Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2003 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Süpünüş ve Kanatlanış
BEŞİKTAŞ ın yüzüncü kuruluş yılında kanatla-
n/p uçmaya başlaması boşuna değil. On, yirmi beş,
elli, yûz gibi belirgin yıldönümleri hem geriye dö-
nüp kendisiyle hesaplaşma, hem de ileriye bakıp
moral tazeleme fırsatlandır.
Bu yıl Türkiye Cumhuriyetı seksen yaşına giriyor.
Geçmiş yılların bilançosu yapıldığı zaman belki
nüfus, üretim, sanayi, eğitim, insan gücü gibi kal-
kmma göstergeleri bakımtrtdan, bütün zikzaklara
karşın, yine de yükselen bir çizgi var eJbet. Ama mo-
ral tartıp geleceğe bakıldığında ufuklar pek pariak
gözükmüyor. Oturmuş kurumlanna, güçlü ordu-
suna ve yetişkin insanlannın çokluğuna karşın,
Cumhuriyet teklemekte.
Son haftaJarda düşülen durum bunun yeni birgös-
tergesi: Halk yığınlannın büyük çoğunluğu ve
askerin bütün temkinliliği ülkeyi anlamsız bir savaş
dışında tutmaya yönelik olduğu halde, koskoca
devlet başkanlannın petrol hesaplan uğruna belir-
siz bir akıbete doğru sürükleniliyor. Meclis'e geti-
rilen birinci tezkerenin sınırlan içinde kalmak ve
Kuzey Irak'ta kuvvet bulundurarak güvenlik ön-
lemlen almakla yetinmek ne ölçüde mümkün ola-
cak, belli değil.
Ama bu duruma niçin gelindiği belli: Ekonomik,
teknolojik, siyasal ve askeri bağımlılıklar, ne yazık
ki, henüz Türkiye'yi tam anlamıyla Türkiye'den yö-
netmeye imkân vermiyor. Katlanılarak, üzülerek
aJınmış kararlar var.
"Islama çevreler"\n yayınlanndan da belli ki,
Müslüman bir komşuya karşı açılacak savaşa des-
tek verilmesi, en başta o çevreleri rahatsız etmek-
tedir. Başbakan'ın sayın eşi bile, muhabirTuran Yıl-
maz'la konuşurken, "AbdullahBeysonunakadar
gitti, daha neyapabilirdikı? Onunyerinde kım ol-
sa aynı şekilde davranırdı" diye konuşmuş. Hak-
sız da değil: Sorumsuz lıderliğin Atlantik ötelerin-
de verdiği sözler, batık borçlar, sıkıntlı ekonomi, da-
ğınık yönetim, başansız diplomasi yüzünden kö-
şeye sıkışmış, başını dik tutacak mecali kalmamış
bir ülke. Plansızlık, Özal dönemınde yoğunlaşan
başıboşluk, Amerikan tarzı küreselleşmeye teslimi-
yet, ne pahasına olursa olsun Avrupa'ya yaman-
ma tutkusu bu toplumu öyie bir noktaya getirmiş
ki, büyük bir silkinme olmadan kurtuluş çok uzak
bir hayalmiş gibi görünüyor.
AmaCumhuriyetin kuruluşundaki Istiklal Harbi
gibi öyle dönemler olur ki tarihte, sürünür gö-
züken toplumlar birdenbire ayağa kalkar ve kanat-
lanır.
Son yıllann Kıbns sorunu niçin böyle bir dönüm
noktası olmasın? Dışta her yönüyle savunulmaya
değer haklı bir dava, içteki ekonomik ve sosyal
boyutlan açısından çözülmesi hiç de zor olmaya-
cak bir sorun, baskılara boyun eğilmezse tam ter-
sine AB gibi başka kapılan açmayı kolaylaştıracak
bir direniş.
Bunda teslimiyetçilikten kurtulmak, zilletten kur-
tuluşa doğru yeni kanatlanışlann da başlangıcı ola-
bilir.
BUNLARIN NESİ MUSIÜMAN!
AKP
ŞEYTANIN
EMRİNDE!
GÖKÇE FIRAT Dinsiz ve namussuz molla!
ERKİN YURDAKUL AKP şeytanın emrinde
GÜNEŞ AYAS Ataturkçu dış politika
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN Denklemin içinde yer
almak mı denklemin içinde boğulmak mı?
YILDIZ SERTEL Emperyalist ABD'nin atom
savaşına hayır
FİLİZ DOĞAN Ver-kurtul eskidi çöz-yaşat verelim
ÖNER YAĞCI Bugünü anlamak ısteyenlere
SUNAY AKIN Şımdi biz Anzak yapılmak
isteniyoruz
AVNİ EREKALIN TIP ışçi sınıfının tarihsel gücunü
gösterdi
YÖN Lozan, ver-kurtulcuların kaybettiği yerdir
EROL MANİSALI YAZILARIYLA
ARTIK TÜRKSOLU'NDA
MÜTTEFİKLER TÜRKİYE'Yİ NASIL PARÇALADI,
OSMANLI'DAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE NİN TOPRAK KAYIPLARI
TEL (0212) 292 73 00 WWW.TURKSOLU.ORG
23. SAYI BAYILERDE 1.000.000 TL
Küreselleşme ve Kültürel Evrim...
Tarihte her zaman inişler çıkışlar olsa da başlamış olan
ilerleme durmaz, durdurulamaz; yanlış yol er geç aşılır,
aşılacaktır. llerleyen insanlık gidişinin geriye dönüşünün
engellenmesi zorunludur.
Prof. Dr. BEDİA AKARSU
• nsan doğanın içinde yer alan
I
bır varlık; ama öte yandan
doğaya egemen olan. dün-
yayı değiştiren, doğada ol-
mayanı yaratan, değerler ya-
ratan, kültür yaratan bir varlık in-
san. Doğanın karşıtı gibi görülse
de kültür de doğanın bir uzanösı.
Ikisi de, doga da kültürde aynı olu-
şumun -evrimın- sonucu. Ikisi de
oluşan bir şey. tkısı de yıllar için-
de evrun geçirrruş ve geçirmekte
ve izledikleri yol da aynı. Dur-
madan daha karmaşık yapılarohış-
turarak günümüze kadar sürmüş
olan evrimin son halkası insan.
Doğada yeni birhalka olacak mı?
Bu evrim sürecek mi? Yeni bir
halka ne olabılir? Doğanın ken-
disinde yeni bir halka öngörül-
müyor. Ama son 20-30 yıldan be-
ri bir kültürel evrimden söz edi-
yor büim adamlan. Bu kültürel ev-
rimi yapacak olan da insan. Peki!
Nediı bu kültürel evrim? Kültü-
rün, özellikle Aydınlanma'nın ge-
tirdiği değerlenn, msancıl ılkele-
rin bütün dünya insanlannca pay-
laşılması ve insan olma yolunun
bütün insanlara açılabilmesi ve
çağdaş uygarlığın tüm insanlığı
kaplaması; kültürün evrenselleş-
mesi ve bu evrensel kültüre tek tek
kültürlerin katkıda bulunabilme-
si; tüm ınsanlann insan haklann-
dan yararlanabilmesi ve banş için-
de yaşayabilmesi olarak anlaşılı-
yor. Ancak böyle bir gelişmeyi
nasıl sağlayacak insanhk?
Bu kültürel evrimi herhalde son
on yıllardır dünyayı kaplayan pi-
yasa ekonomisine dayalı küresel-
leşme sağlayacak değil. Daha in-
sancıl birküreselleşme gerekli in-
sanhğın kuruluşu, ınsanın insan ol-
ması ve daha mutlu bir dünyada
banş içinde yaşaması içın. Bu-
günkü ekonomi ağırlıklı küresel-
leşmeyi insanı mutlu kılacak in-
sancıl bir küreselleşmeye dönüş-
türmek zorundayız.
Son yıllarda bilimin ve bunun-
la ilgili olarak teknık gelişmele-
rin başdöndürücü ilerlemesi yaşa-
muı her alanında değişıkliklere
yol açmıştır. Mikrobiyolojideki
araştırmalar, uzay araştırmalan,
gen-bılim ve gen-tekniğı araştır-
malan, bilgisayar-internet çalışma-
lan akıllara durgunluk verecek
boyutlara erişmekte ve bunlann
uygulamalan yepyeni araştırma-
lara yol açmakta.
Ama uygarüğın ve kültürün
buncafleriemesinekarşuı insanın
insan olma yolunda hiç de bu 0er-
lemeye koşut olarak geiiştiğiııi gö-
remiyonız. Savaşlar, kavgalar, aç-
lık, sefalet, her alandakı küiilik her
yanı kaplamış. Yeni Dünya Düze-
ni, küreselleşme dedikleri yeni
bir sömürgeciliğe, giderek yağ-
macılığa, soygunculuğa dönüş-
müş. Mafya bütün dünyayı sarmış.
tki büyük dünya savaşı geçirmiş
olmasına ve bunu çok ağır ödeme-
sine karşın ınsanlar 20. yüzyılda
yine de bir çözüm yolu bulama-
mışlar banş için. Şimdı de bir
Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesı
içinde insanlık...
Peki! Bilimde, teknikte bunca
ilerlemeyı başaran insan, neden
kendini de aynı ölçüde insan ol-
ma yolunda ilerletememiş? Ken-
di yarattığı dünyanın dışmda kal-
masının nedeni nedir?
Yepyeni bir çağ~.
Birçözüm yolu bulunabilirmi?
Bu, o kadar kolay değil. Toplum-
sal, siyasal, kültürel gelişmeler,
bilimsel ve teknik gelişmelere
ayak uyduramıyor. Bilim ve tek-
nik alandaki büyük değişmeler
insan yaşamında ve toplumsal ya-
şamda büyük sarsıntılara yol açı-
yor. Yüzyiflardan beri içinde va-
şanıiandeğerlerdünvasnunbirden
degişmesmeinsan kolaykolaya\ak
uyduramıyor. Bunu bizim ülke-
miz çift yönlü yaşryor günümüz-
de. Birvandan ge^irdiğimiz Aydm-
lanma Devrüni 9e bin yıldan beri
içindebulunduğunıuzkültür dün-
yasuıdan başka birkültürdünya-
suıa geçtik. Onun sarsınalannı at-
latmadan birden, dünyadakj bflim-
selveteknikgetişmeler biryandan,
ekonomik gelişmeler öte yandan
toplumumuzda yeni sarsıntılara
yol açn. Bu sarsDiüvı şimdflerde bü-
tün dünya yaşryor. Yepyeni bir ça-
ğageçiyor insanhk. Büyük sarsın-
tılardan çıkabilmek için bütün in-
sanhğın bilinçli olarak yönlendi-
rilmesı gerek. Burada fîlozoflara,
düşünürlere görev düşüyor kanı-
sındayım. Dünyamızda yalmzca
ekonomiye, serbest piyasaya da-
yalı bir küreselleşme ile düzlüğe
çıkılamayacağı arnk her yerde gö-
rülmeye başladı. Avrupa'da da
Amerika'da da bu yolun yanlışlı-
ğını görenler gittikçe çoğalıyor.
Ama bunu çok daha önceden gö-
ren ve uyanda bulunan, düşünce-
leri ile tüm insanlığı kuşatan ay-
dınlar ve fılozoflar da vardı hiç
kuşkusuz. Burada30ydönceyaz-
dığıbiryazısıvia bu konuyaışıktu-
tan J. Ritter'i anmak isterim.
1950'li yıllarda birkaç yıl tstan-
bul Üniversitesi Felsefe Bölü-
mü'nde öğretim üyeliği yapmış
olan, benim de asistanlığını yap-
mış olmakla övünç duyduğum
Prof. Dr. Joachım Ritter, Atatürk
Devrimi'ni örnek olarak aldığı bir
incelemesinde (Europaeisierung
alsEuropaeıschesProblem-1970)
- TürkDevrimimodeündedün>^-
nut her yerinde görülen Avrupa-
blaşma sorununun A\rupa'nın da
sorunu olduğunu tam bir açıkhk-
ladüegetirir. "Avrupahlaşma fle",
diyor Ritter, "AMTipa'nm kendi-
si kendi tarihinin dışına çıkmış-
tır; AvTupa tarihi bir anlamda
dünya tarihi anlamına gelmiştir;
Avrupa'run geleceğe uzanan tari-
hi, Avrupa'nm Uerleyen tarihinin
ta kendisidir. Kendisini kendisiy-
lesınıria>-an birAvrupa. çağdaş uy-
garhğıkeodisinin kurduğunu unut-
muş gibidir''Ritter egöre "BuAv-
rupa düşünce dün\asının büvük-
lerinin \urattığı bir oluşuma dü-
şûncesizce da\Tanır gibi görünü-
yor,sanki onun -şündi e\rensel ol-
muş olan bir uygarlıkla ilişkisin-
de- üstlendiği görevden haberi
yok." Gerçekten Avrupa, Ritter'in
haklı olarak belirttiği gibi, özel-
likle AydmJanma Devrimi ile dün-
ya kültürüne öncülük ettiğıni, bu
görevi üstlendığini unutmuş gö-
rünüyor günümüzde... tşte Avru-
pa'nın unuttuğu bu görevi
1920'lerde M.Kemal Atatürk ün
önderliğinde Türk ulusu üzerine
alıyor, getirdiği ve uyguladığı il-
kelerinin bir bütün oluşturduğu
tutarlı sistemi ile bütün dünya ül-
kelerine örnek oluyordu Türk Dev-
nmı.
,\ma ne yazık kı Atatürk'ün
öKimünden sonra başlayan Atatürk
düşüncesinden uzaklaşma eylem-
leriyle bu örnek olma görevimı-
zitükettik... 1950'deçoğulcude-
mokrasiye geçişle birlikte devrim
karşıtlan artık seslerini iyice yük-
seltmeye başladılar. Din devleti
yanhlan bile ağu-lıkJanm duyur-
maya başladılar ve bugünlere ge-
lindi.
Avrupa'da Hıristiyanlık
Ancak Avrupa'da da bizdeki
Osmanlı Dönemi'ne dönmek is-
teyenlerya da din devletine özlem
duyanlar gibi, Hıristiyanljğı öne
çıkanp Avrupa'ya yeni bir kim-
lik arayanJar var. Bugün Avru-
pa'da kimileri Hıristiyanlığı Av-
rupa kültürünün ve dolayısıyla
Avrupa Birliği'nin bir parçası, bir
öğesi olduğunu ileri sürüyoriar,
Aydınlanma felsefesinin hüma-
nist ilkelerinın tam karşıtı bir an-
layışla. Bunlar sanki, ortaçağöz-
lemini çekiyortar veçağdaş Avru-
pa yerine bir ortaçağ AvTupası'm
getirmekistiyorlar. öpkı bizim Os-
manlı Devieti'nin özlemini çeken-
lervedindevietini kurmakisteyen-
ler gibi... Ortaçağda Avrupa bir
din devleti idi. 0>'sa bugünün Av-
rupası'nın kimliği Rönesans'la
birlikte, yeniden uyanış ve Ay-
duılanma ile çizılmiştir. Bugünün
Avrupasrm Avrupa yapan, Rö-
nesans'tan sonra gehşen laik dü-
zen olduğunu unutmuş görünü-
yorlar kimi kımseler. Bu Avrupa
kültüründe din artık bağlayıcı öğe
olmaktan çıkmıştn-. Avrupa'nın
kımliğini oluşturan Aydınlanma
felsefesinin getirdiğı dünya gö-
rüşüdür. Özgür bireylerden kuru-
lu özgür ve bağımsız toplumlann
birliğıdir Avrupa ve kimliğını de
yine Aydınlanma felsefesinin hü-
manist ilkelerinden alır. Bizim de
yöneldiğimiz bu Avrupa'dır. Biz
de Avrupa Birliği içinde yalnız
coğrafyamız ve tarihimiz bakı-
mından değil, Türk aydınlanma
Devrimi'ni gerçekleştırmiş, ev-
rensel kültüre açılmış, laik, de-
mokratik bir toplum olarak yer
alacak durumdayız. Ama ne ya-
zık kı Aydınlanma'nın getirdiği il-
keleri ve hümanist değerleri altüst
edenler seslerini yükseltebiliyor-
lar uygar A\xupa'da da bizde de.
Ancak tarihte her zaman inişler çı-
kışlar olsa da başlamış olan iler-
leme durmaz, durdurulamaz; yan-
lış yol er geç aşıhr, aşılacaktır.
Ilerleyen insanlık gidişinin geri-
ye dönüşünün engellenmesi zorun-
ludur, yanlış gıdiş kendi haline
bırakılatnaz. Ayduılanmanın de-
ğerlerine yeniden sahip çdalarak
bu değerlenn bütün insanlık için
geçerlı olduğu anımsatılmalıdır.
Sonnç
Bu arada 80 yıl önce İnsanhk
Devrimi yapmış olan Türk toplu-
mu da üstünedüşen görevi yerine
getirmek üzere yeniden uvanma-
hdn*. Bunun için de u
savaş cinayet-
tir" diyerek ulusal bencilliklerin
yenilmesini isteyen ve silah bıra-
kışmasını öneren Atatürk'ün
"Yurtta BanşDünyada Banş" ül-
küsüne sanlıp Türk Devnmı'ne ye-
niden sahip çıkarak insanlık de-
ğerlerini önce bütün Türkiye Cum-
huriyeti haUanayeniden yayarak,
yeniden dünyaya örnek olmaü-
yız. Bunun yolu da Cumhuriye-
tin ilk 20 yılında yapıhnış olan
bütün kurumlanyla eğitim sefer-
berliğini başlatarak insanı insan ya-
pan değerleri yeniden, insanlan-
mıza, özellikle gençlerimize ka-
zandırmaktu".
Dünyanın bugünlcü olumsuz
gidişi karşısında bize düşen gö-
rev budur. Ancak bu görev el-
bette kısa sürede gerçekleştirile-
mez. Hemen yapılabiiecek olan,
başlamış olan bir eyleme, canlı
kalkan eyJemine bizim de katıl-
mamızı sağlamak üzere sivil top-
lum örgütlerimizin harekete geç-
mesidir. Her ülkeden 1000 kişi he-
sabıyla yapılabilirse bir sonuç
verebileceği göz önünde tutula-
rak, Avrupa Birliği aday ülkele-
riyle birlikte bu eylemde başı
çekmeye davet edilebilir. Böyle-
ce insanın insan olması yolu açıl-
mış, kültürel evrim başlamış olur
diye düşünüyorum (*).
(*) Bu yozı AB 'nin ikiye bö-
lünmesinden önceyazıldt. 'Ulu-
sal bencillikler' kolay kolaykalk-
mayacak anlaşüan...
Hem Tesettürcü Hem de Çağdaş
Zafer KARALAR 0,-kücü
R
ecep Tayvip Erdoğan, bir süre önce
Avrupa'nın önde gelen devlet
adamlanyla bir dizı görüşmeler yaptı.
Bu görüşmeleri, her ne kadar Kopenhag'da
Türkiye'ye AB için yakın bir tarih verilmesıni
sağlamak amacıyla yaptığını söylese de; daha
çok AKP'yı Avrupahlara anlatma. güven
kazanma çabası içinde olduğu gözden kaçmadı.
Bire birkonuşmalannda "Bizçağdaş,demokrat
insan haklanna saygıh, hukukun üstünlüğüne
inanan bir partryiz" dedi. Ne güzel... Peki,
konuştuğu devlet adamlan bu sözlenne ınandüar
mı acaba?
Ne demış şaır: 'Avinesi iştir kişinin lafa
bakılmaz.-'
Anayasa Mahkemesı. 'dmselbirsimge' olduğu
gerekçesiyle türbanla okullara ve kamu alanlanna
girilmesini yasakladı. Bunlar ne yaptılar, dinsel
simge olarak kullanıldığı mahkeme karan ile
saptanan türbana daha çok sahip çıktılar. Türban
bizim namus meselemiz, diyen TBMM Başkanı
Bülent Annç, öğretmen oîan kansının başına
türban taktırıp, işinden ayırmış. Başbakan
Abdullah Gül, kansı başını açmasın diye ünıver-
sıteden çıkarmış. Birkaç ay sonra başbakanlığı
devralacak olan Recep Tayyip Erdoğan da, bir
dostunun sağladığı maddi destekle türbanlı
kızlannı Amerika'da okutuyor. Bu mu çağdaşhk?
Hakkında yolsuzluk savıyla dava açılan on-
larca ldşıyi; irtıca yanlısı olduğu gerekçesiyle
ordudan, üniversiteden atılan bazı kışılen. se-
çilecek sıralardan milletvekili ada>ı gösterdi-
ler. Bu kişilerden bazılannı daha sonra bakan
yapıp, yolsuzluk yaptığı savlanan kurumlann
bağlı olduğu bakanlığın başına getirdiler. Se-
çimlerden önce milletvekili dokunulmazlığını
sırurlandıracaklannı açık seçik söyledıklen hal-
de, şimdi vazgeçtiler. Yasal düzenleme yapa-
rak işkence suçundan yargılananlann milletve-
kili olmasına olanak sağladılar. Hem tesettür-
cü, hem de Batılı olunmaz beyler...
OLAY YARATAN DİZI
28 ŞUBAT'A ILK ADIM
Büyiiklere Masallar - Küçüklere Gerçekler-9
CüneytARCAYÜREK
CflNEYTARC
28ŞUBATA
Turkıye"28 Şubat"a adım adım
ılerledı Atatürk devnmlen ve
laik Cumhurıyetle Jgılı kaygılar
1995 erken seçımlerınden sonra
yoğunla^tL Çankaya'mn, Refah
Partisı nın hükumet kurmasını
engeüerne çabaian; TSK'nın
olası RP hükumetıne balaş açısı;
ve bir sabah Sincanlılan
uyandıran "tank seslen" ile
simgeleşen bir uyarı...
Işte, dernokrası tarıhırnıze
damgasını vuran 28 Şubat
olayına doğru ilk adımlar
Dizinin öteki kitapları
1. DEMOKRASI DONEMECINDE UÇ ADAM (3 bs ) 11 OOOooo.-
2. BİR GIDEN - BİR GELEN - BİR BEKLEYEN (2 bs ) 11 OOOooo -
3. KRİZ DOĞURAN SAVAŞ (2 bs ) 13000a»
4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DUŞU (3 bs ) 13OOOooo
5. ETEKLI DEMOKRASI (3 bs ) 13000ooo
6. BABA'SINJN KIZI (2 bs ) 130OOooo
7. SESSIZ DARBE (4 bs.) 13000ooo
8. ÇANKAYA MUHALEFETI (2 bs) 13000ooc
9. 28 ŞUBArA İLK ADIM 19000ooo
Yayınevi: 0.312 434 49 99 / Faks 0 312 431 77 58
Dağıtım : 0 212 522 52 01 / FaksO 212 527 41 19
Kitabevi:0 312 434 41 06 / Faks.O 312 433 19 36
www.bilgiyayinevi.com.tr
BİR DEVRİMCİNİN ÖYKÜSÜ
Uğur Olsun!
I • •
Sevgi Ozel
UğıuOJsıiuj!
Bu kitapta, genç yaşta
halkın gozbebeğı olan
bir efsane ısmın oykusu
anlatıhyor UĞUR
MUMCU, vurguncunun,
kaçakçının, yobazın
ustüne gıtmış, karanlık
guçlere karşı korkusuz
duruşuyla toplumu
sarsmış bir devTİmcıydı
24 Ocak 1993te
arabasına konulan biı bombayla öldurülduğünde
mılyonlarca insan ayaklanmış, yollara dökülmüştu.
SEVGİ ÖZEL,Uğur Mumcu>nj ve onun"dava"sını
daha yakından tanıma-ınceleme olanağı bulduğu
dönemde, tıtiz, aynntılı ve ilk kez incelenen belgelere
dayanarak yaptığı araştırmadan sonra bu yiğıt
devrimcinın yaşamöykusünü kaleme aldı
Yayınevi: 0.312 434 49 99 / Faks.O 312 431 77 58
Dağıtım : 0.212.522 52 01 / Faks 0 212 527 41 19
Kitabevi: 0.312 434 41 06 ' Faks 0 312 433 19 36
www.bilgiyayinevi.com.tr
Bağımızlıkçı, Aydınlanmaa, Halkçı Bir Eğitim İçin
öğretmen
ü dünyası |
i makaieleri,
srasından iıaber ve yonımlar,
rin sanafc ûrünleriyle 24 yıldir-
her ay obırlarlâ
Sayısı 2.000.000, yıllık abonesi
20.000.000 lira. İzlemek için
aöone bedeli Zeki Sarıhan adına
524 189 numaralı Posta Çekine
yatınlmalı ve çekin arkasına tıangi
sayıdan başlayacağı belirtilmelidir.
Adres yianik Cad. SbMşhanıA Blok Kat: 8 \a: 511
064» \emsehir VNKARA
Tel: U114Ü 34 52 • Faks: 0İ12.43312 83
art "hya
j<ontör
bizden
^ı Kaç yıllık Hazır Kart'lı olduğunuza göre kontörbizd
4 yıllık
ve ûstü Hazır Kart'lıya
T
3 yıllık
Hazır Kart'lıya
2 yıllık
Hazır Kart'lıya
1 yıllık
Hazır Kart'lıya
kontör I
^ Ayrıca konuştukça da kontörbizden.
\yda 2 0 0 - 4 9 9
kontör yüklerseniz
500 - 999
kontör yüklerseniz
1000den
fazla yüklerseniz
III
Ikontöri
Yeni duzenlemelerle 'e kadar uzatılan kontörbizden kampanyasından
yararianmak için kaydınıa yaptırmarHZ ve hattnuza aynı ay IçhKte en az 200 kontör yüklemeniz
yeterii. 30 Haziran 2003 tarihine kadar, yükledJğlniz kontörterden kontör kazanablllrsiniz.
Kaydınuı nden,
adreslnden, ceple
(arama başına 2 kontör), sabit telefonla
'iardan,
ten
'dan yaptırablllrelniz.
Hazır Kart abonelık sürenız 1 Ocak 2003 tarihine göre hesaplanır. Abonelik yılına bagı kontörler
sadece bir defa kazanılır. Kazandığınız kontörler bir sonraki aydan itibaren eştt bölünerek
5 ayda hattınıza yüklenır. Şirket adına kayrtlı hatlar kampanyaya dahil değildır.