08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 2003 PAZARTESİ + CUMHURİYET SAYFA 17 Bir dakika ODTÜ Radyo, 1 Mart'tan başla- yarak her gün saat 14.00'te "bir dakika "lığına susuyor. Olası bir sa- vaşta öleceklerin, sakat kalacakla- rın, acıyla yoğııılacakların suskun- luğunu simgeleyen bu bir dakika- dan hemen sonra, kendisini "son- suzluğun postacısı" diye tanımla- yan şairTolga Suyotcuoğlu'nun şu şiiri fısıldanıyor kulaklara: O kadar çok kan kaybetti ki gö- ğün mavisi / Bulutlar açıldığında solgun akşamı beraberce karşıla- dık / Neydi giden? / Bir daha geri gelmeyecek olan / Tozlaşmadan önce ölen /Tekrar tekrar denizden gelen / Hiç bitmeyecek olan bu sessizlik / Yaşam karşısındaki bu aksilik / "Nedir bu ağırlaştıran el- lerimi?" Mavi CHP PM üyesi Erdal Kalkan, Yalıkavak'ın neyini seviyor? Köylülerin okey oynarken birbir- leriyle şakalaşmalannı, en çapraşık konuiar karşısında yaşamdan da- mıttıklan bilgeliklerini... Birde, do- ğasıyla resme açılan kucağını ga- liba. Erdal Kalkan, çoğunluğunu Yalıkavak'tayaptığı resimlerini Ga- leri Sanatyapım'da sergiliyor bu- günlerde. Bu, üçüncü kişisel sergi- si. Açılışta sorduk: "Savaş tezkeresinin TBMM'de reddedilmesinin rengi nedir siz- ce?" "Mavi" ded\. Hemen anımsadık. Mavi, 12 Eylül sonrası 1981 Ana- yasasfna "Hayır"\n da rengiydi. "Neden mavi?" diye üsteledik. Er- dal Kalkan, hiç düşünmeden yanıt- ladı: "Mavihuzurverir, insanırahat- latırda, ondan..." ISIK KAXSÜ Eksantrik mantıkBugün Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'nun üniversite yasa tasla- ğının "eksantrik" yanlarını mercek altına almaya devam edeceğiz. Söz, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç'ın: "Taslağı hazıria- yanlar demokratik bir ortam yarata- caklannı savunuyohar. Yalnız başı- na seçim, tam tersine sonuçlar do- ğurabilir. Seçmen sayısının az oidu- ğu, seçime katılacaklararasında hi- yerarşik bağlantı bulunduğu zaman ömeğin... Diyelim ki, 10 öğretim üyesi bu- lunan birbölümde, ikiprofesör var, ikisi de bölüm başkanlığı için seçi- me giriyor. Böyle bir seçimde, biran- lamda akademik geleceklerini de belirleyecek olan bölüm başkanını seçecek 8 araştırma görevlisi, yar- dımcı doçent ya da doçent, hangi profesörün arasında nasıl bir tercih yapacak? Seçimde kimin nereye oy verdiği meydana çıkmayacak mı? Burada seçim yapılırsa, bölümde klikler baş göstermeyecek mi, genç bilim insanlanna da yazık olmayacak mı?" Ataç, taslağın mantığına da deği- niyor: "Taslak, üniversite senatosu üyelerinin üniversite yönetim kuru- luna üye olamayacaklannı öngörü- yor. Buna göre, fakültenin dekanla- n senatoya üye olamayacaklar, ama o fakülteden bir temsilci senatoya girecek. Bir anlamda, fakültedeki tüm gelişmeleri yakından bilen yö- netici konumundaki dekan senato- da söz sahibi olmayacak. Bir yan- dan dekanı seçeceksiniz, diğer yan- dan senatoya sokmayacaksınız! Bu- radaki mantığı anlamak mümkün değil." Su tesisatı bozulunca, düz man- tıkla ilk önce contanın aşınıp aşınma- dığına bakılır. Ama üniversite mus- luk değil ki, sıradan bir mantıkla üze- rineeğilesin... Erkan Mumcu ve danışmanları, mantık sınırlannı zorlayan çalışma- lan nedeniyle kutlanmalı! Tezkerenin reddi çok önemliydi. Prof. Dr. Baskın Oran'a göre, dünya kamuoyunda olağanüstü etki yaratmış, ülkemizin olumsuz görûntüsünü düzeltmişti. Diğer yandan da, Türkiye'deki "Biz Amerikasız yapamayız. Olaylann dışında kalırsak, perişan olunız" düşüncesinin anlamsızlığı algılanmıştı. Sonra ne oldu? Irak'ın kuzeyinde gelişen Türk bayrağını yakma" olayının ABD kışkırtması ıııodeıiızasyon nufcr? oiduğu biline biline süreç bir anda altüst edildi. Dahası, Türk topraklanna girişlerine ilişkin herhangi bir onay olmamasına karşın Akdeniz'den Güneydoğu sınınna değin ABO askerieri yerleşmeye başladılar. Gerekçe de hazırdı: "Bu hareketlilik, tûmüyle TBMM'den şubat başında geçen üslerde modernizasyona olanak tamyan tezkereyle bağlantılıdır." CHP Grup Başkanvekili Oğuz Oyan, ileri sürülen bağlantıdan kuşkulu: "Onaylanan tezkere, yalnızca modemizasyona ve onunfa ilişkiii 3 bin kadar askere izin veriyordu. Oysa, bugün Türk topraklanna modernizasyonla ilgisi bulunmayan birtakım araç gereçler ile personet girişleri oluyor. Bunlann birbölümü muharip güç niteliğinde. örneğin, Iskenderun'dan Türkiye topraklanna sokulan Hummer ciplerinin ardında füze sistemleri bulunuyor. Bunlann modernizasyonla ne ilgisi var?" Oyan'ın yorumu kesinlik içeriyor "Meclis'in onayi olmadan Türkjye'ye yabancı gûçlerin girişine izin verilmesi, Anayasa'nın 92. maddesiyle TBMM'ye tanınmış anayasal hakka karşı bir tecavüzdür." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Sosyal Güvenlik Kurumları: (3) Bağ-Kur Prime Esas Gelirler ve Prfanleri (En Az) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 78. maddesi de 4447 sayılı yasa ile değiştirilmiş ve 1 Ocak 2001'den geçerli olarak sigorta primine esas alınan "kazancın alt sııun" ile "kazancm üst smınıu" belirleyen, iki gösterge tablosu (Alt Gösterge Tab- losu ile Üst Gösterge Tablosu) yürürlükten kaldınlmıştır. Yerine TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) uygulamasına geçil- miş ve prime esas kazancın alt sının, 327 milyon 583 bin 290 lira, üst sınır ise Bakanlar Kurulu'nca alt sınınn 5 katına yük- seltilmiş ve 1 milyar 637 milyon 916 bin 450 lira olarak (1 Tem- muz 2002 ile 31 Mart 2003) dönemi için) belirlenmiştir. Buna karşılık, 4447 sayılı yasa ile Bağ-Kur Yasası'nın 50. mad- desinde yer alan "Basamak ve Gösterge Sistemi" yürürlükten kaldınlmamıştır. Bu madde uyannca, Bağ-Kur "sigortahlaruı ödeyecekleri primler ve bağlanacak ayhklann hesabında yirmi dört basa- makh geür tabiosu" kullanılmaktadır. Tabloda yer alan gelir ba- samakJan, Devlet Istatistik Enstitüsü tarafından açıklanan TÜ- FE'ye göre belirlenmektedir. îlk kez çalışma yaşamına Bağ-Kur kapsamına giren bir işte çalışmakla başlayanlar, yirmi dört basamaktan oluşan "geürba- samaklaruun ilk on iki basamağuıdan dilediğini" seçmekte öz- gür bırakılmıştır. Ancak. "tlk on bir basamakta sıra itibanyla basamak yükseltilmesi" ve prim ödenmesi isteğe bakılmaksı- zın, Bağ-Kur tarafından yapılmaktadır. "On ildnci basamaktan itibaren basamak yükseltilebilmesi için" "Bağ-Kur sigortahsı- nın yazüı istekte bülunması ve istek tarihinden önceki "ayın so- nu itibanyla prim ve diğer borçlanm ödemiş olması şartür." Jlk on iki basamakta zorunlu bekleme süreleri bir yıl, "on üçün- cü basamaktan itibaren her bir basamakta bekleme süresi iki yıklır." Bir Bağ-Kur sigortalısının 30 yıllık süre sonunda en az prim ödeyerek yaşlılık ayhğına hak kazanabilmesi için; birinci ba- samaktan giriş yapıp, basamaklan birer yıllık aralıkJarla çıkıp on ikinci basamaktan 19 yıl prim ödemesi gerekir. Ocak 20O3'e Göre 30 Yıllık Bağ-Kur En Az Gelir Tutan ve Primi (Bin TL) Basa- •nak 1 Bekleme Süresi 2 i 3 4 5 6 7 Yıl Yıl Yü Yıl Yıl Yıl Yıl 8 i 1 Yıl 9 10 11 12 12 1 Yıl 1 Yıl 1 Yıl Yıl 18 Yıl Prime Esas Cetir Tutan 1 Avlık 176.245 187.554 198.864 210.174 221.484 234.302 247.119 259.937 272.755 285.573 298.391 311.208 311.208 30 Yıl Toplamı Gelirler Ocak 2003'e Göre Bağ-Kur Bığ-Knr Sigorta Kollan Hastalık(*) Malullük, YaşlıJık ve Ölûm Toplam Süre Toplımı 2.114.935 2.250.653 2.386.371 2.522.088 2.657.806 2.811.620 2.965.433 3.119.247 3.273.060 3.426.873 3.580.687 3.734.500 67.221.007 102.064.281 %40 Toplam Prim 1 Ayiık 87.236 89.498 91.760 94.022 96.284 LJJ8.848 101.411 103.975 109.102 114.229 119.356 124.483 124.483 Primler Süre Toplamı 1.046.836 1.073.980 1.101.123 1.128.267 1.155.411 1.186.173 1.216.936 1.247.699 1.309.224 1.370.749 1.432.275 ^.493.800 26.888.403 41.650.876 30 Yıllık En Az Gelir Tutan ve Primteri (Bin TL) Prim Orsuu Prime EsasGeBr %20 ! 106.190.100 %20 %40 102.064.281 (•) (*) Hostalık Sigonası primlerinin en azı 8. basamak üzerinden a ı 30YıDık PrimTuttn 21.238.020 20.412.856 41.650.876 nmaktadır. 30 yıllık süre için en az prime esas gelir tutan 102 milyar 64 milyon olup, bu gelir tutarının %20'si olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası en az prim toplamı da 20 milyar 412 milyon liradır. veresım özeJgıuplarhalirKieuygülamalıverilir. Tel:(0216)3489997J İnsan sıcağı dbf Inanın, insan sıcağınaçoksusa- mışız. Tank Alpagut'un yöneti- mindeki "Havada Bulut" dizisi baş- larken izlediğimiz o küçük kızın kovasına yansıyan bulutlar kadar susamışız... Gelecekleri ağlara takılmış ba- lıkçılar, tutkular, vurgunlar, mey- hanede lakerda eşliğinde bir çift la- kırdı, yorgun arabacılar, köpeği ile konuşan yazarlar, yaşam ile bağı- nı martının kanadına bağlamış ga- ripler, kaygılı bakışlan süpüren dar sokaklar... Sart Faik'in hemen her öyküsün- deki "medan maişet motoru" ar- dında köpüklü izler bırakarak üç haftadır oturma odalanmızdan ge- çip gidiyor. AyferTunç, Sait Faik'in 25'i aş- kın öyküsünden dipdiri bir senar- yo çıkarmış. Dizinin perde arkasın- da yoğun bir birikim ve emek de var elbette: Çekim 64 gün sürmüş. 102 rep- likli oyuncu rol almış. Pavyon sah- neteri Tepebaşı'ndaki "Ferah" pav- yonda çekilmiş. Pavyon içerisin- deki bütün dekor her gün saat 19.30'dasökülmüş, hersabahye- niden kurulmuş. Beyoğlu'ndaki Jurnal Sokak'a 250 metrekare ar- navutkaldınmıdöşenmiş. Istanbul Şehir Tıyatrolan oyuncusu Kosta Kortidis, dizide rol alanlara Rum ağzjyla konuşma dersleri vermiş. Filmdeki cümbüşçü, Kallavi So- kaktaki Kaltavi meyhanesinde keş- fedilmiş ve dizide oynatılmış... "Havada Bulut"un son bölümü- nü bu çarşamba gecesi saat 22.10'daTFfT-1 'de izleyeceğiz. Di- leriz TRT yönetimi, kaçıranlar için diziyi bir kez daha yayına sokar. In- sanlık namına... KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK [email protected] HARBl SEMÎH POROY semihporoy(â yahoo.com KEDt LEVO APTÜUKA [email protected]. MECL/S'DEK) İMART 80 YfLUM TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 10 Mart R4NATIZMIN BOYLESI!. 1974-'TB SU6ÜH, J4POU TEĞMENİ HİKOO OUADA, IT. DÜfJ- YA SAi/AÇt V W BİTT/âİA/E İNANDI •'• &İLİA/OİĞ/ 6İBİ, SA- VAŞ 1945 AĞUSroSUAJDA JAPOAJYA 'MN 7ÇSLİM O/MASry- LA GOA/A B/iMİÇn- ANCAH FtUpiN AOAlAejNDAÛ BİZİU- OE SÖREUU &ULUNAH GENÇ TEĞMEN, UÇAKLA AT1LAN RESMT BİLDİeJLSee- İUAUMAtolÇn: PÜfMAU/U Şi/S OYUUUYOU 8U !• 2.1 YIL NEIZEOEYSE BİR SOBİMSOU HAYATI YAŞAyAN ONOOA, SONUNDA FARKEDİLİP TESLİM OCMASt /.ZTSMDİ6İMDE, ANCAfC KOMUT8- A rA/AAMCAĞ'NI SÖrLSUİÇ, EAAEfOJ tcoMU- BulMMAfiAK. AftZUSU YBRİNE eeTiRİLMİÇTİ7 OÖHPÜĞÜ 2AMAN BOYÛK giR İL6İ OOA- Ğl HALİUE GBLMİÇrİ. KtSA SÜR£ SOHBA ÇAÇIRTI- d 8İR. KARAR VERİP SÜEZİLYA'yA GÖÇ £DE- CEKTİ.-. ANTALYA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN E: 2000/1831 K: 2002/1216 Hüsnü Yıldız tarafindan, tbrahim Yıldız ve arkadaşlan hakkında açılan tapuda isim tashihi davasında: Antalya merkez Kızıltoprak Mahallesi 4537 ada, 5 parselde kayıtlı taşıırmazın paydaşlanndan Ayşe Yıldız ile Hatice (Azamet) Tür- kalp'in baba isimlerinin tapu sicilinde kayıtlı olmadığından bahısle tapuda isim tashihi davası açıldığı, yapılan yargılamalar sonunda: Dava konusu Antalya merkez Kızıltoprak Mahallesi 4537 ada 5 nolu parselde hissedar Ayşe Yıldız'ın baba adının tbrahim olduğuna ve tapuya bu şekilde tesciline, aynj parselde hissedar olan Hatice (Azamet) Türkalp'in Antalya merkez Tahılpazan Mahallesi 15 cilt, 106 hanede lsmaıl ve Emine kızı 1285 d.lu Hatice Türkalp olarak kayıtlı oiduğu gözetilerek tapudaki adının Hatice Türkalp olarak dü- zeltilmesine, baba adının da lsmaıl olarak yazılmasına karar verihnekle Yargıtay yolu açık ohnak üzere verilen 18/11/2002 tarihli karar adreslerinde bulunmayan Saadet Türkalp ve Reşadet Türkalp'e karar tebliği yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 18/2/2003 Basın: 9808 SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU 'Karşmıza Sevres Çıkabilir' Altı, yedi ay önce Italya'nın etkili "think fan/c"lerinden Istituto Affari Internazionali-IAI (Uluslararası llişkiler Enstitüsü) Başkanı Prof. Stefano Şilvestri'ye sormuş- tum; "Yenibirlraksavaşmda Türkiye'nintutumuneol- malı?" "Ya hep, ya hiç" sözleriyle yanıtlamıştı bu sorumu Silvestri: "Ortayolyokönünüzde. '91'deBMkananvar- dı. Esafın Suriye'si dahil bölge ülkeleri müdahaleye destek vermişti. Bugün aynı şartlaryok. Savaşın meş- ruiyet temeliyok. Olayın Saddam'/a da ilgisiyok. ABD üzerine inşa edilmiş garip bir dunım var ortada. Tür- kiye bu işe bulaşmadan çok düşünmeli..." "Üsleri dahi açmam" "Yeniden karşınıza Sevres çıkabilir.." diye devam etmişti sonra: "Ya Kuzey Irak'ta durumu tam kontrol altına alacak bir askeri müdahaleye girecek, ya bu ışe hiç bulaşmayacaksınız. Bulaşmamak, üsleri bile aç- mamaktır. Üsleri açarsanız savaşın yaratacağı tüm olumsuzluklardan etkilenir, durvmu kontrol edemez- siniz. Yerinizde olsam 'Dumanı tüten silah yoksa, üs- lerde yok' derim. Savaşa zemin teşkil eden delilleryok- sa, üsleri açmanın siyasi şartlan da oluşmaz. Birma- cera olur bu ve ben bu maceraya girmem!" Çok şaşırmıştım. Henüz BM'deki kutuplaşmalar, AB- ABD kavgalan yaşanmamtş; "meşrviyet" sorgulanma- mış, ABD'nin "körısran" dünyayı ayağa kaJdırmamış- t. Silvestri'nin analizi bana biraz "ekstrem "gelmişti. "Üsleridahiaçmamak..." Neyapacakt Türkiye? Dm- dızlak ortada mı kalacaktı? ABD bizi defterden silmez miydi? Bunlan da sordum. "Evet" dedi Silvestri: "Silebilir. Ancak bu onlan da zoriar. Ortadoğu politikalannı sil baştan düşünmeleri gerekir. Türkiye'sizbusavaşı yapmalan neredeyse im- kânsızlaşır... Türkdostlanbenuyardım. 'ABD'yebuka- dar yaslanırsanız; gün gelir fatura çıkanrlar' diye. Olan budur. Avrupa ile ilişkilerinizin güçsüzlüğü en büyük zaafınız. Ancak bu kezAvrupa ile aranızda bir çıkarbir- liğivar. Avrupa'nın da çıkanyokbusavaşta. llişkiyigüç- lendirebilseniz, ABD baskısı karşısında -IMF'de me- sela- Avrupa desteği arayabilirsiniz..." Jeopolitik deprem Gelişmeler Silvestri'yi haklı çıkardı. Devasa bir "je- opo//Wc"deprem yaşanıyor. Batı bölündü. AB'de lider- lik yanşı var. Merkez üssündeki Türkiye tercihlerini yı- kılmakta olan eski düzenin eski parametreleri üzerin- den yaptı. önce bizim topraklanmıza giren bu savaşın stratejilerini, '91 Körfez savaşına göre belirledi. Varsa- yımlannı "kısa savaşa" dayandırdı. Işadamlan "Çıka- caksa çıksın, belirs'ızlik bizi daha kötü etkiler" dedi. ABD'nin "ekonomik paketine" bel bağladılar. Medya, "Kısa sürede biter. Güçlünün yanında olalım" dedi. NeAB'nin eski AB, neABD'nin eski ABD olduğunu kim- segördü. içerde siyasi bir irade boşiuğunda yakaladı bizi bu deprem. Ipi çekilen Ecevrt iktidannın "ılımlı Islam" modeliyle ikamesi sırasındatam... ABD'nin lanse ettt- ği bu yeni model, orduyla kavgalıydı. Tezkere serüve- ninde yaşananlar, "ordu" ve "hükümetin" aynı dog- rultuda olup olmadığı yolunda sorulara yol açtı. Çok başlı AKP'de kimin "savaşa evet", kimin "hayır" dedi- ği kanşt. Tezkereye "hayır" karan bilinçii bir "savaş kar- şrtı direniş"\er\ çok, irade boşluğundan kaynaklandı. Oyle olmasa aynı tezkerenin ikinci kez Meclis'e getiril- mesi düşünülebilir mi? Iskenderun LJmanı'nda son günlerde yaşananlar da aynı siyasi irade boşluğunun sonucu. ABD'nin sınıra askeri sevkıyat karannı kim verdi? Ordu mu? Hükümet mi? Bilmiyoruz. Meclis Başkanı Bülent Annc isyan- da - Tüylerim diken diken oluyor!" diyor. Haklı. Çok tehlikeli bir sürükleniş içindeyiz. Dünya- nın çivisi çıkt. Ankara'nın çrvileri de yerine oturmuş de- ğil. "Gayri meşru" bir savaşı pazarlayan ABD'nin ba- şında, blöf ve şantaj yapan, tehdit eden, kumar oyna- yan "köktendinci" bir başkan var. Bu kumann bir par- çası haline gelir, sınırianmızı ucunu görmediğimiz teh- likelere bulaştınrsak, kimseye dert anlatamayız: "Ka- nşmasaydınız!" derler. Bush'la el ele Kuzey Irak'ı zapturapt altına ahna sev- dasından vazgeçin. İkinci bir BM karan çıkmadan ye- ni tezkereyi unutun. Hatta "liman modemizasyonu" izni altında muhatap kaldığımız bu "oldubittiler" ışığın- da; *üs/eridart/açmama"aJtematifini degertendirin. Be- deli ne olursa olsun... BULMACA SEDÂT YAŞAYAN 1 2 3 4 5SOLDANSAĞA: 1/ 1972'de Andrey Tar- kovski, 2003 'te ise Steven Soder- bergh tarann- dan sinemaya aktanlan, Sta- mslanvLem'in ünlübilimkur- gu romanı. 2/ 8 Osmanlılarda g önceleri halk- tan yalnız olağanüstü durumlarda, sonrala- rı ise sürekli olarak toplananvergi... Ford otomobilinin bir mo- delı.3/DoğuKarade- niz yöresinde yaşayan halka verilen ad... Ham ipeği iplik ve ib- rişim durumuna geti- ren kimse. 4/ Kaliteli bir kahve cinsi. 5/Bir değiş tokuşta üste verilen şey... Yankı. 6/Menteşe... Bir işi yerine getirme. 7/Domuk renkli... Karaciğerin irileşmesi ya da körelmesi ile beliren hastalık. 8/ Yaratıcısının adı bilinmeyen ya- pıt... Nikelin simgesi. 9/Uğraş... Çözümleme. YUKARTOAN AŞAĞlYA: 1/Canlı tempolu bir Latin dansı ve müziği... " — ve Siyah": RZ.Uşakhgfl'ın romanı. 2/Düz ve geniş ara- zi... Dal. 3/ Bulaşıcı hastalıklar bulunan bir ülke*ien. gelmiş gemideki ınsanlann karanünaya alındıkJan bina. 4/Utanç duyma... "Gizli şey, su"" anlamında. es- ki sözcük... Sodyumun simgesi. 5/ Arap harflerimin en çok kullanılan el yazısı biçimi... tçe doğmayla ak- la gelen yaratıcı duygu. 6/Madenleri ergitme, sıvı <iu- ruma getirme... Üstükapalı olarak anlatma. 7/Anrna, sözünü etme. 8/ Kimi sözlerde, çıkaklan yakın ses- lerin art arda gelmesi sonucu söyleyişüı kulağı rahıat- sız etmesi. 9/Mobilya kasası... "Sana dün bir tegıe den baktun — Istanbul" rYahya Kemal).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle