30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2003 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Süpünüş ve Kanatlanış BEŞİKTAŞ ın yüzüncü kuruluş yılında kanatla- n/p uçmaya başlaması boşuna değil. On, yirmi beş, elli, yûz gibi belirgin yıldönümleri hem geriye dö- nüp kendisiyle hesaplaşma, hem de ileriye bakıp moral tazeleme fırsatlandır. Bu yıl Türkiye Cumhuriyetı seksen yaşına giriyor. Geçmiş yılların bilançosu yapıldığı zaman belki nüfus, üretim, sanayi, eğitim, insan gücü gibi kal- kmma göstergeleri bakımtrtdan, bütün zikzaklara karşın, yine de yükselen bir çizgi var eJbet. Ama mo- ral tartıp geleceğe bakıldığında ufuklar pek pariak gözükmüyor. Oturmuş kurumlanna, güçlü ordu- suna ve yetişkin insanlannın çokluğuna karşın, Cumhuriyet teklemekte. Son haftaJarda düşülen durum bunun yeni birgös- tergesi: Halk yığınlannın büyük çoğunluğu ve askerin bütün temkinliliği ülkeyi anlamsız bir savaş dışında tutmaya yönelik olduğu halde, koskoca devlet başkanlannın petrol hesaplan uğruna belir- siz bir akıbete doğru sürükleniliyor. Meclis'e geti- rilen birinci tezkerenin sınırlan içinde kalmak ve Kuzey Irak'ta kuvvet bulundurarak güvenlik ön- lemlen almakla yetinmek ne ölçüde mümkün ola- cak, belli değil. Ama bu duruma niçin gelindiği belli: Ekonomik, teknolojik, siyasal ve askeri bağımlılıklar, ne yazık ki, henüz Türkiye'yi tam anlamıyla Türkiye'den yö- netmeye imkân vermiyor. Katlanılarak, üzülerek aJınmış kararlar var. "Islama çevreler"\n yayınlanndan da belli ki, Müslüman bir komşuya karşı açılacak savaşa des- tek verilmesi, en başta o çevreleri rahatsız etmek- tedir. Başbakan'ın sayın eşi bile, muhabirTuran Yıl- maz'la konuşurken, "AbdullahBeysonunakadar gitti, daha neyapabilirdikı? Onunyerinde kım ol- sa aynı şekilde davranırdı" diye konuşmuş. Hak- sız da değil: Sorumsuz lıderliğin Atlantik ötelerin- de verdiği sözler, batık borçlar, sıkıntlı ekonomi, da- ğınık yönetim, başansız diplomasi yüzünden kö- şeye sıkışmış, başını dik tutacak mecali kalmamış bir ülke. Plansızlık, Özal dönemınde yoğunlaşan başıboşluk, Amerikan tarzı küreselleşmeye teslimi- yet, ne pahasına olursa olsun Avrupa'ya yaman- ma tutkusu bu toplumu öyie bir noktaya getirmiş ki, büyük bir silkinme olmadan kurtuluş çok uzak bir hayalmiş gibi görünüyor. AmaCumhuriyetin kuruluşundaki Istiklal Harbi gibi öyle dönemler olur ki tarihte, sürünür gö- züken toplumlar birdenbire ayağa kalkar ve kanat- lanır. Son yıllann Kıbns sorunu niçin böyle bir dönüm noktası olmasın? Dışta her yönüyle savunulmaya değer haklı bir dava, içteki ekonomik ve sosyal boyutlan açısından çözülmesi hiç de zor olmaya- cak bir sorun, baskılara boyun eğilmezse tam ter- sine AB gibi başka kapılan açmayı kolaylaştıracak bir direniş. Bunda teslimiyetçilikten kurtulmak, zilletten kur- tuluşa doğru yeni kanatlanışlann da başlangıcı ola- bilir. BUNLARIN NESİ MUSIÜMAN! AKP ŞEYTANIN EMRİNDE! GÖKÇE FIRAT Dinsiz ve namussuz molla! ERKİN YURDAKUL AKP şeytanın emrinde GÜNEŞ AYAS Ataturkçu dış politika YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN Denklemin içinde yer almak mı denklemin içinde boğulmak mı? YILDIZ SERTEL Emperyalist ABD'nin atom savaşına hayır FİLİZ DOĞAN Ver-kurtul eskidi çöz-yaşat verelim ÖNER YAĞCI Bugünü anlamak ısteyenlere SUNAY AKIN Şımdi biz Anzak yapılmak isteniyoruz AVNİ EREKALIN TIP ışçi sınıfının tarihsel gücunü gösterdi YÖN Lozan, ver-kurtulcuların kaybettiği yerdir EROL MANİSALI YAZILARIYLA ARTIK TÜRKSOLU'NDA MÜTTEFİKLER TÜRKİYE'Yİ NASIL PARÇALADI, OSMANLI'DAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE NİN TOPRAK KAYIPLARI TEL (0212) 292 73 00 WWW.TURKSOLU.ORG 23. SAYI BAYILERDE 1.000.000 TL Küreselleşme ve Kültürel Evrim... Tarihte her zaman inişler çıkışlar olsa da başlamış olan ilerleme durmaz, durdurulamaz; yanlış yol er geç aşılır, aşılacaktır. llerleyen insanlık gidişinin geriye dönüşünün engellenmesi zorunludur. Prof. Dr. BEDİA AKARSU • nsan doğanın içinde yer alan I bır varlık; ama öte yandan doğaya egemen olan. dün- yayı değiştiren, doğada ol- mayanı yaratan, değerler ya- ratan, kültür yaratan bir varlık in- san. Doğanın karşıtı gibi görülse de kültür de doğanın bir uzanösı. Ikisi de, doga da kültürde aynı olu- şumun -evrimın- sonucu. Ikisi de oluşan bir şey. tkısı de yıllar için- de evrun geçirrruş ve geçirmekte ve izledikleri yol da aynı. Dur- madan daha karmaşık yapılarohış- turarak günümüze kadar sürmüş olan evrimin son halkası insan. Doğada yeni birhalka olacak mı? Bu evrim sürecek mi? Yeni bir halka ne olabılir? Doğanın ken- disinde yeni bir halka öngörül- müyor. Ama son 20-30 yıldan be- ri bir kültürel evrimden söz edi- yor büim adamlan. Bu kültürel ev- rimi yapacak olan da insan. Peki! Nediı bu kültürel evrim? Kültü- rün, özellikle Aydınlanma'nın ge- tirdiği değerlenn, msancıl ılkele- rin bütün dünya insanlannca pay- laşılması ve insan olma yolunun bütün insanlara açılabilmesi ve çağdaş uygarlığın tüm insanlığı kaplaması; kültürün evrenselleş- mesi ve bu evrensel kültüre tek tek kültürlerin katkıda bulunabilme- si; tüm ınsanlann insan haklann- dan yararlanabilmesi ve banş için- de yaşayabilmesi olarak anlaşılı- yor. Ancak böyle bir gelişmeyi nasıl sağlayacak insanhk? Bu kültürel evrimi herhalde son on yıllardır dünyayı kaplayan pi- yasa ekonomisine dayalı küresel- leşme sağlayacak değil. Daha in- sancıl birküreselleşme gerekli in- sanhğın kuruluşu, ınsanın insan ol- ması ve daha mutlu bir dünyada banş içinde yaşaması içın. Bu- günkü ekonomi ağırlıklı küresel- leşmeyi insanı mutlu kılacak in- sancıl bir küreselleşmeye dönüş- türmek zorundayız. Son yıllarda bilimin ve bunun- la ilgili olarak teknık gelişmele- rin başdöndürücü ilerlemesi yaşa- muı her alanında değişıkliklere yol açmıştır. Mikrobiyolojideki araştırmalar, uzay araştırmalan, gen-bılim ve gen-tekniğı araştır- malan, bilgisayar-internet çalışma- lan akıllara durgunluk verecek boyutlara erişmekte ve bunlann uygulamalan yepyeni araştırma- lara yol açmakta. Ama uygarüğın ve kültürün buncafleriemesinekarşuı insanın insan olma yolunda hiç de bu 0er- lemeye koşut olarak geiiştiğiııi gö- remiyonız. Savaşlar, kavgalar, aç- lık, sefalet, her alandakı küiilik her yanı kaplamış. Yeni Dünya Düze- ni, küreselleşme dedikleri yeni bir sömürgeciliğe, giderek yağ- macılığa, soygunculuğa dönüş- müş. Mafya bütün dünyayı sarmış. tki büyük dünya savaşı geçirmiş olmasına ve bunu çok ağır ödeme- sine karşın ınsanlar 20. yüzyılda yine de bir çözüm yolu bulama- mışlar banş için. Şimdı de bir Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesı içinde insanlık... Peki! Bilimde, teknikte bunca ilerlemeyı başaran insan, neden kendini de aynı ölçüde insan ol- ma yolunda ilerletememiş? Ken- di yarattığı dünyanın dışmda kal- masının nedeni nedir? Yepyeni bir çağ~. Birçözüm yolu bulunabilirmi? Bu, o kadar kolay değil. Toplum- sal, siyasal, kültürel gelişmeler, bilimsel ve teknik gelişmelere ayak uyduramıyor. Bilim ve tek- nik alandaki büyük değişmeler insan yaşamında ve toplumsal ya- şamda büyük sarsıntılara yol açı- yor. Yüzyiflardan beri içinde va- şanıiandeğerlerdünvasnunbirden degişmesmeinsan kolaykolaya\ak uyduramıyor. Bunu bizim ülke- miz çift yönlü yaşryor günümüz- de. Birvandan ge^irdiğimiz Aydm- lanma Devrüni 9e bin yıldan beri içindebulunduğunıuzkültür dün- yasuıdan başka birkültürdünya- suıa geçtik. Onun sarsınalannı at- latmadan birden, dünyadakj bflim- selveteknikgetişmeler biryandan, ekonomik gelişmeler öte yandan toplumumuzda yeni sarsıntılara yol açn. Bu sarsDiüvı şimdflerde bü- tün dünya yaşryor. Yepyeni bir ça- ğageçiyor insanhk. Büyük sarsın- tılardan çıkabilmek için bütün in- sanhğın bilinçli olarak yönlendi- rilmesı gerek. Burada fîlozoflara, düşünürlere görev düşüyor kanı- sındayım. Dünyamızda yalmzca ekonomiye, serbest piyasaya da- yalı bir küreselleşme ile düzlüğe çıkılamayacağı arnk her yerde gö- rülmeye başladı. Avrupa'da da Amerika'da da bu yolun yanlışlı- ğını görenler gittikçe çoğalıyor. Ama bunu çok daha önceden gö- ren ve uyanda bulunan, düşünce- leri ile tüm insanlığı kuşatan ay- dınlar ve fılozoflar da vardı hiç kuşkusuz. Burada30ydönceyaz- dığıbiryazısıvia bu konuyaışıktu- tan J. Ritter'i anmak isterim. 1950'li yıllarda birkaç yıl tstan- bul Üniversitesi Felsefe Bölü- mü'nde öğretim üyeliği yapmış olan, benim de asistanlığını yap- mış olmakla övünç duyduğum Prof. Dr. Joachım Ritter, Atatürk Devrimi'ni örnek olarak aldığı bir incelemesinde (Europaeisierung alsEuropaeıschesProblem-1970) - TürkDevrimimodeündedün>^- nut her yerinde görülen Avrupa- blaşma sorununun A\rupa'nın da sorunu olduğunu tam bir açıkhk- ladüegetirir. "Avrupahlaşma fle", diyor Ritter, "AMTipa'nm kendi- si kendi tarihinin dışına çıkmış- tır; AvTupa tarihi bir anlamda dünya tarihi anlamına gelmiştir; Avrupa'run geleceğe uzanan tari- hi, Avrupa'nm Uerleyen tarihinin ta kendisidir. Kendisini kendisiy- lesınıria>-an birAvrupa. çağdaş uy- garhğıkeodisinin kurduğunu unut- muş gibidir''Ritter egöre "BuAv- rupa düşünce dün\asının büvük- lerinin \urattığı bir oluşuma dü- şûncesizce da\Tanır gibi görünü- yor,sanki onun -şündi e\rensel ol- muş olan bir uygarlıkla ilişkisin- de- üstlendiği görevden haberi yok." Gerçekten Avrupa, Ritter'in haklı olarak belirttiği gibi, özel- likle AydmJanma Devrimi ile dün- ya kültürüne öncülük ettiğıni, bu görevi üstlendığini unutmuş gö- rünüyor günümüzde... tşte Avru- pa'nın unuttuğu bu görevi 1920'lerde M.Kemal Atatürk ün önderliğinde Türk ulusu üzerine alıyor, getirdiği ve uyguladığı il- kelerinin bir bütün oluşturduğu tutarlı sistemi ile bütün dünya ül- kelerine örnek oluyordu Türk Dev- nmı. ,\ma ne yazık kı Atatürk'ün öKimünden sonra başlayan Atatürk düşüncesinden uzaklaşma eylem- leriyle bu örnek olma görevimı- zitükettik... 1950'deçoğulcude- mokrasiye geçişle birlikte devrim karşıtlan artık seslerini iyice yük- seltmeye başladılar. Din devleti yanhlan bile ağu-lıkJanm duyur- maya başladılar ve bugünlere ge- lindi. Avrupa'da Hıristiyanlık Ancak Avrupa'da da bizdeki Osmanlı Dönemi'ne dönmek is- teyenlerya da din devletine özlem duyanlar gibi, Hıristiyanljğı öne çıkanp Avrupa'ya yeni bir kim- lik arayanJar var. Bugün Avru- pa'da kimileri Hıristiyanlığı Av- rupa kültürünün ve dolayısıyla Avrupa Birliği'nin bir parçası, bir öğesi olduğunu ileri sürüyoriar, Aydınlanma felsefesinin hüma- nist ilkelerinın tam karşıtı bir an- layışla. Bunlar sanki, ortaçağöz- lemini çekiyortar veçağdaş Avru- pa yerine bir ortaçağ AvTupası'm getirmekistiyorlar. öpkı bizim Os- manlı Devieti'nin özlemini çeken- lervedindevietini kurmakisteyen- ler gibi... Ortaçağda Avrupa bir din devleti idi. 0>'sa bugünün Av- rupası'nın kimliği Rönesans'la birlikte, yeniden uyanış ve Ay- duılanma ile çizılmiştir. Bugünün Avrupasrm Avrupa yapan, Rö- nesans'tan sonra gehşen laik dü- zen olduğunu unutmuş görünü- yorlar kimi kımseler. Bu Avrupa kültüründe din artık bağlayıcı öğe olmaktan çıkmıştn-. Avrupa'nın kımliğini oluşturan Aydınlanma felsefesinin getirdiğı dünya gö- rüşüdür. Özgür bireylerden kuru- lu özgür ve bağımsız toplumlann birliğıdir Avrupa ve kimliğını de yine Aydınlanma felsefesinin hü- manist ilkelerinden alır. Bizim de yöneldiğimiz bu Avrupa'dır. Biz de Avrupa Birliği içinde yalnız coğrafyamız ve tarihimiz bakı- mından değil, Türk aydınlanma Devrimi'ni gerçekleştırmiş, ev- rensel kültüre açılmış, laik, de- mokratik bir toplum olarak yer alacak durumdayız. Ama ne ya- zık kı Aydınlanma'nın getirdiği il- keleri ve hümanist değerleri altüst edenler seslerini yükseltebiliyor- lar uygar A\xupa'da da bizde de. Ancak tarihte her zaman inişler çı- kışlar olsa da başlamış olan iler- leme durmaz, durdurulamaz; yan- lış yol er geç aşıhr, aşılacaktır. Ilerleyen insanlık gidişinin geri- ye dönüşünün engellenmesi zorun- ludur, yanlış gıdiş kendi haline bırakılatnaz. Ayduılanmanın de- ğerlerine yeniden sahip çdalarak bu değerlenn bütün insanlık için geçerlı olduğu anımsatılmalıdır. Sonnç Bu arada 80 yıl önce İnsanhk Devrimi yapmış olan Türk toplu- mu da üstünedüşen görevi yerine getirmek üzere yeniden uvanma- hdn*. Bunun için de u savaş cinayet- tir" diyerek ulusal bencilliklerin yenilmesini isteyen ve silah bıra- kışmasını öneren Atatürk'ün "Yurtta BanşDünyada Banş" ül- küsüne sanlıp Türk Devnmı'ne ye- niden sahip çıkarak insanlık de- ğerlerini önce bütün Türkiye Cum- huriyeti haUanayeniden yayarak, yeniden dünyaya örnek olmaü- yız. Bunun yolu da Cumhuriye- tin ilk 20 yılında yapıhnış olan bütün kurumlanyla eğitim sefer- berliğini başlatarak insanı insan ya- pan değerleri yeniden, insanlan- mıza, özellikle gençlerimize ka- zandırmaktu". Dünyanın bugünlcü olumsuz gidişi karşısında bize düşen gö- rev budur. Ancak bu görev el- bette kısa sürede gerçekleştirile- mez. Hemen yapılabiiecek olan, başlamış olan bir eyleme, canlı kalkan eyJemine bizim de katıl- mamızı sağlamak üzere sivil top- lum örgütlerimizin harekete geç- mesidir. Her ülkeden 1000 kişi he- sabıyla yapılabilirse bir sonuç verebileceği göz önünde tutula- rak, Avrupa Birliği aday ülkele- riyle birlikte bu eylemde başı çekmeye davet edilebilir. Böyle- ce insanın insan olması yolu açıl- mış, kültürel evrim başlamış olur diye düşünüyorum (*). (*) Bu yozı AB 'nin ikiye bö- lünmesinden önceyazıldt. 'Ulu- sal bencillikler' kolay kolaykalk- mayacak anlaşüan... Hem Tesettürcü Hem de Çağdaş Zafer KARALAR 0,-kücü R ecep Tayvip Erdoğan, bir süre önce Avrupa'nın önde gelen devlet adamlanyla bir dizı görüşmeler yaptı. Bu görüşmeleri, her ne kadar Kopenhag'da Türkiye'ye AB için yakın bir tarih verilmesıni sağlamak amacıyla yaptığını söylese de; daha çok AKP'yı Avrupahlara anlatma. güven kazanma çabası içinde olduğu gözden kaçmadı. Bire birkonuşmalannda "Bizçağdaş,demokrat insan haklanna saygıh, hukukun üstünlüğüne inanan bir partryiz" dedi. Ne güzel... Peki, konuştuğu devlet adamlan bu sözlenne ınandüar mı acaba? Ne demış şaır: 'Avinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.-' Anayasa Mahkemesı. 'dmselbirsimge' olduğu gerekçesiyle türbanla okullara ve kamu alanlanna girilmesini yasakladı. Bunlar ne yaptılar, dinsel simge olarak kullanıldığı mahkeme karan ile saptanan türbana daha çok sahip çıktılar. Türban bizim namus meselemiz, diyen TBMM Başkanı Bülent Annç, öğretmen oîan kansının başına türban taktırıp, işinden ayırmış. Başbakan Abdullah Gül, kansı başını açmasın diye ünıver- sıteden çıkarmış. Birkaç ay sonra başbakanlığı devralacak olan Recep Tayyip Erdoğan da, bir dostunun sağladığı maddi destekle türbanlı kızlannı Amerika'da okutuyor. Bu mu çağdaşhk? Hakkında yolsuzluk savıyla dava açılan on- larca ldşıyi; irtıca yanlısı olduğu gerekçesiyle ordudan, üniversiteden atılan bazı kışılen. se- çilecek sıralardan milletvekili ada>ı gösterdi- ler. Bu kişilerden bazılannı daha sonra bakan yapıp, yolsuzluk yaptığı savlanan kurumlann bağlı olduğu bakanlığın başına getirdiler. Se- çimlerden önce milletvekili dokunulmazlığını sırurlandıracaklannı açık seçik söyledıklen hal- de, şimdi vazgeçtiler. Yasal düzenleme yapa- rak işkence suçundan yargılananlann milletve- kili olmasına olanak sağladılar. Hem tesettür- cü, hem de Batılı olunmaz beyler... OLAY YARATAN DİZI 28 ŞUBAT'A ILK ADIM Büyiiklere Masallar - Küçüklere Gerçekler-9 CüneytARCAYÜREK CflNEYTARC 28ŞUBATA Turkıye"28 Şubat"a adım adım ılerledı Atatürk devnmlen ve laik Cumhurıyetle Jgılı kaygılar 1995 erken seçımlerınden sonra yoğunla^tL Çankaya'mn, Refah Partisı nın hükumet kurmasını engeüerne çabaian; TSK'nın olası RP hükumetıne balaş açısı; ve bir sabah Sincanlılan uyandıran "tank seslen" ile simgeleşen bir uyarı... Işte, dernokrası tarıhırnıze damgasını vuran 28 Şubat olayına doğru ilk adımlar Dizinin öteki kitapları 1. DEMOKRASI DONEMECINDE UÇ ADAM (3 bs ) 11 OOOooo.- 2. BİR GIDEN - BİR GELEN - BİR BEKLEYEN (2 bs ) 11 OOOooo - 3. KRİZ DOĞURAN SAVAŞ (2 bs ) 13000a» 4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DUŞU (3 bs ) 13OOOooo 5. ETEKLI DEMOKRASI (3 bs ) 13000ooo 6. BABA'SINJN KIZI (2 bs ) 130OOooo 7. SESSIZ DARBE (4 bs.) 13000ooo 8. ÇANKAYA MUHALEFETI (2 bs) 13000ooc 9. 28 ŞUBArA İLK ADIM 19000ooo Yayınevi: 0.312 434 49 99 / Faks 0 312 431 77 58 Dağıtım : 0 212 522 52 01 / FaksO 212 527 41 19 Kitabevi:0 312 434 41 06 / Faks.O 312 433 19 36 www.bilgiyayinevi.com.tr BİR DEVRİMCİNİN ÖYKÜSÜ Uğur Olsun! I • • Sevgi Ozel UğıuOJsıiuj! Bu kitapta, genç yaşta halkın gozbebeğı olan bir efsane ısmın oykusu anlatıhyor UĞUR MUMCU, vurguncunun, kaçakçının, yobazın ustüne gıtmış, karanlık guçlere karşı korkusuz duruşuyla toplumu sarsmış bir devTİmcıydı 24 Ocak 1993te arabasına konulan biı bombayla öldurülduğünde mılyonlarca insan ayaklanmış, yollara dökülmüştu. SEVGİ ÖZEL,Uğur Mumcu>nj ve onun"dava"sını daha yakından tanıma-ınceleme olanağı bulduğu dönemde, tıtiz, aynntılı ve ilk kez incelenen belgelere dayanarak yaptığı araştırmadan sonra bu yiğıt devrimcinın yaşamöykusünü kaleme aldı Yayınevi: 0.312 434 49 99 / Faks.O 312 431 77 58 Dağıtım : 0.212.522 52 01 / Faks 0 212 527 41 19 Kitabevi: 0.312 434 41 06 ' Faks 0 312 433 19 36 www.bilgiyayinevi.com.tr Bağımızlıkçı, Aydınlanmaa, Halkçı Bir Eğitim İçin öğretmen ü dünyası | i makaieleri, srasından iıaber ve yonımlar, rin sanafc ûrünleriyle 24 yıldir- her ay obırlarlâ Sayısı 2.000.000, yıllık abonesi 20.000.000 lira. İzlemek için aöone bedeli Zeki Sarıhan adına 524 189 numaralı Posta Çekine yatınlmalı ve çekin arkasına tıangi sayıdan başlayacağı belirtilmelidir. Adres yianik Cad. SbMşhanıA Blok Kat: 8 \a: 511 064» \emsehir VNKARA Tel: U114Ü 34 52 • Faks: 0İ12.43312 83 art "hya j<ontör bizden ^ı Kaç yıllık Hazır Kart'lı olduğunuza göre kontörbizd 4 yıllık ve ûstü Hazır Kart'lıya T 3 yıllık Hazır Kart'lıya 2 yıllık Hazır Kart'lıya 1 yıllık Hazır Kart'lıya kontör I ^ Ayrıca konuştukça da kontörbizden. \yda 2 0 0 - 4 9 9 kontör yüklerseniz 500 - 999 kontör yüklerseniz 1000den fazla yüklerseniz III Ikontöri Yeni duzenlemelerle 'e kadar uzatılan kontörbizden kampanyasından yararianmak için kaydınıa yaptırmarHZ ve hattnuza aynı ay IçhKte en az 200 kontör yüklemeniz yeterii. 30 Haziran 2003 tarihine kadar, yükledJğlniz kontörterden kontör kazanablllrsiniz. Kaydınuı nden, adreslnden, ceple (arama başına 2 kontör), sabit telefonla 'iardan, ten 'dan yaptırablllrelniz. Hazır Kart abonelık sürenız 1 Ocak 2003 tarihine göre hesaplanır. Abonelik yılına bagı kontörler sadece bir defa kazanılır. Kazandığınız kontörler bir sonraki aydan itibaren eştt bölünerek 5 ayda hattınıza yüklenır. Şirket adına kayrtlı hatlar kampanyaya dahil değildır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle