02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2003 SALI HABERLER DÜNY4DA BUGÜN Devlet sistemini tümüyle değiştirmeye hazırlanan hükümet, Yüksek Denetleme Kurulu'nu tasfiye edecek ALİ SİRMEN İstediği Başkanlık mı Hilafet Makamı mı? Tayyip Erdoğan ile Huntington takımı tarafın- dan cüssesine uygun elbise olarak biçilen parti- sinin, amaçlannı ve her vasrtayı meşru sayarak, ona doğru hoyratça yürümesini görememek için, "Kıbns'ta nihayet Enosis"\ gerçekleştirdiklerini söyleyen, Simrtis'in sözlerini, dil sürçmesi ola- rak niteleyen, CTP Başkanı M. Ali Talat ve TKP Başkanı Hüseyin Angolemli kadar, izandan yok- sun veya çikartutkusuyta aymazlaşmış olmak ge- rekir. Ne yazık ki, toplumumuzda bunlann sayısı hiç de az değil. Sarsaklıklar, beceriksizlikler, ekonomiyi kıyısın- da bulunduğu uçurumdan aşağı tepetaklak dü- şürecek akıl dışı yönetimler; devletin, toplumun tarihi mamelekine kadar uzanan talanı bile bun- lann gözünü açmıyor. Tayyip Erdoğan da bu "gaflet ve dalalet"ter\ ala- bildiğince yararianıyor. Nihayet ağzındaki baklayı da çıkardı, gönlün- dekini ortaya atıverdi. Hazret, Amerikan tipi Başkanlık sistemi istiyor- muş. • • • Amerikan tipi Başkanlık sistemini ve onun La- tin Amerika modeli Başkancı yapıdan farkını bil- diğinden değil. Amerikan tipi Başkanlık sisteminin çok ABD'ye özgü olduğu ve başka bir yende yaşamadığının da farkında olmamasının önemi yok. Hakkını da yemeyelim. Türkiye'de sistemin rf- lası ile gündeme gelen konuyu böylesine cahil- ce konuşan tek o değil. Başkalan da saplan sa- manlan birbirine kanştınp balıklama dalmışlardı bu tartışmaya. Burada Başkanlık sisteminin ABD'ye özgü ya- pısını, Başkancı yapıdan farkını ve çok öze) ko- şullar dışında kötü sonuc verdiğini söylemenin de faydası yok. Çünkii, Recep Tayyip Erdoğan'ın gerçek dile- ği Amerikan tipi Başkanlık sisteminin ötesinde, devletin laik niteliğini iteleyecek, aklınca, kimi so- runlan, bir süre olsun, öteleyecek bir hilafet ve- ya şia lügatindeki adıyla imamet makamıdır. Tayyip Erdoğan ile AKP'nin, büyük toplumsal değişim isteminin sonucu olarak iktidara geldi- ğini söyleyenler az değil. Kendileri de bu savda- lar. Oysa bu iddia, 3 Kasım'ın yanlış yorumlanma- sından başka hiçbir şey değil. 3 Kasım'da kayrtlı seçmenin yandan fazlası es- kiye "bastın gittin " çekmekte birieşmiştir. ••• Ama hepsi bu! Seçmen çoğunluğu, eskinin yerine ne konaca- ğı konusunda net bir düşünce ortaya koyama- mıştır. Bugün, pariamentonun 2/3'üne sahip gözü- ken AKR kayrtlı seçmenin yalnızca yüzde 25'inin oyunu almış bir azınlık partisidir. Bakmayın ba- rajınazizliğine!.. Tayyip Erdoğan, kendisine çeşitli nedenlerte gaz verenlerin de şişirmesiyle 3 Kasım'ın sonuç- lannı doğru okumuyor. Ülkeyi baştan aşağı kendi isteğine ve gerçek- te azınlık temsilcisi olan partisinin yönelişine gö- re değiştirmek peşinde. Bu güruha dur demek gerek. Kayrtlı seçmenin 1/4'ünün oylanyla, anayasayı, düzenin özünü yok edecek biçimde değiştirmek isteyenlere karşı, belki de referandum bir çare. Başka çareler de var. Pariamento içinde 1/3'te kalmak ise biçareli- ğin mazereti değil. 1954'ten sonra azanlann karşısındaki Ismet Paşa'nın, bugün Baykal'ın sahip olduğu oran- da milletvekili de yoktu, ama 0, Cumhuriyeti ta- sallutlara karşı savunup korudu. O günlerde 70'lerinde olan Inönü, Kurtuluş Sa- vaşı'ndan gelmenin verdiği dinamizmle, hâlâ re- jimi savunacak kadar gençti. Ne yazık ki, bugün pariamentoda o yerde bu- lunan Deniz Baykal ondan dahayaşlı davranıyor. Bunun adı da, Sayın Baykal'ın sandığı gibi, "ol- gunluk" değil. Bu hafta 6 dava görüşülecek AİHM'nin gündemi yine Türkiye ANKARA (ANKA) - Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nde (AÎHM) Türkiye ıçm kritik bir hafta başlıyor. Avrupa Insan Haklan Mahketnesi"nin günde- mine bu hafta ağırhklı olarak Türkiye otura- cak. Türkiye aleyhine açıhnış 6 davanın görü- şüleceği AÎHM'de. Tür- kiye'deki "yaşama hak- lo, işkence yasağı. hür- riyet ve güvenlik hakkı'' gibi anayasal düzenle- meleri tartışılacak. 22 Nisan Sah günü ilk olarak, HüseyinAteş adlı kişinin güvenlik güçleri tarafından evinin yakıldığını iddia ettiği dava görüşülecek.Ele alınacakikvnci dava, Ze- ki Yıkbz'ın Izmir Buca Cezaevi'nde tutuklu iken ıdari personel ve hapıshane müdürü ta- rafından dövüldüğü id- diası üzerine görülecek. AİHM'de görüşülecek bir diğer dava ise Hal- Tcın Demokrasi Partisi üyesi HaciSaitMadr'in "devletin gizli ajanlan tarafindan öldürüldü- ğü iddiası ve gerekfi so- ruştunnanın yapüma- masT gerekçesi ile açıl- dı. Aynı gün AÎHM'de, 1994'teAhmetGüler'in "hayvanlan otiaürken askerierinateşiikökrö- rüldüğü* iddiasıyla açı- lan dava değerlendiri- lecek. 24 Nisan Perşembe günü ise Esat Aktaş'ın "kardeşi Yakup Ak- taş'ın güvenlik güçleri tarafından, sorgulanır- ken dövülerek öldürül- düğünö" savunarak sa- nıklara verilen beraat karanna karşı çıkuğı da- va görüşülecek. Türki- ye hakkındaki son dava- da, Yiltaş Yıldız Turis- tik Tesisleri AŞ'nin "1977yıtaıdaaldığıara- ziye devlettarafından el konulması ve arazinin gerçekdeğerinin çokal- ünda olduğu ileri sürü- len tazminat düzeltüme- si" istemi görüşülecek. DenetimedeAKPdarbesiEBRUTOKTAR ANKARA - AKP hükümeti, dev- letin en önemli denetim organı olan Başbakanlık Yüksek Denetleme Ku- rulu'nu "tasfiyeye" hazırlamyor. AKP yönetiminin "Kamu Yönetimi Reformu" taslağı üzerinde 3 gün boyunca Gölbaşı Patalya Otel'de yaptığı toplantılardan, devlet siste- mini tümüyle değiştiren kararlar çık- tı. Bu çerçevede, Başbakanlık Yük- sek Denetleme Kurulu'nun (YDK) kaldınlarak Sayıştay'a devredilme- si öngörülürken kamu üst düzey yö- netiminde de "müsteşaryardımcıhk- • "Kamu Yönetimi Reformu" taslağma son şeklini veren AKP, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nu kaldırarak yetkilerini Sayıştay'a devretmeyi öngörüyor. Kamu üst düzey yönetiminde de "müsteşar yardımcılıklan, genel müdür yardımcılıklan ve daire başkanlan kadrolannm kaldmlması" planlanıyor. lan, genel müdür yardımcılıklan ve dairebaşkanlan kadrolannm kakb- nhnası" planlandı. AKP hükümetinin bakanlan ile belediye başkanlan hafta sonu Göl- başı Patalya Otel'de Kamu Yöneti- mi Temel Yasası ve Yerel Yönetim- ler Yasası'na son şeklini vermek üze- re bir araya geldiler. Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan'ın dakatıldığı, Başbakan Yardımcısı Mehmet AB Şahm'in başkanhğındaki toplantı- larda. devlettekı denetim alanının daraltılması öngörüldü. Bu çerçevede hesap ve harcamaya yönelik denetimrn Sayıştay'a, yeTel yö- netimın iş ve işlemleri ile performans denetiminin ise Içişleri Bakanlığı'na verilmesi yönünde görüş birliğine va- nldı. Maliyeden yönetime kadar her konuda denetim yapan ve kurumla- ra uyanlarda bulunan Yüksek Denet- leme Kurulu'nun ise Sayıştay'a dev- redilmesi öngörüldü. Toplantıda, Milli Eğitim Bakanlı- ğı'ndan Kültür Bakanlığı'na kadar tüm bakanlıklann yurtdışı kadrola- nnın ise "yetküerin tek elde toplan- ması ve bürokrasinin azalühnası" amacıyla Dışişleri Bakanlığı'na ve- rilmesi kararlaştınldı. Kamuda üst düzey yönetimin gö- rev süresini hükümetin görev süresi ile sınırlamak isteyen ancak bu konu- da kesin sonuca ulaşamayan hükü- met, daha radikal bir İcarar aldı. Müs- teşar dışında tüm üst düzey kadrola- ra son verilmesi planlandı. Bu çerçe- vede de daire başkanlan, genel mü- dür yardımcüan ve müsteşar yardım- cılan kadrolannm kaldınlması konu- sunda genel bir görüş birliği oluştu. Taşra teşkilatı devam edecek ba- kanlık sayısı Adalet, Milli Savunma, Içişleri, Maüye, Çahşma ve SosyalGü- venlik bakanhklan ile sınırlandınldı. • Geleneksel 23 Nisan gece resq>siyonu için bastınlan davetiyeler.de "eşli davetin'' V* bulunması, TBMM Başkanı Annç'ın başörtülü eşinin de resepsiyona katılıp katılmayacağı tartışmalannı beraberinde getirdi. Birçok siyasetçi Münevver Arınç'ın resepsiyona gelmeyeceği yorumunu yapıyor. Bülent Annç'ın yeni tartışmalara meydan vermemek için eşini kamusal alanda bulundurmamayı tercih edeceği iddia edildi. AYCELL YÖNETİM KURULU Üyeye göre sözlesme TBMMBaşkanı 'nın türbanh eşinigeûripgetirmeyeceği merak konusu Gözler23 Nisan resepsiyonunda ANKARA (ANKA) - TBMM Başkanı BülentAnnç'ın TBMM'dekı geleneksel 23 Nisan gece resepsiyonunatürbanlı eşi Mü- nevwrAnnç ile kaülması olasüığı sıyası ku- lislerde yankası önümüzdeki haftalara sıç- rayacak yeni tartışma beklentisi ortaya çı- kardı. "A Tipi ProtokoF uygulanan resep- siyon için Annç, eskı Genel Başkanı Nec- mettin Erfoakan'ı da davet ettı. TBMM'de geleneksel olarak düzenle- nen 23 Nisan gece resepsiyonu her yıl gün- demin ön sıralannda yer tuttu. Özellikle ge- ceye katılan askeri erkârun, Meclis'in ku- ruluş yıldönümü onunına demeç ve yo- rum yapmama ilkesinden ölçülü biçimde aynlması, komutanlann güncel yonımla- n kamuoyunda ilgi uyandırdı. Bu yılki re- sepsiyon için bastınlan davetiyelerde "eş- li davetin" bulunması, TBMM Başkanı'nın başörtülü eşinin de resepsiyona katılıp ka- tılmayacağı tartışmalannı beraberinde ge- tirdi. Birçok siyasetçi Münevver Annç'ın resepsiyona gelmeyeceği kanısını taşıyor. Bülent Annç'm yeni tartışmalara meydan vermemek için eşini kamusal alanda bu- lundurmamayı tercih edeceği iddia edildi. Armç: Diyanet'e destek artacak Manisa Müftülüğü'nün yeni hizmet bi- nasının açıhş törenine kahlan TBMM Baş- kanı Bülent Annç, dini hizmetlerin yürü- tülmesinin bundan böyle daha büyük bir güçle destekleneceğini belirterek "Türld- yeterördenkurtulacaksa,Türkrve'nin eko- nonüsi düzelecekse dinin r\i anlaşıimasına ihtiyaç vardır" dedi. Diyanet Jşleri Baş- kanhğı'nm anayasanın 136. maddesinde çok önemli bir kurum olarak yerini aldığını vurgulayan Annç, "^ytsi PartSer Kanu- nn'nda bir hüküm vardır. Diyanet İşleri Başkanhğı'nı tanrmayan siyasi parti kurn- luyorsa ya da Diyanet tşleri Başkanhğı'nı kaktarmayı amaçlavan bir parti kuruluyor- sa onun da kapatüacağı hükmüyer alrnak- tadn-" diye konuştu. ANKARA (ANKA)- Türk Telekom'un GSM operatörü Aycell'in ana sözleşmesi, şirket yöne- timine atanan AKPTi üye- lerin aranan niteliklere sahip olmaması nedeniy- le üyelere "uyduruMu". Ulaştırma Bakanı Bi- naü Yüdmnı'ın, kötü yö- netımden yakmarak za- rar ettiği gerekçesiyle baş- ka bir operatörle birleştir- mek istediği Aycell'in yö- netim kuru- luna yaptığı atamalar "ratefik" tar- tışmalannı da beraberinde getirdi. Bakan Yıldınm, Aycell Yönetim Kurolu üyelik- lerine Sanayi Bakanı AB Coşkun'un oğlu Osman Yıldmm Coşkun'urıyanı sıra AKP îstanbul îl Baş- kan Yardımcısı Erkan To- pal, AKP Konya millet- vekili aday adayı Osman D. Dgm, Turktel Türkiye Genel Müdürü CahitPak- soy ve Elma Bilgisayar'm sahıbı thsan Elhan'ı ata- mıştı. Söz konusu üye- lerden bazılannın şirket ana sözleşmesinde ara- nan koşullan taşımadığı belirtildi. Bunun üzerine atama işlemi yapıldıktan sonra şirketin, bir süre ön- ce gerçekleştirdiği genel kunılunda ana sözleşme- si, yeni üyelere göre de- ğiştirildi. Yeni sözlesme- de, yönetim kunılu üye- leri için aranan şirketin faaliyet alamnda en az 10 yıllık mesleki ve yönetsel uzmanhğa sahip olma ko- şulu kaldınldı. Daha önce 1 yıl olan yönetim kunılu üyeleri- nin görev süresi de 3 yıla çıkanl- dı. Genel kurulda Ay- cellın, 1 katrilyon 900 trilyon 820 milyar lira olan sermayesi de 400 trilyon arttınlarak 2 kat- rilyon 300 trilyon 820 milyar liraya çıkanldı. Şirketin, Ankara olan merkezi de Îstanbul ola- rak değiştirildi. Adres ise Yıldız Posta Caddesi 40 numaralı daire olarak gös- terildi. Şirketin genel mü- dürünün yetkileriyle il- gili yapılan değişiklikle, "genelmüdürün verimn- lik ve kârfahkilkesiçerçe- vesinde basiretri bir tacir gibi yönetmekk yüküm- lü" olduğu belirtildi. AKADEMÎSYENLERDEN KAMU REFORMU TASARJSINA TEPKİ: Türkiye'nin ihtiyacı halkçı devlet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Akade- misyenler, AKP'nin kamu yönetimi reformu- nueleştirerek tt Türldye,flanedflrrıernişbiruçün- cü payiaşım savaşıyaşanan dün\"akoşullannda, federaüst eğitimK yereUeşme ve yönetişim dev- letiplanlanna irinveremez. ITkemizin gereksin- mesi ulusaL demokratikve kaBanma hedefteri- ni gerçekleştirebUecek halkçı bir devlet yapısı- dff" vurgusunu yaptılar. KİGEM tarafından 18- 19 Nisan'da akademisyenlerin katılımıyla dü- zenlenen "Iiberal Reformlar ve Devlet" konu- lu sempozyumun sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede şu bilgilere yer verildi: • Su, orman, maden, eneıji, tanm, sağlık ve eğitim alanlanndakı özelleştirmeler, yağma ve çöküş ile sonuçlanmıştır. Yerelleştirme politı- l b u çöküşe eklenecek son darbedır. ^ Yerellik, emekçi kıtlelerin özlemi değil, ser- mayenin projesidir. Kendisi küresel ölçekte ha- reket eden sermaye, haklan ulusal ölçekten de kovup yerele sıkıştırmaya çahşmaktadır. */ Türkiye'de fınansal serbestleşme süreci- nin son yıllardaki en önemli adımı, BDDK'nin oluşturulmasıdır. BDDK'nin ne bankalann re- gülasyonu işlevini ne de bankacılık sisteminin yeniden yapılandınlması işlevini başany la ger- çekleştiremediği gözlemlenmektedir. • Devletin "Bberal reformu*, kamu kud- retini bir yandan AB, bir yandan da küreselci örgütler eliyle sermayeye terk etme hedefine odaklanrmştır. AKP'nin Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasansı, yerel yönetimlere üişkin yasa tasanlan, bölgesel kalkınma ajansı tasan hazır- lıklan, bu girişimde atılan son adımlardır. MERKEZ BANKASI BAŞKANl'NDAN AKP HÜKÜMETÎNE YANIT: Faizlerin düşmesiiçingüven şart ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez Bankası Başkanı SüreyyaSerdengeçti, faız oran- lannın düşürülmesi istemlerini yüksek sesle dile getirmeye başlayan AKP hükümetine, "Fa- izlerin düşmesi için güven ortamı şart" uyan- sında bulundu. Güven ortamı oluşmadan faiz oranlannm düşürübnesi için suni politikalar uygulanmasuun ters etki yaratacağını anlatan Serdengeçti, Merkez Bankası'nın piyasadan para çekmemesi durumunda da faizlerin yük- seleceğine dikkat çekti. Bakanlar Kunılu dün Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan başkanhğmda toplandı. Serden- geçti, para politikalan ile igili bir sunum yap- tı. 2.5 saat süren toplantının ardından hiçbir açıklama yapılmaması da Erdoğan ile Başba- kan Yardımcısı Abdüflatif Şener arasındaki so- ğukluğu gözler önüne serdi. Serdengeçti sunu- munda şu unsurlar dikkat çekti: • Güven ortamı sağlanmadan, faiz oranla- nnın düşürürmesi için suni politikalar uygula- mak ters etki yapar. Bu politika, ekonomik bi- rimlere farklı sinyaller verir ve bekleyişlerin da- ha da kötüleşmesine neden olur. t/ Kamumaliyesinde disiplin sağlanması, ya- pısal reformlann sürmesi, dış şoklann yol aç- tığı belirsizliklerin azalması ve bunlann enflas- yon öngöriilerini olumlu etkilemesi durumda, faizlerin ilerleyen dönemlerde daha da düşme- si söz konusudur. • Merkez Bankası bir süredir para piyasa- lanndan 10 katrilyon lira tutannda bir parayı çekmektedir. Bu para çekilmese dahi, güven or- tamı oluşmadan büyümeye katkı yapamaz. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] ABD, Irak'a özgürlük ve demokra- si getirmek amacıyla geldiğini açık- lamaya devam ediyor. Şimdi bütün dünya, ABD'nin Irak'a nasıl bir demok- rasi getireceğini merak ediyor. ABD'nin dünyanın hiçbiryerine demokrasi ge- tirmediğini, tam tersine pariamenter rejimleri yıkarak askeri diktatöriükle- rin kurulmasını örgütlediğini ve des- teklediğini biliyoruz. Işin bu yönünü bir yana bırakarak Irak'a nasıl de- mokrasi gelebilir, onun üzerinde dur- mayı tercih ediyorum. 1950'lerin ortalanndan itibaren Arap ülkelerinde milliyetçi akımlargüç ka- zanmaya başladı. Mısır'da Kral Fa- ruk'u deviren Nasır'ın önderiik ettiği ve sosyalist unsuriar içeren Arap mil- liyetçiliği, Arap tarihinde bir ilerleme- yi yansıtıyordu. Suriye ve Irak'ta da Nasır hareketiyle paralel hareket eden Baas rejimleri kurulmuştu. Başlan- gıçta bir Arap birliği kurmayı amaç- layan Nasır hareketiyle, Suriye ve Irak'taki rejimler işbiriiği yapıyoriardı. özgüriüğü, eşitliği ve adaleti gerçek- leştirmeyi amaçladıklannı söyleyen bütün bu akımlann ortak hedefi, Arap Irak'a Demokrasi Gelir mi? milliyetçiliği ekseninde yeni devletler yaratmaktı. Bu akımlan 1960'larda dünya ça- pında yükselen sol hareketler de et- kiledi. Arap milliyetçiliği, sosyalizmi de içeren öğelerle iç içe geçti. Hatta o dönemde Sovyetler Birliği, bu ülke- lerdeki durumu açıklayabilmek ama- cıyla, "kapitalist olmayan kalkınma yo- lu" tezini ortaya attt. Yukandan aşa- ğıya, askerin de katılmasıyla bırsos- yalizm kurulabileceği anlayışı Arap ülkelerine bakılarak savunuluyordu. Bu tezin Türkiye'de de destekçileri or- taya çıkmıştı. Arap milliyetçiliği için en önemli kı- nlma noktası Arap dünyasının Israil karşısındaki büyük yenilgisidir. Bu yenilgi Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdülnasır'ın düşüşünü de berabe- rinde getirdi. Arap milliyetçiliği, baş- langıçta Arap dünyasındaki radikal dinci akımlara ve krallık yönetimleri- ne karşı bir eğilim oluşturmuştu. Bu yönüyle bakıldığında ciddi bir mo- dernleşmeden söz edilebilirdi. Bu sü- recin Arap dünyasına çok partiIi de- mokratik rejimler getirebileceğini bek- leyenler de oldu. Ancak 50yıllıktecrübenın sonunda, Arap milliyetçiliği büyük bir gerileme yaşadı. Sosyalizm, eşitlik gibi vurgu- lar ortadan yok olurken bunun yerini Islamiöğeler aldı. Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve dağılması da Arap ülkele- rindeki rejimlerin sol karakterlerinin kaybolup Islami vurgulann öne çık- masında önemli bir rol oynadı. ••• Sonuç olarak, Arap ülketeri 1950'ler- de. 1960'larda ciddi bir modernleş- me çıkışı yaşadılar. Bu çıkışlar, Tür- kiye'de olduğu gibi pariamenter re- jimlerin yaratılmasını beraberinde ge- tirmedi. örneğin Irak'ta Baas rejimi ilk kurulduğu yıllarda Kürtler, Şiiler, Arap- lar arasında bir denge kurmaya ça- lışmış, çok kültürlü yeni bir sistem iddiasıyla ortaya çıkmıştı. Zaman için- de bu farklılıklar bir Sünni egemenli- ğine dönüştü. Bu sürecin arkasında demokrasi değil, ne yazık ki despo- tik rejimler ortaya çıktı. Şımdi Irak'ta Baas'ın sıkı sıkıya ka- pattığı tencerenin kapağıfıriadı. Irak'ta- ki gerçek ortaya çıktı. Nüfusun yüzde 60'ını oluşturduğu söylenen Şiiler şe- riat istediklerini ifade ettiler. Kürtlerin zaten hâlâ aşiret reisleri düzeyinde temsil edildiği bir kültüre sahip olduk- larını biliyoruz. Sünniler ise şimdi ikti- darı kaybetmenin hüznü içındeler. Irak'ta demokrasinin kurulması ABD'nin yapabileceği bir iş değil. Za- ten böyle bir niyetleri olduğunu da san- mıyorum. Ahmet Çelebi'nin veya Irak'ın başına geçecek başka bir Arap liderinin Saddam a dönüşmeyeceği- nin hiçbir garantisi yok. Çünkü bu kadar parçalanmış ve büyük ölçüde aşiret ilişkileri içinde yaşamaya mah- kûm edilmiş bir topluluğun demok- rasiyi yaratması mümkün değil. Bu aşi- ret ilişkilerinin parçalanması ise sa- nayileşme ile olabilirdi. Petrole daya- nan ekonomiler bu yönde de bir ge- lişim gösterme ihtiyacı hissetmediler. ••* Bir süre sonra zaten Irak'ta demok- rasi iddialannın unutulup gideceğini göreceğiz. Arap ülkeleri kendi dina- mikleri içinde bazı değişimler yaşryor- lar. Arap dünyası içinde modernleş- meyle tutuculuk iç içe geçmiş du- rumda. Irak'ayapılan müdahale Arap dünyası içinde muhafazakâriığı, içi- ne kapanık bir Islamcılığı kışkırtacak- tır. Böyle bir ruh halinin içinden ne de- mokrasi çıkar ne de modernleşme. Zaten bugün Arap dünyasının içinde bulunduğu parçalanmışlığı, despotik rejimleri asıl olarak ABD destekle- medi mi? Arap ülkelerinin hangisin- de demokrasi var? Mısır'da mı, Su- udi Arabistan'da mı, Suriye'de mi, Cezayir'de mi? Fakat altan alta Arap dünyasında bir değişim yaşandığını da görmek gerekiyor. Batı bu deği- şimi ne anlayabilir, ne de bunu olum- lu yönde etkileyebilir. Irak'ın bu müdahaleden sonra demokrasiye doğru gittiğini kim, nasıl iddia edebilir?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle