23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 MART 2003 PAZAR DIZI Sunuş AKP hükümetinin hazırladığı Yükseköğretim Yasa Tasarısı uzun bir süredir tartışıhyor. Aslında üniversitelerde sorun çok ve bunlar yıllardır konuşuluyor, çözümlerüretilmeye çalışılıyor. En büyük sorun elbette kaynak yetersizliği. Üniversitelerin büyük bÖlümü mali sonınlardan bunalmış dunımda. Üniversiteyöneticileri verilen bütçenin yetersizliğinden, üstüne üstlükbu parayt istedikleri zaman alamamaktan ve istediklen gibi hdlanamamaktan yakmıyorlar. Hiçbir çelâciyanı kalmadığı için artık araştırma görevlisi olmak isteyen yok Bir başka önemli sorun nitelik konusunda yaşamyor. Üniversite sayısının sürekli artması, özel üniversitelerdeki kalite sonmu, üniversıteye giremeyen işsizler, üniversite mezunu işsizler... Bütünbu sonınlar yaşanırken AKP bir tasan hazırlıyor. Çok hsa sürede, uzun uzun tartışılmadan, bilim insanlanmn yeterince görüşü ahnmadan. Yüksek Öğretım Kurulu, ytllardırpek çok kesim tarafindan eleştiriliyor ama böyle tepeden inme bir tasan da içe sindirilemiyor. Örneğın, yıllardır en gihenilir, en ciddi kurumlardan biri olarak tanınan ÖSYM'nin statüsünün değiştirilmek istenmesi, herkesi kaygılandınyor. Bu konuda göriiştüğümüz eğitimciler, ÖSYM'nin Kamu Personeli Giriş Sınavı 'm da düzenlediğini hatırlatıyorlar ve tasanmn vasalaşması halinde kurumun tarafsızlığına leke TARTIŞIUYOR süriileceğine işaret ediyorlar. Dahası, bu tasanyla türbanın önünün açılacağından, her noktaya konulan seçim mekanizması yüzünden üniversitelerin yönetilemez hale geleceğinden, hsacası üniversitelerin, bilim insanlan tarafindan değil, politikacılar tarafindanyönetilme riskinden kaygı duyuluyor. Artık sözü, üniversitelerin yöneticilerine, rektörlere bırakalım. Inönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu 'na göre, tasan "Cumhuriyet düşmanı kadrolaşmanm ö'nünü açacak", Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman înci ise tasanmn "üniversiteleri ele geçirme projesinin dışavurumu " olduğunu belirtiyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörii Prof.Dr. EminAlta, tasanmn "güvenilir" olmadığım söylüyor. ^ ^ * Yeni tasan ile kurumun mevcut yapısının değiştirilmek istenmesi kaygı yaratıyor O SYM bağımsızolmalı Sadece üniversite değil Sınav onlardan sorulurÖSYM'nin sitesınde, bu kurumun görevlen şöyle sıralanıyor: "ÖSYM, Yükseköğretim Kurulu'nun tespit ettiği esaslar çerçCT'esinde yükseköğretim kurumlanna öğrenci ahnması amacryla sınavlan hazırlayan ve vapan, öğrenci istekierini de göz önünde tutarak Yükseköğretim Kunılu'nun tespit ettiği esaslara göre değerlendiren, öğrenci adaylannın yükseköğretim kurumlanna yerleştirilmesini sağlayan ve bu faaliyetierie ilgüi araşurmalar ve diğer hizmetleri yapan Yüksekögretim Kunılu'na bağh bir kuruluştur. ÖSYM Örgûtü, bir başkarun yönetinünde, Yürütme Kurulu, Danışma Kurulu ve Başkanhğa bağh birimlerden oluşur. ÖSYM Başkaıu, YÖK Başkanı tarafindan. üniversite öğretim üyeleri arasından seçilerek üç yıl süre ile atanır. Başkan, görev süresinin bitinünde tekrar atanabilir. Yürütme Kurulu, beş üyeden oluşur. Üyeler, ÖSYM Başkanı'nın önereceği on aday arasuıdan YÖK Başkanı tarafindan seçilerek üç yıl için atanır. Danışma Kurulu, her üniversite rektörünün önereceği iki aday arasından YÖK tarafindan seçilen birer üye ile Milli Eğitim Bakanhğı'nca görevlendirflen dört üyeden oluşur. Yürütme ve Danışma kuruDan ÖSYM Başkanı'mn başkanhğuıda toplanır. Yaptıflı sınavlar 1. ÖSS (Öğrenci Seçme Sınavı), YDS (Yabancı Dil Sınavı) 2. LES (Lısansüstü Eğitime Ginş Sınavı) 3. YÖS (Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı) 4. DGS (Dıkey Geçiş Smavı) 5. KPS (Kamu Personeli Sınavı) 6. DMS (Devlet Memurlan Giriş Sınavı) Personel sayısı ÖSYM'de uzman, idari ve teknik personel ile yardımcı hizmetli kadrolannda toplam 302 tam günlü personel bulunuyor. Aynca merkezde, yanm zamanlı ya da çağnldığında görev yapan 250 dolayında üniversite öğretım üyesi ile sınav hizmetlennin azman, idari ve tebükpersonel ile yardıma hizmetli kadrvlannda toplam 302 personeli bulıman ÖSYM'nin tüm giderieri, adaylann sınavlar \ için ödediHeri ücretlerden oluşan fondan harşıhnvyor. yürütülebılmesi için, zaman zaman, sayılan 300'ü bulan geçici görevlilerden de yararlamlıyor. Clderlerin fcarsılanması ÖSYM'nin tüm giderieri ÖSYM Fonu'ndan karşılanıyor. Fonun gelır kaynaklan ise adaylann katıldıklan her sınav için ödedikleri ücret ile merkezin çeşitlı kurum ve kuruluşlara yapöğı hizrnetlerden alınan ücretlerden oluşuyor. ÖSYM Fonu'nda toplanan paranın yüzde 72'sini merkez kullanırken, fondaki paranın geriye kalan yüzde 28'i hükümet tarafindan kullanılıyor. ÖSYM'nin sitesinde, harcama kalemleri şöyle gösteriliyor: • Personel giderlen yüzde 10. ^ Aydınlanma, ısınma, ulaşım vb. genel harcamalar yüzde 10. • Test sorulannın ve testlerin hazırlanması yüzde 10. • Sınav evrakının basımı, paketlenmesı, sınav merkezlerine ulaştınlması yüzde 15. ^ Sınavlarda görevlendirilen elemanlara yapılan ödemeler yüzde 45. ' Araç-gereç ve bina yatınmlan yüzde 10. • YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Ertepınar, geçen 30 yıl içinde ÖSYM'nin Türkiye'nin en güvenilir kurumu olduğunu belirtirken, MEF Dershaneleri Rehberlik Müdürü Kaya, kuruma yönelik baskı yaratabilecek bir örgütlenme yapısından kaçınmak gerektiğini söyledi. FİGENATALAY ÖSYM'nin mevcut yapısının, yeni Yükseköğreüm Yasa Tasan- sı 'yla değiştirilmek istenmesi, eği- timcilen kaygılandırdı. YÖK Baş- kanvekili Prof. Dr.AybarErtepı- nar, "ÖSYM'ninsiyasiotoriteet- Idsi alünda kalnıası bizj ziyadesiy- lerahatsızeder"dedı. ÖSYM'nin, geçen 30 yıl içinde Türkiye'nin en güvenilir kurumu olduğunu vurgulayan Ertepınar, "Bütün dün- yanın takdnie baküğı bu kurum, kendini son derecegüzd geöştirdL ÖSYM'nin oturmuşbirv-apta var- dır. Siyasi açıdan bağımstz bir ma- kamdır"dıye konuştu. MEF Dershaneleri Rehberlik ve Araştırma Bırim Müdürü Er- dem Kaya da şunlan söyledi: "ÖSYM, bir biümsel, özerk ku- rum olaraksijasietkflerden ne ka- dar uzak olursa o kadar sağhldı iş üretir. Bu nedenleÖSV\r\eyöne- lik bir baskı yaratabilecek örgüt- lenmeyapısma girmemek gerekhf İlkell bir kurum' ÖSYM'nin öğrencilerle ilgili smavlar yapan bir kurum olarak yapılanmasına karşın son yıllarda çeşitli kamu kurumlannda yapıla- cak sınavlann da bu merkeze ve- rildiğine dikkat çeken ve ÖSYM'nin objektif,bi limsel, il- keli ve iyi işleyen bir kamu kuru- mu olduğunu anımsatan Kaya şöy- le konuştu: "ÖSYM'nin isjııe müdahale- ninotumsuzetkisini 19991datdcaşa- mah smavageçjşte hep birüktegör- dük. Bu değişiktikle yapılan hata- lar, halen sınav sistemi taroşmala- nHedevamediyor. Eğitim ststemin- de yapüan değişikliklerin etkileri uzun viflar sürecekohımsuzhıkla- ranedenoiabflmektedir. Buneden- le eğitimdeki tarüşmalann popü- BstsKasi tarûşmalardan uzak,dev- sel yollarla ve özenü bir biçimde, müdahalesizyapımıasıgereldr. İT- kemLrin insan kaynağnu yükse- köğreümeyönetaıiedeyıllardırya- şanan yanbşhklan tarnşacakve gi- derecek bir kurum olarak ÖSYM gefiştirihneiidir. Ancak bu gefişme- ler araanda ÖSYM' yi siyasi etki alüna alabilecek biryapı olmama- hdır. Şimdiye kadar öncehM işini iyiyapan ÖSYMVebaşka işler ha- valeedildiğindekendi asılişinde de aksakhklara neden olduğu görül- dü. Bu nedenle kamu kurumlan- nın ihtiyaçlanna yönelik çahşma- lan yapacak ayn bir yapılanma düsünülebilir." Eğıtım-Sen Genel Başkanı Ala- attin Dinçer de ÖSYM'nın bütün kurumlardan bağımsız olması ve demokratik bir yapıya kavuştu- rulması gerektiğini söyledi. Yarın: İnönü ve Trakya Üniversiteleri PAZAR ORHAN BURSALI 2003 bütçesinde üniversitelerin araştırma kaynaklan yüzde 25 kesildi Fonlara AKP tırpam Ekonomiyi Kim Yönetecek: Piyasa mı, Siyaset mi? "Borsa" yorumcuları, sabahları, haber kanal- lannın ekranlanna damgalannı vuran kişiler. Su- nucular, düzenlı olarak, borsa habercılennın ve yorumculannın ekrana çıkış trafiğini yönetiyor. Türkiye'nin kalbi sanki borsada atıyor. Aslında büyük spekülatörlerin büyük oyunla- nnın sahnesi borsa. Hele bizim gibi kronik eko- nomik krizde yaşayan ülkelerde, borsanın eko- nomiye katkısı neredeyse srfırd.r. Spekülatör, bü- yük hisse senetleri oyunlanyla, kriz borsasında hemeğleniyorhemdeparalarkazanıyor Borsanın, şirketlerin başarımlarıyla ılışkısı ne- redeyse sıfır. Onu doyuran, siyasal "iyimser" haber. Tayyip Erdoğan'ın seçilmesi, puan arttırıyor. Hükümetin kuruiması puan arttınyor. Bush mek- tup mu yazdı, puan düşüyor. Gül veya Erdo- ğan'ın Tezkere hazııiıklarının ipuçlan, puan arttı- nyor. HeleTezkere'nm ucu birgörülsün! AKP millet- vekillerinin Tezkere'ye evet diyecekleri kesin or- taya çıksın! Seyreyle sen Borsa'yi- Hele hele Türkiye ABD'nin bütün istediklerine evet desin! Zavallı Türkiye ekonomisi, Borsa-Devlet Tah- vili faizi ve Dolar üçgeni arasında tam keten- pereye getirilmiş durumda. Burnuna bu üçlü tarafindan üç halka vurulmuş bir çingene ayisı durumundayız. Veya arenaya salınmış ve matadorlann sırtına sürekli şişler sapladığı Ispanyol boğası. • • • Piyasa denen şey, işte bu: Borsa, Devlet Tah- vıli ve Dolar. Bu piyasa, ekonomiyi, siyaseti, hükümeti, dev- leti ve bütün ülkeyi esir almış. Neredeyse her şe- yi yönetiyor. "IMF ile yeni niyet mektubunu hemen ve on- ların istedikleri koşullarda imzala" diyor. Hükümet imzalıyor. Borsa yükseliyor. "Yeni vergilerkoy" diyor. Hükümet koyuyor ve borsa rahatlıyor. Yeni İş Güvenliği Yasası'nı değiştir veya kabul etme! Faiz gelirlerinden vergi alma, borsa işlemlerini kanştırma! Spekülatif para trafiğini denetleme ve sınıria- ma! Bütün parasal işlemlere tam serbestiyet! Piyasayı şu veya bu şekilde gütmeyi düşünme! özetle, bu "altın üçgen", ülkede iktidar! Para- yı onlar götüruyor, ülkenin iliğini kemiğini onlar emiyor. Türkiye'yi savaşa onlar sürüyor. Gelece- ğimizi onlar belirliyor. Bu üçgen, en büyük "orgazm''ı, ABD'nin Irak- lı onbinlerce insanın kanını akrtmasına katkıda bu- lunacak olan Tezkere'nin kabulü ile yaşayacak şim- di! • • • Ekonomiyi kim yönetecek, siyaset mi, yoksa ekonominin kendisi, yani piyasa mı? Temel soru budur. Türkiye'yi siyaset yönetmelidir; piyasayı da, tabii ki. Ama, bunun için ortada bir SİYASET olmalı- dır. AKP'nin (ekonomi) siyaseti olmadığı açıkça görülüyor. Bu açıdan, AKP iktidan da, Türkiye ekonomi- si için bir şans olamayacağının işaretlerini güçlü bir şekilde veriyor. Iktidarda kalabilmek için tek yapabilecekleri, dı- şardan dolar akışını düzenli bir şekilde sağla- maktır. Yılda 6 milyar dolar borç, onlann "ülkeyi idaresi" için yeterii. Erdoğan'ın "temel ekonomi stratejisi" de bu. Piyasayı rahatlatacak, borç trafiğini döndüre- cek, göreceli bir rahatlama sağlayacak... Ancak iç ve dış borç sarmalı artacak. Nereye kadar? Borçlann döndürülemeyeceği yeni bir kriz nok- tasına kadar. Yeni krizler, yeni dayatmalar ve yeni ve daha büyük zayıflıklar demek. Bu "verili", "dayatılmış" ekonomikilişkilerinöte- sinde bir arayışı, bakışı, plan ve programı olma- yan her iktidar gibi, AKP iktidan da Tezkere'ye, savaşa evet demek zorundadır. Türkiye, piyasanın ve savaşın "esiri" ülkedir. obursali@cumhurfyet.com.tr. MAHMUTGtRER ANKARA -AKP hükümeti, "tasarnrf" adı altında üniversitelerin "araşürma fonlannı" tupanladı. 2003 Bütçe Yasa Tasansında. bı- limsel araştuına fonlanndan geçen yıla oran- la yüzde 25 oranında kesinti yapılırken, üni- versiteler birçok bilimsel yaymdan ve _ _ teknik malzemeden yeterli kaynak ay- nlmadığı için yararlanamayacak. ODTU Rektörü Prof. Dr. Ural Ak- kaynağın yetersizliği nedemyle özel üniver- sitelerle aradaki uçurum daha da artacak. Büt- çenin yasalaşmasıyla birükte, devlet üniver- sitelerine aynlanpay 2.5 katrilyon liradan 3.4 katrilyon liraya yükseltilmesıne karşın araş- hrma fonlan yüzde 25 oranında azaltılacak. 2003 bütçesinin yasalaşması durumunda üni- • Hükümetin üniversitelere ayjılan payı düşürmesi tepki topladı. ODTÜ Rektörü mayacağnn. 400 milyar civannda da araşür- ma fonundan kesildi" dedi. Eski Milli Eğitım Bakanı Erkan Mum- cunun hazu-ladığı l 'Yükseköğretim YasaTasa- na Tasb^ı''nda, üniversitelere tt mati özerk- Bk" sözü verildiğini de anımsatan Akbulut, "Beni üzen de 'üniversitelere mali özerklik' — diyorlar.sonra araşürmabütçesinin pa- ymı kesiyorlar. Nerde kaldı maliözerk- Mk" diye konuştu. buhıt, bütçede üniversitelere aynian Akbulut, "Hiç olmazsa geçen yılın bütçe paj^ının 'Kllİt üzerlne kilif paym yüzde 25 oranuıda azaltılması- nm, hükümetin verdiği tt maK özerkfik" sözüyle bağdaşmadığmı belırterek, "Hiçbir hükümetöncekiyılverDeo büt- çeninayntanıvmnefczonmdadegLAn- cakhiç ounazsa geçen yıtan bütçepaymmüze- rine enflasyon oranlarmı ekleselerdi" dedı. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nus- ret Aras da hükümetin bilim adamlannı laf ile kandırmaya çalıştığmı söyledi. Pevlet ellvle batacağız Bütçeden devlet üniversitelerine aynian üzerine enflasyon oranını ekleselerdi" diye konuşurken AÜ Rektörü Aras, AKP'nin kendilerini kandırmaya çalıştığmı söyledi. versıtelerin devlet eliyle batacagını ıfade eden Akbulut. "Bizim bütçemiz 1.9 trilyondan 1^ önlyonlira\-adüşiirulüvx)r. Geçenyıl viizdeTBk arûşı dahi kabul etmetniştik" diye konuştu. Akbulut, ODTÜ'de 2 bin öğretım elema- nma araştırma yapması için sadece 1.5 tril- yon lıra avTildığıru belırterek, "Sadece OD- TÜ kütüphanesuKİen600milyarBra kesikcek. Yani ben yüzlerce büimsel dergiyi kitabı ala- AÜ Rektörü Prof. Dr. Aras da hükü- metin üniversiteleri kandırmaya çalış- hğını söyledi. Bütçenin araştırma im- "*~^ kânlan üzerine "kflit üzerine ldBt" vur- duğunu anlatan Aras, "Ağzuıda sürekli üni- versitelere mali özerklik olan bir hükümet bu şekilde davranmaz" diye konuştu. Aras şunlan söyledi: 'Matiye Bakanügı'na verilen ^Kr vergisinin yüzde 9'dan yüzde 15'e çıkanlmasrvla ünrversitelerzaten bilim ürete- mez duruma gelecek. Bir de araşürma büt- çesini kısıyorsunuz. Bunlann üzerine yorum yapmaya bile gerek yok" Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu. Rektörkry eğitimin önündeki engel değü tstanbulHaber Seni- si- tstanbul Üniversite- si Rektörü KemalAlem- daroğlu "Biz hiçbir za- man eğitimin önündeki engeflerden biri olnıadık. bizcumhuriyetünrvers- telerini özeliikle son 10 yıliçerisindegi- derek artan bir hızla çağdaşlaş- ürdık'' dedi. Cumhuriyet- çi ve Sanayici Işadamlan Der- negi(CUSlAD) dün hükümetin "AdEyionPla- nı"nıntaruşıldığı birto]> lantı düzenledi. Alem- daroğlu, toplantıda yap- tığı konuşmada, acıl ey- lem planındafirsateşit- liğinin sağlanacağı, te- mel hak ve özgiırlükle- rin kısıtlanmayacağı ırk. din, dil, cins aynmı ya- pılmayacağmın vurgu- landığını ifade ederek şöyle devam etti- "Böy- le bir aynm Türkiye'de bırakın üniversitelerde hiçbir kurumda yapıl- maniLşür. Bunlan acilev- lemplanışeklm- de göstermenin tek anlamı he- pimizin bildiği gibi türbandır ve ünam hatip- lerin önünü aç- makür." 11-12 yaşm- daki çocuklann dini eğitım almalannın sağlanmaya çalışıldığı- m söyleyen Alemdaroğ- lu, "Ulus kavramuıı bir kenara aüp din veümmet kavramlannı öğrendlere kabuletiirmeyeçahşryor- lar" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle