Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MART 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Irak'ta savaş tehdidine uygun strateji belirleyen BP, son üç ayda 2.64 milyar dolar kazanç sağladı
Korkuylabüyüyen şirket• Alaska'daki
kazalarla prestiji
sarsılan British
Petrol, Irak
operasyonu sonrası
senaryolarda
belirgin bir rol
oynamaya hazırlanıyor.
FRANSA
Ticari
kaygı
büyüyor
Ekonomi Servisi - Irak'la
ticareti azalan ve ticari
ilişkilerini diplomatik
yollarla çözümlemeyi
tercih eden Fransa'nm,
işlerinin daha fazla
bozulmaması için
Irak'taki savaşa karşı
olduğu belirtiliyor.
Almanya'da yayımlanan
Die Zeit gazetesinde,
Paris'tekı Fransız-Arap
TicaretOdası(FATO)
Başkanı Serge Boldevak,
1991'dekiKörfez
savaşının ardından
ambargolar nedeniyle
Irak ticaretinin tamamen
çöktüğünü, ancak 2001
yılında Fransa"nm Irak'a
ihracatının 600 milyon
Euro'ya ulaştığı
belirtildi. 2001'de
Fransa'nın Irak'la
ticarette 8. sıraya
genlediğinı ıfade eden
Boldevaix, Fransız
endüstrisinin bu duruma
daha fazla tahammül
etmek istemediğini
vurguladı. Fransa,
özellikle Irak'taki petrol
yataklannın
işletilmesinde hassasiyet
gösteriyor. 1970'li
yıllann başlannda
devletleştirilen Irak
petrol endüstrisinin,
bazen Ingiliz, bazen de
Rus şirketlerini kapının
önüne koyduğu
belirtiliyor. Ancak
Irak'ın batısındakı
Maynoon ve Bin Umr'da
yer alan dev petrol
yataklannda çahşan
çokuluslu Fransız petrol
şirketi TotalFinaElf, bu
durumdanhiç
etkilenmemiş ve bu
şirkete hiç dokunulmadı.
Paris'te OECD
bünyesinde bulunan
Uluslararası Enerji
Ajansı'nın Arap ülkeleri
uzmanı OHvier Appert,
Fransa'nın Irak
petrollerindeki hissesinin
çok az olduğunu
belırterek 2000 yılına
kadar Fransa'ya ithal
edilen petrolün yüzde
10'u Irak'tan gelirken
günümüzde bu oranın
yüzde 5'e genlediğinı
söyledi.
SERDARESEMJ
Savaş korkusu nedeniyle petrol fiyat-
lanndaki yükseliş, tngiltere'nin çoku-
luslu petrol şirketi British Petrol'ün
(BP) gelırini son üç ayda yüzde 50 art-
tırarak, 2.64 milyar dolar net kazanç el-
de etmesini sağladı. Son üç aydaki ka-
zancın yanı sıra şu anda Irak'ta atıl du-
rumda olan bazı petrol yatakJarının
ABD'nin kazanacağı düşünülen savaş
sonrasında eskileriyle değiştirilmesi
AJaska'daki kazalarla imajı sarsılan,
iç politikadaki sorunlardan kurtulma-
ya çahşan zor durumdaki BP'nin baş-
kanı Lord Edmund John Philipp
Bnmn'ın stratejisine uygun olduğu
belirtiliyor.
Almanya'da yayımlanan Der Spigel
dergisinde BP'nin uzun vadede bir za-
manlar kendisi için çok önemli olan Ku-
zey Denızi ve Alaska'da bulunan pet-
rol yataklanna bağımlüığını azaltarak
kâr merkezlerini başka bölgelere kay-
dırmayı planladığı belirtiliyor.
Kuzey denizindeki efsanevi Forties
petrol yatağını 1.3 milyar dolara Apac-
he grubuna satan Bro\vn baskı altında
bulunuyor. Bu nedenle işletme ve pa-
zarlamanm aksine keşifve petrol çıkar-
"Banş
Girişimcileri"
bakanlar kuruhınun
"Yabancı ülke
askerlerini
buiundurma ve yurt
dışına asker
gönderme" yetki
tezkerelerini kabul
etmeyen TBMM'ye
"savaşa ha>ır, halİon
iradesine evet"
dediği için teşekkür
etti. Toplanüya,
yakalannda
"MecKsimi
SevTyorum"
rozetieriyle AdaJet
Ağaoğlu, MeHke
Demirağ, Edip
Akbayram, Zeynep
Tanbay, Sema, DİSK
Genel Sekreteri
Musa Çam, Bedri
Baykam. Bilgesu
Erenus, eski Istanbul
Barosu Başkanı
Yücel Sayman, Ufiık
Uras, Ataol
Behramoğlu,
Mehmet Ali
Alabora, Müjdat
Gezen'in de
aralannda
bulunduğu çok
sayıda aydnı kaüldı.
(Fotoğraf: HATÎCE
TUNCER)
Meclis'e barış teşekkürüİstanbul Haber Servisi- "Banş GirişimcilerT bakanlar
kurulunun "Yabancı ülke askerlerini buiundurma ve yurt
dışına asker gönderme" yetki tezkerelerini kabul etmeyen
TBMM'ye "savaşa hayır, halkuı iradesine evet" dediği için
teşekkür etti. Aynı içerikteki ikinci bir tezkerenin küçük
değişikliklerle TBMM'ye yeniden getirilmesinin "Mecfis'in
de üstünde bir irade ohışturmak" anJamına geleceğını
belirten Banş Ginşımcileri, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'e, TBMM Başkanı Bülent Annç ve milletvekillerine
çiçek gönderdi. Sanatçı, siyasetçi, sendikacı, gazeteci, yazar
çok sayıda aydının oluşturduğu Banş Girişimcileri dün
Taksim Hill Otel'de bir basın toplantısı düzenledi. Gazeteci-
yazar Ayduı Engin'in sunuş konuşmasını yaptığı toplantıda
Ayşe Berktay bir bildiri okudu. Berktay. milletvekillerinin
ABD tehdıtlenne boyun eğmeye, tam bağımlı bir ülkeye
dönüşmeye karşı çıktıkJannı belirterek, "TBMM üyelerine
ve uluslararası meşruhet koşulunun alünı ısraıia çizen saym
Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı'na teşekkür ediyor ve
aynı kararülığı gelecek günlerde de duraksamadan
sürdürmelerini talep ediyoruz" dedı. Aym ıçerikte ikinci bir
tezkerenin Meclis'in 1 Mart günü aldığı karan tannnamak
ve Meclis'in üstünde bir irade oluştunnak anlamına
geleceğini belirten Berktay, Tüm savaş dayatmalan
karşısında direnmenin ekonomik sonuçlan da olabileceğine
dikkat çekerek şunlan söyledi: "Bu sonuçlar
çok ağır olabilir. Ama toplutn bunun bedeüni ödemeye,
ekmeği olanlar. olmayaıuaria bölüşmeye hazırdır."
İklncl zafer ekonomide olacak'
Berktay, savaş yanlılannın "Kürt Devteti" kozunu da
değerlendırerek, "Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulsa da
kurulmasa da, Türkiye, Kürt yurttaşlanmızın kimlik refah
ve özgürlük sorununu banşçı yollarla çözmek zonındadır ve
bu çözüm sınııianmızın dışında Kuzey Irak'ta savaşta değiL
Türkiye'de sağlanacak toplumsal banştadır" diye konuştu.
Toplantıda tezkerenin kabul edilmemesinin borsalarda
olumsuz etki yapacağı iddialan konusundaki soruyu
Galatasaray Unıversitesi öğretim üyesi Ahmet tnsel şöyle
yanıtladı: "Ümit ederiz ki ikinci zafer Türkiye
toplumunun bu felaket tellallarunn bekledikleri iktisadi
çöküş tablosunu engellemekle olacakhr. îktisadi verileri
manüpile ederek iktidar alanlannı genişleten insanlara
karşı artık kendimizitopariamanuzlazmT İnsel dün
açıklanan ekonomik paketle Meclis karan arasında
bağlantı kurulamayacağını, IMF'ye yapılan görüşmeler
sonrasında zaten beklenen bir program olduğuna dikkat
çekti. Banş Ginşimi'nden Özlem Dalkıran. aranjman
şeklinde hazırlanan sepet çiçeğın Cumhurbaşkanı ve
TBMM başkanına gönderileceğini belirtti.
ma işi BP için Shell ve Exxon'a göre
daha önemli. Aynca Irakta'ki petro-
lün kalitesi de işin değerini arttınyor.
Brovvn'ın elinde diğer petrol şirket-
lerinden Fransız TotalFinaElf le olan
anlaşmalar ve kurulmuş ilişkiler ol-
mamasına rağmen lngilizlerin elinde
Irak'ta gündeme getirebilecekleri tari-
hi kullamm hakkı var.
Irak tarihi ile BP'nin tarihi adeta iç
içe geçmiş durumda. BP'nin öncüsüni-
teliğindeki Anglo-Persian'ın Irak'ta
petrol çıkarmak üzere 1914'te bir kon-
sorsiyumda yer aldığı belirtiliyor. Bi-
rinci Dünya Savaşı'nda ordunun pet-
rol ihtiyacını karşılamak amacıyla Ang-
lo-Persian tngiliz hükümeti tarafindan
devletleştirildi. tngiliz ordulan Bağ-
dat' a doğru giderken o dönemde bir In-
giliz bakamnın"Bu petrol rezervleri-
nin kontrol alüna ahnması birinci sınıf
bir savaş nedenidir" şeklındeki ifade-
si bu gün de dikkat çekiyor ve konu-
nun îngilizler için önemini açıklama-
ya yardım ediyor.
Irak'ta öncellk
Ingiliz ordusunun BP' nin öncüsü
Anglo-Persian'a yaptığı birinci sınıf
yardım sayesinde şirket ilk petrol ku-
yulannı 1927'de Kerkük'te açtı. Bu
olay BP başkanına bir basın toplantı-
sında "Irak'taki petrolü ilk keşfeden
biziz" dedirtti. Günümüzde BP'nin,
Royal Dutch' Shell gibi rakiplere oran-
la Irak'ta hareket önceliğine sahip ol-
duğu belirtiliyor.
Irak konusunda pasif davranmayan
BP'nin, Ingiltere Başbakanı Tony Bla-
ir'in en sevdıği şirket olduğu belirtile-
rek Blair'in önceki danışmanı Anji
Hunter'ın 2001 'de Bro\vn'ın komüni-
kasyon şefliğıne getirildiği, BP'nin es-
ki başkanı Lord Simon'un ise Blair hü-
kümetinde Ticaret Bakanı olarak gö-
revlendırildıği bildiriliyor. Irak savaşı-
nın kısa veya uzun sürmesine ilişkin et-
kileriyle ilgili çeşıtli senaryolar değer-
lendirilirken BP'nin diğer petrol
şirketlerine oranla daha avantajlı olduğu
düşünülüyor.
TBMM KARARI ETKtLEDl
Petrol
fiyatlan
fren yaptı
Ekonomi Servisi - Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin (TBMM) 'savaş
tezkeresi'ni reddetmesi, uluslararası
petrol fıyatlannda fren etkisi yarattı.
Savaşa dönük güçlü sinyaller
nedeniyle geçen hafta 40 dolara
yaklaşan petrol fıyatlannda cuma
günü başlayan gerileme dün de
devam etti. Irak yönetiminin
Bırleşmiş Mılletler'in yasadışı kabul
ettığı fuzeleri imha etmeyi kabul
etmesınin ardından TBMM'den
tezkereye ret cevabı çıkmasının,
uluslararası pıyasalara 'banş
ihtünali'ni taşıdığı gözlenlendi. Bu
iki gelişmenin etkisiyle cuma
gününden bu yana 1 dolardan fazla
gerileyen ABD hafıf petrolünün varil
fıyatı 35.96 dolara indi. Londra'da
cuma günü 32.79 dolardan kapanan
Brent türü petrolün nisan dağıtımı
vanl fiyatı gün içinde 32.12 dolara
kadar genledi.
Rl'Hİ Sl" Kl'LTİ'R VE SANAT VAKFI
K O N S E R
BARIŞA
TÜRKÜ
•RÜHİSUD0ST1ARK0R0SU
•EMİNİCÜS
# MUAMMER KETENCOĞLÜ
Dtvefyeler Ruhi S» Kiltir ve Stntt Vakfuıdm
Kadıköy HaOt Eğitm Merkezinda tam eiüebüu
YBti
ItVATRO
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
nedeniyle yalnız bir oyun
* l D U Y G U A S E N A
VBMTMKNAN
8MartC.tesiAkatiar KültûrMerkezin
10 Mart 2003
Pazartesi
Saat: 20.oo
Kadıköy
Halk Eğitira
Merkezi
ÇORUM1. SULH HUKUK
MAHKEMESl'NDEN
2001 298-E 2002 1074-K
Davacılar Mehmet Alı Temel ve ark. tarafindan dava-
lılar Fatma Yücel \e ark. aleyhıne mahkememıze açdan
ortaklığın gıdenlmesı davası ıle ilgılı olarak, Mahkeme-
mızın 30.10.2002 tarih ve 2001 298-E. 2002 1074-K.
sayılı ılamı davalı Şahın Yücel'e teblığ edılememış olup,
ılanın yayımlandığı tanhten ıtıbaren 8 gün ıçınde karan
temyız edebıleceğinız, temyız etmedığınız takdırde kara-
nn kesinleşeceği hususu ilanen teblığ olunur. 06.02.2003
Basın: 9134
BOLU tCRA TETKİK MERCÜ HÂKİMLİĞt'NDEN
Esas No: 2001 460 Karar N<r 2002 221
Davacı Akbank A.Ş. Bolu Şube Müdürlüğü vekılı tarafindan davalı Şoforler ve
Otomobilcıler Odası Bolu Şube Müdürlüğü ve dahıli davalılar Sami Meriç, tsmaii
Çakır ve thsan Gülenç aleyhine açılan ıhalenın feshı davasınırı yapılıp bıtırilen açık
yargılaması sonunda davanın reddıne ılışkın \enlen mahkememızin 05.06.2002 tarih
ve 2001 460 Esas, 2002 221 Karar sayılı ilamı davacı vekılı ve dahili davalı lsmaıl
Çakır tarafindan temyiz edılmesi üzenne.
Yargıtay 12 Hukuk Dairesı Başkanlığı'nın 12.11 2002 tarih ve 2002/21911-23236
Esas-Karar sayılı ılamı ıle "'Sair tem>iz ıtırazlan yerinde değil ise de. tellal imzası
ıhale tutanağında bulunması zorunlu unsurlardan olup, ihale ışlemınin tamamlandığı-
nı gösteren bır ıbaredır. Kaldı kı, ıcra müdürlüğünce ihalede belediye tellalının görev-
li olarak istenmesine karar verilmeksizin hiçbir gerekçeye dayanılmadan adliye hız-
metlısının tellal olarak görevlendırilmesı yennde değıldır Mercice bu eksıklikler ne-
deniyle daıremızın süre gelen içtihatlan doğmltusunda ıhalenın feshine karar veril-
mesı gerekir iken yazılı gerekçe ıle şıkâyetm reddine karar verilmesi isabetsızdir.
Alacaklı vekılı ile lsmaıl Çakırın temyiz ıtırazlannın kısmen kabulü ile mercii kara-
nnın yukanda yazılı nedenlerle ttK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyannca
bozulmasına" karar %enlmıştır.
Yukanda açıklanan yargıtay bozma ilamının Bolu merkez Paşaköyü adresinde ikâ-
met ettiğı bildırilen ve tüm aramalara ragmen bulunamayan dahili davalı lhsan Gü-
lenç'e ilanen teblig olunur. Bastn: 8790
GÖLBAŞI/ADIYAMAN KADASTRO MAHKEMESl'NDEN
DosyaNo. 2001 501
Davacı Orman Genel Müdürlüğü'ne izafeten Gölbaşı Orman işletme Şefliğı tara-
findan davalı Mehmet Uçar aleyhıne açtığı Gölbaşı ılçesi Haydarlı köyü 192 ada 54
parsel ve 193 ada 3, 5 parsel sayılı taşınmazlann tespitıne ıtıraz davası sırasında dava-
lı Mehmet Uçar'a duruşma günü tüm aramalara rağmen teblığ edilememiştir.
Tespıte ıtiraz davasının duruşması 25.06.2003 günü saat 09.00'da talik edilmiş olup
davalı Hasan oğlu 1947 doğumlu Mehmet Uçar'a teblığ yerine kaım olmak üzere ila-
nen teblığ olunur. Basın: 8220
GÖRÜŞ
HASAN YAHCI (*)
Adalet, Miilk ve HUMK
Bir kısmınız duymuştur. Meğer lhsan Doğra-
macı, Benjamin Spock'tan aşırmamış. Hem o
aşırmamış hem de ben, "aşırmış" demekle onun
"kişilik haklarına" saldında bulunmuşum. Kim bi-
lir ünlü yazar Uğur Mumcu da belki müfteriydi.
Bütün bunlar Doğramacı'nın ve onu savunanla-
nn dedikleri. Sadece onların dedikleri de değil. Üç
bilirkişi ve bir yargıç da böyle düşünüyordu. An-
cak Yargıtay 4. Dairesi değişik fikirde. Aleyhime ve-
rilen karan bilirkişi raporunun yetersizliği nedeniy-
le bozdu. Ikiyıldanberisüregelendavaşimdilikbu
aşamada. Onümüzdeki günlerde yine duruşma
var. Davanın yeni yargıcı (aleyhime karar veren yar-
gıç Yargıtay üyeliğine yükseltildi) kararda diren-
mezse yeniden, Yargıtay'ın uyarılan doğrultusun-
da ve hemalde bu kez usulüyle bilirkişi atayacak.
Bundan sonra diyeceklerim ise ilk bakışta ne
Doğramacı ile ilgili ne de aşırmakla. Ama durun,
belki öyle değil.
Gençliğimde okur yazar geçinen yandaşlanmın
iyi bir kısmı biraz da solcu olur, bundan dolayı da
zaman zaman büyüklerinden azar işitirdi. Ünlü
"Adalet mülkün temelidir" deyişini ilk kez gördü-
ğümde "işte" dedimdi, "Yargı dahi maldan mûlk-
ten yana; demek tüm amaç mal mülk edinmek.
Yargı da bunu sağlamak ve kollamakla görevli".
Tabii daha sonra babamdan azar "Kafanı mala mül-
ke takmışsın. Oradaki mülk senin bildiğin mülk
değil, devlet demek." "Peki, kim demiş?" Klasik,
"Atatürk" yanıtını bekliyorum ki tartışmayı uzata-
bileyim. Babam kestirip attı: "Bilmiyonım!" Rah-
metli iyi tartışır ve iyi azarlardı ama hakkını teslim
gerek. övünerek söyleyeyim. Çekinmeden "Bil-
miyorum" demeyi babamdan öğrenmişimdir.
"Adalet mülkün temelidir" deyişi son zamanlar-
da birkaç köşe yazan arasında da muhabbet ko-
nusu oldu. Gençler "mülk"ü bilmemekten dolayı,
yaşlılardan yine azar işittiler. öğreniyorum. "Mülk'ün
söz konusu bağlamda tam karşılığı "devlet" de de-
ğil, "devletin toprağı veya devletin ülkesi" imiş (F.
Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lü-
gat, 18. Baskı, 2001). Babamı savunmak gibi ol-
masın ama Osmanlı'da sultan, devlet ve ülke iliş-
kilerini düşünürsek, devlet ve ülkeyi birbirinden
ayırt etmek oldukça zor, o nedenle mülk=devlet ta-
nımı da galiba pek yanlış değil. Deyişin nereden
geldiğini bir daha soruşturdum. Galiba çok eski-
lerden, Roma veya Arap-lslam hukukundan gel-
miş. Tam kaynağını öğrenemedim.
Baklayı ağzımdan çıkarayım. Ben bu "Adalet
mülkün temelidir" deyişini pek sevmiyorum. Hu-
kukçulann hoşgörüsüne sığınırım. Şöyle mi de-
mek istiyoruz. "Adalet olmazsa devletin ülkesi de
olamaz." Dikkatinizi çekerim. Bu deyişte daha üst
değerier devlet ve onun ülkesi. Adalet ise devlet
ve ülkeyi, yani bu üst değerieri, bir arada tutma-
nın, tamam temel, vazgeçilemez bir unsuru ama
yine de bir alt unsuru.
Adaletin hiçbir kavram veya kurumun alt unsu-
ru olmasına katılamıyorum. Adalet her şeyden ön-
ce birey için gerekli ve uygar dünyada birey, dev-
let ve ülkeden daha üst bir değer. Yargının tarihsel
ve belki de en önemli işlevi, bireyi devlete veya o
devletin ülkesinde bireye karşı yapılanlardan ko-
rumak. Bence doğru deyiş "Adalet birey içindir"
türünden bir şeyler olmalı.
Biraz daha irdelendiğinde, aynı deyişte bir kav-
ram "hiyerarşisi" sorunu daha var. O da "mülk"ün
devletin ülkesi olrnası. Değerier devlet, ülke ve
adalet diye sıralanıyor. Nasıl adalet devlet ve ülke
için varsa, ülke de devlet için var. Yani en attta ada-
let, adalet ile ülke arasında, sözü deyimde geçmi-
yorsa da birey, sonra ülke, en üstte de devlet. Acep
söz edip durduğumuz yargı reformuna bu deyişi
mahkeme duvarlanndan indirerek mi başlasak?
Gelelim HUMK'a. Geçenlerde hukuk okuyan oğ-
lumdan "Getir şu HMUK kitabını" dedim. Yüzü-
me tuhaf tuhaf baktı. "Baba HMUK diye bir şey
yok"; "Yoksa sen HUMK'u mu istiyorsun?" Baba
olarak benim de azariamak hakkım var ya, derhal
şarladım. "Oğlum biliyorsun, benim Doğramacı da-
vası hukuk mahkemesinde görülüyor. Şu bilirkişi
seçimi yöntemini Hukuk Muhakemeleri Usulü Ka-
nunu'nda bir de ben görmek istiyorum. Hani na-
sıl CMUK (Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu)
var. Onun gibi HMUK olmak gerek; HUMK da ne
oluyor?" Öğlum sakin, acıyarak ve biryerde de be-
nim gibi bir hukuk cahiliyle tartışmanın sıkıntısına
katlanır bir ifadeyle yüzüme baktı. "Peki" dedi,
odasına gitti ve kitabı getirdi. Yerden göğe kadar
haklıydı. Cehaletim tescillenmişti.. Kitabın üstün-
de 'Hukuk Muhakemeteri Usulü Kanunu" değil, 'Hu-
kuk Usulü Muhakemeleri Kanunu" yazıyordu. Ya-
ni özetle HMUK değil, HUMK vardı.
Kafayı taktım ya. Her gördüğüm hukukçuya sor-
maya başladım. Oldukça da üzülerek gözlediğimi
belirtmeliyim. Çevremde bunu benden başka pek
"takan "yoktu. HUMK deyince, bu yanlış kullanım-
la, muhakemenin usulünden değil de usulün mu-
hakemesinden bahsettiğimiz kimsenin umurunda
değildi. Aynca yine üzülerek gözledim. Sordukla-
nmın bir bölümü ise muhakeme (yargı) ile mahke-
meyi (yargının yapıldığı yer) birbiriyle kanştınyor-
du. Daha da vahimi, aradaki farkın öneminin de bi-
lincinde değillerdi.
Derken bir gün "jeton düştü". Anladım ki HUMK
esasta eski bir deyişten, yani "usul-ü muhake-
me"den, yani buradaamaçlanan doğru anlam olan
"muhakeme usulü "nöen (yargı yönteminden) apar-
tılmış. Vurdumduymaz özensizlik ve o şahane zi-
hinsel tembelliğimizle de HUMK deyip geçmşiz.
Bu tembellik ve özensizliğimizi nerede gösteryo-
ruz? En önemli yasalanmızdan birinin, hem de bir
usul yasamızın başlığında.
Bu ay duruşmam var. Yeni yargıç mülkün teme-
lini sağlam tutmak yolunda ve HUMK'un ışığında
yeni bilirkişiler atayacak.
0 Istanbul Ûniversitesi profesörü.
ERZURUM SULH HUKUK
MAHKEMESl'NDEN
Esas No: 2001 1690
Davacı Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekılı Av. Mustafc
Çete tarafindan davalı Ömer Budancamanak aleyhin;
açılan kıra tespıti davasının yapılan yargılaması sonu
cunda venlen karar uyannca; Davalı Omer Budancama
nak'ın adresi Erzurum ili Cumhuriyet Caddesi 3. Vakı
Işhanı Kat: 1 No: 10 itibariyle tüm aramalara rağmeı
bulunamadığmdan davalı aleyhıne açılan kira tespiti da
vasının kısmen kabulü ile dava konusu Erzurum Cum
huriyet Caddesi 3. Vakıf Işhanı Kat: 1 No: 11 adresindı
bulunan taşınmazm 37.875.OO0.-TL. olan aylık kira be
delinin 01.01.2001 tarihinden itibaren yüzde 10 oranın
da arttınlarak 41.662.500.-TL. olarak tespitine karar ve
nlmış olup bu ılanın yayın tarihinden itibaren 8 gün içe
risınde davahnın temyiz hakkınm bulunduğu hususu ila
nen tebliğ olunur. 7.02.2003 Basın: 8821