08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA l l i J v U I M U1VJJ. [email protected] 13 ŞİRKETLER • SOTHYS, dünyanın dört bir yanından seçilmiş bitkilerden elde edilen esansiyel yağlann gücünü, Aroma-Stim serisinde birleştirdi. Bedensel ve ruhsal rahathk sağlayan seride, duş jeli, vücut yağı ve banyo tabletleri yer ahyor. • BOSCH'un piyasaya sunduğu "ergomaxx" elektrikli süpürgenin, Turbo Fırça ve Air Clean Hepa Aktif özellikleri bulunuyor. Halılan döverek temizleyen Turbo Fırça, toz ve polenlerin tekrar havaya kanşmalannı önlüyor. İş Güvencesi'nin yürürlüğe girmesine günler kala, en az 2 bin 922 kişi işten çıkanldı İşverenin kıyım haftası• Son bir haftalık işten çıkarmaların bilançosu: Pirelli'den 60, Çimtaş'tan 8, Erciyes Boru Fabrikalan'ndan 18, Renault'dan 600, Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nden 2 bin, gıda şirketlerinden yaklaşık 200, demir çelik üreticisi Çolakoğlu'ndan 27 çalışan. FATMAKOŞAR ~ Hükümet nezdindeki giri- şimlerini yoğunlaştırarak çalı- şanlann kazanılmış haklannı törpüleyen İş Yasası'nın Mec- lis'e gelmesini hızlandıran iş- verenler, şimdi de İş Güvence- si Yasası'ndan önce işçi kıyımı yapıyor. Iş Güvencesi'nin yü- rürlüğe girmesine günler kala, son bir hafta içinde en az 2 bin 922 kişi işten çıkanldı. Çalışan sayısı 10'un altında olan işyerlerini kapsamayacağı için milyonlarca işçinin zaten yararlanmayacağı İş Güvence- si, geçerli bir neden olmaksı- zın işten çıkarmayı yasaklıyor. Söz konusu yasa 15 Mart'ta yü- Y A S A N E L E R G E T Î R Î Y O R ? i/ îşveren, en az 6 ay kıdemi olan ve belirsiz iş süreli iş sözleşmesi üe çalışan işçinin iş akdi feshini geçerli bir nedene dayandıracak • Işveren, sendika üye- liği, sendikal faaliyetler, ırk,renk, cin- siyet, medeni hal, aile yükûmlülûk- leri, hamilelik, din, siyasi görüş, et- nik veya sosyal kökenler, kadın iş- çilerin çalıştınlmalarının yasak ol- duğu sürelerde işe gelmemek, has- talık veya kaza nedeniyle öngörülen bekleme süresinde işe geçici olarak devam etmemek gjbi nedenlerden do- layı işçi çıkaramayacak, i/ İş sözleş- mesinin feshınin yazıh olması, nede- nin açık biçimde belirtilmesi ve işçi- nin savunmasının alınması da gereki- yor. • Işverenin geçerli bir nedeni ol- madığını öne süren işçiler, 1 ay içinde iş mahkemesine dava açabilecek ve dava 2 ay içinde sonuçlandınlacak. • Karann temyi- zi halinde ise Yargıtay 1 ay içinde karar ve- recek. Mahkeme karan oluşana kadar iş- çinin almadığı ücretleri kendisine işveren tarafindan ödenecek, ancak ödenecek bu ûcretler işçinin 4 aylık ücretini aşmaya- cak. • Mahkemenın iş akdının feshınde geçerli bir neden görmemesi veya işveren tarafindan mahkemeye geçerli bir neden gösterilmemesi durumunda, işveren işçiyi 1 ay içinde işe alacak. Aksi halde, işveren mahkeme tarafindan saptanacak olan ve iş- çinin 6 ay ile 1 yıl arasındaki ücreti tutann- daki tazminatı işçiye ödeyecek. rürlüğe girecek. Yasa yürürlüğe girmeden ön- ce bazı işverenler, çalışanlannı haklan gasp eden sözleşmeleri imzalamaya zorlarken, onlarca işyeri de işten çıkarmalara yö- neldi. Sendikalardan elde edi- len bilgilere göre, son bir hafta içinde 3 bine yakın işçi işinden oldu. Yetkililer, sendikalann gi- rebildiği, haberdar olabildiği işyeri sayısının düşük olduğu- nun altını çizerek son günlerin bilançosunun daha da ağır ol- duğuna dikkat çekti. Sendika- cılar kayıt dışı çalıştırmanın en yaygın olduğu tekstilde SSK'li işyerlerinde de büyük bir kıyım olduğunu belirtti. Son bir hafta içinde 600 Re- nault işçisinin işinden olduğu bildirildi. DlSK'e baglı Birle- şik Metal-îş Sendikasfnın Bur- sa Şube Başkanı Seiçuk Gök- taş'ın verdiği bilgiye göre Re- nault, işçisini istifa etmiş gibi göstererek işten çıkanyor. Edi- nilen bilgiye göre, 17. madde- den, yani tazminatsız işten çı- kanlma tehdidiyle karşı karşı- ya bırakılan işçiler, tazminatla- nnı alabilmek için istifa ediyor. Göktaş, kimi işçilere tazminat • BABOR, vücut bakım serisine eklediği jelle, selülit problemine çözüm getiriyor. 21 günde cilt gerginliğini yüzde 30 oranında arttırdığı kanıtlanan Babor, etkisini üç aşamada gösteriyor. • KOTON 2003 llkbahar/Yaz koleksiyonu ana motifleri etnik ve nostaljik esintilerden oluşuyor. Birbirinden farklı birçok konseptlere sahip koleksiyonda temalar, 'renk' ve 'kup'larla bütünlük kazanıyor. FORBES ARAŞTIRDI: En fazla işçi Wal-Mart'ta ANKARA (AA) - Dünyaca ünlü ekonomi dergisi Forbes, ABD ser- mayeli şirketler arasında en fazla iş- çi çalıştıran kuruluşlan belirledi. Bu- na göre, en fazla istihdamı ABD pe- rakende satış devi Wal-Mart Stores sağhyor. Sıralamadaki belli başlı şirketler ve çalışan sayısı şöyle: FtRMALAR • ÇAJJŞAN SAYISI (bin) 1-Wal-Mart Stores _ 2- General Motors ^ 3- United Parcel Service 4- Mcdonalds 5- Ford Motor 6- Sears, Roebuck J j * 7- IBM lğ£ 8- General Electric " 9- JC Penney ö 1-313.5 | 375.0 r 365.0 364.0 352.3 M 323.0 ffl 318.1 ™ 311.5 268.5 10-verizon Communications 255.3 12- Citigroup 253.8 13-Kmart _^M 18-Boeing 4 ^ ^ 20-FedEx 21- Philip Morris Cos 28- PepsiCo 30- Motorola •*&£** 39- Walt Disney 3 W 252.0 193.0 177.0 176.5 133.5 * * 129.3 117.0 Mercedes Hnparçalan Konya y dan Konya'da otomotiv sektöründe faaliyet göste- ren 300'ü aşkmfirma,Mercedesten BMWye, General Motors'tan Lambordini'ye kadar dünya devi çok sayıda otomobil markasınınye- dek parçasını ürctiyor. Son teknolojiyi takip eden Konroh yedek parça üreticileri Fransız Renault, Peugeot markalan ile ttalyan Fiat marka otomobillerin mekanik malzemekri, aks parçalan, motor aksatnı ve süspansiyona aitparcalannı imal ertiklerini,ürünkrine jç pi- yasanın yanı sıra yurtdışından da büyük takp gebneye başladığinı biktirdi. (Fotoğraf: AA) tutanndan daha fazla para ve- rildiğini, operasyonlann işten aynlma diye kayıtlara geçtiği- ni ifade ederken söz konusu iş- yerinde örgütlü olan Türk Me- tal'in bağh olduğu Türk-Iş'in Genel Başkanı SaHh Kıbç, sa- dece emekliliği gelmiş 93 kişi- nin çıkanldığını öne sürdü. DİSK Başkanı Sükyman Çe- lebi, sendikasız işyerlerinin bü- yük bir bölümünde de işçilerin işten çıkanlarak kısa süreli söz- leşmelerle çalıştınldığını kay- detti. Bu uygulamaya Baycan adlı çiklet üreten şirketi öraek gösteren Çelebi, yaygın olan diğer uygulamalann da tarihi açık istifa mektuplannın imza- latılması olduğunu kaydetti. Çelebi, 10'un üzerinde işçi ça- lıştıran işyerlerinin de "ne ya- pıp edip bu sayryı düşürme yo- luna gfttiğhri" belirtti. Tek Gıda-lş Başkanı Hüse- yin Karakoç da gıda alanında- ki şirketlerden 200'e yakm ki- şinin işten çıkanldığuıı tespit ettiklerini belirterek "tnand- maz bir saldın. her taraftan. tş- çüer işten çıkankp bütün hak- lan gasp edildikten sonra yeni- den başlanlabiüyor. Kıdcm taz- minatı birikimini yok etmek için sözleşmeler imzalaühyor. Görülmemiş bir kryım söz ko- nusu" dedi. Karakoç, ellerine ulaşan çok sayıda sözleşmede "çabşanın bütün haklanndan vazgeçmek zorunda bıraküdı- ğmı" bıldirdi. Son bir hafta içinde özellik- le metal, gıda, tekstil işkolla- nnda yoğunlaşan işten çıkar- maların sayısı şöyle: Pirelli'den 60, Çimtaş'tan 8, Erciyes Boru Fabrikalan'ndan 18, Renault'dan 600, Gebze Or- ganize Sanayi Bölgesi'nden 2000, gıda şirketlerinden yak- laşık 200, demir çelik üreticisi Çolakoğlu'ndan 27, elektronik dügme üreten Bufer'den 9. Otellerln kendl yasası varl Öte yandan Istanbul'daki ba- zı büyük otellerde de çalışanla- nn aleyhine sozleşmeler imza- latılıyor. Edinilen bilgiye göre yaygın uygulama, süreli iş söz- leşmesi adı altında sözleşme imzalatarak çalışma döneminin 11 ay gibi gösterilmesi yönün- de. Buna göre, örneğin Hotel Euro Plaza'da, sözleşmede, iş- verenin hangi koşullarda işten çıkarmaya gidebileceği sırala- nıyor. Yürürlüğe girecek İş Gü- vencesi Yasası'na karşuı, "iş- verenin kendi yasasTnı yazdı- ğını belirten sendikacılar, söz- konusu sözleşmelerin çalışan aleyhine hükümler içerdiğine dikkat çekti. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLULONDRA erginy(a tr.net Ülke yönetiminin siyasi ve askeri zirvesi, başta Kürtlerolmak üzere bir- çok etnik/ dini grubun, aşiretin birbi- rinin gırtlağına atlamaya hazıriandığı Kuzey Irak bataklığına dalmaya, ABD askerlerini ülkenin siyasi olarak en hassas, ekonomik olarak (tanm, su, kimi projelere bakılırsagelecekte özel sanayi bölgeleri, stratejik bir petrol boru hattının hemen artı) gelecekte büyük stratejik önem kazanacak bir bölgesine yerleşmesine izin vermeye kararlı gözüküyor. Yönetim, tutumu- nu stratejik birhavuç - sopa ikilemiy- le açıklıyor. Sopa: Imparator bölge- de biryeni düzen kuracak, önemimiz artacak. Havuç: Savaşa katılırsak para var. Kallgula'yı anımsamak... Bu ikileme temel oluşturan ABD al- gısının yanlış olduğunu, birkaç kez vurgulamıştım. Kararaşamasına (ye- niden) gelindiği şu günlerde bir kez daha vurgulamak istiyorum: Bu Im- parator adayı, Irak projesinde ısrar ettikçe yalnızlaşıyor, müttefiklerinin güvenini yitiriyor. Olsun demişti, za- limliği, cinsel açgözlülüğü ve aptallı- ğıyla meşhur Roma Imparatoru Ka- liguta: "Oderint dum metuant" (Bı- rakın nefretetsinler, korkmaya devam ertikten sonra.. Krugman). Doğru, imparatorun elinde, yönetimdeki ma- ço kovboyların diliyle, "kodum mu oturturum" türünden rakipsiz bir as- keri güç var. Ama askeri güç, besle- necek ekonomi ister (Kuzey Irak'a girmeyi, kalmayı, gerekirse savaşma- yı planlayanlara da hatırlatırız). Yok- sa demir ve et yığınının altında ezilir- siniz! Ama, ABD ekonomisi, yağı bit- meye başlayan kandile benziyor. Operasyonu Irak petrolüyle finanse etmenin de hayal olduğunu bilenler, her gün yeniliyorlar. Bir garlp Ittlfak ABD, Council on Fo- reign Relations'tan üst düzey bir analist Rajan Menon ve Leigh Uni- versity'den uluslararası ilişkiler bölü- münden Prof Monroe J. Rathbone, geçen hafta Los. Angeles Times'ta yayımladıklan bir yorumda "Biz tari- hin sonunu beklerken, daha sıradan bir başka yeni dünya düzeni başladı: 'Itttfaklann sonu'. Dünyayı NA- TO'suz CEATO'suz düşünmek çok zor, ama bu düzen geliyor" diye ya- zıyortardı. Biz buna BM'yi de ekleye- lim ve hatta Avrupa Biriiği üzerine de bir "mim" koyalım. Yazartar "eskiden ittifaklarmı vardı" gibisinden biryak- laşımla, pek de endişeli görünmüyor- lar. Peki ama, ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'ın haftalardır"belkideta- rihin en büyük ittifakını kurduk" plağını çalmasını nasıl yorumlamalı? Gerçekten de Birinci Körfez Sava- şı'nda 33 ülke varmış, bu kez, VVas- hington'daki Institute for Policy Studies'in 26 Şubat'ta yayımladığı bir araştırmaya göre tam 34 ülke top- lanmış: önce, Arnavutluk, Ermenis- ten, Bulgaristan, Azerbaycan Gürcis- tan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Latviya, Litvan- ya, Makedonya, Slovakya, Slovenya, Romanya, Polonya gibi "yeni Avru- pa'nın", Kafkaslann, askeri ve ekono- mik devleri(!) var. Bunlann her biri iki buçuk asker ve üç köpekle katılıyor- lar. Latviya'nın kayak taburu çok meşhurmuş ama? Sonra halkının kal- bi ABD sevgisiyle köpüren, Arap ül- keleri var: Bahreyn, Ürdün, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Oman, Bir- leşik Arap Emiriiği ve tabii Israil. La- tin Amerika da unutulmamış, krtanın devi Kosta Rika ittifakta. Uzakdo- ğu'dan da Filipinler, Avustralya, Ja- İmparator: Yalnız ve ponya. Nihayet Avrupa: Italya, Porte- kiz, ıspanya, Danimarka, Ingiltere ve Türkiye. Bu ittifak dünyanın yüzde 10'unu oluşturuyor, ama, halklannın ortala- ma yüzde 70'i savaşa karşı. özetle, araştırmaya göre savaşa destek ve- renler dünya nüfusunun yalnızca yüz- de 3'ü. Dört kıtanın lider ekonomileri Almanya, Brezilya, Güney Afrika ve Çin savaşa karşı. ABD'nin yakın dostu Şili ve Meksika kararsız. Fran- sa, Rusya, Bağlantısızlar Gru- bu'ndan 116 ülke ve nihayet ABD'nin komşusu, bir numaralı ticaret ortağı Kanada savaşa karşı. Araştırma, bu "müthiş" ittifakın baskı, tehdit, şan- taj ve rüşvetle oluşturulduğunu da ör- nekleriyle, gösteriyor. Kâğıttan kaplan Bu garip ittifak yanında, İmpara- tor adayına bakınca, Mao'nun "Kâ- ğıttan kaplan" benzetmesini anım- samamak elde değil. Ingiltere ve ABD borsalan, bundan iki yıl önce 11.000 ve 6.000 düzeyindeydiler. Bugün 8000'in altında ve 3500'de tu- tunmaya çalışıyorlar. ABD'de sanayi iki yıl önce resesyona gir- di, o günden bu yana da sabit sermaye yatınmlan sürekli dü- şüyor. Wall Street Journal, Ba- ron's, Fleet Street Letter gibi mali yayınlarda yazan, Kurt Ric- hebacher'e göre bunun arka- sında, 1997'den bu yana şirket kârlannda yaşanan "katliam" var. 1980'lerin "yeniden yapı- lanması" bugün uzun dönemli büyüme açısından iyimser bir gelecek sunmuyor. ABD ekono- misinin şubat ayında 308 bin ye- n j İŞSJ2 yarattığına ilişkin haberier de bu saptamayı destekliyordu. Şimdi ABD'de mali piyasalar faizlerin yüz- de 1 düşürülmesini bekliyor: Ülke, fa- iz indirimlerinin artık işe yaramaya- cağı bir likidite kapanına doğru düş- meye devam ediyor. Tabii dolar da. Cuma günü, Blo- omberg Bush'un konuşmasından sonra doların Euro karşısında son dört yılın en düşük düzeyine indiğini bildiriyordu. Ertesi gün de Kongre, Bütçe Ofisi'nin bir çalışmasına gön- dermeyle, savaşın ABD halkına, ilk ay 10 milyar dolara, sonra da her ay 8 milyar dolara patiayacağını aktar- dı. Bu büyüklüğün finansmanı, eko- nomi henüz şaha kalkmadığına göre, yabancı sermayeden sağlanacak. Halen ABD hükümet kâğrtlannın (bor- cunun) yüzde 4O'ı, şirket borç senet- lerinin yüzde 26'sı ve hisse senetle- rinin yüzde 13'ü yabancılann elinde. Ama geçen yıl ABD kâğıtlarına yatı- nm yapmış birAvrupalı yatınmcı yak- laşık yüzde 43 zarar etmiş olacaktı (Financial Times). Bu koşullarda dış ticaret açığı ve cari açık da büyüme- ye devam ederken ABD'nin dış fi- nansmanbulmaşansızor.. üstelik bir sermaye kaçışı tehdidi de var. Peki ya petrol? Öyle ya.. vur Irak'a, al petrolü, düşür fiyatlan, köşeyi dön! Ama, birçok kez anlat- tık, koşullar buna izin vermiyor. Bu hafta bir AP haberi de bu noktayı ye- niden vurguladı: Geçen yıl bir Heri- tage Foundation raporu, Irak pet- rollerinin özelleştirilmesi (talan edil- mesi), ekonominin açılması (IMF'ye teslim edilmesi) halinde yeterii kayna- ğın oluşabileceğini savunmuştu. An- cak, Council on Foreign Relati- ons'tan enerji uzmanı Philip Verla- ger'e göre "Irak'ta kendi kendini fi- nanse eden bir proje gerçekçi de- ğil"... "ABD vergi mükellefi yakla- şık 300 milyar dolarlık bir 'addisyo- nu' almak zorunda kalacak" Diğer bir deyişle bu kapıda da pek ekmek yok ABD'ye. Kısacası ben, ar daman patlamış, bir savaş spekülatörü olarak İmpara- torun bu projesine para yatırmam. Peki size ne oluyor? Cartyle gibi Pen- tagon ahtapotu şirketlerie stratejik it- tifak yapmış, ya da ABD ordusuna hizmet verip servetine servet katma- yı hesaplayan birkaç sermaye grubu için bu uluslararası meşruiyetten yok- sun savaşa alet olmaya değer mi? ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Demokrasiye Saygı Olası bir Irak Savaşı'ndan çıkar sağlayacakolan- larve onlann destekçileri, tezkerenin yeniden Mec- lis'e gönderilmesini gündemde tutmayı başarmış bulunuyor. Bu başanda, iki dayanaklan var; bir da- yanaklan, her zaman olduğu gibi, hükümetin üze- rindeki ABD'nin baskılandır. Bir diğer dayanaklan da Genelkurmay Başkanı'nın açıklamasıdır. Ikincisinden başlayalım. Tezkere Meclis'te red- dedildikten sonra Genelkurmay Başkanı, hüküme- tin görüşüne destek veren açıklamalar yaptı. Belli nedenlere dayandığı anlaşılan ve kendi içinde tu- tariı olan bu açıklamada, ne Meclis'in karannı hiçe sayan bir anlayış sergileniyordu ne de tezkerenin yeniden ele alınması gerektiğinde ısrar edilmek- teydi. Bir noktanın altı özenle çizilmelidir. Yıllarca ülke- mizde, askerler sivillerin işine daha az kanşma- lı anlayışını savunanlar, bu konuda raporiar hazır- layan ve Türkiye'yi uluslararası kuruluşlara şikâyet edenler, bu kez hiç de öyle yapmadılar; Genelkur- may Başkanı'nın açıklamasına, mal bulmuş Mağ- ribi gibi sanldılar. Bu olay, sivilcilerin, demokrasi konusunda ne kadar samimiyetsiz olduklannın bir göstergesi değilse nedir? Öz çıkarian söz konusu oluncasavaşı savunanlardan ilkeli davranmalannın beklenemeyeceğini bu anlayış bir kez daha kanıt- lıyor. Demokrasi konusunda samimiyetsizlik yalnız bi- zimkilere özgü değil. Bu konuda uzak ara dünya- da başı çeken, hiç kuşkusuz ABD'dir. Sanki kendi- sine verilen tannsal bir görevmişçesine Irak'a de- mokrasi götüreceğini öne süren ABD, sıra Türki- ye'ye gelince, Meclis'in karanna hiç de saygılı dav- ranmıyor. ABD, Türkiye'de demokratik süreçlerin işlemesi, kendi öz çıkan zedelenecek gibiyse bile, bunu engellemekten çekinmiyor. ABD, tezkerenin Meclis'e yeniden gönderilmesi için, tam bir ilke ta- nımazlıkla, buna isterseniz zorbalıkla deyin, açık- ça her türlü baskıya başvuruyor; hükümeti, millet- vekillerini, bürokratları ya da kamuoyuna açıklan- mayan birilerini kullanarak, amacına ulaşmaya ça- lışıyor. Bir taraftan gemilerini Akdeniz'de tutmayı sürdürürken bir taraftan da tezkere Meclis'ten geç- miş gibi askeri hazıriıklanna devam ediyor. Bizdeki savaşseverlerie ABD'nin, Meclis'in ira- desini hiçe sayma noktasında buluşmalan, çıkara dokunursa demokrasiyi bir yana bırakınz anlayışı- nın ilginç bir göstergesidir. Bu anlayış dün Siirt'te seçilerek Meclis'e giren AKP Genel Başkanı'nın geçmişte söylediği öne sürülen "Demokrasi bizim için biraraçtır" doktrinine tam olarak uyuyor. Anımsanacağı gibi, tezkerenin reddinden son- ra, hükümet ilk iş olarak, toplamı 15.7 katrilyon TL'ye ulaşan yeni bir ekonomik tasarruf paketi açık- ladı; uygulanacak politikalar, geçmeyen tezkere- nin faturasını da, her zaman yapıldığı gibi, yine ezi- len halktan çıkarmayı amaçlıyor. Yıllardır ekonomik bunalım altında kıvranan yok- sul halk kandırılarak ve medya tarafindan umut pompalanarak işbaşına getirilen AKP iktidannın, üç ayda geldiği başarısızlık noktasına bakar mısı- nız? Eğer tezkereyi yeniden Meclis'e getirirse, iktidar Meclis'in iradesini hiçe sayan bir tutumla demok- ratik süreçlerin zedelenmesine neden olacaktır. Tezkerenin reddiyle ülkenin içerde ve dışarda güç- lenen onuru, ülke insanının yıllar sonra kazandığı büyük özgüven yok edilecektir. Aynı anda uygu- ladığı ekonomi politikasıyla da yoksul halk daha da yoksullaşacaktır. Tezkerenin ısıtılarak Meclis'e yeniden gönderil- mesinin sorumluluğu, ABD'nin ya da birilerinin de- ğil, Başbakanı kim olursa olsun, tamamıyla bu ül- kenin hükümetine ait olacaktır. [email protected] BDDK'de bankalar için yeni birim Riskler önceden belirlenecek ANKARA (ANKA) - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), sektördeki riskler önceden tespit ederek önlem almada et- kinliği arttırmak amacıy- la "VeriYööetimi ve Ana- üz Teknikleri Dairesi" kuruyor. BDDK'nın söz konusu yapılanmaya ilişkin ka- ran Resmi Gazete'de ya- yımlandı. Buna göre BDDK bünyesındekı Iz- leme Dairesi'nın göre\- lerinin bir bölümü yeni birime de\Tedildi. Yeni oluşturulan birim, kuru- mun veri sistemlerine fı- nansal analız teknik ve uygulamalanna yönelik politika önenlennde bu- lunacak, bankacılık sis- teminden sağlanacak her türlü dönemsel bilginin, ilgili birimlerle işbirliği içinde tasanm ve diğer hazırlıklannı yapacak, bilginin etkin kullanımı- na yönelik veri tabanlan- nın tasanmı ve yöneti- minde eşgüdümü sağla- yacak. Söz konusu daire, sek- tör kuruluşlannın fînan- sal performansını değer- lendırecek taşıdıklan risklerin ve fınansal du- rumlardaki diğer geliş- melerin kendi faaliyetle- rinde ve sektörde yol aça- bileceği olumsuz yansı- malan erken tespit ede- rek gereklı önlemlerin alınmasını sağlayacak. 1973: Ege Biracılık A.Ş. Afyon'da kuruldu. 1974: özel bankalardan Akbank, 'Ücretli- lere mahsus şahıs kredisi' uygulaması başlattı. Ev sahipleri! "Zorunlu Deprem Sigortanızı" yaptırın, süresi dolan poliçenizi yenileyin. Zorunlu Deprem Sigortası için, tapu ve kimlik fotokopinizle, yetkili sigorta şirketlerine veya acentelerine başvurunuz. Ayrıntılı Bilgi için; DASK Çağrı Merkezi: 0212.368 O 800 veya WWW.dask.g0V.tr PskAFET SIGORTAIARI KURUMU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle