03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2003 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Önce Yık, Sonra Yap! Başbakan Tayyip Bey, yakın arkadaşı, Bayındır- lık Bakanı'na kızmış! Nedeni de, "Irak'ta bize iş yok, kanlı birpara kazanmak istemeyiz" demiş... "Böyleşey yok" diyor. Irak'ın yeniden yapılandınl- nna çabasına biz de katılacağız, katılmalıyız!.. Irak'ta ilk ihaleler yapıldı bile! Iki ABD firması bir- takım işleri üstlendi... Parayı kim ödeyecek? Irak halkı!.. Nesiyle? Petrollerinin geliriyle!.. Irak'ın top- lum düzenini bile bir ABD şirketi kuracakmış! Der- ken, öteki ABD şirketleri işe girişecek, kısa sürede Irak, "u/gar" bir ülkeolacak... Ne güzel bir oyun değil mi? önce yık, sonra ye- niden yap... Bu arada ABD şirketleri kazanç sağ- lasın! Bir yandan da silah fabrikalan, petroi şirket- leri, hepsi, kârlanna kâr katsın... Üstelik, bugün ABD yönetiminin başında olanlann çoğu, bu şirket- lerin ya ortağı ya sorumlulan!.. Kanlı para? Para paradır, kirlisi, kanlısı, pisi ol- maz... Daha dün Bağdat'ı, Musul'u, Basra'yı ço- luk çocuğuyla, kadını erkeği ile yerle bir edenler, yanndan başlayarak o yıkıntılardan yepyeni anrt- lar, kentler, yapılar yükseltecekler... Bir bakacağız ki Irak bir küçük Amerika olmuş. Bağdat yeni bir New York, Basra ise San Fransisco!.. Bu gidişle, Türk işadamlanna Irak'ta pek iş düş- meyeceğe benzer... Hem adamlan, "sizinyanınız- dayız" diye aldat, altmış bin Amerikan askeri Tür- kiye'ye gelip Kuzey Irak cephesini açmaya heves- lenince hayır olmaz, ben savaşınıza ortak olmam de!.. O zaman, ne milyarlarca dolar alırsın, ne de yeni Irak'ın onanmında sana pay verirler!.. Bush ve ortaklan bu kadarla yetinseler! Bizden daha baş- ka şeyler istemesinler, bizi kendi başımıza bırak- sınlarda... Dünyanın gözünü korkuttular. Neydi o en büyük bombardıman uçaklanyfa gece gündüz tepeden ölüm yağdırmak, neydi o acımasızca insan öldür- mek!.. Bir yerde yüz kişi toplanmış, su, ekmek di- ye bağınyor, açarsın yaylım ateşi, otuzunu öldürür- sün! Kim karşı koyabilir sana? Kim hesap sorabi- lir? Bugün Irak, yann Suriye, derken Iran, derken!.. Türkiye zaten, eskiden beri bildiğin, tanıdığın, ba- nş gönüllüleriyle, uzman kadrolanyla elli yıldır içini dışını yakından bildiğin ülke... "Küçük Amerika olacağız" demediler mi yıllar ön- ce? Filmleriyle, gazozlanyla, McDonald's'lanyla, sokaktakj TV'lerdeki Amerikanca reklamlanyla, ad- lan sanlanyla, şarkılarıyla çoktan küçük bir Ameri- ka olmamış mıydık? "Borçver George "şarkısınıunuttukmu?IMF'ler, Dünya Bankalan yıllardır gündelik yaşantımızın için- de değil miydi? önce yıkarsın, sonra kendi elinle yıktıklarını yeniden yaparsın! Ama yeniden yapılamayacak şeyler de var; tarihsel anrtlar, müzeler, kitaplıklar, yerine koyulamayacak değerterL Ama vız gelir, para gücüne tapanlara, ne uygariıklar, ne sanat, ne kültür ne de kıyılan, yok edilen çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar, koskoca bir halk? önemli olan para; kanlı, kansız ne olursa olsun, bir gelsin, gelebilsin de!.. AKHÎSAR HUKUKMAHKEMESt'NDEN Esas No: 2000/474 Karar No: 2OO2'I62 Davacı Semra Yıldız vekili tarafından davalı Osman Yıldız aleyhine açüan boşanma davasında mahkeme- mizce verilen 23.5.2002 tanhli taraflann boşanmalan- na ilişkin karar bila tebliğ ıade edildiğinden tebliğin ilanen yapılmasuıa karar verilmekle, Davalı Osman Yıldız'a tebliğin Türkiye'de yayımı yapılan tirajı yüz binin üzerinde bir gazetede yapılarak tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 26.3^2003 Basın: 18892 Daha aydınlık, Egemenlik Genel Başkanlanndır... Ganİ AŞIK 16. Dönem CHP Kayseri Milletvekili V ann kutlanacak olan Ulusal Ege- üzerindeçetingörüşmelervetartışmalaryapıl- menlüc ve Çocuk Bayramı'nı biz- dı. Kon>r a Milletvekili VfebbiEfendi,girişimi "er- lere armağan eden ve "Bağunsız- benim karakterimdir" diyen• lıkb JL. AtatiAtatürk, mandaterlerin; "çaresiz- Kk" ya da "ihanet" duygusu içindeki önerile- rinı de "Benim için en büyûk sıyanet (sığmıla- cakv«r)vemembaHşefaat(\ardunka\Tiağı)nüJ- letimin sinesidir (kalbi)" dıyerek reddetmıştir. (Vlazhar MüfıtKansu. Atatürk ten Anılar, Cilt 1) Çünkii onun, gençlik yıllanndan beri tutku ile bağh oldugu iki amacı vardı: Bunlardan bi- rincisi. bir ulusal meclis aracılığı ile halkın ken- disini bizzat yönetmesi ve ikincisi de, demok- rasi ile taçlandınlrruş ve modern temellere otur- tulmuş cumhuriyet sistemi. Çağlar boyu sefa- let ve cehalet içinde yaşamış Anadolu insanı- nın paslı zincirlerini kınp, dünya değerleri ile bütünleşmesinin yolunu özgür parlamentoda ve cumhuriyet yönetiminde görüyordu, halka da güveniyordu. Nitekim, 1 Mart 1921 günü BMM"nin 2. açı- lış yılında "Geride kalan bir yıl içiııdeki çaüş- malan içtenlikie kutsadığuu" vurguladıktan sonra, "Uğradığı yok edici sakünlann uyardı- ğı halkımp.yazgısının gerçek sahibi ve egemen- lik hakkuıa layık olduğunu dünyaya kanıdadT biçıminde basladığı konuşmasını, "Ufkumuz- da panldayan ıştklann, bu kadar felaketgönııüş olaiı taJihsiz vataoımızda bir hayırlı sabah ohna- sına dua ediyonun1 ' diyerek yoğun alkışlarla ta- mamladı. (fürk Par. Tanhi, Cilt 1, Sayfa 321- 325) Atatürk'ün en çağdaş projelerinden birisi olan TBMM'nin açılış gününün ulusal bayram olarak kutlanmasını isteyen Saruhan MiIIetve- kilı Refık Şevket ve 11 arkadaşının önergeleri ken" bulup, "Bu gibi bayramlar miOetin kalbin- dendoğar" deyince. Kırşehır Milletvekili Yah- ya Galipın "Hoca efendi hazretkri. bugünü gökteki melekkr bile ululuyor" yollu tepkisine ve ardmdan da "Sizi buraya İngüizlerözeltren- legönderdi" suçlamasınahedef oldu. Izmit Mil- letvekılı HamdiNamık'ın "Ben de tanjgun" di- ye onayladığı Yahya Galip'e başkan "sözünü geri abnası" isteğinde bulundu. Yine Kırşehir Milletvekilı hoca Müfit Efendi'nin, "AfganEI- çisi Sultao Ahmet Han, 57 günden beri 23 Ni- san'a (Medis'in 2. açıbş yılı) vetişmek için yol- lardayım.Mûsiûman Afgan halkı da -özgür bir parlamentonıız olmasından dola>> mududur dedi" biçiminde destek verdiği önerge, Vehbı Efendi, AB Şükrü (Trabzon) ve benzerlennin direnişleri, Saruhan Milletvekili Celal(Bayar), Bolu Milletvekili Tunah Hilmi ve aynı düşün- cedeki milletvekillerinin savunma ve sahıplen- meleri ile aşılarak 23.04.1921 aünü yasalaşü (1: 24-23.04.1921 - Cilt 1). Aradan geçen 82 yıl sonra, Afgan halkı ve devleti ile, Türk halkını ve devletini karşılaştıran bir kişi, nankör ve art niyetli değilse, bejiıi küflenmemiş, soy-sop olarak da temiz kalmışsa, Atatürk'ü doğru an- layabilir. 23 Nisan'ın ulusal bayram olmasına ilişkin yasanın kabulünden 3 ay önce (20 Ocak 1921) \-üriirlüğe gıren 23 maddelik özet bir anayasa ile de sistemin özü "ulusal egemenlik'" olarak şekillenmiştı. 1924, 61 ve 82 anayasalan da ulusal egemenliğı esas aldı ve "Egemenlik hak- kının. hiçbir kişhe, zümreye veya sınıfa devre- dilemejecegi*'nı ısrarla vurguladı. Ulusal ege- menlığin somut ve karakteristik koşulu, genel seçimlerin, halk eğilimlerini doğru ve engelsiz biçimde_parlamentoya yansıtmasıdır. Oysaki. Turgut Ozal'ın başlattığı "atannuş milletveki- li (!)" yöntemınin, tüm genel başkanlar tarafin- dan mutlulukla benimsenmesi sonucu, 20 yıl- dan bu yana, anayasalann "devredilemez" de- diği halkın seçme hakkı devTahnmış ve gasp edil- miştir. Olkemizde siyasilerin ve siyaset kuru- munun saygınüğını yitırmesinin, kitlelerin yok- sullaşması pahasına, kaynaklann yağmalan- masının ötesinde, rejimin tehdit altında olma- suım nedenlerinin temelınde halkm sistem dı- şında bırakılması yatmaktadır. Anayasannı bu kaba ihlalinı. devleti devlet yapan tüm kurumlar yıllardır sadece seyredi- yorlar. 127 sene önceki 1876 Anayasası Padi- şah Abdülhamit e iki meclislı parlamentonun, sadece âyan kanadım beürlemesi yetkisini ve- riyordu. Eğer bizde senato da olsaydı, genel başkanlar, milletvekili ile yetınmeyip, senatör de atamakta asla sakuıca görmezlerdi. Kendi özündeki sübjektifliğı dışında çok so- nımsuzca da kullanıldığı için, partileri yozlaş- tıran ve politikaja soysuzlaştıran bu sistem, ge- nel başkanlan, padişahtan da öteye çağdaş fi- ravunlar haline getırdı. Kuran. firavunu "aşın kibirtiik1 ' yannıda, "kazjkh"" dıye de nıteler. git- mek istemedigı için... (Isl. Ans. C. 4. s. 641). Musa peygamber. Tann'nın yansunasını do- layh olarak görebiüniştir (Araf 143). Mıllerve- kili listeleri yapılırken genel başkanlann göl- gesini bile göremezsiniz. Onlar kendilerini "Tann'nın tahonda" sanırlar. Çe\TeIeri kuşa- tılmıştır. Yerel ve örgütsel beklentilerin yerini sen'ete eklentıler kaygısı almıştır. Adayın ide- olojisi partiye uymuyorsa, partinin ideolojisi ada- yauydurulur. Böylece "Keknğitaklitedenkar- ga, kendi >Tİrü\üşünü de unutur". Gerçek bir demokrasi ve anlamlı 23 Nisan"lar dileği ile. Kültür'e Turizm Gözüyle Bakmak!.. HüseyinAKBULUT B akanlık sayısının azaltıhna- sı gerekçesıyle Kültür Ba- kanlığı'nın Turizm Bakan- lığı ile birleştirilmesi düşüncesin- den rahatsızlık duymaktayım. Böy- lesine bir yapılanma; kültürün öne- minin azaltıhnası ve Kültür Bakan- lığı'nın etkinliğini. işlevıni ve ba- ğımsızlığını yitirmesi sonuçlannı doğuracaktır. Türkiye; kültürel kim- liği yönünden belli bır coğrafya ile sınırlandınlamayan, yaşadı|ı eoğ- rafyayı da aşan çok katrnanlı, zen- gin bır kültüre sahiptır. Türkiye ta- rihine kültürel özgünlüklen açısın- dan bakıldığında karşılaşüan bu du- rum. tarihimıze bütün insanhğuı kültürel köklerinin yansımış ohna- sıdır. Bu nedenle Yüce Atatürk genç Cumhuriyeti tanımlarken Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür" özdeyişini kullanmış- nr. Böylesine bir kültür zenginliği ve özgünlüğu nedeniyle de Kültür Bakanhğı'nın özenle ve önemle ya- pılandınlması ve yaşatıhnası gere- ken sayılı ülkelerden birisinin Tür- kiye olduğunu düşünmekteyım. Öte yandan; güncel yaşamımız- da karşılaştığımız kimlik sorunu- muz, Doğu sorunu, Türk Dünyası ile var olan ve gelişmesine çalıştı- ğımız birlikteliğımiz, Avnıpa Bir- liği süreci ve küreselleşme sorun- lannın temelinde de "kühûr'" ol- gusunun bulunduğunu bilmekte- yiz. 1989 yılında Turizm Bakanlı- ğı'ndan avnlarak bağımsız bır Ba- kanlık durumuna getırilen Kültür Bakanlığı'nın o günkü kanun "ge- rekçesinde" Türk toplumunun hız- lı bır değişme içersinde bulunduğu, tüm hizmetlerin tek elden yürütül- mesinin gerekliliği vurgulanmakta. sanayıleşmenin doğal sonucu ola- rak yaşanan kentleşmenin ve geli- şen kitle iletişim araçlannın mey- dana getirdiği bilgi alışverişinin ulusumuzun sosyal-kültürel yaşa- mında yaptığı tahribatlara engel olabilmek ve böylece milli kültü- rümüzün bozulmasını önleyebil- mek amacıyla kültür faaliyetlen- nin "bir bakanhğmiki işinden biri" ohna durumundan çıkartılarak Kül- tür Bakanlığı adlı bağımsız bir ba- kanhk eliyle yürütülmesi zarureti ve gerekçesi ile Kültür Bakanlığj Jaı- ruhnuştur. Ulusal kültürümüzün yok olma- sı tehlikesi ve yoz eğlencenın kül- tür olarak dayatıldığı günümüzde, yaşanan sürecin bu gerekçeyi orta- dan kaldırmak yerine daha da güç- lü duruma getirdiği düşünülmek- tedir. Kaldı ki Kültür ile Turizm 'i birleştırmedeki mantık da sorgu- lanmalıdır. Eğer kültür; geldiğimiz noktada ülkemizı ziyaret eden tu- ristlere yönelik bir eğlence öğesi (unsunı) olarak algılanıyorsa bu durum daha da acıklı bir boyut ka- zanmaktadır. O>sa binsi sanat. öbü- rü ticaretrir. sanayi ağırlıklıdır. Birisi duygu ve düşünce dünya- mızdır, öbürü maddedir, paradır Birisinde insan için karşılık bek- lemeden gelecek için para harca- maktır, öbüründe ise nasıl ve nere- den gelirse gelsin para kazanmak- tır. Birisi onu özenle korumaktır, öbürü ise korunması gereken yere bile tesis yapmaktır. Kültüre salt turizm açısından bak- mak doğru değildır. Cünkü kültür; kimliğimiz içindir. birliğimiz için- dır. bizun için vazgeçılmez bır de- ğerdir Öte yandan Kültür Bakan- hğı'nın Turizm Bakanlığı ile birleş- tirilmesi karan siyasal bir karardn*. Ancakhazırlananyasal düzenleme çahşmalan aşamaiannda yaşanunı Bakanlığa adayan ve bu nedenle kültür-sanat alanuıda öncnıü biri- küne ve deneyime sahip olan Ba- kannkçahşanlaruun bile görüşleri- nin ahnmasına gerek duyulmama- sı ise düşündürücüdür. Ohnası beklenilen böylesine bır yaklaşımın, olası sakıncalan önle- yebileceği gibi daha da ötesi (şef- faflık) katılımcılık ve özetle de- mokrasi kültürünün gereği olduğu- nu düşünmekteyim. îkı bakanlığın birleştirilmesinde gerekçe "çok genişlemiş ve nantal bir yaprya bürünmüş kamu yöneti- minin reforma tabi tutubnası" ge- reği doğru bir değerlendirmedır. Ancak sorunun çözümü; iki bakan- lığın birleştirilmesinden çok. Kül- tür Bakanhğı'nın, hızh değışım için- deki toplumun gereksinmelerine, günümüzün küresel ve teknolojik gelişmelerine yanıt veremeyen. da- ha da önemlisi siyasal iktidarlann değişmesiyle her gün değişen mev- cut merkezci siyasal yapısuıın so- na erdirilmesi ile olanaklıdır Kültür Bakanlığı'nın bu yapısı nedeniyle. süreklilığe sahip kültür politikalan ve planlamalan oluşa- mamakta, bu politikalar; değişen iktidarlara bağh olarak da sürekh de- ğişmektedır. Tasarruf düşüncesıne gelince; Kültür'de herhangı bir ge- rekçe ile tasarnıfa gidihnemesi ge- rektiğini düşünmekteyım. Ticari kayıplar karşılanabilir Daha büyük sorunlara yol açabilecek kültürel kayıplann yeniden kazanılması ise olanaksızdır , onurlu bir Türkiye için var itllSlltlZ? Türkiye'nin "Bir Milyon Çocuk Eğitim Kampanyası" îçin 23 Nisan'da ekran başına geçelim! Televizyon programlarında konuklarımız, röportajîarımız ve gerçek öyküierimizle sizinle olacağız. O gün Eğitim Gönüllüleri için gelen bütün bağışları ve her türlü katkıyı, canlı yayında sizlerle paylaşacağız. Yüz binlerce çocuga daha eğitim desteği vermek isteyen herkesi, "Ben de varım!" demeye çağırıyoruz. YURTİÇl BANKA HESAP NUMARALARIMIZ BANKA CAGRI MERKEZLERİ BANKA AOI Dışbank Garantı Bankası Is Banfcası koçbank ŞUBE ADI Merkez 5ube B,ıg J;bjs; Beyierbtyr Marmara Yapı Kredı Bankası C.îtoiı;eş.Tie HESAP NUMARALARI (TL) 304401010 Ö299848 226852 10OO000 1821-6 Dışbank Garantı Banlcası I; Bankası Ko^bank Yapı Kredi Bankası TELEFON NUMARASI 444 0144 444 0 333 444 02 02 444 0 555 4440444 internet'ren yjpatagtnız bjqı>lafınız içn WWW.tegv.org jdınımiK girip. "Bagı; yapın* link'ını tıkljyabılıtsınil BsnkaİJnmıztn websit9İen ûztnnden de bagtş yapabtiiı Cumhuriyet gazetesirıin katkılarıyla yayımlanmıştır. 23 NİSAN SAAT 10.00'DAN İTİBAREN EKRAN BAŞINDA BULUŞALIM! Her çocuk geleceğe umutla baksın PENCERE Hırslı Barbarların Babil Kulesi Nisan geldi geçiyor, havalar oynak, bahann ta- dı ekşimtırak.. Insanlar buruk.. Cahrt Sıtkı Tarancı'nın insanın yazgısı üzerine alçakgönüllü bir şiiri var: Kimi insan derbeder, ömrünü heba edip gider. Kimisi maişet derdine düşmüş, Rahattan bthaber. Olmayacak işler peşinde, Kimisi taban teper. Kimisi dul, kimisi öksüzdür, Alınyazıst kahreder. Aklından zoru var kiminin; Merhamet ister. Ben sevda çekerim, Hepsinden beter. • Bizim medyada bir açıkgöz pazarlamacı takımı türedi, bunlara parmak ısınlır... Amerika'nın yedeğinde Irak'a dalsaydık, pek mutlu olacaklardı... Olmadı... Karalar bağlıyorlar, kaçırdığımız fırsatı anlata an- lata bitiremiyoriar... Insanoğlu ne hırslı, ne garip yaratık!.. Dil alıştırması için söylenen bir tekeriemeyi ba- bam sık sık yinelerdi: Bir berber bir benbere Demiş ki.. Gel bre berber, Seni berberliyeyim. Günümüze uyarlayıp Bush ile Saddam'ı düşü- nürsek tekerleme şöyle değişir Bir barbar bir barbara Demiş ki.. Gel bre barbar, Seni barbahıyayım. Bush ile Saddam'ın karşılıklı barbartıklannın or- talık yerine paralı asker gibi dalsaydık, ne sonuç alırdık?.. Barbarlanmaz mıydık?.. • Irak'ı işgal eden Amerika ş/mdi Mezopotamya'da Babil kulesini yapmaya girişti... Turhan Selçuk'un geçen gün bu yolda bir ka- rikatürü yayımlanmıştı... Babil kulesi Kutsal Kitap'ta anlatılır. Mezopotamya'da Nuh'un torunları gökyüzüne tırmanmak üzere Babil kulesini kurmaya başla- mışlar; yerküre yetmemiş, gökyüzünü egemenliğı attına aimak isteyen hırslı insan en alt kattan işe başlamış, ama, sonunu getirebilmiş mi?.. Kule gökyüzüne dek uzanacak, kuşaktan kuşa- ğa yapım işi sürecek.. Baba Bush, Mezopotamya'da Babil kulesinin temelini atıp alt katını yapmıştı... Oğul Bush ikinci katını mı bitirdi?.. Gökyüzü daha çok uzak!.. • Nisan geldi.. Geçiyor.. Penceremin karşısındaki erik ağacı tepeden tır- nağaçiçeklendi... Irak'ta da -eğer varsa- erik ağaçları bu ilkbahar- daçiçekaçtılarmı?.. Ağaç bu.. Bilinçsizdir.. Açar. INGILIZCENIZ İNGİLİZCENİZ sorun yaratıyor ise... veya... geleceKte, sevdlklerlnlzln bu sorunları yaşamalarını istemlyorsanız... The English Centre Dil Okulu size akılcı çözümler öneriyor genel ingilizce programlan çocuklara özel programlar sirketler ve kuruluslar için özel programlar is ingilizcesi programlan konusma sınrflan bire-bir eğitim TOEFL - IELT5 - KPD5 hazırlık programlan IMaytı Bilgl için İSTANBUL Rumoll Cad. Mo.-92 80220 Osmanbey Te(:(0212) 225 91 72 - 247 08 83 mail: engMshcenlre@superonlıne.conı Intamei: http^\»ww.(r>glishcentrecom http^/www englshcentre.net ENGLİSH CENTRE Tel: (0-216)492 32 32 DİY4RBAKIR tŞ MAHKEMESt'NDEN Sayı: 1997/244 Davacı SSK Genel Müdürlüğü tarafindan davalüar Abdurrahim Aytar ve aıkadaşlan aleyhine mahkeme- mizde açtıgı hizmet tespiti emeklilik işleminın iptali davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince: Davalı Mehmet Ali Uyan'ın mahkememizce yaptın- lan adres araştırmasından adresinin tespit edilemediğı ve tüm aramalara rağmen bulunamadığından ilanen tebligat yapılmasuıa karar verilmiş olup davalı Meh- met Ali Uyan'ın mahkememizde yapılacak olan 20.5.2003 günü saat 11.15'teki duruşmasına gelerek dava ile ilgili belgelenni sunması veya kendısını bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam edilip karar verileceği tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 18006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle