Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18MART2003SALI CUMHURİYET SAYFA
17
p W Tirttye'ıkmHört
0.212.512 05 05 Faks: 0.21Z512 44 97
- Maden Yasası, yıkım
getirecekmiş...
-UİUSÇ3 aöçük attında
kalacağtz!"
Kfm?Ayşe Meral, "Tür-
kiye'nin toprak bü-
tünlüğünün korunması
Irak'ın bütünlüğünün
korunmasına bağlı" ha-
tırlatmasını yaptıktan
sonra bir soru yönelti-
yor: "Peki Türkiye'nin
toprak bütünlüğünü kim
koruyacak; Türkiye top-
rakJannda konuşlanma-
sı istenen; arazi, depo-
lar, dükkânlar kiralaya-
rak yeni üsler kurma ça-
lışmaları yapan ABD as-
kerleri mi?"
DaUll
t
nkara'dakı dostlardan Mustafa Yıldınm yi-
ne, yeni bir araştırmanın içine dalmış... Bir-
likte okuyalım: "ABD Kongresi'nde Lozan'ın
geçersizliğini savunan bir rapor yazılıp ya-
yımlanalı üç yıl oldu. Din hürriyeti senaryosu içinde
azınlık hakları için yol gösteren bu raporta ilgili ne dö-
nemin hükümetinden ne de 'hassas' kurumlardan
bir ses çıktı... Şimdi ABD'nin Türk örgütlere verdiği
desteği gösteren şu ileti üzerine düşünelim:
Najmaldin Karim'in denetiminde, ABD yönetimi-
nin izniyle kurulan Kurdish National Congress of
North America (Kuzey Amerika Kürt Ulusal Kongre-
si) adlı dernek, 1998'de, Los Angeles'ta bir toplantı
yapmış ve bu toplantıda Barzani'nin aşiret partisi
IKDP'nin dış ilişkiler sorumlusu Ingiltere'de yerfeşik
Hoşyar Zebari aynen şöyle demişti: 'PKK bölge-
mizde silahlı faaliyet yapmasın! Biz ona daha önce
verdiğimiz desteği Türkiye içinde yine vereceğiz.'
Peki Türkiye ne yaptı? Bir hiç! Bir başka örnek:
DevşirmelerNijyar Şemdin, 'Kürdistan Bölge Hükümeti'nin
temsilcisi olarak, 1997'de ABD Adalet Bakanlığı'na
kayıt yaptırmıştı. Nijyar Şemdin, 5 Mart 2003 akşa-
mı, Hıristiyan Arap temsilci Edmund Ghareeb ile bir
toplantı düzenledi. Nijyar Şemdin bu toplantıda, Tür-
kiye ve Türklere neredeyse kan kustu. Türkiye'de
eğitim görmüş olan Kuzey Iraklı Şemdin, Amerika'da
kilit önemde kişilerden Fuat Mehmetoğlu'nun yar-
dımcısıdır. Fuat Mehmetoğlu, Türkmen Fahir Kırdar
ile Maryland'de ortak bir matbaa işletir. Bu etkin ki-
şi, son günlerin ünlü 'Kürdistan Haritası'nın ve 'Kür-
distan Bölge Devleti'nin yasallığını 10 Ağustos 1920
SevrAnlaşması'na dayandıran 'Kürdistan Bölge Dev-
leti Anayasası'nın yayımlandığı ve IKDP ve IKYB or-
ganı olduğu ileri sürülen internet sitesini hazıriamak-
tadır. Mehmetoğlu, aynı zamanda ABD'de Türkiye
karşıtı bir merkez olarak kurulan VVashington Kürt
Enstitüsü'nün de kuruculan arsında yer almıştır. Adı-
nın enstitü oluşu yanıltmasın. Dernekten başka bir
şey olmayan bu kuruluşun akademik çalışmayla bir
ilgisi yoktur.
Bu işler karşısında Türkiye ne yapıyor? Bir hiç!
PKK destekçisi Amerikalılar Türkiye'de 'kimlik' pro-
pagandası yaparken susanlar şimdi konuşuyorama
bu gerçekleri yine de görmezden geliyoriar.
Bu işlerin arkasındaki Amerikan destekçilerin ba-
şında Henry J. Barkey ve Graham Edmund Fuller
geliyor. Türkiye'den bazı işadamlan örgütünü temsil
eden kişilere de danışmanlık yapan ilginç kişilerin ay-
nı zamanda IKDP'ye yardımcı oldukları görülüyor.
Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti, ya da parçalanmış I-
rak'ta federatif bir Kürt Devleti kuruldu ya da kurula-
caksa, bunun sorumlusu ne ABD, ne de Kürtlerdir.
Türkiye'de devşiri/meye eğilimli beyinlerdir."
Akif Kökçe diyor
ki: "Borç dediler,
dolar dediler. Dedikleri
çıktı ülke yabancı as-
kerle doldu."
SKAnkara'da Bü-
yükşehir Beledi-
ye Başkanı I. Melih
Gökçek, Rusya'dan sirk
getirtiyor ve bir "hiz-
met" olarak ücretsiz
gösteri yaptınyor... As-
lında sirkin parası, izle-
sin izlemesin bütün An-
karalılann cebinden çı-
kıyor! Neyse... Bir de
her gece sirk, Istiklal
Marşı ile baştryor... Rus
sirki ile Türkiye'nin ulu-
sal marşı ne alaka?
SESSÎZSEDASIZ(!)
Yüksek Yerilim Hattı
ordincutku a yahoo.com
Savaş ne ISA'ya yarar, ne MUSA'ya.-
Yarasa yarasa USA'ya yarar!
Sosyal-İş'in Metro örgütlenmesi
Metro Grossmarket'teki "sendikal mü-
cadele"ye DlSK'e bağlı Sosyal-lş Sendi-
kası'ndan açıklama geldi:
"Sendikamızın 12 Eylül yönetimince fa-
aliyette bulundurulmadığı 1990 yılında
Tez-Koop-lş Sendikası, işverence işyeri-
ne çağnlarak, yetkili sendika durumuna
getirilmiş ve üç dönem toplu iş sözleşme-
si yaparak taraf sendika durumunda bu-
lunmuştur. Üç dönem toplu iş sözJeşme-
si tarafı olmuş birsendikanın işyerinde ta-
raf olmaktan çıkmasında suçu sadece iş-
veren tasarrufunda görüp, kendisini sor-
gu/amayan anlayış, 1996'dan bu yana iş-
yerini sendikasız hale getirmiştir. Tez-Koo-
Iş'in 1996'dan bu yana işyerindeki 'müca-
dele'sini biz bilmiyoruz.. Biz Sosyal-lş yö-
neticileri birtek dahi 'Metro işvereni' ile ta-
nışıyor değiliz. Ancak, Tez-Koop-lş, toplu
\
iş sözleşmelerinde kapsam dışı bırak-
tığı 'şefler" unvanlı emekçileri işveren
kategorisine sokarak, bu emekçilerin
sendikamızı yeğlemelerini, işveren yeğle-
mesi addediyorsa -ki beyanlan öyle sayı-
yor- bu doğrudur... Sendikamız 1000 ci-
vannda işçiyi üye yapmak, yetki için yasa
gereği Bakanlığa başvurmuş bulunmakta-
dır. İşyerinde çalışan bu üyelerimiz içinde
Tez-Koop-lş'ten istifa ettirdiğimiz hiçbir iş-
çi yoktur. Kendiliğinden istifa ederek bize
üye olan iki-üç işçi dışında, sendikamıza
üye olan yaklaşık 1000 işçinin zaten Tez-
Koop-lş'e üyeliği bulunmadığı için istifa
etmelerinin anlamı ve mantığı bulunmayıp,
yalandan ibarettir. Işverenlerie anlaşarak
örgütlenmenin diyeti, herhalde toplu iş
sözleşmesi metni olabilir. Bu ise zamanı
gelince kuşkusuz görülecektir."
Ekonomide Başarı Yoksa
Siyaset Nanay!
RTOVANBUDAK
AKP, genel seçimlerdeki ba-
şarısını Siirt'te de yineledi.
Tayyip Erdoğan'ın Meclis'e
girmesiyle yeni hükümetin de
yolu açıldı. Cumhuriyet tarihi-
nin en kısa süreli iktidarlann-
dan biri olan Abdullah Gül
hükümeti, yerini Erdoğan baş-
bakanlığındaki 59. hükümete
bırakacak.
AKP'nin seçimlerde elde et-
tiği oylarla parlamentonun ço-
ğunluğunu elinde tutması kuş-
kusuz siyasi bir başandır. Ama
bu siyasi başannın kalıcı olup
olmayacağını iktidarın ekono-
mik alanda yapacaklan belirle-
yecektir.
Geçmiş dönemlerin ortaya
koyduğu çıplak bir gerçek var-
dır Siyasi başan ekonomik ba-
şan ile tamamlanmazsa kimse-
nin yeri garanti değildir; bugün
size gelen oylar olduğu gibi gi-
debilir.
Bu açıdan yeni hükümetin
düşünmesi gereken şudur Ister
365 milletvekili olsun ister 465;
parlamentonun tümü sizin par-
tiden oluşsa bile ekonomik so-
runları çözemiyorsanız, bir da-
haki sefere o parlamento da
olabilir misiniz?
• • •
58. hükümetin ekonomik per-
formansı iç açıcı değil. Işsizlik-
ten bunalan yurttaşlann oylany-
la seçilen hükümet bu konuda,
yani işsizlik ve üretim alanında
hiçbir somut adım atmadı. "Acil
Eylem Planı"nüa bazı sözler ve-
rildi ama son sözü söyleyen yi-
ne IMF oldu. Ek vergiler, zamlar
halkın zaten küçülen alım gü-
cünü hepten yok etti.
Deniyor ki kapasite arttı, üre-
tim arttı. Nerde bu artış? Niye
görülmüyor? Hâlâ ülkenin fab-
rikalannın yansı kapalı; on bin-
lerce esnaf dükkânını açamıyor;
işsizlik tavana vurmuş.
Dövizin değerlenmesiyle tu-
rizm ve tekstil ihracatındaki kıs-
mi iyileşme kimseyi aldatmasın.
Türkiye üretim alanında tam an-
lamıyla can çekişiyor ve yapılan
hiçbir şey yok.
* • *
Türkiye buraya nasıl geldi?
Kuşkusuz Uzakdoğu ve Rusya
krizleri, ardından deprem, son-
ra da kasım ve şubat krizleri,
ekonomik altyapıyı büyük ölçü-
de tahrip etti.
Bununla birtikte yıllardır uy-
gulanan yanlış kredilendirme ve
borçlanma politikalan da finans
sektörünü balon gibi şişirdi.
Krizlerin etkisiyle bu balonun
patlaması üretim sektörünü de
sıkıştırdı, finans sektörü kendi
canını kurtarmak için reel sek-
törü tamamen öldürdü.
IMF parası finans sektörünün
sıkıntılarına aktarıldı. Ama yok
olan üretimi, işsizliği dert eden
olmadı. önceki dönemde bu
politikalan uygulayan Kemal
Derviş, programının başarıya
ulaşabilmesi için üretimin öne-
mini fark edene kadar bir yılı aş-
kın süre geçti. Bu sürede ise iş
'şten geçti; yüzlerce, binlerce
jretim tesisi kapandı.
Oysa Derviş'in işbaşına gel-
Jiği birinci hafta kendisine bun-
lar tarafımdan anlatıldı, sonra
sendikacılar ve sanayicilerie bir-
likte defalarca anlatıldı. Ne var
ki o dönemin yönetim zihniyeti-
ni Kamu Bankalan Ortak Yöne-
tim Kurulu Başkanı Vural Akı-
şık'ın şu sözleri açıkça gösteri-
yordu. Kendisi sendikacılann
yanında sanayicilere şöyfe di-
yordu: "Ne uğraşıyorsunuz
sigortayla, vergiyle, sendi-
kayla; paranızı bankaya ko-
yun, faiziyle bey gibi yaşa-
yın."
Ekonomi yönetiminin zihniye-
ti buydu. Esasen koalisyon hü-
kümeti de bu yüzden çöktü, se-
çimlerde tarihin en büyük yenil-
gisini aldılar.
AKP ise bu sorunları çözsün,
büyümeyi sağlasın, istihdama
çare bulsun, üretimi arttırsın di-
ye işbaşına getirildi. Ama deği-
şen bir şey yok; aynı hamam
aynı tas, devam ediyor. Ek ver-
giler, zamlar sürüyor. Üstelik bu
hükümetin Maliye Bakanı
halkın üzerine yüklenen ek
vergileri, "Ne olacak canım,
bu bir depo benzin parası..."
diye alaya alıyor. Yoksulluktan
haberi olmayan siyasetçilerin
bu şımankça yaklaşımlan halkı
incitiyor.
• • •
Türkiye büyümeyi sağlayıp
istihdamı arttırmadıkça, insan-
lan iş ve aş sahibi yapmadıkça
bu krizden kurtulamaz. AKP'nin
önündeki büyük sınav budur.
Savaşa girip 3-5 milyar dolar
alarak bu soruna köklü çare bu-
lunamaz. Çünkü mesele eko-
nomik gelişme ile birlikte sosyal
gelişmeyi de sağlamaktır.
Türkiye ağır ve hantal devlet
yapısı, sosyal gelişmeyi yok sa-
yan sözde özel sektörcü çokbil-
mişler yüzünden bugünkü sı-
kıntılaria karşı karşıya kaJmıştır.
Siyasette esas olan ekono-
mik ve sosyal başarıdır. Savaş
bir şekilde gündemden düşebi-
lir. Kıbns sorunu da bir iradi ka-
raria çözülebilir veya gündemin
alt sıralanna inebilir. Ama kötü-
leşen ekonominin düzelmesi,
yönetenlerin bilgi, beceri ve uf-
kuna bağlıdır.
Toplumlar için kalıcı zenginlik
sanayi zenginliğidir. Petrol zen-
ginliği vb. gelip geçicidir, sana-
yinin zenginliği her zaman kalı-
cıdır.
Türkiye bugün ABD baskısı-
na dayanamıyorsa, AB Türki-
ye'nin üyeliğine soğuk bakıyor-
sa, demokrasi yeterince geliş-
miyorsa, bunların nedeni de
ekonominin güçsüzlüğüdür.
Türkiye'yi yönetenler ekono-
miye öncelik vermeyi artık bil-
melidirler. Bununla birlikte sos-
yal gelişme ve demokratikleş-
me de doğru çıkış yoludur.
• • •
Halkımızın siyasetçilere me-
sajı açıktır. "Ben çok muhafaza-
kânm, çok milliyetçiyim, iyisağ-
cıyım, iyisolcuyum, demekye-
teıii değil; bunlar laftır. Ideolo-
jiniz yaşamı iyileştirirse anlam-
lıdır. Bu kadar çok işsizin oldu-
ğu ülkede sadece ideolojiniz
inandırıcı değildir, çare değil-
dir."
Bakalım AKP bu mesajı anla-
yabilecek mi?
ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI
HARBt SEMtHPOROY semihporoyCçı yahoo.com
BULUT BEBEK bulutbebekı hotmail.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAM 18 Mart
EN GENIS KÖPRÛ SYDNEY'D£..
193Z DE 8U6UN, SYOMEY(AVUSTte4LYA') Ü-
MAN KÖPeüSÜ AÇlLMtÇTI. POHT JACK.SOU
KÖgFEZİ'HİM Kl YANtUPAKİ OAIA/SS I/E
ILULSOKl HOKTAUARIUI BİBJ-BÇTİBEN Su
IZÖPiZÜ 8 YfLOA TAMAMLANMtÇTI. ZAMA-
N/NtM ÖA/EMU MÜneNDİSÜIC SAŞAglLA-
<Z(NDAM 8/Gt SAY/LAN ICÖPŞÛNİİN KE-
ME&i SOS MEmeyDİ- GENİŞLİK AÇI-
S/A/PAA/ İSE, UZUN YILLAIS. e&İÇİL£Mİ-
YECE/C G/BÎYDİ : 4-8,5 ME71SB !.
syüA/er LIMAK/ tcöp&ü&ü ÜZE&NPS,
ELE/CTKİKU 77t>£A/ HATTt, G ŞE&rt-i
KAG/İYOHI V£ Arfi/CA yAYA 8ÖLÛMÜ
BULUNMAI
Solda, yaf>(/dt§ı yı/faft/a görütüı/or:
Mehmef Gümüş Korkarım Gideceksin
TÜM MÜZİK
MARKETLERDE
IUÇ e 610* K; «13 üniapanı, ISrANBUL
Tel ras-ız 5İS 41 2< =aj a i 2 ı K 8 « 2 4
SVIÇREHASTANESI
"Sanatın Yamnda'
DÜNYA ÇOCUK VE GENÇIİK
TİYATROLARIGÜNÜ
20MARTPERŞEMBE
saat 12:00' de LAHANA SARMA
saatl5:00'de BÖYLE DEVAM EDEMEYİZ
göige - kukia oyunian
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
DİL VE TARİH COĞRAJYA FAKÜLTESİ
TİYATOOBÖLÜMÜ
MELAHAT ÖZGÜ DEVEME SAHNESİ*afc
BJLMİÇİN: 0312 310 32 80
www.tahanasarrraLcofn
KAJRTAL1. ASÜYE HUKUK HÂKÎMLİĞİ'NDEN
Esas No: 2001 '810 Karar No: 2002 555
Mahkememizin yukanda esas-karar numarası yazılı belırtılen boşanma davasında davacı Coşkun Baba vekili Av. Halis Özdemir tara-
findan davalı Figan Baba aieyhine şiddetli geçımsizlik nedeniyle boşanma davası açılmış ve 02.07.2002 tarihinde taraflann boşanmala-
rına karar verilrnjş olup. davalıya tebligata yarar açık adresi tespit edilerek davetiye tebliğ edilemediğinden, ilanın gazetede yayunlandı-
ğı tarihten 7 gün sonra tebliğ yapılmış sayıiacağından davalı Figan Baba'nın verilen kararı temyız etmesi halinde söz konusu temyiz di-
lekçesini 15 gün içerisinde ibraz etmesi. aksi takdirde temyiz etmemiş sayılacağı ilan olunur. 02.10.2002 Basın: 11510
KALEM
METtN ERKSAN
18Marti915
18 Mart 1915 günü Çanakkale Boğazı'nda yapılan,
Türk zaferi ve Ingiliz/Fransız yenilgisiyle sonuçlanan
"Çanakkale Boğazı Savaşı", TC Devleti Genelkur-
may Harp Tarihı Başkanlığı Resmi Yayınlan; Seri No:
3, "Birinci Dünya Harbinde Tûrk Harbi" 1976,8. cilt,
sayfa 177'de tanımlandığı gibi "Deniz Savaşı" de-
ğildir. Deniz savaşı iki deniz gücü arasında yapılan sa-
vaştır. "Çanakkale Boğazı Savaşı" az sayıda Al-
man hava ve deniz gücü katılımlı, Türk; kara, deniz,
hava güçleri ile Ingiliz/Fransız; deniz, hava, güçleri
arasında yapılan bir savaştır. Bu nedenden ötürü bu
savaşa adını açıkladığım kitabın tanımladığı ve adlan-
dırdığı gibi "Çanakkate Boğazı Savaşı" demek doğ-
rudur.
"Çanakkale Boğazı Savaşı" 25 Nisan 1915te
başlayacak olan ve gene Ingiliz/Fransız yenilgisiyle
sonuçlanacak olan Çanakkale/Gelibolu kara savaş-
lannın öncüsüdür. Çanakkale/Gelibolu savaşlan Ata-
türk gibi bir komutan ve kahraman yaratmıştır.
1914/1918 yıllan arası olan 1. Dünya Savaşı "Pet-
rol Savaşı"dır. Dünya petrolünün ana kaynaklan Os-
manlı Devleti sınırlan içinde olduğu için 1. Dünya Sa-
vaşı'nın asıl ve kök nedeni; o sıralarda yayılmacı, sö-
mürgeci, saldırgan devletler olan ingiltere, Fransa ve
Rusya'nın Osmanlı Devleti'ni parçalamak ve paylaş-
mak amacıdır.
1 Ağustos 1914'te 1. Dünya Savaşı başlar. Ata-
türk'ün; 23 Temmuz 1919'da Erzurum Kongresi'nin
açış konuşmasında ve 24 Nisan 1920'de TBMM'de
söylediği gibi, Osmanlı Devleti'nin çeşitli nedenlerden
ötürü bu savaşa katılmamak olanağı yoktur. Osman-
lı Devleti 11 Kasım 1914'te; İngiltere, Fransa, Rusya
karşıtı ve AJmanya, Avusturya yandaşı olarak sava-
şa katılır.
Türkordulan; 1 Kasım 1914'tesaldın başlatan Rus
ordulanyla Kuzey/Doğu Anadolu'da, 6 Kasım 1914'te
saldın başlatan Ingiliz ordulanyla Irakta savaşmak-
tadır. Rus Çan 2. Nikola'nın amcası Rus ordulan Baş-
komutanı Nikola Nikolaiviç 17 Aralık 1914'te Rus-
ya'nın başkenti St. Petersburg'da, Rusya'nın mütte-
fikleri olan Ingiltere'nin ve Fransa'nın büyükelçilerine
şunlan söyler.
"Kafkasya'da Türklerileyaptığımızsavaşlarda çok
büyük ve ağır kayıplar verdik. Yeğenim Rus Çan 2.
Nikola akrabamız olan İngiltere Kralı'na bu durumu
defalarca bildirdi ve silah yardımı istedi. Ağır savaş
koşullanna rağmen Kafkasya'da Türklere karşıyap-
tığımızsaldınlanmızı sûrdüreceğiz. Bati'da Almanlara
ve Avusturyalılara karşı yaptığımız saldınlanmızı si-
lahyokluğundan ötürü durdurmakzorundayız. Istan-
bulşehri ve Türkboğazlan savaştan önceyaptığımız
üçlü anlaşma gereği, savaştan sonra Rusya'nın ol-
mak koşuluyla, Türk boğazlanndan geçip bize; top,
tüfenk, makinalıtüfenk ve cephane ulaştırmak zo-
rundasınız. Eğer bize silah yetiştirmezseniz Rus or-
dulan Alman ve Avusturya ordulanna saldıramaz."
Rusya'nın Alman ve Avusturya ordulanna karşı
yaptığı saldınlan silah yokluğundan ötürü durdurmak
olasılığı, İngiltere ve Fransa'da panik yaratır. İngilte-
re, Fransa, Rusya 1. Dünya Savaşı'nda öncelikle Al-
manya veAvusturya'yı yenmeyi amaçlamışlardı. Os-
manlı Devleti'nin 1913 Balkan Savaşı yenilgisi; İngil-
tere, Fransa ve Rusya'da; Osmanlı Devleti'nin savaş
gücü olmadığı düşüncesini oluşturmuştur. Osmanlı
Devleti 1. Dünya Savaşı'nda Almanya'dan ve Avus-
turya'dan sonra, kolayca savaş dışı bırakılacak ve
sonra paylaşılacak bir ganimettir. Gerçek böyle olma-
mıştır. Osmanlı Devleti savaşa katıldıktan sonra Türk
ordulan tüm cephelerde müthiş bir güçle savaşma-
ya başlamıştır.
Rusya 2 Ocak 1915'te İngiltere ve Fransa'ya sert
bir nota verip; Kafkasya'da Rus ordulanyla savaşan
Türk ordulannın saldın gücünü azattacak önlemleri al-
malannı, Alman ve Avusturya ordulanna karşı yaptık-
lan saldınlan durduracaklannı, Türk Boğazlanndan
geçip Rusya'ya silah ve cephane ulaştırmalannı bir
kez daha ister. Rusya'nın bu kesin ve sert tutumu so-
nucu İngiltere ve Fransa "Çanakkale Boğazı Sava-
şı"na karar verirfer.
"Çanakkale Boğazı Savaşı" dünya tarihini değiş-
tiren bir savaştır. Bu savaşı Türkler değil de Ingiliz-
ler/Fransızlar kazansaydı ve Çanakkale Boğazı'ndan
geçselerdi "kısaca" neolurdu. 1) Osmanlı Devleti sa-
vaş dışı kalırdı. 2) Rusya'ya ulaştınlan silahlar ile Rus-
ya/lngiltere/Fransa; Almanya ve Avusturya'yı yener-
di. 3) 1. Dünya Savaşı 1915'te biterdi. 4) İngiltere,
Fransa ve Rusya arasındaki anlaşma gereği Rusya;
Istanbul'u, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Is-
tanbul Boğazı'ndan oluşan Türk Boğazlannı toprak-
lanna katardı. 5) Rusya'da Komünist devrim olmaz-
dı. 6) Osmanlı Devleti 1915te İngiltere, Fransa, Rus-
ya, Italya arasında paylaşılırdı.
18 Mart 1915te "Çanakkale Boğazı SavaşTnda
şehrt ve gazi olan kahramanlan, Türk ulusu hiç-
bir zaman unutmayacaktr.
BULMACA SEDÂT YAŞAYAN
1
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLTMNSAĞA:
1/Tunceli ilinde,
doğal değerlerin
korunması ama- 2
cıyla "ulusal n
park" kapsarru-
na alınan vadi... 4
Bir nota. 2/ Ke-
miklerin yuvar-
lak ucu... Yu-
murtadan yeni
çıkmış ve henüz
ayaklan oluş-
mamış yavru 9
kurbağa. 3/
Kamboçya'nm para bi-
rimi... "Salvador —": 1
ÜnKi Ispanyol ressam. 4/ 2
Dansta erkeğe eşlik e- 3
denkadın...Birşeyinalt 4
bölümü. 5/ Yumurta bi- g
çimli ve sekiz delikli bir
türflüt. 6/MOhCesdet 6
Anday'ın bir romanı. II 7
însanoğlu... Delik, yır- 8
tıkyadaeskibiryeriuy- 9
gun bir parçayla onar-
ma. 8/Bir soru sözü... Pıston. 9/Kırklareli'nin bir ilçesi...
Istanbul'daki bir üniversıteriin kısa yazılışı
YUKARTOAN AŞAĞIY\:
1/Izmir'in Karaburun ilçesine baglı turisrik bir belde. 2/
Deriyle kaplı birçeşit Eskimokayığı... "Ey benim — me-
mesinde cüceler emziren aca>ıp memleketim" (B.R. Eyu-
boğlu). 3/tpucu. 4/Argoda karaı aç ya da parasız kimse...
"Tombul Teyze", "Yeni ZenguT gibi tiplerin yaratıcısı
olan ünlü karikatürcümûz. 5/ Tümör... Ince ve keskin
ses... Bircetvel türü. 611517'de yapılan ve Mısır'ı Osman-
lı topraklanna katan savaş. 7/Gösterişi ve özentisi olma-
yan. 8/Şehzadelerinözel eğitmenleri... Kütahya'nın bir il-
çesi. 9/ "Melâli anlamayan bir nesle — değiliz" (Ahmet
Haşim)... Motoriu taşrtlann elektriğini sağlayan aygıt.