25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim Yıldız • Yazıışlen Müdürü: Safim AlpasJan#Sorumlu Müdür Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürü: HakanKara Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: CUMHURİYET YAKFI adına ÎLHAN SELÇUK tstıhbarat Cengiz Yıldınra • Ekonomı: Öz- lem Yüzak • Kültür Egemen Berköz # Spor. Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Ka- raören • Düzeltme Abdullah V azıcı # Bıl- gı-Belge- Edibe Buğra • Yurt Haberlerı: Meh- met Faraç 0 Avnıpa Temsılcısr Güray Öz YaymKurulu:tHıaııSelçuk(Bas- Ankara Temsılcisı. Mustafa Balbay AtatürkBulvanNo: Müessese Müdürü: REKLAM: P.M. Ltd. şti. • Genel kan), Emre Kongar (Danışman), 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hal), Faks Orhan Erinç, Hikmet Çetin- 4195027 • tzmır Temsılcısi Serdar Kızık, H. Zıya Blv. kaya, Şükran Soner, tbrahim 1352 S 2 3 Tel 4411220, Faks 4418745 • Adana w . Yıidız, Orhan Bursalı, Musta- Temsıkısr ÇetİD YiğenoğJn. Inönü Cd. 119 S. No. 1 Kat: 1, K - o r u l s a l 1 fa Balbay, HakanKara. Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Erol Erknt • VludürGülbin Erduran#K.ooıdınatör Bilgllşlem Ahmet f h f I?rtman« Genel MutoYri Se\da Çoban 9 Fınansman \îudunı tış: Fazilet Kuza Çeön Krduran Tel 0212 514 07 53- 5 13 84 60-61. Faks 0212513 84 63 } nunl»}iK Yenı Gün Haber fymsı Baan \e Yavumlık A.Ş. TüftocaSı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 kanbuL PK. 246 - Suirea 34435 l a Tei' u2f:-5i:O505,20haıı Faks (O212ı513 8595 Bukı:MateGazaeDerpB«sım YavmcüıkSan veTtt <ıŞ Bartaros Bulvan No. 125 Beşdaaş - Ist. 26 ŞUBAT 2003 tmsak:5.10 Oüneş 6 37 Öğle: 12.24 tkındı: 15.26 Akşam: 17.58 Yatsı 19.19 rKansere kanşı günde bir elma • tZMtR (AA) - Çocukluk çağında çok miktarda meyve tüketmenin, özellikle de düzenli olarak günde en az bir elma yemenin kanser riskini azalthğı öne surüldü. "www.habersaglUc.com" sitesinden derlenenbilgilere göre özellikle elma yernek, kanser riskini önemli ölçüde azaltıyor. ÇocukJara bol meyve yedirilmesi öğütlenen sitede, Ingiltere'de yapılan bir araşnrmaya da yer veriliyor. îngiliz bilim adamlannın, 60 yaş üzerindeki 4 bin lrişi üzerinde yaptığı ve sitede yer alan araştırma sonuçlanna göre çocukken fazla meyve yiyenlerin yetişkinlik döneminde kansere yakalanma riski, az yiyenlere göre üçte bir orarunda azalryor. Tümörterm icök hücreleri' bulundu • WASHtNGTON (AA) - Amerikalı araştırmacılar, memede yeni kanser hücreleri oluşmasına yol açan tümör hücrelerini aynşürmayı başardı. Michigan Universitesi'nden Dr. Michael Clarke, "Keşfettiğamiz hücreler kök hücrelere çok benziyor; ya kendilenni aynen kopyalıyorlar ya da tümördeki diğer hücrelerin çoğalmasına yol açıyorlar" dedi. Doktora göre, "kök hücreler", meme kanseri tedavisi gören 9 kadından alınan tümörlerden avnştınldı. Bu buluşun, metastaz yapmış meme kanserinin tedavisinde genellikle neden başansız kalındığının anlaşılmasını sağlayabileceği belirtildi. Tv hataiaramı • NEW YORK (AA) - Resmi verilere göre, ABD'de her yıl 40-98 bin kişi önlenebilir tıbbi hatalar yüzünden hayatını kaybediyor. Hata ve ölümlerin sağlık sistemine yüklediği mali külfetin ise 38 milyar dolar olduğu belirtildi. Konuyu tnceleyen Alabama Auburn Üniversitesi uzmanlan, en tehlikeli ilaçlan, muhtemel komplikasyonlannı ve hata oranını açıkladılar. Buna göre en fazla hata, yüzde 9,2 ile şeker hastalannın kullandığı insülinde i meydana geliyor. Hata sonucu, hastalann komaya girdiği ve öldüğü bildirildi. Şiddetli ağn kesici olarak kuUanılan < morfınde ise hata oranı yüzde 6'yı buluyor. Televizyon, tiryakjltğe yol açıyor • ANKARA (AA) - Günde 5 saat ya da daha fazla televizyon seyreden çocuklann, sigara tiryakısı olma riskinin 6 kat arttığı kaydedildi. Amerikan çocuk doktorlan, 10-15 yaş arasında 600 çocuk ve gencin verilerini inceledi. fnceleme sonucunda, televizyon ile sigara arasında bağlantı olduğunu tahmin eden doktorlar, sigaranın, ABD'deki reklam yasağından sonra, fîlmlerde ve müzik programlannda daha sık görülmeye başladığına dikkati çektiler. Doktorlar, bu yüzden sigara içmenin, gençler ve çocuklar tarafindan olumlu bir görüntü olarak algılandığını kaydettıler. Dans okulu, öğrencilere hakaret ve zorlamaya varan bir katılıkla eğitim vermekle suçlanıyor Balenin disiplini can yakıyor• LeNouvel Observateur, Opera de Paris Dans Okulu'ndaki despotizme varan disiplini ele aldı. Okulun yöneticisi Bessy, farklı disiplin anlayışı nedeniyle mercek altında. Okuldaki bir gözetmenin saptaması ise ilginç: 'Çökmüş haldeler' Kültür Servisi - Bale, uzun, zor ve disıplinli çalışma gereküren bir sanat dalı. Le Nou\«l Observate- ur, Opera de Pans Dans Okulu'nda despotizme varan disiplin koşul- lannrn egemen olduğu bır eğitimin uygulanmasıyla ilgili geniş kap- samlı bır inceleme yayımladı. Opera de Paris Dans Okulu'nun 30 yıllık yöneticisi Claude Bessy, bale öğrencilerine hakarete, zor- lamaya, küçümsemelere varan bir disiplin anlayışıyla bale eğitimi vermekle suçlanıyor. Yenilikçıle- re karşı ateş püsküren, saf ve sert bir akademizmin son savunma ka- lesi olan Paris Dans Okulu'nda çoğu yatılı olan öğrencilenn pa- zardan cumaya kadar dış dünyay- la bürün temaslan kesiliyor. Ma- nevi olarak gücünü yitiren çocuk- lan görmenin çok acı olduğunu vTirgulayan bir gözetmen, "Kü- çük kıdar canb ve neşeK; genç kız- lar kesinlikle çökmüş bir halde- Jer" diye düşüncelerini açıklıyor. Zayıflan ezen bir mekaruzmanın işlediği Opera de Paris Dans Oku- lu'nun yöneticisi Claude Bessy, uzun zamandırhatalan bilinen bu sistemın tek sorumlusu mu? Ço- cuklannın kariyerine zarar ver- meme düşüncesiyle küçümsen- meyı sineye çeken, korkutuhnuş anne-babalann korkak sessizliği- ne ne demeli? Ya dansçılann ses- sizliğine? YalnızcaAurefieDupont adh bir yıldız dansçı, 'Marie Cla- ire' ile bırröportajı sırasında bu acı dolu yıllardan söz etme cesareti- ni gösterdi: "Alü jıDık okul döne- mimde, bana en körü gekn çabş- malar sırasında çektiğbn şiddedi acıdan çok bu çirknı davramşiar ve yetişkinlerin sofukluğuydu. Bi- raz tattabk ve nezaket bizim daha kötü dans etmemize neden olma- vacakü." Hvr kareograf "Bu kadar ustalık isteyen bir sanatta kesinlikle bask» gereküdir, ama önemli olan onları sertleşmeden kabtıl ettirebilmektir" diyor. DANSÇILAR KÖLE CİBİ Claude Bessy'nin onlara biçbir zaman kötü davranmadığını ve korktuklan için çok ender olarak onunla yüz yüze geldiklerini dile getiren bir gece gözetmeni, "Fakat inandmayacak kadar sağhksız bir yapıyla, boğocu diktatör bir ortamla karşı karşnm dık. Hukuk, felsefe öğrenimi gören bizler, çocuklann en basit hakianna bazdannuı savgı göstermediği totaiiter bir dünyayı keşfederken yalnızca şok olabüi>orduk" diye tanık olduklannı anlatıyor. "Fızikselacı obnadan bu zor sanatta başanh olmak olanaksız. Bu kadar ustalık iste>en bir sanatta kesinükk baskı gereklidir, ama önemli olan onfauı sertteşmeden kabul ettirebilmektir" diye düşüncelerini dile getiriyor bir koreograf. Paris Ulusal Konservatuvan 'ndan Opera'nın bir başka parlak yıldızıWilfridePioDet, "Ozgür ve \araöcı bir \iicutta, özgür ve yarabcı bir yürek" diye nitehyor oknası gerekenleri. "Opera okulunda kök gibi uysal ve bashnJmış dansçılara askerce şekfl verinyor." Fast food'a tepki olarak Türk yemeklerini müşterilerine sunan lokantalar gittikçe yayılıyor AnadoluAmerika'yakarşıHAYRİARSLAN Şehirleşmeninhızkazandığı ydlarla bir- likte günlük beslenme alışkanlığı haü- ne gelen Amerikan tarzı "fast- food"lar, özellikle gençler arasında yaygınlığını sürdüredursun; köyden kente taşınan Anadolu mutfağı da Amerikan tarzı "fest- fi)od''lara meydan okuyor. Amerikan\ari fast-food'lara tepkı ola- rak ortaya çıkan ve daha çok seyyar sa- tıcılarda bulunan gözleme, çiğbörek, iç- li köfte türü yiyecekler şündilerde tü- müyle Anadolu kültürünü, mutfağını öz- gün hazırlanmış biçimiyle sunuyor. Lo- kanta türü yerlerden çok bir Anadolu evini andıran mekânlan her köşebaşın- da görmek mümkün. Anadolu kültürünü Istanbul'un orta yerinde de olsa yasatmaya, yerli ve ya- bancı tunstlere Anadolu mutfağını sev- dirmeye çaba gösteren ve Anadolu mut- fağından örnekler sunarak hizmet eden Çemberlitaş tramvay durağı karşısnıda- ki 1994 yılından bu yana faaliyet göste- ren Cennet de bunlardan sadece biri. Anadolu kültürünü mutfağını yaşatma- ya çalışan, " Cennet"te giyimiyle kuşa- mıyla iİd Anadolu kadınını; oklavayla aç- tıklan yufka ekmekleriyle yaptıklan kıy- malı, peynirli, etli, patatesli gözlemele- n sac ocaklar üstünde pışirirken görürüz. Yıllar önce poğaça, börek, süt, simit sa- tan "Cennet muhaflebicisi" olarak da bi- linen ve 1994 yılından bu yana Anado- lu mutfağını sevdirmeye özen gösteren "Cennet" tarihi salonunun akustik ya- pısı içerisinde yükselen ney sesi ve ta- savvuf müziği eşliğinde Anadolu kültü- rünü yabancı tunstlere sunarak hizmet venyor. Ayaküstü görüştüğümüz yetkili, bura- yı açarken ticari kaygıdan çok yabancı kültürlerin etkisiyle aşuımaya yüz tutmuş Anadolu'yu bürün özgünlüğüyle tanıt- mayı amaçladıklannı söylüyor. tnsanlara bu tür mekânlarda sunulan asıl şeyin gözleme, manh. şiş kebap, dü- ğün çorbası, tuzlama. nargile. çay ve di- ger yıyecek ıçeceklerden çok bir yaşam biçımı olduğunu anlatan yetkili, tt Ana- dolu kadmiannınyerdeoturuphamur aç- masmıflgive merakla izleyen insanlar.yer sofrasının etrafında oturup Anadolu'ya özgü yiyecekler yiyorlar" dıyor. IkiKıta, IkiYaka Boğaziçi Haber Merkezi - Galatasaray Üniversitesi Iletişim Fakültesi öğrencilennin Istanbul Bogazı'nm semtlerindeki yaşamı konu alan "tki Kıta, îki Yaka-Boğaaçi" adh fotoğraf sergisi, yarın üniversitenin Ortaköy'deki kampusunda açıhyor. Saat 17 OO'de açılacak sergiyle Iletişim Fakültesi öğrencileri Istanbul Boğazı'ndaki yaşamı geleceğe bu^kmayı amaçhyor. Siyah- beyaz ve renkli 50 fotograftan oluşan sergi 13 Mart'a kadar açık kalacak. Tiyatroseverler Vajina Monoloaları'nın biletlerini tüketti Kaymakam yasakladı, îzmirli oyuna bayıldı tZMİR (AA) - Ismi nedeniyle Kadıköy Kaymakamı tarafindan yasaklanan tiyatro oyunu 'Vajina MonotoglarTnın yönetmeni Ahnula Merter, Tunceli, Kayseri, Konya ve Diyarbakır'dan davet aldıklannı söyledi. Eve Ensler'in yazdığı, Almula Merter'in yönettiğı, başrollenni Arzu Yanardağ, Güner Özkul, Müge Oruçkaptan ve Berna Oztürk'ün paylaştığı Sabancı Kültür Merkezi'ndeki oyun, îzmirli tiyatroseverlerin ilgisiyle karşılaştı. tlginç dekoruyla da dikkati çeken oyunun tüm biletleri satıldı. Yönetmen Merter, Istanbul-Kadıköy Kaymakamı Yüksel Peker'in Halk Eğitim Merkezinde oynanmasına izin vermediği, tzmir'de de KİPA Alışveriş Merkezi tarafindan afişlerinin asılması uygun görülmeyen dünyaca ünlü oyunun, 34 ülkede kapah gişe oynadığını belirtti. Merter, îzmirli seyircilerle 10. 11, 12 Mart'ta tekrar buluşacaklannı belirtti. SÖYLEŞİ ATTİL^ İLHAN "... Kimliğini Arayan Ülke, Hangi Ülke?..' (Ister misiniz, plağı değiştirelim! Kıbns, Irak, 'Savaşa Hayıti' vs, iyi güzel de; son yarım yüzyıl içınde, biz Batı Türkle- ri, kendimizi 'çağdaş ve uygar" bir millete dö- nüştüreceğiz derken, köklerimizden ve kö- kenlerimizden, epeyce kopmadık rnı? Iş, is- tesek de istemesek de, tehlikeli bir 'kültür- süzleşme operasyonu'na kaymadı mı? Cum- huriyet'in ilkdöneminde, kendini iyicegeç- mişe gömmüş 'ümmet kültürü', belki bir 'müdafaa-inefs' yüzünden, su yüzüneçık- mıyor mu? ısmet Paşa'nın söylediği rivâyet edilen, o sözü hatırtar mısınız? "Biz bir değil, iki milletiz"; hesapça, bunlardan birısı, hâlâ 'ümmet kültürü'nün değerleri içinde kalma- ya uğraşan, kırsal kesim; ötekisi, 'henüzye- terince gelişememiş, Batılı kesim'l Türkiye, 'azgelişmiş bir Batılı ülke' midir, yoksa, onun kımlığı, yatay ve dikey eski kültürün- den üretilecek, özgün bir Avrasya kültürü mü olmalıdır? Şimdi okuyacağınız satırlar, bir sürpriz saklıyor; sorunun 'vahametini' gösterdiği kadar, yalnız bize mahsus olmadığını da gösterecektir... Bir göz atar mıydınız?) '... tehdlt yuklü bir oransızlık. .' "... 'ülkemiz azgelişmiş Batlı bir ülke- dir1 tezininyandaşlan, ülkenin yönetim ka- demelerinde, şehirli aydınlarda, iş çev- relerinde ve taşra Media'sında hayli bol- dun ilginç ve manalıdır ama, meselâ Mec- liste epeyce az oldukları gibi, halk ara- sında daha da seyrek rastJanırlar; toplam mutlak sayı, ne olursa olsun, başkentten uzaklaştıkça; toplumun bütün katman- lannda olduğu kadar, iş çevrelerinde ve yöneticiler arasında da, bu fikre yandaş olanlann yüzdesi düşer. Mutlak sayı ola- rak ele alınırsa, yurttaşlar arasında kü- çük bir azınlık oluşturan bunlar, taşralı 'seçkinler', özellikle görev başındaki yö- netici takımı ve Medialar'dakiler arasın- da, ezici bir çoğunluktur. Bu tehlikeli ve tatsız oransızlık, hem sosyal hem siya- sal bunalımlann, hatta olası patlamala- nn tehditleriyle yüklüdür..." "... bu ülke ile Batı ülkeleri arasında, or- tak bir ölçü olamayacağına göre, ikinci çözüm ülkenin -ne geri kalmış, ne de Ba- tılı- tam tersine 'özgün bir uygarlık' ola- rak, kendi kendisiyle 'özdeşleşmesi'dir. Bu ülke, kendisine özgü bir karmaşıklı- ğa sahip olduğu için, kendisini sıradan bir kantara vurmamalıdır. Özdeşleşme konusunda, bilerek bilmeyerek, Avrasya- cılar'a katılanlan eskiler tarafindan özel ve özgün bir yurt tarihi ve topfumu, ön- görülmüş, fakat tam tamına ortaya ko- nulamamış olsa da; ülkenin kendini, ba- ğımsız olarak ölçmeye elverişli bir ölçe- ğe ve ayn bir değerler sistemine sahip ol- duğuna inananlardır. Aralarında benim de bulunduğum böyle bir 'özdeşleşme modeli'nin savunuculan için, en büyük tehdit ve tehlike, hemen her alanda gö- rülebilen Batcilığa (Batlıhğa), yani Bat'nın yeni jeo/politik, kültürel, ekonomik, tek- nolojik ve mediatik egemenliğine, yönel- me davranışıdır, başeğme davranışı!.." Ulusalcılar da tek parça değlli.. "... vatansever kısmı da tek parça (yek- pâre) sayılamaz; içlerinde Turancılarm, ırk- çıların çıkarlannı önde tutan, yüksek öl- çüde 'ecnebi düşmanı' milliyetçiler de var; Kemalist Model'in özlemini duyan- lar da var; tabii, Avrasyacılar da! Saydı- ğım bu üç grup içinden her biri, 'düşma- nı' kendine göre tarif ediyor. Gerçi yurt- severlerin hepsi, Batı'nın önerdiği 'Kal- kınma Yolu'nu reddetmektedirler; ülke- nin, 'azgelişmiş bir Batı ülkesi' olduğu- nu da kabul etmiyorlar: Buraya kadar aralarındaki uyuma diyecek yok; ama daha ileriye gidersek, tablo epeyce kar- maşık bir hal alıyor ve aralanndaki çeliş- kiler ve karşrtlıklar ortaya döküluyor..." "... söz gelişi, 'dar milliyetçiler'e ba- karsanız, tehdit yalnızca Batı'dan gel- memektedir; aynı zamanda 'özdeşleş- meyi' aşınlaştınp, Türklerin ötesine taşı- rarak, genişletmek isteyenlerden de ge- liyor; bunlar, bu yüzden Avrasyacılar'la da, M Arkası 8. Sayfada e-mail:tilahan / isnet.rtet.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle