02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 NİSAN 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Arap sermayesini çekme çabası • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Ekonomiden sorumlu Devlet Bakam Ali Babacan, dün Dışişlen Bakanhğı'na giderek Dışışleri Bakaıu Abdulah Gül'le görüştü. Babacan'ın bakanlıkta bulunduğu sıralarda, BDDK Başkanı Engin Akçakoca da Dışişlen Bakanhğı'na geldi. Akçakoca'run temaslannda, •'Arap sermayesinin Türk bankalanna çekilmesi" için yapılması gerekenlerin ele alındığı öğrenildi. Gül'ün Riyad'daki temaslan sırasında, Irak savaşı sonrasında Arap sermayesinin Türkiye'ye çekilebileceği görüşünün ağırlık kazandığı belirtildi. Kadrolaşmanın izini süruyor • ANKARA (ANKA)- Hükümetın kamuda kadrolaşmasını mercek altına alan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, kurmaylanna özellikle bürokrasinin mali konulara bakan ayaklanndaki değişikliklen araştınnalan talimatı verdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Tezmen. bu konuda "Sayın Cumhurbaşkanı ımzalamayarak bazı atamalara engel oluyor. Ama Cumhurbaşkanı'na gitmeyen alt düzeydeki tasarruflan gerçekleştiriyorlar" dedi. Soykrım savma beigeli yanıt • ANKARA (AA)- Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğû, "Ermeni soykınmı" iddialanna. Ermenilerin yaptığı katliamlan belgeleyen orijinal arşivlerle yanıt veriyor. u www.devletarsrvleri.gov.t" adresli internet sitesinde yer alan açıklamada iddialann temelsizliğini ortaya koymak üzere belgelerin kullanıma açıldığı belirtildi. Ermeni konusunun da tarihin asıl kaynaklanna inilerek değerlendirilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, Türk arşivlerinde konuya ilişkin milyonlarca belge bulunduğu kaydedildi. Hastanetertam kapasite çafeşacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Devlet Demiryollan hastaneleri, polis hastaneleri ve belediye hastanelerinin Sağlık Bakanhğı'na veya Sosyal Sigortalar Kunımu'na devri ve dolayısıyla tam kapasiteyle çahşması konusunda karar alındığını bildirdi. Fırat. sağlık ocaklannm yapımı yerine, özellikle büyük şehirlerde ve üçelerde kiralanması yönünde bir yetki verildiğini belirterek "Böylece aynı parayla bir sağlık ocağı yapılması yerine 5-6 sağlık ocağının kiralanması imkânı ortaya çıkmış olacak" dedi. Vezipoğlu'na dava • ANKARA (Cumhuriyet) - Vinsan AŞ'nin sahıbi ÂJi Haydar Veziroğlu hakkında, müvekkilinın alacağına ilişkin görüşmeye gelen avukatı "tehdit ettiği" ve "hakarette bulunduğu" iddiasıyla 5 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Adnan Şahin tarafindan asliye ceza mahkemesine açılan davanın iddianamesinde, Veziroğlu hakkında TCY'nin "şahıslara karşı müessir fıiller", "tehdit". "hakaret ve sövme cürümleri'" suçlannı düzenleyen maddeler uyannca 13 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis istendı. Muhalefet partileri, Erdoğan'ın 'başkanlık sistemi' önerisine sert tepki gösterdi: Diktatörlüğe dönüşürÖzal'ın kötü bir kopyası Türkiye gibi ülkelerde bütün yetkileri tek bir kişiye verirseniz, kısa sürede diktatörlüğe doğru kayma olur. Otokratiktehlike Yasama yürütmeden aynlmamışsa başkanlık sistemi demokratik olmaktan çıkar otokratik yönetime dönüşür. Cündemi saptırıyorlar Bugün Türkiye'nin öncelikli daha pek çok meselesi var. Daha önemli konular var. Ekonomik sıkıntılar var. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Muhalefet partileri, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan' ın "başkanhksistemi" önermesine sert tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili MustafaÖzyürek, Erdoğan'ı "ÖzaTmkötübir kop- yası" diye niteleyerek, Türkiye gibi ülkelerde bütün yetkilerin tek bir kişiye verilmesi halinde kısa sürede diktatörlüğe kayı- şın olacağını söyledı. Başkanlık sistemini Türkiye gündemine taşıyan TurgutOzal'ın kurduğu ANAP ise başkanlık sistemine karşı çıktı. Başbakan Erdoğan'ın *Baş- kantakve yan başkanlık sistemi benim siyasette arzumdur" yö- nündeki sözleri muhalefetin tep- kisiyle karşılaştı. CHP Grup Başkanvekili Özyürek, bu tav- n gündemi değiştirme taktiği olarak değerlendirdiğini söyle- di. Bu konulann Türkiye'de çok tartışıldığım belirten Ozyürek, "Özal'ın kötü bir kopyası oldu- ğu için Sayın Erdoğan, Özal'ın gündeme getirdiği, ancak Türk toptumunun benimsemediği ko- nulan durmadan ısıüp ısıüp or- taya getiriyor" dedi. Parlamen- ter sistemin 1920'lerden bu ya- na başanlı biçimde sürdügünü, ancak kötü bir yönetim olduğu zaman bu sistemin başansızlı- ğından söz edilebileceğini vur- gulayan Özyürek, şu görüşleri dile getirdi: "Türkiye gibi ülkelerde bü- tün yetkileri tek bir kişiye verir- seniz, kısa sürede diktatörlüğe doğru bir kayma olur. Başkan- lık sisteminde bunu önleyecek hiçbir mekanizma da yoktur. Parlamenter sislemi değjştirmek için neden yok. Bu cumhuriye- tin 80 vühk birikiminden rahat- Dünya Demokrasi tehdit alünda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başkanlık sistemi, ABD başta olmak üzere Fransa ve Latin Amerika ülkelerinde uygulanıyor. Fransa, yan başkanlık sistemini benimserken; Kosta Rika, Venezüella, Kolombiya ve Peru, başkanlık sistemini uygulayan ülkeler arasmda yer ahyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'de de uygulanmasıru istediği başkanlık sistemi, ağırhklı olarak ABD ve Fransa dışında Latin Amerika ülkelerinde kabul göriiyor. Kosta Rika 1949, Venezüella 1958, Kolombiya 1974 ve Peru da 1979 yılında söz konusu sisteme geçti. Uygulanan ülkeler Arjantin, Uruguay, Brezilya, Şili, Paraguay, Nikaragua, Ekvator, Bolivya, Honduras, Guatemala ve Dominik Cumhuriyeti'nde de başkanlık sistemi uygulanıyor. Latin Amerika dışındaki ülkelerde başkanlık sisteminin otoriter ve totaliter rejimlere dönüştüğü belirtilirken bu ülkelerde demokrasinin sürekli tehdit altında olduğu ve kimi gerekçelerle askeri darbe olasılığının her zaman gündemde olduğuna dikkat çekiliyor. Latin Amerika dışında başkanlık sisteminin uygulandığı Filipinler ve Endonezya gibi birçok ülkede demokratik geleneklerin yerleşmediğine işaret ediliyor. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART BÜROKRASlpe- BİZMLZ ÇALIŞACAK OLAK1UAR, VÜCUT [email protected] sız olanlann Türkiye'yi diledik- leridoğruItuyayörilendirmear- zusunu gösteriyor." ANAP Geneİ Başkan Yardım- cısı Mehmet Keçecüer, Turgut Özal dönemınde bunu ılk defa ortaya atan partinin ANAP ol- duğunu anımsattı. Özal'ın bunu savunduğu dönemde Süleyman Demirelin "Padisahhk yetkisi istiyor" diyerek karşı çıktığına işaret eden Keçeciler, "Biz ANAP olarakTürkrve'nin parlamenter demokrasiyi devam ettirmesi gerekngi- ni, başkanlık sisteminin Türkiye'de bazı sorunlar giderilmeden uygulanma- sı halinde yeni sorunlara neden olabfleceğini düşün- dük" dedi.ANAP Genel Başkan Yardımcısı Nesrin Nasda "Eğertophımdade- mokrasi kültürün bir par- çası değüse, shü tophım ge- uşmemişse,yasamayürüt- meden kesin olarak ayrü- mamışsa bu toplumda baş- kanlık sistemi demokratik olmaktan çıkar, otokratik yönetim biçimine dönü- şür" dedi. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, başkanlık sisteminin, başlangıçtan beri savunduklan görüş- leri olduğunu belirt- erekTürkiye'de yan baş- kanhkvebaşkanhksistemi gibikraatm önünü açacak, güçlü icraat yapacak ama bir ölçüdede demokrasinin kurumlannı yerleştirecek bir yapısal değişikliğe ihti- yacıvar."dedı. DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Nevzat Ercan, AKP'nin başkanlık siste- mini, gündemi saphrmak amacıyla tartışmaya açmış olabileceğine işaret etti. Ercan. Türkiye'nin daha önemli sorunlan olduğunu, ekonimik sıkıntılannın bu- lunduğunu söyledi. İstikrar ve hızlı gelişme için güçlü icra savunusunun ardında iktidar isteği yatıyor Ozal ve Demîrel de istemîşti Turgut Özal Süleyman Demirel ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - "Başkanhk sistemi". es- ki Cumhurbaşkam TurgutÖzaTın başbakanlığı döneminde "ikiıı- ci cumhuriyet" tartışmasıyla eş- zamanlı olarak Türkiye günde- minde önemli yer ruttu. Özal, ANAP'ın ge- nel başkanıyken tek ba- şına iktidar olduğu 1983 sonrasında "baş- kanlık sistemi" tartış- masını gündeme getir- di. Turgut Özal, "Et- nik farklıhklar bulu- nan ülkelerde başkan- ~ ™ ~ " uk sistemi bulunuyor ve bu ülke- teribir aradatutuyor" diyerek bu sistemin Türkiye'ye uygulanma- suıı önerdi. Dönemin muhalefet lideri Süleyman Demirel "Padi- şahhğıgetirir" diyerek bu öneri- ye karşı çıktı. 1987 yılının sonunda bu konu Milli Güvenlik Kurulu günde- mine de alındı. Seçimde yüzde 10 barajının yanı sıra başkanlık sistemi de MGK'de tartışıldı. Ancak devletin zirvesinde an- laşma sağlanamadığından Milli • Özal'ın başkanlık sistemi önerisine dönemin muhalefet lideri Demirel "Padişahlığı getirir" diyerek karşı çıktı. Ancak Demirel de Cumhurbaşkanlığı makamına geldikten sonra sistemi savundu. Güvenlik Kurulu'nun sonuç bil- dirgesinde bu konuya yer veril- medi. Daha sonra Cumhurbaş- kanlığı'na seçilen Özal, hükü- met kararlanndaki etkinliğiyle "fîüi başkanlık sistemi uyguladı- ğı" eleştınlerine hedef oldu. Süleyman Demirel de daha ön- ce karşı çıktığı sistemi Cumhur- başkanlığı makamına geldikten sonra savundu. Demirel. 5 er yıl- dan en fazla iki kez seçilmesi koşuluyla başkanlık sistemi öner- di. tstemi Cumhurbaşkanlığı sü- ^____ resininsonunarastladı- ğı için "Kendisi için başkanhkisthor" eleş- tirisiyle karşılaştı. Bu- nun üzerine "kendisin- den sonra uygulanmak üzere" önerisinde ıs- rarlı oldu. ^ ~ " ^ ~ Bu sistemi savunan- lar daha çok "siyasiistikrarve hız- h getişme için güçlü icra" gerek- çelerine dayandı. Karşı çıkanlar ise "dikta rejimi kurulabiKr, iç ça- üşmaya neden olabilir, parti di- siplini nedeniyle sağlıkh çalış- maz" gerekçelerinı savundu. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, 'Parlamenter sistemin miadı doldu' dedi Erdoğan zenıinhazırlıyorANKARA (CumhuriyetBürosu)- "S- yasettekiidealimAnıerikanmodelLbaş- kanhk sistemi" diyen Başbakan Tayyip Erdoğan, yerel yönetimlerve kamu yö- netimi tasanlanyla başkanlık sisteminin altyapısını hazırlıyor. AKP yöneticile- rinin "vahTerin seçimle gehnesi" öneri- si de eyalet sısterru için zemin oluşrur- ma çabası olarak nitelendiriliyor. TBMM Anayasa Komisyonu Başka- nı Burhan Kuzu, "Parlamenter siste- min miadı doldu. Başkanlık sistemi, Türkiye için bir şansür" diye konuştu. TBMM Başkanvekili tsmaü Alptekin de "Eğer Türkiye'nin şartiannauygun olursa ülke için herhalde hi olan yapı- tar" dedi. •T • Erdoğan, yerel yönetimler ve kamu yönetimi tasanlanyla başkanlık sisteminin altyapısını hazırlıyor. AKP yöneticilerinin "valilerin seçimle gelmesi" önerisi de eyalet sistemi için zemin oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor. Eski cumhurbaşkanlan Turgut Özal ve Süleyman Demirel' in ilk olarak gün- deme getirdiği "başkanlık sistemi" tar- tışması, Başbakan Erdoğan'ın açıklama- lanrun ardından yeniden alevlendi. Mer- kezi yönetimin yetkilerinin büyük ölçü- de yerel yönetimlere devredilmesi, va- lilerin seçimle gelmesi gibi önerilerin ar- dından Erdoğan'm idealindeki sistemi "başkanhk sistemi" olarak açıklaması "bilinçli bir zemin hazniama" operas- yonu olarak değerlendiriliyor. TBMM Anayasa Komisyonu Başka- nı Burhan Kuzu, Erdoğan'm açıklama- lanm, "isabethbiryakiaşırn,Türkiye kön çok bü>ük bir şans" olarak nitelendı- rirken kendısinin bu konuda uzun yıl- lar çalışma yaphğını söyledi. Türki- ye'nin hantal parlamenter yapıyla bir ye- re varmasının mümkün olmadığını ile- ri süren Kuzu. "Özal gerçekleştireme- di, umanm Tayyip Bey gerçekleştirir" dedi. Başkanlık sisteminin Türkiye'de uygulanabilecek bir sistem olduğunu savoınan Kuzu, "Fikir olarak tarnşıhr ve tüm toplum kesimleriyle uzlaşma sağlanırsa memleket bakumndan ya- rarholur'' diye konuştu. Parlamenter sis- temin çok dağınık olduğunu, "sonım- hı ve yetküiler"in bulunamadığını öne süren Kuzu, yurrtaşa hesap veribnesi ge- rektiğini, bunun ancak başkanlık siste- mi ıle sağlanabileceğini söyledi. Ku\ r vetler aynmının parlamenter sis- temde uygulanamadığını iddia eden Kuzu, hükümetin hem yürütme hem de yasama göre\ini yürüttüğünü, bunun da yasamamn denetleme fonksiyonunu rafa kaldırdığını belirtti. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Süleymancı-Nurcu-MG Kavgası... Islam Kültür Merkezleri Almanya, Belçika ve Hollanda'da en güçlü örgütler değil mıdir? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişle- ri Bakanı Abdullah Gül, Avrupa'daki islamcı ör- gütlerin korunup kollanmasını. Türkiye Cumhu- riyeti Devleti'nin bu örgütlerie ilişki kurmasını is- tiyor... Erdoğan diyor ki: "Ülke hassasiyetlerini koruyan derneklerle, va- kıflaria niçın bizim büyükelçilerimiz ilişki içinde oi- masın..." Gül de benzeri şeyler söylemişti, anımsatayım: "Bu gibi örgütler tamamen dışlandığında kar- şı ülkenin istihbarat örgütlerinın kucağına düşü- yoriar. Bunlan dışlamakyerine ilgilenmekgerek..." Bugün Avrupa ülkelerinde 'Milli Görüş' ve onun- la aynı çizgide bulunan 'Islam Kültür Merkezle- ri' yıllardan beri 'Büyükelçiterin protokolünde 'ydi aslında... Almanya, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerdeki 'Milli Görüş' ve 'Islam Kültür Merkezleri' 1980 öncesi, 'Süleymancılann' egemenliği altındaydı... 199O'lı yıllarda ise devreye 'Nurcular' girdi, ca- mi örgütlenmesinde kıyasıya bir yanş başladı. Necmettin Erbakan ın denetımindeki 'Milli Gö- rüş', camilerden büyük gelır elde etti, okullar aç- tı, Alman siyasileriyle bırlikte vakıflar kurdu... Avrupa'daki 'İslamcı Örgütlenme' Türkiye'de en çok Necmettin Erbakan'ın işine yanyordu. 0 yıllar Erbakan Hoca'nın yanından aynlmayan Er- doğan ve Gül, Avrupa'daki 'Milli Görüş'ü bugün AKP'nin yanına çekmeye çalışıyor. • • • Aslında kavganın bir başka yennde Süleyman- cılar ve Nurculann Fethullahçı kanadı bulunuyor. Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, bu- gün Fethullahçılarla çok sıkı ilişki içinde... Süleymancılaria ise aralan pek iyi değil!.. Tüm sorun 'camilerin' ele geçirilmesi... Çünkü 'camiler' para basıyor!.. Erbakan'a yakın bir 'Mıllı Görüş'çü bakın neler anlatıyor: '•'Almanya 'da camiler üç-dört katlı binalardır. Bir katında küçük bir oda mescittir. Kimse bura- da namaz kılmaz. Diğer katlar da süpermarkete dönüşmüştür. Etten peynire, kasetten kıtaba ka- dar ne ararsan bulursun. Hamburg'daki camile- rin on tanesı 'Milli Görüşçülerin', beş tanesi Sü- leymancılann, üç tanesi de Fethullahçılanndır." Yurtdışındaki 'dinci örgütlenme'ye siyasi ikti- dariarhep destek vermiştirL 1980 yılında yurtdışında 230 din görevlisi var- dı!.. Acaba 230 din görevlisi siyasi akımlardan uzak mıydı? O dönem ülkücü kadrolar egemendi. Frankfurt, Berlin, Hamburg ve Köln gibi kentlerde 'ülkücü- Süleymancı-Milli Görüş' çatışması dıkkati çekı- yordu. Kavga 'cami'ler yüzünden çıkıyordu... Her Avrupa ülkesinde kuruluşlar ve siyasal iliş- kiler yüzünden cami çatışmalan ya da kavgalan- nın temeli 'para'dan başka bir şey değildi!.. Belçika Türk-lslam Federasyonu'nun Brin- gen'dedüzenlediği bırtoplantı, Kuranıkerim oku- narak açılıyor, ardından Brüksel Büyükelçiliği'nden Eğitim Müşaviri söz alıyordu... 199O'lı yıllarda Köln'de 'Milli Görüş'ün toplan- tılannda yine Konsolosluk görevlilerinin konuş- malan dikkati çekiyordu... Yanı 'Milli Görüş' o yıllarda da 'Büyükelçilik Pro- tokolü'ndeydi... 1980 sonrası Cemalettin Kaplan MSP'ye ya- kın değil miydi? Kaplan, Erbakan tarafindan Almanya'ya gönde- rilmiş, gidergitmez Büyükelçilik Protokolü'negır- mişti. Almanya, Hollanda ve Belçika'da gruplaşan ca- miler, siyasal ilişkılerle ayakta durmaktadır. • • • Yurtdışındaki camiler yıllardır siyasal iktidaria- rın koruması altındadır!.. Berlin'den bir örnek vereyim... Berlin'de 50 cami var bugün... Bu camilerin çoğunluğu 'Milli Görüş'ün elinde- dir ve önemli para kaynağıdır!.. Mevlana, Hacı Bayram, Ayasofya Ensar, Ye- ni Cami vb... 'Milli Görüş'ün camıleri para basıyor... Kavganın asıl nedeni de bundan kaynaklanı- yor!.. hikmet.cetinkayani cumhuriyet.com .tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet Çetinkaya ABD'nin Kürt Kozu ve Bağdat'ın Çocukları GUnizi Vayıncılıh 0.212 5121172
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle