki aynm hukuk bilimi açısın-
dan şöyle vurgulanmıştı:
"Milli hâkimiyet (ulusal egemenlik) millet vahı-
ğının bir iradesidir.
Siyasal iktidara gelince, anayasada yazılı şart-
lar içinde hükümet edenlerin, belli organlar tara-
fmdan kullanılan yetkilehdir.
Bu yetkiler devletin idaresini sağlamak için
emirier ve yasaklar koyma ve bunlara bağlı kal-
ma araçlannı kapsar.
Ancak milletin egemenliğe kayıtsız şartsız sa-
hip olmasına karşılık, siyasal iktidar hükümet
edenlerin malı olmadığı gibi kullanılması da bir-
takım kayıt ve şartlara bağlıdır."
•
Egemenlik ile iktidar arasındaki bağıntı ve iliş-
kileri Fransız Profesör Georges Burdeau geliş-
tirmiştir, egemenlikle siyasal iktidar arasında eşit-
lik yoktur; alt-üst ilişkisi geçerlidir.
AKP'nin üçlüsü Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül
- Bülent Annç'ın bu alanda neler düşündükleri-
ni bilemiyoruz; belki de egemenlik - iktidar ara-
sındaki hukuk kurallanna ilişkin hiçbir fikirleri yok-
tur; tarihsel gelişmeden de nasiplerini almamış-
lardır.
Tehlike de buradan kaynaklanıyor.
Çünkü öncelikle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın
konuşmalan derin bir bilinçsizliğin dışavurumunu
yansıtmaktadır; kayıtlı seçmenlerin dörtte birinin
oylanyla siyasal iktidara tırmanan AKP, devletin te-
mel kurallannı hiçe sayarak kafasındaki amaca doğ-
ru yürümekte cüretli bir tutuma kaymıştır.
•
AKP ne devlettir..
Ne Meclis'tir..
Siyasal iktidardır.
AKP hükümeti 'takıyye'y'\ kafasından silmelidir.
Çünkü:
Egemenlik bölünemez.
Iktidarda ise bölünmüşlük vardır bir grubun ik-
tidan söz konusudur, Frenkçe 'parti' parça ya da
bölüm anlamına gelir.
Egemenlik 'Aydınlanma Devrimi' ile dinsel içe-
riğinden soyutlanmış, Hıristiyanlık kapsamından
çıkanlmış, insana özgü anlamını kazanmıştır.
Türkiye'de 1923 Devrimryle laiklikle egemenli-
ğin özdeşliği gerçekleşmiştir; AKP iktidan sandık-
tan çıkabilir, seçim kazanabilir; egemenliğe ilişkin
tarihsel ve bilimsel gerçeği değiştiremez...
Çünkü dinci bir siyasal iktidar, bu amaca erişti
mi, ortada ne demokrasi kalır, ne de Cumhuriyet...
KOOP-C'DEN
23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı Etkinlikleri
Her yıl kutlamakta olduğumuz geleneksel
23 Nisan şenliğini (hafta içine gelmesi
nedeniyle) bu yıl 27 Nisan 2003 Pazar günü
Çanta Cumhuriyet Mahallesi 1. kısımdaki
kır kahvesinde saat: 12.00'de kutlayacağız.
İZLENCE:
1- Açılış ve açılış konuşmalan,
2- Ruhi Su Dostlar Korosu dinletisi,
3- Yemek ve kır sohbetleri,
4- Uçurtma (ÇocukJar ve büyükler için).
Dünya Telif Hakları cünü
toplantısı
"Rkir ve Sanat Eserleri Kanunu
Uygulamasından Doğan Sorunlar"
AKM Sinema Salonu
28 Nisan 2003 Pazartesi Saat 14.30
GİRİŞ SERBESTTİR
BESAM p l i m ve Edebiyat Eseri Sahipleri Mestek Birliği)
Kürtür Bakanlığı'nın katkılanyla.
Mehmet Farac
KOTULER
MAHALLESİ
"Kan\\
topmklarda
bir Urfa
destanL."
h Komro
MiiÂLLESH
Tüm kitapfilarda
GUnizi Yaymcılıh
0.212 5121172