06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Irak'ta savaş tehdidine uygun strateji belirleyen BP, son üç ayda 2.64 milyar dolar kazanç sağladı Korkuylabüyüyen şirket• Alaska'daki kazalarla prestiji sarsılan British Petrol, Irak operasyonu sonrası senaryolarda belirgin bir rol oynamaya hazırlanıyor. FRANSA Ticari kaygı büyüyor Ekonomi Servisi - Irak'la ticareti azalan ve ticari ilişkilerini diplomatik yollarla çözümlemeyi tercih eden Fransa'nm, işlerinin daha fazla bozulmaması için Irak'taki savaşa karşı olduğu belirtiliyor. Almanya'da yayımlanan Die Zeit gazetesinde, Paris'tekı Fransız-Arap TicaretOdası(FATO) Başkanı Serge Boldevak, 1991'dekiKörfez savaşının ardından ambargolar nedeniyle Irak ticaretinin tamamen çöktüğünü, ancak 2001 yılında Fransa"nm Irak'a ihracatının 600 milyon Euro'ya ulaştığı belirtildi. 2001'de Fransa'nın Irak'la ticarette 8. sıraya genlediğinı ıfade eden Boldevaix, Fransız endüstrisinin bu duruma daha fazla tahammül etmek istemediğini vurguladı. Fransa, özellikle Irak'taki petrol yataklannın işletilmesinde hassasiyet gösteriyor. 1970'li yıllann başlannda devletleştirilen Irak petrol endüstrisinin, bazen Ingiliz, bazen de Rus şirketlerini kapının önüne koyduğu belirtiliyor. Ancak Irak'ın batısındakı Maynoon ve Bin Umr'da yer alan dev petrol yataklannda çahşan çokuluslu Fransız petrol şirketi TotalFinaElf, bu durumdanhiç etkilenmemiş ve bu şirkete hiç dokunulmadı. Paris'te OECD bünyesinde bulunan Uluslararası Enerji Ajansı'nın Arap ülkeleri uzmanı OHvier Appert, Fransa'nın Irak petrollerindeki hissesinin çok az olduğunu belırterek 2000 yılına kadar Fransa'ya ithal edilen petrolün yüzde 10'u Irak'tan gelirken günümüzde bu oranın yüzde 5'e genlediğinı söyledi. SERDARESEMJ Savaş korkusu nedeniyle petrol fiyat- lanndaki yükseliş, tngiltere'nin çoku- luslu petrol şirketi British Petrol'ün (BP) gelırini son üç ayda yüzde 50 art- tırarak, 2.64 milyar dolar net kazanç el- de etmesini sağladı. Son üç aydaki ka- zancın yanı sıra şu anda Irak'ta atıl du- rumda olan bazı petrol yatakJarının ABD'nin kazanacağı düşünülen savaş sonrasında eskileriyle değiştirilmesi AJaska'daki kazalarla imajı sarsılan, iç politikadaki sorunlardan kurtulma- ya çahşan zor durumdaki BP'nin baş- kanı Lord Edmund John Philipp Bnmn'ın stratejisine uygun olduğu belirtiliyor. Almanya'da yayımlanan Der Spigel dergisinde BP'nin uzun vadede bir za- manlar kendisi için çok önemli olan Ku- zey Denızi ve Alaska'da bulunan pet- rol yataklanna bağımlüığını azaltarak kâr merkezlerini başka bölgelere kay- dırmayı planladığı belirtiliyor. Kuzey denizindeki efsanevi Forties petrol yatağını 1.3 milyar dolara Apac- he grubuna satan Bro\vn baskı altında bulunuyor. Bu nedenle işletme ve pa- zarlamanm aksine keşifve petrol çıkar- "Banş Girişimcileri" bakanlar kuruhınun "Yabancı ülke askerlerini buiundurma ve yurt dışına asker gönderme" yetki tezkerelerini kabul etmeyen TBMM'ye "savaşa ha>ır, halİon iradesine evet" dediği için teşekkür etti. Toplanüya, yakalannda "MecKsimi SevTyorum" rozetieriyle AdaJet Ağaoğlu, MeHke Demirağ, Edip Akbayram, Zeynep Tanbay, Sema, DİSK Genel Sekreteri Musa Çam, Bedri Baykam. Bilgesu Erenus, eski Istanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Ufiık Uras, Ataol Behramoğlu, Mehmet Ali Alabora, Müjdat Gezen'in de aralannda bulunduğu çok sayıda aydnı kaüldı. (Fotoğraf: HATÎCE TUNCER) Meclis'e barış teşekkürüİstanbul Haber Servisi- "Banş GirişimcilerT bakanlar kurulunun "Yabancı ülke askerlerini buiundurma ve yurt dışına asker gönderme" yetki tezkerelerini kabul etmeyen TBMM'ye "savaşa hayır, halkuı iradesine evet" dediği için teşekkür etti. Aynı içerikteki ikinci bir tezkerenin küçük değişikliklerle TBMM'ye yeniden getirilmesinin "Mecfis'in de üstünde bir irade ohışturmak" anJamına geleceğını belirten Banş Ginşımcileri, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e, TBMM Başkanı Bülent Annç ve milletvekillerine çiçek gönderdi. Sanatçı, siyasetçi, sendikacı, gazeteci, yazar çok sayıda aydının oluşturduğu Banş Girişimcileri dün Taksim Hill Otel'de bir basın toplantısı düzenledi. Gazeteci- yazar Ayduı Engin'in sunuş konuşmasını yaptığı toplantıda Ayşe Berktay bir bildiri okudu. Berktay. milletvekillerinin ABD tehdıtlenne boyun eğmeye, tam bağımlı bir ülkeye dönüşmeye karşı çıktıkJannı belirterek, "TBMM üyelerine ve uluslararası meşruhet koşulunun alünı ısraıia çizen saym Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı'na teşekkür ediyor ve aynı kararülığı gelecek günlerde de duraksamadan sürdürmelerini talep ediyoruz" dedı. Aym ıçerikte ikinci bir tezkerenin Meclis'in 1 Mart günü aldığı karan tannnamak ve Meclis'in üstünde bir irade oluştunnak anlamına geleceğini belirten Berktay, Tüm savaş dayatmalan karşısında direnmenin ekonomik sonuçlan da olabileceğine dikkat çekerek şunlan söyledi: "Bu sonuçlar çok ağır olabilir. Ama toplutn bunun bedeüni ödemeye, ekmeği olanlar. olmayaıuaria bölüşmeye hazırdır." İklncl zafer ekonomide olacak' Berktay, savaş yanlılannın "Kürt Devteti" kozunu da değerlendırerek, "Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulsa da kurulmasa da, Türkiye, Kürt yurttaşlanmızın kimlik refah ve özgürlük sorununu banşçı yollarla çözmek zonındadır ve bu çözüm sınııianmızın dışında Kuzey Irak'ta savaşta değiL Türkiye'de sağlanacak toplumsal banştadır" diye konuştu. Toplantıda tezkerenin kabul edilmemesinin borsalarda olumsuz etki yapacağı iddialan konusundaki soruyu Galatasaray Unıversitesi öğretim üyesi Ahmet tnsel şöyle yanıtladı: "Ümit ederiz ki ikinci zafer Türkiye toplumunun bu felaket tellallarunn bekledikleri iktisadi çöküş tablosunu engellemekle olacakhr. îktisadi verileri manüpile ederek iktidar alanlannı genişleten insanlara karşı artık kendimizitopariamanuzlazmT İnsel dün açıklanan ekonomik paketle Meclis karan arasında bağlantı kurulamayacağını, IMF'ye yapılan görüşmeler sonrasında zaten beklenen bir program olduğuna dikkat çekti. Banş Ginşimi'nden Özlem Dalkıran. aranjman şeklinde hazırlanan sepet çiçeğın Cumhurbaşkanı ve TBMM başkanına gönderileceğini belirtti. ma işi BP için Shell ve Exxon'a göre daha önemli. Aynca Irakta'ki petro- lün kalitesi de işin değerini arttınyor. Brovvn'ın elinde diğer petrol şirket- lerinden Fransız TotalFinaElf le olan anlaşmalar ve kurulmuş ilişkiler ol- mamasına rağmen lngilizlerin elinde Irak'ta gündeme getirebilecekleri tari- hi kullamm hakkı var. Irak tarihi ile BP'nin tarihi adeta iç içe geçmiş durumda. BP'nin öncüsüni- teliğindeki Anglo-Persian'ın Irak'ta petrol çıkarmak üzere 1914'te bir kon- sorsiyumda yer aldığı belirtiliyor. Bi- rinci Dünya Savaşı'nda ordunun pet- rol ihtiyacını karşılamak amacıyla Ang- lo-Persian tngiliz hükümeti tarafindan devletleştirildi. tngiliz ordulan Bağ- dat' a doğru giderken o dönemde bir In- giliz bakamnın"Bu petrol rezervleri- nin kontrol alüna ahnması birinci sınıf bir savaş nedenidir" şeklındeki ifade- si bu gün de dikkat çekiyor ve konu- nun îngilizler için önemini açıklama- ya yardım ediyor. Irak'ta öncellk Ingiliz ordusunun BP' nin öncüsü Anglo-Persian'a yaptığı birinci sınıf yardım sayesinde şirket ilk petrol ku- yulannı 1927'de Kerkük'te açtı. Bu olay BP başkanına bir basın toplantı- sında "Irak'taki petrolü ilk keşfeden biziz" dedirtti. Günümüzde BP'nin, Royal Dutch' Shell gibi rakiplere oran- la Irak'ta hareket önceliğine sahip ol- duğu belirtiliyor. Irak konusunda pasif davranmayan BP'nin, Ingiltere Başbakanı Tony Bla- ir'in en sevdıği şirket olduğu belirtile- rek Blair'in önceki danışmanı Anji Hunter'ın 2001 'de Bro\vn'ın komüni- kasyon şefliğıne getirildiği, BP'nin es- ki başkanı Lord Simon'un ise Blair hü- kümetinde Ticaret Bakanı olarak gö- revlendırildıği bildiriliyor. Irak savaşı- nın kısa veya uzun sürmesine ilişkin et- kileriyle ilgili çeşıtli senaryolar değer- lendirilirken BP'nin diğer petrol şirketlerine oranla daha avantajlı olduğu düşünülüyor. TBMM KARARI ETKtLEDl Petrol fiyatlan fren yaptı Ekonomi Servisi - Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) 'savaş tezkeresi'ni reddetmesi, uluslararası petrol fıyatlannda fren etkisi yarattı. Savaşa dönük güçlü sinyaller nedeniyle geçen hafta 40 dolara yaklaşan petrol fıyatlannda cuma günü başlayan gerileme dün de devam etti. Irak yönetiminin Bırleşmiş Mılletler'in yasadışı kabul ettığı fuzeleri imha etmeyi kabul etmesınin ardından TBMM'den tezkereye ret cevabı çıkmasının, uluslararası pıyasalara 'banş ihtünali'ni taşıdığı gözlenlendi. Bu iki gelişmenin etkisiyle cuma gününden bu yana 1 dolardan fazla gerileyen ABD hafıf petrolünün varil fıyatı 35.96 dolara indi. Londra'da cuma günü 32.79 dolardan kapanan Brent türü petrolün nisan dağıtımı vanl fiyatı gün içinde 32.12 dolara kadar genledi. Rl'Hİ Sl" Kl'LTİ'R VE SANAT VAKFI K O N S E R BARIŞA TÜRKÜ •RÜHİSUD0ST1ARK0R0SU •EMİNİCÜS # MUAMMER KETENCOĞLÜ Dtvefyeler Ruhi S» Kiltir ve Stntt Vakfuıdm Kadıköy HaOt Eğitm Merkezinda tam eiüebüu YBti ItVATRO 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yalnız bir oyun * l D U Y G U A S E N A VBMTMKNAN 8MartC.tesiAkatiar KültûrMerkezin 10 Mart 2003 Pazartesi Saat: 20.oo Kadıköy Halk Eğitira Merkezi ÇORUM1. SULH HUKUK MAHKEMESl'NDEN 2001 298-E 2002 1074-K Davacılar Mehmet Alı Temel ve ark. tarafindan dava- lılar Fatma Yücel \e ark. aleyhıne mahkememıze açdan ortaklığın gıdenlmesı davası ıle ilgılı olarak, Mahkeme- mızın 30.10.2002 tarih ve 2001 298-E. 2002 1074-K. sayılı ılamı davalı Şahın Yücel'e teblığ edılememış olup, ılanın yayımlandığı tanhten ıtıbaren 8 gün ıçınde karan temyız edebıleceğinız, temyız etmedığınız takdırde kara- nn kesinleşeceği hususu ilanen teblığ olunur. 06.02.2003 Basın: 9134 BOLU tCRA TETKİK MERCÜ HÂKİMLİĞt'NDEN Esas No: 2001 460 Karar N<r 2002 221 Davacı Akbank A.Ş. Bolu Şube Müdürlüğü vekılı tarafindan davalı Şoforler ve Otomobilcıler Odası Bolu Şube Müdürlüğü ve dahıli davalılar Sami Meriç, tsmaii Çakır ve thsan Gülenç aleyhine açılan ıhalenın feshı davasınırı yapılıp bıtırilen açık yargılaması sonunda davanın reddıne ılışkın \enlen mahkememızin 05.06.2002 tarih ve 2001 460 Esas, 2002 221 Karar sayılı ilamı davacı vekılı ve dahili davalı lsmaıl Çakır tarafindan temyiz edılmesi üzenne. Yargıtay 12 Hukuk Dairesı Başkanlığı'nın 12.11 2002 tarih ve 2002/21911-23236 Esas-Karar sayılı ılamı ıle "'Sair tem>iz ıtırazlan yerinde değil ise de. tellal imzası ıhale tutanağında bulunması zorunlu unsurlardan olup, ihale ışlemınin tamamlandığı- nı gösteren bır ıbaredır. Kaldı kı, ıcra müdürlüğünce ihalede belediye tellalının görev- li olarak istenmesine karar verilmeksizin hiçbir gerekçeye dayanılmadan adliye hız- metlısının tellal olarak görevlendırilmesı yennde değıldır Mercice bu eksıklikler ne- deniyle daıremızın süre gelen içtihatlan doğmltusunda ıhalenın feshine karar veril- mesı gerekir iken yazılı gerekçe ıle şıkâyetm reddine karar verilmesi isabetsızdir. Alacaklı vekılı ile lsmaıl Çakırın temyiz ıtırazlannın kısmen kabulü ile mercii kara- nnın yukanda yazılı nedenlerle ttK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyannca bozulmasına" karar %enlmıştır. Yukanda açıklanan yargıtay bozma ilamının Bolu merkez Paşaköyü adresinde ikâ- met ettiğı bildırilen ve tüm aramalara ragmen bulunamayan dahili davalı lhsan Gü- lenç'e ilanen teblig olunur. Bastn: 8790 GÖLBAŞI/ADIYAMAN KADASTRO MAHKEMESl'NDEN DosyaNo. 2001 501 Davacı Orman Genel Müdürlüğü'ne izafeten Gölbaşı Orman işletme Şefliğı tara- findan davalı Mehmet Uçar aleyhıne açtığı Gölbaşı ılçesi Haydarlı köyü 192 ada 54 parsel ve 193 ada 3, 5 parsel sayılı taşınmazlann tespitıne ıtıraz davası sırasında dava- lı Mehmet Uçar'a duruşma günü tüm aramalara rağmen teblığ edilememiştir. Tespıte ıtiraz davasının duruşması 25.06.2003 günü saat 09.00'da talik edilmiş olup davalı Hasan oğlu 1947 doğumlu Mehmet Uçar'a teblığ yerine kaım olmak üzere ila- nen teblığ olunur. Basın: 8220 GÖRÜŞ HASAN YAHCI (*) Adalet, Miilk ve HUMK Bir kısmınız duymuştur. Meğer lhsan Doğra- macı, Benjamin Spock'tan aşırmamış. Hem o aşırmamış hem de ben, "aşırmış" demekle onun "kişilik haklarına" saldında bulunmuşum. Kim bi- lir ünlü yazar Uğur Mumcu da belki müfteriydi. Bütün bunlar Doğramacı'nın ve onu savunanla- nn dedikleri. Sadece onların dedikleri de değil. Üç bilirkişi ve bir yargıç da böyle düşünüyordu. An- cak Yargıtay 4. Dairesi değişik fikirde. Aleyhime ve- rilen karan bilirkişi raporunun yetersizliği nedeniy- le bozdu. Ikiyıldanberisüregelendavaşimdilikbu aşamada. Onümüzdeki günlerde yine duruşma var. Davanın yeni yargıcı (aleyhime karar veren yar- gıç Yargıtay üyeliğine yükseltildi) kararda diren- mezse yeniden, Yargıtay'ın uyarılan doğrultusun- da ve hemalde bu kez usulüyle bilirkişi atayacak. Bundan sonra diyeceklerim ise ilk bakışta ne Doğramacı ile ilgili ne de aşırmakla. Ama durun, belki öyle değil. Gençliğimde okur yazar geçinen yandaşlanmın iyi bir kısmı biraz da solcu olur, bundan dolayı da zaman zaman büyüklerinden azar işitirdi. Ünlü "Adalet mülkün temelidir" deyişini ilk kez gördü- ğümde "işte" dedimdi, "Yargı dahi maldan mûlk- ten yana; demek tüm amaç mal mülk edinmek. Yargı da bunu sağlamak ve kollamakla görevli". Tabii daha sonra babamdan azar "Kafanı mala mül- ke takmışsın. Oradaki mülk senin bildiğin mülk değil, devlet demek." "Peki, kim demiş?" Klasik, "Atatürk" yanıtını bekliyorum ki tartışmayı uzata- bileyim. Babam kestirip attı: "Bilmiyonım!" Rah- metli iyi tartışır ve iyi azarlardı ama hakkını teslim gerek. övünerek söyleyeyim. Çekinmeden "Bil- miyorum" demeyi babamdan öğrenmişimdir. "Adalet mülkün temelidir" deyişi son zamanlar- da birkaç köşe yazan arasında da muhabbet ko- nusu oldu. Gençler "mülk"ü bilmemekten dolayı, yaşlılardan yine azar işittiler. öğreniyorum. "Mülk'ün söz konusu bağlamda tam karşılığı "devlet" de de- ğil, "devletin toprağı veya devletin ülkesi" imiş (F. Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lü- gat, 18. Baskı, 2001). Babamı savunmak gibi ol- masın ama Osmanlı'da sultan, devlet ve ülke iliş- kilerini düşünürsek, devlet ve ülkeyi birbirinden ayırt etmek oldukça zor, o nedenle mülk=devlet ta- nımı da galiba pek yanlış değil. Deyişin nereden geldiğini bir daha soruşturdum. Galiba çok eski- lerden, Roma veya Arap-lslam hukukundan gel- miş. Tam kaynağını öğrenemedim. Baklayı ağzımdan çıkarayım. Ben bu "Adalet mülkün temelidir" deyişini pek sevmiyorum. Hu- kukçulann hoşgörüsüne sığınırım. Şöyle mi de- mek istiyoruz. "Adalet olmazsa devletin ülkesi de olamaz." Dikkatinizi çekerim. Bu deyişte daha üst değerier devlet ve onun ülkesi. Adalet ise devlet ve ülkeyi, yani bu üst değerieri, bir arada tutma- nın, tamam temel, vazgeçilemez bir unsuru ama yine de bir alt unsuru. Adaletin hiçbir kavram veya kurumun alt unsu- ru olmasına katılamıyorum. Adalet her şeyden ön- ce birey için gerekli ve uygar dünyada birey, dev- let ve ülkeden daha üst bir değer. Yargının tarihsel ve belki de en önemli işlevi, bireyi devlete veya o devletin ülkesinde bireye karşı yapılanlardan ko- rumak. Bence doğru deyiş "Adalet birey içindir" türünden bir şeyler olmalı. Biraz daha irdelendiğinde, aynı deyişte bir kav- ram "hiyerarşisi" sorunu daha var. O da "mülk"ün devletin ülkesi olrnası. Değerier devlet, ülke ve adalet diye sıralanıyor. Nasıl adalet devlet ve ülke için varsa, ülke de devlet için var. Yani en attta ada- let, adalet ile ülke arasında, sözü deyimde geçmi- yorsa da birey, sonra ülke, en üstte de devlet. Acep söz edip durduğumuz yargı reformuna bu deyişi mahkeme duvarlanndan indirerek mi başlasak? Gelelim HUMK'a. Geçenlerde hukuk okuyan oğ- lumdan "Getir şu HMUK kitabını" dedim. Yüzü- me tuhaf tuhaf baktı. "Baba HMUK diye bir şey yok"; "Yoksa sen HUMK'u mu istiyorsun?" Baba olarak benim de azariamak hakkım var ya, derhal şarladım. "Oğlum biliyorsun, benim Doğramacı da- vası hukuk mahkemesinde görülüyor. Şu bilirkişi seçimi yöntemini Hukuk Muhakemeleri Usulü Ka- nunu'nda bir de ben görmek istiyorum. Hani na- sıl CMUK (Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu) var. Onun gibi HMUK olmak gerek; HUMK da ne oluyor?" Öğlum sakin, acıyarak ve biryerde de be- nim gibi bir hukuk cahiliyle tartışmanın sıkıntısına katlanır bir ifadeyle yüzüme baktı. "Peki" dedi, odasına gitti ve kitabı getirdi. Yerden göğe kadar haklıydı. Cehaletim tescillenmişti.. Kitabın üstün- de 'Hukuk Muhakemeteri Usulü Kanunu" değil, 'Hu- kuk Usulü Muhakemeleri Kanunu" yazıyordu. Ya- ni özetle HMUK değil, HUMK vardı. Kafayı taktım ya. Her gördüğüm hukukçuya sor- maya başladım. Oldukça da üzülerek gözlediğimi belirtmeliyim. Çevremde bunu benden başka pek "takan "yoktu. HUMK deyince, bu yanlış kullanım- la, muhakemenin usulünden değil de usulün mu- hakemesinden bahsettiğimiz kimsenin umurunda değildi. Aynca yine üzülerek gözledim. Sordukla- nmın bir bölümü ise muhakeme (yargı) ile mahke- meyi (yargının yapıldığı yer) birbiriyle kanştınyor- du. Daha da vahimi, aradaki farkın öneminin de bi- lincinde değillerdi. Derken bir gün "jeton düştü". Anladım ki HUMK esasta eski bir deyişten, yani "usul-ü muhake- me"den, yani buradaamaçlanan doğru anlam olan "muhakeme usulü "nöen (yargı yönteminden) apar- tılmış. Vurdumduymaz özensizlik ve o şahane zi- hinsel tembelliğimizle de HUMK deyip geçmşiz. Bu tembellik ve özensizliğimizi nerede gösteryo- ruz? En önemli yasalanmızdan birinin, hem de bir usul yasamızın başlığında. Bu ay duruşmam var. Yeni yargıç mülkün teme- lini sağlam tutmak yolunda ve HUMK'un ışığında yeni bilirkişiler atayacak. 0 Istanbul Ûniversitesi profesörü. ERZURUM SULH HUKUK MAHKEMESl'NDEN Esas No: 2001 1690 Davacı Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekılı Av. Mustafc Çete tarafindan davalı Ömer Budancamanak aleyhin; açılan kıra tespıti davasının yapılan yargılaması sonu cunda venlen karar uyannca; Davalı Omer Budancama nak'ın adresi Erzurum ili Cumhuriyet Caddesi 3. Vakı Işhanı Kat: 1 No: 10 itibariyle tüm aramalara rağmeı bulunamadığmdan davalı aleyhıne açılan kira tespiti da vasının kısmen kabulü ile dava konusu Erzurum Cum huriyet Caddesi 3. Vakıf Işhanı Kat: 1 No: 11 adresindı bulunan taşınmazm 37.875.OO0.-TL. olan aylık kira be delinin 01.01.2001 tarihinden itibaren yüzde 10 oranın da arttınlarak 41.662.500.-TL. olarak tespitine karar ve nlmış olup bu ılanın yayın tarihinden itibaren 8 gün içe risınde davahnın temyiz hakkınm bulunduğu hususu ila nen tebliğ olunur. 7.02.2003 Basın: 8821
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle