Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 MART 2003 ÇARŞAMBA
HABERLER
Cüneyd Zapsu, AKP liderinin ABD için aldığı büyükrisktenzararlı çıktığmı söyledi
Erdoğanprestij kaybetti
Cüneyd Zapsu.
• Erdoğan'ın
danışmanı Zapsu,
AKP hükümetinin
TBMM'ye yeni bir
tezkere sunmasını,
ABD'den yeni bir
önerinin gelmesine
bağlayarak "Elimizde
parlamentoya yeni bir
tezkere sunma riskine
değecek bir şeyler
olmalıdır" dedi.
Dış Haberier Servisi - AKP
lideri Tayyip Erdoğan'ın
danışmanı Cüneyd Zapsu,
ABD'nin New York Times
gazetesine yaptığı açıklamada,
hükümet tezkeresinin
onaylanmamasının, Erdoğan'a
büyük prestij kaybettirdigini
söyledi. Zapsu, AKP
hükümetinin TBMM'ye yeni
bir tezkere sunmasını,
ABD'den yeni bir önerinin
gelmesine bağlayarak
"Efimizde parlamentoya yeni
bir tezkere sunma riskine
değecek bir şeyler olmabdır"
dedi. AKP MKYK üyesı
Zapsu, "Erdoğan, ABD için
risk aldı ve büyük bir prestij
kaybına uğradı. Böyle bir riski
bir kez daha alamaz" dıye
konuştu.
'AKParadakakh'
Gazete aynca, Ankara'da
yapılan açıklamalann,
Türklerin tutum değiştirerek
tezkereyi hızlı bir biçimde
onaylaması umutlannı
söndürdüğü yorumunu yaptı.
ABD'li diplomatlann Ankara
ile görüşmeye devam
ettiklerini de belirten gazete,
şu ifadelere yer verdi:
"ABD'nin talebine ilişkin
tarüşmalar, AKP'yi en önemB
müttefikinin taJepleri ik büyük
bir çoğunlukla savaşa karşı
olan Türk halkı arasında
sıkışmış bıraktL 90 kadar
miDerveküinin tezkereye karşı
çıküğı cumartesi günkü
oyiamadan beri partinin
bölüneceği spekülasyonu bile
var" New York Times,
AKP'nin içinde ABD
planlanna yönelik tepkinin
hâlâ çok güçlü olduğu için,
tezkerinin bir kez daha
denenmesinin zorluklanna
değinirken de adını
açıklamayan bir Türk
yetkilinin, "Bir kez daha dener
ve başansız olurlarsa
birfelaketohır"
değerlendirmesine de yer verdi.
PARÇALANMA KORKUSU
AKP'de birlik
arayışı başladı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP yönetimi, tezkere oylamasıyla
yaşanan depremin ardından parti içinde
birlik arayışına girdi.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan, dün grup toplantısının basına
kapalı bölümünde "Cumartesi günü
olanlar o günde kaldu geçmişi kaşımaym.
Biıük bütünlüğümüzü korumamız
gerekiyor. Herkes kendi gündemine
dönsün" dedi. Partinin dünkü grup
toplantısında söz alan tçişleri Komisyonu
Başkanı Ziyaeddin Akbulut "parti
bütünlüğünü korumaya" dönük konuşma
yaptı Başbakan Abdullah Gül de "ABD ve
EVÎF ile görüşmelerin sürdüğünü, yeni
vergilerden çoğunun bir kez abnacağnu,
piyasalan rahatlatmaya dönük adımlarm
devam edeceğmi" söyledi. Başbakan
Yardımcısı Ertuğrul
Yalçuıbayu* ise koşullar
değişmezse yeni
tezkerenin de
reddedilebileceği
uyansında bulundu.
Yeni bir tezkerenin
Meclis'e sunulup
sunuhnayacağı sorusu
üzerine normal sürecin
devam ettiğini belirten
Yalçınbayır, "Yeni
şartlar varsa yeni
tezkere yine gündeme
gelebinr. Bu doğaldır.
Aynı şartlar devam
ediyorsa aynı sonuçlar
ahnır" diye konuştu.
Tezkere
oylamasıyla
yaşanan
depremin
ardından, AKP
içinde bütünlük
arayışlan
başladı. Grupta
konuşan
Erdoğan,
"Cumartesi günü
olanlar o günde
kaldı, geçmişi
kaşımayın. Birlik
bütünlüğümüzü
korumamız
gerekiyor.
Herkes kendi
gündemine
dönsün" dedi.
'Beklediğimiz
cevaplar gelmedi'
Yeni tezkereyi
imzalayıp
imzalamayacağı
sorusunu da yanıtlayan
Yalçınbayır, "Bunlar
önemli değil, özel bir
tavnm yok. Parti içinde
birtik ve beraberlik \-ardir. bundan sonra da
var olacaktır" görüşünü dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış. tezkereyle
ilgili sorular üzerine, konunun hem parti
hem de hükümet içinde değerlendirildiğini,
bu süreç bittiğinde yeni bir tezkerenin
sunulup sunulmayacağının ortaya
çıkacağını bildirdi. Türkiye ile ABD
arasındaki görüşmelerin "bırataldığı
yerde durduğunu" kaydeden Yakış,
"Bıraküdığı yer bitmiş bir nokta mıydı"
sorusu üzerine "Bazı beklediğimiz
cevaplar vanu, onlar daha gelmemişti.
Yeniden başlandığı zaman bakacağû"
dedi. Yakış, tezkerenin 9 Mart sonrasına
kalıp kalmadığı sorusuna, konunun
tarihle irtibatlandınlmasının doğru
olmadığını belirtti.
• Tayyip Erdoğan,
tezkere karşıtı
milletvekillerini
uyanrken,
"Ödediğimiz
bedelleri hatırlayın.
Gelişmelere seyirci
kalmayacağız"
dedi. Erdoğan'm
'Eski defterler
tedavülden
kaldınlmıştır. Sizin
özlediğiniz o
siyaset bitti'
sözleri, 'Erbakan'a
gönderme' olarak
yorumlandı. AKP'nin grup toplanüsının başmda Karaman'dan gelen üretkfler ebna dağıtü. (Fotoğraf: AA)
Milletvekillerini uyaran Erdoğan, 'gereken adımlan atmak zorundayız' dedi
4
Yeni tezkere' îşaretiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP
Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, savaş
tezkeresinde hûkümeti desteklemeyen parti
grubunu uyanrken yeni bir tezkerenin işare-
tini de verdi. Milletvekillerine "Sonımluhık
sahibi olun. Yalnız vkdani olanı değil, akla
uygun olanı daseçin. Gerekenadmuan atmak
zorundayız'' diyen Erdoğan, AKP'lileri etki-
lemeye çalışan Necmeöin Erbakan'ı ima ede-
rek "Eski defterler tedavülden kakünlmıştır.
Sizin özkdiğmiz o siyaset bitti. Kimse hama-
setten medet ummasın" diye konuştu.
Erdoğan, dün grup toplantısında gelece-
ğe dönük tavrtnı ortaya koydu. ABD'ye des-
tek içeren tezkereden vazgeçmedikleri mesa-
jı veren Erdoğan, "Kişisel ikbal ve ihtiraslar
Türkiye'ııin gekceğmin önünekoyulduğu için
ödediğimiz bedelleri hanrlayın" diye konuş-
tu. "Biz,etimizitaşınalnnakoydukveyolako-
yukhık" diyen AKP lideri, ülke sorunlannın
kartopu gibi büyüdüğünü, bunlan bir bütün-
lük içinde ele almanın devlet yönetimi oldu-
ğunu ve "bu anlayısın ürünü olarak" Mec-
lis'e tezkere gönderildiğini söyledi.
Erdoğan, "Kimse çıköğımız yolda bizi tö-
kezletemez,bubö>1ebüme.Sorununbasitbir
evet- hayır meseksi obnadığmı söylemeye ça-
hşok. Türkiye kendi güvenliği için gelişmele-
re seyirci kâhnayacak ve soruna ne şekOde
müdahale etmesi gerektiği konusunda hangj
yönteme başvuracağını önümüzdeki günler-
de tayin edeceknr" diye konuştu.
Başbakan Gül, "Tezkere reddedfldi, kriz
bitti diyeıneyiz. Bu kriz devam ediyor. Keşke
bu krizin bifoğini söyleyebüseydik. Süreç iş-
lemeye devam ediyor'
1
dedi.
Baykal, tezkerenin kabul edilmesi için dayatmalara girilmemesini istedi
Meclis yap-boz tahtası değilANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP lideri Deniz Baykal,
Meclis'te reddedilen tezkerenin
tekrar kabul edilmesi için dayat-
malara teslim olunmamasını is-
terken "Yanhş hesap TBMMton
döndü. Meclis'i yap- boz tahtası-
na kimse çevirmesüT dedi. Ver-
gi pakerinin "Banşm bedefi" ola-
rak sunulmasını eleştirerek sa-
vaş kışkırtıcılannın kurduğu bu
tuzağa düşülmemesini isteyen
Baykal, hükümete "Siz tetikçi
misiniz? Savaşa kaülma karşıh-
ğı alacağuıız parayla bütçe yap-
mayı mı planhyordunuz" diye
seslendi.
CHP lideri Baykal, dünkü grup
toplantısında yapöğı konuşmada,
tezkere konusunda aldıklan bağ-
layıcı kararla milletvekillerine
görüş dayatmadıklannı, CHP'li-
lerin özgür iradeleriyle oy kullan-
dıklannı söyledi. Meclis'in tez-
kereyi reddederek aldığı tarihi
karann şaşırtıcı bir yanı olmadı-
ğını belirten Baykal, "Siyasi ira-
deyi kapah kapdar arduıda bazı
Baykal, "Türkiye'ye en büyük
zararozaman verilmiş olur. Yan-
hş hesapTB.VlM'den döndü. Mec-
lis'i yap-boz tahtasuıa kimse çe-
virmesin. Kimse Meclis'in tarihi
skiüyle oynamasm. Bu coğrafya-
• CHP lideri Baykal, hükümete "Siz tetikçi misiniz?
Savaşa katılma karşılığı alacağınız parayla bütçe
yapmayı mı planlıyordunuz" diye seslendi.
kimseleıie işbiriiği yaparak yön-
lendirme olanağuun olmadığı or-
taya çıkmısür. Meclis karanna
layık obnayi bilmek lazun. Ka-
ran nasü değiştiririz telaşı uygun
bir yaldaşun değü" diye konuş-
tu. '
Türkiye'nin reddedilen tezke-
reyi tekrar kabul etme dayatma-
sına teslim olmamasını isteyen
da kardeşçe yaşamak istiyoruz.
Kimsebizibirbirimize düsürme-
sin, bizi rahat bıraksınlar" dedi.
Baykal. "Türkiye'nin askeri
harekâta katkı vermesi halinde
yönlendirici konuma geleceği"
söylemlerini de eleştirerek Tür-
kiye'nin dikkatli davranmasını
istedi.
Hükümetin yeni kaynak pa-
ketiyle halka 15.7 katrih/onluk
yük getirdiğini, bunun 9.5 mil-
yar dolara denk geldiğini anla-
tan Baykal, "savaşa kanhnama-
mızm sonucu budur" değerlen-
dirmelerine işaret ederek şun-
lan söyledi:
"Savaşa girmeyi taahhüt et-
seydiniz, 4 milyar dolar yardun
alacakümz. Bu 5.5 ntOyar dolar-
hk fark ne? 4 mihar dolar ru-
rizm sektörünün zaranm bile
karşılamaya yetmez. Maüye Ba-
kanı 'Banşın bedeli bu' diyor.
Savaşm bedeli yok mu? Savaşın
bedenni ödedhiiz mi? Bu bütçe
AKP iktidarmın yanhş ekonomi
poitikalannn Türkiye habna ge-
tirdiği ağır yükü yansıüyor. Siz
tetikçi misiniz? Savaşa kaülma
karşdığı alacağınız parayla büt-
çeyapmayı mı planhyordunuz?"
IR NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.conr
Makedonyalı kadın gazeteci YVon-
ne'un, "Milyarlarca dolan birkena-
ra ittiniz. Hiç beklenmeyen bir so-
nuç elde ettiniz. Artık sizi herşey için
yüz yıllığına affedebilirim" sözleri
şimdi daha anlamlı bir hale geliyor.
Başta ABD'den olmak üzere dünya-
nın dört bir yanından Türkiye'nin tu-
tumuna ilişkin destek ve sempati
mesajlan yağıyor. Hürriyet gazetesi-
nin dün karşılaştırmalı olarak yayım-
ladığı Türkiye'ye ilişkin karikatürler-
deki yaklaşım bir gün içinde dünya-
da meydana gelen büyük değişimi
çok güzel yansrtıyor. Düne kadar pa-
ra için kıvırtan bir Türkiye tablosu çi-
zen Batılı karikatüristler, bir anda
Türkleri tanklara karşı duran bir kah-
ramana dönüştürüverdiler.
Hükümet ya da Milli Güvenlik Ku-
rulu ABD biriiklerinin Türkiye'de ko-
nuşlandınlmasına karşı çıkabilirdi.
Buna da savaş aleyhtan bir kişi ola-
rak sevinmekgerekirdi. Karann Mec-
lis'ten çıkması en güzeli. Karar bu ne-
denle sivil bir duruşu yansrtıyor ve
İşte 'Milli Onur'
toplumun temel tepkisini dile getiri-
yor. Bu karara bizim karanmız diye-
biliriz. Bu karar sivil bir karar oldu-
ğu için daha çok bizimdir.
• • •
Türkiye, son yıllann en onurlu ka-
rarlanndan birini aldı. Türkiye'nin
onuru üzerine bu ülkede çok tartış-
malar yapıldı. O tartışmalarda onur
sorunu hep "işkence", "insan hak-
lannın ihlali", "Kıbns'ta çözümsüz-
lük" g\b\ konular gündeme geldiğin-
de, kullanılırdı. Türkiye'nin demok-
rasi karnesinin kötü olduğu bir ger-
çek. Bu gerçek Batılılarca belirtilin-
ce, "Kimse bizim milli onurumuzla
oynayamaz" diye efelenenler, aslın-
da bu durumun devam etmesine
destek veriyorlardı. Onlann her ya-
zılan bu türden "onur" sözcükleriy-
le doluydu.
"Bu ülkenin onuruyla oynatma-
yız" diye en çok efelenenlerden bi-
risinin Tezkere'nin reddedilmesi üze-
rine yazdıklannı okuyorum. Gerçek-
ten komik denecek şeyler söylüyor.
Milli onura çok düşkün yazanmız ya-
zısının başlığını "Kına Yaksınlar" di-
ye koymuş. Türkiye'nin dünya çapın-
da büyük bir direniş örneği verme-
si yazarımızın ağzının bozulmasına
da neden olmuş. Nerede milli onur?
ABD "höt" deyince üsleri, tesisleri
ABD askerine açarak mı milli onu-
rumuzu koruyacağız? Aslında o "mil-
li onur" sözlerinin arkasında o zaman
da işkenceye, baskılara teslim olun
diyen bir anlayış yatıyordu. Bugün-
kü söyledikleriyle o zaman söyle-
diklerinin özü konusunda bir fark ol-
duğunu da sanmıyonjm. Sonuç her
ikisinde de teslimiyet amaçlıydı.
Onur düşkünü bu yazarların bu
kez Türkiye'nin prestij kazanmasın-
dan, bir direniş örneği vermesinden
hoşlanmamasıyla onlann dünyaya
bakışlan arasında bir paralellik ol-
duğunu söyleyebiliriz. Birçoğu, ABD
şirketlerinin Türkiye bayileri olarak mil-
liyetçiliklerini geliştiımişler, komü-
nizm düşmanlığıyla ABD işbiriikçili-
ğini pekiştirmişlerdi. Onlann onurla-
nnı asıl zedeleyen şey özgüriüktü. On-
ların onurlanna uygun olan teslimi-
yetti. Bugüne kadar onlann teslimi-
yet çizgisi Türkiye'ye egemen oldu.
Türkiye'de onlann borusu öttü. Pe-
ki bunun sonunda Türkiye ne ka-
zandı? O iddia ertikleri maddi ka-
zançlar bugüne kadar neden Türki-
ye'nin yanına bile uğramadı.
• • •
Türkiye'nin elde ettiği saygınlığın,
teslimiyetten daha kazançlı olacağı-
nı da göreceğiz. Bu direnişle şimdi-
ye kadar dünyada aleyhimizde esen
rüzgârlann da tersine çevrilmesini
sağlayabiliriz. Avrupa'nın Türkiye ile
ilgili bölümünün başındaki önemli
bir siyasetçi bana aynen şunlan söy-
ledi: "Türkiye 'nin şu ana kadarki di-
renişini hayranlıkla izliyoruz. Bu di-
renişi ne Almanya ne de Fransa ya-
pabilirdi. Bunun Türkiye'ye olağanüs-
tü bir prestji kazandırdığını zaman
içinde daha iyi göreceksiniz."
• • •
Dünyada ABD'ye teslim olarak
kalkınmış, demokratikleşmiş, halkı-
nı refaha kavuşturmuş bir ülke gör-
dünüz mü? ABD'nin savaş manga-
lanna en çok asker veren ülkeler-
den birisi hep Türkiye oldu. Kore'yi
unutmayın. Bu bedelin karşılığı ola-
rak Türkiye şimdi nerede? 2000 do-
larla Avrupa'nın en yoksul ülkesi du-
rumunda.
Türkiye, sıkı durursa yalnız milli
onurunu korumakla kalmayacak, bü-
tün dünyanın sevgi ve desteğiyle
daha büyük maddi kazaçlan da el-
de edecektir. Şimdiye kadar sava-
şa yatınm yaptık ve ABD'nin peşin-
den gittik, durum ortada. Şimdi bir
de tersini deneyelim.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
'Çatlak'!
"Tez/cere"nin Meclis'e takılmasıyla birlikte, ülke-
nin ideolojik evreninde çok önemli bir çatlak açıl-
dı. Küreselleşmenin, ABD hegemonyasının kaçı-
nılmazlığı, bunlara karşı çıkmanın bir felaket ola-
cağı iddialanyla "kapatılmış" olan ideolojik evren
şimdi yırtıldı, içeri yeni seçeneklerin girme olasılı-
ğı belirdi. Bu çatlak büyütülebilir!
Sömürge sendromu
Sömürge kavramım, tarihsel özelliklerinden
soyutlayarak düşünürsek, Fanon'dan esinlene-
rek, "Ulusal uzamda birbaşkasının, yabancınm ik-
tidan" olarak tanımlayabiliriz. Sömürgeci bu uza-
ma "zoria" -bu illaki açık şiddet olmayabilir- girer.
O girdiği yerdeki ekonomik ve kültürel yapılan dö-
nüştürür ya da yok eder. O girdiği uzamda kendi-
sini temsil eden kişi veya kurumlarta iktidannı ger-
çekleştirir. Girdiği yerdeki kültürü "geri" olarak ni-
teler, sonra kendi kültürel biçimlerini benimseyen
ve yeniden üreten birtabakaoluşturur, onlann üze-
rinde durur. Kendilerini sömürgecinin gözüyle
gören bu tabakalar, misyonlarını çağ atlatmak ve
reformculuk olarak saptarken aslında sömürgeci-
nin ırkçılığını yeniden üretirler. Kapitalizmin tari-
hinde sömürgecilik önce bir merkez ülkenin eko-
nomik krizini aşmaya yönelik bir refleks, sonra da
diğer merkez ülkelerle arasındaki hegemonyacı
(emperyalist) rekabette bir güç kaynağı olarak or-
taya çıktı. Ama, bu iki özellik sömürgeciliğin, kri-
zin ve uluslararası hegemonya süreçlerinin nite-
liklerine göre değişen biçimler gösterebileceği-
ni de düşündürür.
Yukarıdaki saptamalardan hareketle, 1980'ler-
de Türkiye'nin giderek bir sömürge sendromu ser-
gilemeye başladığını söyleyebiliriz. Ülkenin ulusal
uzamı (ekonomik, kültürel, estetik) uluslararası ser-
mayenin sınırsız kullanımına açıldı. Uluslararası
senmayenin krizine çare ararken IMF tarafından
geliştirilen, çevre ülkelerin ulusal ekonomilerini
merkezin kullanımına sınırsız açmayı amaçlayan pro-
jeler, giderek özellikle güçlendirilen dış borç me-
kanizmalanyla, gerçek ya da potansiyel bir eko-
nomik şiddet (mali kriz) ya da açık fiziki şiddet ara-
cılığıyla uygulatıldılar. Böylece ulusal uzamlar mer-
kez ülkelere açıldı. Bu süreç beraberinde, bu açıl-
maya cebini ve kimliğini bağlamış bir tabaka da
geliştirdi. Bunlar sömürgeciliğin öbüryüzünü, elin-
de tuttuğu maşayı oluşturdular. Bu sırada ülkenin
kullandığı dil, yani bireylerin realiteyle ilişki kurma-
lannın (sembollerden oluşan) aracı, bir başka re-
alitenin, hegemonyacının realitesinin özelliklerini Ok-
tidannı) taşıyan bir dilin saldınsına uğradı. Gaze-
teler, televizyon kanallan bu yeni sembollerin şid-
detini yaydılar, dayattılar, yeniden ürettiler. Böyle-
ce giderek ülkenin vatandaşlannın kimlik oluştur-
ma süreçleri, bu sembollerin egemenliği (tecavü-
zü) altında şekillendi. Artık ülke önündeki ekono-
mik seçenekler, hükümetlerin programlan, dış po-
litika tercihleri, ulusal uzamdaki "ötekinin iktidan"
tarafından belirlenir oldu. Seçimlerin bir anlamı
kalmadı...
Tezkere...
Tezkereye giden süreçte, "ötekininiktidannın"
tüm özelliklerini bir kez daha görmek mümkün ol-
du. Hükümet, partisinin ve halkın genel eğilimini
dikkate almadan, ABD ile anlaşmaya başladı. Iz-
lediği yolu, ABD iradesini, ülkenin önündeki tek se-
çenek, ABD'nin garantisiz ve belirsiz vaatlerini,
gerçek kazançlar olarak sundu. IMF şiddetini, ken-
di siyasi çizgisini savunmak için kullandı. Ne IMF'ye
ne ABD'ye hayır diyemedi.
Hükümet böyle yaparken, medyada bir yazar çi-
zer takımı, ABD ve IMF adına halkı korkutacak
fanteziler üretmeye soyundular. "Savaşa girmez-
sek, dolar (dikkat dolardan daha güçlü olan Euro
değil) yükselir, borsa düşer, ekonomi çöker, borç-
lar ödenemez" diye tutturdular. Ama bunun nasıl
olacağını gizlediler. Borsanın ülke ekonomisi ve hal-
kın yaşamı içindeki yeri ihmal edilebilecek kadar
küçüktür. Eğer, ulusal uzamdaki ötekinin iktidan-
nın maşalan (mali alandaki ve medyadaki) bu ü l -
kenin halkını korkutarak dolara yönlendirmeye ça-
lışmazsa, borsadaki "oyunu" bu yönde kurmaz-
larsa dolar çıkmaz, ekonomi çökmez. Çökecek-
se, ülke halkına ekonomik ve ideolojik şiddet uy-
gulanacağı için çökecektir. Borçlar ise ertelenebi-
lir, hatta ödenmeyebilir, bu bir siyasi seçenek s o -
runudur.
Bugün, tezkerenin açtığı çatlaktan bakıp, sömür-
ge sendromunu sorgulamazsak, yarın daha ağır
sorunlaria karşı karşıya kalabiliriz.
AKP ve CHP'nin Siirt savası
Seçim için geri
sayım başladı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Siirt'te
pazar günü yapılacak ye-
nileme seçiminde, 119
bin 210 kayıtlı seçmen,
568 sandıkta oy kulla-
nacak.TKP,CHP,tPve
AKP'nin katılacağı se-
çimde yüzde 10'luk ül-
ke barajmın geçerli ol-
ması nedeniyle sadece
AKP ve CHP milletve-
kili çıkarabilecek. Siirt
seçimine katılmayaca-
ğını açıklayan partilerle
Fadd Akgündüz'ün top-
lam 61 450 oyu, A K P
ile CHP arasındaki ya-
nşta belirleyici olacak.
Üç milletvekilinin se-
çileceği Siirt'te oy ver-
meişlemi, 06.00-15.00
saatleri arasında gerçek-
leştirilecek. Siirt seçi-
mine karılacak partiler
ve adaylan şöyle:
TKP MuharremMı-
nk,Emine SerpflRenda,
Deniz Ünver; İP: ZekS
Karahan, Yiısuf Çelik^.
Bayram Yurtçiçek.
CHP: Ekrem Bilek^,
Abdulhalim Çınar, Ab—
durrahman KaysL
AKP: Recep Tayyip>
Erdoğan, Öner GÜye—
şü,ÖnerErgenç.
Parmaklar bmanacak
Siirt'teki seçimde,
yurttaşlar seçmen bilgi
kâğıdı ve kimlıklerini
göstererek oy kullana-
bilecek. Nüfus cüzcanı,
resmi daireler veya
KtT'lerden verilen knn-
lik kartlan, pasaport ev-
lenme cüzdanı, askerlik
belgesi, sürücü belgesi
gibi kimliğini terediiüt-
süz ortaya koyan ream-
li, resmi nitelıkteki tel-
geler kimlik olarak gos-
terilebilecek.