02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18MART2003SAU 10 DIŞ HABERLER dishabo cumhuriyet.com.tr KAVŞAK OZGEN ACAR ABD Askeri, Turîzmin Hizmetinde! Tiırizmcilerin gözü aydın! Irak'ta sa- vaş çıksa darıi Türk turizmi olumsuz etkitenmeyecek. Dünyanın en güzel mi- mariık kentlerinden biri olan Mardin, yeni birturizm patlamasının odağı ola- cak. Patlama, suyaatılan birtaşın dal- galan gibi, Silopi'den iskenderun'a; Irıcirlik'ten Trabzon'a yayılacak. Mardinli birgirişimci Belediye Baş- kanlığı'na başvurarak kentte göste- rilecek uygun bir yerde, "özellikle Amerikan askerlerine hizmet vere- cek, modern, bir genelev açma iste- minde" bulunmuş. Şimdi başkanın vereceği yanrtı yalnızca Mardinli giri- şimci beklemiyor. Herhalde Penta- gon da bu karan en az TBMM'deki "tezkere" kadar bekliyordur! Genelevin çevresinde açılacak, "McDonald's", "Kentucky Fried Chic- ken" lokantalan, "pub"\ar, "bovvling salonları" ile cephedeki Amerikan askerterine moral kazandınlırken, bol "Coca Cola" tüketimi de eklenince Türk ekonomisine önemli girdi sağ- lanmış olacak. Böylece cephede Saddam Hüseyin'e füze atan "Yan- kee"\er Mardin'de de birkaç fişek atıp moral bulacak. Bu ömekten sonra Mardin'deki ge- nelev sayısı hızla artarken, öteki kent- lerimizde bulunan Amerikan askerle- rine de moral kazandıracak yeni ge- nelevterin açılması gecikmeyecek. Sa- vaş korkusu ile gelmeyen yabancı tu- ristlerin boş bıraktıklan beş yıtdızlı otel- ler de elden geçirilip genelevlerin ko- şullanna göre yeniden düzenlenecek. Biz Türkler bu konuda deneyimliyiz. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra "Mars- hall Planı" ile başlayan Türk-ABD ya- kınlaşmasının sonucunda 1950'lerde Istanbul'agelen Amerikan donanma- sının denizcileri için "valilikkaran" ile "Abanoz, Yüksek Kaldırım"da ımar çalışmalanna başlanmamış mıydı? Daha sonraki yıllarda Sinop'tan Ka- ramürsel'e, Inciriik'ten Pirinçlik'e, An- kara Gölbaşı'ndan Izmir'e kadar 12 yer- de ABD üssü kurulmuştu. On bini aş- kın Amerikan askeri buraJarda konuş- landınlırken, çevredeki genelevlere de düzenleme getirilmemiş miydi? Daima düşünmüşüzdür. Zamanın hükümet adarnlan "Usyok, tesis var' derken aca- ba bu yapılanmayı mı kastetmişlerdi? 1970'li yıllarda Türkiye'de Amerikan askeri bu tesislerde moral bulurken ABD Kongresi de yardım koşulunu Yu- nanistan ile 7/10 orantı kuralına bağ- lamakla kalmayıp silah ambargosu da koymamış mıydı? Bu oluşumlara tep- ki olarak -"üs" ya da "tesis" ne der- seniz deyin- ABD askerinin işgali al- tındaki bu yerieri yasal bir dayanağa kavuşturmak için 1980'de beş yıl sü- reli "Savunma Ekonomik Işbirtiği An- laşması (SEİA)" gündeme gelmişti. Beş yılın bitiminde, üslerdeki askerte- rin sayısı güç bela azaltılınca, genelev- lerde zararetmeye başlamıştı! 1985 te SEİA beş yıllığına uzatıiırken, bazı üs- lerdevreden çıkanlmış, yalnızca Incir- lik Üssü açık kalmıştı. Ondan sonra "ih- bar" yapılmadığı sürece SEİA bir yıl- lığına otomatık olarak uzatılır oldu. Ne var ki serbest ekonominin ka- lesi ABD, Türk ürünlerine koyduğu ko- talar, ambargolan ile korumacılığın en ileri örnekterini sürdürmekte tered- düt etmedi. Kimse de çıkıp bu ne bi- çim "ekonomik işbirliği" demedi! Şimdi de 62 bin Amerikan askerinin konuşlandınlması isteniyor. Tezkere "ekonomik, askeri, siyasal" olmak üzere üçlü "tam mutabakab' ön- görüyor. ABD'Iİ diplomatlar buna "full compliance" diyoriar. Ingilizce-Türk- çe Red House" sözlüğüne bakacak olursak "compliance "sözcüğü "itaat, baş eğme" anlamına da geliyor. TBMM, ılk oylamada baş eğmedi. Şimdi kü- resel gangster George W. Bush, Tür- kiye'ye ateş püskürmekle kalmıyor, Kuzey Irak ile "tehdit" edıyor. Bu gerilimi gidemiek için ilk adımı atmak Mardin Belediye Başkanı'na düşüyor. Ne yapıp yapmalı, Başkan, genelev başvurusuna olur vermelidir. Bu adım savaşta maddi kayba uğra- yacak Türk turizmini de kurtaracak bir can simidi olacaktır. Ardından, TBMM "güvenoyunu" beklemeden "tezke- reyi" hemen geçirmelidir. Yanm yüz- yıldırapış aramıza yerleşmiş olan Âme- rikalılann yeniden gelişi ile Türk turiz- minin zararian karşılanırken, AKP de milyarlarca dolarlık yardım paketi ile iktidannı pekiştirecektir. Çoğunluğu- nu AKP'lilerin oluşturduğu TBMM'nin bindiği bu dalı kesmesini doğrusu Bush gibi biz de anlayamıyoruz! Küresel gangster egemenllği Mustafa Balbay, art arda bom- balar patlatıyor. Beyaz Saray'da Bush, eski Dışişteri Bakanı Yaşar Ya- kış ile Devlet Bakanı Ali Babacan'a ne demişti? "Avrupa Birliğinı üçe böldûm. BM de ne imiş? BM'ye gerekolup olmadığını inceliyoruz!" Bush'un niyetini dünyaya ilk kez duyuran Ba/bay'ın bu "yılın habe- n" şimdi ABD kaynaklanndan da dünya basınına yansımaya başladı. Eski ABD Başkanı Lyndon B. Johnson'un gönderdiği ünlü mek- tubundan sonra Ismet Inönü'nün "Tıme" dergisine de- mecini deneyimli gaze- teci Mehmet Ali Kış- lalı açıklamıştı: "Yeni bir dünya kunılur, Tür- kiye de bu dünyada yerini alır." Şimdi Bush'un yeni bir dünya kurmak iste- diği anlaşılıyor. Bush, petrol kaynakJarı için önce Irak'ı "terör, nûk- leer, biyolojik, kimya- salsilahlann variığı" gerekçesiy- le işgale hazırianıyor. Irak'ı sıçrama tahtası olarak kullanarak aynı ge- rekçeler ile Iran'la, Suriye'ye yöne- leceği duyuruldu. Bush, bölge ege- menliğini ele geçirmesinin ardından Hazar Denizi çevresindeki petrol, doğalgaz yataklannı da hedef ala- cakttr. ABD'nin Bakû-Ceyhan bo- ru hatlanna destek vermesi boşu- na değildir. ABD'li jeo-politisyen- lere göre Avrasya'yı eline geçiren Asya ileAvrupa'ya da egemen ola- caktır. Avrasya'nın kilidi ise Anado- lu'dur. Dolayısıyla vVashington bu teorinin uygulanmasında er geç Türkiye'ye de şu ya da bu biçim- de dönecektir. Irakolayı, NATO'dan başkaAB'yi de üçe bölmüştür. Bir yanda, yeni deyimiyle "trans-atlantikçiler" de- nilen ABD, Ingiltefe, Ispanya, Por- tekiz; ikincisi "Kıta Avrupası" birti- ği Fransa, Almanya, Belçikagibi ül- keter; üçüncüsü ise Moskova uydu- luğundan VVashington yörüngesi- ne geçen Macaristan, Polonya ile Çek Cumhuriyeti'nden oluşan bir bölünme yaşanmaktadır, Moskova ise Paris-Beriin ile iş- biriiğinde birleşiyor. Son gelişmeterden sonra ABD'nin dışlamaya başladığı Türkiye, AB- NATO içindeki bölünmelerin de dı- şınasürükleniyor. Dünya, Hröer'den de öte, küresel gangsterlik peşin- de olan, psikolojik tedavi görmüş, alkolik, petrolcülerin kuklası birBaş- kan'la 21. yüzyılda bilinmezliklere doğru hızla yol alıyor. Çanakkale'de tekrarlanan tanih Çanakkale Avrasya'nın kapısı. Gü- nümüzden 3200 yıl önce Yunanlar, "Güzel HelenV" kurtarmak amacıyla Troia'yı kuşatmışlardı. Söylenceler- deki bu öykünün ardındaki gerçeğin farklı olduğunu arkeolojik buluntular ortaya koydu. Troia, Çin'den gelen yeşim, Afganistan'dan kalay ile lapis- lazuli, Baltık'tankehribargi- , bideğeriitaşlar, madenlertı- ı caretinin Dogu ile Batı, Ku- zey ile Güney arasındaki tı- l caretin odak noktası idi. Tro- ialılar bu trafikten aldıkları komisyonlarlazengin olmuş- lardı. Helen bahane, strate- jik zenginlik temel hedefti. 19. yy'ın sonunda AJfred Nobel'in kardeşi Robert, Rus Çarı'nın askerierinin tüfek dipçikleri için ceviz ağacı aramaya gittiği Azer- baycan'da "neft (petrol)" ticaretine başlamıştı. 20. yy'ın başında bu petrolü Zübeyde Hanım'ın mezar taşı. Akdeniz'e akıtacak boru hatlan yok- tu. Istanbul-Çanakkale boğazlan de- nizdeki petrol trafiğini denetleyen en önemli geçit yerieri idi. Tony Blair'in bugün oturduğu kottukta o gün Wms- ton Churchill vardı. Aralarında Tro- ia savaşının öncü krallanndan Aga- memnon'un adının da verildiği sa- vaş gemileri Çanakkale'yi işgal edip bu petrol yolunu ele geçirmek için gel- diklerinde karşılannda Mustaifa Ke- mal'i buldular. Savaşın sonunda Mustafa Kemal, dünyaya, "Troiaiıla- nn öcünü aldık" diyecekti. - — — Izmir'de ünlü agorayı ge- zerken restorasyona büyük katkıda bulunan Uğur Özı- şık, eski yazılı bir mezar ta- şını gösterdi. Bu mermer mezar taşının üzerinde şu sözler yazılıydı: "Hüvelbaki Türk Reisicumhuru Gazi Mustafa Kemal Paşa Haz- retlerinin valideyi muhte- remleri Zübeyde Hanım 'ın ruhuna rizaen el fatiha" Zübeyde Hanım'ın Çanak- kale Savaşı'nda nerede, kaç yaşında olduğunu bilmiyo- ruz. Türk ulusunun bu yü- ce anası bugün Izmir Kar- şıyaka'da dev bir kayanın altında al- çakgönüllü bir mezarda yatıyor. Bu mezara aktarılmadan önceki bu me- zar taşı birbelgeniteliğindedir. Ancak bu taşın yeri, depo değil en azından Izmir'deki Atatürk Müzesi olmalıydı. Elmek: [email protected] Fax: 0312. 442 79 90 Türkiye, ABD ve Kürt muhalifler arasında K. Irak'ın kontrolüyle ilgili sorunlar aşılıyor Mutabakathazırhğı Evierini terk etmek zonında knlan sivil halk, bulabüdiği araçlarla bö^eden ozaklaşmaya çahşnor. (REUTERS) Savaştan koçan siviller Türkiye ve Iran sınınna doğru geliyor Irak'tan göç başladıDış Haberier Servia - ABD, tngiltere ve tspan- ya'nın Irak'a karşı tek yanlı saldın düzenJeyeceği kesinleşirken Irak'ta Bağdat yönetiminden Kuzey Irak'a doğru göç başladı. Sivillerin Musul'dan Do- huk'a doğru göç ettiği belirtiliyor. Musul ve Ker- kük'ten Kuzey Irak'a giden siviller, kentte evJere bas- kın düzenlendığinı ve eli silah tutanlann askere alın- maya başlandığını anlatıyor. Dohuk Valisi Neçirvan .\hmet de Arap ve Türk- menlerin Kuzey Irak'a gelmeye başladığını doğ- ruladı. Ahmet, sınırda bir çadır kentın kurulaca- ğını beJirtti. Dohuk'ta birçok işyerinin de dün ke- penk kapatması dikkat çekti. Sivillerin Türkiye sı- nınndaki köylere sığınmaya başladığı ve göç dal- gasının daha da artabileceği bildiriliyor. Kuzey Irak'taki Şamşamal kentinde yaşayan çok sayıda Iraklı Kürt de dün sabahtan itibaren da- ha güvenli bölgelere kaçmaya başladı. Bölgede- ki AFP muhabiri, sabah saatlennde Şamşamal'ı Süleymaniye'ye bağlayan karayolunda taksiler, traktörier ve kamyonlarla çok sayıda Kürt ailenin şahsi eşyalanyla kaçtığını duyurdu. Eşi, 3 çocuğu ve ailesinin diğer üyeleriyle ka- çanlar arasmda bulunan 42 yaşındaki Abdıdhh Kas- ri, "Savaş çok \-akm, biz de Amerikan uçaklanrun gelmesinden önce Irak mevalerinden uzaklaşmak Istrj'onız'' dedi. Bağdat yönetiminin denetimi dı- şında kalan Kuzey Irak' ın güneyindeki Şamşamal, Irak rejiminin denetimi altındaki topraklara bir- kaç kilometre uzaklıkta bulunuyor. ANK4RA (Cumhuri- yet Bûrosu) - Türkiye, ABD ve Kürt muhalifle- rin, Kuzey Irak konusun- daki görüş aynlıklannı bü- yük ölçüde giderdikleri bildirildı. ABD Başkanı George Busta'un özel da- nışmanı Zalnıay Halil- zad'ın katılınııyla bugün Türkiye, ABD, Kürt grup- lan ve Türkmenlerin yapa- caklan toplantıda "Irak mutabakab'' oluşturulma- ya çahşılacak. ABD ve Türkiye'nin "Türk aske- rinin Kuzey Irak'a ginne- si için anlaşı- laşıiabilecek biryohı"top- lantıya geti- rerek taraflar- la uzlaşma araması bek- leniyor. Türkiye'- nin ikinci tez- kereyi gecik- tirmesinin en önemli nede- ni olan K. Irak anlaşmaz- lığı çözümleniyor. Bush'- un kendisine üst düzeyde ilenlen rahatsızhğın ardın- dan geçen hafta apar topar Türkiye'ye gönderdiği Halilzad, hafta sonunu Av- rupa'da geçirdikten sonra dün yeniden Ankara'ya geldi. Halilzad, başkent- teki temaslanna Dışişleri Bakanlığı'nda Müsteşar Uğur Ziyal ile göruşerek başladı. Bu görüşmede Kürt gruplar ve Türkmen- ler ile müzakere edilecek konularda öncelikle üd ül- ke arasında uzlaşma sağ- Yenl önerl gündemde ABD ve Türkiye'nin "Türk askerierinin Kuzey Irak'a girmesi için uzlaşılabılecek bir yolu" bugün yapılacak toplantıya getirerek Kürt gruplarla anlaşma sağlaması bekleniyor. lanmaya çalışıldı. Gün bo- yu kaldıklan otelde diğer muhalif gruplarla temas- larda bulunan IKYB lide- n Celai Talabani, IKDP yetkilisi Neçirvan Barza- ni ve IKDP Sözcüsü Hoş- yarZebari, Hahlzad'ın ar- dından Ziyal ile 1 saat sü- ren görüşme yaptılar. Talabani, görüşmenin ardından yaptığı açıkla- mada, ikı tarafi da ilgilen- diren her konuyu ele aldık- lannı belirtirken dostane ve verimli bir görüşme oldu- ğunu kaydet- ti. Türkiye ile danışmalan- nın süreceği- ni belirten Ta- labani, "Çün- kü Türkiye bizim halkı- mız için bir müttefîk ve bizim için yapüklanna müteşekki- riz" diye ko- nuştu. Bar- zani de Talabani'nin söz- lerini desteklediğini kay- dederek konuşruklannın yann ve çarşamba günkü görüşmeler için cesaret ve- rici olduğunu bildirdi. Diplomatik kaynaklar, yapılan temaslarda ABD ve Kürt gruplarla görüş aynhklanrun büyük ölçü- de giderildiğini kaydetti- ler. Temaslarda anlaşmaz- lıklann büyük ölçüde yan- lış anlamalardan kaynak- landığının ortaya çıktığı- nı belirten bir yetkili, bir- çok önemli noktada uz- laşıldığını dile getirdi. Fransa'nın Ankara Büyükelçisi, Irak'a saldın başlatılması istemine tepki gösterdi: Son bir süre verilsnıAYHANŞfcVlŞEK ANKARA - Fransa'nın Ankara Büyü- kelçisi Bernard Garcia, ABD ve Ingil- tere'nin, "uluslararası meşruiyet'' sağ- lanmadan Irak"a askeri operasyonu baş- latmak istemesine tepki gösterdi. Irak'ın banşçıl yollardan kitle imha si- lahlanndan anndmlmasının mümkün olduğuna, Birleşmiş Milletler silah de- netçilerinm bu amaçla süre istedikleri- ne işaret eden Garcia, "Biz Irak'a son bir süre veribnesini istiyoruz. Bu süre 4 ay olabüir, gerçekçi olmak şartr> la kısalö- labiBr. Bunun sonunda Irak kitle imha sflahlanndan tamamen annacakbr" di- ye konuştu. Garcia, ABD ve Ingılte- re'nin tek yanlı operasyonlan durumun- da uluslararası düzenin geleceğinin ris- ke gireceği uyansında bulundu. Fransa ile Türkiye'nin Irak konusun- da yakın bir diyaloğa sahip olduklan- ru kaydeden Garcia, "TBMMsavaştez- keresinireddederek, Türkiye'de gerçek anlamda demokrasi olduğunu göster- di Türkrve'nin, AvTupa'run pek çok ül- kesinde «öremeyeceğimiz kadar büyük bir demokrasye sahipolduğunu görmüş olduk" diye konuştu. Fransa'nın An- kara Büyükelçisi Garcia, Irak konu- sundaki son gelişmeler ve ülkesinin tu- tumunu Cumhuriyet'e değerlendirdi: - ABD, Irak'ın banşçıl yollardan si- lahsızlanmadığını. artık askeri operas- yonun kaçınıbnazolduğunu savunuyor. Size göre de tek çözüm operasyon mu? Hayu-, biz buna kesinlilde kahhnıyo- ruz. Irak'ın kitle imha silahlanndan arın- dınhnasının BM silah denetçilerinin ça- lışmalanyla zaten sağlanmakta olduğu- nu düşünüyoruz. Bunu yahıız biz söylemiyoruz. BM silah denetçi- leri ve BM üyesi ülkelerin ezici ço- ğunluğu da aynı görüşte. Ulusla- rarası toplum, Irak konusunda ka- sım ayında barışçı çözüm yönün- de temel bir karar aldı. Güvenlik Konseyi'nde oybırli- ğiyle kabul edilen 1441 sayılı ka- ran kastediyorum. Irak'ın dene- timler yoluyla banşçıl bir şekilde silahsızlanması yolu seçildi. Bu süreç başanyla de\^am ediyor. BM'nin görevlendirdiği silah denetçileri, sayın Btix ve EI Ba- radey'in raporlan da, denetimle- rin sonuç verdiğini ve Irak'ın si- lahsızlandınlmasının başanyla ilerlediğini doğruluyor. Blix ve El Baradey, denetimlerin tamamla- nabilmesi için birkaç aya daha ihtiyaçlan olduğunu söylüyorlar. îiernard Garcia: TBMM savaş tezkeresini reddederek, Türkiye'de gerçek anlamda demokrasi olduğunu gösterdi. Türkiye'nin, Avrupa'nın pek çok ülkesinde göremeyeceğimiz kadar büyük bir demokrasiye sahip olduğunu görmüş olduk. i Bu süre sonunda sürecin kesin olarak tamamlanacağını kaydediyorlar. - Ancak ABD ve Ingfltere, Irak'a karşı güç yapünmı öngören yeni bir tasan ge- tirdL Buna karşı tutunıunuz ne olacak? BM denetçilerinin çalışmalarında ilerleme de sağlanmışken, silahlı bir çözümden bahsetmek büyük bir çeliş- ki. Biz bu yönde tasanlan reddeceğiz. Güce başvurmak, ancak denetimlerin sonuç vermemesi durumunda son ko- şul olmalıdır. Bu karan da. denetçile- rin detaylı raporlannı göz önüne alarak BM Güvenlik Konseyi almalı. - Fransa'nın alternatifbir çözüm öne- risi var mı? Evet. banşçıl çözüm yönünde çeşitli önerilerimiz var. Biz denetçilerin rapo- ru doğrultusunda çahşmalara devam edil- mesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğer 1441 sayılı karar yönünde hareket edersek bir- kaç aylık süre içinde Irak, kitle imha si- lahlanndan tamamen anndınlacaktır. Bunun için denetimlerin arttınlması, ön- celiklerin yer aldığı bir liste çerçevesin- de denetçilerin programlannın belirlen- mesi ve Irak için kesin ama gerçekçi bir son takvim belirlenmesini istiyoruz. Biz 4 aylık bir süre öngörüyoruz. Bu süre kı- saltılabilir.. ancak gerçekçi kalmalıdır. - ABD ve İngiltere. tasanlan kabul edflmese deoperasyonda kararn görünü- yoriar. Size göre 1441 sayılı karar, iddia ettikierigibi oniara bu hakkı veriyor mu? Böyle bir hareket 1441 'e uygun ol- maz, böyle bir hareketin meşruiyeti de ohnaz. Bu karara göre denetçiler. "Irak denetimler yoluyla silahlanmrvor" de- meden ikinci bir karara kapı açmıyor. tkinci bir karar olmadan da böyle bir hareket olamaz. Biz bu meşruiyet ko- nusu üzerinde ısrarla duruyoruz. Ulus- Büyükelci Bernard Carcia: Kıbrts 'ta çabalar sürmeli AB Komisyonu, Lahey'deki başansızlığın ardından çözüm olmazsa Türkiye'nin Kıbns'ta düşeceğini söyledi. Siz bu görüşe katıhyor musunuz? Bizim görüşümüzün bu şekilde olmadığını söylemeliyim. Böyle bir aşamaya gelinmedi. Lahey'deki başansızlığı biz de üzüntüyle karşılıyoruz. Ancak her şey bitmiş değil. Kıbns'ta çözüm için çabalann sürmesi gerektiğine inanıyoruz. Biz de BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın çözüm planını destekledik ve bunu kalıcı bir çözüm için önemsediğimizi dile getirdik. Ancak burada başanlı olunamadı. Gelinen aşamada Türkiye'nin AB sürecinde ilerleyebilmesi için Kıbns konusunun çözülmesi gerektiği açık. Bunu bir koşul olarak söylemiyorum, önümüzde duran nesnel bir gerçeklik olarak ifade ediyorum, Kjbns'ın 2004'te üye olacağı ve çözüm için daha az çaba göstereceği eleştirilerine ise katılmıyorum. Bu yeni bir durum değil. Bunun böyle olacağıyıllar öncesinden belliydi. Eğer bu konuda eleştiri getiriliyorsa, Türk tarafinın kendi hesap hatası da dikkate ahnmalı. lararası meşruiyet hiçbir devlet tara- fından kendince yorumlanmamah. -Türkiye Büyük MiUetMecKsi'ninUk tezkereyi reddetmesinde de uluslarara- sı meşruiyetin olmaması büyük ni oy- nadı. Tezkerenin reddini ve Türkiye'nin operasyon konusunda takmdığı tutu- mu nasd değerlendiriyorsunuz? Türkiye ile Fransa arasında Irak ko- nusunda çok yakın bir diyalog var. Üst düzeyde çok sayıda görüşme gerçekleş- ti, tabii bunlann hepsi basuıa yansıma- dı. Türkiye bugüne kadarFransa'ya çok yakın bir pozisyonda olduğunu göster- di. Tezkerenin reddedilmesine gelirsek, bu belki Ankara'daki bazı büyükelçile- ri hayrete düşürdü.. ancak Fransa Bü- yükelçisi için sürpriz ohnadı diyebili- rim. Bu oyİamarun çok zor bir oylama olacağını ve demokratik bir tavır sergi- Ieme bakımından da çok özel bir önem- de olduğunu biliyordum. Türkiye'de gerçek anlamda demokrasi olduğu gösterüdi Sanınm bunun Fransa ve Avrupa'da yarattığı ilk etki, Türkiye'de gerçek an- lamda demokrasi olduğu düşüncesinin oluşması oldu. Türkiye'nin, Avrupa'nın pek çok ülkesinde göremeyeceğimiz kadar büyük bir demokrasiye sahip ol- duğunu görmüş olduk. Şimdi özellik- le Türkiye'nin AB'ye uyum sürecinde attığı adünlar konusunda karamsar olan, bunlan yetersiz bulan, Türkiye bu iş- leri yapamaz diyen bazı A\Tupa ülke- leri için de bu çok güzel bir yanıt oldu. Tezkerenin reddedilmesi onlann bu gö- rüşlerini çok somut bir şekilde yalan- ladı. TBNfM'nin bu karan, banşçıl çö- züm çabalanna da katkıda bulun- muş oldu. üluslararası sistemi riske atar -ABD ve İngiltere, Fransa ve di- ğer ülkelerin uyanlanna kulak asmazve operasyonu başjanrsa bu- nun sonuçlan ne olur? Böyle bir hareket, bölgeye ve hatta uluslararası istikrara büyük zararlar verecektir. Böyle bir ope- rasyonun Arap ve tslam dünya- sıyla gerilünleri ve üzüntüleri art- tıracağmdan, kültür çatışması ta- raftarlannı güçlendireceğinden en- dişeliyiz. Böyle bir askeri müda- hale aynı zamanda özellikle 11 Eylül'den beri uluslararası toplu- mun terorizme karşı oluşturduğu birliği de zayıflatacakhr. Bundan sonra terörist hareketlerin ikiye katlanması beklenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle